Kazdağı veya Kazdağları, Anadolu coğrafyasının en nadide doğal güzelliklerinden biri. Antik dönemlerden bu yana pek çok efsaneye konu olan ve İda Dağı olarak da bilinen Kazdağları, Tanrıların armağanı olarak tasvir edilen tam bir doğa harikası. Çanakkale’den Balıkesir’e kadar uzanan bu coğrafya, her mevsim temiz havasını içinize çekebileceğiniz, ,attığınız ilk adımla birlikte sıkıntıları geride bırakacağınız nefis bir doğaya sahip.
Dünyanın oksijeni en bol ikinci bölgesi olarak adı geçen, çam ve çiçek kokan Kazdağları, her gittiğimde çok keyif aldığım ve huzur bulduğum bir coğrafya. Ülkemizde değeri anlaşılmamış birkaç yerden biri. Gidilmeli, görülmeli, köylerini ziyaret etmeli. Kazdağları, olabildiğince yeşil, olabildiğince huzur, temiz hava ve doğayla buluşmak için ülkemizin en bakir yerlerinden biri.
Şehrin korkunç havasından kurtulmak için yapabileceğiniz en iyi şey Kazdağlarına kaçmak. Zeytin bahçeleri, kızılçam ve daha da yükseklerde meşe ve karaçam ormanlarıyla kaplı bu güzel coğrafya, Ege’nin yakıcı sıcağından bunalanlar için tam bir kaçış yeri. Öyle ki yaz ortasında bile geceleri serinlikten dolayı ürperiyorsunuz.
Kalabalık tatil ortamlarından uzak, sakin, huzurlu, dingin bir ortamda tatil yapmak isteyenler için Kazdağları her mevsim gidilebilecek bir coğrafya. Karpuz çatlatan soğuk kaynaklar, cıvıl cıvıl kuş sesleri ile kaynaşan şelale sesleri, şehirlerin boğucu gürültüsünden uzak huzurlu bir ortam sunuyor kendisine sığınanlara. Serinlikle misafirlerine yaz sıcağını unuttururken, şifalı kaynaklarından mutluluk ve huzur sunuyor.
Kaz Dağları Gezi Rehberi
Kaz Dağları, Ülkemizin en zengin doğal alanlarından biri. Büyük bölümü güneyde Edremit Körfezi, doğuda Zeytinli Çayı, kuzeyde Karamenderes Çayı ve batıda Mıhlı Çayı arasında kalan ve 21 bin 452 hektarlık bir alanı kaplayan bölge Kazdağı Milli Parkı, olarak koruma altında. Bu güzel coğrafya, yerüstü ve yeraltı su rezervleriyle, sıcak ve soğuk su kaynaklarıyla, Biga Yarımadası için tam bir hayat kaynağı. Doğal bitki örtüsü ormanları, sadece bu yöreye münhasır bitki türleri ile sadece ülkemizin değil dünyanın da en önemli ekosistemlerinden birisi.
Jeolojik konumu ve buna bağlı olarak oluşmuş ilginç bitki örtüsü, iklim ve toprak yapısı nedeniyle 1994’ten bu yana milli park olarak koruma altına alınmış. Dünyada sadece Kazdağları’nda yetişen 21 farklı bitki türü var. Troya çamı olarak da bilinen Kazdağı köknarı bunlardan biri. Meşhur Truva Atı, oruma altındaki ağacın kerestesinden yapılmış.
Biga Yarımadasının en yüksek dağı Kaz Dağlarının en önemli merkezleri Küçükkuyu ile Alp Dağlarından sonra dünyanın en temiz ikinci yüksek oksijen oranıyla en temiz ikinci havasına sahip olan Altınoluk. Kaz Dağlarının bu bölge devamlı olarak yüksek oranda oksijen üretiyor. Havası tertemiz, miss gibi. 25 km uzunluğundaki milli parkın içerisinde 9 adet büyük dere çağlıyor.
Tarih boyunca konumuyla tarihin akışını değiştiren pek çok olaya ev sahipliği yapan Kaz Dağları, onlarca söylence ve efsanede de kendine yer bulmuş. Şair Homeros İlyada adlı eserinde Kazdağları’nı Bin pınarlı İda olarak tanımlamış.
İzmirli Şair Homeros İlyada adlı eserinde Kazdağlarından ‘Bol pınarlı vahşi hayvanların anası’ olarak söz etmiş. Afrodit, Hera ve Athena’nın katıldıkları, Truva Savaşı’na yol açan o meşhur güzellik yarışması da Kazdağlarında yapılmış. Zeus burada doğmuş ve karısı Hera ile bu dağda evlenmiş. Tanrılar Truva Savaşını buradan izlemiş
Troya Savaşı’nın baş aktörlerinden Paris bu dağlarda çobanlık yapmış. Nuh’un gemisinin İda’da olduğunu söyleyenler dahi var. Sarıkız efsanesi ise bugün hala dilden dile dolaşıyor.
Zeus, düzenlediği bir toplantıya tanrıça Eris’i çağırmaz. Bunun üzerine Eris, toplantıya altın bir elma gönderir ve bunun ‘en güzel tanrıçaya’ verilmesini ister. Athena, Hera ve Afrodit altın elmanın kime verilmesi gerektiği konusunda anlaşmazlığa düşünce Zeus, tanrıçaları Paris’e gönderir ve en güzel tanrıçayı Paris’in seçmesini ister. Afrodit, Paris’e kendisine eş olacak en güzel kadını (Helen) bulacağını vadeder ve Helen’i Paris’e aşık eder. Paris, altın elmayı Afrodit’e verir. Paris, Sparta’yı ziyaretinde Helen’e âşık olur ve iki âşık birlikte Truva’ya dönerler. Helen evlidir ve bu durum bir savaşı başlatmış olur.
KAZDAĞLARI NEREDE
📍 Kazdağları, coğrafyasının tam olarak nereyi ifade ettiği ve Kaz Dağları’nın nereye bağlı olduğu konusunda genelde çoğu kişi karmaşa yaşıyor. Kazdağları Balıkesir’in Edremit ilçesinin kuzeyindeki dağ sırasına verilen isim. Dağlar genel olarak Kazdağları olarak anılsa da Babadağ, Gürgen Dağı, Zeybek Dağı ve Şapdağı bu dağ sırasını oluşturuyor.
KAZDAĞLARINDA NEREDE KALINIR
🏡 Kaz Dağı çevresinde konaklama tesislerinin çoğunluğu kıyılara toplanmış. Edremit Çamlıbel Köyünde yer alan Albatross Dağ Evleri (0266) 387 3834) benim önerim. Her gittiğimde de burada kalıyorum. Huzurlu, temiz bir yer, ahşap bungalowlar da oldukça konforlu ve uygun fiyatlı.
Altınoluk’ta kalmak isterseniz Aeneas Hotel, Edremit’te Kazdağları Sağlıklı Yaşam Köyü, Küçükkuyu’da Hunnap Han, Güre’de Antik Manastır Otel (0552 509 01 01), Ramada Resort Kazdağlari Thermal & Spa (★★★★★) ve Manastır Han Butik Otel, Akçay’da L’opera Deluxe Hotel ve Room 23 Hotel beğeneceğinizi düşündüğüm oteller.
Yörenin en iyi butik otellerinden bazıları Yeşilyurt Köyünde. Manici Kasrı, Çetmihan Hotel, Nadas Kazdağları ve Ida Tas Konak şahanedir! Her şey dahil otel aıyorsanız Altınoluk’taki Rawda Resort Hotel tam size göre.
KAZDAĞLARINA NASIL GİDİLİR
Kazdağları çok geniş bir alana yayılıyor. Kuzey Ege sahillerindeki Troia, Assos, Akçay, Burhaniye, Ören, Gömeç ve Ayvalık gibi tarihi ve kültürel zenginliklerle sahip turistik yörelerle komşuluk yapıyor. Türk Hava Yolları, AnadoluJet ve Pegasus Havayolları ile İstanbul Havalimanı ve Sabiha Gökçen Havalimanından yaz döneminde Balıkesir Edremit Koca Seyit Havalimanına 55 dakika süren aktarmasız uçuşları var.
Edremit Havalimanı’ndan 48 km uzaklıktaki Kazdağları’na, araç kiralayarak veya özel transferle, yaklaşık 1 saatlik veya daha kısa süren bir yolculukla ulaşılıyor. Kaz Dağları, oldukça geniş bir alanda, Balıkesir ve Çanakkale il sınırlarının kesiştiği bir noktada yer aldığından otobüsle ulaşım için hangi beldeye ya da ilçeye gideceğinize göre otobüs firması ve yolculuk detayları değişkenlik gösteriyor.
Yaz aylarında birçok tatilcinin akın ettiği bölgeye bu dönemde İzmir, Ankara, İstanbul ve Bursa gibi şehirlerden direkt otobüs seferleri düzenleniyor. İstanbul ve kuzeyden düzenlenen otobüs seferleri Çanakkale il merkezinden başlayıp Ayvacık, Altınoluk, Akçay, Edremit, Gömeç gibi yerlerden geçip İzmir yönünde ilerliyor.
İstanbul’dan 507 km uzaklıkta yer alan Kaz Dağları’na, feribot ile Bandırma, Mudanya veya Yalova’ya takip ederek iki saat süren seyahatle karayoluyla ulaşılabilir. Bir diğer alternatif de Çanakkale tarafından Tekirdağ, Eceabat, Çanakkale, Ezine, Ayvacık, Küçükkuyu ve Edremit rotasını izleyerek gitmek.
Kazdağları Gezilecek Yerler 📌
Kaz Dağları, kendine özgün zengin doğası, kültürel zenginlikleri, kanyon ve şelaleleri, derin vadi ve nehirleriyle ekoturizm adına tam bir cennet. Deniz, güneş, kum üçlüsü dışında tatil ve keşfetmenin ülkemizdeki en güzel rotalarından birisi. Kazdağı, doğal ve kültürel kaynak değerleri açısından oldukça zengin bir potansiyele sahip.
Kazdağları‘nda görülmesi gereken yerler o kadar çok ki, hakkıyla gezmek için en az 1 haftanızı ayırmak gerekiyor. Park sınırları içerisinde Pınarbaşı, Hasan Boğuldu ve Sutüven Şelalesi Kazdağları görülmesi gereken yerler arasında ilk sırada.
1. Kazdağı Milli Parkı
Kazdağı Milli Parkı, Kazdağları ile kastedilenden farklı. Milli park, büyük ölçüde güneyde Edremit Körfezi, doğuda Zeytinli Çayı, kuzeyde Karamenderes Çayı ve batıda Mıhlı Çayı arasında kalan ve 21,452 hektarlık bir alanı tarifliyor.
1994’ten bu yana milli park olan Kaz Dağları’nın jeolojik konumu nedeniyle oluşmuş ilginç bitki örtüsü, iklim ve toprak yapısı sayesinde bu bölge devamlı olarak yüksek oranda oksijen üretiyor. Havası tertemiz, miss gibi.
Kazdağları’nın en yüksek üç tepesi Kazdağı Milli park sınırları içerisinde yer alıyor. Sarı Kız, Baba Tepe ve Karataş Tepesi (Gargaros) olmak üzere üç zirvesi bulunan milli parka rehbersiz girmek yasak.
2. Sütüven Şelalesi
Sütüven Şelalesi, Sarıkız Yaylasından doğan ve Kızılkeçeli Çayı üzerinde yer alıyor. Yakınındaki Hasan Boğuldu Göleti ile Kaz Dağları ormanları içerisinde, şahane manzarasıyla ziyaretçilerini ağırlayan bir doğa harikası.
İsmini sıçrayan su anlamına gelen ‘tüvleyen’ sözcüğünden alan şelale, yemyeşil doğası, pınarı, küçük göletleri ve şelalesiyle doğayla bütünleşmek için muazzam güzellikte bir alan.
Ben yüzdüm ama suyun soğukluğu karşısında neredeyse şok geçiriyordum. Kısa sürede alışıyorsunuz, ama uzun süre yüzmek hakikaten zor. Yine de girin tabi. Akçay, Altınoluk yolu üzerinde, Zeytinli beldesinden gidiliyor, tabelaları takip edin.
3. Hasanboğuldu
Hasan Boğuldu Şelalesi‘ne Sutüven piknik alanından sonra derenin karşı tarafındaki patika yolu izleyerek ulaşılabiliyor. Yol üzerinde Romalılardan kaldığı söylenen su kemerlerinin sütunları sol tarafta görülebilir. Haftasonları çok kalabalık, hafta içi kafa dinlemek, doğa yürüyüşleri ve yüzmek için ideal. Bir efsaneye göre gölet ismini gölette boğulan Hasan adlı aşık gençten ismini almış.
Hasan Boğuldu şelalesinin efsanesi, filmlere ve Sabahattin Ali’nin öykülerine de konu olmuş. Sabahattin Ali’nin öyküsünde Yörük güzeli Emine’ye kavuşmak için törelere göre 40 okkalık tuz çuvalıyla dağları tepeleri aşan aşık Hasan’ın hüzünlü hikayesini anlatır.
4. Pınarbaşı
Pınarbaşı, milli Park içinde geçmişten günümüze, rekreasyon amaçlı kullanılan iki adet günübirlik kullanım alanından biri. Güre Köyü sınırları içinde kalıyor, Akçay’a 6 km uzaklıkta. Günümüzde en çok ilgi gören mesire mesire alanlarından.
Kaz Dağları kar sularının bir kısmı, tepenin altından fışkırarak kaynak halinde buradan çıkıp dere oluşturması. Yamaçtan akan bol ve buz gibi su yaz aylarında serinlemek için ideal bir köşe. Yılın 2 buçuk aylık yaz sezonunda yaklaşık 80-100 bin ziyaretçi tarafından günübirlik kullanılmakta. Daha çok günübirlik piknik ve mangalcıların takıldığını ileteyim.
5. Sarıkız Tepesi
Kazdağları’nın en yüksek üç tepesi Kazdağı Milli park sınırları içerisinde yer alıyor. Sarı Kız, Baba Tepe ve Karataş Tepesi (Gargaros) olmak üzere üç zirvesi bulunan milli parka rehbersiz girmek yasak. Kaz Dağları’nın 1574 metre yüksekliğindeki Sarıkız Tepesi, Kaz Dağları’nın en yüksek noktalarından biri.
Kaz Dağları’nın efsanelere konu olmuş, Tahtacı Türkmenlerinin yüzyıllarca yaşam yeri olmuş Sarıkız Tepesi, dilden dile dolaşan hikâyesi yanında muazzam bir manzaraya sahip. Kazdağı Milli Park alanında bulunan Sarıkız Tepesi, efsanesi ile birlikte tüm Türkmenlerin kutsal bir ziyaret merkezine dönüşmüş. Edremit Körfezine 1726 metre yükseklikten bakıyor ve Ayvalık adaları, Midilli ayaklarınızın altında.
6. Çamlıbel Köyü
Çamlıbel, Kazdağları gezilecek yerler arasındaki en güzel otellere ve mekanlara ev sahipliği yapan turistik köylerden biri. Kaz dağlarındaki bu güzel köy, yeşil bir vadiden Edremit Körfezine bakıyor. Köyün şahane bir Ege manzarası var. Kurtuluş Savaşı sırasında Çamlıbel halkının büyük bir kısmı Kuvayi Milliye’ye katılmış ve Ayvalık cephesinde çarpışarak işgale karşı direniş göstermişler.
Yol üzerinde Köyün Delisi’nin yerine uğrayıp el emeği göz nuru benzersiz hediyelik eşyalardan sevdiklerinize hediye almayı unutmayın. Tuncel Kurtiz’in mezarı da bu köyde. Kaz dağlarındaki tüm gezilerimde de bu köydeki Albatross Dağ Evleri‘nde (0266) 387 3834) kalmayı tercih ediyorum. Ahşap bungalowlardan yapılmış şirin otelin hemen arkası ise Kaz Dağları Milli parkı başlıyor.
7. Kızılkeçili Köyü
Kızılkeçili Köyü, köyle aynı ismi taşıyan Kızılkeçili Çayı’nın kenarında bulunuyor. Köyün tarihi Osmanlı kayıtlarında 1890’lardan beri yer almış. Günümüzde yeni yeni yapılan taş villalarla köy yeniden hayata dönmüş gibi görünüyor. İş dünyası, sanat ve akademik camiasından insanlar sessiz sedasız bu şahane manzarası olan köye yerleşmeye başlamışlar.
Ziyaretçilerce piknik alanı olarak kullanılan köyde 850 yıllık görkemli bir çınar ağacı da var. Köye kadar giden bir asfalt yol da yapıldı. Akçay yolçatından 2,7 km uzaklıkta sadece. Ben Güre Beldesi üzerinde, “Haçlı Yolu” olarak bilinen eski bir yoldan araçla geçerek gittim. Sütüven’e kadar uzanan 3 km kadar stabilize bir yol da var.
8. Mıhlı Şelalesi
Mıhlı Şelalesi, Roma döneminden kalma kemerli köprüsü, yemyeşil doğası, göletine akan serin sularıyla tam anlamıyla gizli bir cennet. Akçay’a 25 km mesafede Altınoluk-Çanakkale karayolu üzerinde çevresi ormanlık bir dere kenarı burası. Selton tesislerinin yanından içeri giren stabilize yolun sonuna kadar gidin.
En sonda dinlenme tesislerine park edin. Dinlenme tesisleri içerisinde şahane göletler ve şelaleler var. Çevresi çam, çınar, zeytin, tesbih, defne, incir, ayva, armut ağaçları, kekik ve böğürtlenle çevrili. Baharda izlemenin tadına doyum olmuyor çağlayan sularının.
Patika yolu izleyim aşağıda Başdeğirmen‘e doğru yürüyün. Oldukça zarar görmüş olsa da değirmen taşları, çarkı ve su yolları günümüze dek duruyor. Değirmenin yanıbaşında Romalılardan kalma olduğu söylenen köprünün suya yansıyan manzarası şahane.
9. Adatepe Köyü
Adatepe Köyü, Edremit Körfezinin kuzey ucunda, bir tepenin ardında yer alan, çam ve zeytin ağaçları arasına serpiştirilmiş şahane evlerin olduğu eski bir Rum köyü. Evlerin birbirine geçtiği, dar sokaklı bu şirin Ege köyü koruma altına alındıktan sonra eski ihtişamlı günlerine geri dönmeye çalışıyor ve bundan da gayet başarılı görünüyor.
Yaşlı iki çınarın gölgesindeki meydanının etrafında serpilmiş taş evlerin bir çoğu restore edilerek hayata kazanmış, bazıları da butik otel olarak hizmet veriyor. İda Dağının batı yamaçlarında kurulu, taş işçiliğinin en zarif örnekleriyle süslü mimari dokuya sahip yıldızı parlayan bir köy.
Mübadele ile Midilli ve Girit’ten gelen Türklerin yerleştiği Adatepe, oksijen yoğunluğunun dünyada en fazla olduğu yerlerden biri. Zeytincilik ve zeytinyağı ile bilinen köyde bulunan tarihi eserler Çanakkale Müzesi tarafından koruma altına alınmış.
10. Zeus Altarı
Zeus Altarı, Adatepe köyünün hemen girişinde yer alıyor. Gördüğüm en güzel Ege manzarasına sahip yerlerden birisine sahip. Yol kenarından çam ağaçlarının arasında, kozalak kokulu havasını içinize çekerek oraya yürümek yarım saat sürmüyor.
Eski Yunanlılar, savaşlarda galip gelmek, kuraklıktan, hastalıktan kurtulmak, bereketli ürün almak, felaketlerden korunmak için burada tanrılara ve Zeus’a kurban verirlerdi. İlyada Destanı’nda ise Zeus ile Hera’nın aşkına da şahit olduğu anlatılıyor.
11. Yeşilyurt Köyü
Yeşilyurt Köyü, deniz hem dağ turizminin birlikte yaşandığı, taş evleri, patika yolları Arnavut kaldırımı sokakları, geniş köy meydanı, tarihi camii ve zeytin ile çam ağaçlarıyla kaplı bir köy. Yeşilyurt Köyü, köylülerin ‘İstanbullu’ dediği dışarıdan gelenlerden rağbet görüyor.
Eski ismi Büyük Çetmi olan Yeşilyurt Köyü’nün 700 yıllık bir geçmişi olduğu tahmin ediliyor. Köye 1993’te köyün ilk butik oteli Çetmihan açıldıktan sonra köy içinde açılan kafeler, dükkânlar, bakımlı tarihi evler, sıcakkanlı insanlarla burası kafa dinlemek için gözde bir yer haline gelmiş.
Yüzyıllar boyu Rumlar ve Türklerin birlikte yaşadıkları köy, dağ ve deniz havasının birlikte yaşanabileceği ender yerlerden biri. Burada ayrıca antik çağlardan beri bilinen Afrodit Kaplıcalarını da ziyaret edebilirsiniz.
