Avustralya‘nın yerli halkı Aborjinler, Avustralya, Tazmanya ve çevre adalarda yaşayan, geleneksel yaşayış biçimleri, özgün dilleri, ortak noktaları kadar farklılıklarıyla da çok sayıda etnik gruptan insanı kapsayan kapsayıcı bir grubun parçası.
Latince kökenli bir kelime olan, başlangıçtan gelen anlamındaki ab origine ifadesinden türetilen Aborjinler kelimesi, tüm dünyadaki yerli halkları ifade etmek için kullanılmışsa da 17. yüzyıldan itibaren yalnızca Avustralya yerlilerini tanımlayan bir sözcüğe dönüştü.
Avustralya’nın Yerlileri: Aborjinler
Avustralya yerlileri, tarih boyunca Avustralya kıtasında yaşadıklarına inanıyor. Yerlilerin kökeni ile ilgili hiçbir bilimsel çalışma yapılmaması nedeniyle, Avustralya yerlilerinin tarihi, Avustralya’ya göç yoluyla mı geldikleri gibi konularda büyük bir belirsizlik hakim.
Yapılan bazı araştırmalarda Aborjinlerin Güneybatı Asya’dan Avustralya’ya göç ederek yerleştiğine ilişkin iddialar dile getirilse de Aborjinlerin Asya halkıyla herhangi bir bağlantılarının olduğuna dair somut bir bilgi yok.
Aborjinlerin tarihi
İngiliz Denizci ve Kaşif James Cook’un Büyük Okyanus’ta yaptığı seyirleri sırasında, 1770’de keşfettiği Avustralya’yı tamamen haritalandırması 1772’ye kadar sürdü.
İlk Avrupalı yerleşimcilerin Avustralya kıtasına gelişinden önce Avustralya’da 250,000 ile 1 milyon arası bir nüfusun olduğu tahmin ediliyor. Kıtanın ada oluşu, ticaret yolları ve göç rotalarının üzerinde bulunmaması nedeniyle nüfusun yüzyıllar boyunca aynı kaldığı düşünülüyor.
Avustralya yerlileri Aborjinlerin daha çok çölde yaşayan kabileler olduğuna ilişkin düşünce yanlış. Yerliler ağırlıklı olarak Avustralya’nın güney ve doğu kıyılarında, özellikle de Murray Gölü Vadisi’nde yaşıyordu.
Tazmanya’nın soğuk ve nemli platolarından kıtanın kurak iç bölgelerine kadar Avustralya’nın dört bir yanındaki farklı iklim ve yeryüzü şekillerine uyum gösteren yerliler, vahşi doğaile mücadele ederek hayatta kalmayı başardı.
Avrupalı yerleşimcilerin kıtayı sömürgeleştirmesi sonrasında yaşadıkları topraklardan uzaklaştıran Aborjinler, geleneksel yaşam biçimlerini sürdürmekte zorlanmaya başladı. Avrupalıların yerleşmekten kaçındığı kurak bölgelerdeki yerli halk ise dış etkenlerden uzak bir biçimde gündelik hayatını ve geleneklerini sürdürdü.
Avrupalı yerleşimcilerin etkisi
Kaptan James Cook’un 1770’te Avustralya’nın doğu sahillerini Büyük Britanya adına ele geçirmesinin ardından bu bölge Yeni Güney Galler olarak adlandırıldı. Kıtadaki İngiliz sömürgeciliği 1788’de Sidney’de başladı. Kıtaya adım atan yerleşimciler su çiçeği, grip ve kızamık gibi hastalıkları Avustralya’ya taşıdı.
Bünyeleri bu hastalıkları tanımayan Avustralya yerlileri kısa süre içerisinde bu hastalıklara yakalanarak kayıplar vermeye başladı. İngiliz yerleşimcilerin verimli arazi ve su kaynaklarını işgal etmesiyle o güne kadar mülkiyet kavramıyla tanışmayan göçebe yerliler güç kaybetti.
1788 ile 1900 yılları arasında hastalıklar, toprak kayıpları, yetersiz beslenme ve sömürgecilerin şiddeti nedeniyle nüfusunun yüzde 90’ını kaybeden Aborjinler Avustralya’da azınlığa dönüştü.
Aborjin soykırımları
Avrupalı sömürgecilerin Avustralya’ya gelmesiyle birlikte soykırım uygulamalarına maruz kalan Aborjinlere yönelik eylemlerin çoğu resmi kayıtlarda görünmediği ve kayıt dışı tutulduğundan belgeler üzerinden tespit yapmak çok güç.
Aborjin kültürü
Farklı dillere sahip çok sayıda kabileden oluşan Avustralya’nın yerli halkı Aborjinler tek bir kültürden ziyade bu farklı grupların birbirleriyle olan benzerlikleri üzerinden ifade ediliyor. Farklı grupların kendi kültürleri, inanç yapıları ve dilleri bulunuyor.
Aborjin sanatı
Doğayla iç içe bir yaşam tarzına sahip olan Aborjinler, kaya pigmentleri, bitkiler ve suyla elde ettikleri boyalarla kayalıklar ve ağaç kabukları üzerinde farklı tekniklerle boyama yapmışlar. İlkel fırçalar, çubuklar, ağız püskürtme yöntemi ve parmaklarını kullanma biçimiyle yapılan boyamalar Aborjin sanatının en önemli örnekleri.
Müzik ve dans Aborjin kültüründe önemli bir yere sahip. Av, cenaze, mevsim geçişi, arazi, hayvan, atalar gibi gündelik hayatta etkisini gösteren her türlü konu ve olayla ilgili şarkıları olan Aborjinler kıtaya özgü özel enstrüman didgeridoo çalıyor.
Aborjin dini
Toprağa saygı ve düş zamanı inancı üzerine kurulu Aborjin inancında rüyalar da önemli bir yere sahip.
Düş zamanı inancından bir hikaye: Tüm dünya uykudaydı. Her şey sessiz, hareketsizdi ve hiçbir şey büyümüyordu. Hayvanlar yeraltında uyumaktaydı. Bir gün gökkuşağı yılanı uyandı ve dünyanın yüzeyinde süründü. Herşeyi bir kenara itti ve bu onun tarzıydı. Tüm bir diyarı gezdi ve yorulduğunda kıvrılıp uyumaya başladı. Böylece heryere izini bıraktı. Sonra geri döndü ve kurbağalara seslendi. Onlar da su dolu kocaman mideleriyle ortaya çıktılar. Gökkuşağı yılanı onları gıdıklayıp güldürdü. Sular ağızlarından çıktı ve gökkuşağı yılanının izlerini doldurdu. Göl ve nehirler böyle yaratıldı. Daha sonra çimenler ve ağaçlar büyümeye ve yeryüzünü yaşam doldurmaya başladı.
1996 nüfus sayımında yüzde 72’si Hristiyanlığın çeşitli mezheplerine dahil olduğunu belirten Aborjinlerin 2001 nüfus sayımında yalnızca binde 3’ü Aborjin dini pratiklerini uyguladığını belirtmiş. Yıllar içerisinde yerel kültürün ve inanç sisteminin giderek yok olduğu araştırmalarda da kanıtlanıyor.
Aborjinlerin Avustralya’da dağılımları
Koori: New South Wales ve Viktorya
Murri: Queensland
Noongar: Güney Avustralya
Yamatji: Merkezi Batı Avustralya
Nunga: Güneybatı Avustralya
Anangu: Kuzey Avustralya
Yapa: Orta ve kuzey Avustralya
Yolngu: Doğu Arnhem
Palawah: Tazmanya
2001 nüfus sayımına göre Aborjin Nüfusu:
- Yeni Güney Galler New South Wales – 134,888
- Queensland – 125,910
- Batı AustralyaWestern Australia – 65,931
- Northern Territory – 56,875
- Victoria – 27,846
- Güney Avustralya South Australia – 25,544
- Tazmanya – 17,384
- ACT – 3,909
- Diğer bölgeler – 233
2001 nüfus sayımına göre Avustralya Aborjinlerinin toplam nüfusu 458,520 olarak açıklanmış. Bu rakam o yılki Avustralya nüfusunun yüzde 2,4’üne denk geliyor.
Evet bu gibi olaylar görünce insanin ici burkuluyor.