Bakü, görkemli binaları, geniş bulvarları, Apşeron Yarımadası, geceleri ışıl ışıl yanan gökdelenleri, tarihi dokuları ve doğal güzellikleriyle Azerbaycan’ın başkenti ve en büyük kenti. Lonely Planet sitesi, 2010’da Avrupa’nın en güzel sekizinci kenti seçmişti Bakü’yü. Aynı site 2014 yılının en iyi turistik destinasyonlarından biri olarak liste başına yerleştirmişti.

Sovyet döneminden bugüne Azerbaycan veya ‘Ateş Ülkesi’ dışında hiçbir ülke bu kadar köklü bir dönüşüm yaşamamış olsa gerek. Bu muazzam dönüşümü ilk elden görmek için gidilmesi gereken en iyi yer Azerbaycan’ın başkenti Bakü. Bakü’ye adım attığınız anda şehrin ne kadar temiz ve modern olduğuna şaşıracaksınız. Eski taş yapılarıyla geçmişi yaşatan Bakü İçerişehir ile hipermodern binaları bir arada bulacaksınız.

bakü gezilecek yerler

Çoktandır görmek istediğim şehre Eylül 2021’de gitme fırsatım oldu. Havaalanından çıkıp Bakü’ye doğru aracımla girdiğ­imde vakitlerden geceydi. Trafik olmadığından şehirle gözümün ilk teması stressiz olduğundan mıdır nedir, geçtiğim caddelerin genişliği ve düzeni, iki yana sıralanmış Fransız mimarisine öykünen binalarıyla içim ısınmıştı bu şehre hemen.

Zaten gün geçtikçe alışmanız ve sevmeniz kolaylaşıyor. İnsanı yabancı değil, dili yabancı değil. Aşina olduğumuz Türk markaları tabelaları sık sık gözünüze çarpıyor. Bir an Deja-vu yaşayıp kendinizi memleketinizde hissetmeniz bile mümkün benim gibi.

Malta

Serbia

Upuzun geniş mi geniş caddeler, cadde boyunca yükselen yaşlı çınar ağaçları, geniş yaya kaldırımlar, her köşe başında karşınıza çıkan yemyeşil parkları ve düzenli binalarıyla görür görmez ben bu şehirde yaşarım dedim içimden. Hazar Denizi’nin batı kıyısında yer alan Bakü’ye ‘Bad-ı Küba’ yani ‘Rüzgarlar Şehri’ deniyor, rüzgârı bol bir şehir.

Bakü Gezi Rehberi

Bakü’de yapılan arkeolojik kazılarda bölgede ilk insan yerleşiminin MÖ 3 binli yıllara kadar uzandığı tespit edilmiş. Yazılı kaynaklarda ise 5. ve 7. yüzyıllar arasında Sasanilerin Bakü’de hüküm sürdüğü biliniyor. Bakü, Sasani döneminde Bağavan ve Ateş-i Bakvan olarak adlandırılıyordu. Şehir, 10. yüzyıl Arap kaynaklarında Bakuye, Bakuh, Baku; 15. yüzyıl Rus kaynaklarında Baka; Farsça kaynaklarda ise Badükübe olarak geçiyor.

Uzayıp giden düz sahil kesiminin ardında amfi tiyatroyu andıran yamacın üzerine doğru yayılmış bir şehir. Hazar kıyısında, Bakü’nün renkli ve modern yüzünü görebileceğiniz dev oteller, modern binalar, gökdelenler, lüks alışveriş merkezleri sıralanmış. Şehrin sahil kesimi dahil içeriye doğru gittiğinizde kum renginde binaların sıralandığını görüyorsunuz. Hepsi de birbiriyle uyum içerisinde.

Eski binaların çoğu Bakü’den çıkarılan ‘Aglay’ denilen sarı kumtaşından yapılmış. Binaların süslü ön cepheler, gösterişli süslemeleri ile Neo-klasik ve Gotik mimarisinin bir sentezini görüyorsunuz. Zamanla kararan kumtaşı binaları temizlenmiş, mimariye uymayan yapılar Bakü taşıyla kaplanmış.

Yenilenmiş ve temizlenmiş tüm eski binalar ışıklandırılarak, geceleri ışıl ışıl parıldayan bir kent ortaya çıkarılmış. Bu yüzden Bakü, geceleri gündüze göre çok farklı ve çok daha güzel.

Sokakların her köşe başında trafik polisi yer alıyor. Yoğun saatlerde polis araçlarının sayısı da artıyor. Kurallara uyulan, korna seslerini çok nadir duyacağınız, düzgün akan bir trafiğe sahip. Yaya geçidinden geçince araçlar durup yol veriyor.

Kentte, raflarında 4 milyon 600 bin kitap ve el yazması olan dev bir kütüphane, birçok tiyatro, opera ve konser salonu, çoğu Sovyet rejiminden miras kalan sanat merkezleri var.

Bakü’yü ziyaret etmek için en iyi zaman, sıcaklığın ılımlı olduğu, ormanların ve dağların renklerinin tüm canlılığa sahip olduğu İlkbahar veya Sonbahar ayları. Yazı oldukça sıcak, kışı ise sert olabiliyor. Yılın herhangi bir zamanında aşırı rüzgarlı olabilir, bu yüzden Bakü’yü ziyaret ederken hazırlıklı olun.

Bakü’de en sıcak yaz ayları olan ağustos ve temmuzda sıcaklık 35 ila 40 derecelere çıkabiliyor. Bakü’ye gelmek için en iyi zamanlar nisan, mayıs, eylül ve ekim ayları, zira kış aylarında hava oldukça serin veya şiddetli rüzgârlı oluyor.

Genel olarak Bakü, özellikle turistlere yönelik küçük hırsızlıkların neredeyse hiç olmadığı oldukça güvenilir bir şehir. Ne gece ne de gündüz kendimi güvensiz hissetmedim. Bakü’de endişelenecek bir şey yok. Taksi şoförleri dolandırıcılığından endişeleniyorsanız Bolt veya UBER uygulamasını kullanın.

Satın almak için yerel bir sim kart arıyorsanız, Azercell harika bir seçenek. Vardığınızda havaalanından ya da şehir merkezinde bir tane satın alın. Fiyat aralığı istediğiniz pakete bağlı olarak değişiyor. 10 GB paket 21 AZN tuttu.

BAKÜ’YE NASIL GİDİLİR
✈️ Bakü ile Türkiye arasında, Türk Hava Yolları, Azerbaycan Hava Yolları, Buta Airways ve Pegasus’un karşılıklı uçuş seferleri var. İstanbul’dan Türk Havayolları, Azerbaycan Havayolları, Ankara’dan ise Azerbaycan Havayollarının Bakü’ye direkt seferleri var. Ben İzmir’den Bakü’ye her defasında Pegasus Havayolları ile uçtum.

Maalesef İstanbul’dan ve Ankara’dan Pegasus ile direkt uçuş yok. İzmir aktarmalı olarak İstanbul’dan Bakü’ye gidebiliyorsunuz. Yaz döneminde, nisandan itibaren Pegasus Alanya-Gazipaşa ve Bakü arası direkt seferler düzenliyor. Öte yandan Bakü’ye Gürcistan ve İran üzerinden kara yolu ile de ulaşım mümkün. Bakü’ye ulaşımın bir diğer yolu ise önce Iğdır’a, oradan da Nahçıvan’a geçip oradan uçakla Bakü’ye geçmek.

Yaklaşık üç saat süren direkt uçuşlarla ulaşabileceğiniz Bakü’de uluslararası uçuşlar için Haydar Aliyev Uluslararası Havalimanı kullanılıyor. Şehir merkezinin 20 km kuzeydoğusunda yer alan havalimanından kent merkezine otobüsle geçebilirsiniz. Havalimanı ve 28 May Metro İstasyonu arasında 30 dk. da bir Aero express otobüs seferleri var. Biletler ‘BakıKart’ satış makinelerinden alınıyor.

Bakü’de kent içi ulaşımı otobüs, troleybüs, metro ve taksiyle sağlanıyor. Bakü Metrosu, 1967’de, Ekim Devriminin 50. yıldönümü arifesinde Sovyetler Birliği’nin beşinci metrosu olarak hizmete girmiş. Metro hatlarının toplam uzunluğu 36,6 km’ye ulaşan Bakü Metrosu 25 metro istasyonu ve yeraltı yollarına sahip.

Metroyu kullanmak için sabit kart ücretli + doldurmalı ‘BakıKart’ alıyorsunuz. ‘BakıKart’ plastik, 2 Manat sabit kart ücretli ve doldurmak mümkün. Her turnike geçişinden önce kartı istasyondaki özel makinelere okutuyorsunuz. Eski kartlarda balans varsa yeni kartlarla değiştirilebiliyor. Kart, kırmızı BakuBus MMC otobüsleri ve diğer pek çok otobüste de geçerli. Otobüslere sadece önden ve kartla biniliyor.

Bolt, Uber ve devletin işlettiği mor renkli Londra taksileri kullanın. Hepsinde taksimetre var.

BAKÜ’DE NEREDE KALINIR
Bakü, konaklama bütçesi olarak Avrupa şehirlerine göre uygun fiyatlı. Şehirde her bütçeye uygun otel ve pansiyon var. Bakü’nün tarihi bölümü olan İçerişehir’de pek çok butik otel var. Özellikle Kız Kalesi ve Hazar Denizi manzaralı birçok otel bulabileceğiniz gibi, kent merkezinde de bir otel tercih edebilirsiniz.

Bakü merkezde Park Inn by Radisson Baku Hotel (★★★★★), Four Seasons Hotel Baku (★★★★★), Hilton Bakü (★★★★★) otellerinin hepsinde de konakladım. Hepsi de Bakü merkezin en iyi otelleri. Bütçeniz uygunsa hepsi de paranızın karşılığını veriyor.

Nizami Caddesinde Solo Inn Hotel (★★★★), Maestro Hotel (★★★★), City Inn Boutique Hotel (★★★★) ve Renaissance Hotel (★★★★) ise yine merkezi konumda kalabileceğiniz uygun fiyatlı iyi oteller.

Hostel veya daha uygun fiyatlı yer bakıyorsanız Rotterdam Hotel (★★★), Ciaan Hostel and Cafe, Shaan E Punjab Hostel, Travel Inn Hostel çok makul fiyatlarla konaklama seçenekleriniz. Hepsi de merkeze yakın.

Gebele’de Qafqaz Riverside Resort, Şeki’de Old Town Sheki Butik Otel konakladığım yerler oldu. Her ikisi de dört dörtlük otellerdi.

Bakü Gezilecek Yerler 📌

Bakü’de yapılacak oldukça fazla şey var ve bazı ilgi çekici yerler çok az mesafe kat etmenizi gerektirecek, en az 2 tam gün (3 gece) Bakü’de geçirmenizi tavsiye ederim. Vaktiniz varsa ve bu rehberdeki her şeyi görmek istiyorsanız, ülkenin geri kalanını keşfetmeden önce Bakü’de yaklaşık 3 tam gün (4 gece) geçirmenizi tavsiye ederim.

İlk gün Bakü Bulvarını ve yine bulvarda yer alan Halı Müzesini ziyaret edin ve öğleden sonranızı İçerişehir’i keşfederek geçirin. Kız Kulesi, Şirvanşahlar Sarayı, Minyatür Kitap Müzesini görün. Bakü Bulvarı boyunca akşam yürüyüşüne çıkın.

İkinci gün Kobustan Milli Parkı’na gidin, petroglifleri görün. Oradan da Çamur Volkanlarına gidin. Dönüşte Bakü’nün gelecekte gözde semtlerinden biri olmasını beklediğim Bibiheybet’e uğrayın, sokaklarından dolaşın, Bibiheybet Camii’ni ziyaret edin.

Üçüncü gün öğleden önce Haydar Aliyev Kültür Merkezini ziyaret edin. Sonrasında Ateşgah’ı ve Yanardağ’ı ziyaret edin. Apşeron Yarımadasının en uç kısmına gidin. Akşamın geri kalanını Nizami Caddesinde geçirin.

Dördüncü gün akşam saatinde İçerişehir’i gezin, Kız Kulesine ve TV Kulesine çıkın. Türk Şehitliğini ziyaret edin.

1. Bakü İçerişehir

Bakü İçerişehir

İçerişehir (İçərişəhər), halk arasında ‘Eski Şehir’ olarak bilinen, Bakü’nün ilk kurulduğu yerleşim merkezi ve en değerli tarihi ve mimari rezervi. Tarihi İpek Yolunun, stratejik bir konuma sahip Bakü’ye getirdiği zenginliğin bir yansıması. 1300’lerin sonlarından 1500’lere kadar birkaç yüzyıl boyunca Şirvanşah hanedanı Bakü’yü başkent yaptı.

Şirvanşah Sarayı ve en eski camilerden bazıları da dahil olmak üzere bazı eski binalar bu dönemde inşa edilmiş. Arnavut kaldırımlı sokakları boyunca pek çok eski yapıyı içerisinde barındıran ve içerisinde 3 bin kişinin yaşadığı yer, UNESCO Dünya Mirası Listesinde koruma altında.

Hazar Denizi boyunca uzanan İçerişehir, 12. yüzyılda kenti savunmak amacıyla inşa edilen sur duvarlarıyla çevrili. Bir zamanlar Hazar Denizi’ne açık bölgesinde de duvarlar vardı. Duvarlar yıkılıp, çıkarılan kesme taşlar satılıp elde edilen gelirle Bakü Bulvarı yapılmış. Çıkan taşlar sur dışındaki Bakü’nün inşasında kullanılmış.

Gösterişli balkonlara sahip, kireçtaşından yapılmış binaların çoğu aynı renkleri paylaşıyor. Dar ve dolambaçlı İçerişehir sokakları biraz labirenti andırıyor. Surların içi, yöresel hediyelik eşya dükkanları, butik oteller, cafe ve restoranlarla dolu. Benzersiz 1.300’den fazla yapısıyla canlı bir tarih gibi duruyor burası.

Kız Kulesi, kale duvarları, Şirvanşahlar Sarayı, Muhammed Camii, küçük kervansaraylar, camiler, hamamlar, müzeler ve diğer mimari anıtlar görmeye değer.

2. Kız Kulesi

Bakü Kız Kulesi

Kız Kulesi, Bakü’nün Hazar Denizi kıyısına doğru eğimli dev bir kaya üzerine silindirik formda inşa edilmiş. Bir zamanlar Hazar Denizinin dalgalarının dibine kadar ulaştığı 29 metre yükseklikteki kule yapı ‘Qız Qalası’ yani ‘Kız Kulesi’ 12. yüzyılda inşa edildiği tahmin ediliyor. Kaidesinin tarihinin Sümerlere kadar uzadığını iddia eden tarihçiler var. Şehrin en önemli simge yapılarından biri.

Hangi amaçla yapıldığı bilinmeyen kulenin yapısına dayanarak kulenin Zerdüşt dаhmаsı, аteşperestlik tapınağı, Mitra ve Аnаhitа ilаhileri ile ilgili yapı olduğu düşünülüyor. Hakkında pek çok efsanenin anlatıldığı ve Azerbaycan parası Manat’ta da yer alan kule, 18 ve 19. yüzyıllarda deniz feneri olarak kullanılmış.

Geceleri ışıl ışıl, çevresinde çok sayıda hediyelik eşya dükkanları ve cafeler sıralanıyor. Kız Kulesi’nde ve etrafındaki meydanda her yıl Nevruz Bayramı kutlamalarına ev sahipliği yapıyor. 1964 yılından bu yana müze olarak faaliyet gösteriyor.

Bakü Kız Kulesinde birinci katta duvarın kalınlığı 5 metreyi buluyor. Kalenin içi ise ontma taşlarla inşa edilmiş 8 kattan oluşuyor. 1964’ten bu yana müze olarak faaliyet gösteriyor. Eski kentin silüetine önemli bir katkı sağlayan Kız Kulesi çevresinde yapılan kazılarda ortaya çıkarılmış anıtsal bina kalıntıları görülebilir. Kazılarda X. yüzyıla ait bir caminin kalıntıları da ortaya çıkarılmış.

3. Şirvanşahlar Sarayı

Şirvanşahlar Sarayı, İçerişehir’in en değerli mirası, UNESCO Listesinde. 1300’lerin sonlarından 1500’lere kadar birkaç yüzyıl boyunca Bakü’yü başkent olarak kullanan Şirvanşah hanedanı döneminin eseri. Şirvanşahlar Hanedanı’nın şahı İbrahim Halilullah dönemi olan 15. yüzyılda yapılmış.

Yakın doğunun en görkemli mimari eserlerinden biri olarak kabul edilen Şirvanşahlar Sarayı, geçmişte hastane ve kışla olarak kullanıldıktan sonra günümüzde müze olarak hizmet veriyor. Haftanın her günü 10.00-18.00 saatleri arasında ziyaret edebileceğiniz müzede şahlara ait özel eşyaların yanı sıra vitray, halı gibi el yapımı eserler sergileniyor.

Bakü Minyatür Kitap Müzesi, Şirvanşahlar Sarayının hemen dibinde yer alıyor. Ben ziyaret ettiğimde kapalıydı, ama vaktiniz varsa ve açıksa muhakkak ziyaret edin siz. 2002’de açılan müze dünyadaki ilk ve tek minyatür kitap müzesi. Müzenin kurucusu ve minyatür kitap koleksiyonunun sahibi Zarife Salahova, 30 yıl önce minyatür kitap toplamaya başlamış ve şu anda koleksiyonunda 5 bin 600 kitap var.

4. Bakü Merkez

Nizami Caddesi, Bakü kent merkezinde, alışveriş tutkunlarına hitap eden bir cadde. Azeri şair Nizami Gencevi’nin adı verilen cadde araç trafiğine kapalı. 3.5 km’lik cadde üzerinde alışveriş yapabileceğiniz mağazaların yanı sıra tarihi değere sahip birçok yapı bulunuyor. Kent merkezini batı-doğu düzleminde kesen yaya yolu, akşam ışıklandırması sayesinde fotoğraf çekmeyi seven tatilciler için ideal atmosfere sahip.

Kentin bu kısmında yer alan, başlangıcından günümüze Azerbaycan edebiyatının önemli şahsiyetlerinin hayat hikâyelerini inceleyebileceğiniz Azerbaycan Edebiyatı Müzesi, 1945’te ziyarete açılmış. Müzede, 30 ana ve 10 ek salonunda yazarların 3 binden fazla el yazması, ender kitapları, resimleri ve heykelleri, hatıraları ve diğer objeler sergileniyor.

Bakü Bulvarı (Denizkenarı Milli Park) ise Hazar Denizi kenarına inşa edilmiş oldukça geniş cadde ve onun etrafında kafeleri restoranları ve mağazalarıyla modern Bakü’nün en popüler yeri. Geniş bulvarda yürüyüş ve bisiklet yollarının yanı sıra büyük alışveriş merkezi olan Park Bulvar yer alıyor.

Kristal Salon, Bakü’de bulunan çok fonksiyonlu bir kapalı arena. 2012 Eurovision Şarkı Yarışması’nın gerçekleştirildiği Kristal Salon 25 bin kişi kapasiteli. Arenada Jennifer Lopez, Rihanna ve Shakira gibi dünyaca ünlü sanatçıların konserleri düzenleniyor.

Azerbaycan Devlet Filarmonisi (Azərbaycan Dövlət Akademik Filarmoniyası), Azerbaycan Cumhuriyeti’nin ulusal filarmoni orkestrası. Filarmoninin repertuarında klasik batı müziği ve Azerbaycan müziği eserleri sunuluyor. Denk gelirse bir konserine gidebilirsiniz.

Bakü’de bunların dışında da gezilecek pek çok adres var. İslam mimarisinin güzel örneklerinden olan ve 13. yüzyıla tarihlenen ama ne yazık ki 20. yüzyılın başlarında yıkılan sonra da orijinal haliyle yeniden inşa edilen Bibiheybet Camii Bakü gezilecek yerler listesine eklenebilir. Caminin olduğu semt de gelecekte bir Alaçatı gibi olabilir gibi görünüyor.

Bakü’nün en turistik noktalarından biri olan Fəvvarələr Meydanı (Çeşmeler Meydanı) gezebilirsiniz. Diğer yandan Uluslararası Muğam Merkezi, Devlet Kukla Tiyatrosu veya Devlet Opera ve Balesinde bir gösteri izleyebilirsiniz.

5. Haydar Aliyev Kültür Merkezi

Haydar Aliyev Kültür Merkezi

Haydar Aliyev Kültür Merkezi (Heydər Əliyev Mərkəzi) – Irak asıllı, prestijli Pritzker Mimarlık Ödülü’nün de sahibi, İngiliz mimar Zaha Hadid tarafından tasarlanan ve 2012’de açılan merkez şehrin en önemli kültürel yapısı. Kıbrıslı Türk mimar Saffet Kaya Bekiroğlu da detay tasarımını yapmış.

İkonik kültür merkezi, Bakü’de çok yaygın olarak görünen anıtsal Sovyet mimarisinden koparak, bunun yerine Azerbaycan kültürünün hassasiyetlerini ve geleceğe bakan bir ulusun iyimserliğini ifade ediyor. Sıradışı ve futuristik mimariye sahip kültür merkezi, Haydar Aliyev’in doğumunun 89. yıl dönümünde açılmış.

Hazar denizinin yükselişini sembolize eden ve sınırsızlık hissi uyandıran yapı, dışardan oldukça karmaşık gibi görünse de içerisi inanılmaz sade ve ferah. Azerbaycanlıların hem kendi kültürlerini sunabildikleri hem de kullanmaları için tasarlanmış güzel bir yer olmuş.

2013’te hizmete giren görkemli binada 1000 kişilik oditoryum, geçici sergi alanları, konferans merkezi, atölye çalışmaları ve müzeyi barındıran çok işlevli bir mekan. Zemin kattaki Otomobil Müzesi meraklılar için çok değerli örnekler gözler önüne seriyor. Üst katlarda kalıcı ve dönemsel sergileri gezebilirsiniz.

Müzenin zemin katında Haydar Aliyev’in farklı dönemlerinde kullandığı arabalar sergileniyor. Müzenin birinci katında Haydar Aliyev’in hayatı ve faaliyetleri ile Azerbaycan halkının 20. yüzyıldaki önemli kilometre taşları, fotoğraflar ve video sunumları ve çok sayıda benzersiz eşya ile yansıtılmış.

Bu muhteşem binanın bodrum katında etkileyici bir Klasik Otomobil Sergisi var. Bu sergiyi gezmek için ayırdığınız bir saate kesinlikle değer. Maalesef ben oradayken araçlar bakıma alınmıştı.

Azerbaycan’ın kültürel mirasını ve tarihini gösteren Treasures of Azerbaijan: Through the Wave of History (Tarihin Dalgasında Azerbaycan Hazineleri) salonu merkezin en ilgi çekici yerlerinden. 6 bölümden oluşan Azerbaycan Hazineleri Sergisi, Azerbaycan’ın eski tarihini ve kültürel mirasını yansıtmış.

Sergide Azerbaycan tarihinin tüm dönemlerini anlatılmış. Azerbaycan topraklarında yapılan arkeolojik kazılarda bulunan eserler, Azerbaycan kültürünün farklı alanları ile ilgili eserler sergilenmiş. Azerbaycan halı dokuma sanatı başta olmak üzere eski el sanatlarının eşsiz örnekleri, Azerbaycan kıyafetlerini görebilirsiniz.

Kilden ve hayvan kemiklerinden yapılmış Azerbaycan’ın en eski müzik aletlerinden modern zamanların müzik araçlarına kadar pek çok değerli müzik aletini barındıran müzeyi mutlaka görün. Sergilenen müzik aletlerinin önünde durduğunuzda müzik aleti ile yapılmış müzikler çalmaya başlıyor.

Ülkenin kültürel programlarının ana binası olacak şekilde tasarlanan merkez, Neriman Nerimanov metro durağına yakın. Haydar Aliyev Kültür Merkezi giriş ücreti 15 AZN (75TL). Ziyaret ettiğim dönemde bakımda olan Classic Car Exhibition bölümüne girmek istiyorsanız ise ek olarak 10 AZN ödemeniz gerekiyor.

Ülkenin kültürel programlarının ana binası olacak şekilde tasarlanan merkez, Neriman Nerimanov metro durağına yakın. Haydar Aliyev Kültür Merkezi giriş ücreti 15 AZN (75TL). Ziyaret ettiğim dönemde bakımda olan Klasik Otomobil Sergisi bölümüne girmek istiyorsanız ise ek olarak 10 AZN ödemeniz gerekiyor. Müzeyi artsandculture.google.com ile gezerseniz eserler hakkında değerli bilgiler alabilirsiniz.

6. Ateşgâh

Ateşgah, Bakü

Ateşgâh (Atəşgah), dünyanın üç Zerdüşt tapınağından biri. Bakü’ye 30 km mesafede yer alan ve Apşeron Yarımadası’nın Surahanı Kasabası’nda bulunan Ateşgâh, ateş mabedi anlamına geliyor. Zerdüştlerin mukaddes kitabı Avesta’ya göre Hürmüz adındaki Tanrı Gökte yaşıyor. Güneş onun gözü, yer yüzündeki alev ise onun yansıması.

Mecusilerin tapınağı Ateşgâh, 7. yüzyıla kadar o dönemlerde buradan geçen kervanların konaklama yeri olmuş. Geçmişte 2 defa yıkılmış 3. kez yeniden inşa edilmiş. Mecusilere göre çok mukaddes olan Ateşgâh 7 asırda Azerbaycanlıların İslam’ı kabul etmesiyle önemini yitirmiş.

Altıgen şekilde 24 hücreli ve misafir odalı bugünkü tapınak 17. yüzyılda inşa edilmiş. Dünya’da İran ve Hindistan dışında sadece Azerbaycan’da yer alan mabed Zerdüştlük inancına göre Mekke kadar kutsal. 1713’te 12 İranlı ve Hintli Tapınak Rahibi varken, 19. yüzyılın başlarında sayıları 70’e kadar çıkmış. 1864 yılında son ateş rahibi ölünce tapınak dini özelliğini yitirip sessizliğe gömülmüş.

Fransız yazar Jules Verne’nin eserinde de geçen tapınak, 1975 yılında yeniden restore edilerek Azerbaycanın kültür mirasları arasında yerini almış. 21 Mart Nevruz günü ziyaretçi akınına uğrayan Ateşgâh’ta Zerdüşt dinine inananlar, geçmiş dönemde çilehane olarak kullanılan şimdi müzeye çevrilmiş odaları ziyaret ediyorlar.

Medreseyi andıran bir mimariye sahip, oldukça geniş bir bahçesi, bahçeyi çevreleyen duvarların dibinde ise hücreler var. Duvarların altında çilehane denilen hücreler Zerdüşt hacıların sadece tuz yiyerek ve su içerek çile çektikleri odalar olmuş geçmişte. Hücreler şimdilerde Zerdüştlük, Ateşgâh ve zamanın tarihi ile ilgili bilgilerin paylaşıldığı müze odaları olarak hizmet veriyor.

Ateşgâh turistlere açık, giriş 2 Manat. Ulaşım için Uber veya Bolt kullanabilirsiniz. Sabah Haydar Aliyev Kültür Merkezini ziyaret ettikten sonra; Ateşgah, Yanardağ ve Abşeron yarımadası ile devam edip bir günlük Bakü rotası oluşturabilirsiniz.

7. Yanardağ

Yanardağ, Bakü

Yanardağ, Azerbaycan’ın en ilginç görülecek yerlerinden biri. Yanardağ, yeraltından çıkan gazın tutuşmasıyla, bizdeki Yanartaş’ı anımsatan bir görünüme sahip. Yanartaş, pek çok noktada çıkan zayıf ateşe sahipken Yanardağ’da sadece bir noktadan çıkan, uzunluğu 10 metreyi bulan ve oldukça güçlü yanan bir ateş.

Sürekli olarak yanan doğal gaz ateşi Yanardağ’da, gaz kaynağındaki basıncın etkisiyle alevlerin yüksekliği kimi zaman 3 metreyi buluyor. Yanına yaklaştıkça sizi yakacak kadar güçlü yanan alevler yamacın altındaki bir açıklıktan yükseliyor. Doğal gazın gözenekli tabakalardan sızması nedeniyle yakındaki derelerin yüzeylerinin de bir kibritle kolayca tutuşturulduğu söyleniyor.

Azerbaycan’ın Ateş Ülkesi diye adlandırılmasına sebep Yanardağ, geçmişte İran, Hindistan ve Pakistan’dan gelen Ateşperest Zerdüştlerin ibadet yeri olmuş. 20. yüzyılın başında bu coğrafyada petrol çıkarılmaya başlanınca bu tür dağlar söndürülmüş. Bazıları ise petrol çıkarılınca kendiliğinden sönmüş.

Yanardağ’ın karşısında açık hava konserleri için yaklaşık 500 kişilik bir amfitiyatro yer alıyor. Ayrıca yine yukarıda manzarayı izleyebileceğiniz bir de kafe var. 2007 yılında Milli Park ilan edilen koruma altındaki Yanardağ’da bölge hakkında bilgi veren müzeyi de gezebilirsiniz.

8. Apşeron Yarımadası

Apşeron Yarımadası, Hazar Denizi’nin içine doğru 60 km uzanan ve en geniş yeri 30 km olan bir yarımada. Kafkas Dağları’nın doğu uzantılarından biri olan yarımada, belirgin özelliği çok sayıdaki tuz gölü ve tuzla olan, yer yer koyaklarla yarılmış hafif dalgalı düzlüklerden oluşuyor. Bakü ile onun uydu şehirleri Sumgayıt ve Hırdalan, Apşeron Yarımadası üzerinde yer alıyor.

Yarımada Bakü’nün tatil adası olarak da plajlarıyla oldukça tercih ediliyor. Uygun iklimi, doğal koşulları, ılık ve berrak denizi, ince kumlu plajları, tedavi amaçlı kullanılan çamuru ve şifalı suları ile Azerbaycan’ın en gözde mekânlarından biri.

Şahdili denilen, Bakü’nün Hazar Denizine uzayan en uç kesimini görmeyi planlamıştım. Ben yetiştiremediğimden gidemedim ama günbatımı saatlerinde güzel olduğunu duydum. Yanınıza şortunuzu alıp gidebilirsiniz.

9. Bakü Türk Şehitliği

Bakü Türk Şehitliği

Bakü Türk Şehitliği, başkentin en güzel manzaralı yerine kurulmuş, körfeze bakan bir şehitlik. 1918’de Osmanlı Devleti ile anlaşma yapan Azerbaycan, Bolşevik birlikleri ve Ermeni çeteleri işgaline karşı Osmanlı hükümetinden yardım istemiş. Bakü ve Azerbaycan’ın diğer illerinin bu işgalden kurtarılması için 10 binin üzerinde asker gönderilmiş.

Eylül 1918’de 30 saat süren şiddetli muharebeler sonrasında sonra Bakü kurtarılmış. Bakü’de halkın coşkuyla karşıladığı Osmanlı askerleri, kentte geçit töreni düzenlemiş. Bakü’nün kurtuluşu için yaptığı mücadelede 1130 şehit verilmiş.

İçerişehir’den yürüyerek de gidilebilen ama yolu oldukça yokuş olan şehitliğe de uğrayın. Azerbaycan’ın Bakü, Şeki, Şamahı, Gobustan, Göyçay, Kürdemir, Neftçala, Hacıkabul ve Kuba gibi birçok bölgesinde Kafkas İslam Ordusu askerinin defnedildiği 14 Türk şehitliği var.

Bu önemli mezarlıkta ayrıca Osmanlı şehitleri anısına 1999’da Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanlığı tarafından yaptırılan bir anıt ve bir camii de bulunuyor. Akşam saatlerinde giderseniz Bakü’nün gece manzarasını da izleyebilirsiniz.

Bakü Türk Şehitliği, 1990 Ocağında 19’unu 20’sine bağlayan gece Sovyet Ordusu’nun başkent Bakü’ye girmesiyle gerçekleştirilen katliamın kurbanlarının yattığı Şehitler Hıyabanında yer alıyor.

Aynı zamanda Bakü Türk Şehitliğine çok yakın olan Televizyon Kulesi, 310 metre yüksekliği ile Azerbaycan’ın en yüksek yapılarından biri. Kulenin 65. katındaki restorandan Bakü manzarasını izleyebilirsiniz.

10. Azerbaycan Ulusal Tarih Müzesi

Azerbaycan Ulusal Tarih Müzesi, başkent Bakü’nün en büyük müzesi. Tagiyev Sokağında yer alan müze 1920’de kurulmuş. İki ayrı bölümden oluşan müzede Azerbaycan’ın en eski dönemlerinden itibaren elde edilen arkeolojik ve etnografik malzemelerin sergilendiği Milli Müze bölümü dışında ünlü petrol taciri ve hayırsever Hacı Zeynelabidin’in yaşadığı ev ve mekanların yer aldığı diğer bir bölüm var.

Arkeolojik malzemeler Manna, Med, Skif, Atropatene, Albanlar ve Hürremiler dönemlerine ait. Azerbaycan coğrafyasından derlenmiş değerli etnografik eserler de sergileniyor. 300 bin parçalık koleksiyona ev sahipliği yapan müzede aynakari, kalem işi, alçı ve kalemişi süslemeleri görülmeye değer.

11. Alev Kuleleri

Alev Kuleleri

Alev Kuleleri (Alov Qüllələri), Hazar Denizi’ne ve Bakü’nün eski şehir merkezine bakan bir tepede yer alan, Azerbaycan’ın başkentinin silüetinde önemli bir yere sahip üç ikonik binadan oluşan Bakü’deki belki de en ilginç yapı topluluğu. 2013’te en iyi otel ve turizm kompleksi ödülü almış.

Otel, ofis ve konut olarak kullanılan, yüksekliği 181 metreye ulaşan 3 adet kuleden oluşan bu yapı, aslında Azerbaycan’ın ilk gökdelenleri. 2013 yılında MIPIM tarafından ‘En iyi Otel ve Turizm kompleksi’ ödülünü almış.

Kentin yeni simgesi Alev Kuleleri’ni akşamları ışıklandırılmış haliyle görmenizi tavsiye ederim. Bu binalar geceleri 10 bin lambayla aydınlatılıyor, başta Azerbaycan bayrağı olmak üzere şekilden şekile giriyor. Titrek konsepte yansıtılan LED ışıklar, ‘alev’ etkisi yaratıyor.

12. Azerbaycan Halı Müzesi

Bakü Halı Müzesi

Azerbaycan Halı Müzesi (Halça Müzesi), katlanmış bir halı şeklinde tasarlanmış, İçeri Şehir yakınlarında yer alan ve dünyaca ünlü Azerbaycan halılarının en büyük koleksiyonuna ev sahipliği yapan bir müze. UNESCO’nun somut olmayan kültürel miras listesinde yer alan Azerbaycan halı sanatı oldukça köklü bir geçmişe sahip. Dünyanın ilk halı müzesi de zaten Bakü’de 1967’lerde açılmış.

Azerbaycan’ın halı dokuma geleneği, Herodot’tan, Ksenofon’a kadar pek çok antik yazarın eserlerinde kendisine yer bulmuş. Azerbaycan halı sanatının en güzel örneklerini görebileceğiniz Azerbaycan Halı Müzesi, Bakü gezilecek yerler listenizde olsun. müze binasında asırlık kilim ve halı dokumaları sergileniyor.

Bu yeni modern binasında 2019’dan bu yana hizmet veren müzede 10 binden fazla seramik, 14. yüzyıla ait metal eserler, Tunç Çağına ait mücevherler, 17. ve 20. yüzyıllardan dokuma sıklığı, desen, kompozisyon, renk uyumu ve bölgeleri gibi özelliklere göre halı ve kilimler sergilenmiş. Ayrıca ipekli işlemeler, ulusal giysiler ve nakışlar da görülebiliyor.

Halı müzesinin hemen yanıbaşında da kanallardan oluşan ve içerisinde sandal ile gezebileceğiniz Little Venice yer alıyor. Adını düşünüp büyük hayallere kapılmayın, oldukça küçük bir yer, isim biraz abartıya kaçmış. 30 dakikalık tekne yolculuğu kişi başı 3 Manat.

Halı Müzesini gezdikten sonra oturup bir şey içmek isterseniz, Hazer Denizi kıyısında yer alan ilginç mimarisiyle Dəniz Mall güzel bir seçim olur. Kahvenizi alıp Bakü Bulvarında devasa ağaçlar altında bir bankta da benim yaptığım gibi kahvenizi içebilirsiniz.

Yine Halı Müzesinin oradan Neftçiler Caddesine paralel, deniz kıyısı boyunca yürüyüş yapabileceğiniz muhteşem Bakü Bulvarı akşam yürüyüşleri için şahane olur. Bir şehirde olması gereken tüm nitelikleri taşıyan şık ve ferah park, upuzun yürüyüş yılları, oturma alanları, çay evleri, havuz ve meydanlara sahip.

11. Kobustan Millî Parkı

Kobustan Milli Parkı (Gobustan Milli Parkı), Taş Devri ve sonraki dönemlerdeki insanların yaşamına dair kanıtların yoğunlaştığı, anaerkilliğin var olduğu Neolitik çağa kadar uzanan geçmişiyle ilkel insanların varlığının tarih öncesi dönemine tanıklık eden bir arkeolojik rezerv. Azerbaycanlı arkeolog İshaq Caferzade tarafından 1939’da bulunan tarih öncesi yerleşim yerinde, 6 binden fazla petroglif olarak isimlendirilen kaya resimleri yer alıyor.

Pek çok dağ geçidini (Azericesi ‘qobu’) ve üç kayalık platoyu kapsayan, zengin flora ve faunaya sahip bölge, son Buzul Çağı’na dek iskân edilmiş mağaraları, yerleşim alanlarını ve mezarlık kalıntılarını içeriyor. Bakü’ye 64 km uzaklıkta dağlık alan 2007’de UNESCO tarafından Dünya Mirası ilan edilmiş.

Kobustan Kaya Sanatı Kültürel Peyzaj Alanı (Qobustan Qaya Sənəti Mədəni Landşaftı) , ilkel insanları iskân etmiş mağaraları, yerleşim alanlarını ve mezarlık kalıntılarını içeriyor. Eski insanlar tarafından taşlara oyulmuş ve tarihsel döneme ilişkin engin bilgiler sunan petroglifler mükemmel şekilde korunmuş.

Yirmiye kadar farklı yaşam alanının keşfedildiği milli parkta, ilkel kabilelerin yaşam, avlanma ve eğlence tarihini anlatan pek çok petroglif görülebilir. Kayalarda betimlenmiş av hayvanları ve av sahneleri çizimleri bugün de net olarak görülebiliyor.

Milli park alanındaki kayalarda belli belirsiz olan bazı çizimlerdeki ceylan, boğa, domuz, yılan, kertenkele ve diğer canlıları ve figürleri daha net canlandıran ve anlatan müzesini de gezin.

Millî Parkı ve müzesinin birlikte giriş ücreti 8 AZN (40 TL). Ben araç kiralayıp gitmiştim. Toplu taşıma ile Kobustan köyüne gidip oradan taksi ile gidilebilir. Ana giriş ve müze binası yan yana, ancak Petrogliflerin olduğu kayalık bölge girişe yaklaşık 2 km uzaklık yer alıyor.

12. Gobustan Çamur Volkanları

Çamur Volkanları, Kobustan köyünün arkasındaki tepede yer alan ilginç bir jeolojik oluşum. Hazar Denizine nazır, kıraç bir tepede yer alan irili ufaklı çamur volkanlarını ilk gördüğümde başka bir gezegende olduğum hissine kapılmıştım.

Bakü’nün yaklaşık 60 km güneybatısında, petroglif müzesine 13 kilometre uzaklıkta yer alan irili ufaklı çamur volkanları, dünyadaki en büyük çamur volkanları oluşumlarından biri. Gezegenimiz üzerinde tahmini 700 çamur volkanının yaklaşık 400’ünün Gobustan, Azerbaycan ve Hazar Denizinde olduğu tahmin ediliyor.

Burada yer altından çıkan balçıklar, üzerine çıkabileceğiniz küçük tepeler oluşturmuş. Tepeler arasında yürüdüğünüzde sürekli bir “lıkırdama” sesi duyuluyor. Yer altından çıkan balçıklar veya gazlar bu sesleri çıkarıyor.

Buradaki balçık deri hastalıklarına iyi geldiği söyleniyor ama ben emin olamadım. Burası petrolün kendi kendine yüzeye çıktığı bir coğrafya. Kimileri buradaki çamuru vücuduna sürüyor. Sonra hemen aşağıda yer alan küçük bir gölette de temizleniyor.

Çamur volkanlarına ulaşmak için araç şart. Hatta 4×4 araçlar daha iyi olsa da sabırlı ve yavaş giderim derseniz normal araçlarla da gidilebilir. Herhangi bir kontrol veya kapı yok, giriş ücretsiz.

Toplu taşıma kullanmak isteyenler 28 May metro istasyonundan 125 numaralı otobüs ile Lökbatan’a, ordan da 195 numaralı otobüs ile Kobustan köyüne ulaşabilirler. Hem petroglif müzesini hem de çamur volkanlarını gezdirmek isteyen pek çok taksi şoförü köyün girişinde sizi bekliyor olacak. Yabancı bloglarda ücretin 15-20 manat olduğu geçiyordu. Çamur rezervine yürüyerek gitmenizi tavsiye etmem. Çorak bir yolu belki 1-2 saat yürümeniz gerekecek gibi görünüyordu.

BAKÜ’DE NE YENİR
Başkent Bakü, tarihi bir kent olma özelliğiyle ön plana çıkan, sofistike geleneksel bir mutfak kültürüne sahip. Öte yandan fast food kültürü ve dünya mutfağının, kent mutfağında önemli bir yeri var. Orta Doğu, Türkiye, İran, Asya ve Hindistan gibi ülkelerin mutfaklarına özgü lezzetlerinin tadılabileceği çok sayıda restoran, kebap evleri, çay evleri ve sokak satıcıları kentte oldukça yaygın.

Çok çeşitli olan Azerbaycan yemekleri genellikle etli, sebzeli, sütlü, hamur işli yemekler, pilavlar ve çorbalardan oluşur. Azerbaycan mutfağında dikkat çeken bir özellik de aynı türe ait yiyeceklerin pek çok çeşidinin olması. Söz gelişi dolma ve sarmanın 30’dan çok, pilavın 100’den fazla çeşidinin olduğu bilinmektedir. Bu durum çorbalar, hamur işleri, et ve sebze yemekleri, tatlılar, salatalar için de geçerlidir.

Et ve balık çeşitlerinden hazırlanan kebapların, küçük mantılarla yapılan düşbere, bizdeki börekleri andıran ve üzerine yoğurt ile sumak dökülerek servis edilen kutab, en çok tüketilenler arasında. Kent mutfağı ayrıca, ciğeri ve sebzeleriyle ünlü. Öte yandan Hazar Denizinin ünlü balığı Asetrin ızgarası da denenilmesi gerek yemeklerden.

Şeki şehrinin mutfağından, içinde kuzu eti, domates, patates, nohut ve baharatlar olan, özel güveçte fırında en az 7-8 saat kadar pişirilen piti, Lenkeran şehrine has yemeklerden, içi öğütülmüş ceviz, salça ve soğanlı karışımla doldurulan balık ve tavuk ile tandırda pişirilen levengi, yoğurt ve yeşilliklerle yapılan çorba dovğa’nın tadı damağınızda kalacak.

Tatlılardan ise geleneksel Azerbaycan baklavası, şekerbura, badambura, tatlı ve tuzlu olarak hazırlanabilen qoğal, Şeki helvası tadılması gereken farklı lezzetler arasında. Bu tatlıların yanı sıra yanında vişne, kiraz, üzüm ve daha birçok meyveden organik şekilde hazırlanan reçel türleri ve dilimlenmiş limonla servis edilen taze demli çay Bakü’de yeme içme deneyiminizi zenginleşdirecekdir.

Bakü’de yeme içme denilince ilk olarak şehir merkezindeki yaya bölgesi, yukarıda bahsettiğim Nizami caddesi aklınıza gelsin, burada yeme içme için çok seçenek var.

BAKÜ’DEN NE ALINIR
Alışveriş denince özellikle akla gelen Nizami Caddesi üzerindeki dükkanlar, aynı zamanda Bakü Bulvarında yer alan, Kafkasya’nın en büyük alışveriş merkezi olan Deniz Mall, Park Bulvar, 28 Mall modern alışveriş sevenler için yararlı olacaktır.

Aynı zamanda Bakü’de modayı yakından takip edenlerin gezinti alanı Neftçiler Caddesi. Tiffany, Gucci, Dior, Bottega, Veneta, Burberry gibi dünyanın en ünlü butikleri bu caddede sıralanmış.

İçerişehir’de bulunan şirin dükkanlarda otantik halılar ve hediyelik eşyalar bulabilirsiniz. Bakü’yü ve Azerbaycan’ı hatırlatacak hediyelik eşyaların başında, Azerbaycan halkının zengin tarihi geçmişini yansıtan dekoratif ve uygulamalı sanat ürünleri geliyor.

Azerbaycan’da halı dokuma sanatının en eski ve en geleneksel formlarını da bulabilir, kuyum, taş, metal ve ahşap oyma, dokuma, baskı, desen, örme ve nakış gibi el sanatlarını yansıtan obje ve el yapımı ürünler satın alabilirsiniz.

BAKÜ GECE HAYATI
Bakü gece hayatı, Türkiye’deki fiyat ortalamasının biraz üzerinde. Şehirde gece hayatının kalbi Fevvareler Meydanı çevresinde atıyor. Pek çok ünlü mekanların yer aldığı bu bölge hem yerel halkın hem de şehri ziyaret eden turistlerin uğrak noktası. Şehirde gece yaşamı publar, gece kulüpleri ve lüks mekanlar olmak üzere bütçe durumunuza göre şekilleniyor.

Publar daha çok birkaç kadeh bir şey içmek ve sosyalleşmek için kullanılıyor. Gece kulüpleri ise Türkiye’deki meyhanelerin karşılığı gibi algılanıyor. Lüks gece kulüpleri genellikle rezervasyonla müşteri kabul ediyor. Belli bir gelir seviyesinin üzerindeki kişilerin ziyaret ettiği mekanlara girişte kılık kıyafete ve ayakkabıya dikkat ediliyor.

Bakü, Azerbaycan’ın olduğu kadar bulunduğu coğrafyanın da her bakımdan en önemli kenti. Turistik adresleri, kültür ve sanat merkezleri, doğal güzellikleri ve tarihi dokularıyla, yerel özelliklerini modern bakış açısıyla harmanlıyor. Ben sevdim bu şehri ve yine gideceğime eminim.

Serbia

2 Yorumlar

  1. Azerbaycan Türkleri çok misafirperver. Türkleri de çok seviyorlar. Sokakta parkta birisiyle tanışmak çok kolay. Kimisi evine misafir etmek istedi. Eşimle gitmiştik, çok iyi dostlar edindik.

Yanıt yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz