Ohrid, Balkanlar’ın en güzel şehirlerinden birisi, Makedonya’nın gözbebeği. Ülkenin sekizinci büyük kenti olmasına rağmen, bana göre ülkenin en görülesi yeri. Küçük, şirin, huzurlu ve yeşil… Balkanlar’da yaz sezonunda en fazla ziyaret edilen yerlerden biri. Şehir, Avrupa’nın en eski ve en derin göllerinden Ohrid Gölü kıyısında kurulmuş.
UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan Ohrid şehri, arnavut kaldırımlı dar sokakları, 11. yüzyıldan kalma kiliseleri, 17. yüzyıldan kalma camileriyle nefis bir açık hava müzesi. Ohrid Gölü de şehrin tarihi bölgesi gibi UNESCO listesine girecek kadar özel. Tepelik bir yerde kurulu bu şirin şehrin ve gölünün manzarası için dahi gidilir.
Ohrid, Makedonya’nın en büyük gururu. Ohrid Makedonya’nın tartışmasız en gelişmiş turizm kenti. Şimdiye kadar Ohrid’i 3 defa ziyaret etme fırsatı buldum. Sokak sokak neredeyse her yerini gezdim. Vizesiz Balkan ülkeleri içerisinde yer alan Makedonya’nın en güzel şehri bana göre.
Makedonya’ya otobüsle Selanik sonrasında Bitola ile giriş yapmıştım, diğer adıyla Manastır şehri. Sonrasında ise Ohrid’de günübirlik bir gezi yapmıştım. O kadar beğenmiştim ki Kuzeyde Mavrovo ve Üsküp gezim sonrası Ohrid’e tekrar geri dönmüştüm. Şehrin sakin ve dingin havası beni sarmalamıştı. Ohri gölü kenarında kurulduğu için bir deniz şehri havası vardı. Seveceğinize eminim.
Ohrid Gezi Rehberi
Ohrid, Avrupa’nın en eski yerleşim yerlerinden biri. Arkeolojik buluntular Ohri’nin tüm Avrupa’daki en eski insan yerleşimlerinden biri olduğunu gösteriyor. Hatta inanması çok güç ama bu göl tam üç milyon yaşında. MÖ 700 yıllarında İlliryalılar tarafından ‘Lychnidos’ adıyla küçük bir balıkçılık köyü olarak kurulmuş.
Zengin tarihi ile övünen şehir Roma, Bizans ve Osmanlı döneminde bir kültür ve ticaret merkezi olmuş. Yüzyıllar içerisinde şehir Bizans ve Hristiyan kültürünün merkezi haline gelmiş. Timurtaş Paşa tarafından 1396’da Osmanlı himayesine girmiş. 527 yıl Osmanlı idaresinde kalan şehir, farklı din, dil ve etnik kökenden insanların yan yana yaşadığı bir Balkan şehri.
Bugün bildiğimiz kasaba çoğunlukla 7. ve 19. yüzyıl arasında inşa edilmiş. Ohrid, Bizans döneminde göl çevresindeki 365 kilise ve manastırlarıya ünlüydü. Göle nazır kiliselerin hepsi günümüze ulaşamasa da kasabanın tarihi merkezi muhteşem şekilde günümüze kadar gelmiş.
Hala çok sayıda çok iyi korunmuş Ortodoks kiliselere sahip. Ohri, Makedonya’daki en iyi kültürel ve tarihi gezi yerlerinden biri. Şehirde hoş bir huzur ve sükûnet hakim. Ohrid, için Makedonya’nın incisi demek yanlış olmaz herhalde. Zaten Ohrid gölünden çıkarılan balığın pulundan elde edilen inciler dünyaca ünlü.
Balkan turları rotasındaki şehirde, Old Town bölgesi şehrin en değerli yeri ve Sveti Naum Kilisesi şehrin en değerli yerleri. Her ikisi de Dünya mirası listesinde. Nüfusu 42 bin, ülkenin en büyük 9. şehri. Şehirde ağırlıklı Makedonca konuşuluyor. Makedonya para birimi Makedonya Dinarı geçerli. Türkiye’den 1 saat geride.
OHRİD’E GİTMEK İÇİN NE GEREKİR
ⓘ Ohrid’e gitmek için vize gerekmiyor. Makedonya’nın başkenti Üsküp’e uçup oradan karayoluyla gidebilirsiniz. Türkiye’den araçla gitmeyi düşünüyorsanız Yunanistan üzerinden gideceğinizden Yeşil Pasaport sahibi olmanız ya da Schengen vizesi almanız gerekiyor. Schengen Vizesi Nasıl Alınır, Vize Nasıl Alınır ve Vize Ücretleri Ne Kadar blog yazılarıma göz atın.
ⓘ Pasaportunuz yoksa Pasaport Çeşitleri ve Pasaport Başvurusu Nasıl Yapılır yazılarımı okuyun. Yurt dışına çıkarken yurtdışı çıkış harcı ödemeniz gerekiyor. Vizesiz Balkan Turu ve Vizesiz Gidilecek Balkan Ülkeleri yazıları ile rotanızı hazırlayabilirsiniz. Detaylı hazırladığım Vizesiz Ülkeler Listesi blog yazıma göz atın.
ⓘ Daha uygun bir Ohrid tatili yapmak için Seyahat Rehberi kategorisindeki uygun otel nasıl bulunur, vize/pasaport, hayat kurtaran akıllı telefon uygulamaları blog yazılarım size yol gösterebilir.
