Villa Borghese (Borghese Bahçeleri), huzurlu, rahatlatıcı, mutluluk verici devasa bir park. İtalya‘nın başkenti Roma‘nın kuzeydoğusunda bulunan Villa Borghese, kazları, martıları, meşe ağaçları, papağanları, gölü, koruları, yürüyüş yolları, çeşmeleri ve heykelleriyle şehrin içinde, hayat dolu, cıvıl cıvıl.

Adını Borghese Ailesi’nden alan park, çoğu Romalıya göre kentin en güzel parkı. Parkta yürüyen, koşan, paten kayan, bisiklete binen, bisiklet kiralayan insanlara özeniyorsunuz. Roma’da en sevdiğim yerlerden biri. İtalya’nın başkentindeki hiçbir sanat koleksiyonu Roma’nın zevkteki üstünlüğünü, bahçe içerisinde yer alan şaşalı Galleria Borghese kadar gösteremez.

Villa Borghese
Galleria Borghese

Villa Doria Pamphili ve Villa Ada’dan sonra Roma’nın üçüncü büyük parkı olan 1700 dönümlük arazisiyle Villa Borghese’de, ister sessizliği dinleyin, ister yürüyüş yapın, ister bisiklet kiralayın isterseniz de sandalla gölde kürek çekin bu şahane park herkese uygun pek çok alternatif sunuyor. Parkı faytonla gezebilir, göletinde sandalla kürek çekerek büyülenebilir, pek çok meydan, heykel, anıt ve yemyeşil doğanın keyfini çıkarabilirsiniz.

Tüm gününüzü bir an bile sıkılmadan geçirebileceğiniz Villa Borghese’de gün batımını izlemek isterseniz de Roma kent meydanını tepeden görebilir, manzaraya karşı güzel bir fotoğraf kareleri yakalayabilirsiniz. 1903’te halka açılan bahçeye Piazzale Flaminio, Via Trinità dei Monti, Corso İtalia ve Piazza del Popolo Meydanı‘ndaki Porte del Popolo’dan girilebiliyor.

Malta

Villa Borghese, Roma

Borghese Bahçeleri (Villa Borghese), Papa V. Paul’un yeğeni Kardinal Scipione Borghese’nin eski bir üzüm bağını muhteşem bir bahçeye dönüştürme isteğinin gerçekleşmiş halini yansıtıyor. Kardinal Scipione Borghese’nin hayali Mimar Flaminio Ponzio tarafından uygulanarak günümüzde de Roma’nın en görkemli noktalarından biri olan Borghese Bahçeleri ortaya çıkmış.

Borghese Bahçesi, Galleria Borghese ve içerisindeki çok değerli sanat koleksiyonu, 1902 yılına kadar Borghese ailesindeydi, ancak yıllar içinde çeşitli finansal zorluklara göğüs germeye çalışan galeri, İtalyan hükümeti tarafından spekülatörlerden korunması için şiddetli bir yargısal mücadeleyle ellerinden alındı. Nihayetinde 1903’de bahçesiyle birlikte İtalyan devletine satılarak halka açıldı. 1612 ile 1615 arasında inşası tamamlanan galeri binasında Barok, Rönesans ve Neo Klasik sanatın en iyilerine ev sahipliği yapıyor.

Borghese Bahçeleri oldukça geniş bir alana yayılıyor ve görülecek çok önemli yerler var. Parkın içinde görülmesi gereken en önemli yer olan Galleria Borghese’den başka Villa Giuliana veya Villa Medici olmak üzere daha pek çok villa, birkaç müze, tiyatro, anıtlar ve Roma’nın büyük belediye hayvanat bahçesi yer alıyor. İngiliz tarzı dizayn edilmiş bahçeler, şehrin karmaşasından yorulduğunuzda sığınabileceğiniz mükemmel bir yer.

Borghese Bahçelerinin en özel yeri olan Galleria Borghese’de ise mermerlerin bir palet gibi işlenmesiyle ortaya konan, insanı kendine hayran bıraktıran birçok başyapıt sergileniyor. Barok stili bahçelerle çevrelenmiş Galleria Borghese’de sergilenen heykellerin güzelliği ve kusursuzluğu insanı, yüzlerindeki ifadeler insanı şaşırtacak kadar gerçekçi.

Galleria Borghese

Borghese Bahçeleri içerisinde yer alan Galleria Borghese (Museo e Galleria Borghese), Barok stili bahçelerle çevrili oldukça önemli bir müze. Alman Mimar Jan Van Santen tarafından Papa V. Paul’un yeğeni, bir zamanlar erken Barok sanat hamilerinden Kardinal Scipione Borghese için tasarlananmış.

Kardinal Borghese’nin, sanatçılarla kimi zaman vicdansızca yapılmış pazarlıklar üzerinden elde ettiği sanat eserleri müzenin çekirdeğini oluşturuyor. Kardinal, eserlerin bir kısmına dayısı Papa 5. Paul sayesinde eline geçen güç ve parayı kullanarak tehdit yoluyla sahip olmuş.

Borghese Galerisi’ndeki Caravaggio’nun tabloları muhteşem, Bernini’nin heykelleri olağanüstü. Sergilenen eserlerin dışında binanın kendisi, tavandaki tablolar ve süslemeler göz kamaştırıcı. Tavanların tamamen fresk işlemeli ve duvarları dünyanın çeşitli yerlerinden gelen farklı renkte mermerlerle bezenmiş.

Gladyatörlerin hayvanlarla dövüşünü anlatan 4. yüzyıla ait mozaiklerle döşenmiş giriş salonunun ötesinde yer alan bölümde etkileyici bir heykel koleksiyonu sergileniyor. Mermerlerin bir kumaş gibi işlendiğine şahit oluyorsunuz. Heykellerin yüzlerindeki ifadeler, vücutlarındaki kaslar, damarlar ve detaylar insanı hayran bıraktıracak kadar gerçekçi.

bernini persephone
Ratto di Proserpina, Bernini

Rönesans devrine damga vurmuş heykeltıraş Bernini’nin 23 yaşında ortaya koyduğu ve her bir mimik ve hareketin hissedildiği, Yunan mitolojisinde ölülere hükmeden yeraltı tanrısı Hades’in, ilk görüşte aşık olduğu, Zeus ile Demeter’in kızı Persephone’yi kaçırılışını anlatan ‘Ratto di Proserpina‘ tam bir başyapıt.

Hades’in her bir gerilmiş kasın görülebildiği vücudu, başını kahkahayla geriye atışı, güçlü parmaklarının sıkıca tuttuğu genç bakirenin tenine gömülüşün detayları capcanlı karşınızda duruyormuş gibi hissettriyor. Sırf bunu görmek için bile Villa Borghese’ye gidilir.

Yine Bernini’nin Apollon’un Daphne’yi yakalama anı ve Daphne’ninin yüzündeki endişe ve hüznü net olarak ifade ettiği ‘Apollon et Daphne‘ heykeli de olağanüstü.

bernini galleria borghese
Ratto di Proserpina, Bernini

Galeride mutlaka görmeniz gereken önemli eserler arasında yer alan Bernini’nin ‘Davut Heykeli‘ ise Davut’un Golyat’a saldırmaya karar verdiği anı simgeliyor. Davut’un vücudundaki güçlü ve sert duruş, yüzündeki kararlılık hemen fark ediliyor. Bernini Davud Heykeli’ni 1623’ten 1624’e kadar yedi ay içerisinde tamamlamış.

Bernini’ni 20 yaşındayken yaptığı ‘Aeneas, Anchises ve Ascanius Heykeli‘ ise Truvalı halk kahramanı Aeneas’ı tasvir ediyor. Truva yerle bir olunca, Aeneas halkına öncülük ederek onları önce Altınoluk’a, sonra oradan bir gemiyle İtalya’ya götürüşü anlatılıyor. Aeneas bu yolculukta yaşlı babası Anchises’i omzunda taşıyor ve küçük oğlu Ascanius ise hemen arkasında kendisini takip ediyor.

Barok sanat akımının ilk büyük sanatçı İtalyan ressam Caravaggio’dan karanlık arka plan önünde kucaktan inmiş İsa ve yanında onunla birlikte yılanı ezen annesi Meryem’in anlatıldığı ‘Yılanlı Madonna‘ tablosu görülmesi gerekenler arasında.

apollon daphne heykeli
Apollon et Daphne, Bernini

Kardinalin kendisi Caravaggio ve Gian Lorenzo Bernini hayranı olduğu için çok sayıda Bernini heykeli ve Caravaggio tablosuna yakından bakma şansınız var. Galleria Borghese‘de içinde Caravaggio’nun otoportesi ‘David with the Head of Goliath’ın da bulunduğu, sadece sanatçının eserlerine ayrılmış bir oda bile mevcut.

Ayrıca Caravaggio’nun kendini Bakkhos olarak tasvir ettiği sıra dışı otoportresi ‘Hasta Bakkhos‘ tablosunda bir elinde üzüm salkımı olan esmer ve kalın dudaklı Kuzeyli hasta adamın sararmış yüzü, gözlerinin altındaki mor halkalar sanki karşınızda canlı duruyormuş gibi duran biri varmış gibi hissettiriyor.

Ayrıca Canova’dan Napolyon’un kız kardeşi ‘Pauline Bonaparte’ heykeli (Venus Victrix) ile eserlerini de görülecekler listesine ekleyebilirsiniz.

Galerinin birinci katındaki resim galerisinde de birçok başyapıt sergileniyor. Göze çarpanlar arasında Titian ya da tam adıyla Tiziano Vecellio’nin ‘Venus Blindfolding Cupid’, Raffaello’dan ‘Çarmıhtan İndiriliş’ ve ‘Young Woman with Unicorn’ tabloları, Ruben’in ‘Susannah and the Elders’, Correggio’dan ‘Danae’, Cranach’ın ‘Venus and Cupid with Honeycomb’ tabloları yer alıyor.

Villa Borghese görülecek diğer yerler

Villa Borghese roma
Temple of Asclepius, Villa Borghese

Bahçe içerisinde yer alan Museo Carlo Bilotti, Villa Borghese’nin ortasında, özenle restore edilmiş 16. yüzyıldan kalma bir bina. Müzede milyarder kozmetik uzmanı Carlo Bilotti’nin sanat koleksiyonu arasında yer alan Giorgio de Chirico’nun 18 eseri ve Andy Warhol’un portresi, Tina ve Lisa Bilotti’nin de dahil olduğu güzel sanat eserleri sergiliyor.

Villa Medici ise Roma’da Fransız Akademisi’ne ev sahipliği yapıyor. Modern heykeltıraş Pietro Canonica’yı anısını yaşatan bir koleksiyona da burada sergileniyor.

Ulusal Modern Sanat Galerisi (Galleria Nazionale d’Arte Moderna e Contemporanea), Villa Borghese’nin kuzey köşesinde yer alıyor. 18 yüzyıldan başlayarak 1960’lara kadar uzanan resim ve heykellerden oluşan 5000’den fazla sanat eserine ev sahipliği yapıyor. Koleksiyon arasında Cezanne, Van Gogh ve Monet gibi dünyaca ünlü sanatçıların eserleri bulunuyor.

Villa Borghese Bahçelerinin bitişiğinde yer alan Villa Giulia ise 1551 – 1555 yıllarında Papa III. Julius için yazlık konut olarak inşa edilmiş. Şimdilerde Etrüsk Müzesi (Museo Nazionale Etrusco di Villa Giulia) olarak hizmet veriyor. İtalyan sanatçıların 19. ve 20. yüzyıl resimlerinin bir koleksiyonuna sahip.

Pincio Bahçeleri (Monte Pincio), parkta bulunan pek çok bölümden en dikkat çekici manzaraya sahip olan yer. Piazza Popolo’yu en güzel görebileceğiniz bir nokta burası. Antik Roma döneminde, birçok zengin Romalı ailenin Pincio Tepesi üzerine inşa edilmiş villaları ve bahçeleri vardı. Terasa’tan Roma’nın güzel manzarası izlenebilir.

Parkın içerisinde bulunan yapay gölde 20 dakikalık sandal kiralama imkanınız var. Zamanınız dolunca görevli boru çalıp kayık numaranızı bağırarak dönüş için uyarıyor. Ayrıca bahçeyi gezmek için bisiklet kiralayabiliyorsunuz. Park, gece hayatı açısından önemli yere sahip mekanlara da ev sahipliği yapıyor. Konserlerin, tiyatroların sergilendiği bir amfitiyatro var.

Pincio Bahçeleri
Pincio Bahçeleri (Monte Pincio), Villa Borghese

Galleria Borghese ziyaret bilgileri ve giriş ücreti

Piazza Spagna’ya yürüyerek 10 dakika, Piazza del Popolo Peydanı’na ise 2-3 dakika mesafede. Spagna Metro durağının içerisinden buraya yürüyen merdiven ve yürüyen bantla ulaşabilirsiniz. Sonrasında biraz yürümeniz gerekiyor.

Piazza del Popolo’nun arka tarafındaki merdivenlerden de çıkarak ulaşabileceğiniz park, İspanyol Merdivenleri’nin hemen üzerinde Roma’ya hakim bir noktada bulunuyor. İspanyol Merdivenleri‘ni çıktıktan sonra sola dönüp 10-15 dakika yürüyerek bu güzel yeşil alana ulaşabilirsiniz.



Kardinal Scipione Borghese’nin özel koleksiyonuna ev sahipliği yapan Galleria Borghese için kısıtlı sayıda ve belirli saatlerde ziyaretçi kabul ediliyor. Tek seferde maksimum 360 kişinin girişine izin veriliyor. İçeride sınırlı sayıda kişinin gezmesine izin verilen müzeyi 09.00-11.00, 11.00-13.00, 15.00-17.00, 17.00-19.00 saatleri arasında gezebiliyorsunuz.

Gişeden bilet aldığınızda ancak birkaç gün sonraya bilet veriliyor. 1 hafta önceden online bilet almanızı tavsiye ederim. Sırt çantaları emanete bırakılıyor. Vaktin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Pazartesi günleri kapalı. Her ayın ilk pazar günü ücretsiz, ancak yine rezervasyon yaptırmanız lazım.

Adres: Villa Borghese, Via Pinciana, Roma, galleriaborghese.it
Ulaşım: 52, 53, 116, 217 ve 910 Nolu otobüsler; Flamino, Spagna ve Barberini metro durakları
Ziyaret Bilgileri: Salı-Pazar 09:00-17:00, rezervasyon ile randevu alınıyor.
Galleria Borghese Giriş Ücreti: 27,5€. Avrupa Pasaportu taşıyan 18-25 yaş arası 16,5€, 18 yaş altı 6€
Yakın Yerler: Popolo Meydanı, Flaminio, Tiber Nehri

İtalya’nın başkenti Roma’yı ziyaret eden birçok yabancı turistin es geçtiği Borghese Bahçeleri (Villa Borghese), tarih, kültür ve sanatın merkezi olan kentin en önemli yeşil alanlarından biri. Roma’ya gidip de bu galeriyi gezmeyen çok ama çok şey kaçırır. Mutlaka Roma gezilecek yerler listenizde olsun.

1 Yorum

Yanıt yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz