İtalya‘nın başkenti Roma, Antik dönemden bu yana 3.000 yıllık görkemli tarihiyle, yalnızca Avrupa’nın değil dünyanın da merkezi olmuş şehirlerden biri. Hakkında ne söylenirse eksik kalacak olan Roma, muhteşem sarayları, yüzlerce yıllık kilise ve bazilikaları, antik kalıntıları, anıtları, heykelleri, görkemli meydanları, sanat eserleri gibi birçok şeyle keşfedilecek noktalar açısından dünyanın en zengin şehirlerinden birisi. Avrupa’ya bir seyahat planlıyorsanız ilk görmeniz gereken yer Ölümsüz Şehir, Dünyanın Başkenti ve Âşıklar Şehri olarak da anılan bu kent olmalı.
Eşsiz açıkhava müzesi atmosferiyle 3000 yıllık Batı medeniyetinin halen yaşayan bir parçası olarak keşfetmesi oldukça zevkli özel bir şehir. Zaman tünelinde yolculuktasınız gibi hissettiriyor. Bir yandan kentin Roma İmparatorluğunun merkezi yani caput mundi olduğu zamanlara uzanabiliyorsunuz, diğer yanda yeraltı mezarları ve gizli kiliselerle Hıristiyanlığın erken zamanlarına yolculuk yapıyorsunuz. Avrupa’nın en canlı şehirlerinden biri olarak, tarihi doku içerisinde boğulmadan keyifle gezilebiliyor.
Kolezyum’da gladyatörlerin ruhunu hissetmek, St. Peter’s Bazilikasında Pieta’yı ziyaret etmek, Michelangelo’nun en muhteşem çalışmalarını görmek, iki milenyumdur zamana meydan okuyan Pantheon’un devasa kubbesinin altında durmak, Fontana Di Trevi’ye para atmak derken her biri bir sanat şaheseri olan meydanlarında yürümeye kadar Roma’da yapılan her etkinlik insanlık tarihine tanıklık ediyor.
Roma Gezilecek Yerler
Avrupa‘ya ilk defa gidecek hemen herkese ilk gidilmesi gereken şehir olarak Roma’yı öneriyorum. İster tarih ister tatil, isterse de lezzet peşinde olun, Roma herkese aradığını verebilecek derinlikte bir şehir. Eğer kısıtlı bir zaman içerisinde Roma’yı geziyorsanız iyi planlama yapmanızı öneririm.
Antik dönemden bu yana dünyanın en önemli şehirlerinden biri olan Roma’yı gezmeye nereden başlayacağınız, nereleri keşfedeceğiniz konularında bilgi sahibi olmak isterseniz, bu yazı tam da sizin için. Roma gezilecek yerler listesini aşağı yukarı Hop On Hop Off Bus Roma turları programına göre sıralamaya çalıştım. Öncelikle aşağıdaki listede belirttiğim yerleri Google Map üzerinden işaretleyip kendinize bir rota çizin.
1. Santa Maria Maggiore Bazilikası
Bakire Meryem’e adanan en büyük kilise olan Santa Maria Maggiore (Basilica di Santa Maria Maggiore), 4. yüzyılda Bakire Meryem’in rüyasında kendisine görünmesinden sonra Papa Liberus tarafından yaptırıldı. Farklı mimari tarzların bir arada kullanıldığı, altın, mozaik ve mermerlerle süslü, ihtişamlı bir yapı olan Santa Maria Maggiore’un ince işçiliği de oldukça etkileyici. Ancak en etkileyici yanı kilisenin tepesinde yer alan piramit şeklinde olan ve Romanesk çan kulesi.
2. Kolezyum
Roma gezilecek yerler arasında Antik Roma bölgesinin ilk durağı ve kentin simgelerinden olan, Colosseo Meydanındaki Kolezyum (Colosseo) ile başlamak en güzeli. Campitelli’deki Piazza del Colosseo Meydanında yer alan ünlü anıt yapı Kolezyum, bir açık hava tiyatrosu ve geçmiş zamanlarda gladyatörlerin savaştırıldığı bir alan olarak kullanılıyordu.
MS 72’de imparator Vespasian döneminde başlanan Kolezyum’un inşası ancak MS. 80 yılında imparator Titus döneminde tamamlanabilmiş. Asıl ismi Flavianus Amfiteatr olan ve elips şeklinde tasarlanan yapı, 50.000 oturan ve 10.000 ayakta seyirci kapasitesine sahip dünyanın en büyük arenası olarak geçiyor.
Spartacus dizisini izleyenler burada ne gibi dövüşler olduğunu hatırlar belki. Dünyanın yeni 7 harikasından biri sayılan Roma’nın ve İtalya’nın da sembollerinden Kolezyum’a gidip gladyatörlerin ruhunu hissedin. Girişte çok sıra var, biletlerinizi internetten önceden alın mutlaka.
3. Arco di Costantino
Arco di Costantino (Constantine Takı), 1. yüzyıl yapısı olarak ilk Hristiyan İmparator Konstantin’in zaferini kutlamak amacı ile inşa edildi. Kolezyum ve Palatino Tepesi arasında yer alan yapı Roma içerisinde ayakta kalan tek tak. Diğer ünlü anıtlardaki kabartmalar sökülerek tak üzerine yerleştirilmiş. Constantinus’un İmparator Maxentius’a karşı kazandığı zafere adanan tak, Kolezyum’a yürüme mesafesinde bulunuyor.
4. Roma Forumu, Antik Roma
Antik Roma’da Kolezyum’un hemen yanında bulunan ve levhaları takip edip yürüyerek ulaşılan Roma Forumu (Foro Romano), Roma İmparatorluğu döneminin yaşamı hakkında bakış açısı sunuyor. Palatino ve Capitolino tepeleri arasında yer alan ve eski Roma medeniyetinin çevresinde geliştiği bir merkez konumunda. MÖ 7. yüzyılda yapımına başlanan ve 900 yıldan fazla süre devletin ve şehir hayatının merkezi olan meydan, dikdörtgen şekilde inşa edilmiş.
Forum’da görülmesi gereken önemli yapılar; Castor ve Pollux Tapınağı, Romulus Tapınağı, Satürn Tapınağı, Vesta Tapınağı, Venus ve Roma Tapınağı, Aemilia Bazilikası, Julia Bazilikası, Septimius Severus Kemeri, Titus Kemeri, Rostra, Hostilia Mahkemesi, Maxentius ve Konstantin Bazilikaları, Tabularium, Antoninus ve Faustina tapınakları, Urbi Göbeği ve Sezar Tapınağı.
5. Palatino Tepesi, Antik Roma
Dünyanın en güzel şehirleri gibi yedi tepe üzerine kurulu olan Roma’nın Forum manzaralı Palatino Tepesi (Palatino Hill) Roma mitolojisinde özel bir yere sahip. Kolezyum veya Forum çıkışındaki yönlendirme levhalarını takip ederek ulaşılan tepe, Forum’un 40 metre üzerinde yer alıyor.
Roma’nın kurucusu olduğuna inanılan Romulus ve Remus kardeşlerin bir dişi kurt tarafından bu tepede yer alan bir mağarada bulunduklarına ve kurdun çocukları besleyerek onların hayatta kalmalarını sağladığına inanılıyor. Romalı soyluların yanı sıra imparatorların da ikamet adresi olan Palatino Tepesi’nde, Augustus, Tiberius ve Domitian Saraylarının kalıntıları ile kitlesel eğlenceler için bir toplanma yeri ve 270 bin kişilik kapasiteye sahip antik hipodrom Circus Maximus yer alıyor.
6. Venezia Meydanı
Venedik Meydanı anlamına gelen Piazza Venezia, kuzeyinde Termini İstasyonu, Vatikan ve Pantheon’un, güneyinde ise Kolezyum’un bulunduğu, Vittorio Emanuele II Anıtı ile Roma’nın en güzel meydanlarından biri. Özellikle geceleri ışıklandırmalar eşliğinde ayrı bir cazibeye sahip olan meydana gece turlarıyla turist grupları geliyor.
Toplu taşıma araçlarının yarıdan fazlasının geçtiği, önemli bir kavşak noktası olan Piazza Venezia, Roma’nın belki de en merkezi alanı. Hem Antik Roma’ya hem de Vatikan’a yakın olan meydanın hemen karşısında ise şehrin ünlü alışveriş caddelerinden biri olan Videal Corso yer alıyor.
7. Vittorio Emanuele II Anıtı, Venezia Meydanı
Venezia Meydanı ve Capitoline Tepesi arasında yer alan ve “Ulusun Mihrabı” anlamına gelen Vittorio Emanuele II Anıtı, 1895-1911 arasında Giuseppe Sacconi tarafından İtalya Krallığının ilk kralı II. Vittorio Emanuele’yi onurlandırmak için yapılmış.
Saf beyaz mermerden yapılan ve devasa boyutlardaki görkemli merdivenlere ve heykellere sahip olan anıtın uzun, yukarıya doğru genişleyen sepet şeklindeki korint tarzı sütunları, at üstündeki Vittorio Emanuele heykeli, sağ ve sol üst köşelerde ise tanrıça Victoria’nın üstünde olduğu dört at heykeli bulunuyor.
8. Navona Meydanı
Kendinizi adeta bir panayırda hissedeceğiniz, Roma’nın en güzel ve en canlı meydanlarından biri Navona Meydanı (Piazza Navona), aynı zamanda şehrin kalbi sayılır. Buram buram tarih kokan bu meydan barok tarzının bir başyapıtı.İtalyan sanatçı ve mimar Gian Lorenzo Bernini’nin dünyanın dört büyük ırmağı Nil, Rio de la Plata, Ganj ve Tuna’dan ilham alarak tasarlamış.
Şaheser Fontana dei Quattro Fiumi çeşmesi meydanın en göz alıcı yer. Şehrin tam göbeğinde yer alan bu meydanda gece de gündüz de oldukça renkli, hareketli ve cıvıl cıvıl yaşanıyor.
9. Campo Dei Fiori Meydanı
Campo Dei Fiori, Navona Meydanının birkaç sokak güneyinde yer alan, 24 saat canlı bir meydan. Roma’nın en güzel meydanı olarak geçen bu kare şeklinde meydanda Roma’nın en büyük sokak pazarı kuruluyor. Pazar günleri hariç her gün 08.00-14.00 saatleri arasında kurulan Campo de’Fiori’de, meyve, sebze, balık, peynir, makarna, baharat gibi çok çeşitli gıda ürünlerinin tezgâhları bulunuyor.
Meydanda yer alan filozof Giordano Bruno Heykeli’nin hikâyesi ise, evrenin merkezinde güneşin yer aldığını iddia ettiğinde, ne yazık ki engizisyonun kararıyla Campo de’ Fiori’de diri diri yakılmış olması.
10. Sant’Angelo Kalesi, Tiber Nehri
Roma’nın önemli tarihi yapılarından biri olan Castel Sant Angelo (Castel Sant’Angelo), efsaneye göre baş melek Mikail kılıcını kınına sokarken mozolenin üzerinde görünerek ve o yıllardaki büyük veba salgınını sona erdirmiş. Adının verildiği kalede Mikail’in iki heykeli bulunuyor.
Kale aynı zamanda Melekler ve Şeytanlar filminin de geçtiği mekân. Vatikan Sarayı’na dek uzanan gizli geçişlerin bulunduğu ve papanın tehlike anında kaçış güzergâhı olarak inşa edildiği söylenen kale Ortaçağda bir dönem hapishane olarak da kullanılmış. 58 odadan oluşan ve Tiber Nehri kıyısına kurulan bu kale zamanında Fatih Sultan Mehmet’in oğlu Cem Sultan’ın da sürgün geçirdiği yılların bir kısmına ev sahipliği yapmış.
11. Pantheon
Pantheon’un devasa kubbesi 2 milenyumdur zamana meydan okuyor. Halen Roma’nın en eski binası olmasına rağmen muhteşem mühendislik harikası olma özelliğini asla kaybetmiyor. Yunanca ‘Tüm Tanrıların Tapınağı’ anlamına gelen Pantheon, antik Roma’nın tüm tanrıları için tapınak olarak inşa edilen bir yapı.
Marcus Agrippa tarafından MÖ 27’de yaptırılan ve İmparator Hadrianus’un MS 126’da yeniden inşa ettiren Panteon, MS 7. yüzyıldan beri kilise görevi görüyor. Antik Roma’dan günümüze kalan en iyi korunmuş yapı olan Pantheon’un en dikkat çekici özelliği, mimarisi ile bir mühendislik harikası oluşu.
Kubbesinin yüksekliği 43 metrelik çapıyla eşit olan yapının tepesinde daire biçiminde bulunan bir boşluktan içeri yağmur damlaları giriyor. Bir Pagan tapınağı olarak inşa edilmiş olsa da kiliseye dönüştürülmesinin ardından heykelleri tahrip edilen Pantheon’da Victor Emmanuel II ve Umberto I ile sanatçı Rafael’in mezarları da yer alıyor.
12. Vatikan
Yüzölçümü bakımından dünyanın en küçük devleti olan Vatikan (Vatican City), Hıristiyanlığın Katolik mezhebinin yönetim merkezi. Yüksek duvarlarla çevrili olmasa Roma’nın bir semti gibi duran Vatikan, 930 civarında yerli nüfusa sahip, devlet başkanının papa olduğu, 100 kişilik İsviçreli Muhafızlar tarafından korunan ve 1929’dan bu yana bağımsız olan bir ülke.
Turist yoğunluğu nedeniyle gün içinde 2000’e yaklaşan insan potansiyeliyle dünyanın en çok ziyaret edilen ülkesi olan 50 hektarlık Vatikan’ın, gezilip görülecek pek çok yeri bulunuyor. ve Bazilikası, pek çok müzeden oluşan Vatikan Müzeleri Kompleksi, Vatikan Bahçeleri ve eski bir papalık kalesi olan ve Vatikan duvarlarının dışında yer alan Sant’Angelo Kalesi.
Aziz Petrus Bazilikası ile Sistine Şapeli’nin yer aldığı Vatikan Müzeleri, Vatikan’ın en önemli yapıları. Ancak Vatikan öyle bir yer ki, baktığınız, gördüğünüz en önemsiz nokta bile bir sanat eseri.
Aziz Petrus Meydanı (Piazza San Pietro), ükenin surlarla çevrili olmayan bu tek alanı, her yıl binlerce Katolik’in ibadet için geldikleri dünyanın en büyük meydanlarından biri. Bernini tarafından Papa VIII. Alexander için 1656-1667 yılları arasında yaptırılan meydanda her yılbaşında meydanda toplanan Katolik ve diğer mezhepten dinleyicilerine seslenerek mesajlarını okuyor.
Aziz Petrus Bazilikası (Basilica di San Pietro), Roma’nın en büyük 4 bazilikasından biri ve Katolik inancının merkezi aynı zamanda. Vatikan’ın en göze çarpan yapısı. 23.000 m² alan üzerine kurulu, 222 metrelik devasa boyutlara sahip olan yapı, 60.000 kişilik kapasitesiyle de Hıristiyanlığın en büyük kilisesi.
Vatikan Müzeleri, Dünyanın en büyük müzeleri arasında yer alıyor. Roma Katolik Kilisesi tarafından Rönesans’ta inşa edilen Vatikan Müzeleri (Musei Vaticani), dünyanın en önemli sanat koleksiyonuna ev sahipliği yapan müzelerden oluşan bir topluluk. Sistine Şapeli ile birlikte toplam 54 galeri bulunan toplulukta yüzyıllar boyunca farklı papalar tarafından toplanan değerli resim ve heykeller bulunuyor. Vatikan Müzeleri içinde yer alan en önemli bölümler Sistina Şapeli ve Raffaello Odaları, Yunan-Roma eserleri, Etrüsk Müzesi, Modern Dinsel Sanat ve Resim Galerisi koleksiyonları.
Sistine Şapeli (Cappella Sistina), Vatikan Müzeleri kompleksinde, Michelangelo’nun muhteşem freskleri ile süslü oldukça görkemli bir yapı. Papa IV. Sixtus için, 1477 ile 1483 yılları arasında yaptırılan, papanın resmi ikametgâhı ve papalık seçimlerinin de yapıldığı mekân. Şapelin duvarlarında İncil’de anlatılan sahnelerin betimlemeleri, papaların portreleri ve Botticelli, Pinturicchio, Perugino, Ghirlandaio ve Signorelli gibi 15. yüzyılın ünlü İtalyan Rönesans ressamlarının eserleri yer alıyor. Bunların en önemlisi ise Michelangelo’nun ünlü “Adem’in Yaratılışı” ve “Kıyamet Günü” fresklerinin de bulunduğu sahneler.
Vatikan Bahçeleri, Vatikan Şehrinin güneyi ve kuzeybatısında bulunuyor. Be bu minik ülkenin yarısından fazlasını kaplayan bahçe içerisinde, park ve Vatikan Radyosu gibi binalar yer alıyor. Papaların dinlence yerleri olan bahçelerin bakımı 27 bahçıvan tarafından yapılıyor. Rönesans ile Barok dönemlerinde kurulan, birçok çeşme ve heykelle bezenen büyük bitki çeşitliliğine sahip olan bahçeler biyotop olarak nitelendiriliyor.
13. Trevi Çeşmesi
Aşk Çeşmesi olarak da bilinen Trevi Çeşmesi (Fontana di Trevi), 1732 yılında Papa XII. Clement tarafından Heykeltıraş Nicola Salvi’ye yaptırılmış dünyanın en ünlü çeşmelerinden biri. La Dolce Vita, Lizzie McGuire gibi birçok filme de ev sahipliği yapmış. Üç yolun kavşağına yapıldığı için Trevi olarak adlandırılan çeşmenin ismi, İtalyanca ‘üç yol’ anlamındaki trevi’den geliyor.
Klasik ve barok stilde tasarlanan çeşmenin özelliği havuzunun şahane heykellerle süslü oluşu. Çeşmenin üzerinde bulunan temel figür olan Poseidon’un solunda Ceres (Demeter) ve sağında Salus (Hygieia) ile çeşmeye adı verilen iyi kalpli bakire kız bulunuyor.
Mimari yapı ve heykellerin zarif biçimde kaynaştığı Trevi’nin bir diğer özelliği ise ziyaretçilerin dilek dileyip bozuk para atması. İnanışa göre kim dilek diler ve sağ eli ile sol omzunun üzerinden çeşmeye bozuk para atarsa o kişinin dileği gerçekleşir ve Roma’ya tekrar gelirmiş.
14. Spagna Meydanı ve İspanyol Merdivenleri
İspanyol Meydanı anlamına gelen Piazza di Spagna, adını İspanyol Elçiliği ve dillere destan İspanyol Merdivenlerine sahip olmasından alıyor. Oldukça popüler ve kalabalık olan bu meydanda merdivenlerin yanı sıra, Trinita dei Monti Kilisesi ile Fontana della Barcaccia çeşmesi yer alıyor.
İspanyol Merdivenleri, 1723-1726 yılları arasında Francesco De Sanctis tarafından Trinita dei Monti Kilisesine meydandan ulaşım sağlamak amacıyla yapılmış. Avrupa’nın en uzunu ve en geniş merdivenleri olarak ün salan merdivenler 138 basamaktan oluşan merdiven seti, özellikle gençlerin Roma’daki en gözde mekânı. Merdivenlerin alt kısmında ise kayık şeklindeki Fontana della Barcaccia çeşmesi yer alıyor.
Fontana della Barcaccia, Eski Gemi Çeşmesi anlamına geliyor ve İspanyol merdivenlerinin hemen altında bulunan Barok tarzında, 1627’de Pietro Bernini ve oğlu Gian Lorenzo Bernini tarafından tamamlanmış bir çeşme. Çeşme ismini yarı batmış gemi şeklinden ve bazı kısımlarından su fışkırtmasından alıyor.
15. Popolo Meydanı
Avrupa’nın en güzel meydanları arasında gösterilen, Roma’nın en büyük meydanlarından Popolo Meydanı (Piazza del Popolo) şehrin kuzey girişinde yer alıyor. Adını Santa Maria del Popolo Bazilikasından alan meydan, “Halk Meydanı” anlamına geliyor.
Piazza del Popolo Meydanı’nın ortasında yer alan ve bir Rönesans yapısı olan Santa Maria del Popolo (Basilica of Santa Maria del Popolo), bölgede gezindiğine inanılan Neron’un hayaletinden kurtulmak amacıyla yapılmış. Mimar Giuseppe Valadier’in tasarladığı meydanın ortasında MÖ. 13. yüzyıl dönemine ait olan ve Roma’nın en büyük obeliski bulunuyor. Meydanı Neptün Çeşmesi ve Obelisk Çeşmesi süslüyor.
16. Piazza Barberini
Barberini Meydanı, ünlü Via Veneto’ya yakın barok mimariye sahip görülesi bir meydan. Bernini’nin enfes çeşmesi Tritone de meydanın tam ortasında yer alıyor. Piazza Barberini’deki 17. yüzyılda Bernini tarafından yapılan Triton Çeşmesi, deniz kabuğundan yükselen suyu ile, ebedi yarı insan yarı balık heykelin her an canlanıp ziyaretçileri selamlayacağı hissini yaratıyor. Roma’da görülecek yerler listesine eklenebilir.
17. Villa Borghese
Huzurlu, rahatlatıcı, mutluluk verici devasa bir park olan Villa Borghese (Borghese Bahçeleri), kazları martıları, meşe ağaçları papağanları, gölleri, koruları yürüyüş yolları, çeşmeleri ve heykelleriyle şehrin ortasında hayat dolu bir park.
Bir sanat galerisi olan Galleria Borghese’in de içerisinde yer aldığı parkta bulunan pek çok bölümden en dikkat çekici olanı ise Pincio Bahçeleri. Parkın içinde Galleria Borghese’den başka bir iki müze, tiyatro, anıtlar ve hayvanat bahçesi de bulunuyor. Vaktiniz varsa Roma gezilcek yerler listesine ekleyin.
18. San Giovanni in Laterano Kilisesi, San Giovanni Meydanı
Roma’nın en eski ve Roma Katolik dünyasının ana kiliselerinden biri olarak kabul edilen San Giovanni in Laterano Kilisesi, 4. yüzyılın başlarında Constantinues tarafından inşa edilmiş. Yangınlar yüzünde tarih boyunca çok defa tadilat gören Barok kilise, bir dönemin resmi papalık ikametgâhı olarak kullanılmış.
19. St. Paul Bazilikası
Roma’nın ikinci büyük kilisesi olan St. Paul Bazilikası (San Paolo Fuori le Mura), San Paolo Meydanında (Piazzale San Paolo) Constantinus tarafından 4. yüzyılda Aziz Paulus’un gömüldüğü yere yaptırılmış. 846’ya kadar 400 yıl boyunca Avrupa’nın en büyük kilisesi olan yapı Roma şehir merkezinin biraz dışında yer alıyor. San Paolo Fuori le Mura’nın revakları Roma’dakilerin en güzeli olarak kabul ediliyor.
20. Trastevere
İsmini Tiber Nehrinin diğer tarafında olması konumundan alan ve Roma şehir merkezinden bu nehirle ayrılan Trastevere, Vatikan’ın güneyinde yer alıyor. Nehrin diğer tarafına geçenlerin hayran kaldıkları, şahane yerel pizza ve pastaları, şarapları, birbirinden şirin kafeleri, mikro birahanelerle dolu Arnavut kaldırımlı sokakları, sarmaşık kaplı tavernalarıyla hem bohem hem de oldukça estetik bir semt.
Roma’da görülmesi gereken önemli yerlerden biri burası. Labirent gibi dar sokakları, renkli evleri, taş sokakları ve yaşam enerjisiyle sizi içine çekecek olan Trastevere’nin Santa Maria isimli küçük bir meydanı bulunuyor. Roma’daki en eski kiliselerden biri Santa Maria Kilisesi ve Gianicolo Tepesi gezilecek yerler arasında.
Roma’da gezilecek yerler listesini yüzlerce maddeye uzatabilirim. Yukarıdaki Roma gezilecek yerler listesi, kısıtlı zamanda planlanan Roma gezisinde görülmesi gereken en önemlileri. Roma öyle bir şehir ki gördükçe öğrendikçe sizi içine çekiyor, her adımda derinleşiyor. Bu kentte ne kadar uzun kalırsanız, gezilecek ve görülecek yerlerin, yapılacak etkinliklerin bir o kadar artacağına emin olun.
Coğrafi konumu itibariyle Akdeniz iklimine sahip İtalyan mutfağı, dünyanın en zengin ve sağlıklı mutfaklarından biri, geçmişi ise MÖ 4. yüzyıla kadar uzanıyor. Peynir, şarap, pizza, zeytinyağı, espresso, makarna, et, balık, sebze çeşitleri ve vejetaryen menüleriyle her bütçeye uygun seçenek sunuyor. Lüks restoranlardan trattorie, rosticceria ve pizzeria’lara, ev yemeği yapan küçük aile restoranlarında yerel lezzetlere kadar yelpaze oldukça geniş.
İtalyan mutfağının dünyaca ünlü peynirleri gorgonzola, mozzarella, parmesan, ricotta; tatlıları tiramisu, gelato, Zuppa Inglese; pizzaları pizza marinara ve pizza margherita; makarnaları spaghetti, tagliatelle, penne, fettuccine, pappardelle, fusilli, lasagne, maccheroni, farfalle ve orecchiette, alfredo, pesto, bolognese…
Bunlara her kalitedeki şaraplarını ve espresso çeşitlerini de ekleyeyim. Hem yeme hem de pişirme konusunda tam bir yemek aşığı olan İtalyanların pizzasını, makarnasını, cappuccinosunu ve gelatosunuda deneyin.
Türk Hava Yolları, Alitalia Hava Yolları ve Pegasus Havayolları ile İstanbul’dan direkt 2.5 saatlik bir seyahat sonunda Roma’ya ulaşıyorsunuz. Roma şehir merkezine 35 km uzaklıkta olan Leonardo da Vinci Havaalanı’ndan her 30 dakikada bir Termini İstasyonuna giden ve yaklaşık 25 dakika süren ekspres trenler var.
Merhabalar, aslında ben daha önce İtalya’ya hiç gitmedim, tekstil işi ile uğraşıyorum. İtalya’nın bu konuda zengin bir ülke olduğuda kesin. Ben ilk seferde hem ziyaret hem ticaret mantığıyla hareket edersem acaba hangi bölgesine gitmeliyim? Şimdiden teşekkürler.
İtalya’nın textil bölgesi Milan ve Milan’ın kuzey kısmında kalan yerler; Biella, Bergamo ve kısmen de Como tarafları. Buraları ziyaret edebilirsiniz.
İtalya gezisi planlıyorum. Gezilecek yerler ve bölge olarak tur ile anlaşmak avantaj sağlayabilir mi?
İtalya’da o kadar çok gezilecek yer var ki bence İtalya’yı ikiye ayırın bir Kuzey İtalya bir de Güney İtalya turu yapın. Romayı tam orta kabul edin.
Kuzey İtalya: Venedik, Milano, Como, Lugano, Floransa, Pisa, Siena, San Gimignanı, Bologna, Val Di Funes
Güney italya: Napoli, Capri, Sorrento, Amalfi, Positano, Lecce, Ostuni, Martina Franca, Alberobello, Bari
İtalya’da nerelere gitmek istediğiniz önemli. Ben tur ile gittim. Roma, Floransa,Venedik Napoli .Pompei mutlaka gezilmeli. Pisa bir taş yığını, siena ve verona gezilebilir güzel yerler. Napoli’de görülecek bir şey yok. Floransa tarihi ve mimari olarak çok güzel. Roma da gezilecek belli başlı yerleri zaten az çok biliyorsunuz. Roma’ya 2 gün ayırmalısınız. Venedik yarım günde gezilebilecek bir yer. Düşünüldüğü kadar romantik bir şehir değil. Tur ile gidilmez ise ulaşım konusunda sorun yaşayabilirsiniz. Taksi ücretleri pahalı ve özellikle romada çok trafik sıkıntısı var. Bir de elbette bilgi olarak tur rehberleri oldukça tecrübeli.
İlk defa gidecekseniz Pronto Tur’u tavsiye ediyorum. İtalya konusunda işlerinin ehliler.
Tüm bu yazmış olduğunuz yerleri ziyaret etmek için sınırlı diye adlandırdığınız gün sayısı nedir, öğrenebilir miyim? Seyahat planlıyorum, o sebeple sordum. Ayrıca Ağustos ayı ideal mi ?
Şimdiden teşekkürler
Avrupa’da birçok ülke ve şehir gezdim. Ancak aralarında en unutulmaz şehir Roma’ydı diyebilirim. En sevdiğim ülke konusunda İtalya ve İspanya arasında kalıyorum. Ancak en çok beğendiğim şehir konusunda en ufak bir şüphem bile yok. Roma öyle bir şehir ki; Antik Çağ’ı, Orta Çağ’ı ve modern zamanları tüm güzelliği ile harmanlıyor. İstanbul’un içinde bir “Efes Antik Kenti” olsaydı, sanırım o zaman Roma’ya rakip olabilirdi. Ancak maalesef İstanbul’un Greko-Romen tarihinden günümüze pek bir şey kalmamış. O sebeple Roma İmparatorluğu’nun diğer bir başkenti olan İstanbul, Roma’nın birkaç adım gerisinde kalıyor. Roma hakkında nefis fotoğraflar ile süslü bu yazı için teşekkürler.
Uçuşuma saatler kala güzel bir liste oldu, teşekkürler.
Bu sene aksilikler yüzünden gidemedim ama en yakın zamanda yola çıkıp bu yerlerin hepsini (mümkün olan) görmek istiyorum.
Müthiş bir rehber olmuş, Tripadvisor de bile olmayan bir çok bilgi burada mevcut. Elinize sağlık.