Kapadokya, lav tabakaların, milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla, dünyada başka hiç bir yerde pek de görülemeyecek ilginçlikte ve güzellikte ortaya çıktığı bir coğrafya. Sıklıkla söylenen Erciyes, Hasan Dağı ve Güllü Dağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu değil, 60 milyon yıldır süren, bu dağlar olmadan oluşmaya başlamış ve halen devam eden doğal bir oluşum.
Kapadokya ismini Persler’in ‘Güzel Atlar Ülkesi’ anlamındaki Katpatukya kelimesinden alıyor. Kayalara oyulmuş benzersiz evleri, kiliseleri, yeraltı şehirleri, rengarenk balonları, ünlü şarapları ve muhteşem günbatımıyla Kapadokya büyüleyici ve gizemli bir atmosfere sahip. İç Anadolu’da Nevşehir, Aksaray, Kırşehir, Niğde, Kayseri illerinin sınırlarına kadar uzayan geniş bir bölge burası. O yüzden bu güzel coğrafyaya vakit ayırın. Günübirlik turlara feda edilemeyecek kadar özel bir yer burası, hem de 4 mevsim.
Peki Kapadokya nasıl oluştu? Basitçe, aktif yanardağlardan coğrafyaya yayılan küllerin oluşturduğu yumuşak tüf tabakasının üzerini kaplayan ince bir lav tabakası zamanla soğuyup sert bazalt oluşumlara dönüşmüş. Doğa olaylarının etkisiyle çatlayan bazalt kayalar ve altındaki tüfler aşınmış ve ortaya şapkaları olan peribacaları oluşturmuş.
Bu yumuşak tabakayı oyan insanlar, kendilerine barınak ve ibadethane yapmış, bazılarının duvarlarını dini resimlerle süslemiş. Bilinen tarihi MÖ 2 bin yılı başlarına kadar uzanan benzersiz bölgenin köklü tarihi ve kültürel mirası çok değerli.
Birbirinden ilginç oluşumların yer aldığı bölgedeki peribacaları ve yeraltı şehirleri, Nevşehir, Niğde, Kayseri ve Aksaray’ı kapsayan alana yayılıyor. Güneyde Toroslar, kuzeyde Tuz Gölü Havzası ve doğuda Fırat Nehri ile çevrili Kapadokya, dünya üzerinde örneğine az rastlanacak türde bir doğa ve kültür hazinesi.
Günümüzde Kapadokya denildiğinde Göreme, Ürgüp, Avanos, Derinkuyu, Ihlara ile Kaymaklı bölgelerini kapsayan, harika doğaya sahip bir cazibe merkezi anlaşılıyor.
Kapadokya Gezi Rehberi blog yazımda işte buralarda gezilecek ve görülecek yerler hakkında bilgiler paylaşıyorum. Hem yöresel doku hem de tarihi değerleriyle ön plana çıkan zenginlikler o kadar çok ki mümkün olduğu kadar kısa bilgiler vermeye çalıştım.
Kapadokya Gezi Rehberi
Anadolu yarımadasının ortasında yer alan ve önemli yollar üzerinde olan Kapadokya mevcut yapısı ile birçok kültürün, inancın ve felsefenin harmanladığı bir yer. Aziz Pavlus ile Anadolu’da yayılan Hıristiyanlık, 3. yüzyıldan itibaren Kapadokya bölgesini de içine alacak şekilde genişlemiş.
Romalıların ilk Hıristiyanlara baskılarını arttırdığı 3-4’üncü yüzyıllarda ‘bir lokma bir hırka’ felsefesiyle yola çıkanlar, özgürce ibadet edebilecekleri bir yer ararken Kapadokya’nın lav ve küllerden oluşan yumuşak tabakalarını fark edip buraya yerleşmişler. Yeraltı şehirleri kuran, yüksek kayalıklarda üst üste delikli mağaralar açan ilk Hristiyanlar, savaşçı olmadıkları için, toprağın bereketini güvercin gübreleriyle kuvvetlendirmişler.
Bir tarım toplumu gibi ekip biçerek yaşamlarını sürdürmüş, inançlarını yaşatmayı başarmışlar. Bizans’ın ek güce ihtiyaç duyarak rahipleri de asker yapmaya başlaması ile idealist olan din adamları da kaçarak bu bölgeye yerleşmiş ve kendi kiliselerini inşa etmişler. Dünya nimetlerinden elini eteğini çeken münzeviler ise bu mağaralarda inzivaya çekilmiş.
Hristiyanlığın 3-4. yüzyılda Roma İmparatorluğu’nun resmi dini olarak kabul edilmesinin ardından, Kayseri (Sezeria) doğumlu Aziz Basil buraya gelerek bölgenin bu önemli noktası olan Göreme’yi (Korama) bir eğitim merkezi seçmiş. Burada yüzyıllar boyu yalnızca din adamları eğitilmiş ve yaşamlarını sürdürerek ibadet etmişler.
Kiliseler değişik dönemlerde tahrip edilmiş ve tekrar yapılmış. Freskler ise dönemlerin çalkantılarıyla birlikte üstleri alçıyla sıvanarak tekrar boyanmış. Dört bir yanı kayalara oyulmuş kiliselerle çevrili olan Kapadokya’da yaklaşık 360 oyma kilise bulunuyor.
Çok bilinen rotalarıyla Kapadokya’yı gezip, bunun da dışına çıkabilmek için, herkesin kendi yolunu bulması, kendine özel manzarayı keşfetmesi gerekiyor. Sürüden ayrılmayı, vadilerde kaybolmayı, kiliselerde yüzlerce yıllık geçmişin sesini dinlemeyi seçenler için atla, ciple, motosikletle, bisikletle ya da yürüyerek pek çok keşif seçeneği mevcut.
Kapadokya olağanüstü oluşumlarının yanında yeraltında da akıl almaz sürprizler saklıyor. Peri bacalarının büyüsüne kapılıp, yeraltı şehirlerinin önemini atlamamak gerekiyor. Kapadokya bölgesinde bulunan yaklaşık 30 yeraltı şehrinden yalnızca 7 tanesi gezilebiliyor. En çok ziyaret edilenler, Nevşehir-Niğde yolu üzerindeki Kaymaklı ve Derinkuyu Yeraltı Şehirleri.
KAPADOKYA NEREDE
Kapadokya, Anadolu ve Türkiye‘nin tam ortasında, Nevşehir ili merkezde olmak üzere Kırşehir, Niğde, Aksaray ve Kayseri illerinin bazı bölümlerini de içine alan bölgede yer alıyor. Doğudan batıya doğru çukurluğu artan Kızılırmak Vadisi’nin ikiye ayırdığı Nevşehir, güney ve kuzey bölgelerine gidildikçe yükselen bir konuma sahip.
Nevşehir’in de içinde yer aldığı Kapadokya Bölgesinin sınırları antik dönemde güneyde Kilikya, kuzeyde Karadeniz, doğuda Malatya-Elazığ, batıda ise Konya’ya dek uzanırken, günümüzde Kapadokya denilince Nevşehir, Niğde, Aksaray, Kayseri, Kırşehir illerini içine alan bölge anlaşılıyor. Dar anlamda ise Kapadokya ile Nevşehir özdeşleşmiş durumda.
KAPADOKYA’YA NASIL GİDİLİR
Kapadokya, Anadolu’nun merkezinde, Türkiye’nin dört bir yanından kolaylıkla ulaşılabilecek bir konumda. Kapadokya’ya uçakla, arabayla, otobüsle ulaşım sağlanıyor.
Kapadokya’ya uçakla nasıl gidilir: Kapadokya coğrafyasına ulaşmak için kullanabileceğiniz 2 farklı havalimanı var; Nevşehir Kapadokya Havalimanı ve Kayseri Erkilet Havalimanı.
Nevşehir Havalimanı: Nevşehir Kapadokya Havalimanı (NAV), Nevşehir kent merkezine 30 km, Kapadokya’nın kalbi Göreme’ye ise 43 km uzaklıkta yer alıyor. Yaklaşık 40 dakikada havalimanından dilediğiniz ilçeye ulaşabilirsiniz. Kapadokya’ya İstanbul’dan haftanın her günü Pegasus, AnadoluJet ve Türk Hava Yolları’nın karşılıklı uçak seferleri bulunuyor. Direkt seferler sadece İstanbul’dan var, diğer şehirlerden Nevşehir’e ancak aktarmalı uçabiliyorsunuz. THY ve Anadolu Jet’in kendi yolcularına özel havalimanından Nevşehir merkez ve Ürgüp’e ücretli servisi var.
Kayseri Havalimanı: Kayseri Erkilet Havalimanı (ASR), Kapadokya’ya ulaşımda kullanabileceğiniz diğer bir havalimanı ve ben hep bu havalimanını kullanıyorum. Kayseri Göreme arası 76 km ve araçla ulaşımı 1 saat sürüyor. İzmir’den Kapadokya’ya gitmek isteyenler için haftanın belli günlerinde Pegasus ve SunExpress’in Kayseri’ye direkt seferlerini öneriyorum.
Kapadokya’da kalacağınız otele bilgi verirseniz sizi havalimanından alacak shuttle servisine isminizi yazdırabilir (50TL). Ya da havalimanı çıkışında göreceğiniz Havaş otobüsleriyle otogara gidip oradan Göreme’ye giden otobüslere binebilirsiniz.
Kapadokya’ya otobüsle nasıl gidilir: Kapadokya’ya Türkiye’nin birçok şehrinden direkt otobüs seferleri ile ulaşılabiliyor. Kapadokya’nın kalbi olarak kabul edilen Nevşehir’e otobüsle geldikten sonra Ürgüp, Göreme, Avanos, Ortahisar gibi noktaların her birine düzenli dolmuş seferleri var. Yaz döneminde Ürgüp’e de doğrudan otobüs seferleri yapılıyor.
Kapadokya’ya arabayla nasıl gidilir: Nevşehir, Kapadokya bölgesinin ortasında, Aksaray-Kayseri karayolu üzerinde ve Kırşehir-Niğde karayoluyla birleşen kavşakta yer alıyor. Nevşehir karayoluyla Aksaray’a 75 km, Kırşehir’e 91 km, Kayseri’ye 81 km, Niğde’ye 82 km ve Ankara’ya Kırşehir üzerinden 277 km, Aksaray üzerinden ise 292 km uzaklıkta bulunuyor.
Ürgüp’e karayolu ile gelmeyi planlıyorsanız yolculuk Ankara’dan 4 saat, İstanbul’dan ise 9 saat sürüyor. Yolların büyük kısmı duble yol. Kapadokya’ya karayolu ile gelmek isterseniz, yol İstanbul’dan Ankara’ya kadar otoban, Ankara’dan Kapadokya’ya kadar da kesintisiz çift yol olarak devam ediyor.
Ankara-Kapadokya arasında iki yol alternatifiniz mevcut: Konya yolundan Gölbaşı-Koçhisar-Aksaray-Nevşehir rotası ilk seçeneğiniz. Diğer alternatif ise, Samsun yolundan Kırıkkale-Kırşehir-Nevşehir rotası. Ankara- Kapadokya arası 270 km yani ortalama 4 saat sürüyor.
Diğer istikametlere gelince: Ege’den, Afyon-Konya-Aksaray-Nevşehir; Adana’dan Pozantı-Niğde-Nevşehir; Antalya’dan, Manavgat-Konya-Aksaray-Nevşehir; Karadeniz’den ise, Samsun-Çorum- Yozgat-Nevşehir rotasını izleyebilirsiniz.
Kapadokya’ya trenle nasıl gidilir: Trenle Kapadokya’ya gelmek isterseniz, Ankara veya İstanbul’dan Kayseri’ye bir tren yolculuğu yapabilirsiniz Trenle Kayseri’ye geldikten sonra yürüme mesafesindeki kadar yakın olan Kayseri Otogarına ulaşıp buradan her saat başı Kapadokya’nın her ilçesine hareket eden araç bulabilirsiniz. Otogardan yaklaşık 45 dakika ila bir saat içerisinde Kapadokya’da olabilirsiniz.
KAPADOKYA’DA NEREDE KALINIR
Ürgüp’te kalacaksanız Fresco Cave Suit Suites şahane ✔︎ Ürgüp’ün eski şehir merkezinde yer alan otel, üç tarihi konak ile mağaraların bir getirilmesiyle oluşturulmuş kendine münhasır çekici bir karakteri olan bir Ürgüp oteli. İster mağara odalarda kalın, ister ferah konak odalarda kalın. Ayrıca, her gittiğimde güzelleşmiş gördüğüm harika bir terası, restoranı, huzurlu şömine alanı, otelde geçireceğiniz vaktin kalitesini arttırıyor.
VPN indirip Booking üzerinden oda rezervasyonu yapabilirsiniz ✔︎
Kapadokya Gezilecek Yerler 📌
Kapadokya tarihi ve doğal mirası çok büyük bir alana yayılan bir coğrafya. Bu kadar geniş bir coğrafyaya sadece 1-2 gün ayırıp, bazı yerlerini hızlıca görüp gitmek biraz haksızlık. Tıpkı gün boyu sürecek bir ziyafeti, abur cubur yercesine hızlıca yiyip kaçmaya benzetiyorum ben.
Her bir köşesinin kendine münhasır dokusu, farklı atmosferi ve özel yerleri var. Aceleye getirilmeden gezilmesi gereken bir yer kısaca. Vakti olmayanlar ise her yerini göreyim sonra yine tekrar gelirim demek yerine sadece bir yerinde o vakti geçirip, diğer gelişte farklı yerinde kalması tavsiyem.
Uçhisar Kalesi’ne çıkarken yanınızdaki çocukları başıboş bırakmayın. Kayadan oyulmuş otellerin konforsuz oldukları yanılgısına kapılmayın. Kapadokya doğa ve tarihinin bir noktadan sonra kendini tekrar ettiğini düşünmeyin. Bir günde klasik Kapadokya turu yapmaya kalkışmayın. Kiliseleri görmemezlik etmeyin.
Üzengi Deresindeki güvercinlikleri görün. Şöminede Testi Kebabı kırdırın. Avanos Chez Galip’te, çekiliş için bir tutam saç bırakın. Kapadokya’nın çömlek peynirinden alın. Cip safarilere katılın.
Tipik bir Kapadokya kartpostalı çekmek için akşamüstü Göreme-Uçhisar arasındaki Esentepe Mevkii, Kaptan Osman’ın Yeri. Ürgüp’ün Nevşehir tarafından girişinde solda, ‘Üç Güzeller’ diye bilinen Kapadokya’nın sembolü peribacaları. Ürgüp- Nevşehir yolunun 5. kilometresinde, bir yanda Erciyes Dağı diğer yanda Kızılçukur Vadisi günbatımı noktası. Ihlara Kanyonu’nun başlangıç ve bitiş noktaları da çok fotojenik.
1. Göreme
Göreme, Kapadokya’nın kalbi ve en çok ilgi gören noktası. Son yıllarda çok hızlı gelişim ve değişim içerisinde. Yeni açılan butik oteller ve mekanlarıyla serpilip güzelleşti. En iyi korunmuş Bizans dönemi kilise ve fresklerin yer aldığı Göreme Açık Hava Müzesi ise bölgenin baş tacı. Müzede, 6 kilise ve hemen girişte biri rahiplere diğeri de rahibelere ait olmak üzere 2 manastır bulunuyor.
Göreme Tarihi Milli Parkı ve Açık Hava Müzesi, Kapadokya turizminin odak noktası. Kuşkusuz bir solukta gezilebilecek bir alan değil. Kiliseleri, içinden su yolu geçen peri bacaları, tüneller, ilginç biçimli kayalıkları ile etkileyici görünümlü vadileriyle olağanüstü. Hepsine zaman ayırmak şart. Göreme Milli Parkı’nda görmeniz gereken çok değerli kiliseler var.
Ürgüp’e 6 km. mesafede yer alan Göreme Açık Hava Müzesi, geziniz 1.5-2 saat kadar sürebilir. 30 TL olan giriş ücretiyle, müze alanının dışında Tokalı Kilise’yi de aynı biletle gezilebiliyorsunuz. Yalnızca Karanlık Kilise için ek giriş ücreti alınıyor. Kış mevsiminde 08:00-17:00 saatleri arasında gezmek mümkün.
Elmalı Kilise, Asıl girişi güney yönünden olan kiliseye, kuzeyden açılan bir tünelden giriliyor. Tarihinin 11. yüzyılın ortası ve 12.yüzyılın başına uzandığı düşünülüyor. Duvarlarında Hristiyanlık dünyasında önemli yeri olan hikayelerden sahneler anlatılmış. Lazarus’un diriltilmesi, üç müneccimin tapınması, son akşam yemeği, Hz. İsa çarmıhta, Hz. İsa’nın göğe çıkışı, Hz. İsa’nın gömülmesi, Hz. İsa’nın cehenneme inişi bunlardan bazıları.
Aziz Basil Şapeli, 11. yüzyıl yapısı ve duvarlarında, İkonoklastik dönem sonrası olmasına rağmen, o dönemde yapılan hataları hatırlatmak için, hiçbir insan figürü kullanılmadan geometrik desenler yapılmış. Elmalı Kilise’nin bulunduğu kaya blokunun arkasında yer alıyor.
Azize Catherine Şapeli, Karanlık Kilise ile Çarıklı Kilise arasında yer alıyor. Anna adında bir kişi tarafından yaptırılan Azize Catherine Şapeli, 11. yüzyıla tarihleniyor. Kabartma geometrik süslemelerle bezenmiş.
Karanlık Kilise, zor ulaşımı sayesinde çok az tahrip olmuş bir 11. yüzyıl yapısı. Daha önceleri korunaklı bir girişi olan ve ancak bir tünelden geçilerek varılabilen kilise yörenin en iyi korunmuş kilisesi olarak kabul ediliyor. Rum Ortodoks Kilisesi renkli freskleriyle çok ilgi çekiyor. Burayı görmek için ek olarak 8 TL giriş ücreti ödemeniz gerekiyor.
Yılanlı Kilise, yapılışı sırasında bir aziz ya da azizenin ölümü durumunda devam etmenin uğursuzluk getireceğine inanıldığından, oyulma işleminin yarım bırakıldığı düşünülen bir kilise. Ününü girişin hemen sağ duvarında yer alan ve kadın göğüslerine sahip bir erkek figürüne borçlu.
Tokalı Kilisesi, açık hava müzesinin hemen dışında yer alan, bölgenin en büyük ve en eski kaya kilisesi. 11. veya 12. yüzyıllarda inşa edilmiş. En dikkat çekici özelliği ise bugüne dek göreceğiniz en duru güzelliğe sahip Meryem Ana freskine sahip oluşu. Duvarlarında Aziz Basil’in hayatı, çeşitli azizlerin tasviri ve çoğunluk İsa’nın mucizelerine ait sahneler yer alıyor.
Karanlık, Çarıklı ve Tokalı Kiliseleri, sanata olan düşkünlüğüyle tanınan ve İç Anadolu’ya geldiği sıralarda bu kiliseleri gezen Osmanlı padişahı III. Selim’in emriyle restore edilmiş. Bu nedenle, ender rastlanan bir örnek olarak, 12. yüzyıl yapısı olan Çarıklı (Sandallı) Kilisesi’nin freskleri arasında, onurlandırılmak için sarığıyla resmedilen III. Selim de bulunuyor.
Aşk Vadisi, Göreme-Uçhisar yolu üzerindeki Örencik’ten başlayıp, Göreme-Avanos yolunda sona eren 4900 metre uzunluğunda şahane bir vadi. Bağlıdere Vadisi adıyla da biliniyor. Sıcak hava balon turları hava koşulları iyiyse bu vadiye yukarıdan bakmanıza fırsat sağlıyorlar. Vadi yürüyüş için de oldukça uygun. Selvi ağacına benzeyen, düz ve yüksek peribacası oluşumlarının bulunduğu vadinin bir de efsanesi var:
Birbirine düşman iki ailenin birbirine âşık olan kızı ve delikanlısının bir çocukları olur ancak kızın ailesi damadı öldürür. Bunun üzerine intihar eden kızın ardından, çiftin birlikte olmasını istemeyenler tanrı tarafından cezalandırılır ve vadi taş yağmuruna tutulur. Rivayet o ki, o gün bu gündür, ölen âşıkların ruhları vadide kayıp çocuklarını arar durur…
El Nazar Kilisesi, Göreme Açık Hava Müzesi yolunun sağındaki Zemi Vadisinde, yoldan yaklaşık 1 kilometre uzaklıkta yer alıyor. T planlı, haç kolları beşik tonozlu olan ve bir peribacası içerisine oyulmuş yapının doğu kolunda mezarlar bulunuyor. Kronolojik olarak birbirini takip eden sahneler iki sanatçı tarafından arkaik stilde boyanmış. İsa’nın çocukluğu, gençliği ve mucizelerinin resmedildiği El Nazar Kilisesi 10’uncu yüzyılda yapılmış.
Güllüdere Vadisi, Çavuşin ve Göreme arasında kalan yerde birçok kilise, manastır ve yaşam alanı kalıntılarının var. Peribacası oluşumlarının en iyi izlenebileceği trekking rotası 4 km ununluğunda. Yürüyüş sırasında iki kola ayrılan vadide, tarih boyunca birbirinden farklı dönemde inşa edilmiş çok sayıda kilise ve manastır görebiliyorsunuz.
Vadinin birinci kolunda İnzivaya çekilen keşiş hücreleri, bulunurken, ikinci kolunda ise Üç Haçlı Kilise ile Ayvalı Kilise yer alıyor. Bir zamanlar üzüm bağlarının yoğun olarak yer aldığı, zengin bitki florasına sahip Güllüdere Vadisi’nde badem ve kayısı ağaçlarının arasında yürüyüş yaparken, güvercinlikler de manzarayı süslüyor.
Zemi Vadisi, Ürgüp-Nevşehir Yolu üzerinde, Uçhisar’ın doğusunda kuzey-güney doğrultusunda, Göreme ile Açık Hava Müzesi arasında bulunuyor. Vadi başlangıcı ile Göreme arasındaki 5600 metrelik vadi, yürüyüş yapmaya elverişli. Sarnıç Kilisesi, Saklı Kilise, Görkündere Kilisesi ve El Nazar Kilisesi de vadi içinde yer alıyor.
Dar bir vadi yapısına sahip olan Zemi’de armut, dut, erik, kayısı, fındık gibi meyvelerin ağaçlarının arasındaki yürüyüşe başlamak için iki nokta bulunuyor. Birincisi, Ürgüp-Nevşehir yolundan Göreme Açık Hava Müzesine doğru yumuşak bir eğimle aşağı inileceği için daha kolay olan bir rota; ikincisi ise, Ürgüp-Nevşehir yolu üzerinde inilerek yine eğim aşağıya doğru yapılan ve Göreme’de sona eren yürüyüş.
Sunset Point, Kapadokya’da gün batımını en güzel şekilde izleyebileceğiniz güzel noktalardan biri. Kızıla dönen gökyüzünde uzaklarda peribacalarının silüetleri enfes görünüyor.
2. Avanos
Nevşehir’in doğusunda, Kızılırmak’ın iki yakasına kurulu Avanos, çanakçılık, halıcılık gibi el sanatlarının ve şarapçılığın geliştiği, eşsiz peri bacaları, vadileri ve yeraltı şehirleri, kiliseleriyle Kapadokya bölgesinin en önemli turistik yerlerinden.
Avanos çömleklerinin hamuru olan kil, aynı zamanda Avanos’u, Kapadokya’nın geri kalan kısmından ayıran Kızılırmak’a da rengini veriyor. Türkiye’nin en uzun nehri olan Kızılırmak, sık yağmur yağdığı zamanlarda ve karlar eridiğinde daha çok kızıllaşıyor. Demir oksit oranının en yüksek olduğu killi topraklara sahip olan Avanos’a 14 km mesafede ise Özkonak Yeraltı Şehri bulunuyor.
Paşabağları Müze ve Örenyeri, Kapadokya’da en sevdiğim yer. Kapadokya gezilecek yerler listenizin başında olsun. Göreme-Avanos yolu üzerinde Zelve’ye çok yakın Paşabağ Rahipler Vadisi olarak da bilinen yer, şapkalı ve sıralı tipte peribacalarının en ilginç örneklerinin görülebiliyor. Bir zamanlar keşişlerin inziva yeriydi. Daha önceleri açık bir alandı ve ziyaret ücretsizdi. Şimdi 18 TL alınıyor.
Devrent Vadisi, Avanos’ta yer alıyor. Hayal Vadisi veya Perili Vadi olarak da bilinen ve Göreme’ye 10 dakika uzaklıktaki vadideki peribacaları birçok hayvan ve insan şekline benzetilebilecek siluetler oluşturmuş. U şeklinde bir yapısı olan vadinin bir ucu Devrent iken diğer ucu da Kızılçukur’a uzanıyor. Ortada kalan bölüm ise Zelve ve Paşabağı olarak adlandırılıyor. Zelve Vadisi’nin aksine Devrent bölgesine yerleşim yeri kurulmamış. Kapadokya bölgesindeki vadilerden farklı olarak yürüyüş alanı sınırlı olan vadide daha ziyade binlerce farklı objeye benzetilebilecek peribacaları bulunuyor.
Çavuşin Köyü, Kapadokya’ya her gittiğimde muhakkak uğradığım br köy. Göreme-Avanos yolu üzerinde, Göreme’ye 2 km uzaklıkta yer alan Çavuşin, Kapadokya’nın en eski yerleşim yerlerinden biri. Hristiyan ilk dönemlerinde keşişlerin ve rahiplerin yaşadığı köyde görülmesi gereken en önemli yer 5’inci yüzyıl tarihli Vaftizci Yahya Kilisesi. Ayrıca Çavuşin’den başlayarak Kapadokya’nın derinlerine uzayan ve 12 kilisenin yer aldığı Kızılçukur ve Güllüdere Vadileri Avanos’a bağlı olan Çavuşin sınırından başlıyor. Konaklama önerim: Phocas Cave Suites 👍
Güray Museum, dünyanın ilk ve tek yeraltı seramik müzesi. Nesillerdir babadan oğula geçen bu geleneksel el sanatını çağdaş müzecilik anlayışı ile birleştiren bir yer. Dünyaca ünlü Türk seramik sanatçılarının modern ve geleneksel tarzdaki eserlerini de sergisine ilave etmiş. Üç bölümden oluşan müzede çok önemli uluslararası etkinlik, sergi ve konserler de düzenleniyor. Haftanın 7 günü 09.00-19.00 saatleri arasında ziyarete açık. Güray Museum giriş ücreti 10TL, Müze Kart geçerli değil. Müzede uygulamalı çömlek yapımı ve fırınlanması ise 20TL.
Zelve Açık Hava Müzesi, sivri uçlu ve geniş gövdeli peribacalarının en yoğun olduğu bölge olarak Kapadokya dokusunun en iyi gözler önünde olduğu bir bölge. Avanos’a 5 km, Paşabağı’na ise sadece 1 km uzaklıkta yer alan Zelve, Aktepe’nin dik ve kuzey yamaçlarında kurulmuş, üç vadiden oluşuyor. 9’uncu ve 13’üncü yüzyılda bölgenin önemli yerleşim ve dini merkezlerinden olan Zelve, aynı zamanda eğitim verilen manastırların da bulunduğu bir yöre.
Vadideki en önemli yapılar ikonoklastik dönem öncesinde yapılmış olan Balıklı, Üzümlü ve Geyikli kiliseleri. Aziz Simon adına yapılmış bir şapelin yanı sıra, birçok kaya oyuğu, manastır, kilise, yerleşim yerlerinin yanı sıra tünel ve değirmen gibi yapılar da bulunuyor. Zelve Köy halkı ise Hristiyanların oyduğu mağaraların ağızlarını taşlarla kapatarak güvercinliğe çevirmiş.
3. Uçhisar
Uçhisar, Kapadokya’nın en yüksek noktasına kurulmuş bir kasaba. Nevşehir merkezden 5 km uzaklıkta. Panoramik manzarasıyla Kapadokya coğrafyasını en güzel göreceğiniz en yüksek nokta. Görkemli kalesi, nefis butik otelleri ve restoranları ile Kapadokya’da son yılların gözde bir durağı. Kapadokya bölgesinin en lüks mağara otellerinden bazılarına ev sahipliği yapıyor.
Uçhisar Kalesi, Kapadokya’yı 360 derece görebileceğiniz enfes bir nokta. Kalesi’nin zirvesinden Kızılçukur, Ortahisar, Ürgüp, İbrahimpaşa, Mustafapaşa ve Gomeda Vadileri ile Göreme, Avanos, Çavuşin, Nevşehir, Çat ve Erciyes’e kadar hemen her yer görülüyor. Yüksekliği 100 metreyi bulan Uçhisar Kalesi’nde çok sayıda oda, ev, sığınak, depo, sarnıç, mahzen var. Bu bölmeler birbirine merdivenler, tüneller ve koridorlarla bağlanmış.
Güvercinlik Vadisi, Kapadokya’da, Uçhisar’dan Göreme’ye kadar uzayan 4100 metrelik bir trekking vadisi. Adını vadilerde oyulmuş güvercinlik denen yuvalardan alıyor. 19’uncu yüzyıla kadar bölge halkının en önemli uğraşlarından biri olan güvercinliklerde beslenen kuşlardan biriken gübreler toplanarak tarımda kullanılıyordu. Bu bölgelerde yaşayan Hristiyanlar güvercinlerin yumurtalarını toplayarak kiliselerin freskleri için kullandıkları alçıya katarlarlardı. Vadiye biri Uçhisar’dan, diğeri ise Uçhisar’ın güneyinden olmak üzere iki girişi bulunuyor.
Kocabağ Şarapçılık, yörenin önemli şarap üreticilerinden. Uçhisar’daki kaya oyma mahzenin üst katını satış mağazası ve şarap tadım yerine dönüştüren Kocabağ, yerli ve yabancı turistlerin hem şarap tadımı hem de mahzenleri için ziyaret ettiği önemli bir merkez haline gelmiş. Fabrikada ise Öküzgözü-Boğazkere, Kalecik Karası, Kocabağ ve Avanos isim ve çeşitleriyle kırmızı; Misli, Emir, Narince etiketiyle de beyaz şarap şişeleniyor.
4. Ürgüp
Ürgüp, Kapadokya’nın en önemli yerleşim yerlerinden. Bizans döneminde önemli bir dini merkez olarak kullanılmış. Köy, kasaba ve vadilerinde ise kaya kiliselerin ve manastırların piskoposluk merkezi olan bölge aynı zamanda Roma dönemine ait kaya mezarlarına da ev sahipliği yapıyor.
Selçuklular Döneminde Konya’ya ve Niğde’ye açılan önemli bir kale, Osmanlı döneminde ise Kadılık Merkezi olmuş. 70 cami, 5 kilise ve 11 kütüphanesiyle yörenin en çok rağbet gören yeriydi. Şimdi de öyle. Çarşısı kalabalık, canlı ve keyifli. Şarabıyla da ünlü ayrıca. Konaklama önerim Fresco Cave Suites ✔︎
Ürgüp’te pek çok gezilecek yer var. Temenni Tepesi, Kadı Kalesi, Taşkın Paşa Cami, Ürgüp Müzesi, Üç Güzeller, Rum Hamamı, Pembe Vadi, Kızılçukur Vadisi, Üzengi Vadisi, Pancarlık ve Keşlik Vadileri, Aziz Theodore Kilisesi, Pancarlık Kilisesi, Ala Kilise, Kepez Kilisesi, Balkan Kiliseleri, Ayvasil Kilisesi ve Mustafapaşa Köyü bunlardan bazıları.
Temenni Tepesi, 13. yüzyılda Ürgüp’te öldürüldüğü bilinen Selçuklu sultanlarından 4. Kılıçaslan ve 3. Alâeddin Keykubat adlarına sembolik olarak Osmanlı döneminde yaptırılmış yaptırılmış anıt mezarlar yer alıyor. Tepenin ortasında bulunan kümbet ise daha önceleri Ürgüp Tahsinağa Halk Kütüphanesi olarak kullanılmış. Tepeden Ürgüp’ün tamamın ve Erciyes’i görebiliyorsunuz. Vaktiniz varsa çıkın.
Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi, 150 yıllık tarihi bir konağın restore edilerek müzeye çevrilmesi ile hizmete açılmış, Türkiye’nin ilk özel bebek müzesi. Kapadokya’nın tarihi, kültürel ve mimari özelliklerini yansıtan ve Türkiye ile dünyadan toplanmış 200’den fazla elişi bebek sergileniyor. Pazartesi hariç haftanın 6 günü 09.00-18.00 saatleri arasında ziyarete açık. Giriş ücreti yetişkinler için 12TL, öğrenciler için 8TL. Müze Kart geçerli değil.
Turasan Şarap Evi, Kapadokya’da 3 nesildir şarapçılıkla uğraşan, şarapçılık geleneğinin en iyi yaşatıldığı işletmelerden biri. Üzümlerini kendi bağlarında yetiştirerek kendi tesislerinde işleyen işletmenin Uçhisar’da bütün bir kaya bloğunun oyularak yapıldığı, üst katı tadım merkezi olmak üzere mahzeni bulunuyor. Turasan’ın beyaz ve kırmızı şarapları Anadolu’nun en kaliteli yerel şaraplık üzümleri olan Kalecikkarası, Öküzgözü, Boğazkere, Emir, Narince ve Dimrit’den yapılıyor.
Üç Güzeller, Kapadokya’nın simgesi. İki büyük bir de küçük peribacasından oluşan bölgenin en meşhur peribacaları. Kapadokya turları buraya mutlaka uğruyor. Kapadokya’da en çok fotoğrafı çekilen peribacaları bunlar.
İbrahimpaşa Köyü ise Nevşehir’in temellerini atan Osmanlı paşası Sadrazam Damat İbrahim Paşa’nın doğum yeri. Köy, Köprüleri, han ve hamamları, medreseler ve camileri ile adını yavaş yavaş duyurmaya başladı. Köydeki Damat İbrahim Paşa Külliyesi gezilmesi gereken yerlerden. Kurşunlu Cami ise yüksek ve kalın bir duvar ile çevrili bir avlu içinde yer alıyor. Babayan Evi Restoran’da geleneksel yemekler yiyebilirsiniz.
Mustafapaşa Köyü, Ürgüp’e 5 km mesafedeki zengin Rumların bir zamanlar yaşadığı yerleşim. 1924’teki nüfus mübadelesine kadar Hristiyanların yoğun olarak yaşadığı bir bölgeydi. Yöreye özgü kesme taş işçiliğe sahip yarım asırlık muhteşem taş evleri, kapıları, süslemeleriyle bugün hâlâ seyrine doyulmayan yapılara ev sahipliği yapıyor.
Son yıllarda yükselişteki kasabada 30’a yakın kilise ve şapel var. Burası da Kapadokya bölgesinin bir aynası, alçak tüf tepelerde hâlâ üzümler yetişiyor ve şaraplar yapılıyor. Geri kalanıyla da evlerde pekmez kaynatılıyor. Bir zamanlar Türklerle Rumların birlikte pazar kurduğu tek merkez Sinasos’muş. Günümüzde pazar Ürgüp’te kuruluyor.
Mustafapaşa’daki en büyük iki kiliseden eski olanı Aios Konstantinos ve Helene’nin adına yapılmış. Merkezdeki eski Şakir Paşa Medresesi, bugün Kervansaray olarak bilinen bir halı mağazası. Ürgüp’ten 15 km sonra, yol üzerinde sağa ayrılan birkaç kilometrelik sapağın sonundaki Keşlik Manastırı’nı kaçırmayın.
Gomeda Vadisi, Mustafapaşa Kasabasının batısında, Ürgüp-Mustafapaşa yolunda Üzengi Vadisi yakınlarında yer alıyor. Kapadokya’nın diğer vadilerine göre peribacası oluşumları nispeten daha az, ancak bitki örtüsü bakımından daha zengin olan vadi. Yamaçlarında kilise, manastır ve güvercinliklerden oluşan alanda kayalara oyulmuş Aziz Basil Kilisesi, Aziz Nicola Manastırı ile vadideki diğer kiliseler gezilebiliyor.
Sobesos Ancient City ise Ürgüp’e bağlı Şahinefendi Köyü’nün güneyinde yer alıyor. Roma döneminden kaldığı düşünülen şehirde yapılan kazılarda mozaikle kaplı geniş bir toplantı salonu, hamam yapısı ve kompleksi ortaya çıkarılmış.
5. Ortahisar
Ortahisar, Kapadokya’nın bozulmamış yöresel köy yaşamını görebileceğiniz sevdiğim bir kasaba. Genelde birçok kişi burayı görmeden coğrafyadan ayrılıyor. Önceki ziyaretlerimden birin de Ortahisar’da 2 gece konaklamayı tercih etmiştim. Son yıllarda restore edilen binalarıyla güzelleşmeye başladı.
Türkiye’nin en büyük narenciye deposu olan Ortahisar, köylerin o saflığını bir derecede korumuş. Kasabanın altından geçen Balkan Deresi ve kasaba taş evleri arasında bir yürüyüşe çıkın. Kapadokya geleneksel yaşantısını gözler önüne seren bölgenin ilk ve tek Etnografya Müzesi’ne de uğrayın. Ortahisar’da Tavşanlı, Harim, Sarıca, Cambazlı, Balkan Deresi Kiliseleri ile Hallaç Dere Manastırı’nı görün.
Ortahisar Kalesi, Bizans döneminde yapıldığı düşünülüyor. Doğal yükseltinin içerisi oyularak yapılmış. Tarihte hem barınma hem de stratejik amaçla yapılmış. İçerisinde birbiriyle bağlantı koridor, oda ve tüneller bulunuyor. Tırmanılarak zirvesine ulaşılabilen Ortahisar Kalesi’nin tepesi ilginç bir seyir alanı ve resim çekme noktası.
6. Ihlara Vadisi
Ihlara Vadisi, Melendiz Çayının oluşturduğu 14 km uzunluğunda ve 100-200 metre derinlikteki kanyonuyla bölgenin en değerli yerlerinden biri. Vadi, Aksaray’ın Güzelyurt İlçesi, Ihlara Kasabası’nda ve Hasan Dağı’nın kuzeydoğusunda kalıyor. Kanyonun her iki yamacında kayalara oyulmuş freskli kiliseler yeryüzünde eşine rastlanmayan bir tarih hazinesi olarak günümüze ulaşmış.
En iyi korunmuş olanlar Ağaçaltı, Pürenliseki, Kokar, Yılanlı ve Kırkdamaltı Kiliseleri. Ihlara Vadisi, Aksaray’a 40, Güzelyurt’a ise 7 kilometre mesafedeki yer alıyor.
Ihlara Vadisi Ören Yeri yaz döneminde (1 Nisan – 1 Ekim) 08.00-19.00, kış döneminde ise (1 Ekim – 1 Nisan) 08.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. Ihlara Vadisi Örenyeri giriş ücreti 36TL, Müze Kart geçerli.
7. Yeraltı Şehirleri
Kapadokya yeraltı şehirleri, en yaygın Bizans döneminde kullanılmış. İlk yapılanların tarihi Hititlere ve öncesine kadar uzuyor. İlk Hıristiyanlar, Romalı askerlerden kaçıp girişleri kolayca fark edilemeyecek şekilde yaptıkları yeraltı şehirlerinde saklanmışlar, yaşamışlar. Kapadokya’da bilinen 36 yeraltı şehri var. En büyükleri olan, Kaymaklı ve Derinkuyu haricinde kayalara oyularak yapılmış Özkonak, Özlüce, Tatlarin gibi yeraltı şehri bulunuyor.
Kaymaklı Yeraltı Şehri, Nevşehir’e 20 km mesafedeki Kaymaklı Kasabası’nda yer alıyor. 8 katlı, 5000 kişi kapasiteli, yerin 20 metre altında yer alan 4 katı ziyarete açık. MÖ 3000’e kadar giden tarihiyle Hititlerin inşa ettiği bilinen kent, Roma ve Bizans dönemlerinde oyma işlemi devam ettirilerek genişletilmiş. Kaymaklı Yeraltı Şehri yaz döneminde (1 Nisan – 1 Ekim) 08.00-20.00, kış döneminde ise (1 Ekim – 1 Nisan) 08.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. Kaymaklı Yeraltı Şehri giriş ücreti 42TL, Müze Kart geçerli.
Derinkuyu Yeraltı Şehri, Kapadokya’da bulunan yeraltı şehirlerinin en büyüğü. Jeolojik yapısının uygunluğu sayesinde zamanla sekiz kata kadar inebilmiş. Yeraltı şehri gezisinde erzak depoları, havalandırma bacaları, şarap imalathaneleri, kiliseler, manastırlar, su kuyuları, tuvaletler ve toplantı odaları görülebiliyor. Ziyarete açılan 8 katın derinliği 50 metreyken, tüm katlarının temizlenmesi halinde derinliğin 85 metreyi bulacağı ve kat sayısının 12-13’e ulaşacağı tahmin ediliyor. Bölgede gezilebilir alanı en geniş olan yeraltı şehri.
Mazı Yeraltı Şehri, Ürgüp’e 18 km mesafede, Kaymaklı Yeraltı Şehri’nin 10 km doğusunda yer alıyor. Roma ve Bizans dönemine ait çok sayıda kaya mezarıyla ünlü. Mazı Yeraltı Şehri yaz döneminde (1 Nisan – 1 Ekim) 08.00-19.00, kış döneminde ise (1 Ekim – 1 Nisan) 08.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. Mazı Yeraltı Şehri giriş ücreti 12TL, Müze Kart geçerli.
Gaziemir Underground City (Güzelyurt), Güzelyurt’a 14, Nevşehir’e 55 km uzaklıktaki Gaziemir Köyü’nde yer alıyor. Kapadokya’nın diğer yer altı şehri ve kervansarayından farklı olarak her ikisini de aynı anda barındırıyor.
8. Hacı Bektaş-ı Veli Türbesi
Hacı Bektaş-ı Veli Türbesi, Nevşehir’in 50 km. kuzeyinde yer alıyor. Kapadokya’ya gitmişken ziyaret edebilirsiniz belki. İnsan, evren ve Tanrı sevgisine ve hoşgörüye dayalı öğretileriyle bilinen Hacı Bektaş-ı Veli’nin mezarı burada yer alıyor. Horasan’dan gelen ve felsefeleri bugün halen geçerli olan Mevlâna Kapadokya’nın güneybatısını, Hacı Bektaş-ı Veli ise bölgenin kuzeybatısını merkez edinmiş.
Hıristiyan toplulukların arasına Müslümanların yerleşmesini sağlamış. Hacı Bektaş-ı Veli’nin türbesi, Bektaşiler tarafından bu tarikatın öğretilerinin ortaya çıktığı ve tüm Dünyaya yayıldığı merkez olarak kabul görüyor. İnanç sisteminin ritüel ve sembollerinin türbe mimarisi ve iç tasarımında kullanılması nedeniyle UNESCO Dünya Miras Listesi’ne aday.
KAPADOKYA’DAN NE ALINIR
Avanos’un çömlekleri, Soğanlı’nın bez bebekleri, minyatür peri bacaları, Ürgüp Kayseri Caddesi’nde sağlı soğlu dükkanlarda gümüşler, antikalar, kilimler, halılar. Kabak çekirdeği ve çömlek peyniri…
Agad, mücevherler ve oniks taşından biblolar. Kapadokya Cad. No:73, Avanos, 0384 5115430
Crazy Ali, antika dükkanı ve turizm danışma. Ortahisar, 0384 3433826
Şarap, yörenin üzümlerinden yapılan ve Türkiye’nin dört bir yanında ün salan beyaz ve kırmızı Kapadokya şaraplarının iki ünlü markası, Turasan ve Kocabağ. Boğazkere, Öküzgözü, Kalecik Karası ve diğer çeşitler arasından, tadarak seçebilirsiniz. Kızılçukur Vadisi’ndeki günbatımı şarapsız düşünülemez. Turasan, Ürgüp, 0384 3414961. Kocabağ, Uçhisar, 0384 2192979
Kapadokya, benzersiz bir doğanın koruyup kolladığı medeniyetlerin kültürel zenginliğiyle işlenmiş bir bölge. Kapadokya’da ister uzun kalın ister günübirlik gelin; ister yazın gelin ister kışın, her daim sizi farklı sürprizlerle karşılayan cömert bir coğrafya. Aynı yerler farklı mevsimlerde farklı atmosfere sahip.
Kayalara oyulmuş evleri, kiliseleri, şarapları ve muhteşem günbatımıyla “Güzel Atlar Ülkesi” Kapadokya büyüleyici ve gizemli bir atmosfere sahip. Yeraltı şehirlerini keşfederek başladığınız gezinize, rengârenk balonlardan biriyle çıkacağınız balon turuyla devam edebilir ya da keyifli günbatımını şarabınız eşliğinde seyredebilirsiniz.
Kapadokya Gezi Rehberi son güncelleme 19 Haziran 2023
Kapadokya’ya daha önce gittim tekrar gitmeyi düşünüyorum. Değişik bir enerjisi ve güzelliği var.
Kapadokya eşsiz doğası ile Türkiye’nin turizm merkezi. Ayrıca çömlekçiliğin merkezi.
https://gezikent.com/kapadokyanin-comlek-atolyesi-avanos
Haziran’da Kapadokya’ya gidiyorum, tam aradigim rehber bu seyehat icin. Tesekkurler
Çok güzel bir tanıtım yazısı olmuş. teşekkürler. Kapadokya size minnettar.
Kapadokya’ya gitmeden önce bu yazınızı okuyabilseydim, çok güzel olurmuş 🙂
Bu güzel anlatım için tesekkürle Kapadokya Balayı Tur gerçekten dolu dolu ve unutulmaz