12. Tahtakuşlar Köyü Etnografya Galerisi
Tahtakuşlar Etnografya Galerisi, doğal güzellikler içinde kurulmuş, Türkiye’nin ilk Özel Etnoğrafya Müzesi. Kaz Dağları’nın eteklerinde kurulu 8 Türkmen köyünden biri olan Tahtakuş’ta, 67 yıllık bir emeğin ürünü olan Alibey Kudar Etnografya Galerisi, Türkiye’nin köyde kurulan ilk özel müzesi.
1992’de açılan ve Türkiye’de ilk kez bir köyde kurulan bir sanat galerisi olan galeri, Orta Asya’dan Türkiye’ye göç eden Konar-Göçer Türk boylarının ilginç ve özgün kültür varlıkları, giyim eşyaları, aletleri, halıları ve çadırları sanat galerisinde her tür sanat yapıtları sergileniyor.
Zeytin, zeytinyağı, sabun ve kekik gibi doğal ürünleri de bulabileceğiniz galeride dünyada sergilenen en büyük deri sırtlı deniz kaplumbağasını görme fırsatınız da var. Balıkesir’in Edremit ilçesine bağlı bir köy olan Tahtakuşlar Köyü Edremit’e 17, Akçay’a 5 ve Balıkesir-Çanakkale karayoluna 2 kilometre uzaklıkta yer alıyor.
13. Şahindere Kanyonu
Şahindere Kanyonu, dağdan çektiği çam kokulu havayı ovaya dağıtırken, denizden aldığı iyot kokulu havayı da Kaz Dağlarına çıkartarak bir çeşit baca görevi gören bir bölge. Altınoluk’u oksijen çadırına dönüştüren, şifalı bitki ve otlarla bezeli 26 kilometre uzunluğundaki kanyon, kekik kokuları, su ve kuş sesleri ile çevrili cennet bir doğanın merkezinde yer alıyor.
Şahindere Kanyonu, rehbersiz gezmenin oldukça zor olduğu ve ancak Orman İşletme Müdürlüğünden izin alınarak girilebilen bir bölge.
14. Antandros Antik Kenti
Antandros Antik Kenti, Mysia ile Troas arasında uzanan yolu kontrol eden stratejik bir konumda yer alıyor. Troia Savaşının öncesine dek uzandığı düşünülen Antandros’un kuruluşu, Herodotos’a göre Persler tarafından milattan önce beşinci yüzyıla dayanıyor.
Altınoluk’a iki kilometre mesafede yer alan önemli bir Troas Kenti olan antik kent, Bizans İmparatorluğunun önemli piskoposluklarından birisiydi. Bölgede çıkarılan buluntuların bir kısmı Bursa Arkeoloji Müzesinde sergileniyor. Eğer vaktiniz var ve görmek isterseniz yakın çevrede üç önemli antik kent bulunuyor.
Troya savaşlarından önce kurulmuş Edremit’e 6 km uzaklıktaki Adramyttion; dağın güneyinde ve Edremit Körfezi’nin kuzeyinde Kaletaşı Tepesi’nin üstünde kurulu Antandros ve Çanakkale sınırları içinde yer alan Assos (Behramkale) kentleri.
15. Darıdere Tabiat Parkı
Darıdere Tabiat Parkı, yürüyüşü ve kamp yapmayı sevenler için tam anlamıyla cennet. Kaz Dağları’nın güney yamaçlarında Edremit Körfezi’nin kuzeyinde kurulmuş mavi ile yeşilin birbirine karıştığı ender güzellikleri barındıran tabiat parkı bölge insanın hafta sonları piknik ve temiz hava almak için en çok tercih ettiği yerlerden.
Güneyden Ege Denizi, kuzeyden de Çanakkale Boğazı ile çevrili olması nedeniyle, kuzeyden dağ rüzgârı, güneyden deniz rüzgârının etkisinin yaşandığı parkta birçok ağaç türü, dere ve şelaleler yer alıyor. İçerisinde pek çok turistik tesis, bisiklet parkuru, futbol sahası, kamping alanı gibi pek çok bölümü bulunan park yeşil ile mavinin birbirine geçtiği muazzam bir yer.
Kaz Dağları, dünyanın sayılı doğal koruma bölgesinden biri. Kaz Dağları, muazzam orman dokusu, şelaleleri, gölleri, efsanelere konu olan köy ve kasabalarıyla şehir yaşamından uzaklaşmak için ülkemizin en ideal tatil destinasyonları arasında.
Böyle derli toplu Kazdağlarını tanıtıcı bir çalışmaya imza attığınız için size teşekkür ederim.
Bende bu bölgeye yerleştim yazları Güre bölgesinde yaşıyorum. İleride tam zamanlı olarak yerleşmeyi düşünüyorum. Etrafı tam gezmedim ama bu bahsettiğiniz tarihi köylerde yaşayanlar ne bölgenin tarihini ne geçmişini bence nede geleceğini bilmiyorlar. Bunlara kültür müdürlükleri ve belediyeler tarafından bölgenin tarihi öğretilmeli sonrada kendi tarihlerini bölgeye – köye entegre etmeliler. Bu kadar verimli tarihi büyük uygarlıkların kurulduğu bir coğrafyada hala fakir ve geri kalmış bir yaşam sürmemiz kabul edilir bir şey değil…
Sevgilerimle Aşk ile…
Mıhlı Çayının tam ortasında iki şehri ayıran noktada bulunmak bana da ilginç hissettirmişti.
Harikasiniz! Her gezi oncesi mutlaka sizin blogunuzu okuyorum. Sevgiler!!
Harika bir liste hazırlamışsınız, çok teşekkür ederim. Kaz dağlarında yaşayan biri olarak hayran kaldım.
Çok yazık TABİAT HARİKASI YERLERDE ARAÇ SOKULMAMALI MANGAL YASAKLANMALI ORALAR YEME İÇME YERİ. DEĞİL GEZİLİP GÖRÜLECEK YERLER YOKSA KİRLİLİK OLUŞUR BİR ÖZELLİĞİ KALMAZ EKOLOJİK DENGEYİ BOZARIZ MALESEF İNSAN DOĞA İÇİN ÇOK ZARARLI
Gezilecek listesinde Çamlıbel ile başladık fakat köyün içerisi çöpten geçilmiyor ve gayet düzensiz bir yerleşim var. Hizmet sıfır😔 evet doğası çok güzel ama köye girince mutlu olmaktan ziyade üzüldüm. Böyle güzel ve eşsiz mekanlarımız neden bu kadar bakımsız
Bu sene gideceğim bakalım keşfedip yorumlarımı tekrar yazacağım, umarım anlatılanlar kadar iyi bir yerdir, gittiğimize değsin bari : )
Şahinderesi Kanyonu’na gitmeyi unutmayın!
İlk kez Kazdağı’na geldim şok şok şok. Güzelim cenneti piknik alanına çevirmişler. Biz harika tabiatı farklı amaç için kullanmak zorundamıyız? O ne öyle ya tertemiz dağdan oksijen yerine mangal dumanları yükseliyor…
Antink kenti çok merak ettim. Fotoğrafta çok güzel işlemeler görünüyor
Harika yerler yeşili bol şelaleri çok görmek isterdim boyabat ilçesi yaylalarıda gezmeye değer yerler.
Kazdağları doğa harikası bir yer ama biz ya gereken ihtimamı göstermiyoruz ya da işletmeler yanlış kişilerin elinde. Bu sebeple memleketin güzelliklerini görelim ümidiyle gittiğinizde büyük bir hayal kırıklığına uğruyorsunuz ve güzel memleketimizi tanıtan bu yazılara itibar etmiyorsunuz.Yazıklar olsun güzelim memleketimi bu durumlara düşürenlere.Atillanın yeri denilen yere gitmenizi kesinlikle tavsiye etmem memleketimin güzel insanları.Otoparka girmek için 20 Tl alıyorlar.Yemekler berbat,fiyatlar fahiş,servis yapanlar çok kaba,ne bir Güleryüz ne degoşgeldiniz demek yok.O güzelim şelaleyi sahiplenmişler,tertemiz suyun etrafına insanları üst üste koyup piknik yaptırıyorlar.Halbuki orası piknik yapılacak bir yer değil.Yazıklar olsun ne diyeyim.Bu insanları desteklemeyin lütfen.
Harika resimler çok güzel tebrikler…