Silifke, Mersin sınırları içerisinde yer alan yirmiden fazla antik kentin yarıdan fazlasına ev sahipliği yapan, Anadolu uygarlıklarının hemen hepsinin yönetimi altında kalmış zengin tarihi ve kültürel izler taşıyan bir coğrafya. Tertemiz denizi, kumlu plajları, minik adaları, sessiz sakin koyları ve birbirinden samimi çok kültürlü halkıyla çok davetkar bir tatil yerimiz.

Türkiye’yi Kıbrıs’a bağlayan Taşucu Limanı, antik kentleri, kültürel değerleri ve doğal güzellikleriyle doğu Akdeniz’in en güzel tatil beldelerinden biri. İster deniz ve güneş tatiline, isterseniz kültür turuna gidin, bir parçanızı bırakıp döneceğiniz bir nefis bir tatil rotası. İlçe, önemli bir tarım üretim merkezi olması nedeniyle yılın her dönemi taze malzemelerle hazırlanan leziz yemekleri ile tam anlamıyla bir cennet.

Silifke, Mersin

Silifke, gezilecek yerler bakımından Mersin’in en değerli bölgesi. Bölgenin verimli toprakları ve doğal kaynaklar açısından zengin oluşu ile tarih içerisinde pek çok uygarlığın derin izler bıraktığı Mersin ve Silifke, farklı dinlere ait uygarlıklarında bölgede hüküm sürmesi sebebi ile inanç turizmi açısından da oldukça zengin.

Silifke Gezi Rehberi

Silifke, Akdeniz çanağının en köklü yerleşim yerlerinden. Anadolu tarihsel geçmişi içindeki bilinen yerleşimsel yaşamı, MÖ 7. yüzyıla dek uzanıyor. Toroslardan doğan ve ilçe merkezini güzelleştirerek kat eden Göksu Nehri, birçok medeniyete can vererek sayısız uygarlığın burada yerleşip kök salmasını sağlamış. Göksu, Silifke ve çevresi için çok önemli bir etken.

Malta

Serbia

MÖ 7. yüzyılda bugün Taşucu olarak bilinen bölgede, Holmi adıyla bir İyon kolonisi olarak kurulan Silifke ismini, MÖ 3. yüzyıl başlarında, Asya kralı I. Selefkos Nikator tarafından bugünkü Silifke’nin yerinde kurulan Seleuceia’dan alıyor. Bu isim yıllar içerisinde sırasıyla Seleuceia, Seleucia, Selefke, Salukiye ve Silifke haline dönüşmüş.

Silifke’nin deniz kenarındaki verimli ovasına kurulan seralarda domatesten muza, üzümden patlıcana kadar akla gelebilecek her türlü meyve sebze yetiştiriliyor. Özellikle Silifke çileği son yıllarda Türkiye’nin büyük şehirlerinde aranılan marka bir ürün haline geldi.

Silifke bir Yörük yurdu olduğundan, Torosların eteklerindeki dağlık kesimde yüzyıllardır hayvancılıkla uğraşılıyor. İlçe ekonomisinde ve yaşamında önemli yere sahip hayvancılık, aynı zamanda Yörük kültürünü halen yaşatıp sürdüren kültür meydana getiriyor. İlçe halen, son Yörük kollarından Sarıkeçililerin yurdu.

Caretta Caretta ve yeşil kaplumbağanın en önemli üreme alanı, dünyanın en önemli kuş göçü yolu üzerinde bulunan Göksu Deltası, Akdeniz keşiş foku Monachus monachus’un ve mavi yengeç ile lagos balığının evi.

Silifke, yılın büyük bölümünde yüzünü gösteren pırıl pırıl güneşiyle Akdeniz atmosferinin sıcaklığını hissettiren bir yerleşim yeri. Nüfusu ağırlıklı olarak Türkmen göçmenlerinden oluşan Silifke’nin en önemli ve meşhur ürünleri ise yoğurt ve ayranı.

