Yüzlerce yıldır pek çok uygarlığa başkentlik yapan İstanbul’un sokakları ve evlerinin altında çok sayıda antik kalıntı var. Bu kalıntılardan biri de su sarnıçları. Roma İmparatorluğu Dönemi’nden günümüze kadar gelen sarnıçların en büyüğü olan Yerebatan Sarnıcı, bu sarnıçlar arasında en bilineni.

Bizans döneminde su ihtiyacını karşılamak için yaptırılmış olan Yerebatan Sarnıcı, Ayasofya’nın güneybatısında bulunuyor. Hem yerli hem de yabancı pek çok turistin uğrak noktası olan bu yapı, yüksek sütunlar ve loş ortamıyla oldukça etkileyici bir atmosfere sahip.

Yerebatan Sarnıcı

Yerebatan Sarnıcı

532 yılında sarayın su ihtiyacını karşılamak için Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından yaptırılan Yerebatan Sarnıcı, ilginç bir yeraltı yapısı. Stoa Bazilikası’nın altında yer aldığı için ‘Bazilika Sarnıcı’ olarak da bilinen yapı, yaklaşık 100 bin ton su depolama kapasitesine sahip.

Müthiş bir mühendisliğin ürünü olan sarnıcın içinde her biri 9 metre yüksekliğinde, 336 sütun bulunuyor. Çoğunlukla mermerden yapılmış bu sütunlar Korint ve Dor üslubunu yansıtıyor. Duvarları Horasan harcından kalın bir tabakayla sıvanarak su geçmez hale getirilmiş olan sarnıç, 9 bin 800 metrekarelik bir alana yayılıyor.

Malta

yerebatan sarnıcı hakkında bilgiler

Söylentilere göre inşasında 7 bin kölenin çalıştığı sarnıç, suyu şehre İmparator Valens tarafından yaptırılan Valens (Bozdoğan) Kemeri ile İmparator Justinianus’un yaptırdığı Mağlova Kemeri yardımıyla Belgrad Ormanları’nda bulunan Eğrikapı su taksim merkezinden getiriyormuş.

Yüzyıllarca süren çatışma ve kuşatmaya rağmen şaşırtıcı bir şekilde korunmuş olan sarnıç İstanbul’un Osmanlılar tarafından 1453’te fethinden sonra bir müddet daha kullanılmış. Ancak İslamiyet’in temizlik esasları gereği durgun su yerine akar vaziyetteki suyu kullanmayı tercih eden Osmanlılar şehirde kendi su tesislerini kurduktan sonra bu sarnıcı kullanmayı bırakmışlar.

Sarnıç, 16. yüzyılın ortalarına gelinceye kadar Batılılar tarafından fark edilmemiş, Sarnıcın Batılılar tarafından keşfi 1544-1550 yıllarında Bizans kalıntılarını araştırmak üzere İstanbul’a gelen Hollandalı gezgin P. Gyllius sayesinde olmuş. Gyllius Ayasofya civarında dolaşırken sarnıcı bulup içerisine girmiş ve burada gördüklerini araştırmalarında yayımlamış. P. Gyllius’un eserlerinde Batı’ya tanıttığı bu yer daha sonra pek çok seyyahın ziyaret etmek için can attığı yerlerden biri olmuş.

Yerebatan Medusa

Yerebatan’daki Medusa başları

Yerebatan Sarnıcı’nda dikkat çeken kısımlardan bir diğeri de sarnıcın kuzeybatı köşesindeki iki sütunun altında bulunan iki Medusa başı. Roma Dönemi heykel sanatının şaheserlerinden olan bu başların nereden getirildiği hakkında hiçbir bilgi yok. Ancak bu başlar hakkında çeşitli efsaneler mevcut.

Bu efsanelerden birine göre Medusa, yeraltı dünyasındaki kadın canavarlardan olan üç Gorgon kız kardeşinden biriymiş ve onlara bakan kişileri taşa dönüştürebilirmiş. Gorgon görüntüleri o dönemde dünyadaki önemli yerleri korumak için sıklıkla kullanılıyormuş ve bu yüzden de Medusa başları Yerebatan Sarnıcı’na da konulmuş. Bu başlara bakanların taş kesilmemesi için de heykeller ters ya da yan şekilde yerleştirilmiş.

Kurulduğundan günümüze kadar çeşitli onarımlardan geçmiş olan sarnıç, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilip, temizlenerek 1987 yılında ziyarete açılmış. Antik geçmişi ve muhteşem mimarisiyle dikkat çeken bu mistik mekan, günümüzde İstanbul’un önemli turistik cazibeleri arasında yer alıyor.

Yerebatan Sarnıcı nerede

İstanbul’un en ilginç yapılarından biri olan Yerebatan Sarnıcı, İstanbul’un Fatih ilçesinde, Tarihi Yarımada’da Ayasofya’nın güneyinde bulunuyor.

Yerebatan Sarnıcı nasıl gidilir

İstanbul gezi programlarının ayrılmaz bir parçası olan Yerebatan Sarnıcı’na tramvayla kolaylıkla ulaşabiliyor. Yerebatan Sarnıcı’na tramvayla gitmek için Sultanahmet durağında inmeniz gerekiyor. Bunun yanında vapurla geldiğiniz Eminönü’nden tramvayla ya da Marmaray’la geldiğiniz Sirkeci’den tramvaya binerek sarnıca ulaşabilmek mümkün.

Yerebatan Sarnıcı ziyaret saatleri ve giriş ücreti

İstanbul’un mutlaka görülmesi gereken yerlerinden biri olan Yerebatan Sarnıcı, haftanın 7 günü 09.00-17.30 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. Dini bayramların birinci günü saat 13.00’te açılan sarnıç İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı bir işletme tarafından yönetildiğinden Müze Kart geçerli değil. Müzeye öğrenciler 5, yetişkinler 10 ve yabancı ziyaretçiler 20 TL karşılığında bilet alarak girebiliyor. Online bilet satışı ise yok.

6. yüzyılda yapılmış olmasına rağmen günümüze çok fazla zarar görmeden gelebilmiş olan Yerebatan Sarnıcı, büyüleyici atmosferiyle İstanbul’da görülmesi gereken başlıca mekanlardan.

4 Yorumlar

  1. Mağlova Kemeri Mimar Sinan’ın eseridir. 16.yy da İstanbul’daki büyük su sorununun giderilmesi için Kanuni sultan Süleyman’ın verdiği emirle inşa etmiştir. Çok önemli bir mühendislik örneğidir. Kırkçeşme Su yollarının bir parçasıdır.

  2. 1554-62 yılları arasında Süleyman’ın emri ile yapılan ve mühendislik harikası olan bu kemer Mimar Sinan’ın eseridir. Justinianus ile ilgisi yoktur. Bu kemer Kırkçeşme su yollarının bir parçasıdır. Valens kemeri ve Yerebatan sarnıcı ise Roma su yollarının birer parçasıdır.

Yanıt yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz