Avustralya Gezi Rehberi

Avustralya, dünyanın en güzel yolculuklarının yapıldığı coğrafyalardan biri. Kıta ülkesi Avustralya’nın bir yanında dünyanın en büyük mercan denizi uzanırken, diğer yanında uçsuz bucaksız çöller uzanıyor. Avustralya seyahati denilince gözlerinizin önüne çok büyük bir ihtimalle Sydney Opera Binası ve Köprüsü gelir. Ancak Avustralya, tesadüfen görüldüğünde ‘Asıl cevher buradaymış’ dedirtecek eşsiz yerler ve doğa harikaları ile dolu bir ülke.

Avrupa’daki bazı ülkeler den daha büyük çiftliklere sahip ülkenin Sidney, Melbourne gibi modern yeni yüzyıl şehirlerinde şimdiden çok uzakta sanki başka bir zamanı yaşanırken, diğer yanda bu modernliğe tezat, kökeni binlerce yıl geriye giden ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmış bir kültürü bağrında barındırıyor.

Güney yarım kürenin en büyük ülkesi olan Avustralya, tek bir adanın üzerinde, hiçbir ülke ile karadan sınırı olmayan bir konumda. Avustralyalıların deyimi ile ‘Dünyanın Dibi’ olarak adlandırılan ve güney yarım kürede yer alan bu harika ülke, Hint Okyanusu ve Büyük Okyanus arasında yer alıyor. En yakın komşusu olan Yeni Zelanda’ya 3 saat, Türkiye’ye ise 20 saat uçuş mesafesinde bulunuyor.

Okyanusya kıtasının büyük bölümüne hâkim olan Avustralya, dünyanın 6. en büyük ülkesi konumunda. Hiçbir ülkeyle kara sınırının olmadığı ada ülke, tek başına tüm Avrupa kıtası (Türkiye ve İskandinav ülkeleri) ya da Amerika Birleşik Devletleri kadar geniş topraklara sahip.

Avustralya ilginç bir ülke. Dünyanın öteki ucunda, bütün dünyadan ve belki de kendilerinden bile uzakta, ‘cool’ insanların yaşadığı bir ülke. Kendilerinden uzakta diyorum, çünkü Dünyanın en küçük kıtası Avustralya Türkiye’nin yaklaşık 10 katı. Toplam yüzölçümü 7 milyon 692 bin 024 km² ülkede yalnızca 23,8 milyon insan yaşıyor. Ancak ülkenin koyun nüfusu 150 milyondan fazla.

Avustralya Hakkında Bilgiler

Türkiye’ye en uzun uçuş mesafesinde yer alan ülkelerden biri konumunda olan Avustralya, şaşırtıcı gerçeklere sahip. Bu ilginç ülkeyi keşfetmek için seyahat planını hazırlayıp, ülkeye yakından bakmak gerek.

Bir ülkenin en meşhur yeri her zaman başkentidir mantığı nereden yerleşmişse, yabancıların İstanbul’u başkent zannettikleri gibi başkentin Sidney değil de Canberra olduğunu öğrendiğinizde belki şaşırabilirsiniz. Canberra, coğrafi yapısı ve iş olanaklarının azlığı nedeni ile genellikle yabancılar tarafından pek tercih edilmeyen bir şehir. Sırası ile Sidney, Melbourne ve Brisbane yasamak için en çok tercih edilen şehirler arasında.

Ülke nüfusunun yüzde 80’inden fazlası, sahiller ve sahillerin 100 km’lik iç çevresinde yaşıyor. Ülkenin en büyük kurak alanlarından Büyük Victroia Çölü, Birleşik Krallık yüzölçümü kadar geniş. Dünyada aktif yanardağın olmadığı tek kıta Avustralya. Toplamda 10 binden fazla sahile sahip ülke bu alanda dünyada ilk sıralarda. Yılın her yeni günü bir sahilde denize girilmeye kalkıldığında ülkedeki sahillerin tamamını tüketmek için 10 yıl gerekiyor.

Ülkedeki çöllerde 1 milyondan fazla vahşi deve yaşıyor. 1800’lü yıllarda tren yolu inşaatında kullanılmak üzere Orta Doğu’dan getirilen develer, o yıllardan beri çöllerde. Tek hörgüçlü deve nüfusunun en fazla olduğu yer unvanını taşıyan Avustralya, Suudi Arabistan’a deve ihraç ediyor.

Keseli hayvan sınıfına giren koala, kanguru, quokka (Kısa kuyruklu Kanguru) gibi canlıların dünyada hayvanat bahçesi dışında görülebildiği tek yer Avustralya. Yalnızca 1 cm büyüklüğünde doğan kangurular, ülkenin en çok tanınan sembollerinden. Ülkede 40 milyondan fazla kanguru yaşıyor. Nüfusun 2 katı kadar sayıya ulaşan kanguruların 60’tan fazla çeşidi var. Geriye doğru yürüyemeyen kanguruların eti de tüketiliyor.

Dünyadaki en zehirli hayvan kategorisine giren 15 yılan türünden 10’u ülkede görülebiliyor. 6 bin sinek, 4 bin karınca, 1.500 örümcek ve 350 türde kanatlı karınca Avustralya’da mevcut. Kutu denizanası olarak isimlendirilen denizanası türü, ülkede yılan, köpekbalığı ve dev timsahların neden olduğu ölümlerin tamamından daha fazla ölüme yol açıyor. Avustralya ve Tazmanya’ya özgü bir memeli olan ornitorenk, küçük bir köpeği öldürebilecek kadar zehir taşıyor.

Avustralya Gezi Rehberi

Avustralya ismi, Latincede güneyden, güneye ait olan anlamına gelen Australis kelimesinden türetilmiş. İlk Avustralya yerlisi olan Aborijinlerin ataları ise, kara bağlantıları veya kısa mesafeli suları geçerek Güneydoğu Asya’dan adaya yerleşmişler.

1770’de James Cook, New South Wales olarak adlandırdığı bölgeyi Britanya topraklarına kattığını ilan ettikten sonra, seferler sonucu yapılan keşifler, kıtanın sömürülmesi için mahkumların ve tutukluların işçi olarak çalıştırıldığı kolonilerin kurulmasını sağlamış ve böylece kıtaya beyazların girişi de bu şekilde gerçekleşmiş.

I. Dünya Savaşı’na katılan Avustralyalılar, Avustralya ve Yeni Zelanda Askeri Gücü’nün, Çanakkale Savaşı sonrası mağlup olmasını, saygı ile hatırlar ve bu tarihi, ulusun doğuş tarihi olarak kabul ederler. Avustralya, II. Dünya Savaşı sonrası Avrupa’dan gelen tüm göçleri desteklerken, 1970’lerde, sadece Avrupalıların göç etmesine izin veren yasanın iptali ile, Asya ve dünyanın diğer yerlerinden gelen göçmenler de desteklenmiş.

Avustralya’da bulunan toplam 7 eyalet; New South Wales, Queensland, South Australia, Tasmania, Victoria, Western Australia ve Australian Capital Territory şeklinde adlandırılmış. Yunanistan’ın başkenti Atina’dan sonra en yoğun Yunan nüfusu Melbourne’de yaşıyor.

Avustralya, dünyanın en az yağış alan kıtası olduğu için aynı zamanda dünyanın en kurak kıtası. Aktif bir yanardağın olmadığı tek kıta Avustralya, dünya yün üretiminin üçte birini karşılıyor. Kurak ama, hayvancılık gelişmiş ve ülkenin olağanüstü doğal kaynakları var.

Ülkeyi doğu-batı sahillerini birbirine bağlayan demiryolunun uzunluğu 3 bin 968 km. Tren yolculuğunun 3 gün 3 gece sürüyor ve demiryolu hattının orta noktalarında 416 kilometrelik bir alan dümdüz devam ediyor. Kanguru, Koala, Tazmanya Canavarı gibi kendine münhasır hayvanları var.

Avustralya’da asgari ücret yüksek, bu da yaşam maliyetinin yüksek olduğunun göstergesi. Bir yerden başka bir yere gitmek için kullanılan toplu taşıma araçlarının ücretleri bile başka herhangi bir ülkedekinin çok üstünde. Ancak Avustralya, bu pahalı ücretleri telafi etmesini de biliyor. Bazı noktalarda ücretsiz olarak yararlanılabilecek tramvay ya da trenler ya da hiçbir giriş ücreti olmayan botanik bahçeler, galeriler, plajlar ve uygun fiyatlı yemek seçeneklerinin olduğu restoranlar buna birer örnek.

Üç ulusal frizbi takımının bulunduğu Avustralya’da frizbiye halkın ilgisi oldukça yüksek. Dünyada kişi başına yapılan kumar harcamasında Avustralya ilk sırada geliyor. Tüm ülkelerdeki poker makinelerinin yüzde 20’si bu ülkede. Ülkede kullanılan en yaygın isimlerden Kylie, Aborjin dilinde bumerang anlamına geliyor.

Avustralya Gezilecek Yerler

Harita üzerinde minik bir adacık gibi görünse de ilk seyahat planı yaparken ‘Gitmişken adanın altını üstüne getirme’ planları Avustralya için kısa süreli seyahatlerde maalesef mümkün olmuyor.

Avustralya’nın başlıca şehirleri arasında uçakla kısa sürede seyahat etmek mümkün olsa da bir şehirden diğerine araçla gitmek saatlerce değil, günlerce bile sürebiliyor. Bu ada ülkenin büyüklüğünü canlandırmaya yardımcı olmak için; Avustralya’nın Amerika Birleşik Devletleri veya Avrupa Kıtası’nın tamamı (Türkiye ve İskandinav ülkeleri dahil olmak üzere) kadar büyük olduğunu belirtmekte yarar var.

Bu kadar büyük bir alana yayılan adada, bir şehirden diğerine hava sıcaklığı farkının da olması kaçınılmaz. Avustralya’nın bir eyaleti olan adası Tazmanya’da sıcaklık 5 dereceyken, eşzamanlı olarak Darwin şehrinde termometre 35 dereceyi gösterebiliyor. Valiz hazırlarken iklim çeşitliliğini göz önünde bulundurmak çok önemli.

Birçok rota için geçerli olan bu kural, Avustralya kadar büyük bir ülke için özellikle geçerli. Muhtemelen ‘mutlaka görülmesi gerekenler’ listeniz seyahatinizi planlarken epeyce kabarık olacak ve seyahat dönüşünde listedeki maddelerin bir kısmının üzeri hala çizilmemiş olarak kalacak. Avustralya’da yeni yerler keşfettikçe, daha da fazlalarının olduğunu görüp listeyi sürekli uzatmak çok olası.

50,000 km’lik kıyı şeridine sahip kocaman bir ülkenin olağanüstü sahillere sahip olmaması düşünülemez tabi. Avustralya’nın doğusunda yer alan daha popüler sahiller, batıdaki çölümsü kumsallara nazaran daha kalabalık. Sahilde deve görmek gibi özel bir deneyim sunan Batı Avustralya’daki Cable Sahili, eşsiz kum formlarıyla dünyanın en iyi sahilleri listesinde yerini koruyan Whitehaven Sahili ve sörfçülerin cenneti Surfer’s Paradise Sahili, en çok ziyaretçi alan sahillerden.

Yağmur ormanlarının mercan deniziyle buluştuğu, UNESCO Dünya Mirası listesindeki Daintree Rainforest ve Great Barrier Reef’in buluştuğu Cape Tribulation, en eski amazon ormanı deneyimi için Avustralya’ya gitmeye değer. Vahşi yaşama tanıklık edip çeşit çeşit kuşların, timsahların görülebileceği ormanlarda treeking yapın, 180 milyon yıllık ormanların derinliklerindeki nehirlerde serinleyin.

Sörf denince akla hemen Avustralya geliyor. Avustralya’nın doğu kıyılarında sörf yapılabilecek binlerce nokta bulunuyor. Hem sörfe yeni başlayanlar hem de profesyonel sörfçüler için Avusturalya, tam bir cennet. Sörfe elverişli dalgalar için özellikle Queensland Bölgesi tavsiye ediliyor.

Dünyanın en güzel yollarından Great Ocean Road’ın başlangıcı sayılan Torquay kasabasındaki ünlü Bells Beach, doğudaki New South Wales eyaletinde yer alan Byron Bay, Newcastle, Sidney sörf için enfes yerler. Sörf yapmasanız da dev dalgalarla dans eden sörfçüleri izlemek için bile Avustralya’ya gidilir.

1. Sidney

Sidney, UNESCO Dünya Mirası Opera Binası ve limanı ile dünyaca nam salmış, Avustralya’nın en büyük şehri. Sidney mimari harikası Opera Binası dışında da muazzam yapıdaki köprüsü, yemyeşil parkları, leziz mutfağı ve şehrin kıyılarındaki plajlarındaki sörf imkânlarıyla dillere destan bir şehir.

Manly ya da Bondi’nin en çok bilinen plajlarından olduğu Sidney’de hem şehir hayatının hem de güneş ve dinlenmenin keyfi bir arada yaşanabiliyor. Darling Limanı restoranları ve eğlence imkânlarıyla meşhurken, Çin Bahçelerinde hızla akan şehir hayatından yine şehrin kendi içerisinde kaçıp huzur bulunabiliyor.

