Koh Russei, Tayland Körfezindeki bir grup küçük adadan biri. Kamboçya‘nın güneyinde, beyaz kumsallarıyla ünlü tatil kasabası Sihanoukville‘nin yaklaşık 4,5 km açıklarında yer alıyor. Koh Russey veya Bambu Adası (Bamboo Island) olarak da bilinen Russei Adası, Sihanoukville’den tekne turlarıyla 1 saatte gidiliyor.

Başkent Phnom Penh’ten ulaşılması en kolay adalardan biri burası. Adada konaklama çok basit, tüm bungalovların ortak tuvaletleri var. Kalabalık ve gürültüden kaçıp kafa dinliyeyim diyorsanız burası tam da bir inziva yeri olabilir sizin için. Ben konaklamalı değil de günübirlik tekne turu ile gittim.

Koh Russei

🧭 Sihanoukville‘ye Tayland-Kamboçya sınırına yakın bir kasaba olan Krong Koh Kong‘dan geçtim. Krong Koh Kong’da gelmesi gereken otobüs 1 saat geç geldi. Asya’da yolda olmak beklemek demekti. Benden daha uzun süredir bekleyen Fransız bir çift, sıkılıp Sihanoukville yerine otobüsü daha erken gelen Phnom Penh otobüsüne atlayıp gitti.

Benim otobüs geldiğinde yine bir hayal kırklığı oldu. Hani 14$ verdiğiniz otobüsün biraz olsun kondorlu olacağını ummuştum ama hayal kırıklığıydı. Ne temizdi, ne konforluydu ne de klimalıydı. Sırt çantalı gezmek insanı oldukça iyimser ve esnek yapıyor. Bunları şikâyet etekten çok bilgi olsun diye yazıyorum. Yoksa çok da umurumda değildi.

Malta

Serbia

Yaklaşık 5-6 saat sürmesi beklenen yolu otobüsümüz 8 saatte gidince Sihanoukville’ye gece varabildik. Otogar şehir merkezine uzak, transfer şart. Otogarda hemen etrafıma üşüşen motosiklet ve tuktuk şoförlerini başta hiç umursamadım. Böyle davranınca daha bir pazarlığa açık oluyorlar.

Sempatik bir motosiklet taksi sürücüsü ile 1,5$’a merkeze gitmeye ve bana uygun bir otel bulmasına anlaştık. GST Guest House’a yerleştim (6$, 11TL), aynı fiyatta Koh Kong’da lüks otel odasında kalırken, şimdi oldukça basit ve konforsuz küçük bir odadaydım.

Bamboo Adası Gezi Rehberi

Sihanoukville, Kamboçya’nın en popüler tatil beldesi. Altın sarısı ve beyaz plajları, henüz turizm endüstrisi işgaline uğramamış adaları ile hoş bir tatil beldesi. 1950’lerde burada liman yapılarak kurulan şehrin ismi Kral Sihanoukville’den geliyor. Haftasonları ve tatil zamanlarında şehrin plajları başkent Phnom Penh’den gelen yerli turistlerce dolup taşıyor.

Krong Koh Kong’da, hızlı interneti bulunca laptop başında 5 gün boyunca blogumun üzerinde yoğun çalışmış ve otel odamdan çıkmamıştım. Geldiğim Sihanoukville şehrinde biraz dinlenmeye karar verdim. Kaldığım otelden Bamboo Adası için tekne turu aldım (15$, 27TL). Mavi tura çıkmayı, denizde olmayı özlemiştim.

Bamboo Adası olarak bilinen Koh Russei, Sihanoukville açıklarında yer alan enfes bir ada. Sihanoukville’de kaldığım GST Guest House’tan Bamboo Adası için bir tekne turu satın aldım(15$). Sabah, kahvaltı fiyatının dâhil olduğu tura geçtik. Sihanoukville merkezden kalkan tekne ile 10 km uzaklıkta olan Bamboo Adası’na doğru yola çıktık.

Koh Russei olarak bilinen bu ada zümrüt renginde bir denizin içerisinde bir hilal şeklinde uzanıyor. Altın sarısı kumlarının hemen arkasında ise derin gizemli bir orman uzanıyor. Bildik popüler turist adalarından çok uzak bir atmosferi var, daha çok sanki bir Robinson adası gibi duruyor, sakin, dingin, huzurlu.

BAMBOO ADASINA NASIL GİDİLİR
⛵️ Sihanoukville’den Bamboo Adasına tekne turları 14$ civarında satılıyor. Buna yemek dahil. Adadan Sihanoukville’ye taksi servisi yapan botların fiyatı 10-15$. Bambu Adası feribotu, Ochheuteal sahilindeki Coasters’tan yaklaşık 10.00’da hareket ediyor. Coasters’a erken geldiğinizden emin olun çünkü feribot servisine kahvaltı dahil. Feribot Bambu Adasından saat 16.00 civarında dönüyor.

Üzerinde banka internet, TV, banka ATM’si, motorlu aracın olmadığı bu gelişmemiş (!) adada bunun yerine vahşi hayatın ve tropikal kuşların sesi yankılanıyor kulaklarımıza. Her yerden ve her şeyden uzakta hissetmek gibi bir şey.

Ada üzerinde bungalov tarzında hizmet veren birkaç otel bulunuyor. Bunlar oldukça basit hizmet sunuyorlar, basit odalar, paylaşılan banyolar, kısıtlı elektrik ve su hizmeti gibi. 3$’dan başlayan fiyatlar 20$’a kadar çıkıyor.

Burada çok fazla şnorkelle dalış yeri yok. İnternet yok. 18.00 – 23.00 saatleri dışında elektrik yok. Sıcak su yok. Sadece bir yatak, cibinlik, soğuk duş ve hamak var. Bu kadar, ama hepsi denizden sadece birkaç metre ötede. Yumuşak kumlu plajlarının yakınında, el değmemiş kristal berraklığındaki su ılık ve sığ. Yüzmek için mükemmel.

Sarı kumlu plajına sanki milyonlarca istiridye kabuğu serpilmiş. Bunların birçoğu kırılmış olduğundan yalınayak gezince dikkatli olmak gerekiyor.

Pirinç, tavuk, balık, karpuz, salata ve tropikal meyvelerden oluşan yeterince lezzetli ve doyurucu öğlen yemeğinin ardından herkes keyfine göre bir yer bulup yayıldı.

Kaç zamandır hep otel odasında laptop başında geçen zamanımdan kopup tekrar doğayla ve denizle iç içeydim. Bu defa yanıma iPhone’umu da almamıştım. Yüzmek, şezlongda veya kumda uzanmak, tekrar yüzmek ve mavi gökyüzü ile denizi izlemek… yaptığım buydu. Bu defa kendimi tatilde hissediyordum.

Day 613: Kamboçya:07, Sihanoukville. 6 Nisan 2012


Herkesin kendine göre bir otel tercih etme kriterleri var. Kimisi konfora önem verir kimisi hizmete. Kimisi temizlik der önemlidir, kimisi deniz kenarında değilse kalamam der. Kimisi ise sessizlik ve huzur arar. Ben ise otel seçerken interneti olup olmadığına bakıyorum. Eğer interneti varsa önce bunu test ediyorum, eğer yeteri kadar hızlıysa sonra odaya bakıyorum.

Kamboçya hem otel odalarının kalitesi, hem de internet hızı açısından göz kamaştırıcı denebilir. Eğer benim gibi seyahat eden bir sırt çantalı gezginseniz konaklama açısından Kamboçya’nın tatmin edici bir yer olduğunu göreceksiniz. Hem temiz, hem kaliteli, hem de ekonomik konaklama imkânını bir arada sunuyorlar ve bir de üstüne hızlı internet, daha ne isterdim.

Sihanoukville’de bulunduğum bu vakitlerde, gündüzleri saat 10’da başlayan bir yağmur var, neredeyse her gün aynı saatte başlıyor. Belki de hayatımdaki en deli yağmurlara burada şahit oldum. All Nations adlı, sahibinin Avustralyalı olduğu bir otelde kalıyorum. Otel buradaki en yüksek binalardan biri ve şahane manzaralı bir terası var. Bir yandan kahvaltımı yaparken bir yandan da denizi izleyebiliyorum.

Her yan yemyeşil. Bu yükseklikten de yağmuru hissetmek daha faklı. Yağmur damlalarının bu manzara üzerine birer sicim gibi akışını izlemek keyifli. Öyle ki bir zaman yağan şiddetli yağmurdan dolayı manzara görünemez hale geliyor. Ne korkunç yağmur öyle. Ne çektiğim videolar, ne de fotoğraflar yağmurun şiddetini yakalamaya yetmiyor.

Yağmurdan sonra ise biraz zaman geçtikten sonra sanki hiç yağmur yağmamışçasına her yer kupkuru ve pırıl pırıl. Gün batımları ise ayrı ayrı anlatılması gereken güzellikte. Uzakta denizin üzerinde güneşin alçalmaya başlamasıyla gökyüzüne yansıyan kızıllığın aynısı denize de yansımaya başlıyor. Yer demir, gök bakır, deniz altın. Her akşam aynı güzellikte manzara Victory Hill’de ayaklar altında.

Önümde laptopum ben blog üzerinde çalışırken, elimde kahvem yüksek tabureli masamda her gün bu manzarayı izlemek yetiyor bana.

Day 619: Kamboçya:13, Sihanoukville. 12 Nisan 2012

Serbia

5 Yorumlar

  1. Şubat ayı ıcınde Thailand ve cevresını gezmek ıstıyorum. Aynı donemde gıtmek ısteyen arkadaslar olursa benımle ırtıbata gecsınler.

Yanıt yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz