Kata Tjuta (The Olgas), Uluru gibi Aborjinler için kutsal olan diğer bir kayalık. Kata Joota olarak okunan Kata Tjuta veya diğer adıyla The Olga, 36 ilginç kaya formasyonundan oluşuyor. Kata Tjuta, Avustralya yerli dili olan Pitjantjatjara dilinde çok kafa anlamına geliyor. Aborjinlerin bazı törenleri için önemli bir yeri olan bu kayalıklarla ilgili çok sayıda mitolojik hikâyeler olduğu ve Aborjinler bu mitolojileri biz yabancılarla paylaşmadıkları iletildi.

Bu sabahki 12 kimlik Uluru yürüyüşü ve tırmanışı sonrasındaki durağımız olan Kata Tjuta, Uluru’ya 50 km uzaklıkta bulunuyor. 7,4 kilometrelik Kata Tjuta yürüyüşüne başladık. Benjamin önden hızlıca gitti. Yüzüklerin Efendisi’ndeki Hobitlere benzemesi nedeniyle kendisine Hobit olarak seslendiğim Yeni Zelandalı arkadaşım Laurie ile ben ise geriden biraz daha yavaş adımlarla yürüdük.

Uluru yürüyüş yoluna göre burada yürümek iyi bir kondisyon gerektiriyor. Yer yer tırmanmanız veya taşlı, çakıllı yolları aşmanız gerekiyor. Çevremizde binlerce sinek uçuşuyor, sırtımızda ise onlarca sinekle yürüyoruz, kovmak ne mümkün! Bazı turistler kafalarına geçirdikleri özel tüllü şapkalarla yürüyorlardı.

Avustralya aksanını anlamak kolay değildir. İngilizlerin aksine neredeyse ağızlarını doğru dürüst açmadan kelimeleri telaffuz ediyorlar. İngilizler kıtaya ilk geldiğinde her yer karasineklerle doluymuş ve konuşurken ağzılarını açmaları demek sinek yutmaları demek olduğundan zamanla dudaklarını fazla aralamadan konuşmaya başlamışlar ve günümüz Avustralya aksanı da böylece doğmuş olduğu söyleniyor. Bunun doğruluğu konusunu dil bilimcilere bırakabiliriz ama gerçek olan şu var ki Kata Tjuta çevresinde yürürken sinek yutmamaya dikkat etmelisiniz.

Malta

Serbia

Uluru kayası çevresindeki düz ve sakin yürüyüş yoluna göre, Kata Tjuta çok eğlenceli ve görebilecek daha çok şey vaat ediyor. Dağın tepesinden süzülen yağmur sularının aktığı yer yer küçük dereler, çok dik yamaçlar ve vadiler, patikalar, sık ağaçlar. Sanki dağ onlarca parçaya ayrılmış ve kırmızı bu topraklara serpilmiş halde aralarında dolaşıyorsunuz. Karingana Lookout olarak adlandırılan ve otoparka 2,7 km uzaklığındaki nokta ise nefes kesici bir manzara sunuyor.

Dik yamaçlardan oluşan kayaların yarattığı dar bir vadiden karşıda güneş ışıkları altında parıldayan kırmızı kayalık tepelerine bakmak büyüleyici. Kata Tjutalar, Anangu kültüründe kutsaldır ve Anangu erkekleri tarafından ayinlerde kullanılıyorlar. Aslında normal yürüyüş patikası dışındaki görünen diğer yerler de oldukça ilgi çekici görünüyordu. Ancak kutsallıkları nedeniyle yürüyüş yaptığımız yol dışındaki patikalar turistlerin ziyaretine kapalı.

4 saat süren zorlu ve yorucu bir yürüyüşten sonra nihayet aracımızın bulunduğu otoparka vardık. Hiç dinlenmeden son olarak yine Kata Tjuta’nın diğer bir bölümü olan Walpa Geçitine doğru yürüdük. Yaz mevsiminin çöl sıcağında, hayvanlar için bir barınak görevi gören iki dağ arasındaki bu derin ve dar geçitte akan bir nehir var. Ağaçların arasında kanguru ve wallaby görmeniz mümkün. Gidiş dönüş olarak 2,6 km uzunluğundaki bu yolu 1,5 saatlik bir yürüyüşle tamamladık. Doğrusu çok yorgun olmama reğmen kesinlikle görmeye değer bir yer.

Sarp dik ik dağ arasındaki derin ve serin sığınak. Toplamda 20 km’nin üzerinde bir yol yürüyerek bugün hayatımın en uzun yürüyüşünü yapmış oldum. Son olarak Kata Tjuta’da günbatımı izleme noktasına geçip hem dinlendik hem de güneşin bu son ışıklarının Kata Tjuta üzerindeki yansımasının yarattığı muhteşem güzelliği izledik.

Dünkü kaldığımız kamp yerimize gidip tekrar ateşimizi yaktık. Gökyüzünde hiç bulut yok, Güney Yarımkürenin yıldızları gökyüzünde apaçık parıldıyorlar. Bu gece dünden daha soğuk ve gece de daha soğuk olacak. Düne göre daha çok odun topladık ve daha büyük bir ateş yaktık. Yanımızda getirdiğimiz patates ve soğanları ateşin içerisinde közleyerek kendimize akşam yemeği hazırladık. Biraz tuz ve biraz karabiber yeterli.

Günün yorgunluğu üzerine hepimiz ateşin etrafında mayıştık ve dünkünden daha erken olarak çadırlarımıza geçtik.

Day 323: Avustralya:68, Uluru-Kata Tjuta National Park, 22 Haziran 2011

Serbia

1 Yorum

  1. Aborjinlere çok zulüm ve soykırım uygulandı, toprakalrı ellerinden alıdı, şimdi Avustralya hükümeti günah çıakrtıyor ama iş işten geçti. Yazık.

Yanıt yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz