Kamboçya, tek kelime ile tezatlar ülkesi. Bir yanda dünyanın en görkemli yapılarından bin yıllık Angkor tapınağı, Khmer mirası ve Apsaralar; diğer yanda 1970’lerdeki iktidarları sırasında iki milyondan fazla kişinin ölümüne neden olan Kızıl Khmerlerin ölüm tarlaları, işkence odaları ve acılı bir geçmiş… Geçmişin canlı ve zengin Khmer mirası, uzun süredir bu topraklarda yerini hüzne, acıya ve suskunluğa bırakmış.
İlk görenleri heyecanlandırmayı başaramıyor bile, ancak bu ülkede insanı sarmalayan bir huzur var. Yeşil doğası, küçük kasabaları, şahane gün batımları ile hayatın ağır aktığı bir ülke. Küllerinden yeniden doğan ülke, kendisinden beklenmeyen şekilde insanı kendisine çekmeyi becerebiliyor. Ben bunu hep hissettim ve hala da hissediyorum.
Asya’daki diğer ülkelere tezat, ülkede bir sükunet, sadelik ve durgunluk var. Ne öyle komşusu Tayland gibi şen şakrak, ne de Laos gibi içine kapanık ürkek. Ne devasa alışveriş merkezleri ne de capcanlı sokaklar ve gece hayatı var…
Uzakdoğu’nun bu adı pek duyulmayan ülkesi Kamboçya’yı gezdikten sonra pek bir şey anlamamıştım sanki gezimden. Ancak sonrasında fark ettim ki ben bu ülkeyi pek bir özlüyorum. Kendine özgü bir karakteri vardı sanki bu ülkenin.
Hoş insanlarıyla Kamboçya gönlümde özel bir yere sahip. Kamboçya demek benim için huzur ve dinginlik demek. Bizim en çok ihtiyacımız olan şey bu değil mi zaten?
Kamboçya Gezi Rehberi 🇰🇭
Kamboçya, Güneydoğu Asya’da, Çin Hindi Yarımadasının güneybatı kısmında yer alıyor. Resmi adı Kamboçya Krallığı. Güney kıyısında Siyam Körfezi, kuzeyinde ve doğusunda Vietnam, batısında ise Tayland bulunuyor. Ülke 15 milyonluk nüfusa sahip, anayasal bir monarşi altında çok partili demokrasi ile yönetiliyor.
Efsaneye göre Kamboçya, denizlerin hâkimi ulu ejder Naga’nın kızıyla Brahman Hintli genci Kaundinya‘nın birlikteliğinden meydana gelir. Kaudinya bir gün teknesiyle dolaşırken prensesi görerek ona âşık olur. Prensesin babası denizlerin hâkimi Naga, kızına evlilik hediyesi olarak, egemenliği altındaki bölgenin tüm sularını kendisine çekip ortaya çıkan bu toprakları verir ve Kambuja Krallığı böylece kurulur.
Thai ve Cham (Bugünkü Vietnam) saldırıları, 13. yüzyılda Kambuja İmparatorluğunu zayıflatarak uzun bir gerileme dönemine sokmuş. Khmer Kralı, 1863 yılında ülkesini Fransız Himayesine aldırmış. Kamboçya 1887 yılında Fransız Çinhindi’nin bir parçası olmuş. II. Dünya Savaşı sırasındaki Japon istilasının ardından Kamboçya, 1953’te 115 yıl Fransız sömürgesi olarak kaldığı Fransa’dan tam bağımsızlığını kazanmış.
Nisan 1975’de beş yıllık bir mücadelenin sonunda Komünist Kızıl Khmer güçleri Phnom Penh’i ele geçirip bütün şehirleri ve kasabaları tahliye etmiş. 17 Nisan 1975’te ülke tarihini sıfırlayıp standart insan yaratma ütopyasıyla yola çıkan Kızıl Kımerler (Khmer Rouge), bugün dahi Kamboçyalıların unutamadıkları bir kanlı sayfa bırakmış.
Bugün 50-60 yaşlarında olan herkes yaşananları pekala hatırlıyor, acılarını içinde taşıyor. Yaşanılan fiziksel ve ruhsal travmanın izlerini Kamboçyalıların gözlerine bakınca okuyabiliyorsunuz.
Ayda üç yüze yakın mayın patlaması sonucu ölüm veya sakatlanma vakası yaşanıyor. Ülkede hala 9 milyona yakın mayın döşeli olduğu düşünülüyor. Fiziksel özürlü oranı dünya ortalamalarının çok üzerinde, 236 kişiden biri özürlü.
Birçok Kamboçyalı kendisini, bir zamanlar Güneydoğu Asya’nın büyük bölümüne hâkim olmuş Angkor İmparatorluğu halkı Khmerlerin soyundan kabul ediyor. Resmi dil Khmerce dışında Fransızca da kullanılıyor. Halkın %90’ı Kmerlerden oluşuyor. %5 Vietnamlı, %1 Çinli ve %4 bölümü de diğer etnik gruplardan oluşuyor. %96.4 Budist, %2,1 Müslüman, %1,3 Hıristiyan dinine mensup.
Kamboçya oldukça güvenli bir ülke. Ülkeden geçen 1 aylık gezim boyunca kendimi hiçbir zaman güvensiz hissetmedim. Yine de temel seyahat güvenliği kurallarına uyun. Motosiklet kiraladığınızda, uluslararası ehliyetiniz yoksa polis rüşvet isteyebilir. 5$ vermek zorunda kalmıştım ben.
Havaalanlarında, tren istasyonlarında ve askeri bölgelerin yakınında fotoğraf çekilmesi yasak. Halkın ve özellikle de rahiplerin fotoğrafları çekerken önce sormak daha doğru olur.
KAMBOÇYA VİZESİ
🛂 Kamboçya kapıda vize veren ülkelerden biri. Kamboçya vizesi ülkeye girişte 20$ karşılığın havalimanında veya sınır kapılarında alınabiliyor. Pasaport sürenizin en az 6 ay olması gerekiyor. Pasaportunuz yoksa Pasaport Çeşitleri ve Pasaport Başvurusu Nasıl Yapılır yazılarımı okuyun.
Türkiye’den yurt dışına çıkarken yurtdışı çıkış harcı ödemeniz gerekiyor. Benzer olay Kamboçya’da da var, havalimanı yoluyla ülkeden ayrılırken çıkış harcı olarak 25$ ödemeniz gerekiyor.
Bölgede başka ülkeleri de gezmeyi düşünüyorsanız Vizesiz Ülkeler Listesi blog yazıma göz atın. Daha uygun ve verimli bir Kamboçya tatili yapmanız için Seyahat Rehberi kategorisindeki uygun otel nasıl bulunur, vize/pasaport, hayat kurtaran akıllı telefon uygulamaları blog yazılarına göz atın.
KAMBOÇYA PARA BİRİMİ
Kamboçya para biriminin adı Kamboçya Rieli. Ulusal para birimi yanında USD ve sınır kentlerde Tayland Bahtı da çok sık kullanılıyor. Kamboçya nakit ağırlıklı bir ülke. Birçok satış noktası kredi ve banka kartlarını kabul etmiyor. Bir doların altındaki işlemler genellikle Riel ile yapılıyor.
Dolar ödemesi sonrası küçük para üstü ödemeleri Riel ile yapılıyor. Çoğu küçük mağaza 20 doların üzerindeki doları bozamadığından kabul edemiyor. Motosiklet taksiler, sokak yemekleri ve diğer küçük harcamalar için yanınızda bir miktar Riel bulundurun.
Sihanoukville, Siem Reap ve Phnom Penh dışında ATM bulmak biraz zor olabilir. Döviz büroları daha çok pazar yerlerinde bulunuyor. Parayı almadan önce kontrol edin. Yıpranmış Riel’ler kullanılabilir ama dolar üzerindeki en ufak bir eskime varsa kabul etmiyorlar.
KAMBOÇYA NEREDE
📍 Kamboçya, Güneydoğu Asya’da, Çin Hindi Yarımadasının güneybatı kısmında yer alıyor. Kamboçya’nın doğusunda Vietnam, batısında Tayland, kuzeyinde Laos ve Tayland, güneyinde ise Tayland Körfezi yer alıyor. İdari olarak başkent dahil olmak üzere 24 şehirden oluşan ülkenin yüzölçümü 181 bin 035 km2.
KAMBOÇYA NE ZAMAN GİDİLİR
🌤 Kamboçya’ya gitmek için en uygun zaman Ekim–Mart arasındaki dönem. Bu mevsimler arasında hava güneşli ve şehri gezmek için oldukça uygun. Kamboçya’nın sıcak ve nemli bir tropik iklime sahip olduğunu sanırım zaten biliyorsunuz. Nisan ve Ağustos ayları arası ise yağışlı sezon olduğundan hava hem daha sıcak, hem de yüksek nem oranlarına sahip.
Benim gibi Nisan ayında Kamboçya’ya gidecek kadar talihsizseniz, o zaman terlemeye hazırlanın. Çünkü Nisan ayı Kamboçya’nın en sıcak ayı. Sıcaklık 40°C’nin üzerine çıkıyor ve nem de zirve yapıyor. Yine de sıcağa katlanıp daha ucuza gezebilirsiniz. Yağışlı sezonda fiyatlar daha makul. Sivrisineklere karşı her zaman yanınızda böcek koruyucu sprey olsun.
KAMBOÇYA’YA NASIL GİDİLİR
✈️ Kamboçya’da en yoğun olarak kullanılan havalimanları başkent Phnom Penh Uluslararası Havalimanı ile Siem Reap Uluslararası Havalimanı. Her iki havalimanına da Türkiye’den direkt uçuş yok. Phnom Penh Uluslararası Havalimanına İstanbul Havalimanından iki aktarma ile ulaşılabiliyor.
Türk Hava Yolları ile Bangkok ve Singapur’dan, Oman Air ve Bangkok Airways ile Maskat ve Bangkok, Gulf Air ve Bangkok Airways Bahreyn ve Bangkok üzerinden Phnom Penh’e gidilebiliyor. Türkmenistan, Rusya ve Singapur gibi ülkelerden de farklı aktarma seçenekleri bulunuyor.
KAMBOÇYA’DA NEREDE KALINIR
🏡 Kalacak yer konusunda hiçbir sıkıntı yaşanmıyor. Farklı konfor ve fiyat seviyelerine göre otel ve misafirevleri (guesthouse) bulunabiliyor. Duşu, kliması ve sıcak suyu olan, iki kişilik düzgün bir oda için ödeyeceğiniz para ortalama 15 dolar.
Rezervasyon yaptırmanıza çoğunlukla gerek kalmıyor. Benim yaptığım gibi ilk önce bir yerde kalıp, daha sonra daha uygun başka bir otele geçmek iyi olabilir. Kamboçya hem otel odalarının kalitesi hem de internet hızı açısından göz kamaştırıcı denebilir.
Songkran Festivali (Su Festivali), 13-15 Nisan tarihleri arasında kutlanıldığından bu döneminde Kamboçya’da seyahat etmek ve otellerde yer bulmak zor. Bu dönemde seyahat ediyorsanız otelinizi önceden ayarlamaya bakın.
Kamboçya Gezilecek Yerler 📌
Kamboçya turu programım toplam 28 gün sürdü. Bunun yarısından fazlasını güney kıyı şehirleri Sihanoukville, Kampot ve Kep’te geçirdim. Kalan zaman ise Phnom Penh ve Siem Reap’taydım.
Kamboçya’ya Tayland-Kamboçya Hat Lek-Cham Yeam sınır kapısından girdim. Koh Kong, Sihanoukville, Kampot, Kep, Phnom Penh ve Siem Reap rotasını izledim.
Kamboçya gezisi devamında ise Poipet-Aranyaprathet sınırından Tayland’a geçip, oradan Koh Samet Adası‘ına devam ettim.
Kara ve demiryolu ulaşımı var. Ülke kara ulaşımının ancak % 20’si asfalt. Ulaşımda Mekong Nehri önemli bir yere sahip. Turistik yerlere ulaşım ağı iyi. Otobüs, tuktuk veya motosiklet taksiler kullanılabilir. Çoğu mesafe için 1-2$ ödemek yeterli. Büyük şehirler arasın otobüsler fena değil ama küçük kasabalar arası otobüsler klimasız ve rezalet.
Angkor Wat da dâhil olmak üzere tapınaklar ziyaret edilirken, pantolon ve tişört giyin. Pagodaların girişinde genellikle ayakkabılar çıkarılıyor. Kraliyet Sarayının da içinde bulunduğu Gümüş Pagoda’yı ziyaret ederken erkekler uzun pantolon, kadınlar da etek veya yine benzeri şekilde uzun pantolon giymeli.
1. Phnom Penh
Phnom Penh, Kamboçya Krallığının başkenti ve en büyük şehri. İlk sıraya koyduğuma bakmayın. Ülkenin acı dolu geçmişini gözler önüne seren müzeler ve lüks kafe, restoranları dışında fazla pek bir şey vaat etmiyor. Belki de benim şehre çok da uzun vakit ayırmamam buna sebep.
Şehrin ünlü kafeleri keşfedilse, çarşı ve pazarları dolaşılsa daha çekici gelebilir, fakat ilk izlenimi pek iyi değildi. Genelde komşu ülkelerden ilk uçulan şehir olması ve başkent olmasından dolayı ilk sıraya koydum. Bu kaotik ve genellikle aşırı gürültülü şehrin elbette görülmeye değer öne çıkan yerleri var.
Şehri gezmek için maksimum 3 gün ayırın. Aceleniz varsa 2 gece dahi yeterli. Kraliyet Sarayı ve Gümüş Pagoda, Phnom Chisor Temple, Daughters of Cambodia Visitor Centre, Ulusal Müze ve Phnom Tamao Wildlife Rescue Center Phnom Penh’te görülecek yerler arasında yer alıyor.
Alışveriş sevenler ise Central Market’i ziyaret edebilir. Gezilecek yerlerde ilk sırayı, Kamboçya’nın hüzünlü hikâyesini öğreneceğiniz Killing Fields ve Tuol Sleng Soykırım Müzesine ayırın.
Ölüm Tarlaları (Killing Fields), Pol Pot önderliğinde Khmer Rouge timlerinin yarattığı vahşetin izlerinin görüleceği bir açık hava müzesi. Şehrin 15 km kuzeybatısında yer alan Ölüm Tarlaları’nda, Choeung Ek Memorial anıtı içinde yer alan kafatasları insanın tüylerini ürpertiyor.
Tuol Sleng Soykırım Müzesi, Kamboçya’nın trajik ve tüyler ürpertici geçmişini hatırlatan diğer bir yer. Kızıl Kmer rejiminin işkence ofisi olarak kullandığı Tuol Sleng, fiziksel katliamın izlerini insanların benliğine ve gözlerini nasıl işlenmiş olduğunu anlamak için ziyaret edin.
PHNOME PENH’TE NEREDE KALINIR
🏨 Phnom Penh’de oldukça hoş oteller var. Modern ve şık, merkezi konumdaki Aquarius Hotel-Urban Resort‘u tavsiye edebilirim. Okay Boutique Hotel, HM Grand Central Hotel, Plantation Urban Resort merkezi konumdaki iyi ve makul fiyatlı oteller. Ucuz otel bakıyorsanız Onederz Hostel ve The Big Easy hem kaliteli hem de iyi konumda hosteller.
2. Siem Reap
Siem Reap, düzgün ve temiz sokakları, her bütçeye hitap eden konaklama seçenekleri, dünya mutfağından lezzetleri tadacağınız çok sayıda restoranları, akşamları dolup taşan barları ile eğlenceli bir şehir. Birçok kişi Siem Reap’a sadece Angkor Wat için gidiyor, oysa bu şehir pazar yerleri, tapınakları, nefis kafeleri, Tonle Sap üzerindeki yüzen evleriyle başlı başına bir tatil destinasyonu.
Her yıl yeni açılan mekanları ve müzeleri ile de daha da çekici olmaya başlamış. Sadece gidip de Angkor Wat’ı görüp kaçmayın, şehrin tadını çıkarın. Çevresindeki gezilecek yerler ile birlikte şehre 1 haftanızı ayırmanızı tavsiye ederim. Zaman yoksa 1 gün şehir, 1 gün Angkor Wat ve 1 gün de Tonle Sap Gölüne ayırın.
Ben Phnom Penh’ten otobüsle Siem Reap’e geçtim. Tayland’ın başkenti Bangkok ile Siem Reap kentleri arasında her gün karşılıklı otobüs seferleri var. 436 km’lik mesafe otobüsle 8-10 saat sürüyor. Otobüs biletleri Bangkok Morochit İstasyonunda Siem Reap’te ise Sivutha Bulvarında satılıyor. Bangkok ve diğer pek çok şehirden Siem Reap’e direkt uçak seferleri de yapılıyor.
Siem Reap şehrini gezmenin en güzel yolu bisiklet kiralamak. Hemen hemen her otelde kiralık bisikletler var. Birini kiralayıp şehrin önemli yerlerini ve tapınakları bisikletle gezin. Vaktiniz çok ve bisikletle aranız iyiyse Angkor Watı’ı dahi bisikletle gezebilirsiniz
Angkor National Museum, şehrin en önemli ulusal müzesi. Bin Buddha galerisine ev sahipliği yapıyor. Angkor Wat kompleksini ziyaret etmeden önce bu önemli müzeyi ziyaret etseniz iyi olur. Khmer İmparatorluğu, Khmer gelenekleri ve Angkor Wat mirası hakkında çok daha fazla şey öğrenirsiniz.
Cambodia Landmine Museum (Kamboçya Kara Mayını Müzesi), pek kimse bilmez ama Kamboçya’da yaklaşık 63 bin kişiyi öldüren veya sakat bırakan patlamamış kara mayınları hala her yıl can almaya devam ediyor. Kamboçya’da her gün yeni kayıplarla birlikte 4-6 milyon patlamamış mayın olduğu tahmin ediliyor.
Hem Vietnam Savaşı hem de Kızıl Kmer rejiminden bu yana onlarca yıl geçmiş olmasına rağmen mayınlar sorun olduğundan işte bu müze bu konuda hem ziyaretçileri hem de kamuoyunu bilinçlendirmeye çalışıyor. Müzede bazı aktif ve patlatılmış mayınları yakından görme şansınız olacak.
Apsara Dansı, Kamboçya’nın UNESCO Kültür Mirası listesindeki geleneksel bir yerel dansı türü. Bin yıldan fazladır yaşayan bir kültürel ritüel olan Apsara dansı, akşamları açık büfe akşam yemeği eşliğinde izlenebilir. Koulen 2 Restaurant’ta izledim ben.
SIAM REAP’TE NEREDE KALINIR
➜ Charles de Gaulle Bulvarı iyi kalitede otellere sahip Lüks oteller kategorisinde Raffles Grand Hotel d’Angkor veya Sofitel Angkor Phokeethra Golf & Spa Resort. Orta fiyat oteller Montra Nivesha Residence veya Tara Angkor Hotel. Sırt çantalılar için Alis’ House ✔︎
➜ Old French Quarter her bütçeye uygun konaklama seçenekleri sunuyor. Lüks oteller Koulen Hotel veya Luxury Siem Reap Private Pool Villa by La San. Orta segment oteller La Rivière d’ Angkor Resort veya Memoire d’ Angkor Boutique Hotel. Düşük bütçeliler için Angkor Leap Hotel veya Le Water Villa ✔︎
➜ Wat Bo Bölgesi, benim de kaldığım bölge oldu. Buradaki en beğenilen otellerden lüks kategoride PRVILEGE FLOOR by Borei Angkor, orta segment otel Viroth’s Hotel veya daha uygun fiyatlı Riversoul Boutique ve Central Privilege Hotel kalabileceğiniz en iyi yerler olabilir ✔︎
3. Angkor Wat
Angkor Wat, Siem Reap şehrinin 5,5 km kuzeyinde, ormanlar arasına gizlenmiş, Angkor Medeniyetinin izlerini taşıyan efsanevi tapınaklar kenti. Güçlü Khmer Krallığının başkenti ve gücünün simgesi olan Angkor Wat inşa edildiğinde, dünyadaki Orta çağ dini yapılarının hiçbirine benzemiyordu.
Dizaynındaki uyumluluk ile Antik Yunan ve Roma mimarisi ile kıyaslanırken, mimari ve sanatsal açıdan da Piramitler, Machu Picchu ve Tac Mahal ile aynı kategoride anılıyor. Kamboçya’da balta girmemiş ormanların kalbinde yer alan tapınağın üzerinde toplanmış topraklar ve vahşi otlar, 20. yüzyılda temizlenmiş.
Angkor Wat, Kamboçya’nın göz bebeği. Tapınakları gezmeniz için 1,3 ve 7 günlük pass bilet almanız gerekiyor. 1 günlük Pass 37$, 3 günlük 62$ ve 7 günlük ise 72$. Benim 2011’de ziyaret ettiğimde yarı fiyatınaydı. Angkor Wat’ı gezmek için en az 1 tam gün ayırın.
Akşam 5 itibariyle giriş bileti alırsanız ertesi gün aynı saate kadar geçerli oluyor. Eğer 1 gün vaktınız varsa ilk akşam Phnom Bakheng Tapınağında gün batımını izleyin. Ertesi gün ise gün doğumu öncesi tapınağa gidin ve güneşin doğuşunu Angkor Wat üzerinden izleyin. Devamında tüm gün tapınakları gezin.
Eğer 3 gün gezecekseniz bisiklet kiralayarak ağır ağır gezin. Birkaç kişiyseniz veya kaldığınız yerde kendinize arkadaş bulursanız tapınakları tuktuk ile gezmek en güzeli. Tuktuk günlük kirası 25$ civarında. Yine Angkor Wat turu da alabilirsiniz.
4. Tonle Sap Gölü
Tonle Sap Gölü, Güneydoğu Asya’nın en büyük gölü ve Kamboçya’nın can damarı. Dünyanın benzersiz ekolojik su rezervlerinden birisi olan nehir Siem Reap’ten Phnom Penh’e kadar ülkenin her yerinde akıyor. Kamboçyalıların hayat kaynağı olan Tonle Sap, aynı zamanda dünyadaki gelgiti her yıl değişen tek nehir.
Siem Reap şehri, elbette Angkor tapınakları ile tanınıyor. Ancak, tapınak keşfiniz sonrasında UNESCO Doğa Koruma Alanı benzersiz Tonle Sap nehrini ve üzerindeki köyleri ziyaret edin. Dünyanın en büyük taşkın su yatağını görmek için en az bir gün ayırın. Tonle Sap Gölü üzerindeki yüzen köy Chong Khneas görülmeye değer.
Chong Khneas köyünde yüzen okul, polis karakolu, market, tapınak ve benzin istasyonu bulunuyor. Yüzen köyün evlerinde asırlık göl hayatı geleneklerini sürdüren Kamboçyalılar, su üstüne yaptıkları tekne evleri ile balıkçılık ve karides, timsah çiftçiliği ile geçimlerini sağlıyor. Şehrin 15 km güneyindeki bu bölgeye tuktuk veya turist minibüsleriyle gidilebilir.
5. Sihanoukville
Sihanoukville, hem hareketli gece hayatı hem de iyi plajları ve ekonomik konaklama seçenekleri ile oldukça popüler bir tatil beldesi. Ülkenin bu en popüler kıyı şehrinde 1 haftadan fazla vakit geçirdim ve her anım da keyifli geçti.
Tayland’ın pahalı adalarından ve plajlarından kaçanlar burada gönüllerince Sihanoukville’de tatil yapabiliyorlar. Serendipity ve Ochheuteal plajları 4 km uzunluğuyla deniz keyfine düşkün olanlar için kaçırılmaması gereken yerlerden birisi.
Motosikletle Sihanoukville Turu yapmak en güzel aktivitelerden birisi. Sihanoukville ve çevresi nefis manzaralara sahip koylara ve plajlara sahip. her birini yürüyerek keşfetmek çok fazla zaman alır. En iyi bisiklet veya motosikletle bu bölgeleri mola vererek gezmek. Hele benim gibi, yağmur sonrası güneşli bir havayı yakalarsanız şahane fotoğraflar çekmeniz ve manzaralara şahit olmanız mümkün.
Bambu Adası: Koh Russei: Bu nefis adaya uğrayın derim. Düzenlenen tekne turları keyifli olur.
Poom Barang: Victory Hill: Sihanoukville gece hayatı burada atıyor. Bar ve diskolar oldukça hareketli. Sadece birkaç caddeden oluşan bölgede hemen her kalitede kafe ve barlar bulunuyor. Barlarda bulunan Kamboçyalı kızlar misafirlerine eşlik ediyor. Dileyen onlara da bir içecek ısmarlayıp birlikte vakit geçirebilir.
Bunların dışında geleneksel Khmer mutfağını yakından tanımak isteyenler yemek dersleri alabilir. Masaj, tüplü dalış, sinema, tekne turları ve balık tutma gibi aktiviteler yapılabiliyor. Şnorkelle dalmak ve yine sahildeki su sporları da oldukça popüler.
6. Kampot
Kampot, nehir boyunca uzanan Fransız stili binaları ve olağanüstü gün batımı manzaralarıyla en az 1 gece kalınması gereken bir yer. Gün batımı saatlerinde mutlaka kıyıya gidip şahane gün batımlarına şahit olmanızı öneriyorum. Ayrıca Kampot, ülkenin en iyi milli parklarından olan Bokor National Park’ı için bir geçiş özelliği taşıyor. Doğa ve trekking tutkunları rotasına alabilir.
KAMPOT NEREDE KALINIR
🏡 Kampot konaklama, Kamboçya’daki diğer yerlere kıyasla mükemmel değerde. Şehirde bir pansiyonda veya otelde ya da nehir boyunca güzel bir yerde birkaç kilometre uzakta kalma seçeneğiniz var. Nehir kenarındaki konaklama, çoğunlukla klima veya sıcak su içermeyen basit bungalovlarda oluyor.
Kampot merkezde kalınacak hem en iyi hem de en uygun fiyatlı yerler arasında Hotel Old Cinema ve Candy Pepper yer alıyor. Nehir kenarında kalacaksanız Fish Island Bungalows, The B Resort, Kampot Cabana ve Eden Eco Village müthiş seçenekler.
7. Kep
Kamboçyalıların favori tatil beldesi olarak bilinen Kep, küçük, huzurlu bir sahil kasabası olan Kep dinlenmek ve huzuru hissetmek için iyi bir tercih. Fransız mimari tarzının özelliklerini taşıyan villaları ve Asya ve Fransız mutfağının buluştuğu restoranları, lüks otelleri ve 1 km’den uzun yüzülebilir berrak plajı ile görülesi bir yer.
Bisikletle kasaba turu ile sahil çevresinde şahane manzaranın keyfi çıkarılabilir. Kep yengeç pazarı, deniz ürünü sevenler için uğranması gereken bir yer. Sabahları başlayan satışla birlikte kalabalıklaşmaya başlıyor. Sadece birkaç dolara mavi yengeç yemek mümkün. Koh Tonsay (Tavşan Adası) beyaz plajı ve zengin deniz altı canlı hayatıyla tercih edilebilir.
8. Koh Kong
Koh Kong, Tayland ile Kamboçya arasındaki sınır geçişlerinin yapıldığı bir kasaba. Kasaba merkezi çok küçük ve pek de cazip sayılmaz. Kamboçya’nın internet hızı şahane. Blogumu daha iyi hale getirmek ilgili işlerden dolayı burada 5 gün kaldım. 8$’a da şahane bir otel bulunca ben de odaya kapandım. Kamboçya turu yapanlara 1 gece konaklama önerebilirim. Vakti olmayanlar ise burayı atlayabilir.
Bu kasabadan ulaşılan aynı isimli ada olan, Koh Kong Adası ise el değmemiş bir doğa sunuyor. Güneydoğu Asya’da bozulmamış nadir yerlerden olan Cardamom Mountains için trekking turlarına katılmak isteyen doğa severler için olağanüstü fırsatlar sunuyor.
Kamboçya yeme ve içme
Asya’da sokaklarda yemek yeme kültürün bir parçası. Şehirlerin hemen her köşesinde, plajda, sokaklar arasında, pazarlarda, hatta restoran önlerinde yemek tezgahlarını görebilirsiniz. Kamboçya’da da sokak yemekleri yaygın. Çoğunlukla et, tavuk ve deniz ürünleri pişiriliyor.
Sabahları halk daha çok noodle çorbası içiyor. Bizdeki erişteye benzeyen noodle’ın pişmesi ve hazırlaması kolay. Çoğunlukla içerisine biraz sebze ve et de konuluyor. Zaman zaman tavuklusunu yesem de ben sebzeli tercih ediyorum seviyorum. Karidesli veya diğer deniz ürünleri ile hazırlan çeşitleri de var.
Kamboçya’da yemek ilginç deneyimler sunuyor. Bir yanda karafatma, örümcek, akrep varken hemen yanda mangalda ızgara edilmiş muzları görürseniz şaşırmayın. Tayland’ın Krabi şehrinde bu ilginç atıştırmalıkların tadına bakmıştım ve objektif olarak diyebilirim ki tadı fena değildi. İçerisinde embriyo varken haşlanan yumurta balut, ülkede sık tüketiliyor.
Uzun zamandır Asya yemekleri tüketen biri olarak, Kamboçya’da hem ekonomik hem de lezzetli batı yemeklerini bulunca tercihim de bu yönde oldu. Özellikle Fransız bagetinden sandviç ve yanında tropikal meyve suları güzel bir kombinasyon.
Tropikal meyvelerin bir çoğu 1$ fiyata satılıyor. Ananas, mangosten, dragon fruit, mango, karpuz ve muz benim hep favorilerim oldu. Bir de tabi soğuk bir hindistan cevizi gibisi yok. Yine şeker kamışı suyu da alternatif olarak tüketilen içeceklerden.
Ülkenin kendi üretimi olan bira Angkor, Avustralyalı bir firmayla ortak olarak Sihanoukville’de üretiliyor. Diğer markalar Heineken, Tiger, San Miguel, Carlsberg, VB Fosters ve Grolsch’dur. Angkor birası sadece 1$. Halk arasındaki adı tikalok olan güzel tada sahip meyveli hafif içecekleri ülkenin her yerinde bulunabiliyor.
Phnom Penh ve Siem Reap en iyi kafelerin ve barların bulunduğu yerler. Phnom Penh disko tarzı gece hayatının tam yeri. Yerli ve yabancıların bir arada bulunduğu Rock, Spark, U2 gibi birkaç kulüpleri var.
Phnom Penh dışındaki yerlerde, gece hayatı daha çok Khmer usulü gece kulüplerinde yaşanıyor. Genellikle erkeklere yönelik hizmet veren bu gece kulüplerine yabancı bayanların girmesinde de herhangi bir sakınca yok. Buraların iyi birer orkestrası var ve bu mekânlarda Khmer dansları hakkında çok şey öğrenilebilir.
Son yıllarda Güneydoğu Asya’nın en popüler turizm ülkelerinden birine dönüşen Kamboçya, mistik atmosferi, çok kültürlü yapısı, doğal güzellikleri, tapınakları ve tarihi yapılarıyla görülmeye değer.
Day 623: Kamboçya:17, Sihanoukville. 16 Nisan 2012
Su an Phnom Penh’deyim. Ilk gecem ve sokaklari gezerken tek hissettigim sey korku. Yarin ilk iş Tayland’a donus yollari ariyacagim. Pismanim gercekten.
Korkunun çoğunu insan beyni gereksiz şekilde üretir. Çık sokaklarda dolaş, nehir kenarına git ve yanına hiçbir şey alma. Sonra oteline git ve düşü; korkacak ne vardı?
Her ne kadar gece hayati erkenden bitip sokaklar ( bazilari haric) bombos kalsa da haklisiniz cok ta korkacak birsey yokmus. Ama tuktukcularin adim attirmamasi ve trafigin asiri kesmekes olmasi ayrica sokaklarda yabancilarin cok olmamasindan dolayi khamerlerin surekli suratima dik dik bakmasi da rahatsiz etti.ingilizce bilmemeleri de ayri bir dert. Yani burda kalincaksa uzun sure kalmak lazim. Iki uc gunde alisilmiyor tayland gibi.
kardeş sen nereye gittin yaa aynı yere gitmiş olamayız :)) ben 3 yıldan beri her yaz gidiyorum kamboçyaya bağımlılık yaptı resmen. Burası taylandın 10 yıl önceki temiz ve güzel hali. taylandada gittim herkes çakal olmuş halkı yoluncak kaz muamelesi yapıyor. burdaki halk gariban resmen, herşey bedava, yemek alkol ot bedava, öyle taylanddaki gibi her taraf leş kokmuyor dört biyanda travesti yok! aids oranı yüzde 0.6! taylandda yüzde 25! taylandda gitmek intihar resmen. illaki cinsellik yaşaman gerekmez bi hastaneye düşersin yandın! bence kamboçya taylandda on basar. aynı bodrum gibi , bodrum on sene önce güzeldi şimdi cıvkı çıktı tadı kalmadı!
Merhaba, Temmuz ayında Vietnam dönüşü Siem Reap’de 2 gün kalicam, eşim ve kizimla beraber. Akşam yemekleri için sorun yasamayacagimiz mekan tavsiyesi alabilir miyim?
Hocam yaziziniz iicin ellerinize saglik. Bu sene hayatimdaki ilk tatilim. Gerci kime sorsam Temmuzda Hindistan’a gidilmez diyorlar. Ben de biraz kecilik vardir. Kafaya taktigim birseyi illa yapacam, yoksa rahat edemem. Hindistan’da bir hafta kalmayi dusunuyordum, taki yazinizi okuyuncaya kadar.
Kambocya sanki kanima girdi birde myanmar (Burma). 2 ulke arasinda kaldim ama her turlu Tayland’a gececem. Öyle cok buyuk bir butcem yok, Kirgizistan’dayim. Buradan ucakla Hindistan 130 dolar civari tutuyor. Hindistan’dan Kambocya’ya yada Myanmar’a nasil gecilir? Hangi yol uygun olur? Bana biraz akil verseniz, bir yol haritasi cizseniz? Hindistani gezmis birileri var mi? Oradan tekne feribotla, kara yollari? 🙂
Kamboçya son yıllarda bizim insanımızın sığındığı yer oldu sanki. 🙂
Merhaba yazinizi ağzim acik bir sekilde okudum. Ben 3 aydır Kamboçya’da yasayan biri olarak, burada yazilanlari okuyorum ve inanamiyorum bu ülke o kadar da temiz ucuz ve guvenli bir ulke değil. Gezime Siem Reap ile basladim buradaki izlenimlerim soyle; öncelikle şehir cok pis, toz bulutu hic eksik olmuyor, şehir sivrisinek istilasina ugramis vaziyette. Yeme icmeye gelince 3 gun aç kaldim tavuklari bile kafalariyla ve ayaklariyla pisiriyorlar. Bir arkadasimi pazara goturdum kokudan kusmamak icin kosarak kacti. Bir İtalyan restorani bulduk pizza 10 dolar ve kotu su markette 1 dolar, 1LT cola 1 dolar. Markette makarna 1,5 dolar, 250 gr peynir 12 dolar. Burada sadece acikca ucuz olan sigara, alkol, sex, uyusturucu. Bu sekilde yasamayi isterseniz gelinebilir.
İkinci sehrim Shonukville idi, burasi bir tatil kasabasi ve burasi da ayni. Siem Reap gibi pahali bir yer. Yemek konusunu aslan heykellerinin karsisinda bulunan İzmirli bir abimizin yerinde cozduk. Korhan abi gelen insanlara yardimci oluyor burada. Ayni zamanda burada cok Turk var isletme sahibi. Bora buranin en iyi isletmecisi oda Koh Rong Adasi’nda. Burada guzel koylar var Serndipity en pis koy, en temizi Sokha ve Otres Beach. Ggece hayati Serendipity de barakadan bozma barlar var. Pet siseleri kesip fish bone yapiyorlar, sabah olunca bunlari toplayip gece yine insanlara satiyorlar. Polis hep 1 dolarin pesinde. oMtorla gezerken kask takma 5 dolar ceza, takarsan 1 dolar bundan kurtulus yok. Şu an Phnome Penh’deyim burasi inanilmaz kalabalik pis ve tehlikeli bir yer. Ara sokaklara sakin girmeyin, yani kısacasi Kambocya toz pembe derken tozu dogru pembesi yalan! Dip not sakin yaralanmayin yara iyilesmiyor mikroptan…
Klasik Türk turist. Evet evet Kamboçya pis, Türkiye pırıl pırıl, onalrın yemekkleri iğrenç, çünkü bildiğin Türk mutfağı yok cahillerde, sen gitmişsin sana senin kültürünün yemeklerini hazırlamalıydılar! 1 dolara cola mı olurmuş! Sana bedava vermeliydiler, makarna 1,5 dolar çok abi çok pahalı, orada pirinç yetişiyor, makarna buğğdaydan yapılıyor ve ithal tabi hepsi, ama olsun TR’de 0,5 kuruşa makarna buluyorsun, Kamboçya’da da olmalıydı! 1 dolara bira içiyorsun, hiç olmaz bu, memlekette 14 TL’ye satıyorlar, olsun Efes Pilsen olmalıydı orada.
Aman sakın pazar yerlerini gemeyin orası pis pis, bizim et balık satılan ve peynir satılan kapalı çarşılarımız veya pazarlarımız misss kokuyor mis miss! Hem insan aç kalır oralarda bu kokuda, memleket miss kokuyor miss, İzmir’deyim, dışarıdan gelenler şehrin lağım koktuğunu söylüyor, ama sana sorsam miss gibi dersin.
Bembeyaz kumlu plajı, turkuaz denizi var kmetrelerce uzayan. Ölüdenizi cebinden çıkaran, ama işte tehlikeliymiş. Adam kesiyorlar orda sanki. Bilmem ki ne işiniz var o memlekette, bu kafayla. Gidin annenizin dizinin dibinde oturun veya o ön yargıları bi zahmet geride bırakın. Orası Kamboçya ve orası Türkiye değil! Bir İngiliz’in bir şehrimizin kenar majallesini gezerken göreceği şeyleri sen de oradan görüyorsun.
Merhaba, peki o zaman yazinizdaki o ucuzluk nerede onu merak ettim. Siem Reap’te nezih cafeler demissiniz ben onlari giremedim, 2 hafta kalmama ragmen, o tertemiz sokaklar nerede. : ) Plajlarina, tapinaklarina fark ettiyseniz hic yorum yapmadim, cunki onlari siz guzel bir sekilde anlatmissiniz. Sadece buranin guzel yanini gostermissiniz. Ben halen phonem pen deyim ve sokaklar çöp yığını. Ben ilk defa bir ulke gormedim ama burasi o kadarda ozenilecek ve yasanilacak bir yer degil (Türkiye’de eger bir suc islediyseniz burasi gayet guzel olabilir, cunki burada kanun yok, her sey cok kolay vizeyi bile siz gitmeden aldirabiliyorsunuz). Şirket kurmak kolay, vergi yok kanun yok herkes kafasina gore. 🙂 Bunlar sizi neden bu kadar rahatsiz etti, onu da anlamis degilim, ama bunlarda Kambocya’nin oteki yuzu…
Ülke temiz, pırıl pırıl demiyorum hiç bir yazımda, ama benim gördüğüm Phnom Penh’in market kısmı hariç gayet temiz bir ülkeydi, kaldı ki, ortalıkta çer çöp olması beni çok da bağlamıyor. O çöpün içinde yaşamıyorsunuz her nasılsa. Aynı çöpü gelin ben size tarihi yarımada İstanbul’da ve izmir’in bir sokağında göstereyim. Gittiğiniz ülke ile kendi ülkenizi karşılaştımanız yanlış. Ve bu karşılaştırmadan yola çıkmanız fiyatları karşılaştırmanız bile abes, karşılaştırdığınızda bile orası hala ucuz. İnternet ucuz, telefon ucuz, tropikal iklim var. Memlekette bılamayacağın adalar, deniz, kum ve güneş var… Demişsin ne hoş vergi yok, şirket açmak kolay vs vs…
Yemesi içmesi kötü, aç kaldım demişsin. Bu söz bile tepki gösterememe yeter. Orası Urfa mı? Mardin mi? Hatay mı? Ben Ko Kong gibi minicik bir kasabada bile İtalyan pizası yiyebiliyorken, bulabiliyorken siz orada aç kaldım derseniz bu sizin becerksizliğinizdir. Bu becerksizliğinizden yola çıakrak ülkeye laf söylemeniz size bu satırları yazmama başlı başına sebep. Orada Fransız mutfağının nefis örnekleri var, Hint, Yunan, İtalyan, Çin, malay mutfağı var… Bulamadıysanız gidin bir yerele sorun. phonem pen değil Phnom Penh Kamboçya’nın başkenti bu arada. Biraz sokaklarda gezin, korkmayın yemezler sizi, korkunuzdan sokaklara çıkmıyorsunuz, bildiğiniz ve kendinizi güvende hissettiğiniz yerlerde sadece dolaşıp şehre yabancı kalıyorsunuz. 100 yıl da geçse yapacağınız şeyler aynı olur bu kafayla. Eleştirdiğim bakış açınız. Bilmem ki ne ararsız oralarda, ne istersiniz böylesi güzelim ülkelerden.
Oku belki faydası olur Uğur: http://www.dunyabirmasaldir.com/kambocyaya-yerlesmek-ve-aylik-400a-krala-komsu-yasamak/
Temmuz 6’da geldim, 6 gün kaldım. Yazılanları ve eleştirileri okuyorum. Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur sözü söylenir. Türk kendine bile dost değil. Türklerdeki dünyayı ben yarattım hissi nereden geliyor anlayamadım. En iyisi Türklerden uzak yaşamak.
Güzel bir yazı olmuş.
Kamboçya’da 20 gün tatil düşünüyorum. Çok aşırı sıcak olmayacak, Siem Reap, Angkor Wat ve diğer tapınakların çoğunu, Sihanoukville, Kampot, Kep ve Phnom Penh şehirlerini gezeceğim. Denize girmek ve bol bol fotoğraf çekmek için uygun hava olacak şekilde hangi ay gitmeliyim? Mevsimler sıcak yaz ve yağmurlu olarak 2 mevsim yaşanıyormuş anladığım kadarıyla.
Yukarıdaki Kamboçya Gezi rehberini okumanı tavsiye ederim.
Koh Rong’da It’s gonna be a Village Project adi altinda bir yer işleten 7-8 kisilik cilgin bir Türk grubu var bilginiz olsun. Yolu duşenlere mutlaka yardimci olurlar.
Gerçekten düşük maliyetli gezi düşünen backpackerlar için aranan ülke. Taylanda kadar gelip, buraya uğramadığıma pişman olmuştum ben. 🙂
Ama bir sonraki rotam kesinlikle burası görünüyor.
Merhabalar. Biz de bir kaç arkadaş Siem Reap’den Koh Change gitmek için Tayland sınırını geçicez. Acaba önerileriniz ne olur? Otobusle değil, ancak ya özel bir taksiyle ya da bizi otelden alıp tekrar Koh Chang’deki otele bırakacak bir transfer şirketi ile bu yolculuğu yapalım istedik. Bu konuda bir öneriniz olur mu? Siem Reap’den Poipet sınır kapısına gitmek için yol koşulları sizce tehlikeli midir?
Neden güvensiz olacağını düşünüyorsunuz?
https://yoldaolmak.com/kambocya-tayland-sinir-gecisi.html
https://yoldaolmak.com/fil-adasi-koh-chang.html
‘Bir tek dolarla ne yapılabilir ki?’ Diye düşünmeden birçok şey yapabileceğiniz sayılı yerlerden biri. İnsanların yaşam standartları ve çalışma koşullarını okudukça, kanlı tarihinden belki bir kaç adım ilerleyebildiklerini yorumlayıp, üzüntü duydum. Ve açıkçası zor koşullarla dolu yaşamların olduğu, bu asya kültürünü, en yakın zamanda görme istemiyle doldum.bu arada yazı tarihiyle yolculuğu yaptığınız tarih uyuşuyor mu? Özellikle bütçe açısından, yazı ve gezi tarihinin güncelliğini merak ettim. Teşekkürederim.
Yazıda belirttiğiniz gibi sizin gezerek büyülendiğiniz Kamboçya’yı ben daha okurken büyülendim bile. Para biriminden, giyim şekline, konaklamasından, fotoğraf çekimine kadar en ufak bir detayı bile atlamadan, paylaştığınız bu değerli bilgiler için teşekkürederim.
Görmek istediğim yerlerden bir tanesi Kamboçya. Büyüsü ve doğası ile muhteşem. Sizin resimleriniz ve anlatımınız ile ceplerimi doldurdum. Sıra gezerek ve görerek bunları bütünleştirmeye kaldı. Teşekkürler!
Görmeyi en çok istediğimiz rotalardan biri. Buradaki notlar ve bilgiler de çok yararlı ve fikir verici. Tek bir şey sormak istiyorum; Notlarınızda yer alıyor da ben mi kaçırdım bilmiyorum. Eğer öyleyse kusura bakmayın. Sivrisineklerden veya başka küçük canlılardan bulaşan hastalıklarla ilgili bir önlem almak gerekiyor mu? Yani giderken aşı filan olalım mı?
Laos, Kamboçya, Vietnam turları var bazı turizm acentalarını tavsiye eder misiniz? Yoksa yerel bir tur şirketiyle internet üzerinden görüşürüp öyle gitmek daha mı mantıklı olur? Şimdiden teşekkür ederim.
Nice güzel rotalarınız olsun biz de hep takipte kalalım inşallah. 🙂
Asya’da sivrisinek bir problem ama bu normal. Tropikal iklimin ve ormanları zengin olamsı bunun sebeplerinden birisi. Yanınıza sinek kovucu sprey almanız yeterli.
Vaktiniz kısıtlı ise Türkiye’den turla gidin. Ama kendi başınıza seyahat beceriniz varsa yalnız gidin ve bazı aktiviteleri gittiğiniz şehride satın alın. hostel ve oteller bu konuda size yardımcı olabiliyor.
Umarım Kamboçya dahil olmak üzere Güneydoğu Asyanın tamamını gezmek nasib olur.
Bilgiler için teşekkürler..
Çok değerli bilgiler için tekrar tekrar teşekkürler.