Huzurlu Bir Sahil Kasabası: Kep

Kep, Kamboçya’nın güney batısında, başkent Phnom Penh’e 173 km uzaklıkta bulunan, 40 bin nüfuslu oldukça şirin tropikal bir sahil kasabası. 1908’lerde Fransız kolonyal dönemde kurulan kasabanın ismi İngilizce cape (burun) kelimesinden geliyor. Kamboçyalıların favori tatil beldesi olarak ünlü bir yer olan Kep, 1960’larda Kamboçya Prensi tarafında restore edilmiş.

Kamboçya’nın bu en küçük eyaleti, Fransız mimari tarzının özelliklerini taşıyan villaları ve Asya ve Fransız mutfağının buluştuğu restoranları, lüks otelleri ve bir km’den uzun yüzülebilir berrak plajı ile görülesi bir yer. Huzurlu bir kaç gün geçirmek isteyen herkes için mükemmel bir yer.

🧭 Kampot’tan otobüsle Kep’e geçtim (3$). Otobüs durağında otel müşterisini bekleyen biriyle anlaşıp servis arabasıyla otellerine geçtik. Top Tree Guest House adlı, bambudan yapılmış bungalovuma yerleştim (5$). En ucuz odayı tuttum ama manzara şahane ötesi. Ağaçların üzerinden ufukta renginden dolayı gökyüzüyle nerede buluştuğunu bilmediğim bir deniz manzarasına bakarak kahvemi içtim.

Day 626: Kamboçya:20 Kep, 19 Nisan 2012

Kep Gezi Rehberi

Kep, Kamboçya’nın güney kıyısında yer alan küçük bir sahil kasabası. Nemle karışan tropikal çiçeklerin yoğun kokusu burayı diğer Asya şehirlerinden farklı kokmasına neden olmuş. Havası miss gibi. Kampot’tan 30 dakika uzaklıkta yer alıyor. Bir yanınız deniz, bir yanınız üzeri yemyeşil ve uzun ağaçlarla kaplı ormanın arasında buluyorsunuz kendinizi.

Doğrusu kasaba merkezi nerede diye anlamak ve algılamak zor. Sahil kenarındaki otobüs terminali küçük bir otopark büyüklüğüne. Etrafınıza baktığınızda ise görebileceğiniz iki katlı evlerin ve dükkanların arkası ise ormanlık. Kısaca parti ve aksiyon arıyorsanız tamamen yanlış yerdesiniz. Ancak kendinizi biraz yerel hayata kaptırmak istiyorsanız Kep’i seveceğinize eminim.

Kampot ve Kep, birbirine çok yakın. Hangisinde kalırsanız kalın diğer kasabayı günübirlik bir geziyle kolayca ziyaret edebilirsiniz. Zamanınız kısıtlıysa Kampot’ta kalmanızı öneririm. Kampot’un bana göre daha çekici bir yer ve ayrıca otel seçenekleri daha iyi.

Yengeç pazarı ve kelebeklerle dolu Kep Milli Parkı ile tanınan Kep’te Kamboçya’nın diğer bölgelerinde olduğu gibi çift para birimi olan ABD doları ve Kamboçya Rieli kullanılıyor. USD en yaygını tabi.

Kamboçya, %30’u 15 yaşın altında olan genç bir nüfusa sahip. 1975-79’daki yönetimi sırasında Kızıl Kmerler nüfusun yaklaşık 1/5’ini öldürdüğü için Kep’te de sahilde hep gençler vardı. Kamboçya Halk Partisi, 1979’da Kızıl Kmerlerin düşüşünden bu yana iktidarda. Her yerde parti işaretleri var.

KEP NE ZAMAN GİDİLİR
Nisan ayında ziyaret ettiğimde Kep’te hava gayet güzeldi. Kep’i ziyaret etmek için en iyi zaman Kasım ve Nisan ayları arası. Yağmurlu mevsimde sivrisineklerin kötü şöhretli olduğunu duydum. İnanılmaz derecede can sıkıcıdırlar.

Motosikletler, büyük ölü domuzlar da dahil olmak üzere her türlü şeyi taşımak veya daha fazla insan ve eşya taşımak için römork çekmek için kullanılıyor. Çoğu kavşakta trafik durmaz, sürücüler sadece yavaşlar ve herkes birbirini anlayarak yol alır gider. Uyum sağlamanız gerekiyor, durursanız kaza riskine yol açarsınız.

Kamboçya’da yollar çok tozlu olabilir, bu nedenle yerel halk genellikle benzin istasyonlarında ücretsiz olarak sağlanan cerrahi maskelerden takıyor. Siz de öyle yapın.

Kamboçya’nın Kep kasabasının 4,5 km güney batısında bulunan Koh Tonsay (Rabbit-Tavşan Adası), iki beyaz plajı ve zengin deniz altı canlı hayatıyla adından sık bahsedilen bir yer. Üzerinde sadece 7 ailenin yaşadığı bu 2 km uzunluğundaki adaya gitmeye niyetlendiysem de vazgeçtim.

Sabah bisiklet kiralayıp çevreyi keşfetmeye karar verdim. Sabah kalktığımda ise bir sürpriz cebimde beni bekliyordu. Henüz giyinmemiş olduğum pantolonumun cebinden kulaklığı almak isterken, elim ıslak ve yumuşak bir şeye değince şaşırdım doğrusu. İlk işim kamerayı hazırlayıp cepte ne olduğunu araştırmaya koyulmak oldu.

Tombul mu tombul bir kurbağa gecenin seriliğinde cebimi kendisine yuva bellemişti. Oysa bungalovumda pantolonum duvardaki çiviye asılıydı. Bungalovumdan pek hazzetmediğimden Visalsak Guest House’a geçtim (6$).

Bulunduğum tepenin etrafı yemyeşil ve etrafta yüzlerce kelebek uçuşuyor. Aslında gönlümden trekking rotalarından birine yönelmek varsa da aklımdaki bazı işlerden dolayı bugün sadece bisiklet turuyla yetinmeye çalıştım.

Kep’i klasik bir plaj tatili için kesinlikle tavsiye etmiyorum. Denizin manzarası her ne kadar güzel olsa da plajların o kadar da iyi olduğu söylenemez. Tabi burada kıyasım Güney Asya plajları, yoksa yüzmek ve şezlong keyfi yapmak için yeterli, sadece beyaz kumlu, turkuaz renkli ve berrak değilse iyi olarak sınıflandıramıyorum.

Plaj, Songkran Festivali sonrası oldukça kalabalık. Denizden en çok keyif alanlar çocuklar, gençler ve erişkinlere bakarsanız onlar ya kıyafetleriyle yüzüyor ya da hamaklarda veya gölgede tembellik yapıyorlar.

Şahane manzaralı yollar arasından geçip deniz kenarındaki meşhur Kep Yengeç Pazarı’na ulaştım. Kalabalık markette yakalanmış yengeç ve diğer deniz ürünleri müşterilerini bekliyordu. Canlı yengeçlerin dışında, karides, kalamar ve balık dolu sepetler de satışa hazır haldeydiler.

İnce kafes şeklinde tuzaklarla yakalanan yengeçlerin kilosu pazarlık yeteneğinize göre 4-8 TL. Deniz ürünleri sevseydim keşke. 10 dakika bekleyecek sabrı olanlar için yengeçler pişirilmiş olarak da servis edilebiliyor. Buradan satın alıp götürüp otelde de pişirtilebilir. Dileyen yakındaki deniz ürünleri satan restoranlarda şahane manzara karşısında, kocaman menüsü 15 TL’ye yengeç menülerinin keyfini çıkarabilir.

Kamboçya, 1867-1949 yılları arasında bir Fransız kolonisiydi. Fransız mirası, baget tezgahlarının her yerde olduğunu görürseniz şaşırmayın. Kamboçyalılar her türlü yiyeceği korumak için kurutuyorlar Yol kenarında balık, et, pişmiş pirinç gibi sebzelerin sıcak güneşte kuruduğunu gördüm.

Kampot ve Kep kasabaları birer biber yetiştirme bölgeleri olarak dünyaca ünlü. Kep biberi, dünyanın en iyi ve en pahalılarından biri olarak kabul ediliyor. Biber tarlalarından bazılarını ziyaret edebilirsiniz. Halihazırda bölgedeyseniz, biber üretimi hakkında biraz bilgi edinmek için bir plantasyonu ziyaret edin.

Asya’da her yerde doğa yemyeşil, lakin burada güneş altında pırıl pırıl parıldayan otlar ve çiçeklerle, uzun zamandır ilk defa İlkbaharı hissediyor gibiyim. Hayatımda bu kadar kelebeği etrafımda uçuştuğunu görmemiştim. Sarımsı beyaz kelebekler her yerde.

Kamboçya’nın Angkor Wat dışında, doğal, belirgin ve özgün bir şeyi yok sayılır aslında. Ne plajları Tayland ile yarışır düzeyde ne de şehirlerinin havası ve eğlencesi fark yaratabiliyor. Ancak sunduğu sadelik içerisinde kendisine bağlayan bir dinginliği ve huzuru var. Bunu en çok düşünmeme sebep belki de burada baharı hissetmem olsa gerek.

Çıkıp dolaşmayı düşünsem de yerimden kalkasım gelmedi. Fransız usulü sandviçimi yerken enfes gün batımı manzarasını izlemeye koyuldum. Kamboçya’da en keyif aldığım şeylerden biri açık bir görüş alanından gün batımını izlemek.

Tek kelime ile şahane!

Day 627: Kamboçya:21 Kep, 20 Nisan 2012