SİLİFKE NEREDE
📍 Silifke, Akdeniz Bölgesinin büyük şehirlerinden Mersin’e bağlı bir ilçe. Orta Toros Dağlarının eteğinde Göksu Nehri deltasının başlangıcında, sahilden 5 km içerde, Mersin-Antalya karayolu ile Konya karayolunun kesiştiği noktada kurulu. Silifke, doğuda Erdemli, batıda Mut ve Gülnar, kuzeyde Karaman ve Ereğli, güneyde ise Akdeniz ile çevrili. Silifke’nin içinden Göksu Nehri geçiyor.

SİLİFKE NASIL GİDİLİR
Silifke, Akdeniz kıyı şeridi boyunca uzanan Antalya-Mersin Karayolunun üzerinde yer alıyor. Akdeniz Bölgesinin batısını İç Anadolu Bölgesine bağlayan bir kavşak noktası olan ilçeye kara yoluyla ulaşım oldukça kolay. Silifke’ye en yakın havalimanı Adana’da bulunuyor. Silifke’ye 165 km uzaklıktaki Adana Şakirpaşa Havalimanından Adana Otogarına ya da HAVAŞ’la Mersin Otogarına geçip Silifke dolmuşlarını kullanarak ilçeye ulaşabilirsiniz.

Silifke’ye uçakla gitmek için bir başka alternatif de Alanya Gazipaşa Havalimanı. İlçeye 214 km mesafedeki havalimanından Alanya ya da Gazipaşa otogarına geçip, bu noktadan Silifke ve Mersin otobüslerini kullanarak Silifke’ye ulaşabilirsiniz.

Silifke’ye otobüsle nasıl gidilir: Mersin’in batısında yer alan Silifke’ye ilçenin batısında yer alan Antalya ve ilçelerinden Mersin yönüne giden tüm otobüslerle direkt ulaşım şansınız var. İzmir, İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerden ise Silifke’ye dönem dönem direkt otobüs seferleri yapılsa da direkt sefer bulunamadığında öncelikle Mersin’e gelmek gerekiyor. Mersin Otogarından Silifke’ye her yarım saatte bir otobüs var.

Silifke’ye arabayla nasıl gidilir: Silifke, Mersin’e 85 km (1 saat), Konya’ya 257 km (3 saat 40 dk), Kayseri’ye 413 km (5 saat), Ankara’ya 515 km (6 saat), İstanbul’a 885 km (11 saat 20 dk), İzmir’e ise 809 km (10 saat 40 dk) uzaklıkta.

Ankara’dan Silifke’ye arabayla gelişte Konya, Karaman, Mut güzergahı izleniyor. İstanbul’dan Silifke’ye arabayla gelişte Bursa, Eskişehir, Konya, Karaman, Mut rotasını takip etmek gerekiyor. İzmir’den Silifke’ye arabayla ulaşımda ise rotada Uşak, Afyonkarahisar, Konya, Karaman, Mut yer alıyor.

SİLİFKE’DE NEREDE KALINIR
🏡 Silifke’de konaklamayı düşünenler için, deniz kenarında yer alan bölgenin en iyi otellerinden Altınorfoz Otel en uygun seçim olabilir. Atakent’te iyi otel arıyorsanız her şey dahil hizmet veren Marvista Deluxe Resort Hotel gayet iyi bir otel. Atakentte Palmila Butik Otel, Taşucu’nda Lotus Boutique Hotel, Kızkalesi’nde Kilikya Hotel şahane seçenekler.

Eğer Mersin merkezde konaklayacaksanız otel tavsiyem Sultaşa Otel ve HostaPark Otel. Eğer zincir otellerde kalmak istiyorsanız Divan Mersin ve Mersin HiltonSA daha önce kaldığım şehrin en iyi otelleri.

Silifke Gezilecek Yerler 📌

Silifke, turkuaz denizi, minik adaları, sessiz sakin koyları ve birbirinden samimi çok kültürlü ve hoşgörülü halkıyla, ister deniz ve güneş tatiline, isterseniz kültür turuna gelin, bir parçanızı bırakıp döneceğiniz bir cennet ilçe. Türkiye’de yaşanılacak en güzel yerlerden biri listesine girmeye de aday.

Silifke gezilecek yerler ile şaşırtan seçenekler ve inanılmaz çeşitliliğe sahip. Silifke’de Silifke Kalesi, Tokmar Kalesi, Cennet Cehennem Mağarası, Astım Mağarası, Aya Tekla, Adam Kayalar, Cambazlı Kilisesi, Diocaesarea Antik Kenti başlıca gezilecek yerleri oluştursa da Silifke bu adreslerden çok daha fazlasına sahip.

1. Narlıkuyu

Narlıkuyu, deniz dibinden çıkan tatlı su nedeniyle soğuk ve berrak olan, ne kadar derin olursa olsun dibini görebildiğiniz turkuaz denizi, buraya özgü leziz kaya koruğu turşusu ve logos balığı ile balık lokantalarıyla ünlü bir koy.

Orta çağdaki adı Porto Calamie olan Narlıkuyu, antik çağ ve Hıristiyanlık dönemlerinde Cennet ve Cehennem Obruklarına tapınmaya gelenler için bir deniz kapısı olan hamamıyla biliniyordu. Narlıkuyu’nun kuzeyinde Roma ve Bizans dönemlerine ait yapı kalıntıları, taş kemerler, sarnıçlar ve Cennet Obruğu’nun hemen yanında bir Zeus Tapınağı bulunuyor.

Roma dönemine (4. yüzyıl) ait olan ve Narlıkuyu Koyunun deniz kıyısında yer alan Poimenios Hamamı, Poimenios tarafından yaptırılmış. Cennet obruğu içindeki yeraltı deresinin denize ulaştığı yerdeki tatlı su kaynağından yararlanılarak buraya inşa edildiği düşünülen hamamın yıkanma bölümünün tabanında, Üç Güzeller Mozaiği adı verilen yarı tanrıça üç kız kardeş tasvir ediliyor.

Üzerinde ise Grekçe, ‘Ey konuk dost! Bu mucizeli suyu kimin bulduğunu, saklı kaynağını kimin gün ışığına çıkardığını merak ediyorsan, bil ki O, imparatorların dostu ve Kutsal Adalar’ın dürüst yöneticisi Poimenios’tur’ yazıyor. Mozaikte Zeus’un kızları olan Aglaia, Euphrosyne ve Thalia çıplak olarak kumru ve keklikler arasında dans ederken görülüyor.

⏰ Narlıkuyu Mozaik Müzesi ziyaret saatleri yaz dönemi (1 Nisan-1 Ekim) 08.00-16.45; kış dönemi (1 Ekim-1 Nisan) 08.00-17.00. Müze, haftanın 7 günü ziyarete açık. 🔐 Narlıkuyu Mozaik Müzesi giriş ücreti 20 TL. Müze Kart Geçerli.

2. Silifke Kalesi ve Tekirambarı Sarnıcı

Silifke Kalesi, 185 metre yüksekliğinde Silifke’ye hâkim bir tepede yer alıyor. Helenistik veya erken Roma dönemine ait olduğu düşünülen kaleden Silifke panoramik olarak izlenebiliyor. Etrafı hendekle çevrili olan kalenin içerisinde kemerli galeriler, su sarnıçları, depolar ve diğer yapı kalıntıları bulunuyor.

Tekirambarı Su Sarnıcı ise Silifke Kalesi’nin eteğinde yer alıyor. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde 17. yüzyılda 23 burca sahip yapının içerisinde bir cami ve 60 ev bulunduğu yazsa da günümüzde sarnıcın 10 burcu bulunuyor. Sarnıç Bizans döneminde inşa edilmiş. 46 m uzunluğunda, 23 m genişliğinde ve 14 m derinliğinde görkemli bir yapı.

İçerisine helezonik merdivenle inilen sarnıç, Anadolu sarnıç mimarisinde örneği az görülen bir yapı. Suyun sızmasını önlemek ve anıtsal bir özellik vermek amacıyla tüm duvarları düzgün kesme taşlarla desteklenmiş, bir de yuvarlak kemerli niş oluşturulmuş. Tamamen bakımsız durumda.

3. Jüpiter Tapınağı

Jüpiter Tapınağı, Silifke ilçe merkezinde yer alan, MS 2. yüzyılda yapıldığı düşünülen ve 5. yüzyılda kiliseye dönüştürülen bir tapınak. Doğu ile güney yanlarındaki sütun tabanlıkları orijinal şekilde korunsa da her biri 10 metre boyundaki korint başlıklı sütunlardan yalnızca bir tanesi ayakta kalmış.

Tarihçi Zosimos, ‘Tapınak, ovadaki ürünlerine musallat olan çekirgelerden kurtulmak için Güneş ve Sanat Tanrısı Apollon’dan yardım isteyen ahali tarafından, çekirgeler Apollon’un gönderdiği kuş sürüsünce yok edilince ona bir şükran ifadesi olarak yaptırılmıştır’ dese de tapınağın Zeus adına yaptırıldığı düşünülüyor.

⏰ Jüpiter Tapınağı ziyaret saatleri yaz dönemi (1 Nisan – 1 Ekim) 08.00-19.00; kış dönemi (1 Ekim – 1 Nisan) 08.00-17.00. Tapınak, haftanın 7 günü ziyarete açık. 🔐 Jüpiter Tapınağı giriş ücreti alınmıyor.

4. Taşköprü

Silifke Taşköprü, Silifke’nin merkezinde Göksu Nehri’nin üzerinde yer alıyor. Roma uygarlığı yapılarından biri olan köprü, MS 77-78 yıllarında Kilikya Valisi L. Octavius Memor tarafından dönemin Roma İmparatoru Vespasianus ve oğulları Titus ile Domitianus adına yaptırılmış. Tarih boyunca çok sayıda bakım ve onarım geçiren köprünün temelleri dışındaki tüm bölümleri yakın zamanda yeniden inşa edilmiş.

Orijinali yedi gözlü olan köprü gördüğü restorasyon sonrası beş gözlü hale gelmiş. Uzunluğu 120 metre olan köprünün eni ise 5.40 metre. Tepedeki Silifke Kalesi’nden de güzel bir manzarası var.

5. Astım Mağarası

Astım Mağarası, Cennet Çöküğüne 300 metre mesafede yer alıyor. Dilek Mağarası olarak da bilinen mağaranın içerisine helezonik demir bir merdivenle iniliyor. Birbiriyle bağlantılı, uzunluğu 200 metreyi bulan galerilerde nem oranı yaz döneminde yüzde 85, kış aylarında ise yüzde 95’e ulaşıyor. Mağarasının ısısı ise 15 dereceyi geçmiyor.

Silis minerali birikimiyle oluşan birbirinden ilginç şekilli dev sarkıt ve dikitlere ev sahipliği yapan Astım Mağarası’nın iç aydınlatması hoş fotoğraf kareleri sunuyor. Mağaranın duvarlarından akan suyun şifalı olduğuna inanılıyor. Mağarayı ziyaret eden birçok kişi duvarlardan akan suyu yüzüne ve cildine sürüyor.

⏰ Astım Mağarası ziyaret saatleri yaz dönemi (1 Nisan – 1 Ekim) 08.00-19.00; kış dönemi (1 Ekim – 1 Nisan) 08.00-17.00. Mağara, haftanın 7 günü ziyarete açık. 🔐 Astım Mağarası giriş ücreti 35 TL. Müze Kart geçerli.

6. Cennet-Cehennem Mağaraları

Cennet-Cehennem Mağaraları, Silifke-Narlıkuyu yakınlarında bulunan, bir yeraltı deresinin yol açtığı erozyon sonucu tavan çökmesiyle meydana gelen iki büyük çukur. Cennet Çöküğü, elips biçiminde, derinliği 70 metre olan büyük bir mağara girişi ve bu mağaranın ağzında küçük bir kiliseden oluşuyor. 5. yüzyılda Paulus tarafından Meryem Ana’ya ithaf edilen kiliseye 450 basamakla iniliyor.

Cennet Çöküğü’nün kuzeyinde yer alan Cehennem Çöküğü’nün ağız çember çapları 50 ve 75 metre, derinliği ise 128 metreye ulaşıyor. İçerisine inmenin mümkün olmadığı çöküğe adrenalin duygusunu hissetmek isteyenler, özel ekipmanlarla inme denemeleri yapıyor. Mağarayı yukarıdan izlemek için geniş bir seyir terası bulunuyor.

⏰ Cennet ve Cehennem Mağaraları ziyaret saatleri yaz dönemi (1 Nisan-1 Ekim) 08.00-16.45; kış dönemi (1 Ekim-1 Nisan) 08.00-17.00. Mağaralar, haftanın 7 günü ziyarete açık. 🔐 Cennet ve Cehennem Mağaraları giriş ücreti 75TL. Müze Kart geçerli.

7. Uzuncaburç

Uzuncaburç, Mersin’in en önemli ve en iyi korunmuş tarihi kalıntılarına ev sahipliği yapan, Helenistik çağda Olba Krallığı’nın ibadet yeriydi. Uzuncaburç, MS 72’de İmparator Vespasianus döneminde, Olba’dan ayrılarak Diocaesarea (Tanrı-İmparator Kenti) adıyla özerk, kendi adına para basabilen bir siteye dönüşmüş.

Selefkoslar döneminden Diocaesarea’da bulunan Zeus Tapınağı, burç ve piramit çatılı anıt mezar; Roma döneminden ise sütunlu cadde, tiyatro, tören kapısı, çeşme, Şans Tapınağı ve Zafer Kapısı şehirde günümüze ulaşmayı başaran yapılar arasında bulunuyor. Kent adını ise şehrin sembolü olan yüksek burçlarından alıyor.

Yollar gayet iyi.Biraz uzak gibi gelebilir ama görmeye değer. Etrafında herhangi bir market yok. Antik kent girişinde tuvalet var, temiz. Otopark sorunu yok. Antik kent girişinde bir çeşme var, suyu hoş. Yazın sıcak mevsimlerinde ziyaret edecekseniz akşamüstü, havanın serinliğinde gezmenizi tavsiye ederim.

⏰ Uzuncaburç ziyaret saatleri yaz dönemi (1 Nisan – 1 Ekim) 08.00-19.00; kış dönemi (1 Ekim – 1 Nisan) 08.00-16.45. Antik kent, haftanın 7 günü ziyarete açık. 🔐 Uzuncaburç giriş ücreti 20TL. Müze Kart geçerli.

8. Olba Antik Kenti

Olba Antik Kenti, Uzuncaburç’un 4 km doğusunda yere alıyor. Helenistik dönemde Olba Krallığının merkezi ve önemli bir ticaret şehri olarak kurulmuş. Kazı alanında MÖ 193-211 yılları arasında Septimus Severus zamanından kalma çeşme binası, su kemeri, evler, tiyatro ve nekropol bulunuyor.

Antik kentteki diğer bir önemli eser ise nekropolün bulunduğu vadi üzerine kurulu 150 m uzunluğunda, 25 m yüksekliğinde dört kemerli, iki katlı su kemeri. Su kemerinin korunması ve çevrenin gözetlenmesi için kuleler de inşa edilmiş. Çeşmenin yanında bulunan tiyatro binası ile sahnenin bir bölümü günümüze dek gelebilen Olba’nın, nekropol sahasındaki kaya mezarları ve lahitleri mutlaka görülmeli.

Silifkeye dönüşte yol üzerinde olan Cambazlı Kilisesi de Silifke gezilecek yerler listenize ekleyebilirsiniz. MS 5. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilen kilise, benzer özellik gösteren yapılar arasında en iyi korunanlardan biri. Silifke’nin 29 km doğusunda Cambazlı Köyü sınırlarında yer alıyor.

⏰ Olba Antik Kenti ziyaret saatleri yaz dönemi (1 Nisan – 1 Ekim) 08.00-19.00; kış dönemi (1 Ekim – 1 Nisan) 08.00-16.45. Antik kent, haftanın 7 günü ziyarete açık. 🔐 Olba Antik Kenti giriş ücreti 10TL. Müze Kart geçerli.

9. Adamkayalar ve Şeytan Deresi Kanyonu

Adam Kayalar, Mersin’in Erdemli ilçesinde Şeytan Deresi Kanyonunun sarp yamaçlarında MÖ 1. ile 2. yüzyıllar arasında yapıldığı tahmin edilen büyük boyutlardaki insan kabartmaları. Türkiye’nin en önemli tarihi eserlerinden biri olan kabartma bölgesinde 11 erkek, 4 kadın, iki çocuk, bir dağ keçisi ve bir Roma Kartalı kabartması yer alıyor.

Birbirleriyle bağlantılı anlatımı olan ve yan yana çok figürlü kabartmaların bir arada görüldüğü bölgedeki kabartmaların bir defada yapılıp bitirilmediği, arka arkaya 500 yıl boyunca insanların ölülerini gömerek daha sonraları anma törenleri için geldikleri tespit edilmiş. Adamkayalar, Kızkalesi’ni yukarıdan gören şahane bir manzaraya sahip. Ulaşımı biraz zor.

Ana yoldan patikayı izleyip uçurumun soluna doğru gitmeniz gerekiyor. Yol gösteren oklar çoğunlukla silinmiş fakat eski zamanlardan kalma belli belirsiz basamaklar var. Dik kayalıklardan doğal oluşmuş merdivenlerden aşağı inip, sonra sağa doğru 300 metre kadar ilerlemeniz gerekiyor. Yaklaşık 20 dakikalık bir iniş ile ulaşabiliyorsunuz.

Elleriniz de boş olmalı. Her yaşa ve çocuklara uygun değil. Biraz da kondisyon gerekiyor. İyi bir kaymaz ayakkabı ile, dikkatli gitmenizde fayda var. İnişin bir de çıkışı olacak. Keşfetmeyi ve yürümeyi sevenler için yol zorlayıcı değil, ama ailecek ve çocuklu iseniz tavsiye etmiyorum.

10. Kanlıdivane

Kanlıdivane, Erdemli-Silifke yolunun 3 km kuzeyinde yer alan, Helenistik dönemden, Geç Antik döneme kadar MÖ 2 ile 7. yüzyıllar arasında kullanılmış bir yerleşim yeri. Antik kentin merkezinde yer alan obruğun etrafında kesme taştan yapılmış bazilikalar, caddeler, kaya mezarları, sarnıçlar bulunuyor.

Yerleşim yerinin güneybatısında ise MÖ 2. yüzyılda inşa edildiği düşünülen kule, Mersin’in günümüze ulaşan en eski yapısı özelliği gösteriyor. Zeytinyağı üretiminin yapıldığı, Roma ve Bizans dönemlerine ait kalıntıların yer aldığı ve Türkmenlerin kışlak olarak kullandığı Kanlıdivane yaşayan bir tarihe tanıklık ediyor.

⏰ Kanlıdivane ziyaret saatleri yaz dönemi (1 Nisan – 1 Ekim) 09.00-19.00; kış dönemi (1 Ekim – 1 Nisan) 08.30-17.00. Kent, haftanın 7 günü ziyarete açık. 🔐 Kanlıdivane giriş ücreti 10TL. Müze Kart geçerli.

11. Aya Tekla Kilisesi

Aya Tekla Kilisesi, Taşucu yolu üzerinde yer alan ve Meryemlik olarak da adlandırılan bir mağara kilisesi. 17 yaşından itibaren kendini dine adayan, Hristiyanlığı yaymak için yollara düşen St. Paul’ün vaazlarından etkilenen Aya Tekla, öldürüleceğini anladığında kaçarak bu mağaraya sığınmış.

Hıristiyanlık inancını yayarken mucizelerle hastaları da iyileştirdiği söylenen Aya Teklanın sığındığı mağara kayboluşundan sonra Hıristiyanlarca kutsal sayılarak kiliseye dönüştürülmüş. 6. yüzyılda İmparator Zenon tarafından Aya Teklaya ithafen yaptırılan kilise ile hamam, sarnıç, mezarlık ve şehir suru kalıntıları günümüze kadar gelmiş.

⏰ Aya Tekla Kilisesi ziyaret saatleri yaz dönemi (1 Nisan – 1 Ekim) 08.00-19.00; kış dönemi (1 Ekim – 1 Nisan) 08.00-16.45. Kilise, haftanın 7 günü ziyarete açık. 🔐 Aya Tekla Kilisesi giriş ücreti alınmıyor.

12. Tisan Koyu ve Afrodisias Mozaiği

Tisan Koyu, Kilikya Afrodisiası olarak da bilinen antik Afrodisias yerleşiminin bulunduğu tarihi bir bölge. Turkuaz denizi ve yemyeşil doğasıyla dünyanın en güzel 13. koyu seçilen ve bakir bir koy olan Tisan aynı zamanda, Yunan kolonisi olarak kurulmasından dolayı pek çok tarihi kalıntıya da sahip. Afrodisias Bölgesi kilise ve kale gibi kalıntıların yanı sıra mozaikleriyle de ünlü cennet bir koy.

Afrodisias, Helen dilinde ‘Aphrodite Adanmış’ veya ‘Aphrodite Yurdu’ anlamına geliyor. Afrodisias Mozaiği ise yarımadanın doğu kıyılarında yer alan ve 6. yüzyıla ait Pantaleon Kilisesi’nin tabanında bulunuyor. Antik yerleşim yerinde bulunan MÖ 12. yüzyıldan kalma diğer kalıntılar ise yarımadanın güneyinde ve ortalarında yer alıyor.

Aphrodisias’ın doğusunda bu günkü adıyla Dana Adası olarak bilinen Antik Pithyussa Kenti, Fransalı tüccarların ticaret yeri olarak kullandıkları bir liman kentiymiş. Adada bulunan kalıntılar arasında kilise, mezar ve lahitler mevcut. Koy ve çevresi günümüzde Mersin’in deniz, kum, güneş turizminde en çok tercih edilen noktaları arasında.

13. Boğsak Koyu ve Adası

Boğsak Adası, caretta carettaların üreme bölgesi, çadır ve karavan sakinlerinin uğrak yeri olarak bilinen sakin ve huzurlu bir tatil merkezi. Mersin-Antalya karayolu üzerinde yer alan ada, MÖ 4-8. yüzyıllarda önemli bir yerleşim bölgesiymiş. Doğal bir dalgakıran görevi üstlenen Boğsak Koyu’nun en önemli özelliği ise doğal yapısının bozulmamış olması.

Boğsak Adası üzerinde Roma ve erken Bizans dönemlerine ait evler, mezarlar, sarnıçlar ve kilise kalıntıları bulunuyor. Boğsak Adası ve Koyu, turkuaz denizinin sakinliği ve kumsalının gözlerden uzaklığıyla büyüleyen bir doğa harikası.

14. Tokmar Kalesi

Tokmar Kalesi, Taşucu-Antalya Karayolunun 22. km’sinde, kuzeye ayrılan 5 km’lik asfalt yolla ulaşılabilen görkemli bir kale. Kale, denize hâkim bir tepe üzerinde, Göksu Deltası ve Taşucu’nun gözlemlenebildiği bir konuma sahip. Güney surları sarp kayalıklara oturan ve bir 12. yüzyıl yapısı olan kalenin, Bizans ve Ermeni krallıklarından sonra 1210’da St. Jean Şövalyeleri denetimine girdiği biliniyor.

Kalenin deniz ile bağlantısı Tahta Limanı, Palaiai veya Barbaros Limanı olarak anılan koyla sağlanırken, yapı 1994’ten bu yana birinci derece arkeolojik sit alanı olarak tescilli durumda. Ulaşımın zor olması ve kalenin bulunduğu tepeye patikadan gidilmesi nedeniyle Tokmar Kalesi, hak ettiği ilgiyi göremeyen yerlerden.

15. Taşucu

Taşucu, MÖ 7. yüzyılda Holmi kolonisi tarafından kurulan Silifke’nin Akdeniz kıyısındaki şirin tatil beldesi. Korsan saldırıları nedeniyle zayıflamaya başladığında, Büyük İskender’in komutanlarından Selefkos Nikator tarafından ele geçirilen Taşucu’nda yerel halkı günümüzde Silifke’nin bulunduğu bölgeye yerleştirilmiş.

Taşucu’nun 2 km batısındaki bir tepenin güney yamacında yerli halkın ‘Manastır’ olarak isimlendirdiği Antik Mylai Ören Yerinde geç Roma ve erken Bizans dönemlerine ait yapı kalıntıları bulunuyor. Yolcu trafiği açısından Türkiye ile Kıbrıs arasındaki en önemli deniz kapısı olan Taşucu, civar adalara düzenlenen tekne turlarının hareket noktası.

16. Susanoğlu

Susanoğlu, Silifke-Mersin Karayolunun 15. km’sinde yer alan, antik dönemdeki ismi Corasium olan yerleşim yeri. Geç Roma döneminde Flavius Uranius tarafından kurulan kent, yay şeklinde geniş ve ince kumlu bir koya sahip. Susanoğlu, Mersin’in deniz ve güneş turizminde en gözde bölgesi.

Koyun etrafındaki antik kentte iki ayrı nekropol, kilise, hamam ve sarnıç kalıntıları bulunuyor. Tarihte tamamen surlarla çevrili kentin batıdaki ana giriş kapısı üzerinde bulunan yazıtta Flavius Uranius’un bu yöreyi kendi zevkine uygun olarak inşa ettiği yazıyor.

SİLİFKE’DE NE YENİR
Silifke’ye özel birçok yerel yemek türü bulunuyor. Elbette bunlardan en önemlileri ve tüm Türkiye’nin oldukça iyi bildiği meşhur Silifke yoğurdu ve yayık ayranı. Diğer yandan Silifke’ye özgü yöresel yemeklerden yüksük (yüzük) çorbası, batırık, arabaşı, ülübü ve keşke, tatlılardan ise mekik tatlısı ve elbette en önemlisi havuçla yapılan enfes bir tatlı olan cezerye bulunuyor. Cezeryenin pek çok çeşidini tatmanız da mümkün.

Diğer yandan Taşucu’nun mavi yengeci, Tisan’nın kaya koruğu turşusunun yanı sıra, deniz ürünlerinden logos balığı, jumbo karides, çipura, kalamar, akya, eşkina, ahtapot, kalamar, subye olarak sıralanıyor. İçeceklerden ise en çok tüketilen şalgam suyu, yazın meyan şerbeti ve yemeklerden sonra Mersin usulü Türk kahvesi başta geliyor.

En özgün tatlı çeşidi olan ve havuçtan yapılan cezeryenin haricinde, künefe de çok ünlü. Bir başka tatlı olan kerebiç ise apayrı bir lezzet. Beyaz bir köpüğün içinde yatan, içi Antep fıstığı ya da cevizle dolu olan, irmikten yapılmış, içli köfteye benzeyen bir tatlı olan kerebiç, beyaz köpüğü oluşturan Çöven kökü nedeniyle alışılmışın dışında enfes bir lezzete sahip.

Silifke, turkuaz denizi, minik adaları, sessiz sakin koyları ve birbirinden samimi çok kültürlü halkıyla, ister deniz ve güneş tatili, isterseniz gezmeli keşfetmeli kültür turu için şahane bir rota. Bir parçanızı bırakıp döneceğiniz bir cennet ilçe. Onlarca endemik bitki türünü kucaklayan toprağı, suyu ve havasıyla Silifke, doğanın en saf, en temiz hali.

Serbia

19 Yorumlar

  1. Şüphesiz ki Silifke’nin hatta Mersin’in en marka yeri Tisan. Tisand’a tatil yapmak ayrıcalık. Tisan tatil köyünün tüm bilgileri tisantatil.com da mevcut.

Yanıt yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz