Prag, Çekya‘nın başkenti ve tarihte hoş bir yolculuğa çıkmak isteyen herkesin hayranlıkla gezdiği bir şehir. Şimdiye kadar birkaç defa ziyaret etme fırsatı bulduğum şehre her geldiğimde kendime burada daha uzun vakit geçirmeliyim dedirtti. Öyle günübirlik Budapeşte, Viyana ve Prag turlarında hızlıca gezilecek bir şehir değil burası. Ne yapın edin en az birkaç gün kalın.
Her dakika romantizmi yaşamak isteyen aşıklara hitap eden ünlü Charles Köprüsü ve köprünün her yanını süsleyen heykelleri ve akşam kaleden yansıyan ışıkların altında tekne gezintisi yapılabilen Vltava Nehriyle Avrupa’nın en romantik ve güzel şehirlerinden. Barok tarzı mimarinin sadece dini yapılara değil, 19. yüzyıldan itibaren evlere kadar uygulandığı Prag’ı yürüyerek gezdiğinizde ne yanına bakarsanız bakın görkemli bir şey mutlaka karşılaşıyorsunuz.
Tarihe Yolculuk: Prag
Prag hem Rönesans hem Gotik ve Barok mimarisindeki görkemli binaların sıralandığı etkileyici sokakları, tarihi eski şehir meydanının ihtişamlı havas ile dünyanın her tarafından turist çekiyor. Her köşesi birbirinden güzel mimari yapılarla dolu sokakları, açık hava müzesini andıran tarihi dokusu, kendine özgü atmosferiyle hayranlık uyandırıcı bir şehir.
Prag eskiden batılı komşularının gölgesinde kalmış saklı bir cevherdi. Fakat sahip olduğu harikaları çok uzun süre saklayamayınca, makul fiyatlar karşılığında büyüleyici deneyimler arayan seyahat severler için adeta bir cennet konumuna yükseldi. Bugün bile tarihî Prag Kalesi’ni ve Charles Köprüsü’nü de içerisine alan en cazip merkezler, ücretsiz giriş imkânı sunuyor.
Sadece mimarisi ile değil, tarihi mirası, doğal güzellikleri, renkli sokakları, canlı ve eğlenceli gece hayatı ile Avrupa’da gezilecek şehirler arasında ilk sıralarda yer alması gereken bir yer. Ama aceleye getirilecek bir şehir olmadığını lütfen aklınızda tutun.
Her geçen yıl daha çok ziyaretçiye ev sahipliği yapan Prag, geçmişte savaş yenilgileri, istilalar, yangınlar, seller gibi pek çok felaketle başa çıkmak zorunda kalmış. Tüm bu olumsuzluklara rağmen ayakta kalmayı başarabilmiş olması ise şehrin zaman içerisinde haklı olarak ün kazanmasına neden olmuş.
Bugün tarihsel önemi olan kiliseleriyle, dar sokaklarıyla, yüksek kaleleriyle ve köprüler üzerine sıralanmış sanatsal heykelleriyle adeta masalsı bir görünüme sahip. Öyle ki buraya gelen gezginler yorgun olsalar bile şehrin çekiciliğine karşı koyamıyor ve daha fazla yeri ziyaret edebilmek için kendilerini zorluyorlar.
Prag Gezilecek Yerler 📌
Günün her dakikası canlılığın devam ettiği şehirde gezilecek çok sayıda etkileyici yer var. Çoğunlukla 14. yüzyılda Kutsal Roma İmparatoru IV. Charles tarafından yaptırılan Prag Kalesi (Hradcani), St Vitus Katedrali, Charles Köprüsü ve çok sayıda kilise ve saray kompleksi bugün UNESCO Dünya Mirası listesinde ve şehri keşfetmeye başlamak için de en uygun yer.
Orta çağdan bu yana şehrin en önemli mimari ve kültürel mirasının yer aldığı Old Town (Eski Kent), Mala Strana (Azınlıklar Bölgesi) ve New Town (Yeni Kent) bölgeleri en çok vaktinizi geçireceğiniz yerler. Şehrin ruhunu hissedebilmek için Prag’ın yürüyerek gezin. Dileyen için şehrin her tarafına ulaşım sunan tramvaylar da var.
1. Prag Kalesi
Prag Kalesi, kentin belgelenmiş en eski yerleşim yerinde yer alan dünyanın en büyük ve en görkemli kalesi. Prag gezilecek yerler rotası için de en uygun başlangıç noktası. Yapımına ahşap bir bina olarak başlanan kale, sonraki yıllarda yapılan eklemelerle oldukça kompleks yapıya dönüşmüş.
Turistlerin içeri girmek için uzun kuyruklar oluşturduğu kale bugün bir kraliyet sarayı, bir katedral, üç kilise, bir bazilika, bir manastır, iki savunma kulesi, kraliyet ahırları ve dar bir sokağı bünyesinde barındırıyor. İnşa edildiği 880’den bu yana kentin siluetinin önemli bir parçası. Her mekanı ayrıntılarıyla göreyim derseniz en az yarım gün ayırmanız gerekiyor.
Önemli ressamların eserlerine ev sahipliği yapan Lobkowicz Sarayı ve Müzesi, uzunca bir süre hapishane olarak kullanılan Daliborka Kulesi Kale Bölgesinde görülecek yerler arasında. 920’de inşa edilmiş ve günümüzde Prag Ulusal Sanat Galerisi olarak kullanılan en eski kilise St. George Bazilikası ve halen resmi kurumların yer aldığı Eski Kraliyet Sarayı bölgenin diğer önemli yerleri.
Prag Ulusal Galeri (Národní galerie v Praze) Avrupa’nın en önemli sanat koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapıyor. Monet ve Picasso gibi sanatçıların tablolarının yanı sıra Çek sanatçıların eserlerine de yer verilen koleksiyonda, fotoğraf, moda, heykel ve karışık sanat uygulamaları da sergileniyor.
Salıdan pazara 10.00-18.00, çarşamba günleri ise 10.00-20.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. Pazartesi günleri ise kapalı. Ulusal Galeri giriş ücreti 220CZK, indirimli bilet ise 120CZK.
Sternberg Palace (Sternbersky Palác) 17. yüzyıl klasik dönemden Barok periyodun sonunda kadar Avrupa sanatına odaklanmış durumda. Önemli Antik Yunan ve Roma eserleri, 14 ve 16. yüzyıl İtalyan başyapıtları, El Greco, Goya, Rubens, van Dyck, Rembrandt, van Goyen gibi sanatçıların eserlerini içeren 16 ve 18. yüzyıl sanat eserleri ile galerinin en meşhur parçalarına da ev sahipliği yapıyor.
Son olarak, ünlü yazar Kafka’nın da bir zamanlar çalıştığı Altın Sokak (Golden Lane), kaçırılmayacak nefis bir Orta Çağ sokağı. Prag Kalesinin giriş kapısında her saat başı yapılan nöbet değişim törenini kaçırmayın. Prag Kalesine gitmenin en kolay yolu 22 numaralı tramvaya binerek Prazsky hrad durağında inmek veya benim gibi yürüyerek gitmek.
⏰ Prag Kale kompleksi, yılın her döneminde 06.00-22.00 saatlerinde ziyaret edilebiliyor. Kale kompleksi içerisinde yer alan tarihi yapılar ise yaz dönemi (1 Nisan – 31 Ekim) 09.00-17.00, kış dönemi (1 Kasım – 31 Mart) 09.00-16.00 saatleri arasında ziyarete açık. 🔐 Tüm kompleksi kapsayan giriş bileti 350CZK, indirimli bilet ise 175CZK.
2. Aziz Vitus Katedrali
Aziz Vitus Katedrali, Kale bölgesinde yükselen devasa bir dini yapı, Çekya’nın en büyük katedrali. Neo-Gotik tarzın yanı sıra Rönesans ve Barok tarzına ait özellikleri de taşıyan bir mimariye sahip. Kral 4. Charles’ın ‘Dinde daha güçlü olma’ isteğiyle 1344’te yapımına başlanan katedralin inşası tam 585 yıl sonra tamamlanabilmiş.
Kralların taç giyme merasimlerinin yapıldığı yer alması nedeniyle Prag tarihinde oldukça önemli bir yere sahip. Mimarisinde dikkat çeken çirkin suratlı ejderha heykellerinin katedrali kötü ruhlardan koruduğuna inanılıyor. Yapan heykeltıraşın çok çektiği kayınvalidesini betimlediği söylentiler arasında.
Ünlü Çek ressam Alfons Mucha tarafından tamamlanan vitray süslemeli pencereyi görmeden çıkmayın. Karl Köprüsünün en ünlü heykellerden birinde betimlenmiş Nepomuklu Aziz John’un mezarı da bu kilisede. Prag’ın birçok noktasından net bir şekilde görülen St. Vitus Katedralinin kulesine çıktığınızda şahane bir manzara sizi bekliyor. 96 m uzunluğundaki kuleye çıkmak için 279 basamak çıkmanız gerektiğini anımsatayım.
⏰ Aziz Vitus Katedrali yaz döneminde (1 Nisan – 31 Ekim) 09.00-17.00, kış döneminde (1 Kasım – 31 Mart) 09.00-16.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. 🔐 St. Vitus Katedrali giriş ücreti 350CZK, indirimli bilet ise 175CZK.
3. Mala Strana
Çoğunlukla Barok mimari tarzı yapıların bulunduğu ve Prag’ın en eski mahallelerinden olan Mala Strana, Prag Kalesi ile Charles Köprüsü arasında kalan tarihi bölgeye deniyor. Tam da sokaklarından kaybolunacak, pek çok saray, kilise, meydan, park ve bahçelere ev sahipliği yapan şirin bir yer burası.
Orta çağdan itibaren Almanlar ve sonraları İtalyan burjuvalar ve Bohem çekler burada yaşıyordu. Ne yazık ki çoğu ziyaretçi bu harika bölgeyi gezmeden şehirden ayrılıyor. Burada yer alan çarpıcı yeşil kubbesiyle Barok kilise St. Nicholas Kilisesi Prag gezilecek yerler listesinim en önemli yerlerinden biri. Kilisenin yan tarafındaki çan kulesi de ziyaret edilebilir.
Birçok Katolik için aynı zamanda bir hac yeri olan Church of Our Lady Victorious kilisesi de yine bölgede gezilecek yerler arasında. Mala Strana’nın en ünlü adresi ise 1980’de vurulan Beatles’ın efsanevi solisti John Lennon’ın anısını koruyan, üzerinde şarkı sözlerinin ve çeşitli grafitilerin yer aldığı John Lennon Duvarı.
4. St. Nicholas Kilisesi, Mala Strana
Prag St. Nicholas Kilisesi (Stare Mesto Meydanındaki St. Nicolas Kilisesi ile karıştırmayın) Prag’ın en yeni kiliselerinden biri olmasına rağmen resimlere konu olacak kadar güzel. 18. yüzyılda Cizvitler tarafından inşa edilmiş yüksek Barok mimarinin en güzel eserlerinden biri.
Aziz Nikola Kilisesi, sahip olduğu duvar resimleri, heykelleri, 19. yüzyıl avizesi, Çek ressam Karel Skreta tarafından Barok tarzı süslenmiş kubbesi ile gezilecek yerler listesine girmeyi hak ediyor.
Kilise, tepesinden, kilisenin büyük kubbesi ve eski şehrin gözüktüğü şahane bir manzaraya sahip. Diğer yandan ziyaretçilerin çıkmasına izin verilen çan kulesi de oldukça güzel. Rehberli turlarla gezilebilen kiliseye ziyaretinizi, burada düzenli olarak verilen konserlerden birine denk getirdiğinizde, Mozart’ın şaheserlerini dinleme şansına erişebilirsiniz.
⏰ Kilise, kasım – ocak döneminde 09.00-16.00, şubat ayında pazartesi, salı, çarşamba ve perşembe günleri 09.00-16.00, cuma, cumartesi ve pazar günleri 09.00-17.00, marttan ekim ayı sonuna kadar olan dönemde ise 09.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. 🔐 St. Nicholas Kilisesi giriş ücreti 100CZK, indirimli bilet 60CZK.
5. Kafka Müzesi
Kendinizi Kafka‘nın doğduğu ve altı yaşına kadar yaşadığı evin bulunduğu (Stare Mesto Praha-1) Franz Kafka Meydanına atın. Edebiyat tarihinin önemli yazarlarından Kafka’nın düşüncelerinin içine girmiş gibi hissettiğiniz Kafka Müzesi’nde Kafka’nın yaşamı ve yapıtlarına dair pek çok obje ve belgeye rastlıyorsunuz.
Müze öylesine merak uyandırıcı bir şekilde hazırlanmış ki, çıktığınızda onun gibi düşünmeye başladığınızı fark ediyorsunuz. Öyle ki, okumadığınız Kafka kitabı kaldıysa, hemen başlamak istiyorsunuz.
Alt katında Cafe Kafka’nın bulunduğu tarihi binanın köşesinde yazarın kabartma bir resmi yer alıyor. Yahudi bir Çek olan Kafka, Alman diline olan hayranlığı nedeniyle eserlerini Almanca yazdığından Çekler tarafından sitemle karşılanıyor.
6. Charles Bridge
Charles Bridge (Karl Köprüsü), 14. yüzyılda Kral IV. Karl tarafından yaptırılan 520 metre uzunluğuyla Prag’ın en eski köprüsü. Her iki yakasını on beşer heykelin süslediği oldukça görkemli bir yer. Kenti simgeleyen iki önemli tarihi yapıdan biri olan köprü 1600’lerden 1800’lü yıllara kadar Katoliklerin heykel merakı nedeniyle çok sayıda görkemli eserle donatıldı.
Bunlardan en dikkat çekeni ise St. John Nepomuk heykeli. Efsaneye göre, kraliçenin en yakın azizi Nepomuk, kralın kıskançlık hışmına uğruyor ve bu köprüden aşağı atılıyor. 10 gün kadar sonra nehrin suları çekiliyor ve Aziz Nepomuk’un hiç bozulmamış cesedini köprünün ayaklarının arasında yerde yatar vaziyette başının etrafında 5 yıldızlı bir halde ortaya çıkıyor.
Halk bunu görünce Aziz Nepomuk’a haksızlık yapıldığına inanıyor ve onu nehrin ve köprünün koruyucusu olarak aziz ilan ediyor. O nedenle heykele elini sürüp dilek dileyen çok sayıda turist görürseniz şaşırmayın.
Köprüdeki diğer önemli bir heykel de o dönemde Osmanlı’ya karşı duyulan korkuyu gösteriyor. Heykelde, tespih çeken Osmanlı gardiyanı neşeli şekilde zindanın kapısında beklerken, yukarıdaki üç Aziz içerideki Hristiyan esirleri kurtarmaya çalışır şekilde resmediliyor. Sadece yayalara açık olan köprünün her bir tarafı sokak satıcıları, dilenciler ve müzisyenlerle dolu.
Karl Köprüsünden Stare Mesto’ya geçerkenki tarafta, köprünün başında Old Town Bridge Tower çıkıyor karşınıza. Bu kule, Prag Kalesine ulaşan Kraliyet Yolu Golden Lane için hala başlangıç noktası. Bohemya krallarının taç giyme törenleri buradan başlar, Charles Köprüsünü geçer, Prag Kalesi içerisine girer ve kralların tacını giydiği Aziz Vitus Katedralinde son bulurmuş.
Old Town Bridge Tower’ın hemen solunda yer alan enfes kütüphane binası Clementinum, Avrupa’nın en geniş koleksiyonlarından birine sahip. ⏰ 15 Mart – 24 Kasım döneminde pazartesiden pazara 10.00-18.00, 25 Kasım – 14 Mart döneminde pazardan salıya 10.00-17.30, cuma ve cumartesi günleri 10.00-18.00, 15 Aralık – 10 Ocak döneminde ise haftanın 7 günü 10.00-18.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. 🔐 Clementinum giriş ücreti 300CZK, indirimli bilet 200CZK.
7. Yahudi Mahallesi
Josefov adıyla bilinen eski Yahudi mahallesi, Charles Köprüsünden kısa bir yürüyüş mesafesinde sinagogları, Golem hikâyesi, gizemli mezarlığı ile bilinen eski Yahudi yerleşim bölgesi burası. 11 yüzyıldan bu yana Praglı Yahudi vatandaşlarının yaşadığı tarihi bir bölge.
Josefov tarihini gösteren müzelerin yanı sıra 6 sinagoga da ev sahipliği yapıyor. Prag gezilecek yerler listenize burayı eklemenizi tavsiye ediyorum. Genelde gözden kaçabiliyor.
Avrupa’nın hala işlevini sürdüren en eski sinagogu olma özelliğine sahip Staronová synagoga (Eski-Yeni Sinagog), Prag’ın eski Yahudi mahallesi olan Josefov’da yer alıyor. Prag’ın ilk Gotik tarzdaki binası olan sinagogun yapımı 1270 yılında tamamlanmış ve zaman içerisinde Yahudi Mahallesi’nin merkezi haline gelmiş.
Sinagogun, melekler tarafından Kudüs’teki kutsal tapınaktan getirilen taşlarla inşa edildiğine inanılıyor. 13. yüzyıldan kalma sinagogun ismi garip gelebilir ancak daha eski bir sinagogdan ayırt etmek için ‘Yeni’ denmiş. 1942-45 arasındaki Nazi istilası haricinde ise dini vazifesini sürdürmeye devam etmiş.
8. Stare Mesto
Stare Mesto, Karl Köprüsünü geçtikten sonra Karlova Sokağını takip ederek yürüdüğünüzde, Çek dilinde ‘Staroměstské náměstí’ olarak bilinen tarihi meydan Old Town Square karşınıza çıkıyor. Wenceslas Meydanı ve Karl Köprüsü arasında kalıyor.
Her bir köşesinde, Barok, Rococo, Gotik ve Rönesans gibi tüm mimari tarzları bir arada görebileceğiniz çok sayıda görkemli ve etkileyici tarihi yapıların sıralandığı meydan 1992’den bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alıyor.
Bana göre Avrupa’daki en güzel meydanlardan birisi. Akşam saatlerinde meydanı birbirinden eğlenceli etkinlikler düzenleyen sokak müzisyenleri, göstericiler ve onları izlemek için toplanan turistler dolduruyor.
Prag Eski Belediye Sarayı (Prag Town Hall) şehirdeki en iyi yeni sanat akımı örneklerinden biri. Belediye binası, pazartesi günleri 11.00-22.00, haftanın geri kalan 6 gününde ise 09.00-22.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. Prag Belediye Binası giriş ücreti 250CZK, indirimli bilet ise 150CZK.
Prag’ın eski şehir merkezinde yer alan 13 şehir kapısından biri olan Barut Kulesi (Powder Tower) da Stare Mesto’da görülecek yerler arasında. Barut Kulesinin mimarisinde Charles Köprüsünde yer alan Old Town Bridge Kulesinden esinlenilmiş. Savunma kulesi gibi görünmesine rağmen şehre estetik bir giriş kapısı kazandırmak amacıyla. Prag silüetinin en belirgin yapılarından biri.
⏰ Barut Kulesi ziyaret saatleri mart 10.00-20.00, nisan-eylül 10.00-22.00, ekim 10.00-20.00, kasım-şubat 10.00-18.00. Kuleye son giriş kapanış saatinden yarım saat önce yapılıyor. 🔐 Barut Kulesi giriş ücreti 100CZK, indirimli bilet 70CZK, aile bileti (2 yetişkin + 2 çocuk) 250CZK.
Tyn Kilisesinden yükselen Gotik kuleler, Barok tarzda yapılmış St Nicholas Kilisesi ve Rönesans mimarisini yansıtan binalar arasındaki tezatlık, meydanı içerik olarak zenginleştiren ve turistlerin başını döndüren bir bütünlüğe sahip. Prag’ın ünlü astronomik saati de burada.
9. Astronomik Saat Kulesi
Kenti simgeleyen iki önemli tarihi yapıdan diğer biri olan Astronomik Saat Kulesi, 1410’da matematik profesörü olan bir saatçi tarafından yapıldı ve tam 600 yıldır çalışıyor. 12 saat dilimiyle birlikte 12 burcun sembollerini de taşıyan Astronomik Saat dünyanın halen çalışan en eski üçüncü saati.
Kentin en ünlü simge yapılarından Astronomik Saatin üst tarafına 1865’te iki pencere ve pencereler içerisine de 12 havariyi temsil eden havari figürleri eklenmiş. Her saat başında bu pencereler açılıyor ve havariler sırayla çalan çanın ve öten horozun eşliğinde pencerelerin önünden geçiyor. Bu saatlerde fotoğraf çekmek istiyorsanız yerinizi kapmaya hazır olun.
10. Týn Kilisesi
Týn Kilisesi, 80 metrelik kuleleri şehrin neredeyse her bir yanında görülebilen Gotik bir kilise. Stare Mesto Meydanında yer alan kilise 11. yüzyılda şehre gelen tüccarlar için Meryem Ana’ya ithafen yapılmış ve yapımı uzun yıllar da sürmüş. Bu nedenle mimarisinde Gotik, Barok ve Rönesans etkilerini bir arada görebiliyorsunuz.
Kilisenin kulelerine dikkatle bakarsanız birinin diğerinden daha büyük olduğunu görürsünüz. Biri Adem’i ve diğeri ise Havva’yı temsil ediyor. Kuleleri gece ışıklandırmalarıyla adeta bir masal şatosunu andırıyor. Disney’in dünyaca ünlü logosunda yer alan şatonun, Týn Kilisesinin kulelerinden ilham aldığı söyleniyor.
⏰ Tyn Kilisesi salı, çarşamba, perşembe, cuma ve cumartesi günleri 10.00-13.00, 15.00-17.00; pazar günleri ise 10.00-12.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. Pazartesi günleri ise kapalı. 🔐 Tyn Kilisesine giriş ücretsiz ancak ziyaretçilerin bağış kutusuna en az 1€ bağış yapması bekleniyor.
11. Vaclav Meydanı
Wenceslas Meydanı (Václavské náměstí), Prag’ın iki ana meydanından biri. Sdını Bohemya Dükü I. Vaclav’dan almış. Alışveriş tutkunları için gerçek bir cennet. Kral IV. Karl tarafından 1348’de at pazarı olarak düzenlenen meydan, aslında meydandan çok tipik bir bulvarı andırıyor.
Mağazaların yanı sıra pek çok bar, gece kulübü, restoran, otel ve bankanın bulunduğu meydan, bu özelliğiyle kentin eğlence, ticaret ve finans merkezi. Otel tercihinizi bu meydan ve çevresinden seçerseniz bir çok yere rahatlıkla ulaşabilirsiniz.
12. Prag Ulusal Müze
Prag Ulusal Müzesi (Národní Muzeum), Vaclav Meydanında yer alıyor. 1800’lerin başında kurulan ve şu anki yerine ise 1891’de taşınan, Çek Cumhuriyeti’nin en eski müzesi, entomoloji alanında tek başına 5 milyondan fazla örnek bulunduruyor.
Sayısız önemli koleksiyon içeren, mineraloji, hayvanbilim, antropoloji, arkeoloji, sanat ve müziğe dair milyonlarca parça içeren sergi odaları yer alıyor. Çek bilim adamı, yazar ve sanatçıların büst ve heykellerinin de bulunduğu Ulusal Müze, Prag’da ulusal kimliğin sembolü olarak da kabul ediliyor.
Arkeoloji sergisi 1. ve 2. yüzyıl Roma eserleri, sayısız Bronz ve Erken Demir Çağı bulguları ile dikkat çeken müzenin yanı sıra, yıllar boyu insanoğlu tarafından yapılmış uçaktan arabaya dek pek çok makineyi barındıran Ulusal Teknik Müze (Národní Technické Museum) de görülmeli.
⏰ Ulusal Müze, Mayıs – Eylül döneminde 10.00-18.00, Ekim – Nisan döneminde ise 09.00-17.00 saatleri arasında ziyarete açık. 🔐 Ulusal Müze giriş ücreti 120CZK, indirimli bilet ise 60CZK.
13. Prag Ulusal Tiyatro
Vltava Nehrinin kenarına konmuş gibi gözüken Prag Ulusal Tiyatrosu, performans sanatlarını sevenlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken bir yer. Ülkenin en iyi opera, bale ve drama gösterilerine ev sahipliği yapan tiyatro binası, 1881’de Çek ulusal kimliğinin sembolü olarak ve Çek dilinin ve kültürünün gelişmesi için kuruldu.
Değişik olaylarla dolu tarihinde yanan, komünistler tarafından kapatılan, büyük kapsamlı restorasyonlardan geçen yapı, günümüzde şehrin kültür merkezi olarak hizmet veriyor. 18. yüzyılın sonlarında Neo-Klasik tarzda inşa edilen ve hatta Mozart’ın favorisi olduğundan Don Giovanni’nin galasını verdiği, Prag’ın diğer bir tiyatrosu ise Estates Tiyatrosu (Stavovské divaldo).
14. Dans Eden Ev
Bir yanı tarihin derinliklerine doğru uzanan doku ve atmosfere sahip olan Prag’ın diğer yanı ise akıl almaz tasarıma sahip mimari yapılarla süslü. Vlado Miluni tarafından 1992’de tasarlanan Dans Eden Ev bunlardan biri. Postmodern mimari akımlarından dekonstrüktivist yapısıyla 1996’da açılmış. Dancing House, şirket binası olarak kullanıldığı için halka kapalı, ancak binanın en üst katı restoran olarak hizmet veriyor.
Efsanevi dansçılar Fred Astarie ve Ginger Rogers’ın anısına ‘Fred and Ginger’ olarak anılsa da ‘Drunk House’ (Sarhoş Ev) gibi takma isimi de var. Garip bir biçimde dizayn edilen ilginç bina, turistler tarafından mutlaka ziyaret ediliyor ama benim pek ilgimi çekmemişti. Yine de Prag gezilecek yerler listesine dahil edilebilir.
15. Strahov Manastırı ve Kütüphanesi
Strahov Manastırı ve Kütüphanesi (Strahovsky kláster), 12. yüzyıla uzanan tarihi ile Prag’ın en eski 2. manastırı. Girişi ve kiliseleri yeterince heybetli olmasına rağmen, en önemli iki binası titizlikle döşenmiş Barok kütüphaneleri. Felsefe Kütüphanesi olağanüstü mobilyaları ve Franz Anton Maulbertsch tarafından yapılan ince bir güzelliğe sahip tavan boyamaları ile dikkat çekiyor.
Teoloji Kütüphanesi, Siard Nosecky tarafından şatafatlı şekilde boyanmış muhteşem Barok odası, detaylı şekilde işlenmiş freskli tavanı ile ilgiyi üzerinde topluyor. Kütüphaneler, meşhur 9. yüzyıl Strahov Gospel gibi oldukça eski ve az bulunan elyazmalarını da barındırıyor. Mahzenlerde ise Premonstratensiyal düzenin kurucusu St. Norbert’in kalıntıları ile birlikte eski matbaalar yer alıyor. Avluda dini sanat koleksiyonu ve bilgi hazinesi bulunduğunu da hatırlatmakta yarar var.
⏰ Kütüphane, yılın her dönemi 09.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. 12.00-13.00 saatleri arasında öğle tatili yapılıyor ve kapanıyor. 🔐 Strahov Manastırı ve Kütüphanesi giriş ücreti 120CZK, indirimli bilet 60CZK.
16. Petrin Gözlem Kulesi
Petrin Gözlem Kulesi (Petřínská rozhledna), 63 metre yüksekliğinde, Prag’ın panoramik manzarasını sunan bir kule. Eyfel Kulesi‘nin küçük bir kopyası olsa da Eyfel’in beşte biri boyutlarında olmasına rağmen tepe üzerinde bulunduğundan, olduğundan daha yüksek görünüyor.
1891’de bir sergi için kullanılan raylardan inşa edilen kule, daha sonra 1930’larda Petrin Tepesine taşındı ve şehrin en önemli turistik merkezlerinden biri haline geldi. Günümüzde kulenin altındaki yokuştan, 30 dakikalık bir yürüyüşle ulaşım mümkün. Ayrıca kulenin tepesine çıkan 299 basamağı tırmanmadan önce füniküler treni tercih ederek de gidebilirsiniz. Kulede asansör ve bir de kafe bulunuyor.
⏰ Petrin Kulesi, kasımdan şubata haftanın 7 günü 10.00-18.00, mart ayında 10.00-20.00, nisandan eylül sonuna kadar 10.00-22.00, ekim ayında ise 10.00-20.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. 🔐 Petrin Gözlem Kulesi giriş ücreti 150CZK, indirimli bilet ise 80CZK.
17. Vyšehrad Kalesi
Vyšehrad Kalesi, Vltava Nehrinin üzerinden Prag’a bakıyor. Peri masallarından fırlamış gibi görünüyor. Varlığı 10. yüzyıldan itibaren bilinen mekân, birçok efsane ve hikâyede de yer alıyor.
Söylenceye göre, 2. Vratislav’ın kraliyet ikametgâhı olan Vyšehrad, kralların taç giymek üzere götürdükleri orijinal Kraliyet Güzergâhının bir parçası oldu ve burada öncülerine hürmet etmek için tüm heybetiyle yer aldı. Artık büyük ölçüde kalıntı olmasına rağmen kale, şehrin muhteşem manzarası eşliğinde yürüyüş veya piknik için harika bir yer.
18. Olšany Mezarlığı
Olšany Mezarlığı, Prag’da yaşamını yitirenler için 1680’de kuruldu ve yüzyıllar boyunca kentin ana mezarlığı olarak hizmet vererek sayısız hastalık ve savaş kurbanının son dinlenme yeri haline geldi.
Bölümlere ayrılan mezarlık, yazar Franz Kafka’nın mezarını içeren Yahudi Mezarlığı ve daha yakın tarihte 1968’de Sovyet istilasına karşı protesto gösterisinde kendisini ateşe veren Çek Jan Palach’ın mezarının bulunduğu Hıristiyan Mezarlığı’ndan oluşuyor. Mezarlık biraz hastalıklı bir geçmişi olmasına rağmen, birçok esrarengiz eski mezarları ve yeni sanat anıtları nedeniyle keşfetmek için harika bir yer.
⏰ Mezarlık, Mayıs – Eylül döneminde 08.00-19.00, mart, nisan ve ekim aylarında 08.00-18.00, kasım ve şubat aylarında ise 08.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. 🔐 Olsany Mezarlığına giriş ücretsiz.
19. Prag Hayvanat Bahçesi
Prag Hayvanat Bahçesi, ziyaretçi değerlendirmelerine göre şehirde görülmesi gereken yerlerin başlarında geliyor. 1931’de açılan bahçe, ününü dünyanın en iyi 10 hayvanat bahçesi arasında olmasından alıyor. 57 hektarlık arazi özellikle çocukla seyahat edenler için eğlenceli bir gezinti vaat ediyor.
Bazıları nesli tükenmekte olan 700 farklı türde toplam 4 bin 800’den fazla hayvana ev sahipliği yapan hayvanat bahçesi tehlike altındaki yerel Przewalski atlarını da korumasıyla ünlü. Nemli tropik bahçesi ve telesiyej turu ile büyük zürafalar, görkemli semender gibi birçok hayvanı görme şansı en güzel özellikler arasında.
⏰ Hayvanat bahçesi, ocak ve şubat aylarında 09.00-16.00, martta 09.00-17.00, nisan ve mayısta 09.00-18.00, haziran, temmuz ve ağustosta 09.00-21.00, eylül ve ekimde 09.00-18.00, kasım ve aralık aylarında ise 09.00-16.00 saatleri arasında ziyarete açık. 🔐 Prag Hayvanat Bahçesi giriş ücreti 250CZK, 3-15 yaş çocuklar ise 200CZK.
20. Prag yakınlarında gezilecek yerler
Vitava Nehrinin kuzeyinde yer alan Letna Parkı, şehre ve köprülerine tepeden bakan manzarasıyla kentin en güzel noktası. Prag’ın turistik yerlerini ziyaret etmekten yorulduğunuzda ya da turist kalabalığından kaçmak istediğinizde manzaranın keyfini çıkarıp dinlenebileceğiniz bir yer.
İkinci Dünya Savaşı’ndaki Nazi getto-toplama kampı Terezin Kampı, dünyanın en uzun tüneli olarak da bilinen gidildikçe bitmeyen yürüyüş yolları, anıt mezar ve krematoryum Prag görülecek yerler arasında. Prag’a yaklaşık 1 saat uzaklıkta.
Prag çevresindeki şahane orta çağ kasabalarıyla da ünlü. Bunlar arasında Karlovy Vary ve UNESCO Dünya Miras Listesine giren Cesky Krumlov benim sevdiğim yerlerden. Ayrıca Kutna Hora da listenize girebilir.
Prag’da nerede kalınır
Şehrin tarihi merkezine ve Old Town (Staré Město), New Town, Lesser Town, Little Quarter (Malá Strana) ve Prag Kalesi gibi en gözde turistik mekânlara ev sahipliği yapan Prag 1’de kalmak tüm bu turistik alanlara kısa bir yürüyüş mesafesinde olmanız anlamına geliyor.
➤ Lüks Oteller: Hotel Residence Agnes, Old Town meydanına sadece 600 metre mesafede, mükemmel restorasyonuyla tarihi bir yapı. Alchymist Grand Hotel & SPA ise Prag Kalesi ve Charles Köprüsüne çok yakın 16. yüzyıldan kalma Barok bir konakta yer alan bir butik otel. Four Seasons Hotel Prag, Charles Köprüsünden sadece birkaç adım ötede, Vltava Nehrine bakan zarif bir otel.
➤ Orta Sınıf Oteller: Boutique Questenberk, Prag’ın en büyük parkının yakınında sakin bir otel. Design Hotel Jewel Prague, Prag Kalesine 20 dk yürüyüş mesafesinde yer alan popüler bir orta sınıf seçeneği. Ibis Praha Old Town ve Prague Marriott otelleri Old Town Meydanına kısa bir yürüyüş mesafesinde. Malá Strana’daki Appia Hotel, Hotel Pod Vezi ve Hotel U Jezulatka alternatif seçenekler.
➤ Uygun Fiyatlı Oteller: Aparthotel City 5, Prag Kalesine 10 dakikalık mesafede, modern daire tarzı apartlar sunuyor. Miss Sophie’s Hotel ve modern B&B Hotel Prague City Old Town Meydanına 20 dakikalık yürüme mesafede diğer popüler ekonomik seçenekler. Hostel için önereceğim yerler ise Czech Inn Hostel ile Hostel Orange gayet güzel. Fiyat performans olarak harika bir otel olan Sleep&Go oldukça iyi.
Türk Hava Yolları ve Pegasus Havayolları ile haftanın yedi günü, yaklaşık üç saatlik direkt uçuş seferleriyle Prag Václav Havel Havalimanı‘na ulaşım mümkün. Şehir merkezine on dokuz kilometre mesafede yer alan havalimanından merkeze, taksi veya otobüsle gidilebilir.
Ben Çek Cumhuriyeti Ankara Konsolosluğundan vize alacağım. Hesap dökümümünü 22 Eylül’de aldım ve randevum 2 Ekim’de. 10 gün gibi bir süre var arada, sıkıntı olur mu?
Sıkıntı olmaz. Ama fırsatınız varsa bankadan 10 dakikada alabiliyorsunuz, yeniden çıkartın.
Harika anlatılmış.
Kesinlikle Prag çok iyi. Şuan turdayım 6. ülkedeyim. Dün Krakow’a geldim. Prag’dan çıktığıma pişman oldum
Prag tekrar görmek istediğim yerlerden biri. Tarihi atmosferi, Charles Köprüsü, Vltava Nehri her yerini sokak sokak görmek isterim. Bu arada Çekler ülkelerinin adını Çekya olarak değiştirmiş. Çekoslovakya, Çek Cumhuriyeti, Çekya …. 🙂 Çekya daha iyi gibi
Ah Prag ne güzel bir şehir tekrar gideceğim inşallah
Çok severiz Prag’ı 🙂
Umarım benim de dünyayı gezme hayalim, sadece bir hayalden ibaret kalmaz ‘/
Bloggerleri takip et, ilham ve cesaret için 👍
Çok uzun zamandır seni takip ediyorum, en çok senden etkilendim her okuduğum da daha da istekli oluyorum aslında.. Şartlara bağımlı olmaktan kurtulmayı öğrenmem lazım
👍
Tüm Avrupa’yı görüp burayı es geçmiş olmam benim en büyük ayıbım 🙂
Prag yaşanılacak yer. Ama 2 engel var biri kışın fena soğuk olması, diğer Çeklerin çok karamsar, depresif ve mutsuz olmaları 🙂
Charles Köprüsü’nü sabah gün doğarken fotoğraflamayı çok isterdim, kasım soğuğunda ve sadece 1 günlük bir ziyaretim olmuştu… Kutna Hora’ya trenle gitmiştim, Kemikli Kilise enteresan, bahçesindeki mezarlık ise gerçekten çok güzel.
Sürekli gidilip, görülse de tadına doyulmaz bir şehir Prag…
Kışın çok soğuk haberiniz olsun 🙂 Ama cafeleri, mekanları çok güzeldir.
Rönesans döneminin göz alıcı Gotik mimarileri bu şehre çok yakışıyor. İçinden nehir geçen şehirleri severim. Vltava Nehri’de Prag’a ayrı bir güzellik katıyor.
Bir türlü gidemediğim ama hakkında çok şey duyduğum bir yer. Mutlaka gideceğim yerler listemde ilk 5’tedir kendisi.
Fotoğraflara bayıldım 🙂
Mayıs ayında Budapeşte’ye gitmişken Prag’a da uğramak istiyorum. Bu yazı bana baya yardımcı olacak. Kalemine sağlık.
Prag kendisine zaman ayrılmasını isteyen bir şehir. Normalde şehrin önemli tarihi rotasını 1 günde gezebiliyorsun ama görmek yerine yaşanılması gereken bir kent her bir köşesiyle. Hani menaklarında oturulmalı, tarihi noktalarında uzun uzun oyalanmalı, kalabalığa karışılmalı, izlemeli…
Kemal Bey haziranda Prag’dayım ve 8 gün ayırdım çok mu? Bir de hangi bankanın kerdi kartını kullanayım?
Prag için 3-4 gün gayet yeterli. Kalan zaman için mutlaka Cesky Krumlov’a git ve en az 1-2 gece kal. Karlov Vary’yi de gör, günübirlik gidebilirsin.
https://yoldaolmak.com/masal-tadinda-bir-kasaba-cesky-krumlov.html
İstediğin bankanın kredi kartını kullanabilirsin, Visa veya Master Card farketmez.
Sizden bir hafta sonra akademik bir kongre için Prag’daydık. Prag paylaşımlarınızı ilgiyle takip etmiştim. Ancak gittiğimiz ilk gün hava o kadar kasvetliydi ki (çünkü hava o gün için soğumuştu, hafif yağmur vardı). Kendimi bu tarihi kentte Ortaçağda geçen bir filmin içindeymiş gibi (mesela Goya’nın Hayaletleri gibi-her ne kadar İspanya’da geçse de) hissetim.
Sonraki gün hava düzeldi ve kongre sunum sonrası Prag’la ilgili gezilebilecek, yenilebilecek ve yapılabilecek her şeyi yaptık. Hatta herhangi bir raylı otobüse binip kentin en ücra köşelerine kadar giderek tarihi olmayan (henüz) sosyalist döneme özgü yaşam alanlarını da görmüş olduk.
Her yeri karış karış gezilmesi ve görülmesi gereken bir şehir Prag. Nazım’ın şiirlerini yazdığı kafede bir şeyler yemek, Kafka müzesini gezmek ve Kafka’nın mezarını ziyaret edebilmek ve Çek yazar Milan Kundera’nın “Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği” kitabını İngilizce de olsa almak harika bir duygu. Gece gündüz her köşede bir sokak müzisyeni vardı ve harikalardı.
Ve bizler kadar politize değillerdi. Dünyada neler olup bittiğinden haberdarlar mıydı, sanmıyorum; hissini almadım desem yalan olur. Tuğlalara yazı yazılıyor ve gelirleri bağışlanıyor, bizde yazdık elbette ve yolda olmak harika bir duygu. Ne kadar doğru bir isim… Ve..ve… çingene yürekli olmak gerek, bırakıp gidebilmek… Özgür olmak böyle bir şey olsa gerek.. Ve sizi keşfetmek de harika.. İyi ki yoldasınız ve iyi ki varsınız..