İtalya‘nın başkenti Roma, tıpkı diğer İtalyan şehirleri gibi zengin bir meydan kültürü taşıyor. Yerel halkın buluşma noktası olan meydanlar günün her saati insan hareketliliğine ev sahipliği yaparken birçok meydan kafe ve restoranları ile sosyalleşme ve zaman geçirme ihtiyaçlarını da karşılıyor. Navona Meydanı (Piazza Navona), yüzlerce meydana sahip olan Roma’nın en bilinen en güzel meydanı.
Kenti ziyaret eden turistlerin de rotasında yer alan meydan, kentin Eski Roma bölgesinin en eski meydanları arasında. Pantheon ile Campo dei Fiori arasında konumlanan Navona Meydanı, ressam ve müzisyenleri, kafe ve restoranları ve süs havuzlarıyla cıvıl cıvıl bir atmosfere sahip. Özellikle gece saatleri, sanatçılardan yükselen müziği dinlemek, resim çizen ressamları izlemek şahane. Adım attığınız andan itibaren şen şakrak ve huzurlu havasıyla Roma’da bambaşka bir dünyaya ayak basmışsınız gibi hissetiriyor.
Navona Meydanı, Roma
Navona Meydanı, günümüzden 2 bin yıl önce 30 bin kişi kapasiteli bir stadyum olarak inşa edilmiş. İstanbul’da Tarihi Yarımada’da bulunan Sultanahmet Meydanı’nı andıran oval yapısı geçmişte müsabakaların ve gösterilerin düzenlendiği bir stadyum olmasından kaynaklanıyor. Günümüzde meydanı çevreleyen binaların yerinde ise o yıllarda stadyumun tribünleri bulunuyormuş.
Roma İmparatoru Domitian tarafından inşa ettirilen ve Domitian Stadyumu olarak bilinen bu kompleks yapı içerisinde atletizim ve koşu başta olmak üzere farklı spor dalları icra ediliyormuş. Zaman içerisinde depremler ve yenilenmemeye bağlı olarak yıkılan stadyumun yerinde ortaya çıkan geniş meydan papaların Roma’da Vatikan’a çıkan geniş yollar yapılmasını talep etmesi nedeniyle yapılaşmaya kapatılmış.
Navona Meydanı’nın çevresindeki yapıların birçoğu 16 ve 18. yüzyıllara tarihleniyor. Caravaggio, Rubens, Bernini ve Borromini gibi İtalya’nın en önemli sanatçılarının eserlerine ev sahipliği yapan meydan, Roma’yı ziyaret eden milyonlarca turistin kentteki uğrak noktalarından.
Şehrin tam göbeğinde yer alan bu meydanda gece de gündüz de oldukça renkli, hareketli ve cıvıl cıvıl yaşanıyor. Her an, her yerde farklı bir aktivite, sokak ressamları ve sanatçılar, pandomim gösterileri, pek çok dil bilen falcılar, kaçak satıcılar, turistler, şarkıcılar, şık kafeler, lüks restoranlar derken tüm gününüzü ve hatta gecenizi geçirseniz ayrılmak istemeyeceğiniz kadar sürprizi bol bir meydan burası.
Navona Meydanı görüelcek yerler
1. Fontana dei Quattro Fiumi Çeşmesi
Dört Nehir Çeşmesi (Fontana dei Quattro Fiumi), İtalyan sanatçı ve mimar Gian Lorenzo Bernini’nin dünyanın dört büyük ırmağı olan Nil, Rio de la Plata, Ganj ve Tuna’dan ilham alarak tasarladığı şaheser niteliğinde bir çeşme. Aristokrat Pamphili ailesinin bir üyesi Papa Innocent X adına 1651 yılında dizayn edilmiş.
Bernini tarafından 17. yüzyılda metaforik anlamlarla tasarlanan 35 metre yüksekliğiyle oldukça büyük bir yapı olan çeşmede dört nehri temsilen dört büyük dev bulunuyor. Yılan gördüğü için korkmuş ifadesi olan Amerika kıtasını temsil eden Rio de la Plata, başı örtülü olan Afrika’yı temsil eden Nil, elinde kürekle Asya kıtasını temsil eden Ganj ve Katolik Hristiyanlara en yakın nehir olan Tuna ise Avrupa kıtasını temsil ediyor.
Bu devler yuvarlak havuzun içindeki büyük bir taşın üzerinde bulunuyorlar. Her biri temsil ettiği bölgeye ait hayvanlar ve bitkiler ile süslü. Deniz tanrısı figürleri Bernini’nin öğrencileri tarafından yaratılmış. Heykeltıraş, deniz yaratığı, palmiye ve aslan figürlerini de dizayn etmiş. Avrupa’yı temsil eden Danube heykeli Antonio Raggi tarafından tasarlanmış.
Solunda bulunan Ganj figürü ise Claude Poussin tasarımı. Giacomo Antonio Fancelli’nin tasarımı olan Nil figürü ise Afrika’yı temsil ediyor. Son olarak Amerika kıtasını temsil eden Rio de la Plata, Francesco Baratta tarafından tasarlanmış.
Çeşmenin yapımına birçok sebepten dolayı azımsanmayacak sayıda Romalı karşı çıktı. 1646-1648 yılları arasında yaşanan kıtlık döneminde et, ekmek ve tuza uygulanan vergi yüzünden halk ayaklanmak üzereydi. Binanın yapım aşamasında kullanılan taşların üzerine Papa aleyhine yazılar yazılıyor, bu yazıları yazanlar tek tek tutuklanıyordu. Hatta Papanın bu kişileri yakalamak için kendi ajanlarını halkın arasına sızdırdığı da biliniyordu.
Ortasında Roma döneminden kalma bir dikilitaşın yükseldiği, üzerinde İmparator Vespasianus, Titus ve Domitian’ın adlarının hiyeroglifleri bulunan bu çeşmeden akan suyun sesi meydandaki çok kültürlü seslere karışıyor.
Dikilitaş, 15 metre uzunluğunda ve bir zamanlar Via Appia Antica yakınında bulunan Maxentius arenasında bulunuyordu. Bu dikilitaş genel yargının aksine Mısırlılara değil Romalılara ait. Roma imparatoru Domitianus tarafından somaki mermeri ile yaptırılmış. Çeşmenin en tepesinde bulunan Kutsal Ruh Güvercini, Hristiyanlık’taki baba oğul kutsal ruh üçlüsünden kutsal ruhu temsil ediyor.
1651 yılının Haziran ayında çeşme halka açılıp Papa Innocent X adına bir festival düzenlenmiş. Papaya ait bir anıt olmanın yanında halk için bir su kaynağı olarak kullanılıyormuş.
2. Fontana Del Neptune
Navona Meydanında yer alan üç çeşmeden biri olan Fontana Del Neptune (Neptün Çeşmesi), Piazza Navona’nın kuzeyinde yer alıyor. Bir dönem, demirci atölyeleri, tencere ve tava dükkanlarının bulunduğu küçük bir sokağa yakın olduğundan ‘Fontana dei Calderari’ olarak adlandırılmış. Papa Gregory XIII desteğiyle yapılan çeşme, heykelleri hariç, 1574’te Giacomo Della Porta tarafından tasarlanmış. 300 yıl boyunca heykelsiz olan çeşme, 1878 yılında Antonio della Bitta tarafından ahtapotla savaşan bir Neptün heykeli eklenerek tamamlanmış.
3. Palazzo Pamphili
Günümüzde Brezilya Büyükelçiliği olarak kullanılan Palazzo Pamphili (Pamphilij Sarayı), Navona Meydanı’nın en göz alıcı yapılarından. İçerisinde Borromini’nin eseri olan bir galeriye de sahip olan saray, Papa X. Innocent ismiyle bilinen Giovanni Batista Pamphilij’in ailesinin bir dönem yaşadığı görkemli bir bina. Roma’daki en güzel binalardan biri olarak kabul edilen Pamphilij Sarayı’na giremiyorsanız da altına geçip tavanına veya cephesine bir göz gezdirin.
4. Museo Dei Gladiatori
Museo Dei Gladiatori (Gladyator Müzesi), küçük ve pek de gösterişli olmayan bir müze. Arenadaki bazı gladyatör figürlerinin dioramaları, maskeleri, şapkaları ve silahları sergileniyor.
5. Sant’Agnese in Agone Kilisesi
Azize Agnes’e adanan Sant’Agnese in Agone Kilisesi, efsaneye göre genç bir azize olan Agnes’in inancını reddetmesi için çırılçıplak bir şekilde genelevin çatısına bırakılması ve çatıda hızla uzayan saçlarıyla iffetini koruması anlatısına dayanıyor. Azize Agnes’in çırılçıplak bırakıldığı noktaya ona adanarak inşa edilen kilise Mimar Borromini tarafından tamamlanmış.
6. Fontana Del Moro
Navona Meydanı’nda yer alan üç çeşmeden biri olan Fontana Del Moro (Del Moro Çeşmesi) tarihi 1653 yılına uzanıyor. Bernini tarafından inşa edilen çeşmenin merkezinde deniz tanrısı Moor’un heykeli bulunuyor. Çeşme Meydanın güneyinde yer alıyor.
7. Pasquino Heykeli
Rönesans Dönemi’nde siyasi liderler ve papaları eleştirmek çok zor olduğundan Romalılar, yöneticileri kimliklerini deşifre etmeden eleştirebilmek için konuşan heykel yöntemini bulmuşlar. Heykellerin boyunlarına şikayet ve isteklerin yazıldığı plakalar takan yerel halk bu heykelleri kentin farklı meydanlarına bırakarak yöneticilerin görmesini sağlamış. Navona Meydanı’nda yer alan Pasquino Heykeli, konuşan heykellerin en ünlüsü. 1501 yılından bu yana, meydanın güneybatı köşesinde, Piazza di Pasquino meydanında yer alıyor.
Navona Meydanına nasıl gidilir
Adres: Piazza Navona, 00186 Roma
Ulaşım: 70, 81, 116, 186 ve Barberini Meydanı’ndan 492 numaralı otobüsler, Kolezyum’dan B Metro Hattı ya da 87 numaralı otobüs meydana ulaşım sağlanıyor. Termini Tren İstasyonu’ndan yürüyüşle 15-20 dakikada meydana ulaşabilirsiniz.
Yakın yerler: Navona Meydanı’nın çevresinde 16. yüzyılda inşa edilen Nuova Kilisesi, Madama Sarayı, Sant’Ivo alla Sapienza Kilisesi, Massimo alle Colonne Sarayı, Santa Maria dell’Anima Kilisesi de görülecek yapılardan
Roma’nın muhteşem meydan kültürünü deneyimlemek, renkli ve hareketli şehir yaşamına tanık olmak için şehrin ünlü meydanlarından Navona Meydanı‘nı Roma gezilecek yerler listenize ekleyin. Meydana açılan ara sokaklarda çok güzel dükkanlar ve yeme içme mekanları olduğu da aklınızda bulunsun.