Sidney müze severler için de bir cennet. Avustralya’nın en iyi sanat müzelerinden biri olan The Art Gallery of New South Wales, Aborijin kültürünü yakından tanıyabileceğiniz Avustralya Müzesi (Australian Museum), Sidney Çağdaş Sanatlar Müzesi (Sydney Museum of Contemporary Art) ve ilk koloni gemilerinin modellerini görebileceğiniz Ulusal Denizcilik Müzesi (Australian National Maritime Museum) ziyaret edilmesi gereken müzelerden yalnızca birkaçı.

ⓘ Sidney Gezilecek Yerler ve Sidney’i Ziyaret Etmek İçin 10 Neden blog yazılarımda şehir hakkında daha detaylı rehber bilgiler bulabilirsiniz.

2. Melbourne

Melbourne, Avustralya’nın Victoria eyaletinin başkenti ve sahip olduğu imkânlar ve yaşam kalitesi sebebiyle dünyadaki yaşanabilir şehirler arasında ilk sırada gösterilen bir şehir. Port Philip adıyla anılan kıyı kesiminde kurulu olan şehir, Yarra Irmağının okyanusla buluştuğu noktada geniş bir alanda yerleşim gösteriyor.

Avustralya’nın en kalabalık ikinci şehri olan Melbourne, 4 milyonu aşan nüfusa sahip. Dünyada nüfusu 1 milyonu aşan şehirler arasında en güneyde bulunan kent unvanını taşıyor. Çok kültürlü yapısı, hareketli yaşamı, muhteşem lezzetleri ve doğal güzellikleri ile Avustralya kıtasının en gözde kentleri arasında.

Melbourne, Avustralya’nın en yüksek yaşam standardına sahip şehirlerinden biri. Muhteşem doğası, çevreci yapısı, park ve bahçeleri, iklimi, sağlık hizmetleri, düşük suç oranı, kaliteli eğitim hizmetleri ve sosyal koşullar ile yaşam kalitesi sunan şehri ziyaret edenler için çok sayıda alternatif bulunuyor.

İngiliz etkileri görülen mimari yapısı, şehirde buluşma noktası haline dönüşen Federasyon Meydanı, leziz kahvesi ve her biri farklı özellikleri ile dikkat çeken semtlerinde şehri her noktada yeniden keşfetmek mümkün. Modern binaların çevrelediği meydanda şehrin en kaliteli dükkân ve mağazaları bulunuyor. Müzeleri sanat galerileri, kafe ve restoranlarla meydan ve çevresi yaşamın merkezi.

Dünyanın göçmen nüfusu en kalabalık şehirlerinden biri olan Melbourne’de yerleşik yaşayan çok sayıda göçmen var. Vietnam, Uzak Doğu ve Güneydoğu Asya ülkeleri başta olmak üzere, İtalya, Yunanistan ve Avrupa ülkelerinden gelen insanlar daha iyi bir yaşam umudunu bu şehirde sürdürüyor.

Bohem tarzıyla dikkat çeken Brunswick Caddesi özellikle alışveriş tutkunlarının tercihi. Dünyada sadece konutların yer aldığı 300 metre yüksekliğindeki Eureka Kulesi tepesindeki 360 derece gözlem merkezi Skydeck ile listede yer almalı. Ayrıca dünyanın en eski hayvanat bahçeleri arasında gösterilen Melbourne Hayvanat Bahçesi 70,000 bitki çeşidi ve 350’den fazla hayvan türü ile büyüleyici bir güzellikte.

Her türden deniz canlısının bulunduğu Melbourne Akvaryumunda köpek balıklarıyla yüzmek, 200 yıldır göç alan şehrin geçmişine tanıklık etmek için Göç Müzesini gezmek, 1864’ten bu yana faaliyette olan Kraliyet Botanik Bahçelerinde turlamak da Melbourne’de yapılacaklar arasında.

Hem kalabalık nüfusu hem de milyonları aşan ziyaretçi sayısı yüzünden yoğun bir ulaşım trafiği bulunan şehirde, Avalon Havaalanı, Essendon Havaalanı ve Melbourne Tullamarine Havalimanı olmak üzere 3 ayrı uçuş sahası bulunuyor.

ⓘ Melbourne Gezi Rehberi, Melbourne Gezilecek Yerler ve Melbourne’e Nasıl Gidilir blog yazılarımda şehir hakkında daha detaylı rehber bilgiler bulabilirsiniz.

3. Büyük Okyanus Yolu

Büyük Okyanus Yolu (Great Ocean Road), Melbourne’e yaklaşık 1 saat uzaklıktaki Torquay şehrinden başlayarak yine Viktoria eyaletinde yer alan Warrnambool şehrine kadar uzanan 243 km uzunluğunda olağanüstü bir yol. 1919-1932 yılları arasında I. Dünya Savaşında ölen askerlerin anısına yapılmış, dünyanın en büyük savaş anıtı olarak biliniyor.

Avustralya’ya seyahat etmek için başlı başına bir sebep burası. İnanılmaz güzel falezler, deniz fenerleri, yağmur ormanları, doğal yaşam alanları, küçük kasabalar ve plajlar yol üzerinde yer alıyor. Melbourne-Adelaide arasını karavanla 3 günde geçerek bu enfes rotadaki hemen her noktayı ziyaret ettim. Port Campbell National Park en etkileyici noktası.

Bu rotayı bir günde çok hızlıca tamamlamak mümkün olsa da 2 gün konaklamalı olarak ya da en azından bir 1 gün konaklamalı yapmanız benim tavsiyem. Bloğumda yol hakkında çok detaylı bilgileri paylaştım. Hemen her noktanın videosu da Youtube Yolda Olmak sayfamda yer alıyor.

4. Adelaide

Adelaide, Güney Avustralya’nın (South Australia) başkenti olan şehir Gulf St. Vincent Sahilinin ortasında yeşilliklerle kaplı bir alana kurulmuş. Dünyanın En Yaşanılabilir Şehirleri anketinde kültürel nitelik, iklim, yaşama şartları ve sağlık, suç oranı gibi sosyal koşullar bakımından yapılan sıralamalarda hep ilk onda yer alıyor.

Avustralya’nın 5. büyük şehri Adelaide’ın kent planı modern Avrupa kentleriyle benzerlik gösteriyor. Dikdörtgen şeklindeki planlanmış şehri çevreleyen tüm alanlar tamamen yeşil. Bir şehir düşünün ki kocaman hayvanat bahçesi şehrin içerisinde olsun. Şehri çevreleyen geniş bulvarlara Güney, Kuzey ve Batı Teras olarak adlar verilmiş.

Zengin doğal yaşamı, kültür sanat etkinlikleri, renkli gece hayatı, ince kumlu plajları ve etkileyici mimarisiyle Adelaide, keşfedilecek bir şehir. Çok sayıda kiliseye sahip olması nedeniyle kiliseler şehri olsa da açık görüşlü, yüksek dini hoşgörüsü ile bilinen bir yer. Aynı zamanda üniversite öğrencileri kasabayı canlandırıyor.

Çarşı merkezi oldukça küçük, birkaç birbirine paralel uzanan sokaklardan oluşuyor. Adelaide’ın kalbin olan King William Caddesi’nde yer alan ve Town Hall şehrin en eski görkemli yapılarından biri. Boydan boya şehrin ortasından geçen trafiğe kapalı bir alan olan Rundle Mall Caddesi, aynı zamanda kentin alışveriş ve buluşmaların da gözde adresi.

Flinders Ranges, Avustralya’nın en renkli ve en uzun sıra dağlarına ev sahipliği yapıyor. Güneydeki Adelaide şehrinin 200 km kuzeyinden başlayan dağlar, 430 km boyunca Callabonna Gölü’ne kadar uzanıyor.

Kanguru Adası, Güney Avustralya’da bulunuyor. Güney Avustralya’nın popüler turistik destinasyonlarından olan Lüksemburg’un iki katı büyüklüğünde bir yüzölçümüne sahip Kanguru Adası, huzur, sessizlik, doğal manzara, yabani hayat ve el değmemiş kumsalları ile biliniyor.

Coorong National Park, Güney Avustralya eyaletinde, Adelaide şehrinin 156 km güney doğusunda yer alan Avustralya milli parklarından birisi. Coorong Milli Parkı, BirdLife International tarafından en önemli kuş gözlem yerlerinden birisi olarak tanımlanıyor. Younghusband Yarımadası’ndaki bu milli park, sahip olduğu zengin canlı yaşamı nedeniyle Avustralya’daki koruma altındaki yerlerden birisi.

ⓘ Dünyanın En Yaşanılabilir Şehirlerinden Biri: Adelaide, The City of Churches: Adelaide, Adelaide Gezi Rehberi, Adelaide Gezilecek Yerler ve Adelaide’e Nasıl Gidilir blog yazılarımda şehir hakkında daha detaylı rehber bilgiler bulabilirsiniz.

5. Outback ve Coober Pedy

Outback olarak adlandırılan, Avustralya’nın iç bölgelerinin de bir kısmını ile Batı Avustralya’yı kapsayan bölge her şeyden uzak tam bir doğa harikası. Dünyanın en sert ve kurak bölgelerinden olan Orta Avustralya’nın uçsuz bucaksız gibi görünen çöl alanlarından geçilerek gidiliyor.

Bir yanda uzayıp giden kıpkızıl topraklar, sadece kıtaya özgü hayvanların yaşadığı çöl, çalılıklar, batı kıyılarına doğru kilometrelerce uzanan sahille buluşuyor. Bugün gündüz sıcaklığı 19 derecelerde iken gece bir dereceye kadar düşüyor ve bazen eksilerde olabiliyor.

Coober Pedy, Avustralya’nın opal madeni başkenti. Adelaide şehrinin 846 km kuzeyindeki kasaba Avustralya’nın en ilginç yerlerinden birisi. Kıtaya gelen beyazların maden çıkarmak için açtıkları binlerce opal kuyusu olduğundan, Aborjinler bu bölgeye ‘kupa-piti’ yani beyaz adam deliği, su deliği olarak adlandırmış. Zamanla bu ad Coober Pedy’e dönüşmüş. Mad Max 3 burada çekildi, sahneleri hatırlayın.

Greyhound otobüs firmasıyla Adeliade’den Alice Springs’e giderken 1 gece burada mola verdim. Avustralya’nın Adelaide şehrine 846 km uzaklıkta yer alan kasabanın 3 bin civarındaki nüfusunun, 3 yüze yakınını Avustralya yerlisi Aborjinler oluşturuyor.

Şehrin yarısından fazlası yer altında oyulmuş evlerde yaşıyor. Kaldığım Radeka Downunder Backpackers Inn de dışarıdan bakıldığında tek katlı küçük bir yermiş gibi görünüyordu, oysa o da yerin altına doğru iniyordu. Yaz aylarında dışarıdaki sıcaklık 45°C iken yeraltı evlerinin sıcaklığı 20–22°C oluyor.

Coober Pedy kasabasının en meşhur yüzlerinden olan Crocodile Harry‘nin evi bölgede en çok ziyaret edilen yer. Belki de hayatınızda görebileceğiniz en ilginç evlerden biri olur. Tavanda ve duvarlarda Harry’e hayran kızların onlarca iç çamaşırı asılı.

The Big Winch Scenic Lookout olarak adlandırılan ve şehri yukarıdan görmemizi sağlayan tepeye çıkın. Tepede, Pitch Black filminde kullanılan uzay gemisi bulunuyor. The Catacomb Church ise bir tepenin kayalarına oyularak yapılmış, uzunluğu 10 metreyi geçen havalandırma delikleri bulunuyor. Toprak, taşlar ve kayalıklar ışığın değişmesiyle birlikte farklı renklere bürünen Painted Desert, Coober Pedy’nin en çok ilgi gören yeri.

Coober Pedy’den kuzeye giden karayolunun dümdüz bir ufka uzandığı yollardan geçerek Avustralya’nın göbeğine, Alice Springs’e geliyorsunuz.

6. Alice Springs

Alice Springs, koca kıtada sanki hiçliğin ortasında bir kasaba. Gezginlerin çoğu kasabaya kutsal kaya Uluru’yu görmek için geliyor. Adelaide 1534 km güneyde kalıyor. Darwin ise 1497 km kuzeyde. Aborjinlerin Mparntwe olarak adlandırdıkları bu bölge, daha çok halk arasında The Alice olarak söyleniyor.

Çarşı merkezinin dikkat çeken bir özelliği yok. Todd Mall adındaki cadde üzerinde çok sayıda sanat galerisi sıralanıyor. Kasaba çevresinde birer saat uzaklıkta olan dikkate değer birçok enfes doğal oluşumlar bulunuyor. Uluru (Ayers Rock), Kata Tjuta (The Olgas) ve Kings Kanyonu’nu görmek için çok sayıda turist bu bölgeyi ziyarete geliyor. 30 bin yıllık tarihi ve kültürel geçmişi olan bu bölge Red Center olarak biliniyor.

Simpson Çölü, Avustralya’nın merkezinde büyük bölümü ıssız ve yerleşimin olmadığı koruma alanı. Kum tepeleri, tuz gölleri, mevsimsel nehirlerle çevrili olan çöl, ilginç bir doğa deneyimi sunuyor.

Tipik bir çöl iklimine sahip, yaz ayları boyunca (Ekim ve Mart) hava sıcaklığı 40 dereceye ulaşıyor, kış aylarında ise (Mayıs-Eylül) bu sıcaklık geceleyin -7’lere iniyor.

7. Uluru ve Kata Tjuta

Uluru (Ayers Rock), on binlerce yıllık Aborjin kültürünün izlerine sahip dünyadaki birkaç yerden biri. Alabildiğine uzayan bu dümdüz coğrafyanın ufuk çizgisini bozan tek figür. Nerden bakarsanız bakan, uysal ve gizemli bir hayvanmış gibi yatan Uluru Kayasının çevreye hükmeden bir görüntüsüyle karşılaşıyorsunuz.

Aborjinlerin kutsal kayası olarak bilinen, yaklaşık 600 milyon yıl önce oluşan Uluru, dünyanın en büyük kayası olarak bilinse de bu yanlış bir bilgi. Kumtaşının büyük bir bölümü yer altında bulunuyor. Normalde gri renkteki kumtaşının zaman içerisinde oksitlenmesiyle güneş altında parıldayan kızıl renge bürünmüş. Gün içinde güneşin hareketlerine göre kızılın, kahverenginin ve turuncunun farklı çarpıcı tonlarıyla karşılaşıyorsunuz.

Alice Springs’e 450 km’e uzaklıkta bulunan Uluru-Kata Tjuta National Park’ta yer alıyor. Park, UNESCO tarafından, Dünya Kültür ve Dünya Doğa Mirası listesinde bulunuyor. Etkileyici bir çöl ile buna eşlik eden eşsiz flora ve faunaya sahip. Kayanın etrafını sarmalayan yaklaşık 10 kmlik patikayı yürümüştüm. Vakti olanlar için mutlaka ama mutlaka bu yürüyüş rotasını tavsiye ediyorum.

Uluru Kayası üzerinde yağmur sularının kayadan şelale gibi döküldüğü büyük yarıklar, çoğu Aborijin yaradılış efsanelerine konu olmuş işaretler, oyuklar ve mağaralar yer alıyor. Burada yaşayan yerel Aborijin kabilesi Anangular için büyük kültürel önem taşıyor.

Kata Tjuta olarak bilinen Olgas kayalıkları bölgede ziyaret edebileceğiniz diğer önemli bir nokta. Kubbe biçiminde zirvelerinin olduğu kayalıklar, sırtını birbirine dayamış gibi çölün ortasında Uluru gibi yatıyor. Bunların bazıları Uluru’dan daha da yüksek.

Kata Tjuta da tıpkı Uluru gibi Anangular için kutsal kabul ediliyor. Uluru gibi buranın etrafında da uzun biri yürüyüş yapmıştım. Rüzgarlar Vadisi olarak bilinen nokta enfes. Hem Uluru hem de burası için 1 tam gün hatta 2 gün ayırmanız gerekiyor. Ören yerinin büyük bir bölümünün fotoğraflanması inançlara saygıdan dolayı yasak.

8. Darwin

Darwin, Avustralya’nın Kuzey bölgesinin (Northern Territory) başkenti ve en büyük şehri. Alice Springs’ten karavan kiralayarak binlerce kilometre yolu geçerek gelmiştim bu şehre. Nevil Shute’un savaş sonrası yazdığı klasik olan A Town Like Alice’in kahramanının Darwin’e geldiğinde kurduğu cümle; ‘Vahşi ve sebepsiz bir şekilde mutlu.’ Ben de de öyle.

Darwin çok hareketli bir görüntü çiziyor ve interaktif bir müzeye sahip. Kıyı şeridinde konuşlanmış ve şezlong sinemasının yanında çeşit çeşit dükkânlar bulunuyor. Burayı yaşanabilir yapan ve canlı tutan insanları.

Elliden fazla Aborjin kabilesi halen bu bölgede yaşamlarını sürdürüyor. Yeni hükümet ortaklığı şehirden uzakta olan bu kabilelerle oldukça saygılı bir ortam sağlamış. Ziyaretçiler dünyadaki en eski toplumlardan birine sahip olan bu yerdeki sanatçıları tanıyabilir ve nasıl barış içinde yaşadıklarına şahit olabilir. Darwin’deki kâr amacı gütmeden satış yapılan Aboriginal Bush Traders’da ki tüm gelir yerel halka gidiyor. El işi oymalar ve sanat çalışmaları ilginizi çekebilir.

Mayıs-Temmuz (Kuru mevsimin başı) ve Ağustos-Eylül (Kuru mevsimin sonu) güneşli hava ve düşük nem oranıyla gitmek için en iyi zamanlar. Marttan mayısa kadar yağmurlu ancak su kuşlarını görmek için ideal bir zaman ve aynı şekilde su bitkilerinin de açtığı zamanlar.

Hazırlanmış bir tur rotası üzerinden gidiyorsanız yolunuz üzerinde Koruma Altındaki Bölge (Indigenous Protected Areas – IPA) olup olmadığını kontrol edin. Birçok IPA bölgesine izinsiz girilemiyor. Avusturalya hükümetinin IPA bölgelerini korumak, mahremiyetlerine saygılı olunması, çevrenin korunması ve kültürel geleneklerinin kaybolmaması için hazırlamış olduğu yönergeleri mutlaka okuyun.

Katherine Gorge olarak adlandırılan bölge 13 boğaz ve çok sayıda tepeden oluşan Nitmiluk Milli Parkı ile Avustralya’nın doğayla baş başa vakit geçirilecek en güzel alanlarından. Kano, tekne ya da helikopterle dünyaca ünlü parkı ve vadileri yürüyerek keşfedebilirsiniz.

Avustralya coğrafyasında el değmemiş vahşi yaşam alanlarından olan Arnhem Land, engebeli kıyı şeridi, farklı türdeki balıklarla dolu nehirler, yağmur ormanları ve irili ufaklı adalarıyla modern dünyadan uzaklaşmak için muhteşem bir rota.

Avustralya’nın Kuzey Bölgesi ‘Tanrının öz vatanı’ olarak adlandırılıyor. Ülkenin bu en vahşi coğrafyası aynı zamanda kıtanın en büyük ve en ilginç ulusal parkı Kakadu’ya da ev sahipliği yapıyor.

9. Kakadu Milli Parkı

Kakadu National Park, dünyada en uzun süredir ayakta kalmış ve hala yaşayan insan kültürü olan Aborjinlere en az 40 bin yıldır ev sahipliği yapıyor. Darwin’e 253 kilometre uzaklıkta, yaklaşık İsviçre büyüklüğündeki Kakadu, bozulmamış sulak alanlar, zengin yaban hayatı ile antik Aborijin mitolojisinden oluşan nefes kesici bir karmayı misafirlere sunuyor.

Yılda 200 binden fazla ziyaretçi alan ve UNESCO tarafından Dünya Miras Alanı ilan edilen Kakadu National Park içerisinde kayalık bölgelerde 5 binden fazla Aborijinlere ait kaya resimleri yer alıyor. 20 bin yıllık açık hava sanat galerisi diyebileceğimiz Nourlagie Kayası bu duvar resimlerinin en iyi görülebileceği yerler arasında. Bir dizi kayalık ve derin olmayan mağaralarda birçok kaya sanatı gözler önüne serilmiş.

Avustralya’da çok zengin bir doğal hayatı var. Herkesin bildiği kanguru, koala, platipus bunların sadece birkaçı. Ülke aynı zamanda dünyanın en tehlikeli hayvanlarına da ev sahipliği yapıyor. Sadece dünyanın en zehirli on örümcek türünün yedisinin burada yaşadığını söylesem nasıl olur?

10. Brisbane

Brisbane, Avustralya’nın Queensland Eyaletinin başkenti. Ülkenin en büyük üçüncü şehri olan Brisbane, altın kumlu sahilleri, yemyeşil parkları, sportif aktiviteleriyle ülkenin deniz tatili noktalarından. Canlı kültür ve sanat atmosferiyle hareketli bir tatili sevenleri kendine çekiyor.

Sunshine Coast ve Gold Coast kumsallarına yakınlığı, Brisbane’ı lokasyon olarak elverişli kılsa da birçok kişi şehir ziyaretini atlayarak kent çevresindeki kumsallara gitmeyi tercih ediyor. Canlı gece hayatı ve eğlence parklarıyla meşhur Gold Coast Kumsalı, doğanın bir şaheseri olan Whitsunday Adaları ve Büyük Bariyer Resif’i, dalış imkânını aynı anda sunan Cairns, Brisbane’de görülebilecek en güzel yerler.

Özelikle güneşli günlerde, şehrin muhteşem manzaralarına tanık olmak ve şehri nehirden izlemek için Brisbane Nehri üzerinde yapılacak bir gemi turu, Brisbane’ı keşfe başlamak için en uygun aktivitelerden. Surfer’s Paradise, güneşin altındaki kumsallarıyla ünlü olduğu kadar, güneş battıktan sonra kendini gösteren hareketli gece hayatı ile de biliniyor. Her yaşa ve her müzik zevkine hitap eden barları ve gece kulüplerinin büyük çoğunluğu Cavill ve Orchid Avenues civarlarında.

Avustralya’nın Kuzey Queensland kentinde bulunan Cape York Yarımadası, ülkenin kuzeyinde en bakir kalan doğal koruma bölgesi. Tropik yağmur ormanları, okaliptüs ormanlı savanlar, yaban hayvanları ve endemik bitki türlerinin görüldüğü bölgede özel turlar düzenleniyor.

Yüksek sezonu dışında kalan dönemde, oldukça yağışlı ve rüzgârlı olan Brisbane’ı ziyaret etmek için en uygun dönem bizim için ocak, şubat ve mart ayları.

11. Büyük Bariyer Resifi

Avustralya’nın doğusundaki Mercan Denizi’nde yer alan, dünyanın en bilinen ve uzaydan dahi görülebilen en büyük canlı sistemi Büyük Set Resifi (Great Barrier Reef), barındırdığı sualtı canlı çeşitliliğiyle bir doğa harikası. Dünya standartlarının üzerindeki dalış imkânları, dünyanın tüm renklerini bir arada barındıran canlı çeşitliliği ve masmavi sularıyla Avustralya’yı özel kılıyor.

Dünyada yaşayan en büyük canlı, uzaydan da görülebilen Büyük Bariyer Resifi, Avustralya’nın ünlü mercan kayalıkları. Mercan Denizi’nin 72 km açığında resife ait posta kutusu da bulunuyor.

12. Perth ve Batı Avustralya

Sidney ve Melbourne adları en çok bilinen şehirlerden, ancak Perth, olağanüstü sahilleri, dünyanın en büyükleri arasındaki şehir parkı, sörf imkânları ve Avustralya’nın en iyi birası olarak addedilen ‘Little Creatures’ birası ile bu iki büyük şehirle yarışır durumda. Büyük oranda genç nüfusa sahip, capcanlı bir ortama sahip Perth şehri Avustralya’da mutlaka ziyaret edilmesi gereken büyük şehirlerden.

Avustralya’nın popüler doğu kıyılarına göre daha dingin bir coğrafya burası. Avustralya’nın en büyük ikinci milli parkı olan Karijini Milli Parkı burada. El değmemiş doğasıyla zümrüt rengi doğanın, akarsuların ve benzersiz kaya formlarının yer aldığı milli park, bitki ve canlı çeşitliliğine tanıklık olmak için eşsiz bir fırsat.

Perth şehrinin kuzeyinde yer alan Pinnacles Çölü, çöl üzerindeki kaya heykelleriyle olağanüstü bir manzaraya sahip. Perth’e üç saatlik bir mesafede bulunan bölge, Badgingarra Milli Parkı ile birlikte koruma altında.

Avustralya’nın denizlerinde ise en ölümcül deniz canlısı olan kutu deniz anası dışında büyük beyaz köpekbalıkları ve tuzlu su timsahları gibi çok sayıda tehlikeli hayvan bulunuyor. Ningaloo Coast, Avustralya’nın batı kıyılarında yer alıyor. Doğu Hint Okyanusu boyunca uzanan ve Western Australia’nın bir parçası olan Ningaloo Coast, Perth şehrinin bin 200 km kuzeyinde bulunuyor.

260 km uzunluğundaki oldukça kırılgan olan mercan resifiyle Avustralya’nın en büyük, kıyıya en yakın mercan kayalıkları burada yer alıyor. Ningaloo Marine Park (Commonwealth Waters), Ningaloo Marine Park (State Waters) ve Muiron Islands Marine Management Area olarak bu bölge koruma altında. Özellikle tüplü dalış turizmi açısından gözde olan bu koruma alanında çok zengin bir canlı yaşamı var.

Dünyanın en etkileyici yeryüzü şekilleri arasında gösterilen Bungle Bungle Kumtaşı Kubbeleri, Batı Avustralya’da Kimberley bölgesindeki Purnululu Milli Parkı‘nda bulunuyor. Yerel dilde kum taşı anlamına gelen Purnululu’da yerel Aborjin halkı yaşamını sürdürüyor. Kum taşı tepeleri yerden 300 metreye kadar yükseliyor.

13. Tazmanya Adası

Tazmanya, Avustralya kıtasının güneyinde yer alan bir ada. Aynı zamanda ayrı bir eyalet olan Tazmanya Adası, dünyanın en temiz havasına sahip. Görece el değmemiş doğası ve neredeyse üçte ikisinin koruma altındaki milli park olduğu ada Avustralya’nın en özgün yerlerinden biri.

Başkent Hobart, Wellington Dağının eteklerinde, Tasman Denizinin Güney Okyanusu ile birleştiği yerde 19. yüzyılda kurulmuş. Derin deniz limanı sayesinde fok ve balina avcılarının gözdesi olmuş. Hobart Limanı çevresi tarihi yapılarla dolu.

Liman bölgesinde yer alan Salamanca Meydanı şehrin en güzel yeri. Salamanca Palace gün içerisinde ailelerin geldiği, geceleri barlarının canlı olduğu bir yer. Cumartesi günleri kurulan Salamanca Pazarı ise dünyanın en güzel pazarlarından biri.

Araç kiralayarak 4 gün boyunca adayı boydan boya 1500 km üzerinde yol yaparak gezmiştim. Büyüleyici ve olağanüstü kelimelerinin tam karşılığını geçtiğim her yerde bulabildim. Adada bu yüzden 3 hafta kaldım. Her noktası görmeye değer güzellikte doğal harikalar barındırıyor.

Tazmanya’nın en güzel manzaralarından birine sahip olan Cradle Mountain, adanın orta bölgesinde yer alıyor. Cradle Mountain-Lake St Clair National Park’ının içerisinde yer alan dağ, bin 545 metre yüksekliğe sahip.

Dove Gölü çevresindeki yürüyüş rotası inanılmaz güzel. Turistler ve gezginlerin en popüler aktivitesi gölün çevresinde tam tur olarak birkaç saatte yapılan yürüyüş. Bu bölge flora ve fauna açısından oldukça zengin.

Avustralya yaşam

Avustralya, oldukça gelişmiş bir eğitim sistemine sahip. Teknolojiyi her noktada kullanan ve bunu sınırsız paylaşan eğitim kurumları, motivasyonu yüksek tutma konusunda yaptığı organizasyonlarla da eğitimi eğlenceli hale getiriyor. Bunun yanında alınan diplomaların uluslararası geçerliliği ve part time çalışma izninin olması da Avustralya’yı, her yıl binlerce öğrencinin ‘ilk tercihi’ haline getiriyor. Bu noktada ülke, eğitim sektörü ile önemli bir gelir kaynağına sahip.

İstihdamın oldukça yüksek olması, hemen her sektörde iş bulmanızı kolaylaştırıyor. İngilizce seviyenize göre bulabileceğiniz işler; benim de deneyimlediğim gibi, garsonluktan film artistliğine kadar uzanıyor. Diğer taraftan, yapacağınız en ufak işin bile ustası olmanız beklendiği içinalmanız gereken kursların maddi anlamda oldukça külfetli olmasının yanında, aldığınız eğitime göre de kursu tamamlayabilmeniz gösterdiğiniz performansa bağlı olarak değişiyor. Bunun yanı sıra, yaptığınız işe göre değişen ve size seçtiğiniz sektörde çalışma izni veren zorunlu sertifikalar da var. Fakat bunlar için, 80-100 dolar arası bir ödeme yapmanız gerekiyor.

Avustralya’da uygulanan maaş sistemi, Türkiye’deki uygulamadan farklı olarak, haftalık ve saatlik ücret şeklinde olduğundan, bu sistemi daha çok sevmiştim. Genelde geçici işşler olduğu işin, işyerine herhangi bir bağlılığınız bulunmuyor. Bunun anlamı istediğiniz zaman iş değiştirebilir ve iki iş arasında dilediğiniz kadar tatil yapabilirsiniz.

Beslenmeye de çok önem verilen ülkede, vejetaryenlik oranı oldukça yüksek. Öyle ki 3 çeşit yemek çıkaran bir restoranda, bir çeşit vejetaryen yemeği bulmak hiç de şaşılacak bir durum değil. Buna tezat olan tek şey ise, fazla tüketilen alkol. Hatta bu konuda Avustralyalılarla ilgili meşhur bir söylenti de hafta içi beş gün çalışıp, hafta sonu tüm paralarını alkole harcadıkları.

Taşkın davranışlara gerçek anlamda alışkın olmayan Avustralya hükümeti, iki sene önce bu konuya da el atarak aksam 10:00’dan sonra alkol satışını ve gece 01.30’dan sonra da eğlence merkezlerine girişleri yasaklayıp, 03.00’da mekanları kapatma kararı aldı.

Giyim kuşam olarak dünyanın en rahat ülkesi belki de. Giyebileceğiniz en absürt kıyafeti giyip sokağa çıkın, kimse size bakmaz. Hatta şık bir restauranda sağ tarafınızda bir CEO ile karşılaşabilirken, sol tarafınızda bir inşaat işçisini çalışma üniforması ile görebiliyorsunuz, bu çok normal.

Diğer taraftan hava şartlarının gün içerisinde çok değişken oluşu, atkı ile başladığınız güne, öğleden sonra giydiğiniz mayo, aksam ise mont eşlik ediyor. Bu nedenle orada yaşayanlardan sıkça duyabileceğiniz tavsiye Avustralya’da yanında bulundurman gereken üç şey terlik, mayo ve şemsiye.

Yaşam standartlarının oldukça yüksek olduğu, tropikal iklime sahip olan ülkede, ortalama 7-8 ay yaz mevsimi hâkim. Öyle ki kış diye bir mevsim olduğunu unutabiliyorsunuz. Hava sıcaklığının 8-9 derecenin altına düştüğü pek görülmeyen kış mevsiminde ise rüzgârın ve kuru havanın etkisi, -2 dereceleri aratmayacak kadar üşütebiliyor.

Avustralya’da yaşamak istiyorsanız, Türkiye’de alıştığınız o lüks hayatı bir kenara bırakmanız gerekiyor. Evlerin %80’i paylaşımlı. Yani 3 odalık bir evde, 5 kişi de kalabilirsiniz, 15 kişi de. Avustralyalı gençlerin bile tercih ettiği bu yaşam tarzının en büyük nedeni ev kiralarının çok yüksek olması.

Bu noktada, eğer evinizi başka insanlarla paylaşma fikri size garip gelmiyorsa, Avustralya’da evsiz kalma ihtimaliniz de neredeyse sıfır. Haftalık 300-350 dolar ödeyebilirim derseniz, 3-4 kişilik bir evde, kendinize ait bir oda bile kiralayabilirsiniz. Rakam yüksek geldi derseniz, evin konumuna ve kişi sayısına göre fiyatlar haftalık 120 dolara kadar düşüyor. Tabi bu rakamlar Sidney’e göre. Melbourne ve Brisbane’da yaşam biraz daha ucuz.

Avustralyalıların rahat ve sade yaşam tarzlarının hayata her yönden destek sağlaması, tatil yaşamını da etkilemiş. Yılda bir ay tatil yapmak az bile karşılanıyor. Eğer, kişi sayısı dört veya fazlası olacak şekilde bir tatil planınız var ise en yerinde seçim hem uygun hem de daha keyifli olan, karavan kiralamak olur. Hatta karavanınız, bir ev gibi her ihtiyacınızı karşılayabiliyorsa karavan parklarına para ödemenize de gerek kalmadan, yol kenarlarında bulunan park yerlerinde geceyi geçirebilirsiniz.

Eğer karavanda kalmak size göre değilse, araba kiralayabilirsiniz. Hatta, arabayı kiraladıktan sonra, ilan verip benzin masraflarını paylaşabileceğiniz bir yol arkadaşı bulup, iki durak arasındaki uzun ve sessiz mesafeleri (min 600-700 km) uyuklamadan bitirip, harika yerler keşfedebilirsiniz.

Avustralya, kolaylıkla ulaşılabilecek muhteşem sahilleri ve bitmeyen gece hayatinin yanında, festivalleriyle de ünlü. Her yıl düzenlenen ve aralarında Türk Festivali’nin de bulunduğu festivallerin en büyüğü, tüm dünyadan akın gören ve benim de keyifle izlediğim ‘Mardi Gras’tır.

Avustralya’nın içime işleyen yaşam tarzı, farkında olmadan benim de hayata bakışımı değiştirdi. Lüksten ya da konfor dersem belki daha yerinde bir tabir olur, tamimiyle uzak bir yaşamda da aslında mutlu olunabileceğini anlattı bana Avustralya. Hatta, kişiliğinizi, yasam tarzınızı, maddi ve manevi değerlerinizi özgürce ve eleştirilmeden ortaya koyabileceğiniz bir adresti bana göre. (Avustralya Yaşam bölümü yazarı: Tuba Kütük)

Avustralya yeme ve içme

Avustralya’yı barbeküsüz hayal etmek oldukça zor. Bizdeki mangal keyfini aşmış bir millet Avustralyalılar, yediden yetmiş yediye tümünün uzman olduğu bir alan sırt çantalı geziyse diğeri de barbekü yapmak. Çoğu park ve kamu alanında en az üç adet barbekü alanı bulunan ülkede, bu oldukça ciddiye alınan bir gelenek. Ülkenin simgesi olan kanguru, kulağa tuhaf gelse de Avustralya mutfağının önemli bir parçası ve lezzet ufkunu genişletmek isteyenler için iyi bir fırsat.

Şarap denilince akla ilk gelen ülkeler Fransa ve İtalya olsa da Avustralya dünyaca tanınan şarap bölgeleriyle de göz dolduruyor. Perth yakınındaki Margaret Nehri, Adelaide civarındaki Barossa Vadisi ve Sidney’e yakın Hunter Vadisi Avustralya’nın en meşhur şaraplarının üretildiği bağların yer aldığı bölgeler.

Bir zamanlar dibimizdeki ülke İran’ın namlı şiraz şarabı bu ülkenin en iyi şarap cinslerinden birisi. Pinot Noir, tadılması gereken şarap çeşitlerinden. Bu yemyeşil ve ünlü bağlara civardaki şehirlerden günlük geziler düzenleniyor. Şarap kültürü sizi çekiyorsa Avustralya rotanıza girmesi gereken bir yer.

Avustralya vizesi

Avustralya tümü sadece bir kıtayı oluşturan tek ülke. Çoğunlukla taşra olarak biliniyor, ancak Avustralya güneydoğu bölümlerinde oldukça şehirleşmiş ve Sidney veya Melbourne gibi dünyanın en modern şehirlerinden bazılarına sahip.

Avustralya’yı ziyaret ediyorsanız ve uçakla gelecekseniz, büyük olasılıkla ülkenin en büyük şehri olan ve tüm uluslararası misafirlerin yarısından fazlasının ulaştığı Sidney’e ineceksiniz. Avustralya’yı ziyaret etmek isteyen Türk vatandaşlarının Avustralya vizesi almaları gerekiyor. Avustralya’nın Ankara Büyükelçiliği ya da İstanbul Başkonsolosluğu’ndan vize işlemlerinizi gerçekleştirebilirsiniz.

Avustralya ülke içi ulaşım

Trafik sıkıntısı Türkiye kadar olmasa da iş saatlerinde oldukça yoğun trafiğe sahip olan Avustralya’da ulaşım derdini tamamen unuttum. Neredeyse evlerin içine kadar uzanan Metro ağı, gideceğiniz her yere rahatlıkla ulaşmanızı sağlıyor. Gece geç saatlere kadar hizmet veren otobüsler de metronun uzanamadığı noktaya destek oluyorlar.

Tren ve otobüs biletlerini tek kullanımlık ya da gidiş-dönüş alabileceğiniz gibi, haftalık ve 14 günlük seçenekleri bulabilmeniz mümkün. En kısa mesafeye trende 4 dolar verirken, otobüs için bu fiyat 2,40 dolar. Tabi yerli halk için bu fiyatlar daha makul seviyelerde.

Avustralya içerisindeyken muhtemelen şehir içinde seyahat için araba kiralamak en mantıklısı ancak şehirler arasında büyük mesafeler olduğundan dolayı muhtemelen buralarda uçak kullanmanız gerekebilir. Seyahat masraflarınızı ve diğer giderleriniz için Avustralya’nın resmi para birimi olan Avustralya Doları’nı (AUD) kullanmanız gerekiyor.

İngilizcenin en yaygın olarak bilinen dil oluşu ve okullarda kullanılan tek dil olmasından dolayı, yolunuzu bulma veya iletişim kurmada sorun yaşanmaz. Bu ülkede sevilmeyen bazı şeyler var ve bunlardan biri de otostop çekmek. Yerel halk da polis de bu konuda pek mutlu olmadığından yapılmasını tavsiye etmiyorum.

Avustralya’ya nasıl gidilir

Avustralya‘ya Türkiye’den direkt ulaşım imkânı bulunmuyor. Qatar Airways’in Doha aktarmalı Sidney, Melbourne ve Adelaide seferlerinin yanı sıra Singapur Havayolları’nın Singapur aktarmalı uçuşlarıyla da Avustralya’ya gitmek mümkün. Ayrıca Bangkok, Pekin ve Cakarta gibi Asya kentlerinden de aktarmalı seferlerle Avustralya’ya gidebilirsiniz. Aktarmalı uçuşlar bekleme süresine bağlı olarak 18-25 saat arasında değişiyor.

Dünyanın en özgün coğrafyalarından biri olan Avustralya, doğal güzellikleri, çok kültürlü yapısı, farklı türden bitki ve hayvanları ve yüksek refah seviyesi ile herkesin keşfetmek istediği bir yer.