Brugge, Belçika‘nın Batı Flandre bölgesinin başkenti ve gurur kaynağı. Enfes mimarisi ve 12. yüzyıl malikanelerinin arasından dolaşan dolambaçlı kanallarıyla gerçek bir Ortaç çağ kenti. Kentin sokakları ve kanalları insanı büyülü bir masalın içerisinde hissettiriyor. Birbirinden güzel sokakları, şahane binalara ev sahipliği yapan meydanları ile ziyaretçilerini geçmişe götüren başaran zarif bir kent.
Kuzeyin Venedik’i olarak adlandırılan Brugge, en fotojenik su kanallarına, masalsı mimarisine sahip olmasıyla beraber Avrupa’nın en sevimli şehirlerinden biri olarak kabul ediliyor. Çikolata ve biraları, dantelleri ve çiçek pazarlarıyla Avrupa‘nın günümüze kadar gelebilmiş önemli orta çağ kentlerinden biri olan kent, gerçek anlamda büyülü bir dünya.
Brugge, Avrupa’nın en iyi korunmuş şehirlerinden biri. Orta çağ mimarisi, taş sokaklar, müthiş meydanlar, birbiri içine geçen geniş ve huzurlu kanalların olağanüstü bir karışımı. Orta çağda saati durdurmuş bir yer sanki. Dolambaçlı sokakları, birbirinin içine giren su kanalları ve Gotik mimarisi insanı keşke buradan hiç ayrılmasam dedirtiyor.
Küçücük boyutlarına rağmen göründüğünden daha fazlasını yüzyıllardır sunmaya devam ediyor. Zengin koleksiyona sahip müzeleri, yaşayan bira fabrikaları, dünyaca ünlü butik çikolata dükkanları, daracık taş sokakları ile büyüleyici bir atmosfere sahip. Ekonomik ve kültürel açıdan çok büyük başarılara imza atmış olan bu şehir, bugün Avrupa’nın en popüler destinasyonlarından biri.
Brugge Gezi Rehberi
Brugge, resmi adı Belçika Krallığı olan Belçika’nın bir şehri. Belçika Batı Flandra ilinin başkenti olan şehir, Orta çağdan kalma mimarisi, çikolata çeşitleri, geleneksel danteli, kanalları ve Belçika birası ile ünlü turistik bir merkez. Brugge hem iyi hem de kötü günler geçirmiş ancak tüm hikâyesini anlatmak için hayatta kalmış Gotik bir mücevher şehir.
Şehir Dijver ve Reie nehrinin kıyılarında bir Gallo-Roman yerleşim bölgesi olarak doğmuş. İlk olarak isminin söylenmesi ise 864’te liman ya da indirme bölgesi anlamına gelen ‘Bruggia’ kelimesinin söylenmesiyle başlamış. 11. yüzyıla kadar gemiler Reie nehrinden şehrin göbeğine kadar gelebiliyorlarmış. O zamanlar giyim kuşam endüstrisinin gelişmesiyle şehir uluslararası ticaretin göbeği haline gelmiş.
Ticari anlamda 1200-1400 yılları arası oldukça parlak geçmiş olsa da deniz yollarının kum ve çamur ile dolmasıyla büyük bir çöküş başlamış. O dönemin bu felaketi günümüzde şehre bambaşka bir hava katarak lehine bir durum haline gelmiş. Açılan Het Zwin kanalı, şehrin kuzeyindeki Damme’ya kadar uzanmış. Bu kanal sayesinde şehir yeniden bir ticari merkez haline gelmiş.
Şimdilerde modern Flaman rönesansının bir sembolü olarak yaşayan bir müze halinde ve yüz yıllardır dokunulmadan kalmış olması da harikulade bir durum. Kanallarla çevrili şehir yapısı nedeniyle bugün Brügge, ‘Kuzeyin Venedik’i” olarak anılıyor.
Brugge’da Belçika’nın resmi dillerinden Fransızca ve Felemenkçe konuşuluyor. Şehirde İngilizce de yaygın olarak biliniyor. Belçika para birimi Euro. Brugge, Türkiye’den 1 saat geride. Şehrin nüfusu 140 bin.
BRUGGE NEREDE
📍 Brugge, Avrupa kıtasında yer alan Belçika’nın şehri. Belçika aynı zamanda bir Batı Avrupa ülkesi. Bruges, Brügge gibi isimlerle de anılan Brugge, Belçika’nın Batı Flandra Bölgesi’nin başkenti. Belçika’nın kuzeybatısında, Kuzey Denizi kıyısında yer alan şehrin bir de küçük ticaret limanı bulunuyor.
BRUGGE GİTMEK İÇİN NE GEREKİYOR
ⓘ Brugge’a gitmek için ya Yeşil Pasaport sahibi olmanız ya da Schengen vizesi almanız gerekiyor. Henüz hiç vize deneyiminiz olmadıysa Vize Nasıl Alınır ve Vize Ücretleri Ne Kadar blog yazılarım size yol gösterir. Pasaportunuz yoksa Pasaport Çeşitleri ve Pasaport Başvurusu Nasıl Yapılır yazılarımı okuyun. Yurt dışına çıkarken yurtdışı çıkış harcı ödemeniz gerekiyor.
BRUGGE NASIL GİDİLİR
✈️ Brugge’e en yakın havalimanı, Brugge’ün yaklaşık 110 km kadar doğusunda yer alan Brüksel’d yer alıyor. Türk Hava Yolları ile İstanbul Havalimanından, Pegasus Havayolları ile Sabiha Gökçen Havalimanından haftanın her günü, 3 saat 25 dakika süren direkt uçuşlarla Brüksel’e uçabilirsiniz.
Brugge’ün yaklaşık 25 km kadar uzaklıkta Ostend’de yer alan Oostende-Brugge International Airport, güney Avrupa ülkelerinin bazı şehirlerinden uçuş yapılan bir havalimanı. Sezonda Antalya, Bodrum, İzmir gibi yerlerden bilet araştırabilirsiniz. Brüksel’e yakın bir diğer havalimanı da Brüksel Güney Charleroi Havaalanı ise Brügge yaklaşık yarım saatlik bir mesafede yer alıyor.
Brüksel ile Brügge arası yaklaşık 1,5 saatte sürüyor. Brüksel Havalimanından 25 dakikada Brüksel Midi Tren İstasyonununa geçebilirsiniz. Midi’den de trenle yaklaşık 1 saatte Brugge’e gidebilirsiniz. Brugge tren istasyonu maalesef şehir merkezinde değil. Tren istasyonundan 1,5 km uzaklıkta.
Ana otobüs terminali tren istasyonunun hemen dışarısında bulunuyor. 1 saat içinde geçerli olan tek yön bilet, daha ucuz ve telefon ile alınabilen SMS bilet, 10 biletli Lijn card, 1-3 ya da 5 gün geçerli bilet de alabileceğiniz seçenekler arasında yer alıyor.
Brugge’den her yarım saatte bir başkent Brüksele (1 saat), Ghent’e (20 dakika) tren seferleri var. Saat başı trenler Antwerp (70 dakika), De Panne (1 saat), Knokke (15 dakika), Kortrijk (40 dakika), Ostend (15 dakika) ve Zeebrugge’ye (10 dakika) gidiyor. Eğer Ypres’e (2 saat) gitmek isterseniz de trenle Kortrijk’e gidip saat başı kalkan Ypres trenine geçebilirsiniz.
BRUGGE NEREDE KALINIR
Hotel Le Bois De Bruges (★★★★), şehrin Orta Çağ merkezinde 7-8 dakikalık yürüme mesafesinde, temiz ve konforlu bir otel. Grand Hotel Casselbergh Brugge (★★★★), şehrin merkezinde harika bir konuma sahip. Hotel Ter Brughe by CW Hotel Collection, kanal kenarındaki tarihi binada yer alan, Pazar Meydanına, Bruges Çan Kulesine 8 dakikalık yürüme mesafesinde hoş bir otel.
ibis Budget Brugge Centrum Station, tren istasyonuna yakın uygun fiyatlı bir seçenek olarak kaydedin. Snuffel Youth Hostel ve Hostel Lybeer Bruges ve St Christopher’s Inn Hostel at The Bauhaus ise konaklamaya daha az para harcayacağınız hostel seçenekleri olarak göz önüne alabilirsiniz.
Brugge Gezilecek Yerler 📌
Brugge’ün taş sokakları milyonlarca insan tarafından sürekli olarak arşınlanıyor ve bu büyülü şehirden tam olarak haz alabilmek için en iyi yol da kesinlikle yürümek. Motorlu taşıtların ortaya çıkmasından uzun zaman önce kurulmuş olan şehir, zaten hiçbir zaman arabalar için tasarlanmamış.
Eğer A noktasından B noktasına gitmek istiyorsanız şehrin yerlilerini dinleyin ve bir bisiklet kiralayın. Dümdüz bir şehir olmasından dolayı Brugge’de bisiklet kullanmak tam bir keyif. Şehir içinde yapılacak bir bisiklet turu çok eğlenceli ve kolay.
Brugge gezilecek yerler listesini, yürüyerek kolayca yapabileceğiniz şekilde sıraladım. Tüm rota yaklaşık 3,5 km. Hiç durmadan sadece yürüyerek bu noktaları görmek 45 dakika sürüyor. Rotayı uzatan ise Kantcentrum Dantel Merkezi, onu listeden çıkarırsanız rota 2,3 km’ye düşüyor. Sadece yarım saatte en önemli noktaları görebilirsinizi ancak her bir için elbette vakit ayırmanız gerekiyor.
Brugge’e gidip de bot turuna katılmamak olmaz. Kanallar tarihi şehir merkezini çok farklı bir perspektiften yansıtıyor. Eğer akşam turu satın alırsanız en romantik (ve en ucuz) haliyle Brugge’e tanıklık edebilirsiniz. Hemen hemen her yerde bulabileceğiniz bot turları yaklaşık 30 dakika kadar sürüyor.
Brugge yapılacak şeyler arasında olan fayton turu, Markt Meydanı’ndan kalkıyor ve en fazla 30 dakika sürüyor. Ayrıca turizm ofisinin düzenlediği 2 saatlik rehberli yürüyüş turlarına da katılabilirsiniz. Saat 16.00’da turist ofisinin önünden başlayan tur şehrin tarihini daha iyi anlamanıza olanak sağlamanın yanında genellikle şehrin en güzel barlarından birinde sonlanıyor.
1. Market Square: Markt
Markt olarak bilinen Market Meydanı Burgge’ün kalbi. Brugge’ün nefes kesen UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki tarihi şehir merkezi tam bir Orta Çağ başyapıtı. Adeta bir açık hava müzesi olan şehirde ziyaretçiler mimarinin, sanatın, tarihin ve tabiki yemeğin en muhteşem örneklerini görüyorlar. Brugge’de gezilecek yerlerin en güzelleri bu meydan ve çevresinde sıralanmış.
Orta Çağ Gotik mimarisi burayı asıl çeken özellik olmakla birlikte Romanesk yapılar, Rönesans döneminden barok, rococo dokunuşları, neo-gotik eserler ve az bir miktar da Yeni Sanat ve Art Deco örnekleri de bulunuyor. Ancak Brugge’ün en önde gelen eserleri Gotik olanlar. Sayıca sanki sonsuz gibi gözüküyorlar ve tüm şehri sanki bir animasyondaymışsınız gibi hissettiriyor.
Avrupa’nın çok az yerinde meydanlar Brugge’de olduğu gibi muhteşem kafe, dükkân ve mimari sanat eserleriyle bezeli. 958’den beri şehrin hem ana alışveriş hem de iş merkezi olan Markt of Bruges’de günümüzdeki binaların büyük kısmı 19. yüzyıla ait olsa da 13. yüzyıl yapısı Belfry Çan Kulesi halen eski işlevini görmeye devam ediyor.
2. Belfry Çan Kulesi
Orta çağa ait Belfry Çan Kulesi’nin (Belfry of Bruges) geçmişi 1240’a, Brugge’ün kumaş endüstrisindeki en büyük merkezlerden biri olduğu döneme uzanıyor. Çıkan bir yangında ağır hasar gören ancak 40 yıl sonra tekrar yapılan kule, yüzyıllar içinde sürekli olarak çıkan yangınlara rağmen günümüze dek gelmeyi de başardı. 366 basamak sonunda tepesine çıktığınızda muhteşem bir manzara sizleri bekliyor olacak.
Brugge gezilecek yerler arasında ilk sıralarda olan 83 metre uzunluğundaki kule şehrin nefes kesici güzellikte bir panaromik görüntüsü ile ziyaretçilerinin tüm beklentilerini karşılıyor. Yukarı çıkarken görebileceğiniz inanılmaz saat mekanizması ve farklı melodiler çıkartarak bir nevi şehirdeki hayatı yönetmek, düşman geldiğinde haber vermek için tasarlanmış 47 çan mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerler arasında bulunuyor.
⏰ Belfry Çan Kulesi ziyaret saatleri haftanın 7 günü 09.30-18.00. 25 Aralık, 1 Ocak ve 12 Mart’ta ziyarete kapalı 💶 Belfry Çan Kulesi giriş ücreti 12€, öğrenci 10€, 5 yaş altı ziyaretçilere ücretsiz.
3. Groeningemuseum
Groeningemuseum, koleksiyonları arasında Jan van Eyck’in son dönemlerinde Brugge’de yaptığı çalışmaların da yer aldığı bi müze. Başta Paul Delvaux’un ‘Serenity’ isimli eseri olmak üzere, Hieronymus Bosch, Hugo Van Der Goes, Marcel Broodthaers ve Hans Memling gibi Belçikalı modern sanatçıların çalışmalarına da yer veriyor.
Boyut olarak biraz küşük olsa da Groeningemuseum içeriği ile bu açığını kapatmayı başarıyor. ⏰ Groeningemuseum ziyaret saatleri pazartesi hariç her gün 09.30-17.00. Müze, 1 Ocak ve 25 Aralık’ta ziyarete kapalı. 💶 Groeningemuseum giriş ücreti 8€, öğrenci 6€, 12 yaş altına ücretsiz.
4. Historium Müzesi
Bir nevi kendi zaman makinenizi yarattığınızı düşünün. Historium Müzesi (Historium Bruges), çoklu ortam özelliği sayesinde Brugge’un altın çağını en iyi şekilde yaşayabileceğiniz ve hissedebileceğiniz yer. Tematik birçok odadan odaya geçerken 15. yüzyılda yaşamın nasıl olduğunu görebilir, duyabilir, koklayabilirsiniz.
Brugge’un Avrupa’nın en önemli kentlerinden biri olduğu döneme tanık olmak için müzeyi şehirde gezilecek yerler listenize ekleyin. ⏰ Historium Müzesi ziyaret saatleri haftanın 7 günü 10.00-18.00 💶 Historium Müzesi giriş ücreti 17,50€, öğrenci 13,50€, 6-12 yaş ziyaretçilerden ise 11€ giriş ücreti alınıyor.
5. Belediye Sarayı
Bruges Belediye Sarayı’nın (Rathaus – Bruges City Hall) tarihi 1376 yılına kadar uzanıyor. 15. yüzyıldaki bir ticari ve siyasi birlik olan Hansa Birliğinin merkezi Brugge kasabasında bulunuyordu. Belediye binası ve diğer bir çok gösterişli binaların hepsi o dönemde yapıldı. Gotik konsey odası binanın ilk katında yer alıyor ve tüm ziyaretçilere açık.
avanları muhteşem Orta Çağ oymacılığıyla süslü ve içerisinde dökümanları ve sanat eserlerinin sergilendiği ayrı bir oda da bulunuyor. Belediye Sarayı ziyaret saatleri haftanın 7 günü 09.30-17.00 arasj ziyarete açık. Giriş ücreti 6€, öğrenci 5€, 17 yaş altı ise ücretsiz.
6. Meryem Ana Kilisesi
Belfry Kulesi’nden sonra 122 metre yüksekliğindeki Meryem Ana Kilisesi (Onze-Lieve-Vrouwekerk), Brugge’de ki en etkileyici ve en güzel binalardan. Bu efsanevi kilisenin içinde Michelangelo’nun meşhur Madonna and Child tablosunu ve Burgonyalı Mary ile Cesur Charles lahitlerini görebilirsiniz.
Brugge’deki en yüksek ve görsel olarak en çarpıcı yapı olan Onze Lieve Vrouwekerk, tam bir orta çağ yapısı. Sivri tepesiyle şehre tepeden bakan Meryem Ana Kilisesi Onze Lieve Vrouwkerk’in en bilinen özelliği beyaz mermer ile yapılmış ‘Madonna and Child’ heykeli.
Bu heykel, ünlü sanatçı Michelangelo’nun İtalya’yı terk ettiği dönemde yaptığı tek eser. Şapelin güney kısmında bir sunakta yer alan bu muhteşem heykelin yanı sıra, kilisenin yarım kubbe olan bölümünde de Cesur Charles ve Burgundyli Mary’nin ebedi istirahat yeri bulunuyor.
⏰ Meryem Ana Kilisesi ziyaret saatleri pazar hariç haftanın 6 günü 09.30-17.00, pazar günleri ise 13.30-17.00 💶 Meryem Ana Kilisesi giriş ücreti 6€, öğrenci 5€, 17 yaş altı ziyaretçilerden ücret alınmıyor.
7. Kutsal Kan Bazilikası
Kutsal Kan Bazilikası’nın (Basilica of the Holy Blood – Basiliek van het Heilig Bloed), Burg Meydanında yer alan bir 12. yüzyıl yapısı. En büyük özelliği bir parça kumaşa bulaşmış olan kanın İsa’nın kanı olduğuna inanılması. Rivayete göre bu kutsal eşya Kudüs’teki ikinci haçlı seferi sırasında ele geçirildi.
Küçük kristal bir şişe içinde bulunan parça her cuma günü ziyaretçilere açılıyor. ⏰ Kutsal Kan Bazilikası ziyaret saatleri haftanın 7 günü 09.30-12.00, 14.00-17.00. 💶 Kutsal Kan Bazilikası’na giriş ücretsiz. Bazilikada ayrıca kiliseye ait bir sergi de bulunuyor ancak buna giriş 2€.
8. St John’s Hastanesi
St John’s Hastane Müzesi (Sint-Janshospitaal Museum), tarihi 13. yüzyıla kadar dayanan Avrupa’nın en eski hastanesi. 800 yıl boyunca hastalara yardım eden bu şifa evi, günümüzde müzeye çevirilerek geçmişi onurlandırılmış.
Muhteşem bir ahşap tavan altında sergilenen dönemin tıbbi aletleri ve tedavi tekniklerinin gösterildiği diagramlar 21.yüzyılda yaşadığımıza şükrettirecek cinsten. Ziyaret saatleri pazartesi hariç haftanın 6 günü 09.00-17.30 arası. Giriş ücreti 12€, öğrenci 10€, 17 yaş altı ücretsiz.
9. Brugge Kanalları ve Kapıları
Brugge Kanalları, kasabayı Orta çağda çok önemli bir ticaret merkezi haline getirerek zenginlik ve refahı getirmiş. Reie Nehrini kentin içinden geçen kanallara dönüştüren yönetim, bu sayede tüccarların ürünlerini pazara çok daha kolay bir şekilde getirmesini sağlamış. Su kanallarında botlarla yapılan tura katıldığınızda Brugge’e neden Kuzeyin Venedik’i dendiğini gayet iyi anlıyorsunuz.
Kanallar arasında en güzeli ve en romantik olanı tartışmasız Groenerei (Yeşil Kanal). Peerdebrug Köprüsü üzerinden de harika bir görüntüye sahip olan kanal, yemyeşil ağaçların ve 17. yüzyıla ait konakların arasından kıvrılarak yukardaki katedral kulesinin gölgesinde yavaş ve huzurlu bir şekilde akıyor.
Orta çağda çok sıkı korunan Brugge’ün etrafı sur, hendek, savunma kuleleri ile çevrelenmiş. 19. yüzyılda duvarların büyük bir bölümü yıkılmış ve günümüze sadece hendek ve çok güçlü inşa edilmiş 4 dev kapı kalmış. Kendi başına bir kale gibi görünen Kruispoort, bu kapılarda en ihtişamlısı. Diğerleri ise azametli Smedenpoort, etrafında bir çok kuğu bulunan Ezelpoort, Kruispoort ve Gentpoort.
10. Çikolata Müzesi: Choco-Story
Çikolata, Brugge ile özdeş bir kelime. Choco-Story Müzesi’nde çikolata ile ilgili her türlü detayı öğreneceğinize emin olun. Kakao bitkisinin nasıl böyle bir lezzete dönüştüğünü en ince detaylarına kadar anlatıldığı müzede tabii ki tadım da yapılıyor. Belçika’nın en meşhur geleneklerinden biri olan çikolatanın Maya ve Aztek dönemlerinde kakaodan nasıl elde edilmeye başlandığı ve modern zamana nasıl geldiğini görebileceğiniz bir yer.
Çikolata hayranlarının kaçırmaması gereken bu gösteride çikolata yapımı ve tadımı da tüm ziyareti çok lezzetli kılan bir unsur denilebilir. ⏰ Choco-Story Müzesi ziyaret saatleri 1 Ocak – 30 Haziran döneminde 10.00-17.00, 1 Temmuz – 31 Aralık döneminde ise 10.00-18.00 💶 Choco-Story Müzesi giriş ücreti 14,50€, öğrenci 11,50€, 0-6 yaş ücretsiz.
11. Dantel Merkezi: Kantcentrum
Kantcentrum, 15. yüzyılda yaşlılar için huzurevi olan ve sonradan restore edilerek Brugge’ün endüstriyel anlamda en bilinen özelliği olan dantel için müze haline getirilmiş. Merkezde pazartesiden cumartesiye kadar dantel işleme gösterileri yapılıyor ve eğer öğrenmek isterseniz de kurslardan faydalanılabiliyor.
Burdan çıktığınızda ise hemen yanında Kudüs Kilisesi (Jeruzalemkerk) bulunuyor ve buraya girdiğiniz bilet ile oraya da ücretsiz olarak girebiliyorsunuz. ⏰ Kantcentrum ziyaret saatleri pazar günleri hariç haftanın 6 günü 09.30-17.30. 1 Ocak ve 25 Aralık’ta ziyarete kapalı 💶 Kantcentrum giriş ücreti 6€, öğrenci 5€, 6 yaş altı ücretsiz.
12. De Halve Maan Bira Fabrikası
De Halve Maan Müzesi‘nin 45 dakikalık turu sonunda ziyaretçiler dünyanın en iyi bira yapan ülkesinin nasıl teknikler kullandığını öğreniyor. Ülkenin 180 bira fabrikası arasında en eskisi olan Half Maan, 1856’dan günümüze dek tam 6 kuşaktır bu aile geleneğini sürdürmeye devam ediyor. Küçük bir giriş ücreti bulunan müze ziyaretine istediğiniz bir bira da dâhil.
Belçika birası ve bira fabrikalarıyla tüm dünyada büyük bir üne sahip. 1856 yılından bu yana aralıksız olarak bira üretimi yapılan bu aile işletmesi fabrikada birçok bira çeşidi bulunabiliyor. Tarihi şehir merkezinde kalan tek bira fabrikası olma özelliğine de sahip olan yerde birçok farklı dilde günlük turlar yapılıyor ve her turun sonunda biralardan tatma şansınız da oluyor. Sadece bira fabrikasının tepesine çıkıp manzarayı görmek bile bu bilete verdiğiniz paraya değer.
⏰ De Halve Maan Müzesi ziyaret saatleri cumartesi günü hariç her gün 11.00-16.00, cumartesi günleri ise 11.00-17.00. 💶 De Halve Maan Müzesi giriş ücreti 12€, online alımlarda 11€. 6-12 yaş ziyaretçiler 6€’ya giriş yapabiliyor.
13. Begijnhof
Eski dönemlerde Beguine adı verilen Katolik kilisesine bağlı hemşire evleri vardı ve Hollanda ile Belçika topraklarında halen varlıklarını sürdürüyorlar. Hiç evlenmemiş ya da dul kalmış kadınlar, rahibelerden farklı olarak bir yemine bağlı kalmadan kendilerini kiliseye adıyor. Bu hemşirelerin yaşadığı evlerden biri olan Begijnhof da Brugge’ün en sevilen yerlerinden biri.
Beguine’ler, ilk olarak 1245’te ortaya çıkmış. 17. yüzyıla gelindiğinde sayıları 3 yüze kadar artmış. Kendi kendine yetebilen bir komün olarak kurulan Beguine’ler bakımevi, çiftlik, bira yapım evi ve bazen de kilise olarak da hizmet vermişler. Girişinde göreceğiniz oyma üzümler, geçmişte sahip oldukları üzüm bağlarını ve sirke yapımında kullanılan üzümleri sembolize diyor.
Günümüzde Beguine’ler Benedict rahibeleri tarafından işletiliyor. Hemşireler hala eski zamanlardaki gibi kıyafetler giyiyor ve atalarının bazı örf ve adetlerini sürdürmeye devam ediyorlar. Begijnhof ziyaret saatleri haftanın 7 günü 06.30-18.30. Giriş ücreti 2€, 8-12 yaş 1€.
14. Minnewater
Minnewater (Aşk Gölü), kanalalrı ile meşhur Brugge’de şehrin huzurunun suya yansımasını görebileceğiniz en güzel yer olabilir belki. Aşk Gölü olarak da bilinen geniş bir kanala sahip olan şehrin ismi Minna adlı bir kızın görücü usulü evlendirilmekten kaçarken hayatını kaybetmesinden geliyor. Yerel inanışa göre bu köprüden birlikte geçen çiftler bir ömür boyu mutlu oluyorlarmış.
15. Yel değirmenleri
Bir zamanlar Brugge şehrinin eteklerinde 25 tane olan değirmenlerden günümüze sadece dört tane kalabilmiş. Doğu tarafındaki Kruispoort ile Dampoort arasındaki parkta bulabileceğiniz yel değirmenleri yaz boyunca ziyarete açık. Koeleweimolen 1765 yılında yapılmış ve Dampoort’dan şu an ki yerine 1996 yılında taşınmış. Sint-Janshuismolen ise ilk yapıldığı yerden 1770 yılından beri hiç ayrılmamış.
⏰ İkisi de Kruisvest üzerinde bulunuyor ve pazarları 09.30-12.30 arası, 13.30-17.00 arasında ziyaret edilebiliyor 💶 Yetişkinler için 3€, yaşlılar ile 6-25 yaş arasındakiler için 2€ ve 5 yaşın altındaki çocuklar için ücretsiz.
BRUGGE’DE NE ALINIR
Şehirde çok fazla güzel seçenekler ve en iyi markalar var, ancak turistler yüzünden fiyatlar oldukça yüksek. Tahmin edilebileceği gibi sayısız çikolata dükkanları da tarihi şehir merkezinin her tarafına dağılmış durumda. Şehrin çikolata, hediyelik eşya, ahşap dekoratif ürünler, oyuncaklar, kırtasiye malzemesi ve dantelle ünlü olduğunu söyleyeyim.
Ana alışveriş bölgesi ‘t Zand ve Markt meydanı arasında uzanıyor. Steenstraat, Geld Montstraat ve Jakobstraat caddeleri şehrin ana alışveriş arterleri. Langestraat 50 caddesindeki muhteşem Quartier Bricole’a gidin. Burada birbirinden değişik süs eşyası ve biblolar var.
Brugge dünyanın çikolata başkenti olarak kabul ediliyor. Baştan çıkartan çikolata dükkanı vitrinlerine şöyle bir bakayım dahi derseniz kendinizi bir anda içeride buluyorsunuz. Çikolatanız tartılıp paketlenirken ücretinden dolayı biraz hayıflanabilirsiniz. Daha uygun fiyat için marketlere uğrayın. Buradaki çikolatalar da en az dükkanlardakiler kadar iyi ve daha makul fiyatlı.
Brügge’ün bir diğer meşhur özelliği de dantelleri. Şehir de seksenden fazla dantel dükkanı var. Çarşamba sabahları Markt Meydanında muhteşem bir yeme-içme pazarı kuruluyor. Cumartesi günleri ise ‘t Zand meydanında kıyafet satışı yapılıyor. Meraklıları için de her hafta sonu Dijver Kanalının üzerine açılan bitpazarı hem yerel halkı hem de turistleri kendisine çekiyor.
BRUGGE’DE NE YENİR
Brugge, Avrupa’nın en muhteşem geleneksel lezzetlerini sunuyor. Tam üç Michelin yıldızına sahip Bruges Nouvelle Cuisine, biftek yahnisi ve bira, buharda pişmiş midye gibi çok seçkin gurme yemekleri sunuyor. Altın rengi çıtır çıtır patatesler hemen her yerde var ancak Markt Meydanında park etmiş olan arabalardan alın siz.
Otantik bir tad için, Brugge Old Town’da halen çalışan tek bira fabrikası olan De Half Maan’a gidin. Belçika’nın sayısız lezzetli biralarının tadına bakın. Eğer daha fazla bira tatmak istiyorsanız Belçika’nın en iyi biralarını bulabileceğiniz t’ Brugs Beertje sizin yeriniz. Kemel Straat 5 caddesinde bulunan mekânda Belçika’nın farklı bölgelerinden gelmiş 300 değişik birayı bir arada bulabilirsiniz.
Bir başka ilginç yer de Cafe Vlissingen. Blekestraat 2 caddesindeki bu kafe Brügge’ün en eski kafesi. 1515’te yapılmış olan bina çok etkileyici bir karaktere sahip ve aynı zamanda çok lezzetli yerel biralar sunuyor. De Garre, hemen Markt meydanının yanında bulunuyor ve çok güçlü biraları ile meşhur. Kişi başı 3 bira gibi bir limitleri var.
Avrupa’nın en küçük, en romantik şehri yarışması için oldukça iddialı bir şehir olan Brugge’de büyülü atmosfer hiç bitmiyor. Taş evler, kıvrımlı kanallar, muhteşem meydanlar, dar arnavut kaldırım sokaklar… Ama en etkileyici tarafı ise sürekli olarak Belçika’nın bu şehrini dolduran yüzbinlerce turiste hiç bıkmadan güleryüz ve sıcakkanlı davranışlar gösteren yerel halkı.
Avrupa’da görmek istediğim yerlerden bir tanesi, tam benlik.
Pek sevimli, şirin, insanı kendisine hayran bırakan bir yer burası. Aşık oldum resmen.