Likya Yolu, dünyanın en gözde trekking rotalarından birisi. Muğla’ya bağlı Fethiye’nin Ovacık mahallesinden başlayıp, Antalya’ya kadar devam eden sahil şeridini takip ederek kalkan, Kaş, Finike, kemer beldelerini takip ederek Antalya’nın Geyikbayırı mahallesinden sona eren bir antik yol güzergahı. Yeşilin ve mavinin her tonunu görebileceğiniz, hayatınız boyunca bir bölümünü, birkaç saat de olsa yürümeniz gereken bir rota.

İngiltere’nin prestijli haftalık yayınlarından Sunday Times, Likya Yolunu dünyanın en güzel yürüyüş yollarından biri olarak seçmiş. Yaklaşık 535 km uzunluğundaki Likya Yolu’nda görülecek yerler, yerli ve yabancı turistler tarafından en çok ilkbahar ve yaz döneminde tercih ediliyor. Büyük kızılçam ormanları, birbirinden güzel antik kentleri ve 2007’de Türkiye‘nin en güzel manzarası seçilen Gelidonya Feneri ile Likya Yolu ziyaretçilerine eşsiz bir yürüyüş deneyimi sunuyor.

Likya Yolu

Antik Likya Yolu

Antik Likya Yolu, Türkiye’nin ilk uzun yürüyüş rotası. Sahip olduğu doğal güzellikler ve tarihi ve kültürel zenginlikleriyle, dünyanın en iyi yürüyüş rotaları arasında ilk sıralarda gösterilen Likya Yolu, Muğla’nın Fethiye ilçesi Hisarönü (Ovacık) mevkiinden başlayıp, Antalya’nın Geyikbayırı Köyü’nde sona eriyor.

Fethiye-Antalya arasında uzanan, 535 kilometreyle Türkiye’nin planlanmış en uzun yürüyüş parkuru olan Likya Yolu rotası ile ilgili çalışmalar 1992’de başlanmış ve 1999’da tamamlanarak yol hizmete açılmış. Likya Yolu, tarihsel kaynaklarda Antik Likya’nın sınırları içindeki site devletlerini birbirine bağlayan patikaların oluşturduğu bir ulaşım sistemi olarak tanımlanıyor.

Malta

Akdeniz’in en bakir koylarından Toros Dağlarının zirvelerine uzanan ve önemli antik kentlerinden geçen parkur, dünyanın en iyi 10 uzun mesafe yürüyüş rotasından birisi olarak gösteriliyor. Toros Dağlarının zengin fauna ve florası eşliğinde, kızıl çam ormanlarının denize paralel uzandığı yol güzergahı boyunca karşınıza çıkan antik yerleşim yerleri, köyleri ve nefis manzarası pek bir etkileyici.

Anadolu’nun en eski uygarlıklarından biri olan Likya Medeniyeti, Fethiye ile Antalya Körfezi arasında uzanan ve şimdilerde Teke Yarımadası olarak anılan bölgede yayılmış şehir devletlerinden oluşuyordu. Bölgedeki site devletlerinin arasındaki geçişi sağlamak için kullanılan ticaret yolları, 19 antik kenti birbirine bağlıyor.

Günümüzde bu 19 antik kentten geriye pek fazla bir şey kalmamış olsa da metrelerce uzunlukta sütunlar, kaya ve lahit mezarları ile antik tiyatrolar gezginleri hayal kırıklığına uğratmıyor. Kimisi dağların tepelerine inşa edilmiş ve günümüzde henüz az bilinen, tam 19 antik kenti barındıran bu eski çağ yolu, keyifli bir yürüyüş rotası vaat ediyor.

Likya Yolu Rotası

Likya Yolu rotası, adını Likya medeniyetinden alıyor. Rota, 19’u aşkın irili ufaklı antik kent ve Akdeniz kıyı şeridinin en önemli turizm merkezlerinden geçiyor. Rota yalnızca kıyı şeridini takip etmiyor; zaman zaman sarp yamaçlara ve kayalıklara çıkıyor, kumsal ve antik liman kentlerine uğruyor.

Likya Yolu yürüyüş rotası, Fransız Grande Randonnee sistemiyle işaretlenmiş. Kavşak noktalarına sarı yönlendirme tabelaları yerleştirilmiş. Likya Yolunun patikaları, her 50 metrede, toprak yollarda ise her 200 metre aralıklarla işaretlenmiş. Kırmızı-beyaz çizgiler bir yol ayrımına gelindiğini, kırmızı boya ile yapılan çarpı işareti ise patikadan sapıldığını anlatıyor.

İşaretler düzenli aralıklarla gönüllüler tarafından yenilense de doğal koşullar ve insan etkisi nedeniyle yer yer işaretlerde kaybolma ve silinme gibi durumlar yaşanabiliyor.

Fethiye’den başlayıp Ölüdeniz, Kelebekler Vadisi, Kabak Koyu, Yediburunlar, Patara Kumsalı, Kalkan, Kaş, Kekova, Demre, Finike, Korsan Koyu, Gelidonya Feneri, Adrasan, Musa (Olimpos) Dağı, Çıralı Plajı, Tahtalı Dağı, Tekirova, Kesme Boğaz, Göynük Kanyonu ve Göynük’ü de geçerek Antalya’nın Konyaaltı sahiline kadar uzanıyor.

Likya Yolu etapları genellikle Fethiye’den Antalya’ya doğru, batı-doğu ekseninde ifade ediliyor. Tahtalı Dağında deniz seviyesinden 1.800 metre yüksekliğe ulaşan Likya Rotası, birçok noktada da Akdeniz’e paralel olarak kıyıdan ilerliyor. Likya Yolu iki etaptan oluşuyor.

Likya Yolunun Birinci Bölüm: Faralya, Dodurga Köyü, Sdyma, Pınara, Letoon, Xanthos kentleri ve incecik kumlarıyla eski bir liman bölgesi olan Patara yer alıyor.

Likya Yolunun İkinci Bölüm: Antiphellos, Apollonia, Simena, Myra, Limyra, Rhodiapolis, Gagai, Melanippe, Gelidonia, Edrassa, Olympos, Chimaera ve Phaselis bulunuyor.

Likya Yolu Etaplar: Hisarönü-Faralya, Faralya-Kabak Koyu, Kabak Koyu-Alınca, Alınca-Yediburunlar, Yediburunlar-Gavurağılı, Gavurağılı-Patara, Patara-Kalkan, Kalkan-Sarıbelen-Gökçeören, Gökçeören-Kaş, Kaş-Kekova, Kekova-Demre, Demre-Alakilise-Finike, Karaöz-Gelidonya Feneri-Adrasan, Adrasan-Olimpos-Çıralı, Çıralı-Beycik, Çıralı-Tekirova, Tekirova-Phaselis-Gedelme, Beycik-Tahtalı Dağı-Gedelme, Gedelme-Göynük, Göynük-Hisarçandır ve Hisarçandır-Geyikbayırı şeklinde planlanıyor.

Uzun rota, Fethiye’nin Boğaziçi Köyü, Patara, Delikkemer ve Çıralı’da 2 alternatif güzergaha ayrılıp, daha sonra yeniden birleşiyor. Yürüyüş rotasına Fethiye ya da Antalya’dan her iki yönden de başlamak mümkün. Kitapçılarda satılan Türkçe, İngilizce ve Almanca rehber kitaplarda rota, çevresel özellikle ve GPS noktalarıyla ilgili detaylı bilgiler var.

Yolu tamamlamak istiyorsanız kitap fazlasıyla yardımcı olabilir. Likya Yolu etapları, yürüyüş yapacak kişinin vaktine göre 3-5-7-10’ar günlük periyotlara bölünerek yürünebilir. Yolun tamamını yürüme hedefiniz varsa ve kondisyonunuza güveniyorsanız en az 25 gün sürüyor.

Düşük kondisyonda yolu yürümek 40 günü bulabilir. Doğa yürüyüşünden hoşlanan birçok kişinin büyük bölümünü rahatlıkla yürüyebileceği Likya Yolunun, belli bölümleri orta ve yüksek zorlukta etapları içeriyor. Benim yaptığım gibi, yolun bazı bölümlerini farklı mevsimlerde yürüyecek şekilde planlama da yapabilirsiniz.

El değmemiş koylardan, dağlardan, ıssız köylerden geçen patikalarda geçen bir yolculuk, aynı zamanda kendinizi keşfedeceğiniz, içsel bir yolculuğa da dönüşebilir.

Likya Yolu Ne Zaman Yürünür

Likya Yolu, Akdeniz ikliminin hakim olduğu Akdeniz kıyı şeridinde yer alıyor. Kış aylarının yumuşak geçtiği bu bölge, yazın bir hayli sıcak. Yılın 11 ayı rahatlıkla yürünebilecek bir rota. Yürümek için en ideal dönem karlı tepelerle doğanın uyanışını simgeleyen rengarenk çiçekleri bir arada görebileceğiniz ilkbahar ayları.

Nemin giderek azaldığı ekim-kasım dönemi ise ideal sıcaklık açısından en mantıklı dönem. Mayıs ayından eylül ortasına kadar olan zaman aralığı ise bölgenin en sıcak dönemi. Kasımdan şubata kadar olan dönemde ise sık sık sağanak yağmurlar görülüyor.

Likya Yolu, yürüdüğünüz her adımda muazzam manzaralarla karşılaşabileceğiniz bir rota. Kızıl çam ormanı arasındaki toprak yoldan gidilen Gelidonya Feneri rotasının yol üstü koylarının manzarasına da doyum olmuyor. Güzelliği ile göz çarpan koylar arasında Korsan Koyu (Melanippe) bunların en dikkat çekenlerinden birisi.

Antalya’nın Akdeniz’deki en uç noktası olan Gelidonya Burnu veya diğer adıyla Taşlık Burnu, Antalya’daki Teke Yarımadasının güney ucunda Kumluca’nın Mavikent Beldesinin Karaöz Mahallesinde yer alıyor.

Parkur üzerinde yer alan Gelidonya Feneri manzarası, 2007’de Türkiye’nin en güzel manzarası seçilmiş. Likya Yolu’nda doğa yürüyüşü, tarihin derinlikleri ile günümüz arasında oluşturulan bir zaman tünelinde yürüyüşe benziyor.

1934’de Fransızların inşa ettiği Gelidonya Feneri’ne Karaöz’den gidiliyor. 9 km’lik yolun 7 km’sini araçla gitmek de mümkün ama yürümek en güzeli. Kızıl çam ağaçları arasında uzayan son 2 km sadece yürüyerek çıkılabiliyor.

Likya Yolu yürüyüş severlerin olduğu kadar bisiklet tutkunları için de heyecan verici bir destinasyon. Büyük bölümü patikalardan oluşsa da Likya Yolunda dağ bisikletiyle ilerlemek büyük keyif. Her yıl eylül ayında gerçekleşen Likya Yolu Ultra Maratonu, Likya Yolunun 250 km’sini 6 günde kat ediyor.

Likya Yolunu yürümeden önce mevsim koşullarına bağlı olarak hazırlıklı olmak şart. Yürüyüş sırasında mutlaka ayak bileğinizi kavrayan su geçirmez bir yürüyüş ayakkabısı, çabuk kuruyan pantolon, çorap, termal tişört, şapka, gerektiğinde havlu olarak da kullanabileceğiniz bir sarong alın yanınıza.

Ayrıca güneş gözlüğü, mayo, havlu, beli kemerli sırt çantası, güneş kremi, yedek çamaşır, yağmurluk, ince polar gibi eşyaların yanınızda olmasında yarar var. Olası olumsuz durumlara karşı pusula, harita, çakı, çakmak, yedek pil, ilkyardım seti, pusula, düdük gibi ekipmanlar da yanınızda olmalı.

Likya Yolu Konaklama

Likya Yolu, Türkiye’de yaz turizminin en gelişmiş olduğu yerlerden Akdeniz kıyı şeridinde yer aldığından konaklama açısından bolca alternatife sahip. Fethiye, Ölüdeniz, Faralya, Kabak Koyu, Patara, Kalkan, Kaş, Kekova, Demre, Finike, Adrasan, Olimpos, Çıralı, Tekirova, Çamyuva, Kemer, Göynük ve Antalya’da beş yıldızlı otelden pansiyona, bungalovdan kamp alanına kadar dilediğiniz yerde kalabilirsiniz.

Eğer Antalya’da konaklamayı düşünüyorsanız şehirde Konyaaltı Plajı ve Lara Plajı yakınlarında ya da Kundu Sahili civarındaki nezih dört yıldızlı veya beş yıldızlı otellerden, Olimpos’taki ağaç evlere kadar çok çeşitli Antalya otelleri seçenekleri var.



Fethiye otelleri ise pansiyonlardan butik otellere, tatil köylerinden kamp alanlarına kadar yine çok çeşitli. Benim Fethiye otelleri içerisinde önerim ise. Yanıklar Köyünde Yonca Lodge, Ölüdeniz’de Oyster Residences, Faralya’de Mandarin & Mango Boutique Hotel.

Likya Yolundaki kamp alanlarının birçoğu Kabak Koyu, Patara, Çayağzı Limanı, Olimpos, Çıralı ve Göynük’te yer alıyor. Çadırınızla konaklayabileceğiniz kamp alanlarında genellikle konaklama ücretine sabah kahvaltısı ve akşam yemeği dahil şeklinde bir fiyat veriliyor.

Likya Yolu, doğa ve yürüyüş tutkunlarına inanılmaz güzel manzaralar sunan, dünyanın en önemli yürüyüş rotalarından biri. Maceraperest ve özgür ruhları davet eden Likya Yolu, doğal güzellikleri ve tarihi ve kültürel mirası ile Akdeniz kıyılarını keşfetmek için en iyi seçeneklerden biri.

37 Yorumlar

  1. Avşa Adası’da en güzel tatil beldelerinden bir tanesi. Marmara Bölgesinde olduğu için ismi pek duyulmuyor fakat fiyatları çok ucuz. İstanbul’da yaşayan herkes için bir kaçış noktası aslında. Kısa süren yolculukla Avşa’ya ulaşabiliyorsunuz.
    Avşa otelleri fiyatları da çok ucuz. Sezonda gitseniz bile otel fiyatları 100-150TL arasında değişiyor. Avşa Adası’nda gitmenizi kesinlikle öneririm.

  2. Kabak Faralya arasini, Kabak’ta kaldigimiz bir sene biraz yurudum ama tam zamanli degildi… 🙂 Türkiye’ye geldigimde denk gelecegini sanmam yuruyuslerin benim icin biraz hayal artik.

  3. Fethiye’ye gitmek bir türlü nasip olmadı, bir insan her sene niyetlenir yine de Antalya’ya Bodrum’a mı gider ? Bu yıl kıracağım zincirlerimi ve ben de size nispet yapacağım Kemal bey 🙂

  4. Motorla 10 günde Antalya’dan Çanakkale’ye kadar geldim. İnanılmaz güzel bir rota. Özellikle asfalt olmayan dağ yolları manzaraları büyüleyiciydi..

  5. Burası tanıtılsa dünyanın en güzel yollarından biri olur, yöre insanı kalkınır. Ama her yıl gelen azlaıyor, üzülüyorum.

  6. Burası adeta tarih kokuyor. Bu aralar 20 ton altın çıktı diye basında çıkan haberler bunun en iyi örneği. Eski medeniyet yaşam alanı.

  7. Kabaktan sonraki rotayı geçen hafta yaptım. Kabak-Faralya-Faralya-Kirme-Babadağ-Ovacık uzatılırsa Kayaköy-Ölüdeniz seneye 23 nisanda yapacağım yine.

  8. Fethiye kismina dogru olan kisimlari… Adrasan, Olimpos Gelidonya Feneri Kabak vs kismini yurudum. Hala tadi damagimda olan bir 8 gundur.

  9. 14-18 ekimde Patara-Ölüdeniz rotasında 8 kişilik bir gruba rehberlik yaptım. Her zamanki gibi sadece turist gruplara rastladım. Güneş altında 40 derece güneşte yanmayı tatil sanıyoruz.

    • Maalesef rota konaklama, yeme içme ve su kaynakları olarak çok yetersiz. Ama tanıtırsak ve yürüyen çoğalırsa köylüler için bir turizm fırsatı dağar. Projelendirmek şart.

    • Likya’da ortalama her 10 ile 20 km arası bir köy var. Çadırınız yoksa muhakkak konaklayabileceğiniz bir yer bulabiliyorsunuz. Su için bahar ayları tercih edilmeli o zaman bolca su var. Ama nisandan sonra dereler kuruyup, kuyular boşalıyor. O yüzden sıcak aylarda su taşımak gerekiyor. Ben 2004’te yürüdüm. O yıllarda yılda 10.000 trekçi oluyordu dünyanın heryerinden. Şimdi bu sayı katlana katlana çoğaldı.

    • İlla pansiyon şart değil ufak bir çadır ve basit matlar bile iş görür. mesele kalınacak yer değil çadır kurmak için rota üzerinde milyonlarca yer zaten mevcut. turizm dediğiniz şeyde soluklanmak için bahçenize oturan yürüyüşçüye su ve meyve ikram edip sonra parasını almaksa bu da Anadolu insanına yakışan bir davranış değil ama Fethiye insanı buna çok fena alışmış ne yazık ki engel olunamaz. onu geçtim pansiyonlar oldukça pahalı durumda sıkı pazarlıkla fiyatı 100 dolardan başlayan yerleri 60 TL’ye falan düşürebilirsiniz. ama verilen para çok çok fazla kalınan yerler için hatta köylüler kendi evlerinden bir odayı geceliği 120 TL’ye falan kiralamaya kalkabilir. ama çadırı bedavaya kurabilirsiniz 😉 yiyecek ve içeceğinizi kendiniz temin edebilirsiniz ufak bir kamp tüpü ve ufak bir tavayla işinizi görebilirsiniz. zaten tuhaf bir durumda var Likya yolu bizim ülkemizde ama bulup keşfeden bir yabancı . bu durumda evet biz yürüdüğümüzde turist olabiliriz ve kendi halkımızın bizi kazıklamaya çalışması gayet doğal olabilir. herkese iyi yürüyüşler dilerim.

  10. Bu güzel yazı ve paylaşım için teşekkürler. Gezgin dostlarıma nacizane, bu parkuru “ölmeden önce yapılacak yürüyüşler” listelerine eklemelerini tavsiye ediyorum.

Yanıt yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz