Hem vizesiz olsun hem ucuz uçak bileti olsun hem de uzak olmasın bir de pahalı olmasın diye hem de çıkmışken birkaç ülke ve şehir gezeyim diye düşünenlerdenseniz vereceğim rotayı seveceğinize eminim. Tiran başlangıçlı ve Saraybosna dönüşlü Balkanlar rotası her yönüyle seyahat severleri tatmin edecek zenginliğe sahip. Bir yanda henüz otantikliğini koruyan kasabalar, diğer yanda Orta Çağ surları arasında dolaşabileceğiniz şehirler ve enfes lezzetler sizi bekliyor.

Yapmanız gereken tek şey ucuz biletinizi zamanında kapıp yola düşmek ve yolun getirdiklerine kendinizi bırakmak. Vizesiz Balkanlar rotasındaki şehirler küçük olduğundan yürüyerek gezmesi kolay. Araç kiralayıp gezmek en güzeli ama benim gibi tamamen toplu taşıma ile gezmek de mümkün. Bu rotayı yıllar önce kış mevsiminde yapmıştım. Bu defa mayıs ayında bu güzel şehirleri göreyim diye atladım Pegasus Hava Yolları Tiran uçağına ve rotaya Arnavutluk’la başladım.

Vizesiz Balkan Turu

Arnavutluk’un başkenti Tiran’dan başlayın

Arnavutluk, keşif açısından tam bir hazine ve üstelik çok da ucuz. Bir yanda olağanüstü kumsalları var, diğer yanda UNESCO Mirası kasabaları, enfes doğası ve misafirperver insanları. Avrupa’da henüz keşfedilmemiş yerler arasında dahi sayılabilecek çok sayıda yeri var. Ülkenin en az çekici olan yeri Tiran ile ilk karşılaşınca ülkeye karşı bir önyargı oluşabiliyor. Oysa Arnavutluk güzel ve bakir bir ülke henüz. Zamanla daha da ünleneceğine eminim.

Dajti Dağları eteğinde, düz bir ovada kurulu olan başkent Tiran’ın içinden batıdan doğuya uzanan Lana Nehri geçiyor. Osmanlı Paşası Süleyman Bey tarafından 1614’te kurulan şehir, 1990’daki rejim değişikliğinden sonra hızla artan nüfusu ile Balkanların en büyük kentlerinden birine dönüştü.

Malta

Pegasus uçağı öğleden sonra Tiran’a varıyor. Havalimanının karşısında bekleyen otobüslerle şehir merkezine gitmek 16TL. Valizinizi hemen otelinize atıp ünlü İskender Bey Meydanı’na geçin. Burası Yapımı 1823’te tamamlanan Ethem Bey Camii, 19. yüzyılda inşa edilen Kaplan Paşa Türbesi, Bilinmeyen Partizanlar Anıtı ve tam karşısındaki Sekiz Sütunlu Türbe ve İskender Bey Heykeli ile şehrin kalbi. Arnavutluk’un da en büyük müzesi olan Ulusal Tarih Müzesi ve 35 metre yüksekliğindeki Tiran’daki en yüksek yapı Saat Kulesi de burada.

Günümüzde kentin en popüler yeri olan Blok bölgesi, meydandan yürüyerek 10 dakika uzaklıkta. Tiran gece hayatının attığı yer de burası. Günü bitirmek için çok nefis cafe ve restoranların var. Blok bölgesi dışında takılabileceğiniz Rruga Kavajes (Kavajes Caddesi) ve çevresinde çok iyi restoranlar ve çok güzel tasarım cafeleri var. Türk yemekleri tercihiniz olacaksa bu bölgede birkaç restoran var. Stephia e Qoftes benim tavsiyem. Rruga Kavajes Caddesinin ortasından geçen ve İskender Bey Meydanına bağlanan yürüyüş yolu nefis. Konaklama tercihiniz bu caddeye yakın olsun.

Tiran’daki ikinci gününüzde erkenden kalkıp otobüse atlayın ve Dajti Dağına teleferikle çıkın (Gidiş-dönüş 8€). Arnavutluk doğasının ne kadar güzel olduğuna burada şahit oluyorsunuz. Oldukça da uzun bir teleferik yolculuğu, keyfini çıkarın. Teleferiğin olduğu zirvede hoş bir de restoran var. Ballkoni Dajtit adlı restoranın yemekleri de enfes. Ayran istediğinizde yoğurdu alıp, gelip masanızda ayran yapıyorlar.

Tekrar Tiran’a dönüp valizinizi kaptığınız gibi Regional Bus Terminal – South Albania otobüs terminaline geçin. Sabah 05.40’tan akşam 17.00’ye kadar buradan sonraki rota önerim olan Berat şehrine otobüsler kalkıyor. 2 saat yolculuk sonrası kendinizi Balkanlar’ın en güzel şehirlerinden birinde buluyorsunuz. Sadece Berat’ı görmek için bile Arnavutluk’a gidilir.

UNESCO Mirası Berat’ın beyaz badanalı evlerinin arasında dolaşın

Berat, tarihi evleriyle Safranbolu’nun ikiz kardeşi gibi, biraz da Amasya havası var. Çok pencereli beyaz boyalı evleri nedeniyle ‘Bin Pencereli Şehir’ olarak da adlandırılıyor. Osmanlı İmparatorluğunun beş asır hüküm sürdüğü, 2400 yıllık geçmişe sahip olan şehir 2008’de UNESCO Dünya Mirası Listesine dahil edildi.

Beyaz badanalı evlerin arasında uzayan Arnavut kaldırımlı dar sokakları dolaşmaktan keyif alacağınıza eminim. Osmanlı coğrafyasının mimarisi en iyi korunmuş şehirlerinden biri. Mardin’i andıran, teraslar halinde sıralanan evlerin önündeki vadiden Osumi Nehri akıyor.

Safranbolu’yu andıran bu Müslüman mahallesinin tam karşısında ise Orta Çağ mimarisini korumuş Hristiyan mahallesi yer alıyor. Her iki bölge de gezilip görülmeye değer. İster Müslüman mahallesinde bir konakta kalın, ister Hristiyan mahallesinde bir taş evde. Hostellerin çoğu da Hristiyan mahallesinde yer alıyor.

Daha önceki seyahatimde bir aile işletmesi olan Lorenc Guest House’ta kalmıştım. Şimdilerde mekân daha ünlü bir hostele dönüşmüş. Bu seyahatimde ise Gorica Köprüsünün Hristiyan Mahallesine vardığı noktada, tama da köşede olan bir taş evde kaldım. Asırlık bir taş binada yer alan, henüz restore edilmiş Vila 4 Otel (25€) kusursuz bir güzel. Üstelik enfes bir kahvaltısı da var.

Berat Kalesi, Gorica Köprüsü, Ulusal Etnografya Müzesi, Halveti Tekkesi görülmesi gereken yerler. Berat’ta en az 1 gece konaklayın, gezilecek yerlere zaman yetmezse ertesi sabah kalkıp gezin.

Şehrin birkaç kilometre dışında otobüs terminaline yine belediye otobüsü ile gidin. Oradan da sonraki rota İşkodra’ya gitmek için önce Tiran’a oradan da İşkodra’ya geçin. Tiran’dan İşkodra’ya giden minibüsler Zogu I Zi Meydanı yakınındaki Pallati Sportit Asllan Rusi Bus Terminalden kalkıyor. Tiran-İşkodra yolculuğu yaklaşık 3 saat sürüyor.

Benim vaktim çok diyenlerdenseniz yönünüzü güneye çevirin. Ülkenin UNESCO Listesindeki diğer kasabası Gjirokaster (Ergiri) kasabasına gidip 1 gece kalın. Sonrasında da ülkenin en güzel sahillerinin ve enfes koyların olduğu Ksamil, Vlore veya Sarande’ye deniz keyfi için geçin. Bu rotayı araçsız yapmak oldukça zahmetli ve zaman istiyor.

İşkodra’da mola verin

İşkodra, MÖ 4. yüzyıla uzayan geçmişiyle Arnavutluk’un en eski yerleşim yerlerinden birisi. Balkanlar’ın en büyük gölü İşkodra Gölü yakınlarından kurulu. İşkodra Gölü Karadağ ile sınır oluşturuyor. Osmanlı’nın Balkanlar’da en son terk ettiği şehirde dönemin yansımalarını dört bir yanında görebiliyorsunuz. Berat gibi çok tarihi bir şehir beklemeyin tabi.

İşkodra’nın en hareketli noktası olan trafiğe kapalı Kolë Idromeno Caddesi boyunca uzanan çok iyi mekanlar var. Buradaki restoranlar Arnavut mutfağının lezzetlerini de sunuyor. Pizza’yı da çok iyi yapıyorlar. Caddenin hemen başlangıç noktasında görkemli Ebu Bekir Camii yer alıyor.

İşkodra’da gezilecek yerlerden ilki Rozafa Kalesi, Bojana ve Drin nehirleri ile çevrili, kentin manzarasının en güzel göründüğü nokta. Arnavutluk’un en ünlü ve büyük kalesi olarak bilinen kale içerisinde bir mezarlık, çan kulesi, Osmanlı, Venedik ve Orta Çağdan kalma pek çok yapı bulunuyor. Enver Hoca’nın zulüm yıllarında İşkodra’da yıkmadığı tek Camii olan Buşatlı Mehmet Paşa’nın yaptırdığı Kurşunlu Camii ve Arnavutluk’taki en büyük Osmanlı köprüsü olan Mes Köprüsü gezilecek yerler arasında.

Her sabah 10.00 ve öğleden sonra 13.20’de İşkodra’da Budva’ya direkt giden otobüsler var. Ortalama yolculuk 3 buçuk saat sürüyor. Otobüs için durağa giderken taksiyle İşkodra-Budva ulaşımını otobüs fiyatına yapacağını söyleyen biriyle tanışınca kabul ettim. Otobüs fiyatına Mercedes taksi ile Podgorica üzerinden Budva’ya geççtim (14€).

Balkanlar coğrafyasında Orta çağ dokusu çok iyi korunmuş şehirler var. Arnavutluk gezisi sonrası görmeniz gereken en güzel şehirlerden olan Karadağ’ın güzel şehri Budva da bunlardan biri.

Budva’da Orta çağ surları arasında kaybolun

Budva, eski şehir bölgesi olan Stari Grad, olduğu gibi Orta çağ dokusunu korumuş. Sırtını dağ yamaçlarına, yüzünü denize çevirmiş şehirde, Adriyatik’in maviliğine kendinizi bırakabileceğiniz hoş plajlar uzanıyor. Oldukça renkli geçen gece hayatı ile keyifli bir Balkan şehri burası.

Karadağ’ın en popüler şehri Budva’nın tarihi kent kapılarından girdiğinizde zamanda tarihte yolculuğa çıkıyorsunuz gibi. Budva Stari Grad, yüksek ve korunaklı kale duvarların arkasında labirent gibi uzayan Arnavut kaldırımlı dar sokakları da Venedik döneminden kalma aristokratik yalılar, kiliseler ve mekanlar sıralanıyor.

Budva’nın birkaç km doğusunda yer alan Sveti Stefan Adası ise surlarla çevrili bir adacıkta kurulmuş lüks bir tatil yeri. Ana karaya kısa bir geçitle bağlı olan ada Karadağ’ın en ikonik manzaralarından birine sahip. İlk kez otele dönüştürüldüğü Yugoslav döneminde Sophia Loren, Elizabeth Taylor, Sylvester Stallone ve Richard Burton gibi ünlüler kalmış.

İçeri girip gezmeniz için otel müşterisi olmanız gerekiyor. Adaya girilemese de yol üzerinden fotoğraflanmak ve izlemek için gitmeye değer bir güzelliğe sahip. Budva’dan Sveti Stefan’a giden ve her 20 dakikada bir kalkan otobüsler sabah 6’dan gece 10’a kadar her yarım saate bir kalkıyor.

Budva’da 1 gece konaklamak yeterli. Budva’ya geldiğiniz gün şehrin tarihi Orta Çağ kentini, müzelerini ve kıyılarını gezin. Ertesi gün de erkenden kalkıp Sveti Stefan’a gidip sonrasında Karadağ’ın diğer güzel şehri Kotor’a geçin. Budva otobüs terminali şehrin merkezinin birkaç km dışında kalıyor, yürüyerek de gidilebilir. Buradan sık sık Kotor’a kalkan araçlar var.

Kotor’un UNESCO mirası körfezini kaleden izleyin

Kotor, dünyanın en güzel körfezleri arasında ilk onda yer alan Kotor Körfezi etrafına kurulmuş Karadağ’ın belki de en güzel şehri. Budva’dan 45 dakikalık bir yolculukla Kotor’a ulaşılıyor. Görkemli taş yapıların süslediği sokaklara sahip tarihi şehir merkezi Stari Grad ve yanına kurulu olduğu Kotor Körfezi UNESCO Listesinde yer alıyor.

Konaklamanızı, Venediklilerin 15 ve 17. yüzyıllar arasında inşa ettiği muhteşem surlar çevirili Kotor’un eski şehir merkezi Stari Grad içerisinde olacak şekilde ayarlayın. Kotor Old Town Hostel’de kaldım (25€).

Sur içine girdiğiniz andan itibaren muhteşem bir taş ev mimarisi ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Tam da sokaklarından kaybolunacak yer. Sarp bir dağın eteklerine kurulu şehrin manzarasının güzelliğini görmek için zirvede yer alan kaleye çıkın. Kotor Körfezi’nin fiyort benzeri eşsiz bir manzarasının güzelliği burada gözler önüne seriliyor.

Kale’ye çıkmak için iki yol var. Sabah 8’den önce giderseniz ücretsiz çıkabileceğiniz kaleye b saatten sonra çıkarsanız 8€ ödemeniz gerekiyor. Diğer yol ise Kotor Old Town’un sol arka kapısından çıkıp da köprüyü geçtikten sonra sağa sapan ve Old Town’un kurulu olduğu yamacı arkasından dolaşan yol. Buradan çıkıp merdivenlerden inmek daha güzel. Mevsim ne olursa olsun bu kaleye çıkmak Kotor’da yapmanız gereken bir şey. Sabah erkenden çıkmak tavsiyem.

Kotor, 17. yüzyıldan kalma saat kulesi, 12. yüzyıldan kalma Roma katedrali, Denizcilik Müzesi, şık butik oteller ve deniz ürünleri restoranları gibi birçok güzelliğe sahip. Sokak aralarında çok güzel konsept kafeler ve butik dükkanlar yer alıyor. Labirent gibi sokakların her birine girip çıkın. Kotor’un ünlü kedileriyle her yerde karşılaşıyorsunuz. Hatta kedi müzesi dahi var ziyaret etmek isterseniz.



Tivat’ın havalı atmosferini soluyun

Tivat, Kotor’a sadece 12 km uzaklıkta yer alan küçük bir kasaba. Dünyanın en lüks ve büyük süper yat limanlarından biri olan Porto Montenegro burada. Sahil boyunca sıralanan mekanlarıyla oldukça da elit bir havası var. Körfez çevresindeki Orta Çağ dokusundan uzak havalı bir atmosferi var.

Araç kiralayarak veya Kotor Old Town’ın önünden kalkan otobüslerle gidilebilir. Biletinizi otobüste alabiliyorsunuz. Buradaki oteller daha ucuz, ama benim tavsiyem Kotor’da Old Town’da kalmanız şeklinde.

Porto Montenegro, hemen yakınındaki Denizcilik Müzesi ve şehrin yeşil kalbi Veliki Gradski Park gezilebilir. Birkaç saatinizi Tivat’ı gezmeye ayırıp Kotor’a dönün. Oradan da Perast’a geçmek iyi fikir. Kiralık aracınız varsa feribotla deniz tatili kasabası Herceg Novi’ye de gidip gördükten sonra Perast’a geçin.

Perast’ın Orta çağ atmosferini yaşayın

Perast, Kotor Körfezi’nde kendine has bir dokusu ve atmosferi olan küçük, sevimli, tarihi bir kasaba. Kotor Körfezine nazır yamaçta kurulu olduğundan, basamak şeklinde yükselen taş evleri ve kilise kuleleriyle karşıdan bakınca masalsı bir görüntüsü var.

Şehrin sadece bir ana caddesi var. Kotor Körfezine paralel uzayan cadde boyunca butik oteller, nefis deniz ürünleri sunan restoranlar ve mekanlar sıralanıyor. Ana caddeden kasabanın içlerine uzayan sokakları ise labirent gibi. Gördüğünüz taş evlerin çoğu 17. ve 18. yüzyıldan kalma. Şehrin her biri sanki özenle tasarlanmış eski sokaklarını ve kiliselerini gezmek 1 saat bile sürmüyor.

Kasabada müzelerin ve kiliselerin dışında en önemli yer Kotor Körfezi’nde iki küçük adacıktan biri olan Kayalıklar Leydisi (Our Lady of The Rock) ve St.George Adası. Our Lady of Rocks Adası üzerinde bir şapel barındıran yapay bir ada. St.George Adası ise 12. yüzyılda yapılmış manastırıyla doğal bir ada. Her iki ada da zaten enfes olan Kotor Körfezi manzarasını daha da kartpostal görüntüsüne bürüyor. Günbatımına yakın Perast’ın denize sıfır mekânlarından birine oturup akşam yemeği yemek benden size bir tavsiye.

Mostar Çarşısında kendimizi Anadolu’da hissedelim

Mostar, UNESCO Dünya Mirası Listesinde bulunan Tarihi Mostar Köprüsü ile ünlü. Fatih Sultan Mehmet döneminde Osmanlı topraklarına katılmış olan Mostar’ın çarşısında dolaşırken kendinizi Anadolu’nun tarihi çarşılarından birinde hissediyorsunuz.

Mostar’ın içerisinden geçen Neretva Nehri üzerinde dünyanın en zarif köprülerinden Mostar Köprüsü yer alıyor. Osmanlı Dönemi taş köprüleri içinde efsanevi bir yeri olan Mostar Köprüsü, Mimar Sinan’ın öğrencisi Mimar Hayreddin tarafından 1566’da yapılmış.

Bosna-Hersek’te başlayan iç savaş sırasında Hırvat tankları top ateşiyle, 427 yıldır ayakta olan köprüyü tamamen yıkmış. Savaş sonrası Türkiye ve UNESCO desteğiyle Mostar Köprüsü aslına uygun olarak yeniden yapılmış. Estetiği ve şehrin dokusuyla oluşturduğu uyumuyla Balkanlar’da görülmesi gereken nadide eserlerden biri.

Mostar Çarşısının renkli ve ilginç hediyelik eşya dükkanlarını gezin, yerel lezzetler sunan lokantalarda kebabın keyfini çıkarın. Koski Mehmet Paşa Camii, Osmanlı döneminden kalma az sayıdaki evlerden Müslüm Bey Konağı ve Biscevica Evi, Bakırcılar Çarşısı, Eski Köprü Müzesi ve Tara Kulesi Mostar’da görmeniz gereken yerler arasında.



MOSTAR’DA NEREDE KALINIR
Mostar’da kalabileceğiniz bütçeye uygun her türlü konaklama var. Mostar Köprüsüne yürüyerek 1 dk uzaklıktaki Hotel Emen, manzarası mükemmel Hotel-Restaurant Kriva Ćuprija ve Shangri La Mansion, her şeyiyle mükemmel Hotel Almira ve uygun fiyatlı Villa Globus, Hostel Miran ve Hostel Majdas, şahane konaklama seçenekleriniz.

Dervişlerin mekânı Blagay Tekkesi

Blagay Tekkesi, Mostar’a kadar gelmişken görülmesi gereken yerlerden biri. Mostar’da bir taksiciyle anlaşıp Blagay Tekkesi, Poçitel ve Kravitse Şelalesini kapsayan yarım günlük bir tur için anlaştım (60€). Bu bölgeyi toplu taşıma ile gezmek çok zaman alıyor.

Mostar’a 20 km uzaklıktaki Blagay, Mostar’ın da içinden de geçen ve Bosna-Hersek’in en büyük nehirlerinden biri olan Neretva’nın önemli kollarından biri olan Buna Nehri’nin doğduğu yer. Muhteşem bir doğaya sahip coğrafyada, Buna Nehri’nin kaynağının fışkırdığı dik yükselen kireçtaşı kayalıklarının hemen kenarında Blagay Tekkesi kurulu. Tekkenin cumbalı pencerelerinin altından nehrin inanılmaz suları akıyor.

Osmanlı’dan yaklaşık 100 yıl önce bölgeye Anadolu’dan gelen dervişlerce kurulan tekke, Boşnakların Müslümanlaşmasında çok önemli role sahip. Sarı Saltuk tekkenin önemli simalarından biri. Tekkede Sarı Saltuk’un ve Atik Efendi’nin kabri-makamı bulunuyor.

Tekkede tevhidhane, aşhane, derviş odaları, misafirhane ve türbe-makam odasını gezebiliyorsunuz. Tekkesinin hemen karşısından sıralanan restoranlar var. Oradan tekkenin şahane fotoğrafları çekilebilir.

Poçitel’in taş evlerini fotoğraflayın

Poçitel, Osmanlı İmparatorluğunun askeri gücünü gösteren ve aslında bir sınır karakolu olan görkemli bir yer. Boşnakça ‘Başlangıç Noktası’ anlamına gelen Poçitel, Neretva Nehri kenarından yükselen dik bir yamaca kurulu. UNESCO Kültür Mirası Listesi’nde de yer alıyor.

Meyve ağaçları arasına serpilmiş evler, temelinden duvarına ve çatısına kadar taştan inşa edilmiş. Dar taş sokakları, hamamı, medresesi, kervansarayı, evleri, camii ve namaz saatini gösteren saat kulesiyle tam bir Osmanlı kenti görünümünde.

Poçitel, benzersiz bir sınır karakolu kenti olduğundan etrafı kale surları ile çevrili. Köye girdiğinizde merdivenlerde el ürünü hediyelik eşya satan kadınlar ilgi görmek için gözlerinize bakıyor. Kaybolmadan yukarıya doğru çıkıp hem tabyadan hem de diğer uçta yer alan kuleden şehrin nefis manzarasını izleyin. Köyü gezmek için 1-2 saat ayırmanız yeterli.

Gizli güzellik Kravica Şelalesi

Kravica Şelalesi, Mostar’ın güneyinde, Lybuşki şehrinin yakınlarında yer alıyor. Adını neden daha önce hiç duymadım diye kendimce hayıflandım. Instagram’da görmüştüm ne de hakkında bilgim vardı. Balkanlar gezimde takipçilerimin önerisiyle gelmiştim buraya. Gördüğümde heyecandan gözlerimi alamadığım.

Trebijat Nehrinin suları 30 m yüksekten, birçok koldan inanılmaz şekilde aşağıya düşüyordu.120 metreyi bulan geniş bir alanda 10’dan fazla noktadan süt gibi aşağıya akan şelalenin döküldüğü yerde turkuaz yeşile çalan bir havuz oluşmuş. Suyun yazın bile soğuk olduğu gölette mayıs ayı olmasında rağmen gençler yüzüyordu.



Mostar’ın 40 kilometre güneyinde yer alan bölge milli park statüsünde ve giriş için 5€ ödemeniz gerekiyor. Ana girişten sonra 10 dakika yürüdüğünüzde şelalenin yanına varıyorsunuz. Et ızgara türü yemeklerin verildiği bir restoran, piknik alanı ve kamp yerleri var.

Saraybosna’da Bosna’nın ruhunu hissedelim

Saraybosna, Bosna Hersek’in başkenti ve Balkanlar’daki kültürel zenginliğe sahip şehirlerin en önemlilerinden. Arnavutluk’un başkenti Tiran’ndan başlayan vizesiz Balkan ülkeleri rotasının son şehri. Miljacka Nehri etrafında, onu çevreleyen yemyeşil tepelerin eteklerine kurulmuş.

Yüzyıllar boyunca Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Museviler bir arada yaşadığından Avrupa’nın Kudüs’ü olarak adı geçiyor. Estetik ve kültürel açılarıyla adeta Osmanlının bir özeti olan Başçarşı tüm otantik dokusuyla olduğu gibi duruyor karşınızda. Çarşının kalbinde yer alan Başçarşı Sebili, Saat Kulesi, Gazi Hüsrev Bey Cami ile Medresesi, Başçarşı ve Ferhadija camileri, Moriça Han, Bezistan görülecek önemli yerler.

Hepsi de UNESCO Dünya Mirası Listesinde. Yine birinci dünya savaşının başlamasına neden olan bir suikastin işlendiği Latin Köprüsü ve şehrin trafiğe kapalı yaya caddesi olan Ferhadiye Caddesi şehirde gezilecek diğer yerler arasında.

SARAYBOSNA’DA NEREDE KALINIR
🏨 Saraybosna’da gece hayatının merkezi olan Zelenih Beretki Caddesi üzerinde yer alan Hotel Europe Sarajevo, Başçarşı’ya da sadece birkaç dakikalık yürüme mesafesinde. Heritage Hotel Gate of Sarajevo, Hotel Villa Orient, ibis Styles Sarajevo ve Hotel Hecco Deluxe gayet güzel otel seçenekleri.

Hostel tercih edenler için ise nefis ve temiz bir hostel olan Passenger Guest House tavsiyem. Saraybosna’nın kalbinde, Başçarşı’ya sadece birkaç dakika yürüme mesafesinde, Türklerin işlettiği hostelden çok memnun kaldım. Ferhadiye caddesindeki Hostel Franz Ferdinand, daha önce iki defa konakladığım diğer bir hostel ✔︎

Pegasus Havayolları ile Saraybosna Havalimanından Sabiha Gökçen Havalimanına dönüş yolculuğu 1 saat 50 dakika sürüyor.

15 Yorumlar

  1. Ben Makedonya’ya gittim çok güzel bir yer 0 İngilizceyle bile gidebilirsiniz Türk çok var Üsküp ve Ohri’de özellikle gitmenizi tavsiye ederim efsane doğası ve tarihi yerleri var.

    Taksici Şenol abi hem yolculukta hem de çeviride bana çok yardımcı oldu.İnstagram hesabı da var uskuptaxi4 takip edebilirsiniz çok memnun kaldık.İsteyenler içinde araba kiralama yapıyor.numarası:+38972272121 Sizi Makedonya dışında bile istediğiniz her yere götürüyor. Prizren’e ve Budva’ya da gittik orası çok güzeldi gitmenizi tavsiye ediyoruz.

  2. Merhaba, 4 kişilik ailemizle benzer bir güzergah planlıyoruz. şehirler arası yolculuğumuzda toplu taşıma kullanacağız. araç kiralamanın fazla maliyetli olacağından endişe ediyoruz. Otobüs veya tren güzergahlarını nasıl araştırabiliriz? önceden bu konuda bilgi edinebileceğimiz bir site var mı?
    Gittiğimizde bu konuda problem yaşamak istemiyoruz. Sizce Balkanlarda ülkeler ve sehirler arası yolculukta neyi tercih etmeliyiz?

    • Önceden otobüs ve tren rotalarını planlamanız biraz zor ve kafa karıştırıcı olabilir. Gittiğiniz zaman kaldığınız otel veya insanlardan sorarsanız nereden nereye gideceğinizi söylerler. Zaten 4 kişiyseniz taksiyle otobüs istasyonlarına gitmeniz daha mantıklı. Kafanıza bir yerden diğer yre nasıl gidiliri şimdiden çok takmayın. Kolayca halledersiniz.

      Aynı rotadan geri dönecekseniz araç kiralamanız daha mantıklı:
      https://www.discovercars.com/?a_aid=yoldaolmak

      Ayrıca hangi şehirlere gidecekseniz o şehirlerin rehberi var blogda. O şehirlere nasıl gidilir bilgisi de rehberlerde yer alıyor. Sağ üzt köşedeki arama kutusuna şehrin adını yazın.

  3. Bu yaz Balkan turuna katıldığımda Budva’yı görme imkanım oldu. Tüm Balkanlar yemyeşil. İnsan bakmaya doyamıyor ve inanılmaz ucuz. Hemen hemen gitmediğim yer yok gibi, ama hayatımın en güzel seyahatiydi. Herkese tavsiye ederim.

  4. Vizesiz ve çok uygun fiyata tatil yapmak istiyorsanız direk Balkanlara gidin her yer çok güzel yeşil çok keyifli. Biz eşimle Temmuz ayında gittik Üsküp’e indik Pegasus ile uygun fiyatlı biletimiz önceden almıştık. Araç kiralayıp Üsküp’ten devam ettik, aracımızı Üsküpte Uskuper araç kiralamadan kiraladık yerli türk şirketi türkçe konuşabiliyorlar.

    Üsküp, Matka ve Ohrid, Aziz Naum kilisesine bayıldık. Arnavutluuk ve Karadağ çok güzeldi tam sezonuydu. Kardağ’ın sahil boyuyla ilerliyorsunuz yolculuk çok keyifli araç kiralayıp geze geze göre göre gitmek çok keyifli oluyor. Çoğu yeri görebilyosunuz gitmenizin bi anlamı oluyor. Bosna ve Sırbistan’a da bayıldık. Çok keyif aldık herekese tavsiye ediyoruz. Balkanları Üsküp’ten başlayın tam merkezi Üsküp her yere çok uygun konumda.

  5. Merhabalar,

    öncelikle yazınız cok yararlı olmuş , çok teşekkürler. keyifle okudum.
    kısmetse bizde 5 gece 6 gün (biraz kısıtlı zaman) tirana gideceğiz. ancak bu süre tiran için cok uzun sanırsam. ve aralık ayında gideceğimiz için oradan nereye gecmek mantıklı, ne önerirsiniz? tirandan araba kiralayarak gitme imkanımız olur mu? onerileriniz nelerdir? simdiden cok teşekkürler:)

  6. Harika bir yazı olmuş tebrik ederim. Seyahat etmeyi bu kadar şevklendirecek çok az yazı okudum. Ben de bu doğrultuda bir blog oluşturdum ve 11 gün süren Balkan maceramızı anlatıyorum (planlama,ulaşım vs). Herkese bol seyahat dolu gğnler diliyorum!

  7. Harika bir yazı olmuş, kaleminize sağlık. Birkaç sorum olacak kısmetse biz de temmuzda 14 gün kadar Balkanlar’da olacağız da.
    1- Kosova’ya inip oradan Sırbistan’a geçmeyi planlıyorduk fakat sorun çıkabiliyor olduğunu söylediler?
    2- Seyahat süresince sürekli kalacağımız otel vb. yerin rezervasyon belgesi ile mi dolaşmak zorundayız? Otel rezerve-iptal işlemleri için en mantıklı yol nedir? Her geceyi otel veya hostelde geçirmek gibi bir düşüncemiz yok?
    3- Şuan itibariyle Kosova-K. Makedonya-Sırbistan-Bosna-Karadağ gibi bir rota belirledik. Fakat 14 gün kalacağız acaba çok ülke gezeceğiz acaba hakkını verebilir miyiz? Yoksa yıpratıcı mı olur bizim için.

    Teşekkürler 🙂

    • Kosova-Sırbistan araı geçişlerde zaman zaman sorun olduğunu ben de duyuyorum. Bu hep sorun olduğu anlamına gelmiyor. Yapacak bir şeyiniz yok, nazik olun, sorulara net cevap verin.
      Sadece sınır geçişlerinde nerede kalacağınız sorulduğunda otel rezervasyonunuzu göstermeniz gerekecek, her zaman değil. Bir ülkeden diğer ülkeye geçeceğiniz zaman kalacağınız otel belli olsun. İptal edilebilir rezervasyon yapabilirsiniz. Şimdiye kadarki hiçbir Balkan ülkesinde bana sınır geçişlerinde sorulmadı.
      Seyahat içi aracınız varsa rahatlıkla bu ülkeleri gezebilirsiniz. Toplu taşıma ile de bu sürede gezebilirsiniz. Zamanıızı iyi kullanmanız gerekiyor. Sabah erken kalkıp, bazı şehirler arası geçişleri gece yapmanız mantlıklı olur.

Yanıt yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz