Amsterdam, Hollanda‘nın başkenti ve Avrupa’nın en popüler ve en ilginç turistik şehirlerinden biri. Bir merkezden yelpaze şeklinde genişleyen kanalları ve bunun etrafında sıra sıra dizilmiş kırmızı tuğlalı şirin evleriyle ikonik bir şehir burası. Şehrin adı renkli ve ilginç gece hayatıyla anılıyor, oysa bu renkliliğin döndüğü Red Light District ile ilginiz olmasa dahi, geriye kalan tüm özellikleri ve güzellikleriyle dahi Avrupa gezinizde ilk görülecek ülkeler listesine önemli bir aday.

Çılgın ve bir o kadar renkli gece hayatı, nefis kanalları, hayranlık bırakan müzeleri, nefis çiçek pazarları ve uzayıp giden şahane bisiklet yollarıyla tanınan Amsterdam, sokaklarında eğlence ve keşfetme duygusunun hız kesmediği bir kuzey kenti. 12. yüzyılda küçük bir balıkçı kasabası iken şimdilerde şirin evleri, bisiklet yolları, kilometreler boyunca şehri sarmalayan su kanallarıyla romantik ve bohem yaşam tarzını gözler önüne seriyor.

Amsterdam

Amsterdam, parke taşlı güzel sokaklarını her yıl ziyaret eden 4,5 milyon misafir ve 16 milyon günübirlikçi turistiyle Avrupa’nın en çok ziyaret edilen şehirlerinden. Bu kadar çok ziyaretçi ve bir o kadar da şehre âşık olan insanın sayısını görünce, bütün bu popülerlik nereden geliyor diye merak ediyorsanız, benim gibi bu şirin şehri rotanıza alın.

Adı kırmızı ışıklar ve yeşil dumanlarla sık anılan şehirde bundan çok daha fazlası var. En azından ben öyle düşünüyorum. Şimdiye kadar 2 defa ziyaret etme fırsatı buldum, ve her fırsatta da gitmeyi düşünüyorum.

Özgürlüklerin Kenti: Amsterdam Gezi Rehberi

Amstel Nehri kıyılarına kurulması nedeniyle Amstel-reddamme adıyla anılan Amsterdam’ın kuruluşu 1200’lere kadar uzanıyor. 1296’da Hollanda kontlarının egemenliği altına giren bölge birkaç yüz yıla kalmadan Protestan ve Yahudilerin dini baskılardan kurtulmak için sığındığı şehir olarak büyümeye ve 1600’lere varıldığında ekonomik refahın yükseldiği bir şehir haline geldi.

Amsterdam, ticaretteki yenilikçi gelişmelerin sonucu olan Hollanda Altın Çağ olan 17. yüzyılda dünyanın en önemli limanlarından biri haline geldi. Bu yüzden 19. ve 20. yüzyıllarda şehir daha da genişledi ve birçok yeni mahalle ve banliyöler eklendi.

Toplam uzunluğu 100 km’den fazla olan ve çoğu 17. yüzyılda düzenlenen kanalları şehre çok farklı ve güzel bir hava katıyor. Amsterdam’ın ünlü kanalları bugün UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor.

Bugün Amsterdam, 800 bin kişilik nüfusuyla dünyanın küçük başkentlerinden biri olmasına rağmen ülkenin turizm, kültür, sanat, ekonomi merkezi olarak 180 farklı ülkeden misafirlerine ev sahipliği yapıyor. Bir şehirden beklenebilecek her şeyin tek bir yerde Amsterdam, Avrupa’nın en görülesi şehirlerinden biri. Hollanda’da sadece birkaç gününüz varsa eğer Amsterdam turun ana amacınız olsun.

Makedonya Tatil

Amsterdam Gezilecek Yerler

1. Dam Meydanı

Dam Square, Amsterdam

Dam Meydanı, Amsterdam’ın tam da kalbi. Hem yaz hem de kışın çok canlı. Şöyle etrafınıza baktığınızda dünyanın her yanından gelmiş turistleri etrafta görüyorsunuz. Hünerlerini gösteren akrobatlar, müzisyenler, aşıklar, meraklı gözlerle etrafı inceleyenler, fotoğraf çekenler veya anın keyfini çıkaran sırt çantalı gezginler.

Yorucu bir şehir turundan sonra, hoş ambiyansı ile biraz mola vermek isteyebileceğiniz bir yer. Tabi kalabalıktan oturacak yer bulabilirseniz. Meydanın yanı başında 1600’lü yıllarda belediye binası olarak kullanılmış Kraliyet Sarayı yer alıyor. 1808’de Kraliyet Sarayına dönüştürülen sarayın yanında bulunan ve 15. yüzyıla ait gotik bir kilise olan Niewe Kerk (Yeni Kilise) taç giyme törenlerinin yapıldığı önemli bir yapı.

Meydanın öbür tarafında ise 22 metre yüksekliğinde bir obelisk ile Ulusal Anıt yükseliyor. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra savaş kurbanlarını anmak için ve özgürlüğün sembolü olarak dikilmiş. Savaşı temsil eden 4 erkek figür, barışı temsil eden kadın ve çocuk, direnişi temsil eden iki adam ve uluyan köpekler diğer sembollerin yanında tasvir edilmiş.

Obeliske gömülmüş 11 vazonun içinde vilayetlere ait topraklar 12’nci vazoda ise Endonezya’daki Onur mezarlığından gelen Toprak var. Anıt dünyanın her tarafından insanların buluşma noktası olarak sıklıkla kullanılıyor.

2. The Royal Palace

Dam Meydanı, Amsterdam

The Royal Palace (Kraliyet Sarayı), kralın şehre geldiğinde kullandığı rezidans olarak hizmet veriyor. Dam Meydanında, 1648’de 13 bin 659 sütunun batırıldığı bir zeminin üzerine inşa edildi. Dış görünüşü Antik Roma dönemi öykünen klasik bir mimariye sahipken, içerisi muhteşem döşenmiş.

Bolca kabartmalar, süslemeler, mermer heykeller, frizler ve Rembrandt’ın öğrencileri olan Ferdinand Bol ile Govert Flinck tarafından yapılan tavan resimleri ve fazlası. Zamanınız varsa gezin. Saray, pazartesi hariç haftanın 6 günü 10.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. Kraliyet Sarayı giriş ücreti 10€, öğrenci 9€.

3. Nieuwe Kerk

Nieuwe Kerk (Yeni Kilise), Dam meydanında yer alan diğer önemli bir yer. 1814’ten beri Hollanda monarşisinin resmi taç giyme kilisesi olarak Kraliyet Sarayının yanında duruyor. Ayrıca bu 15. yüzyıl kilisesinde düzenli org konserleri de veriliyor. En göze çarpan yeri 1649’da yapılan vaiz kürsüsü.

Dört İncil yazarını, inanç, umut, hayırseverlik, adalet ve sağduyuyu sembolize eden figürleri, muhteşem Barok ahşap oymacılığı ile yapılmış. Kilisedeki 1670’den kalma org, bronzdan yapılmış eşsiz güzellikte koro sahnesi ve zarif koro taburelerini görün. Kilise, haftanın 7 günü 10.00-17.00 saatlerinde arasında ziyaret edilebiliyor. Nieuwe Kerk giriş ücreti 15€, internetten alımlarda 10€.

4. Amsterdam Kanalları

Amsterdam Kanalları
Amsterdam Gezilecek Yerler

Amsterdam Kanalları, Amsterdam’nın en benzersiz özelliklerinden biri. Amsterdam’ın meşhur kanalları geçmişteki şaşalı ve kozmopolit döneminden kalan bir miras. UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alan eşsiz güzellikteki birçok köprü şehrin 90 adasını birbirine bağlıyor.

Bunlardan 8 tanesi eski, ahşap, baskül tarzındaki köprülerden oluşuyor. 16 ve 18. yüzyıldan kalma 6750 civarında şahane mimariye sahip bina, toplamda 160 kanal ile birlikte 8 kilometre karelik bir yere sıkışmış.

Kanal turlarında göreceğiniz tarihi Felemenk evleri ve su kanalları ile beraber güzel bir ortam oluşturuyor. Baskül köprülerden Magere Brug, yani Mager Köprüsü en güzel olanı. Yılda 3 milyon kişinin katıldığı Amsterdam Kanal turları, turistler için olmazsa olmaz aktivitelerden biri.

Amsterdam’ın güzel mimarisinin içinde bir yolculukta buluyorsunuz kendinizi. İsteyene kısa süreli hop on/hop off taksiler, isteyene içki ve yemek ikramları sunan lüks teknelere kadar hem de. Bütçenize uygun birisine katılın. 1 saatlik kanal turu 16€. Hop on-Hop off kanal bot turu günlük bilet 21€. Akşam yemekli kanal turu 79€.

Malta

5. Red Light District

Red Light District, Amstradam Gezi Rehberi

Red Light District, çok sayıda barları, seks shoplar, striptiz kulüpler ve aralarında üç Bulldog Coffee Shop olmak üzere her biri kendine has tarza sahip coffee shopları ile kendine münhasır bir yer. Gündüzün hoş kanalların ve nefis kafelerin görüldüğü bölgede bütün olay 11:00’dan sonra başlıyor ve 03:00’a kadar devam ediyor.

Hemen herkesin De Wallen, yani daha iyi bilinen adıyla Red Light District ile ilgili değişik fikirleri veya tolerans seviyeleri var. Bir yandan hiç kimse para için vücudunu satmak zorunda kalmamalı diye düşünülse de diğer yandan ise Amsterdam normalde acımasız olan endüstriye biraz hakkaniyet eklemeyi başardı. Minimum ödemeler, yasal koruma, zorunlu HIV testleri ve zorunlu prezervatif kullanımı iyileşmelerin sadece birkaçı.

Red Light District hakkında ne düşünürseniz düşünün, sadece gerçekliğini anlamanıza yardım etmesi için bile olsa, fahişeliğin açık sergilenişini bir kez olsun görün. Bazı insanlar elbette burada diğerlerinden biraz daha fazla zaman harcayabilir tabi. Amsterdam gece hayatı sadece Red Light District’ten ibaret değil tabi.

6. De Oude Kerk

Amsterdam Oude Kerk

De Oude Kerk yani Eski Kilise Hollanda’nın en eski kiliselerinden birisi. Red Light Distric’te yer alan ve 1306’da inşa edilen Eski Kilise’de 1500’lerden kalan bir kapı, belgelerin gösterdiğine göre 1275’de toplanan özgürlük bedelleri dâhil olmak üzere şehrin birçok imtiyazlarının kilitli tutulduğu Demir Şapele açılıyor.

16. yüzyılda eklenen ve harika bir şehir manzarası sunan kulede, 1658’de yapılan ve ülkedeki en iyi örneklerinden biri olarak değerlendirilen bir çan seti bulunuyor. Kilise, pazar hariç haftanın 6 günü 10.00-18.00, pazar günleri ise 13.00-17.30 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. De Oude Kerk giriş ücreti 15€, indirimli bilet 10€.



7. Zeedijk

Zeedijk, Amsterdam’ın eski merkezinde yer alan renkli ve eğlenceli bir cadde. Aynı zamanda Amsterdam’ın en eski setlerinden biri olan cadde. Şehri kasıp kavuran sayısız sele karşı korumak için 13. yüzyılın sonunda inşa edilmiş en eski duvarlar burada. 1980’lerde Hollanda’nın en kötü şöhretli yeriydi. Amsterdam’ın başlangıcından beri var.

Şimdilerde ise en gözde caddelerden biri. Birçok kafe, restoran ve mağazanın bulunduğu Çin mahallesinin de kalbi. Cadede 70’ten fazla anıt bulacaksınız. Avrupa’nın en büyük Budist tapınağı He Hua Tapınağı burada. Zeedijk’in ara kıvrımlarında ise bir dizi gey kafe var.

De Oude Kerk kilisesini gezdikten sonra köprünün karşısına, Amsterdam’ın en eski sokaklarından biri olan Zeedijk’e doğru 2 dakikalık bir geziye çıkın. Yol boyunca sıralanan çoğu 15. yüzyıldan kalmış ve şehrin hayatta kalmış en eski binası olarak düşünülen 1 Nolu dikey binaya yaslanarak duruyor.

8. Rijksmuseum

Amsterdam gezilecek yerleri

Rijksmuseum, Amsterdam’ın en önemli müzesi. Hollandalı Mimar Pierre Cuypers tarafından 1885’te inşa edilen ve 2012’de Hollanda Kraliçesi Beatrix tarafından tekrar açılan Rijksmuseum’da 8 bin sanat eseri, heykel, gemi maketleri, antika objeler, yöresel kıyafetler gibi Hollanda’nın en önemli sanat koleksiyonları sergileniyor.

Ünlü sanatçılardan Rembrandt, Vermeer, Frans Hals ve Jacob van Ruysdael gibi ünlülerin eserleri sergileniyor. Resimlerinin yanı sıra Rijksmuseum, 35 bin kitap ve el yazması içeren iyi donatılmış kütüphanesiyle oluğu kadar, Hollanda sanatı ile kültürünün gelişimini gösteren sayısız sergi eserleriyle de haklı övgüyü hakkediyor. Amsterdam’ın en popüler turistik aktivitelerinden birisi burayı görmek.

Amsterdam Müzeleri için en değerlilerden biri, gezilecek yerler listenize ekleyin. En az 2 saat ayırmanız gerek, sanat düşkünüyseniz yarım gün dahi yetmez. Müze, haftanın 7 günü 09.00-17.00 saatlerinde ziyaret edilebiliyor. Rijksmuseum giriş ücreti 20€, online bilet 19€, 18 yaş altı ücretsiz.

9. Van Gogh Müzesi

Van Gogh Müzesi, Amsterdam

Van Gogh Müzesi, kentin en çok ziyaret edilen müzeleri arasında ilk sıralarda. Dünyanın en ünlü ressamlarından Hollandalı sanatçı Van Gogh’a ait 200’den fazla resim, çizim ve mektup yer alıyor. İster trajik hayatından, isterse kayda değer yeteneğinden etkilenen bir buçuk milyon civarında ziyaretçi her yıl muhteşem Van Gogh Müzesi’ni ziyaret ediyor.

Müze, 13 Ocak – 19 Mart döneminde 09.00-17.00 (cuma günleri 09.00-21.00), 20 Mart – 2 Temmuz döneminde 09.00-18.00 (cuma günleri 09.00-21.00), 3 Temmuz – 30 Ağustos döneminde 09.00-21.00, 31 Ağustos – 1 Ekim döneminde 09.00-17.00 (cuma günleri 09.00-21.00), 2 Ekim – 8 Kasım döneminde 09.00-18.00 (cuma günleri 09.00-21.00), 9 Kasım – 17 Aralık döneminde 09.00-17.00, 18 Aralık – 10 Ocak döneminde ise 09.00-19.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.

Van Gogh Müzesi giriş ücreti 19€. Bu fiyat yalnızca online satın alımlarda geçerli. Müze, yıl boyunca çok yoğun bir ziyaretçi trafiğine sahip olduğundan web sitesinden önceden bilet almayı öneriyorum.

10. Anne Frank Müzesi

Amsterdam Gezi Notları

Anne Frank Evi, II. Dünya Savaşını tuttuğu günlüklerde anlatan bir Yahudi kıza adanmış. Amsterdam’da Prinsengracht kanalına bakan müzenin 1635’e tarihlenen binası eski bir tüccara ait. 1942’de Frankfurt’ta Nazilerden kaçan Yahudilerden Frank ve Van Pels aileleri, 25 ay boyunca bu binadaki gizli bir dairede saklanmışlar.

Dünyanın en ünlü Nazi soykırımı kurbanlarından Anne Frank, 1942-1944 arasında burada saklandığı süre boyunca yaşadıklarını günlüğüne kaydetmiş. 15 yaşındaki ölümünden sadece birkaç yıl sonrasında dünya çapında çok-satan bir kitaba dönüşen günlüğünü Anne Frank burada yazdı. Evin büyük kısmı Anne’in yaşadığı dönemdeki gibi korunarak tarihin trajik bu dönemine ait dokunaklı bir anıt olarak gezilebiliyor.

Müze, 1 Kasım – 1 Nisan döneminde 09.00-19.00 (cumartesi günleri 09.00-22.00), 1 Nisan- 1 Kasım döneminde ise 09.00-22.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. Anne Frank Evi giriş ücreti 10,50€, 10-17 yaş 5,50€, 0-9 yaş 0,50€.

11. Westerkerk

Westerkerk (Batı Kilisesi), Eski Kraliçe Beatrix’in 1966’da evlendiği kilise olarak ün salmış ve şehrin en popüler kilisesi. Gotik özellikler taşıyan mimarisiyle bir Rönesans kilisesi olarak 1630’da yapıldı. Amsterdam’ın en uzun yapısı olan Uzun John olarak bilinen 85 metrelik kulesi oldukça popüler.

Kulenin içinde saatleri bildiren bir çan takımı var ve çan çekicinin ağırlığı tam 200 kilogram, 48 adet çanın en büyüğü ise 3.25 ton. Bir zamanlar kilisenin dışında bulunan Rembrandt’ın mezarı daha sonra kilisenin içine taşındı.

Kilise, pazar hariç haftanın 6 günü 11.00-15.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. Cumartesi günleri 10.00-17.30 saatleri arasında açık. Westerkerk Kilisesi’ne giriş ücretsiz, Westerkerk Kulesi giriş ücreti 7€. Kule, 10.00-19.30 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.

12. Begijnhof

Begijnhof, birçok turistin eğlenceden eğlenceye koşarken kolayca fark edemedikleri, şehir merkezinin huzurlu mekânlarından birisi. Yazık ki Amsterdam’ın bu eski ve çarpıcı köşesi gezilecek yerler listesinde kendine pek yer bulmuyor. Eski evlerin birçoğu kullanılıyor olsa da onları sarmalayan küçük ara sokaklar ve yollar halka açık. Bu yüzden keşfetmekten çekinmeyin.

Amsterdam’ın 14. yüzyıldan bu yana ayakta kalan son kalan ahşap evi ve şehrin en eski evlerinin son derece bakımlı yeşil bahçeleri kesinlikle görmeye değer. Halen hizmet vermekte olan küçük şapelinde bölgenin eski sakinleri olan ve komün bir hayat yaşamış olan koyu Katolik kadınların mezarları görülebilir.

13. Rembrandt House Museum

Rembrandt House Museum

Rembrandt’ın Evi Müzesi, Eski Amsterdam merkezde bulunuyor. Dünyaca ünlü Hollandalı ressam Rembrandt’ın 1639-1660 yılları arasında yaşadığı evin 1906’da restore edilerek müze haline getirilmesiyle oluşturulmuş. Dam Meydanına 15 dakikalık yürüme mesafesinde yer alan müze 1909’dan bu yana ziyaretçi ağırlıyor.

Ünlü ressamın evi ve atölyesi olan yapıda çizimleri, heykelleri ve tablolarından oluşan yaklaşık 250 eser yanında, kişisel eşyaları ve kullandığı aletler de yer alıyor. Orijinaline sadık kalınarak restore edilen müzede Rembrandt’a ait 290 gravürün tamamı sergileniyor. Müze severlerdenseniz listenize alın.

Rembrandt Müze Evinden 2 dakikalık yürüyüş mesafesindeki Protestan Zuiderkerk Kilisesi (Güney Kilisesi) Rembrandt’ın üç çocuğu ve bir öğrencisinin mezarları var. Şehirde Rembrandt ile ilgili diğer gezilecek yerlerden birisi de sayısız kafe, restoranın yanı sıra ünlü ressamın heykeli ile ünlü Rembrandt Meydanı.

Müze, haftanın 7 günü 10.00-18.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. 27 Nisan ve 25 Aralık’ta kapalı. 24 ve 31 Aralık’ta ise 17.00’de kapanıyor. 1 Ocak’ta ise 11.00’de açılıyor. Rembrandt’ın Evi Müzesi giriş ücreti 14€, 6-17 yaş ziyaretçiler 5€, I Amsterdam City Card sahiplerine ücretsiz.

14. Stedelijk Museum

Stedelijk Museum (Amsterdam Kent Müzesi), 1895’de kurulmuş ve Avrupa’nın en etkileyici modern sanat koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapıyor. 19. ve 20. yüzyıl, Felemenk ve Fransız resimlerine odaklanarak, Van Doesburg, Mondrian ve Rietveld’e ait örneklerle De Stijl akımını; Rosenquist ve Warhol’un çalışmalarıyla Pop Art gibi çeşitli meşhur sanat akımlarını ön plana çıkartan müze, Chagall, Dubuffet, De Kooning ve Matisse gibi büyük ressamlara da yer veriyor.

Sanatseverlerlerin listesinde yer almalı. Müze, cuma hariç haftanın 6 günü 10.00-18.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. Cuma günleri ise 10.00-22.00 saatleri arasında açık. Stedelijk Museum giriş ücreti 18,50€, öğrenci 10€, I Amsterdam City Card sahiplerine ücretsiz.

15. Heineken Experience

Heineken Experience

Aslında müzeden çok bir deneyim olan ve Heineken Experience olarak geçen Heineken Müzesi, ülkenin ünlü bira firması olan Heineken ile çeşitli eğlenceli sunumların yapıldığı bir nevi interaktif bir müze. 1988’e kadar Heineken’in genel merkezi olarak kullanılan bina şimdilerde Heineken’in tarihçesi ve bira yapımı gibi bilgiler sunuyor. Turistler tarafından yoğun ilgiyle ziyaret edilen müzede ücretsiz bira ikramı da var.

Müze, pazartesiden perşembeye 10.30-19.30 (son bilet satış 17.30, cumadan pazara kadar ise 10.30-21.00 (son bilet satış 19.00) saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. 24 Aralık ve 31 Aralık tarihlerinde saat 16.00’da kapanıyor. Heineken Experience giriş ücreti 21€, 12-17 yaş 17,50€. Online bilet alımında 3€ indirim yapılıyor.

Amsterdam şehrin ortasında olmasına rağmen doğadan hiç kopmuyor. Şehrin en gözde parklarından Vondelpark, tek kelimeyle huzur vadeden bir yer. Amsterdam’ın en geniş parkı Vondelpark, yolda 10 milyondan fazla ziyaretçi alıyor. Romantik çiftler listesine almalı.

Şehrin botanik bahçesi Hortus Botanicus Amsterdam dünyanın en eskilerinden biri. Buraya 5 dakikadan kısa bir yürüyüş mesafesinde bulunan Natura Artis Astra, dünyanın her yerinden ilgi çekici hayvanları ile tarihi binalarla donatılmış gölgeli bir bahçede Amsterdam’ın muhteşem hayvanat bahçesini oluşturuyor. Çocuklu aileler gezilecek yerler listesine alabilir.

Amsterdam gezilecek noktalar listenize, açık denizden yaklaşık 19 km içerde, eski adıyla Ij olarak bilinen koyda yer alan Amsterdam Limanı; Özellikle evlerin ve köprülerin aydınlatıldığı akşam saatlerinde, liman ve kanallarda bir tekne turuna katılmak bir iki saatinizi keyifli geçirebileceğiniz bir yer.

Oosterdok üzerindeki eski bir gemi antreposunda bulunan model gemiler, yer küreler, navigasyon enstrümanları ve resimlerden oluşan etkileyici bir koleksiyona sahip olan Ulusal Denizcilik Müzesi‘ni gezinize eklemeyi unutmayın. Büyük bir geminin gövdesini andıran birinci sınıf bir bilim müzesi Nemo Bilim Merkezi ilgi çekici gezilecek yerler listesine aday.

Nerede ne etkinlik var bulabilmek için Amsterdam portalı iamsterdam.com sitesinde “What’s On” sayfasına bakın. Merkez İstasyonun tam karşısındaki information ofice, Amsterdam aktivitelerini öğrenmek, harita ve broşür almanın yanında uygun fiyatlı turlar ve biletler için uğranılması gereken yer.

Amsterdam Gece Hayatı

Amsterdam Geceleri

Birçok insan Amsterdam’ı seçeneği bol ve uç noktalardaki gece hayatı için ziyaret ediyor. Amsterdam’da gece hayatının iki ana bölgesi Rembdandtplein ve Leidseplein ve her ikisi de meşhur kulüplere sahip. Amsterdam Gece Hayatı blog yazımda daha detaylı bilgiler bulabilirsiniz

Amsterdam gece hayatı sadece Red Light District’ten ibaret olmayan uzun, hareketli ve eğlenceli geçiyor. Özellikle kafe, bar, restoran, gece kulübü ve disko gibi seçenekler için Leidseplein ve Rembrandtsplein bölgeleri ile Amsterdam kültürünün önemli bir parçası olan kafeleriyle ünlü Jordaan bölgesi doğru adresler olacaktır.

Hostel veya otelinizden de tavsiye alın. Amsterdam’da hafif uyuşturucu satışı ve kullanımı “Coffee Shop” adı verilen sigara kahvehaneleri çevresinde serbest. Bu mekânlar genellikle değişik etki gücü çeşitleriyle kenevir menüsü sunuyor.

Jim Woo: Amsterdam’ın en popüler kulüplerinden biri olan Jimy Woo her daim kalabalık oluyor. Etkileyici iç dekorasyonu ve dünyaca ünlü Dj performanslarında dans etmeyi sevenler için birebir.

Escape: İki bin kişilik kapasitesiyle Amsterdam’ın 1987’den beri gece hayatına yön veren Escape, multimedya, modern dans, görsel ve ışık efektli gösteriler, özel partiler, house, tekno ve progressive müzikler ve Dj performansları ile çok popüler bir mekân.

Melkweg: Eski bir süt fabrikasının restore edilmesiyle konserlerin düzenlendiği, tiyatro ve sinema gösterimlerinin yapıldığı bir kültür merkezi olan Melkweg, önemli konserlerin yanı sıra farklı müzik etkinliklerine ve parti organizasyonlarına da ev sahipliği yapıyor.

Studio 80: Avrupa’nın en iyi Techo-House’u olarak görülen mekânı, gece yarısından sonra hareketlenmeye başlıyor. Amsterdamlıların Elektronik Müziğin Mekke’si olarak adlandırdığı Studio 80’de, elektronik dans müziği gece boyu hız kesmiyor.

Sugarfactory: Görsel sanatlar ve müziği bir araya getiren bir gece kulübü olan Sugarfactory, groove ve jazz dinlemek için en iyi seçeneklerden biri. Eski bir şeker fabrikasının restore edilmesiyle dönüştürülen mekân Melkweg’in karşısında yer alıyor.

Trouw: Vinyl sevenlerin buluşma noktası olan Trouw, aynı zamanda prodüksiyonunu yaptığı müzisyenlerle de ünlü bir pub. Bir zamanlar Hollanda’nın büyük gazetelerinin basıldığı fabrikada şimdilerde hoş bir restorana ve kentin en çılgın gece kulüplerinden birine ev sahipliği yapıyor.

Air: Kesintisiz müzik, eğlence ve dansta son yılların en gözde mekânı olan Air, Amsterdam gecelerinin olmazsa olmazı olarak görülüyor.

Panama Club: Tiyatro, gece kulübü, bar, stüdyo, kafé ve restoranı bulunan, farklı tarzların, kültürlerin, müziğin ve sanatın buluştuğu çok özel bir mekân.

Mazzo: Şehrin en eski gece klübü olan Mazzo, house, latin, experimental electro gibi geniş müzik yelpazesine sahip, avant-garde video gösterileri ile ünlü bir mekân.

Sinners in Heaven: Farklı bir iç tasarıma sahip olan Sinners, R&B ağırlıklı müzik tarzı olan ve haftanın belli günlerinde farklı müzikler yapan bir mekân. DJ, Moulin rouge ve disko gibi seçenekleriyle Amsterdamlılara hafta boyu mükemmel bir eğlence sunuyor.

Amsterdam Gezi Rehberi

Paradiso: Amsterdam’ın en önemli diskosu olan Paradiso’da, kapılar her akşam caz, fusion, latin, funk, garage, ska ve deep soul disko stillerinde açıyor. Günün belli saatlerinde açılan gişelerde sergilenecek performansa göre talep yoğunluğu olabiliyor. Paradiso ayrıca Rolling Stones, Dawid Bowie, Prince gibi isimlerin konser verdiği bir mekân.

Hotel Arena: Arena’nın mutlu kalabalığı, Dj, rock, house, tekno tarzı eğlence sunan Hotel Arena yüz yıllık bir kilisenin dekore edilmesiyle oluşturulmuş bir mekân.

Ministry: Küçük fakat sevimli bir atmosfere sahip olan Minstry, farklı müzik tarzları, DJ performansları, think speedgarage, 2 Step, R&B klasikleri severlerin uğrak mekânı.

Power Zone: Beş bin kişi kapasitesiyle Amstel istasyonunun yakınlarında yer alan pub, daha çok bir ‘lounge’ mekânı. İlginç iç dekorasyonu ve geniş dans pistiyle dikkat çeken mekân özellikle gençlerin bir numaralı adresi.

Cafe’t Smalle: Amsterdam’ın eski ve nostaljik kafelerinden biri olan Cafe’t Smalle, 1780’li yıllardan kalma küçük ve şirin bir kafe. Güzel havalarda terasının epey kalabalık olduğunu hatırlatalım.

Alto Café: Haftanın yedi günü caz müzik dinlemek isteyenler için birebir olan kafe, akşam saat 19 ile sabaha kadar saksafon eşliğinde şahane vakit geçirmenin garantisini veriyor.

De Groene: Alternatif bir eğlence arayanlar için 90’ların rock parçalarından, 2000’lerin house tarzına kadar çeşitlilik gösteren De Groene, sakin bir bar ortamı sunuyor.

Holland Casino: Amsterdam’ın en büyük kumarhanesi olan Hollan Casino’ya 18 yaşından küçüklerin girişi yasak. Girişinin ücretli olduğu casinonun kapısında kıyafet ve pasaport kontrolünün yapıldığını hatırlatalım.

Amsterdam festivalleri

Amsterdam Otel
Rembrandtplein Meydanı

19. yüzyıldan itibaren kültür ve sanatta atılımlar yapan Amsterdam, yalnızca Avrupa’nın değil tüm dünyanın akın ettiği festivalleriyle eğlence başkenti olma unvanına sonuna kadar sahip çıkıyor. Her yıl onlarca uluslararası festivale ev sahipliği yapan Amsterdam, tek günlükten haftalık olanına, klasik müzikten dans müziğine, art-house filmlerden tiyatroya ya da organik yemek şenliklerine kadar uzanan bir yelpazede her zevke hitap ediyor.

Öyle ki belki de ülkemizin toplam festivallerinden daha çok sayıda festivali Amsterdam’da bulabiliyorsunuz. Bir çoğu dünyaca ünlü olan Amsterdam festivalleri her yıl milyonlarca ziyaretçiyi bu hareketli ve renkli şehre çekiyor.

1. Pluk De Nacht: 5-15 Ağustos tarihleri arasında düzenlenen Pluk de Nacht açık havada düzenlenen ve tüm dünyanın takip ettiği önemli bir film festivali. 11 gece boyunca devam eden bu etkinlikte ulusal ve uluslararası pek çok film gösterimi yapılıyor.

2. Grachtenfestival Amsterdam: 14-23 Ağustos tarihleri arasında düzenlenen Grachtenfestival Amsterdam, klasik müzik severler için Amsterdam kanallarında düzenlenen bir festival. Her yıl on binlerce kişinin katıldığı festivalde kanal kenarındaki muhteşem evlerden birinde özel olarak yapılan bir performansa şahit olabilirsiniz.

3. KunstRAI: Daha önceleri Art Amsterdam olarak da bilinen RAI, beş gün boyunca her yıl Mayıs ayında düzenlenen bir modern sanat fuarı. Resim, grafik, heykel, takı, tasarım ve fotoğraf çalışmalarının sergilendiği Amsterdam’ın uluslararası platformda en çok ilgi gören en prestijli festivali.

4. Mysteryland: 29-30 Ağustos tarihleri arasında masalsı ortamı, geniş bir elektronik dans müziği skalası ve yaratıcı etkinlikleriyle düzenlenen Mysteryland, dünyanın en ilginç dans festivallerinden bir olarak görülüyor. Dubstep, hip hop, disco, house ve techno müziğin en iyi örneklerine tanıklık edebileceğiniz festival 21 yıldır düzenleniyor

5. Kwaku Summer Festival: 18 Temmuz ile 9 Ağustos tarihleri arasında peş peşe dört hafta sonu gerçekleşen Kwaku Summer Festival, her hafta sonu başka bir temayla Nelson Mandelapark’ta yapılıyor. Farklı kültürden insanları bir araya getirerek kültürel etkileşim sağlamayı amaçlayan festival kırk yılı aşkın süredir devam eden ve her yıl 300 bin civarında kişinin katıldığı Amsterdam’ın özgür ruhuna yaraşır bir festival.

6. Stichting Imagine Film Festival: Her yıl Nisan ayında düzenlenen festivalde korku filmlerinden animelere, kült filmlerden bilim kurguya kadar pek çok gösterim gerçekleştiriliyor.

7. Holland Festival: Hollanda’nın en büyük kültürel etkinlik festivali olan Holland Festival, operadan, tiyatroya, dans ve baleden müziğe kadar pek çok performansa ev sahipliği yapar. Festival boyunca ayrıca çeşitli konferanslar ve atölyeler de düzenleniyor.

8. The Uitmarkt: Hollanda’nın en büyük kültür festivali olan Uitmarkt her yıl Ağustos ayının son hafta sonu boyunca düzenleniyor. 2000’den fazla sanatçının sahne aldığı programda, yalnızca konser değil, müzikaller, sergiler, performanslar, sanat stüdyoları gibi sayısız atölye çalışması bulunuyor.

9. ITs Festival: Her yıl Haziran ayında düzenlenen Uluslararası Tiyatro Festivali (BİT) aktörler, dansçılar, mim sanatçıları, film yönetmenleri ve diğer performans sanatçılarının katıldığı uluslararası bir festival olmanın yanı sıra, konferanslar ve atölye çalışmalarıyla dolu Avrupa’nın en büyük öğrenci festivali.

Amsterdam’da yeme ve içme

Dünyanın farklı coğrafyalarından çok sayıda insanı ağırlayan kentte dünya mutfaklarının neredeyse hepsini bulmak mümkün. İtalyan, Türk, Arap, Fransız, Hint, Çin, Etiyopya, Rus, Japon, Yunan, İran ve Latin Amerika lezzetleri şehrin her yerine yayılmış. İlginç lezzetler tatmak istiyorsanız Febo’ya uğrayın. Waffle tadın, kızarmış patatesinizi yerken meydanda insanları izleyin.

Amsterdam’ın çeşitliliği çok değişken restoranlarına da yansıyor. Birçok Asya restoranı, falafel barları (Her yerde!), Surinam mutfakları ve gece yemek servis eden Eatcafe gibi yerlerden bolca var. Aynı zamanda her zamanki turist barları ve restoranlarından da bulabilirsiniz; bazıları harika, bazıları ise o kadar değil.

Waffle ve dondurma stantları çok fazla, bu yüzden tatlıya veya atıştırmaya benim gibi düşkünlüğünüz varsa, pek güzel! Gerçek Hollanda peynirini deneyin ve süpermarkette sosislere, kuru ve tütsülenmiş et çeşitlerine bir bakın.

Duvarda asılı slot makinesi şeklindeki “fast food” makinalarında bulunan burgerlerden uzak durun, bir süre sonra çöp yediğinizi fark ettiğinizde bütün ilginçliği kayboluyor. Ama tatları güzel ve fiyatları uygun.

Amsterdam’da alışveriş

Amsterdam Alışveriş

Amsterdam bir Avrupa şehrinden bekleyebileceğiniz her türlü alışveriş imkânına sahip. Keyifli bir alışveriş gezintisi için çok sayıdaki pazar yerleri son derece sevimli seçenek. Şehrin farklı bölgelerinde kurulan, etnik çeşitliliğini ortaya koyan ve genelde büyük çaplı indirimleri olan pazarları arayıp bulun.

Pijp Bölgesindeki Albert Cuypmarkt en bilinenlerinden bir tanesi. 1886’dan beri kurulan Amsterdam’ın bitpazarına, Vlooienmarkt’a gidin. Çok daha fazla bitpazarı, organik besin pazarı, antika tezgâhları ve tabii ki meşhur Çiçek Pazarı yine burada.

Singel Kanalı’nda yer alan ve kusursuz güzelliğiyle yüzen bir pazar şeklinde düzenlenen Yüzen Çiçek Pazarı, birbirinden çeşitli güzellikte çiçeğin yer aldığı rengârenk ve capcanlı bir bölge. Burada içinde bolca lale bulunan hediye sepetleri var, gerçekten çok güzel bir Amsterdam hatırası.

Alışveriş yapılacak en iyi sokakların büyük çoğunluğu 15. yüzyılda koyun pazarı olarak kullanılan Muntplein Meydanı’na serpilmiş. Amsterdam’daki en ünlü alışveriş sokağı ise tren istasyonundan Dam Meydanı’na doğru ilerleyen ana cadde Damark’a paralel uzayan Kalverstraat. Dam Meydanı da aynı zamanda kalburüstü Beijenkorf perakende zincirlerinin amiral mağazasına ev sahipliği yapıyor.

Amsterdam’a ne zaman gidilir

Amsterdam’da tipik Hollanda iklimi hâkim, yani ne zaman ne olacağı bilinmez özetle. Mavi gökyüzünü görebiliyorsanız şanslısınız. İkinci gittiğimde hava normalken sonraki 2 gün bolca yağmur yağdı, ertesi gün masmavi gökyüzü görebilenlerden olduğumdan şanslıydım.

Yaz aylarında 20 derecenin biraz üstünde ılık günler sizi bekliyor. Ama yaz dışında yağmur, rüzgar ve soğukla yüzleşmeye hazır olun. Havanın genelde kuru ve güneşli olduğu, yaz aylarının kalabalığından kaçınabileceğiniz bahar ayları Amsterdam’ı ziyaret etmek için iyi bir zaman. Günler biraz daha kısa olsa da Ekim civarı da iyi bir dönem.

Amsterdam otelleri

Amsterdam her yıl milyonlarca insan tarafından ziyaret edilen popüler bir şehir. Dolayısıyla şehirde ve çevresindeki her bütçeye uygun konaklama bulmak da çok kolay.

Amsterdam’ın en tanınmış yerlerinden bir tanesi üç şubesinden biri şehre yakın bir plajda bulunan Flying Pig. Şehirde birçok yer bulunmasına rağmen The Flying Pig Downtown Hostel genç sırt çantalıların en çok tercih ettiği yerlerin başında. Red Light Dsitric’te yer alan Budget Hostel Heart of Amsterdam hostel de gayet güzel.

Geceliği 15 Euro’dan başlayan hostel fiyatları, yaz dönemin hafta sonlarında 90 Euro’ya kadar çıkabiliyor. Doğru okudunuz, bir hostel için! Basit olsa da kahvaltı hemen hepsinde veriliyor. 1-2 yıldızlı oteller de hemen hemen aynı fiyatlara sahip.

Biraz daha fazla lüks arıyorsanız Amsterdam, 1-2 yıldızlı olanlardan Avrupa’nın en pahalı otellerine kadar, 400’den fazla otel ile konaklama için pek çok seçenek sunuyor.

Bunun yanında 5 yıldızlı otellerin geceliği 150 ile 400 Euro arasında. Son gidişimde kaldığım 4 yıldızlı NH Amsterdam Schiller otel hem şehrin karmaşasından uzak hem Amsterdam merkeze 15 dakika yürüme mesafesinde gayet güzel bir otel. Rembrandtplein Meydanında ve etrafta çok şirin kafe ve bar var. Özellikle yaz aylarında erken rezervasyon kesinlikle çok önemli. Airbnb ile günlük kiralık ev tutmak da iyi fikir.

Amsterdam’a nasıl gidilir

Amsterdam Nationaal Monument
Amsterdam Nationaal Monument

Amsterdam Schiphol Uluslararası Havaalanı, dünyanın hemen her yerinden yüzlerce uçuşun gerçekleştirildiği, Avrupa’nın büyük aktarma merkezlerinden biri ve şehir merkezinin 17,5 kilometre güneybatısında yer alıyor. Amsterdam merkez istasyonuna 20 dakikalık bir tren yolculuğu ile kolayca ulaşılıyor. Türk Hava Yolları, KLM, Atlas Global, Onur Air ve Pegasus direk seferler düzenliyor.

Başlıktaki Amsterdam’a nasıl gidilir linkine tıklayın, orada havalimanından Amsterdam merkeze nasıl gidilir bilgilerini detaylıca paylaştım. Eğer Avrupa’nın başka bir şehrinden buraya gitmeyi düşünüyorsanız sayısız uçuş ve gayet güzel demiryolu bağlantısı var. Bir defasında Rotterdam gidiş ve Amsterdam dönüş şeklinde Hollanda’ya seyahat etmiştim.

Daha ucuza gitmek için civardaki havalimanlarına da bakın. Utrecht, Rotterdam ve Hague gibi şehirlerle arası maksimum 1 saat. Amsterdam’a nasıl gidilir blog yazımda da detaylı bilgiler bulabilirsiniz.

Merkez İstasyon Shiphol Havalimanına direkt trenle bağlı. Sonrasında şehri keşfetmek için yürüyün derim. Şehir merkezinde çok zaman geçirmeyi düşünüyorsanız bir bisiklet çok daha eğlenceli. Çok kullanışlı olan tramvay, otobüs ve metro sistemi Amsterdam içi ulaşımı fazlasıyla kolay hale getiriyor.

Çarpık ve köşegen sokaklarda bisiklet kesinlikle işleri çok kolaylaştırıyor. Merkez İstasyonu, Leidseplein ve Dam Meydanı gibi turistik mekânların civarında bisiklet kiralayabileceğiniz, bazıları büyük ve sayısız küçük mağaza var.

Amsterdam gezi rehberi şimdiye kadar yazdığım en uzun blog gezi rehberi içeriklerinden biri oldu. Amsterdam hakkında bilgilerimin tümünü yazarsam sanırım bunun 3-5 katı bir yazı çıkar. Amsterdam ile ilgili blogdaki diğer yazılara da göz atın. Ya da boşverin, atın kendinizi bu kırmızı tuğlalı şehrin sokaklarına sadece içinizdeki sesi dinleyin. Amsterdam gerçekten güzel bir şehir.

Önceki blog yazısıRotterdam Gezi Rehberi
Sonraki blog yazısıDünyanın En Küçük Aktif Volkanı: Taal Yanardağı
Seyahat Yazarı, Blogger. “Yolda olmak” duygusuna âşığım Aslında veteriner hekimim, ayrıca bilgi yönetimi okudum, marka yönetimi üzerine MBA yaptım. 14 yıl çalıştığım şirketimle yolum 2009'da ayrılınca, tekrar bir işe girmek yerine hayallerinin peşine düşüp, uzak masal ülkesi Yeni Zelanda’ya gittim. 22 ay boyunca ülkeye dönmeden Okyanusya ve egzotik Asya ülkelerinde seyahat ettim. O zamandan bu yana tam zamanlı seyahat edip gezi rehberleri hazırlıyorum.

25 YORUM

  1. Merhaba. Amsterdam konusunda hazırlanmış en detaylı ve bilgilendirici yazı diyebilirim. Teşekkürler. Gerçekten sitede bu yazıyı okuduktan sonra başka bi yerde aynı konuyu okumak iyi gelmiyor. Zira çok detaylı ve etraflıca açıklamışsınız. Amsterdam’ı seyahat ajandama ekleme düşüncem bu yazıyı okumakla birlikte artık tescillenmiş oldu.

  2. Bu tip blogları çok seviyorum hem öğretici hem bilgilendirici sanki bizlerde sizinle beraber geziyoruz. Seyahat planı yapmadan evvel yazılarınızı okuyup ona göre plan yapıyoruz iyi ki varsınız tşk.

  3. Merhabalar, detaylı, bilgilendirici bir Amsterdam rehberi olmuş. Defalarca gidip doyamadığımız Amsterdam’ın da aralarında olduğu şehirleri VR-360 derece görüntüyle geziyoruz. Değişik bir gezi videosu tecrübesi için kanalımıza bekleriz. 🙂

DÜŞÜNCELERİNİZİ PAYLAŞIN, YORUM YAZIN!

Lütfen yorumunuzu yazın
Adınızı buraya yazın