OHRİD NASIL GİDİLİR
Ohrid‘de Kuzey Makedonya’nın en büyük ikinci havalimanı olan Ohrid St. Paul Havalimanı (St. Paul the Apostle) bulunuyor. Kent merkezine 10 km mesafedeki bu havalimanında Türkiye’den dönemsel olarak Onur Air’in direkt seferleri var. Ohrid’e hava yoluyla ulaşmak için Ohrid St. Paul Havalimanı dışında iki alternatif var.
Makedonya’nın başkenti Üsküp’teki Büyük İskender Havalimanı ve Arnavutluk‘un başkenti Tiran’daki Tiran Uluslararası Havalimanı. Üsküp ve Tiran’a Türkiye’den Türk Hava Yolları ve Pegasus Hava Yolları’nın direkt uçuşları var. Üsküp-Ohrid arası mesafe 173 km, bu mesafe otobüsle 3,5 saat sürüyor. Tiran-Ohrid arasındaki uzaklık ise 135 km ve bu mesafe otobüsle 2 saat sürüyor. Her iki kentten de Ohrid’e düzenli otobüs seferleri var.
Balkan göçmeni birçok Türk vatandaşı uzun tatil dönemlerinde Üsküp ve Ohrid’e özel araçlarıyla seyahat ediyor. Arabayla Makedonya’ya gitmek için iki ayrı güzergah alternatifi var. İstanbul, Bursa ve İzmir’den Makedonya’nın başkenti Üsküp’e otobüs seferleri yapılıyor. Üsküp-Ohrid arasında düzenli otobüs seferleri var. Her iki kent arasındaki uzaklık 173 km. Otobüsle yolculuk 3,5 saat sürüyor.
Türkiye’den özel araçla Ohrid’e ulaşım için iki ayrı alternatif var. En kısa yol İpsala Sınır Kapısını kullanarak Selanik üzerindeki yol. İstanbul-Ohrid arasındaki mesafe 881 km. Özel araçla hiç mola vermeden bu yolculuk 11 saat sürüyor. Kapıkule ve Sofya güzergâhını kullanarak, başkent Üsküp üzerinden Ohrid’e gitmek 13 saat sürüyor (984 km).
OHRİD NEREDE KALINIR
🏨 Ohrid otelleri Makedonya’nın diğer şehirlerine göre biraz daha pahalı. Yaz döneminde gitmeden önce rezervasyon yapın. Ohrid Eski şehirde Di Angolo Guesthouse ve şehrin dışında Ohri Gölü kıyısındaki 5 yıldızlı otel Inex Olgica Hotel & SPA konakladığım yerler oldu.
Villa & Winery Mal Sveti Kliment, muhteşem merkezi bir konuma sahip. Villa Malezan, Apartments Villa Saraj şahane merkezi konuma sahip seçenekleriniz. Ohri Gölü kıyısında kalmak isterseniz Vila Bisera ve Villa Dea nefis ✔︎
Ohrid Gezilecek Yerler 📌
Yürüyerek gezilebilen şehirleri severim. Balkonlarını sardunyaların süslediği Ohrid, yürümeyi sevenler için enfes bir şehir. Her bir yana serpilmiş nefis kafelerinde kahve molası verip dinlenerek şehrin bu eski sokaklarını gezin. Ohrid gezilecek yerler rotasını yürüyerek görebileceğiniz şekilde hazırladım.
Google Map ile rotayı işaretleyerek takip edin. Rota yürüyerek zor değil. Ayağınızda rahat ayakkabılar olsun. Listeyi sırasıyla takip ederseniz önemli tarihi yerleri zaman kaybetmeden görmüş olursunuz. Osmanlı döneminde şehrin kalbi olan tarihi meydan Ohrid Old Bazaar‘dan gezmeye başlayın.
Buradan şehrin en hareketli sokağı Aziz Clement’i takip ederek günümüzdeki şehir meydanına yürüyün. Sokak boyunca çok takılmadan enerjinizi diğer bölgelere ayrın. Sonrasında dönüp tekrar bu sokağı akşam da gezeceksiniz. Aziz Clement Sokağından şehir meydanına geçin. Oradan Samuil Sokağını takip ederek Ohrid Eski Şehir bölgesine dalın. En güzel yer burası.
Hemen her yerde nefis cafe ve restoranlar var. Aziz Sofya Kilisesi yakınlarındakileri çok beğenmiştim. Burada bir süre dinlendikten sonra Çar Samuil Kalesine çıkın. Kaleden de Aziz Yuhanna Kilisesi’ne yürüyün. Manzarası şahane! Burada manzaranın keyfini çıkarıp sonra kıyı boyu yürüyerek veya kayıkla tekrar Ohrid’e dönün.
Şehri doya doya gezmek ve aceleye getirmemek için 3 gün kalmanız benim tavsiyem. Bay of Bones, Sveti Naum, Galicica Milli Parkı, Prespa Gölü ve Bitola kasabası rotasına 1 gününüzü ayırın. Yarım gününüzü de Ohri Gölü kıyısında yer alan diğer güzel kasaba Struga’ya ayırın.
1. Ohrid Old Bazaar
Ohrid Old Bazaar (Eski Çarşı), Ohrid’in hem geçmişte hem de şimdiki kalbi. Çarşıyı gezerken Anadolu kasabasında gibi hissediyorsunuz. Eski Çarşı sadece bir ana sokaktan oluşuyor. Geçmişte gıda pazarı olan Ohri Merkez Meydanında bitiyor. Daha çok kültürel ve dini merkez olan şehir ticarette çok büyüyememiş.
Ohri Saat Kulesinin de yer aldığı meydanda 900 yıllık ilginç bir Çınar Ağacı (Chinar Tree) ve güzel bir çeşme var. Şehirde Osmanlılardan kalan birçok cami yer alıyor. Evliya Çelebi Seyahatnamesi‘nden öğrendiğimize göre 1668’de Ohri şehrinde 17 cami ve iki medrese varmış. 1573’te yapılmış Ali Paşa Camii de burada yer alıyor.
Eski Pazar’ın hemen yukarı taraflarında Mezokastro bölgesi var. İsmini, fakirlerin yaşadığı şehir surlarının dışındaki şehir anlamına gelen Latince ‘meco castrum’ teriminden almış. Mesokastro evleri ile şehir surlarının bir kısmını birleştiriyor. Fotoğraf severler için nefis bir bölge. Eski evleri arasından izlenebilen göl manzarasıyla güzel sayılır.
2. St. Clement of Ohrid Sokağı
Aziz Clement Sokağı (Sv. Kliment Ohridski), Ohrid’in en modern ve en hareketli sokağı. Ali Paşa Camii’nden başlayıp Ohri Gölüne kadar iniyor. Clement Anıtına kadar uzayan capcanlı bir alışveriş sokağı. Ohrid’e özgü incilerin ve hediyelik eşya dükkânlarının sıralandığı sokakta çok sayıda yeme içme mekânı da var.
İnciler, gölde yetişen bir balığın pullarının sedefle karıştırılmasıyla elde ediliyor. Ohri incisi ile yapılan kolyeler, küpeler, yüzük, bileklik ve tespihler, kente gelen turistlerin tercih ettiği en önemli hediyelik eşyalar arasında. Ohri incisinin ham maddesi sedef. Onun üzerine parlak hali almasını sağlayan, Ohri Gölü’nde yaşayan Paşita adlı bir balığın pullarından elde edilen bir sıvı sürülüyor.
Aziz Clement Sokağı, Ohri Şehir Meydanına açılıyor. Biraz yorgunluk atmak için nefis bir yer. Meydanın çevresinde çok nefis cafe ve restoranlar var. Meydanın en gözde yeri Restaurant Letnica’ya ait. Restoranın hemen önünde ise Slavların ilk Orta çağ Bulgar azizlerinden Kril ve Methodios kardeşlerin heykelleri yer alıyor. Modern Kiril alfabesini onların bulduğuna inanılıyor.
Aziz Clement, 1100 yıl önce dünyada bilinen ilk Slav üniversitesini kuran biri. Üniversitede eğitim gören insanlar Slav edebiyatını, kültürü ve sanatını, müziğini Balkan ve Avrupa ülkelerine yaymışlar. Şehrin koruyucusu Aziz Clement, 916’da ölünce Saint Panteleimon Kilisesine gömülmüş. Makedonya’da 24 Mayıs günü Aziz Kiril ve Metodius Aydınlanma Günü olarak kutlanıyor.
Meydandan uzayan Car Samuil Sokağı (King Samuel Sokağı) tarihi şehrin kalbine yolculuğa çıkarıyor. Şehrin en görkemli tarihi mirası ve en etkileyici evleri burada yer alıyor. Elveda Rumeli dizi daha çok burada çekildi. 200 metre de görülen Saint Nikola Bolnichki Kilisesi, bir zamanlar denizcilerin şehre girmeden önce karantina altında 40 gün tutulduğu bir yerdi.
3. Ohrid Eski Şehir
Ohrid Eski Şehir (Old Town), kentin en güzel evlerine ve sokaklarına ev sahipliği yapıyor. Dar sokakları, Safranbolu evlerini anımsatan taş-ahşap karışımı evleri ve neredeyse her balkonu süsleyen rengarenk çiçekleriyle nefis bir bölge.
Ohrid Osmanlı himayesine geçince, Türkler Ohrid Gölü kıyısındaki düz araziye yerleşerek şehrin Müslüman kısmını oluşturmuşlar. Sur duvarlarıyla çevril tepelik alanlarda ise Hristiyanlar yaşamış. Şehir büyüdükçe, Hristiyanların yeni yapı inşa edilmesine izin verilmediğinden, alan darlığı nedeniyle sıkışık ve kat sayıları fazla yöreye özgü evler ortaya çıkmış.
Ohri’ye özgü bu kentsel mimari bugün UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alıyor. Eski Şehirde bu evlerin en güzelleri Car Samoil ve Ilindenska caddelerinde yer alıyor. Aziz Nikola Gerakomija Kilisesinin yanında bulunan Robevci ve Uranija evleri geleneksel mimarinin en iyi iki örneği.
Tarihi bölgede yer alan Lupco Panevski atölyesini uğramanız gereken bir yer olarak not edin. Balkanlar’da tek, dünyada yedinci olan türünün örneği matbaada geleneksel yöntemlerle kiraz ağacından kâğıt üretiliyor. Uygulamalı kâğıt yapımını görebileceğiniz bu müzede kendinize özel kâğıttan hediyelikler yaptırabiliyorsunuz.
4. Robev Family House (Ohri Şehir Müzesi)
Ohri Şehir Müzesi (Naroden Muzej – Robev Family House), eskiden Robevi Aile Evi olarak anılan üç katlı bir müze. Binanın mülkiyeti Robevi ve Urania ailelerine ait. 1864’te inşa edilmiş güzel bir eski evin içinde yer alıyor. Müzede Orta çağda bölgede kullanılan paralar, yerel ahşap oymacılığı örnekleri, antik heykeller sergilenmiş.
Bölgedeki bulunmuş arkeolojik taş anıtlar, 2. yüzyıla ait Tanrıça İsis’in oyma bir gövdesi, Samuel Kalesine yakın bir yerde ortaya çıkarılan 5. yüzyıldan eski bir altın mezar maskesi bulunuyor. Zemin kat ise sanat sergileri için ayrılmış. Pazartesi günleri ziyarete kapalı. Giriş ücreti 100MKD.
5. Aziz Sofya Kilisesi
Aziz Sofya Kilisesi (St. Sophia Church), 11. yüzyıl tarihli bölgedeki en büyük Orta çağ kiliselerinden biri. Ortodoks Hristiyanlığına ait büyük festival ve toplantıların yapıldığı ana kilise görevi görmüş. Kuzeyde Tuna Nehri, batıdaki Arnavut sahili ve doğuda Selanik Körfezine kadar olan bölgeyi yönetmeye yetkiye sahipti.
Osmanlılar Ohri şehrine ilk girdiklerinde, burayı cami olarak kullanmış, freskleri boya ile kapattırmış. Freskleri ortaya çıkarmada çok özel bir boyama tekniği uygulanmış. Ayasofya Kilisesi adıyla da bilinen tapınaktan içeri girdiğinizde tarihin kokusunu hissediyorsunuz.
Freskler arasında en ünlüsü, Hıristiyanlığı terk etmediklerinden dolayı, Romalılar tarafından donarak ölmelerine sebep olunan kırk şehitler freski. İçerisindeki fresklerin fotoğraf çekimine izin yok. Ayasofya Kilisesi ziyaret saatleri haftanın 7 günü 09.00-17.00. Ayasofya Kilisesi giriş ücreti 2€.
6. Ohrid Antik Tiyatrosu
Ohrid Antik Tiyatrosu (Ohri Antique Theater), Makedonya’nın tek Helenistik tiyatrosu olma unvanına sahip. Makedonya’daki diğer 3 antik tiyatro Roma dönemlerinden kalma. MÖ 200’de akustik açısından şehrin en iyi konumu olan Gorni Saraj ve Deboj tepeleri arasına yapılmış.
Roma döneminde tiyatro gladyatör dövüşleri için kullanılmış. Yeni yeni yayılan Hıristiyanlık dinini kabul edenlerin Romalılarca infaz edildiği bir yer olarak da kullanıldığından yerli halk tarafından pek de sevilmeyen bir yere dönüşmüş. Hıristiyanlığın güçlenmesiyle birlikte başka birçok pagan yapıyla birlikte burası da tahrip edilmiş ve taşları başka yapıların inşaatında kullanılmış.
Ohrid Antik Tiyatrosu ziyaret saatleri konusunda herhangi bir kısıtlama bulunmuyor. Ohrid Antik Tiyatrosu ücretsiz ziyaret edilebiliyor. Antik amfi tiyatro her yıl düzenlenen ve tiyatro, müzik ve diğer etkinliklerin yer aldığı Ohri Yaz Festivaline ev sahipliği yapıyor.
7. Çar Samuel Kalesi
Samuel Kalesi (Samuel’s Fortress), kente hâkim bir tepede yer alıyor. Ohrid’in en güzel manzaralarından birini görmek için kaleyi ziyaret etmek gerek. Ohrid, 11. yüzyılın başlarında, kısa bir süre için Çar Samuil tarafından yönetilen bir Slav İmparatorluğunun başkentiydi. Makedonya kralı II. Philip tarafından halihazırda var olan bir tahkimat üzerine kurulduğuna inanılıyor.
Tarihinin MÖ 4. yüzyıla kadar uzayan kale, Balkanlar’daki en uzun ve en büyük kalelerden biri olarak biliniyor. 2003’te yenilenen kalede 18 kule ve dört kapı hala orijinal yapıdan kalan eserler olarak görülebiliyor. ⏰ Samuil Kalesi ziyaret saatleri haftanın 7 günü 09.00-19.00. 🔐 Samuil Kalesi giriş ücreti 100MKD, indirimli bilet 50MKD.
8. Aziz Kliment Kilisesi
Aziz Clement Kilisesi, Aziz Clement tarafından 893’te, erken dönemden kalma bir Hristiyan bazilikası üzerine inşa edilmiş. Ayasofya Kilisesi ardından Ohri şehrinde bulunan en önemli ikinci kilise. Kilise, Aziz Panteleimon’a adandığından Panteleymon Kilisesi ve Aziz Panteleymon olarak da adı geçiyor.
Aziz Clement burayı, 3.500’den fazla öğrenciye eğitim verilen Slav edebi ve kültürü ile Kiril Alfabesini öğretildiği bir eğitim merkezi gibi kullanmış. Osmanlı’nın Balkanları fethetmesinden sonra Fetih camisine çevrilen kilise İmaret Camisi ya da Sinan Çelebi camisi isimlerini almış. 2000 yılında başlatılan rekonstrüksiyon çalışmaları ile aslına uygun şekilde kilise yeniden inşa edilmiş. Oldukça yeni duruyor.
Kilisenin bulunduğu bu tepelik Plaoşnik olarak anılan bir arkeolojik sit alanı. Çarı Samuel Kilisesinden 250 metre kadar aşağıda burası. Plaošnik üzerinde mozaik koridorlar üzerinde 4. ve 6. yüzyıldan kalma beş haç bazilika vaftizhane kalıntısı yer alıyor.
9. Aziz Yuhanna Kilisesi Kaneo
Kaneo Kilisesi, olağanüstü atmosferi ve kiliseden aşağıya doğru bakınca görülen sakin göl manzarası ile manevi düşüncelere ilham kaynağı olan enfes bi kilise. Ohri Gölü’nden yükselen uçurumun hemen üzerinde, küçük bir balıkçılık yerleşiminin üzerinde duruyor.
Aziz John’a adanan Aziz Yuhanna Kilisesi (Kaneo/St. John), Bizans ve Ermeni mimari tarzlarının muhteşem bir birleşimi. 13. yüzyılın sonunda kutsanan kilise dikdörtgen taş kaide üzerinde inşa edildi ve dış kaplaması seramik ve taş oyma ile yapılan heykellerle göze çarpıyor.
Kilisedeki freskler çok iyi bir şekilde muhafaza edilmiş. Havari Tebliği ve St. Clement, St. Erasmus ve Constantine Kavasilas’ın portreleri kilisede özellikle göze çarpan önemli eserler.
Bir zamanlar Birinci Bulgar Devleti Çarı Samuil, göl kıyısına yıldaki gün sayısı kadar kilise inşa ettirmiş. Fakat şu anda 40 tanesi mevcut. Yine de bir şehir için 40 kilise küçümsenecek bir rakam değil. ⏰ St. John Kilisesi ziyaret saatleri haftanın 7 günü 09.00-17.00. 🔐 St. John Kilisesi giriş ücreti 100MKD, indirimli bilet 50MKD.
10. Ohrid Gölü
Ohrid Gölü, dillere destan güzelliğe sahip. Saat dilimlerine göre renkten renge bürünüyor. Oluşum bakımından Balkanlar’ın en eski ve derin gölü. Aynı zamanda dünyanın en eski göllerinden biri. 4 milyon yıl önce tektonik hareketler sonrası, kireçtaşı kayalıkları üzerinde oluşmuş. UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alıyor.
Ohrid Gölünü bu kadar özel yapan şey ise hem yer altı hem de dağlardan gelen suyla beslenmesiyle kristal berraklığındaki sularının her 10 yılda bir tamamen yenilenmesi. Göl, dalmaçyalı pelikan, ördek, kuğu, lekeli kartal ve doğu imparatorluk kartalı gibi ender ve tehdit altındaki türler de dahil olmak üzere yüz binlerce kuş için kritik bir yaşam alanı.
Ohrid, özellikle denize çıkışı olmayan Makedonya vatandaşları için bir yaz tatili bölgesi. Kemikler Koyundan önce yer alan Gradište Plajı daha çok gençlere hitap eden renkli ve eğlenceli bir plajken, diğerleri daha çok ailelere veya huzurlu bir atmosfer tercih eden ziyaretçileri ağırlıyor.
Labino Plajı ise Kaneo Kilisesinin ötesindeki kıyıda. Kalabalık olmayan küçük ve taşlı bir plaj. Temmuz ve ağustos aylarında en kalabalık dönemini yaşayan plajlara gitmek için en uygun zaman ise sabah saatleri. Ohrid plajlarına giriş ücreti yok ancak şemsiye ve şezlong gibi olanaklardan yararlanmak isterseniz bunlar için ücret ödüyorsunuz.
Her yıl temmuz ayının ikinci yarısında Ohri Gölü yüzme festivali de izleyicilere açık olarak düzenleniyor.Gölü gezmek için küçük liman içinde tekneler bulunuyor. Ohrid kıyılarında çok sayıda kilise ve büyüleyici yürüyüş yolları bulunuyor. Doğu kıyısındaki ormanlık sırt, doğa tutkunları için bozulmamış bir vahşi doğa harikası alan Galicica Milli Parkına ait.
Bu coğrafyada yan yana üç mavi boncuk gibi dizilmiş 3 tane göl var. Ohri Gölü, Prespa Gölü ve Küçük Prespa Gölü. Bu üç gölün hiçbiri de tek ülkeye ait değil. Ohri Gölü, Makedonya ile Arnavutluk arasında, en küçüğü Küçük Prespa Gölü, Yunanistan ile Arnavutluk arasında paylaşılırken, ortadaki ve ortancası Büyük Prespa Gölü ise Yunanistan, Makedonya ve Arnavutluk arasında bölüşülmüş.
11. Aziz Naum Manastırı
Aziz Naum Manastırı (St. Naum Monastery), Ohrid kent merkezinden 29 km Arnavutluk sınırına yakınında yer alıyor. Ohrid’e ‘Balkanların Kudüs’ü’ unvanını getiren çok önemli bir dini yapı. Ortodoks Hristiyanlığın en eski manastırlarından biri. Ohri Gölü kıyısında, Srno Drim nehrinin göle karıştığı noktada, göle bakan bir uçurumun üzerine kurulu.
St. Naum Manastırı, Kiril alfabesinin bölgede yayılmasına öncülük eden ve Hristiyanlığa katkıları olan Aziz Naum tarafından 905’te yaptırılmış. kilise, Kutsal Başmelekler Mikail ve Cebrail’e adanmış. Aziz Naum da kilisede gömülü. Yüzyıllar boyu yenilenerek büyütülen manastırın, ikona ve fresklerinin çoğu 16. ve 17. yüzyıl tarihli.
Kilisedeki yazıtlar, Slav okuryazarlığının en eski epigrafik kanıtlarından bazılarını oluşturuyor. İçeride fotoğraf çekilmesine izin yok, ancak ben papazlardan izin alarak bolca fotoğraf çektim. Manastır, haftanın 7 günü 09.00-17.30 arası ziyarete açık ve ücretsiz. Saint Naum’un çevresi ise turistler ve yereller için tam bir sayfiye yeri. Kıyıları plaj olarak kullanılıyor.
Buradaki su Prespa Gölü tarafından besleniyor ve şaşırtıcı derecede berrak. Gölde teknelerle gezi yaparken göl yatağından fışkıran kaynak suyu görebiliyorsunuz. Geleneksel tatlar sunan restoranlarda ulusal giysiler içindeki gençler hizmet veriyor. Tavus kuşları bahçelerde dolaşıyor, miss gibi de bir havaya sahip. Ohri’den St Naum’a giden teknelerle 10.00’da gidip St Naum’dan 15.30’da dönebilirsiniz. Yaklaşık 10 € tutuyor.
12. Bay of Bones Müzesi
Bay of Bones (Kemikler Koyu), St. Naum Manastırına giderken yol üstünde görebileceğiniz bir su müzesi. Müzede göl üzerinde kazıklara oturtulmuş saz ve tahtadan yapılmış antik dönem ev modellerini geziyorsunuz. MÖ 1200 ile 700 yıllarına kadar uzanan tarihte, bölgede yaşamış insanların nasıl yaşadığına dair bilgiler veriyor.
Aziz Naum Manastırına giderken yol üstünde olduğundan kısa vakit ayrılıp gezilebilir. ⏰ Bay of Bones Müzesi ziyaret saatleri 09.00-17.15. Müze, pazartesi günleri ziyarete kapalı 🔐 Bay of Bones Müzesi giriş ücreti 100MKD, indirimli bilet 50MKD.
13. Prespa Gölü ve Galičica Milli Parkı
Prespa Gölü, nefis sahil şeridi, olağanüstü berrak suları, bozulmamış doğası ve üç milli parkı ile vaktiniz çok ise ziyaret planınıza ekleyebileceğiniz bir yer. Arnavutluk, Yunanistan ve Makedonya tarafından paylaşılan gölün Makedonya bölümü en iyi korunmuş doğaya sahip. Prespa, Ohri Gölü’nden sonra Makedonya’nın ikinci büyük gölü.
Ohrid’den Galicica Milli Parkını geçerek Prespa Gölüne gitmek bir saatten kadar sürüyor. Balkanlar’ın en yüksek tektonik iki gölü birleşerek Prespa Gölü oluşturuyor. Kuş gözlemcilerinin sevdiği göl, 260’tan fazla kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Göl ve çevresinde su seviyesi düştüğünde, 11. ve 12. yüzyıllardan kalma eski yerleşimler su yüzüne çıkıyor.
Galičica Milli Parkı, Ohri Gölü ile Prespa Gölü arasındaki Galiçya Dağı (Galichica) boyunca uzanıyor. Ohri tarafına daha yakın konumda yer alan Aziz George’a adanan şapel, göl ve çevresindeki manzarayı en iyi şekilde görebileceğiniz nokta. Galičica Milli Parkı her gün 09.00-17.30 arası ziyarete açık. Giriş ücreti kişi başı 100MKD, araç için de 150MKD alınıyor.
Göl çevresinde yer alan bir restoranda balık yemiştim. Araçla seyahat ediyorsanız bir gününüzü Bay of Bones, Sveti Naum, Galicica Milli Parkı, Prespa Gölü ve Bitola kasabası rotasına ayırın.
14. Struga
Struga, Ohrid Gölü kıyısında yer alan küçük ama şirin diyebileceğimiz bir şehir. Makedonlar ‘Struga gibi başka bir yer yok’ sözünü sık sık kullanıyorlar. Struga, komşusu Ohrid ile kıyaslanınca daha sakin ve huzurlu bir yerleşim yeri. Her yıl 21 -27 Ağustos’ta düzenlenen sanat geceleri, şiir festivalleriyle tanınıyor.
Makedon şiirinin kurucusu olarak kabul edilen Konstantin Miladinov’un T’ga za yug (Güney için hasret) şiiri anısına 50 yıldan uzun bir süredir şehirde Şiir Festivali düzenleniyor. Festival edebiyat sevdalılarını şehirde buluşturuyor.
Göl kıyısında uzun yürüyüşler yapmak çok keyifli. Struga üniversite şehri olduğundan sokaklarda ve kafelerde gençleri sıklıkla görüyorsunuz. Gençlerin doldurduğu Ohri Gölü kenarındaki kafelerde de uzun uzun oturmuştum. Ohrid’e gitmişken yarım gününüzü ayırıp ziyaret edebileceğiniz bir şehir. Ohrid merkezden kalkan dolmuşlarla gitmiştim.
15. Bitola
Bitola, Osmanlı Döneminden bu yana Türklerin Manastır olarak adlandırdığı bir yerleşim yeri. Makedonya’nın ikinci en büyük şehri. Ohrid’e oldukça yakın sayılır. Şehir, zengin tarihi geçmişinin yanı sıra doğal güzellikleri ile görmeye değer.
Kalabalık, karmaşa, trafik ve stres gibi sorunlardan bir hayli uzakta, yaşamın kendi halinde devam ettiği bir şehir. Yürüyerek rahatlıkla gezilebilen bir şehir olan Bitola’da Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri lise eğitimini aldığı Manastır Askeri İdadisi, şehri ziyaret eden Türklerin mutlaka uğradığı tarihi yapı.
Stara Čaršija, Osmanlı döneminde 3 bin sanatçının tezgahlarını açtığı ve günümüzde ise sadece 70 farklı dükkânın kaldığı gezmesi oldukça keyifli olan eski bir Türk pazarı. Bitola’nın Sirok Sokağı da şehrin en güzel ve en tarz caddesi. Rengarenk cepheli binaları ve Avrupa ülkelerinin fahri konsolosluk binaları şehrin Osmanlı dönemindeki sofistike dönemini öne çıkartıyor.
Dar sokaklarındaki eski evleri, kiliseleri ve manastırları, zengin kültürel yapısı, yemyeşil doğası ve pırıl pırıl gölüyle Ohrid, gerçekten de inci kadar güzel bir şehir. UNESCO Dünya Mirası listesindeki yerini hak ediyor.
Görenlerin pişman olmadıkları, tekrar görmeyi arzu edecekleri bir şehir. Ben çok sevdim, mutlaka görün!😍😍
Ohrid gölünün doğu kıyısında bulunan, Makedonya’nın küçük ve güzel bir şehri ve Kiril alfabesinin doğduğu yer. Ohrid ve Ohri gölü aynı zamanda UNESCO tarafından doğal ve kültürel dünya miras alanları içinde yer alıyor. Şehrin dokusu Safranbolu evlerini andırıyor.
Arkeolojik bilgilere göre Ohrid 6000 yıllık bir geçmişe sahip. Bu şehir 1395 senesinde Osmanlı İmparatorluğu’na dahil edilmiş. Bu nedenle de kentte Osmanlı’dan kalan çok sayıda yapı var.
Ayrıca Makedonya’da, El Yapımı Kağıt Üretimi Gerçekleştiriliyor. Makedonya’nın Ohri kentinde küçük bir atölyede Çin’de yüzyıllar önce kullanılan teknikle kağıt üretiliyor ve baskı yapılıyor. Osmanlı Devleti’nden kalma Safranbolu evlerine benzer mimari yapısıyla dikkati çeken Ohri’de küçük bir atölyede, Nino Panevski, Çin’de 2. Asırdan beri kullanılan, Balkanlara ise 16. yüzyılda gelen teknikle el yapımı kağıt üretimi gerçekleştiriyor.
Bunu ilk defa duyuyorum ve şimdi sadece bunun için bile yine gitmek arzusundayım.
Ohri’ye biz de aşık olduk ailece. Geçen yaz sadece 3 gün geçirdik ama bizim gibi sindire sindire gezmeyi sevenler için yetmedi diyebilirim. Gölde 1-2 saatlik tekne gezintisi yapın, Kalenin civarındaki korularda piknik tavsiye benden.
St. Naum yolunda sık sık mola ve böğürtlen ziyafeti, pastrımkası, dondurmaları, Türk Çarşısı ve insanları ile bağımız da olması sebebi ile unutulmaz bir şehir. Eylül 2014’teki Makedonya gezimizin en güzel en dinlendirici şehri oldu. Herkese tavsiye ederim. 👍
Görünce bir daha gitmek istedim çok güzel bir yer. İncisi meşhur gölde yaşayan bir balıgın pulundan elde ediliyormuş.
Ohri nereye yakin. Üsküp’ten başka hangi şehri gorebiliriz Ohri yakinlarindaki?
Makedonya’nın güney batısında, Yunanistan sınırına yakın. Bitola (Manastır), Struga hatta Yunanistan’a geçip Selanik’i ziyaret edebilirsiniz.
Ohrid Doğa Parkı. Müthiş! Unesco korunmasında. Tanrı cenneti yaratırken bir parçasının buraya düştüğü söylenir 😍😍
Orhid büyülü bir şey. Hayatında İlk defa doganın ruhuna girdim, Orhid de. Beni gölün üstüne attı bir ruh gibi dolaştırdı durdu. Ben ben de degildim, cennetin yerinde oldugumu anladım. Şaşkınlıkla kımıldamadan kaldım. İşte yasadıgım anlar, farkettıgım hayat ve huzur duyduğum mekân.
Tüm yardımcı olan yureklere selam olsun. Berber Şerafettin amcayı tanıdım. İnsanlığım için büyük şans. Öyle bir enerji ki, işte İnsan işte doğa diyorsunuz. Pansiyon sahibi Fuat bey, zamanımı kaliteli degerlendirmeme aracılık etti, onun içinde şanslıyım. Dostluklar hayatın tamamı. El verenlere yürekli selamım olsun, saglik olsun.
Ohrid’e Üsküp ve Bitola (Manastır) dan sonra gittim. Beni en çok eğlendiren olay göle doğru inen çarşı caddesinde gördüğüm Fenerbahçe ve Polat Alemdar baskılı kupalar ve baba evi dizisi oyuncularının fotoğraflı asılı fotoğrafçı dükkanı olmuştu. Doğruyu söylemek gerekirse Makedonya’da en çok Ohrid’i sevdim. Mutlaka görülmeli…
Merhaba, yakın zaman da derneğimiz ile Makedonya’yı da kapsayan bir balkan gezisi organize etmek için arayış içerisine girdik. Bir çok firmadan teklif aldık. Yaklaşık 30 kişilik üye katılımını hedefledik. Hem firmalar içerisinde hem de programlar içerisinde en hesaplı olanı bulmaya özen göstermeye karar verdik.
Güvenilir olması konusunu ise hiç saymıyorum. Böyle bir organizasyona girişeceksek biraz pahalıya gidelim ama güvenilir bir firma ile gidelim düşüncemizi ön plan da tuttuk.
Türkiye’nin önde gelen firmalarından teklifler istedik. Kimisi hiç kaale almadı, kimisi baştan savma teklifler gönderdi. Sorularımıza kaçamak, yuvarlak cümleler ile cevaplar aldık. Her ne kadar bilindik ve güvenilir firmalar da olsa bu ilgisizlikleri canımızı sıkmıştı.
Daha sonra otobüs şoförü bir arkadaşımıza bu konuyu açtım. Kendisi bana İzmir’den bir firma önerdi. İnternetten bu firma üzerinde araştırmalar yapmaya başladım. Facebook vs. gibi sosyal medyada turlarında çekilmiş bir çok fotoğraf gördüm. Hatta firma sahibinin kişisel instagram sayfasına ulaşarak buradaki yayınlarını gördüm. Mail atıp teklif istemeye karar verdim.
Firma sahibi cep telefonumu isteyerek bölge ile ilgili gitmeden önce bilmem gereken önemli hususları anlattı. Çok iyi bir enerji yakaladık. Referanslarını, bilgisini, tecrübesini kurduğu cümle ve anılarından bana gayet ciddi şekil de hissettirdi. Ben kendisinden teklif istedim. Bana hem otobüs ile hem de uçak ile olmak üzere 2 teklif iletti. Teklifler o kadar detaylıydı ki şaşırdım. Günlük yapacağımız kilometreler, yiyeceğimiz yemekler, kalacağımız oteller hepsi yazılmıştı.
Biz teklifi onayladıktan sonra ödeme süreçleri başladı. Ödeme süreçlerinde takıldığımız bazı şeyler oldu. (Zamanında ödeme yapamayan vs. gibi üyelerimiz). Firma sahibi bu ödemeler de o kadar kolaylıklar sağladı ki anlayışı ve sabrı bir kez daha doğru yerde olduğumuza beni inandırdı.
Günler yaklaştıkça acaba bir sorun olur mu? Düşüncesi hep kafamdaydı. Kendisi ile 2-3 günde bir konuşur olduk. Ne zaman ki ben de zaten sizinle geleceğim dedi o zaman içim rahatladı. Zaten kendisi önemli bir durumu olmadığı sürece tüm gruplara eşlik etmeyi ilke edinmiş.
Uzatmayacağım dolu dolu 7 günlük bir Balkan turu yaptık. Rehberimiz, aracımız, kaldığımız oteller ve firma sahibi genç kardeşimiz Mehmetcan Özdemir’in ilgi, alaka ve bölge ile ilgili tecrübeleri sayesinde sorunsuz bir tur yaptık. Şimdi üyelerimiz yeni bir tur bekliyor. Bu yerel firmayı özellikle Balkanlar düşünenler var ise tavsiye ediyorum. http://www.bellimatur.com
Ohrid, tekrar bu memlekete gelmeliyim dedirten şehirlerden. Ohrid’de zaman yavaş, serin bir nehir gibi akar. Üsküp’deki heykel çılgınlığından sonra Ohrid insana derin nefes aldırır.
Şanslıysanız güneşin doğuşunu izleyeceğiniz bir odada uyanırsınız güne. Kahvaltıda dana çorbasıyla gezerken sizi dinç kılacak enerjiyi alırsınız. Sonra bütün şehri sabahtan akşama kadar yürüyerek gezersiniz. Osmanlı evleri, kale, trileçe, geleneksel kağıt fabrikası, inci dükkanları sizin duraklarınızdan bir kaçıdır. Tabi güneşin batışının tadı en iyi göl kenarında çıkar.
Ohrid için uzun zamanlara da ihtiyacınız yoktur. Hafta sonu iki gün yeter bu küçük şehre. Ama benim daha çok vaktim var derseniz de Ohrid, yok istemem demez.
Her 2 yılda akrabaları görmeye gideriz ailecek. Hem dinlenir, hem huzur bulur hem tatil yaparız. Görmemiş olanlara tavsiye ederiz Ohrid’i.
Temmuzda oradaydım daha gecen yaz, hatta yüzdük, Inex Gorica da kaldık. Ohrid çok güzel, Matka Kanyonu da şahane!
Herkese özellikle güzel yorumlarınız için teşekkür ederim. Ben Temmuzda evleneceğim ve eşimle balayına Ohrid’e gitmeyi tavsiye üzerine uygun gördüm. Otel ve uçak biletlerini aldım (5 günlük bir tatil planı ayarladım). Sizlere birkaç sorum olacak. Cevaplarsanız sevinirim.
1. Üsküp’den ohride ulaşımı nasıl sağlayabilirim. Çünkü Üsküp’e inişim 19:55 bu vakitten sonra ulaşım nasıl olur? O gece Üsküp’de kalıp ertesi gün mü Ohrid’e geçeyim? Araba kiralayım mı?
2.Yanıma TL mi alayım Euro mu alayım?
3.Havalanında para bozdurabilir miyim?
4.Balayım olduğumdan dolayı önereceğiniz ve dikkat etmem gereken hususlar var mı?
Üsküp’te kalın 1 gece.
Yanına elbete Euro veya Dolar alman gerekiyor. TL’Nin uluslararası geçerliliği yok bildiğiniz üzre.
Uluslararası havalimanlarında döviz büroları vardır.
Keyfini çıkarın.
Ohrid’de 3 gün kalma fırsatım oldu. 2011 yılı Temmuz ayında Halkoyunları festivaline gitmistik. Ohri gölü ve St Naum Manastırı’nın olduğu bölgeyi gezdik. Muhtesem bir doğası var. Çektiğimiz fotograflar tablo gibi 🙂 Ohri Gölü’nün doğus yerinin kaynagını da görme sansımız oldu.
En güzeli de gölde sandalla yapilan gezinti oldu. Tesadüf aynı anda birden fazla sandal ve sandalda dügün kutlaması yapanlar vardi. Balkan müzikleri esliğinde gölde gezinti muhtesemdi. Ezgilerin ortak olması bizlerin de onlara katılımını sağladı. Kısmet olursa tekrar Ohri gölünü görmek istiyorum. Mutlaka görülmesi gereken yerler listesine eklenmesi gerekir. 🙂
Turla Ohrid’e gitmiş ve 2 gece Struga’da kalarak Ohrid ve Üsküp’ü gezmiştik. Ohrid, doğal güzelliği, iklimi, tertemiz havası, Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden evleri ve çarşısı ile kendinizi yabancı hissetmeyeceğiniz huzur dolu bir yer… Gölde tekne turu yapmadan, Makedon böreği ve triliçenin hasını yemeden ve Ohrid incisinden takı almadan gelmeyin, pişman olmayacaksınız….