Medeniyetin beşiği olan Anadolu’dan sayısız kültür geldi geçti ve herbiri geride olağanüstü değerli izler bıraktılar. Dünyanın bir ucundan turistler bunları güzellikleri görmeye gelirken kendi ülkemizin bu en güzel tarihi yerlerini görmemek olmaz. Daha fazla ertelemeden, fırsat buldukça seyahat planlarınızı yapın ve hepsini görmeye çalışın.

Türkiye’nin En Güzel 15 Tarihi Yeri

15Pamukkale

Türkiye en güzel tarihi yerler

Tam bir görsel şölen şölen sunan benzersiz coğrafya Pamukkale, Dünya’da hem doğal hem kültürel özellikleriyle UNESCO Dünya Mirası Listesine girmiş 29 yerden biri. Doğa ile tarihin nefis bir buluşması olan, günde on bin kişinin ziyaret ettiği Pamukkale, Antik dönemde hem şifalı suları hem de Aziz Philip’ten derman arayanların akınına uğruyordu.

Sahip olduğu karbonatlı su nedeniyle bembeyaz bir örtüye bürünmüş Pamukkale’nin antik dekorunu tamamlayan Hierapolis Antik Kenti, Pamukkale’de görülmesi gereken en önemli tarihi yer. Antik kent içerisinde ana cadde ve kapılar, şifalı suların bulunduğu Antik Havuz, Apollon Tapınağı, kiliseler, çeşmeler, Nekropoller ve Antik Tiyatro yer alıyor.

Romalı komutan Marcus Antonius’un Mısır Kraliçesi Kleopatra için yaptırdığı iddia edilen Kleopatra Havuzu’nda yüzmeden, Hristiyanlığın ilk 7 kilisesinden birine ev sahipliği yapan Laodikeia Antik Kenti‘ni görmeden dönmeyin. Ulaşım için Pamukkale’ye nasıl gidilir yazıma göz atın. Binlerce yıldır şifa dağıtan, Karahayıt’ta konaklayabilirsiniz.

14Nemrut Dağı

turkiye tarihi yerler

Kommagene Kralı Kral Antiochus ve beraberindekilerin gömülü olduğu Nemrut Dağı, Adıyaman sınırlarında yer alıyor. Her yıl dünyanın dört bir yanından gelen turistler sabahın erken saatlerinde 15 dakika süren bir tırmanışla tepeye ulaşıyorlar. Dünyanın ilk horoskopu ve ateş sunakları bulunan Nemrut Dağı, ülkemizin en değerli tarihi noktalarından biri.

Aslan ve kartal heykellerinin başında beklediği Kommagene Kralı Antiochos’un göksel tahtında unutulmaz bir gündoğumu izlemek için gidilir. MÖ 62’de Kral Antiochus Theos, Nemrut Dağı’nın tepesine, pek çok Yunan ve Pers tanrısının heykelinin yanı sıra kendi mezar tapınağını yaptırmış. Doğu terasında, cephesinde dokuzar metre yükseklikte altı heykel gün doğumuna doğru bakıyor.

Mezarını örten tümülüs, Anadolu’nun diğer yerlerinde görmeye alıştığımız türde topraktan değil, küçük taşlardan yapılmış. 1987’den bu yana UNESCO Listesinde olan tümülüs ve kutsal alanlar ile birlikte Nemrut Milli Park’ını oluşturuyor.

13Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası

Divriği Ulu Camisi ve Darüşşifası, Fırat Nehrine akan Çaltı Çayı’nın kenarında, Ortaçağdaki zenginliğinin kaynağı olan demir cevheri ile ünlü dağların arasında yer alan bir vadide kurulmuş. UNESCO’nun dünyanın beş yüz mimari başyapıtı listesine girmiş, Anadolu’daki en dikkat çekici Selçuklu yapısı.

UNESCO listesine Türkiye’den ilk kabul ettiği Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, 1229’da Mengücekli Beyi Ahmed Şah tarafından yaptırılmış. Sivas’ın en çok tanınan mimari yapısı olan Ulu Camii ve Darüşşifa için Evliya Çelebi, “Üstad, mermer bu camiye öyle emek sarf edip, kapı ve duvarları öyle nakış bukalemun eylemiş ki methinde diller kısır, kalem kırıktır” sözlerini kullanmış.

İslam mimarisinin bu başyapıtı iki kubbeli türbeye sahip bir cami ve ona bitişik bir hastaneden oluşuyor. Caminin taç kapısı süslemeleriyle hayranlık uyandırıcı. Selçuklu ve İslam Ortaçağ bezeme geleneğinin tümüyle dışında, üç boyutlu ve heykel nitelikli benzersiz bir taş oyma başyapıtının ürünü. Özgün mimarisi, estetik ve kültürel değeri açısından görülmeye değer.

12Hattuşa

Hattuşa, dünyanın ilk yazılı anayasası, kadın hakları ve gelişmiş adalet sistemini yaratmış, Anadolu’nun en eski ve en köklü uygarlıklarından Hitit Devleti’nin başkenti olarak biliniyor. Çorum’un Boğazkale ilçesinde yer alan ve 1986’dan bu yana UNESCO Listesindeki antik şehir, günümüzden 5 bin yıl öncesine ait kültürel Anadolu medeniyetlerine tanıklık edilebilen çok önemli bir merkez.

Anadolu’nun ilk devleti Hitit Uygarlığının 400 yıldan fazla kalbi olmuş Hattuşa Antik Kenti’nde 5 ayrı kültür katı keşfedilmiş. Hititlerden sonra bölgeye Frigler, Medler, Galatlar, Romalılar, Bizanslar hakim olmuş. Herbiri izler bırakmış. Gerçekleştirilen kazılarda büyük Hitit arşivine de ulaşılmış.

Tam 5 bin yıl önce Hititler, tıpkı Sümerler gibi yazdıkları belgeleri arşiv ve kitaplık olarak saklamışlar ve kütüphanede korunan tabletlerin konularını, o konunun kaç tablette yazılı olduğunu, yazanın adının bulunduğu listeler hazırlamışlar.

Döneminde bin tanrılı şehir ismiyle anılan Hattuşaş, siyasi, dini ve kültürel bir merkez özelliğini taşıyormuş. Doğal kaya üzerine yapılmış bir açık hava tapınağı burası. Tarihin bilinen en eski kütüphanesi de burada açılmış. Hattuşaş Çorum’un Sungurlu ilçesinin güneydoğusunda Boğazkale ilçesinin 4 km doğusunda yer alıyor.

11Ksanthos ve Letoon Antik Kentleri

Ksanthos (Xanthos), Antik Çağ’da Likya’nın başkenti olarak biliniyor. Likyalılar, Antik çağda güneybatı Anadolu’da, günümüzde Teke Yarımadasına karşılık gelen bölgede yaşıyordu. MÖ 1. yüzyılın ortalarında 23 kentten oluşan Likya Birliği tarihteki ilk demokratik birlik olarak günümüz demokratik sistemleri için esin kaynağı olmuş.

MÖ 8. yüzyıla kadar uzanan kalıntılarda, şehrin dönemin önemli bir kültürel ve siyasi merkezi olduğu ortaya çıkarılmış. Yerleşim izlerinin MÖ 7. yüzyıla kadar gittiği Letoon ise Şair Ovidius’un anlattığı bir öyküye göre kent, Zeus’tan hamile kalan Leto’nun adına kurulmuş.

Daha çok dini bir merkez işlevinde kullanılan Letoon şehri MS 7. yüzyılda terk edilmiş. Osmanlı Döneminde buradaki bir çok eser yurtdışına kaçırılmış. Bugün British Museum Lykia Salonunda buradan götürülmüş eserler sergileniyor.

Ksanthos Antik Kenti Fethiye’ye 55 km uzaklıkta, Kınık Köyü’nün yakınında Eşen Çayı’nın ayırdığı MuğlaAntalya il sınırı üzerinde yer alıyor. Xanthos-Letoon şehirleri bugün UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alıyor.

10Çatalhöyük Neolitik Kenti, Konya

Çatalhöyük, Orta Anadolu’da, günümüzden 9 bin yıl önce kurulan, Neolitik Çağ ve Kalkolitik Çağ yerleşim yeri. Dünyanın en eski yerleşimlerinden Çatalhöyük’ün ilk sakinleri, ilk tarımcı topluluklardan da biri. MÖ 7.400 ve MÖ 6.200 yılları arasında tarihlenen 18 adet neolitik yerleşim katmanı bulunuyor.

Çatalhöyük’ün diğer neolitik yerleşimlerden temel farkı, bir köy yerleşmesini aşıp kentleşme evresini yaşamakta olması. 2.000 yıl boyunca kesintisiz yerleşim gören Çatalhöyük, dönemin en büyük ve en kalabalık yerleşimlerinden biriydi. O dönemde Mezopotamya dışında böylesine büyük başka bir yerleşim yoktu ve 8 bin kişinin yaşadığı tahmin ediliyor.

Çatalhöyük’teki evler birbirine bitişik düzende planlanmış ve kapıları çatılarda yer alıyordu. Ölülerde aynı zamanda yaşanılan bu evlerdeki platformlara gömülüyordu. Çatalhöyük Kalıntıları 2012’de UNESCO Dünya Miras Listesine dahil edildi. Çatalhöyük, Konya’nın Çumra İlçesinin 10 km doğusunda yer alıyor.

9Truva Antik Şehri, Çanakkale

Truva veya Troya, Kaz Dağı eteklerinde, Çanakkale sınırları içinde yer alan önemli bir tarihi kent. 1996’dan beri ise Milli Park statüsünde olan Truva, Homeros tarafından yazıldığı sanılan iki manzum destandan biri olan İlyada’da bahsi geçen Truva Savaşının gerçekleştiği yer olarak biliniyor.

Homeros, Dünya kültüründe önemli yere sahip. Savaşın taraflarından birisi Akhalar, diğeri Troyalılardı. Tarihin en önemli arkeolojik buluntuları arasındaki Troya eserleri, Alman arkeolog Heinrich Schliemann tarafından gün ışığına çıkarıldı. MÖ 2300-2800 dönemine ait hazine Schliemann tarafından 1871-1890 arasında yurt dışına kaçırıldı.

Eserlerin bir bölümü bugün Berlin‘de, bir kısmı da Rusya’da Puşkin Güzel Sanatlar Müzesi ve St. Petersburg’daki Hermitage Müzesinde bulunuyor. Çanakkale‘ye bağlı Tevfikiye Köyü yakınlarındaki Truva Antik Kenti 1998’den beri Dünya Miras Listesinde yer alıyor.

8Efes Antik Kenti

Efes Antik Kenti, antik kent denince sanırım ülkemizde ilk akla gelen ve bir çok kişinin ilk gördüğü yerlerden biri. Antik dünyanın en önemli uygarlık, kültür, bilim ve sanat merkezlerindendi. Helenistik ve Roma çağlarında en görkemli dönemlerini yaşayan Efes, Küçük Asya eyaletinin başkenti ve en büyük liman kenti olarak yüz binden fazla bir nüfusa sahipti.

Efes Antik Kenti, 2015’te Dünya Mirası olarak tescil edilen kentte Hıristiyanlarca kutsal sayılan birçok yer var. Celcus Kütüphanesi, Yamaç Evler, Antik Tiyatro, Kral Yolu ve çok sayıda arkeolojik eseri en çekici yapılar. Tarihi Efes bölgesi içerisinde yer alan Hz. İsa’nın en genç havarisi ve İncil yazarlarından Aziz Yuhanna Bazilikası en değerli yerlerden biri.

Dünyanın 7 harikasından biri olan Artemis Tapınağı, Efes’in en değerli yerlerinden biriydi. İzmir çevresinde gezilecek yerler arasında bulunan şehirde, her biri görkemli mimari şaheserler ve daha fazlası için Selçuk gezilecek yerler blog yazıma göz atın.

7Bursa ve Cumalıkızık

Osmanlı İmparatorluğunun ilk başkenti olarak kurulan ve külliyelerle şekillenen Bursa tarihi zenginliklerle dolu. Her ne kadar son yıllarda hızla çoğalan çirkin binalarla yeşil dokusu gölgelenmiş olsa da görülmesi gereken güzel şehirlerimizden biri.

Bursa ve Cumalıkızık bugün hala yaşayan ticari kültürü ve kente oldukça yakın kırsal yaşamın devamlılığı ile birlikte erken dönem Osmanlı yaşam şekli ve vizyonuna iyi bir örnek olarak gösteriliyor. ‘Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı İmparatorluğunun Doğuşu’ Dünya Miras alanı, Orhangazi Külliyesi ve çevresini içine alan Hanlar Bölgesi, Hüdavendigar (I. Murad) Külliyesi, Yıldırım (I. Bayezid) Külliyesi, Yeşil (I. Mehmed) Külliye, Muradiye (II. Murad) Külliyesi ve Cumalıkızık Köyü olmak üzere altı bileşenden oluşuyor.

Osmanlı’nın ilk başkenti Bursa’da Osmanlı’dan kalma 127 cami, 45 türbe, 34 medrese, 25 han, 37 hamam ve 14 imarethane bulunuyor. Bir çok tarihi yeri görmek için Bursa’da en az 2 gece konaklamalı.

6Selimiye Camii ve Külliyesi, Edirne

Edirne’deki Osmanlı mirasını incelemek ve baş döndüren bir yükseliş hikâyesiyle yüzleşmek için Edirne’ye gidin. Seksen sekiz yıl Osmanlı İmparatorluğuna başkentlik yapmış Edirne’de yer alan Selimiye Camii, tarihin seçkin dehalarından Mimar Sinan‘ın en değerli eseri. Osmanlı padişahı II. Selim’in yaptırdığı cami, tüm zamanların merkezi kubbeli yapıları içinde rakipsiz ve statik açıdan da kusursuz.

Sinan’ın 90 (bazı kitaplarda 80 olarak geçer) yaşında yaptığı ve ‘en iyi eserim’ dediği Selimiye Camii, Edirne’ye hâkim bir tepeye kurulmuş. Sinan’ın Ayasofya‘ya rakip olarak tasarladığı muazzam kubbe, 8 devasa fil ayağının üzerinde inanılmaz bir uyumla duruyor.

Kubbenin altında ise son derece geniş, ferah ve ışıklı bir iç mekân uzanıyor. Mekân bütünlüğü ve onun ışıklı ferahlığı, 2011’de UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dâhil edilmiş olmasının temel gerekçesi.

5Sümela Manastırı

Trabzon‘un Maçka ilçesinde bulunan Sümela Manastırı, eski bir Rum Ortodoks manastır ve kilise kompleksinden oluşuyor. Anadolu’da sıkça rastlanan Kapadokya kiliseleri tarzında, deniz seviyesinden 1,150 m yükseklikte inşa edilen yapı oldukça görkemli.

Duvarlarında bulunan fresk ve figürleriyle ilgi gören Manastır, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın denetiminde bir müze olarak ziyarete açık. Ortodokslarca kutsal sayılan bazı günlerde verilen izinlerle ibadet yapılan manastır, Doğu Karadeniz’in en etkileyici yapıları arasında.

4Bergama Antik Kenti, İzmir

İzmir’in Bergama ilçesinde yer alan ve Antik Çağ’da Pergamon olarak bilinen Bergama Antik Kenti, yeryüzünün en zengin tarih ve kültür miraslarından birine sahip. Beş imparatorla 130 yıl hüküm süren Pergamon Krallığı’nın kalbi Bergama’nın nüfusu Antik Çağ’da 100 bini aşıyordu.

Helenistik, Roma, Doğu Roma ve Osmanlı Dönemlerine ait katmanları içerisinde barındıran Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanına sahip. Akropol (Yukarı Şehir), sağlık merkezi Asklepion, Hristiyanlığın dünyaya yayıldığı yedi kiliseden biri olarak bilinen Kızılavlu, Anadolu Selçuklu sonrası beylikler döneminden Ulu Cami, Türklerin Anadolu’daki ilk köprüsü olan Beyazıt Köprüsü, mübadele ile ayrılan Rumların yaşadığı rengarenk boyalı evler dönem mimarisinin en seçkin örnekleri olarak karşımıza çıkıyor.

3Safranbolu

Beypazarı, Göynük, Odunpazarı gibi tarihi Osmanlı mimarisini yansıtan evleriyle tanınan Safranbolu, Karabük’ün bir ilçesi. Şehrin çekirdeğini Kaleiçi ve çevresi oluşturuyor, mahalleler ise üç derenin oyduğu vadilerin yamaçlarına yayılmış. Günümüzdeki bütün olumsuz etkilere rağmen, en iyi korunmuş tarihi evleri topluca Safranbolu’da görmek mümkün. Biribirlerinin görünümünü kapamayacak şekilde yerleştirilmiş evler ince bir zevkin ürünü.

Burası doğaası, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle Türkiye’nin en güzel ilçesi. Daracık sokaklardaki üzüm asmaları, saraç ve demirci dükkânları ve lokumcular bir tiyatro sahnesi görünümünde sanki. Tarihi kent bölümündeki ahşap evler 19. yüzyıldan beri özgün kimliğini koruyor. Günübirlik gitmeyin, en az 1 gece kalın. Bulak Mağarası, Tokatlı Kanyonu, Yörük Köyü görmeniz gereken önemli yerler.

2Kapadokya

İpek Yolu’nun önemli kavşaklarından biri olan Kapadokya, Türkiye’de görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Doğanın insanlığa armağan ettiği yerüstü cennetlerinden biri olan Kapadokya, peri bacaları ile tanınıyor. Lüks otellerin yanı sıra kayadan oyma, mağara şeklindeki ev, pansiyon ve otellerin bulunduğu bölge, özellikle yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde önemli bir düşünce ve eğitim merkezi olan Kapadokya, binlerce yıllık medeniyetin izlerini taşıyor.

1İstanbul Tarihi Yarımada

İki kıtayı buluşturan, tüm dünyanın hayran olduğu İstanbul, 1985’ten bu yana, “İstanbul’un tarihi alanları” dosyasıyla UNESCO Dünya Miras Listesi’nde bulunuyor. Listede yer alan kentte ilk akla gelen yapılar, Yerebatan Sarnıcı, Ayasofya, Sultanahmet Camii, Topkapı Sarayı ve Dikilitaş. Tarihi Yarımada üzerinde bulunan onlarca esere yürüme mesafesinde ulaşabiliyor olmak büyük bir şans.

Tarih boyunca farklı medeniyetleri ağırlayan Anadolu toprakları, çok sayıda medeniyetin yaşam izini taşıyor. Türkiye’deki en güzel tarihi yerler, bu liste ile sınırlı değil. Mardin, Assos, Hasankeyf, Afrodisias, Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri, Ani Tarihi Kenti gibi nice güzel coğrafyalar ve diğer tarihi mirasları da ekleyeceğim. Sizin de ‘En güzel tarihi yerler listesinde olsun’ dediğiniz yerleri yorum kısmına yazabilirsiniz.

29 Yorumlar

  1. Tarihi yerlerde koruma yok, özellikle sümela manastırı duvarlarındaki resimlerin üzerlerine ismini, memleketini kazıyan şerefsizler son yıllarda çoğaldı. Bin yıldır kimse bu hainliği yapmamış.

  2. Benim için İstanbul tarihi yarımada en güzel, ama son yıllarda içine ettiler. tarihi dokusu her zamanki gibi hızla bozulup yozlaşıyor. Yazık.

Yanıt yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz