Batı Avrupa’nın en çok ziyaret edilen ülkelerinden biri olan ‘özgürlükler ülkesi’ Hollanda, düzenli görüntüsü, sakinliği ve huzuru, yemyeşil coğrafyası ve bunların karşısında hayatın tüm renklerinin sınırsızca yaşandığı, renkli gece hayatı ve kültür sanat etkinlikleriyle Avrupa’nın en farklı ülkelerinden.

Tüm dünyada laleleri, yel değirmenleri, kanalları, lezzetli peynirleri ve bisiklet başkenti Amsterdam ile tanınan Hollanda, sanattan mimariye, gece hayatından Avrupa’nın en değerli müzelerine ve yılın her dönemi düzenlenen farklı ve renkli festivallerine dek gezginlere çok zengin seçenekler sunuyor. Her yıl milyonlarca turist ağırlayan Hollanda, eğlence ve keşfe doyulacak bir ülke.

Hollandalılar şöyle derler: Dünyanı tanrı yarattı, Hollanda’yı ise Hollandalar yarattı. Avrupa’nın en çok ziyaretçi ağırlayan ülkelerinden Hollanda, farklı kültürlerin bir arada hoşgörü ortamında yaşadığı, doğal güzellikleri, etkileyici müzeleri ve birbirinden güzel şehirleri ile tam anlamıyla bir çekim noktası.

Peynirleri, yel değirmenleri, bisikletleri, laleleri ve sosyal hakları ile tanınan Hollanda, kültürel değerlerini modern dünya ile buluşturmayı başarmış bir ülke. Hollanda’da turizm, en önemli gelir kaynaklarının başında geliyor. Her yıl milyonlarca turist Flemenk sanatının eserlerini, mimari yapıları ve renkli laleleri görmek için ülkeye akın ediyor.

Malta

Serbia

Hollandalılar için geçmiş ve gelecekten ziyade ‘an’ önemli. Hayatın tadını çıkarmayı seven, özgürlüğüne düşkün bir millet. Yani ben yaşamaya geldim, beni rahat bırakın diyor. Diğer yandan köklü bir soydan geldikleri ve kendilerince özel olduklarının gururunu da taşıyorlar. Ülkede toprak kısıtlı olduğundan mülk çok pahalı.

Yüzölçümü bizim konya kadar bile değil, epeyce denizin doldurulmasıyla, bataklıkların kurutulmasıyla elede edilmiş bölgesi var. Ülkede bisiklet çok yaygın, neden olmasın ki, ülkenin en yüksek noktası maksimum 322 metre! İklim genelde Kuzey Avrupaya göre nispeten ılıman. Çalışkan halk olduklarından iklim onlar için tarih boyunca avantaj olmuş.

Bilime çok önem vermişler. Avrupanın dine kafayı takmayan ve sorgulayan Spinoza’dan bu yana en laik ülkesi. Sanat da zaten bu yüzden almış başını 300 yıldır gitmiş. Ülkenin sağlık hizmeti eleştirilebilir belki ama o da bilerek zayıf. Çünkü ülkede sürekli nüfusu artan çok sayıda göçmen yaşıyor.

Özetle Hollanda dünya üzerinde, en egosuz ve uyum sağlanırsa yaşanacak en rahat yerlerden biri belki.

Hollanda Gezi Rehberi 🇳🇱

Hollanda, kuzey ve batıda Kuzey Denizi, güneyde Belçika, doğuda ise Almanya ile komşu olan ve Hollanda Krallığını meydana getiren dört ülkeden biri. Topraklarının çok büyük bir kısmı Batı Avrupa’da bulunan krallığın Karayipler’de de üç adası bulunuyor. Karayip Denizinde yer alan özerk bölgeler ise Bonaire, Saba ve Sint Eustatius Hollanda Antilleri olarak adlandırılıyor.

Kuzey Hollanda ve Güney Hollanda olmak üzere iki eyaletten oluşan ülke, Meşruti monarşi ile yönetiliyor. Hollanda’nın başkenti Amsterdam. Rotterdam, Haag, Eindhoven ve Utrecht ise Hollanda’nın diğer büyük şehirleri.

Avrupa Birliği, NATO ve OECD üyesi olan Hollanda, Uluslararası Adalet Divanı, Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Europol’e ev sahipliği yapıyor. Hollanda, yaşam standardı yüksek, eğitimli bir nüfusa sahip. Ülkede yüksek oranda yaşayan yabancı var. 2016 itibariyle 17 milyon nüfusu bulunan ülkedeki bu oran, Hollanda’yı dünyanın metrekare başına en yoğun nüfuslu ülkelerinden birisi yapıyor.

Hollanda topraklarının yarısından fazlası deniz seviyesinin altında olduğundan ülke, ‘alçak ülkeler’ anlamına gelen Neder-Landen olarak isimlendirilmiş. Resmi dili Flemenkçe olan Hollanda, 41,526 kilometrekarelik yüz ölçümüne sahip.

Bugünkü Belçika, Hollanda ve Lüksemburg’un üzerinde bulunduğu bölge olan Low Countries’te, Burgundy Dükalığı bölgeyi 15. yüzyılda hakimiyeti altına almış. 1555’te İmparator II. Charles’in yerine geçen oğlu İspanya Kralı II. Philip bölgenin yeni hâkimi olmuş. Bu olayların yaşandığı dönemde Felemenkler kendi ekonomilerini kurarak içte birliklerini sağlamışlar.

1568’den itibaren 80 sene süren bağımsızlık savaşına başlamış. 1568’den itibaren Hollanda ve Zeeland başta olmak üzere isyan eden 7 bölge birleşerek Utrecht birliğini kurmuşlar ve 1570’te de bağımsızlıklarını ilan etmişler. 1648’de Westphalia Antlaşmasıyla seksen sene savaşları sona erince de bağımsızlıklarına kavuşmuşlar.

17. yüzyılda yeni yapılan keşiflerle ekonomik bakımdan güçlenen Hollanda, dünyanın sayılı ticaret merkezi ve deniz gücü haline gelmiş. Fransızların bu bölgeyi hakimiyetleri altına alması, 1814’te Napolyon’un mağlup edilmesiyle sonuçlanmış. Kral I. William devlet başkanlığına getirilmiş. Hollanda ve Belçika arasında yapılan antlaşmayla 1814’te Hollanda Birleşik Krallığı kurulsan da 1830’da Belçika Krallığı kurulunca bu antlaşma sona ermiş.

I. Dünya Savaşında tarafsız kalan Hollanda, 1940’ta Nazi orduları tarafından muhtemel bir Fransız ve İngiliz işgalini önlemek amacıyla işgal edildi. II. Dünya Savaşından önce ise güttüğü tarafsızlık politikasından vazgeçerek, Belçika ve Lüksemburg ile birlikte Fransa ve İngiltere’yle Brüksel Antlaşmasını imzalayan Hollanda, NATO ve AB’ye üye oldu.

Hollanda serin kışlar ve hafif yazlar ile deniz ikliminin keyfini çıkarıyor. Mart en kurak ayı, nisanda nergisler yükseliyor ve mayıs ayında laleler açıyor. Temmuz ve ağustoslar en sıcak ve en nemli aylar. İlkbahar ayları hem görsel açıdan hem de hava sıcaklığı için iyi bir dönem.

Biraz da Hollanda ve Hollandalıların ilklerinden ve Hollanda hakkında ilginç bilgiler paylaşayım. Anavatanı Orta Asya olan laleyi Hollanda’ya ilk 1560’ta Türkler getirmiş. Lale, günümüzde ülkenin önemli bir gelir kaynağı. Yetiştirilen lale soğanlarının %80’i ihraç ediliyor. Hollanda’nın Çiçek Bahçeleri Keukenhof Gardens, bugün 7 milyon lalenin yetiştirildiği devasa bir bahçe.

Hollandalı bilim adamları 16. ve 17. yüzyıllar arasında mikroskop, teleskop, pendilium saati ve civa termometreyi icat etmişler. Hollanda Krallığının milli marşı olan Wilhelmus Marşı aynı zamanda dünyanın en eski marşı. Hem sözleri, hem de müziği 16. yüzyıla tesadüf ediyor.

Hafif uyuşturuculardan marihuana, haşhaş ve halüsinojenik mantarlar, ‘kişisel kullanım’ amacıyla yasal. Havuç, 16. yüzyıla dek mor olarak bilinirken, vatansever Hollandalılar ilk turuncu havucu üretmişler. Ne de olsa Hollanda Kraliyetini rengi.

Dünya sanatına yön veren Vincent van Gogh, Rembrandt, Jan Vermeer, Jan Steen ve Piet Mondriaan Hollandalı büyük ressamlar. Van Gogh ve Kröller-Müller Müzeleri büyük üstat Van Gogh’un en güzel eserlerini sergiliyor. Ortalama boyları erkeklerde 184 cm, kadınlarda ise 170 cm olan Hollandalılar, dünyanın en uzun boylu halkı olarak biliniyor.

Hollandalılar kutlama yapmak için sürekli bahane arayan bir millet. Amsterdam gezisi planlarken şehrin sosyal takvimini süsleyen sayısız festivalden biriyle çakıştığından emin olun. Her yıl 30 Nisan’da kutlanan Kraliçe Günü en büyük günlerden biri. Dört haftalık bir kültür festivali olan Holland Festivalinin kutladığı haziran ayı da renkli. Ağustos ayında yapılan Gay Pride (Onur) Yürüyüşü zaten dünyaca ünlü.

HOLLANDA’YA NASIL GİDİLİR
Hollanda’nın başkenti Amsterdam’a, Türk Hava Yolları ve Pegasus Havayolları iler haftanın 7 günü, KLM Havayolları ile haftanın 2 günü 3,5 saat süren uçuşlarla İstanbul Atatürk ve Sabiha Gökçen havalimanlarından direkt olarak Amsterdam Shipol Havalimanına ulaşabilirsiniz. Şehir merkezine 15 km uzaklıkta bulunan Schiphol Havalimanından trenle 20 dakikada merkezde olabilirsiniz.

Rotterdam’a ise Türk Hava Yolları ile İstanbul Atatürk Havalimanından haftanın 5 günü, 3 saat 40 dakika süren direkt uçuşlarla ulaşabilirsiniz. Rotterdam şehir merkezinden 10 km uzaklıkta bulunan The Hague Havalimanından taksiyle 15 dakikada veya havalimanından hareket eden 33 Nolu otobüse binerek 30 dakikada Rotterdam Merkez İstasyonu’nda olabilirsiniz.

Başkent Amsterdam’dan hemen hemen Hollanda’nın tüm kentlerine uçak veya tren ile ulaşım imkânı bulunuyor. Diğer yandan tüm ülkede şehir içi ulaşımda bisiklet kullanabilir veya yürüyerek keşfe çıkabilirsiniz.

Hollanda Gezilecek Yerler 📌

Hollanda gezilecek yerler denince hiç kuşkusuz tüm seyahat severlerin aklına Amsterdam gelse de aslında ülkenin gezilecek eşsiz doğal güzellikleri, mimari harikası şehirleri ve herkesin kendinden bir şeyler bulacağı, keşfedilecek gizli saklı pek çok adresi var.

Romantik ve bohem hayat tarzı, geleneksel anlayışın ötesindeki renkli yaşantısıyla küçük bir kasabadan, labirenti andıran ve kilometreler boyunca şehri sarmalayan su kanallarının çevrelediği Amsterdam, elbette ülkenin gözbebeği.

Sanat ve gündelik yaşamın birbirini tamamladığı, müziğin, operanın, sergilerin anavatanı Amsterdam, sanat ve eğlence arayanlar için bir hediye kadar kıymetli. Kraliyet Sarayı, Bloemenmarkt, Van Gogh Müzesi, Eski Kilise ve Anne Frank’ın Evi ile Dam Meydanı ziyaretçilerin uğrak yerleri.

Avrupa’nın en büyük limanlarından birine ev sahipliği yapan Rotterdam kenti, 300’den fazla tersanesiyle, ülkenin liman ticareti ve gemicilik ekonomisinde oldukça önemli bir yere sahip. Farklı mimarisini kanallar arasında bisikletle gezerek izleyebileceğiniz, dünyanın en iyi ve farklı türlerdeki peynirlerini tadabileceğiniz, gece hayatında çılgınca eğlenebileceğiniz Hollanda’nın gezilecek daha pek çok kenti var.

Overijssel eyaletinde yer alan Giethoorn Köyü’ne ulaşım yalnızca deniz yolu ile sağlanıyor. Bu masalsı kasaba aynı zamanda Hollanda’nın Venedik’i alarak da adlandırılıyor.

1. Amsterdam

Amsterdam, günümüzde Avrupa’nın en popüler şehirlerinden biri. Amstel Nehri üzerine 12. yüzyılda balıkçı köyü olarak kurulan kent, özellikle 17. yüzyıldan kalma yapıları, su kanalları, köprüleri, çılgın gece hayatı, Coffee Shopları ve en az Amsterdam kadar ünlü Red Light District ile, kıtanın en çok ziyaretçi ağırlayan kenti.

Hollanda’nın canlı başkenti Amsterdam Avrupa’nın diğer şehirlerine göre küçük olsa da müzeleri, muhteşem tarihi binaları ve bu binaları çevreleyen kanalları ile her ziyaretçinin çok memnun kalacağı bir şehir. Müzelerinde bulunan klasik döneme ait başyapıtlar ya da çok değişik seks ve uyuşturucu temalı konuların sergilendiği şehirde her türden zevke hitap edebilecek aktiviteler var.

100 km’den uzun su kanalları, şehri 90 adaya bağlayan 1,200 köprüsü ile Kuzeyin Venedik’i olarak ünlenen Amsterdam’ın kanalları, özellikle sıcak yaz zamanlarında gezilmek için harika yerler.

Kanalların iki yakasında kurulu Amsterdam, aynı zamanda araçtan çok bisikletin bulunduğu ve her türlü trafik kuralının bisikletlilere göre düzenlendiği bir şehir. Adım başı bir müzeye rastlayabileceğiniz kentte bir de ülkenin en değerli müzelerini barındıran müzeler adası bulunuyor.

Amsterdam’ın merkez meydanı Kraliyet Sarayının da bulunduğu Dam Meydanı. Amsterdam Kraliyet Sarayı, Avrupa’da yer alan en büyük ve görkemli saraylardan biri. Etkileyici bir mimariye ve zengin bir iç dekorasyona sahip. 1648 ve 1662 yılları arasında belediye binası olarak inşa edilen sarayda, 1814’ten bu yana tüm Hollanda monarkları taç giyiyor.

Amsterdam’ın en güzel kilisesi olan Eski Kilise, 1306’ya uzanan geçmişiyle şehrin en eski yapısı. 1417’de inşa edilen Yeni Kilise’nin de yer aldığı Dam Meydanından eski Mint Kulesine uzanan, şehrin en eski alışveriş caddelerinden Kalverstraat (Calves Caddesi) kentin önemli turistik noktalarından biri.

Tarihi bir başka yapı ise 1482 yılında yapılan şehir duvarının son kalıntısı olan Weeper’s Tower. Şehrin tarihi kısımlarından biri olan Yahudi Mahallesi, Spinoza’nın dünyaya geldiği, Rembrandt’ın yaşadığı; bir diğer bölümünde ise Anne Frank’ın II. Dünya Savaşı sırasında ailesiyle birlikte saklandığı ve günümüzde müzeye çevrilmiş olan Anne Frank’ın Evi görmeye değer.

Vondelpark, Amsterdam’ın en büyük parkı. Yemyeşil çimenlere, bir göle ve çok sayıda ağaca ev sahipliği yapan bu park spor yapmak, doğayla iç içe zaman geçirmek, dinlenmek ve piknik yapmak gibi aktiviteler için en ideal mekân.

Ayrıca gelmişken birbirinden güzel ve yeldeğirmenleri ile ünlü Amsterdam kasabalarını da mutlaka görün. Volendam başta olmak üzere Marken, Edam, Broek in Waterland, Monnickendam hepsi de küçük ama şahane kasabaları. Hepsi de birbirine benziyor. Bunlardan farklı olarak dillere destan güzellikte saklı bir cennet olan Zaanse Schans’i görmeden ülkeden ayrılmayın.

Zaanse Schans, tarihi geçmişi 1700’lü yıllara uzanan Zaanland kasabasının orijinalinden esinlenilerek kurulan yapıların olduğu tam anlamıyla bir açıkhava müzesi. Yel değirmenleri ve evleriyle tam bir görüntü ziyafeti sunuyor.

Devlet tarafından korunma altına alınmış Zaanse Schans’da meşhur Hollanda ahşap ayakkabı atölyesini, peynir müzesini, pastahane müzesini gezebilir veya kanal kenarında pasta gibi evlerin önünde piknik yapabilrsiniz.

Marken, Amsterdam civarında görülebilecek en ünlü balıkçı kasabalarından biri. Amsterdam şehir merkezine 30 km uzaklıkta yer alıyor. Diğer nefis kasaba Volendam ise Ijsselmeer Gölü’nün kıyısında konumlanıyor. Edam ve Monnickendam kasabaları da Amsterdam yakınlarında gezilecek en güzel köyler arasında.

AMSTERDAM’DA NEREDE KALINIR
Amsterdam’ın en tanınmış yerlerinden bir tanesi üç şubesinden biri şehre yakın bir plajda bulunan Flying Pig. Şehirde birçok yer bulunmasına rağmen The Flying Pig Downtown Hostel genç sırt çantalıların en çok tercih ettiği yerlerin başında. Red Light Dsitric’te yer alan Budget Hostel Heart of Amsterdam hostel de gayet güzel.

Son gidişimde kaldığım 4 yıldızlı NH Amsterdam Schiller otel hem şehrin karmaşasından uzak hem Amsterdam merkeze 15 dakika yürüme mesafesinde gayet güzel bir otel. Rembrandtplein Meydanında ve etrafta çok şirin kafe ve bar var. Park Plaza Vondelpark da şahane bir oteldir. Airbnb ile günlük kiralık ev tutmak da iyi fikir.

2. Rotterdam

Rotterdam, Güney Hollanda’da 1270’te Rotte Nehri üzerine kurulan ve ülkenin mimari başkenti. Şimdilerde ülkenin ticaret merkezi. Bir yandan da Hollanda’nın en çok turist çeken şehirlerinden olan Rotterdam, barındırdığı Erasmus Üniversitesi ve Avrupa’nın en büyük limanına sahip olmasıyla ünlü.

Ilıman okyanus iklimine sahip kente İstanbul’dan direkt uçuş olduğu gibi, Amsterdam’dan trenle de ulaşım mümkün. Ülkede mimarlığın başkenti olarak ifade edilen Rotterdam’ın sokaklarında dolaşmak, 100 m yükselikteki Euromast’tan şehri izlemek, bir sergiye ya da sanat galerisinde zaman geçirmek yapılacak alternatifler arasında. Hava da güzelse şehrin sokaklarında dolaşmak pek keyifli.

Devasa mimarisi ve ilginç renkleriyle göz dolduran Markthall Binası ve karşısında yer alan 1970’lerde Piet Blom tarafından dizayn edilmiş. Önceleri Holland America Line’a ait olan genel müdürlüğün yerindeki Hotel New York ise Kop van Zuid Bölgesi’nin tepesinde, şehrin en eski dokusunu oluşturuyor.

Modern mimari unsurların en dikkat çekici halinin görülebildiği Küp Evler ya da yerel ismiyle Kubuswoningen, mimar Piet Blom tarafından tasarlanmış. Rotterdam’a gelen herkesin mutlaka görmesi gereken Kübik Evler (Kijk-Kubus), konsept olarak her biri bir ağacı, tümü olarak ise bir ormanı temsil ediyor.

Yalnızca Hollanda’nın değil tüm Avrupa’nın da sayılı müzelerinden olan ve Ortaçağ’dan modern döneme dek geniş bir sanat koleksiyonunu barındıran Boijmans Van Beuningen Müzesi; doğa tarihi ve fen bilimleri koleksiyonuyla göze çarpan Natuurhistorisch Müzesi de listeye eklenmeli.

Kunsthal, mimari özellikleri ve sergilenen dönemsel eserler ile kültür ve sanat şehri unvanı taşıyan Rotterdam’ın bu alanda başta gelen yerlerinden. Her türden sanatın bulunduğu bir odaya sahip; eski, yeni ve deneysel sanat, fotoğraf, tasarım ve aklınıza gelebilecek her şey.

Rotterdamlıların ‘Swan’ yani kuğu olarak isimlendirdiği zarif Erasmus Köprüsü ziyaret edilmesi gereken diğer bir güzel mimari örnekler. Parkları ile gölleriyle oldukça ünlü olan şehir 1973’te kurulan Erasmus Üniversitesi’ne da ev sahipliği yapıyor.

Kenti kuş bakışı gören 100 metre yükseklikteki Euromast Kulesi, Rotterdam’ı en iyi anlayabileceğiniz yer. 1958-1960 yılları arasında tamamlanmış. 1970’te yapılan yenileme çalışmaları ile eklenen Uzay Kulesi ile birlikte şimdiki yüksekliği 185 metre.

Rotterdam’da şehri gezmeye başlamak için ilk durak liman bölgesi oluyor. Spido tekneleriyle dünyanın en büyük limanlarından biri olan Rotterdam Limanı ve çevresinde turlar düzenleniyor. Ülkenin ikinci en büyük şehri olan Rotterdam, yıl boyunca çok sayıda festival ve etkinliğe de ev sahipliği yapıyor.

ROTTERDAM’DA NEREDE KALINIR
♥︎ citizenM Rotterdam Otel (★★★★), Blaak Meydanına çok yakın. Konumu iyi sıra dışı bir dizayn otel ✔︎ Lobisi bildiğimiz lüks otellerin lobisinde farklı olarak bol kitaplı bir cafe gibi. Perdelerini ve oda ışılarını tabletle kontrol edebildiğiniz küçük ama şirin odaya sahip. Çok keyif alarak konaklamıştım.

Hotel New York (★★★★), Rotterdam’ın ikonik simge tarihi oteli. Holland America havayolunun eski merkez ofisi olan yapı, şehir silüeti manzaralı. Yüksek tavanlı ve ferah odaların her biri benzersiz şekil ve renklerde tasarlanmış.

H2OTEL Rotterdam (★★★★), Rotterdam merkeze oldukça yakın konumda yer alan ilginç bir otel. ABD’de inşa edilen ve II. Dünya Savaşı sırasında kullanılan mavna, yüzen bir otel olarak yeniden inşa edilmiş. Markthal, küp evler vs. gibi yerlere yürüme mesafesinde.

Stayokay Rotterdam Cube Hostel ise ünlü küp evlerden birinin içerisinde yer alan uygun fiyatlı bir konaklama tercihi. The Social Hub Rotterdam, King Kong Hostel, Sparks Hostel, Hostel Ani&Haakien ise hem merkeze yakın hem de uygun fiyatlı seçenekler.

3. Lahey

lahey hollanda

Den Haag ismiyle de anılan Lahey, Güney Hollanda Bölgesi’nde bulunan ve önemli jeopolitik konuma sahip merkezlerden biri. Hükümet, parlamento, bakanlıklar, yüksek mahkeme ve devlet konseyi gibi resmi makamlara ev sahipliği yapması nedeniyle, ülkenin bürokrasi merkezi olarak da görülen Lahey, küçük ve modern bir şehir.

Aynı zamanda Birleşmiş Milletler ofisleri, Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi gibi önemli evrensel kurumların bulunduğu şehir, her yıl 20 milyondan fazla ziyaretçi ağırlıyor. Hollanda’nın en güzel şehirlerinden olan ve nüfus bakımından Amsterdam ve Rotterdam’ın ardından gelen Lahey’in üçte biri yeşil alandan oluşuyor.

İstanbul’dan direkt ulaşımın olmadığı kente Amsterdam’dan her 15 dakikada bir kalkan trenlerle ulaşım mümkün. Barok tarzı binaları, kiliseleri ve müzeleriyle ülkenin görülmeye değer şehirlerinden olan Lahey’de, Madurodam, Binnenhof, Escher Müzesi, Barış Sarayı, Louwman Müzesi, Ridderzaal, Noordeinde Sarayı, Mesdağ Sarayı, Meermanno Müzesi ve Bredius Müzesi mutlaka ziyaret edilmeli.

4. Eindhoven

Eindhoven hollanda

Eindhoven, Hollanda’nın güneyinde, Belçika ve Almanya’ya çok yakın bir konuma sahip. Hollanda’nın büyük kentlerinden biri olan Eindhoven, etkileyici mimarisi, birbirinden önemli müzeleri ve doğal yaşam alanlarıyla da kendine hayran bırakıyor. Yaklaşık 10 bin Türkün yaşadığı şehirde, eski kiliselerin yanı sıra yeni yapılan camiler de görmek mümkün.

Şehrin merkezi renkli ve ışıklı görünüşüyle bölgenin modern yüzünü yansıtıyor. Üniversite kenti olarak bilinen Eindhoven, Hollanda’nın en yeşil kentlerinden biri. Müzik festivalleri ile öne çıkan, sayısız müze, şehir parkı ve gezilecek yeri bulunan Eindhoven, Hollanda’nın mutlaka ziyaret edilmesi gereken şehirlerinden biri.

5. Utrecht

utrecht hollanda

Utrecht, konum olarak ülkenin neredeyse tam ortasında yer alması sayesinde ülkenin her yeri ile tren bağlantısı bulunuyor. Aynı zamanda ülkenin önemli dini merkezlerinden de biri olan Utrecht, çok sayıda tarihi yapının yanı sıra göz alıcı kiliselere de ev sahipliği yapıyor.

Özellikle Oudegracht Kanalı çevresinde her biri ince işçiliği eseri evleri ve dar sokakları muhteşem görüntüler sunuyor. Oldukça canlı bir sosyal ve kültürel yaşama sahip kent, başkent Amsterdam’dan sonra en fazla sosyal ve kültürel aktivitenin gerçekleştiği yer olarak biliniyor. Utrecht, içerisinde barındırdığı üniversitenin de etkisiyle genç ve dinamik bir nüfusa ev sahipliği yapıyor.

6. Leiden

leiden hollanda

Leiden, Hollanda’nın Güney Hollanda Eyaletindeki Dutch Bölgesinde, Ren Nehri kıyılarında kurulu küçük bir yerleşim. Kentsel yerleşim, yapı, mimari ve kanal karakteristiği açısından başkent Amsterdam’ın küçük bir modeli görünümünde. Hollandalı ünlü ressam Rembrandt’ın doğum yeri olan Leiden, Avrupa’nın da en eski eğitim kurumlarından ve Hollanda’nın ilk üniversitesi olan Leiden Üniversitesi’ne ev sahipliği yapıyor.

Tipik bir öğrenci kenti görünümü sergileyen Leiden ayrıca, Hollanda’nın en eski botanik parkını da barındırıyor. Tam bir müze ve anıt cenneti olan şehirde, tarih ve kültür turizmi oldukça gelişmiş durumda. Ren Nehri, kanallar ve parklar, yabancı ziyaretçilerin en çok ilgi gösterdiği mekanlar arasında yer alıyor. Hooklandse Kilisesi, Leiden Üniversitesi, Batı Kapısı ve Eski Gözlemevi, kentin zengin mimari dokusunun en belirgin örneklerini oluşturuyor.

7. Groningen

hollanda rehberi

Groningen, karayolu ve demiryolu bağlantıları oldukça gelişmiş, sanayinin de oldukça etkili olduğu Hollanda’nın kuzeyinde yer alan bir kent. Pek çok sektöründe söz sahibi bir Hollanda şehri. Yeşil alanların ve ormanların geniş yer kapladığı Groningen’de pek çok doğa harikası yer alıyor.

Groningen Tren istasyonu, Sinagog, Martini Kilisesi, Groningen Müzesi ve Prinsenhof Bahçeleri farklı havası ve sahip olduğu doğal yaşam alanıyla dikkat çekici yerler arasında bulunuyor. Kusursuz bir doğa, rengarenk evler, kanallar ve nehirlerin tarihi ve modern yapılarla buluştuğu Groningen, Hollanda’nın görülesi şehirlerinden.

8. Delft

delft hollanda

Delft, Hollanda’nın en güzel şehirlerinden biri. Rotterdam ile Lahey arasında yer alıyor. 1200’lü yıllardan günümüze dokusunu korumayı başaran Delft, bilim ve sanat alanında gelişmiş bir kent. Rönesans dönemine ait eserlerden Delft City Hall, şehrin en önemli mimarilerinden Nieuwe Kerk, eski şehir bölgesinde bulunan Eski Kanal, gotik mimari örneklerinden Eski Kilise görülmesi gereken yapılar arasında bulunuyor.

Amsterdam’dan yaklaşık 1 saat uzaklıkta bulunan şehir, aynı zamanda, İnci Küpeli Kız’ın da şehri. Tablonun yaratıcısı Hohannes Vermeer doğumundan ölümüne kadar tüm hayatını burada geçirmiş ve dolayısıyla tüm önemli eserlerini burada yaratmış. Tüm yolların lalelerle, heykellerle ve tarihi güzelliklerle çevrili olduğu kent, adeta bir masal şehri.

9. Maastricht

maastricht hollanda

Maastricht, Hollanda’nın en eski kentlerinden biri, oldukça küçük bir yerleşim yeri. Belçika ve Almanya ile komşu. Ekonomi ve tıp alanında oldukça başarılı bir üniversiteye sahip kent, Orta Çağ’dan kalma yapılarıyla öne çıkıyor. Şehirde, Tarihi St. Servaas Köprüsünden Maas Nehri’nin muhteşem manzarasını izleyebilir, Maas Nehri’nde tekne turuna çıkabilirsiniz.

Pek çok eski yapı ve katedral barındıran Maastricht’te Sint Janskerk ve Sint Servaas kiliseleri, Schinveld St. Eligius Kilisesi, Sittard St. Peter Kilisesi, Maastricht St. Pieter Kalesi, Maastricht Meryem Ana Bazilikası, Onze Lieve Vrouwe Bazilikası, Hollanda’nın en eski kapısı olan 13. yüzyıldan kalma Helpoort’u görebilirsiniz. Maastricht’e gelenlerin görmesi gereken bir başka nokta da Vrijthof Meydanı.

10. Giethoorn

Giethoorn, çoğunlukla kanallardan ve yaklaşık 200 ağaç köprü tarafından hatları çizilen su yollarından oluşan kırsal bir şehir. Kanallar boyunca, Flemenk modasına mükemmel bir şekilde uyumlu olan ve düzenli bahçeleri olan geleneksel Flemenk çiftlik evlerini görebileceğiniz Giethoorn, kusursuz bir güzelliğe sahip.

Amsterdam’dan tren veya otobüsle ulaşabileceğiniz Giethoorn’a, motorlu araçlarla girmek yasak olduğundan, yemyeşil alanın içerisinde bulunan akarsularda ulaşım sandallarla yapılıyor. Henüz teknolojinin girmediği şehre gelen ziyaretçiler, büyülenerek buradan ayrılıyor.

HOLLANDA MUTFAĞI
Hollanda mutfağı nefis peynirleri, ‘haring’ isimli çiğ balık ekmeği, sosisleri, ‘patat’ olarak bilinen soslu patates kızartmaları, ‘bitterbalen’ denilen yuvarlak köfteleri ve ‘pompoensoep’ adı verilen bal kabağı çorbasıyla oldukça ünlü. Dünyanın dört bir yanından göç alan Amsterdam’da ise hemen her mutfaktan seçkin lezzetler tadabilirsiniz.

Hollanda mutfağında deniz ürünlerinin yeri bir başka. Heilbot balığı, kabeljauw (morina balığı) ve schelvis balık çeşitleri Hollanda’nın kuzey kıyılarından tutularak pek çok farklı tarifle servis ediliyor. Soğan ve turşu salatalık eşliğinde çiğ ringa balığı Hollanda’nın milli yemeği. Midye ve istiridye çeşitlerini denemeyi de ihmal etmeyin.

Dünyanın en büyük peynir üreticisi konumunda olan ve yıl boyunca yüzlerce peynir çeşidinin üretildiği Hollanda, ünü dünyaya yayılmış 12 peynir çeşidine sahip. Özellikle Amsterdam’da iseniz mutlaka Gouda ve Edam peynirlerini tadın. Dünyaca ünlü Hollanda birası olan Heineken, dünya sıralamasında üçüncü. Hollanda, 70’ten fazla dünya ülkesine 140’tan fazla bira çeşidi ihraç ediyor.

Yılda ortalama her Hollandalı 74 litre bira tüketiyor. Heineken biralarını, Amsterdam’da yer alan birçok bira tadım evinde (proeflokaal) deneyebilirsiniz. Diğer yandan geleneksel bir Hollanda içkisi olan ‘jenever’i de tatmanız gerekiyor. 16. yüzyılda Hollandalı fizikçi tarafından icat edilen cin (gin), brandy’nin içine ardıç meyvesini eklenerek yapılmış.

Laleler Ülkesi Hollanda, eşsiz doğal güzellikleri, büyüleyici kanalları, dünyaca ünlü müzeleri, Avrupa tarihinde önemli yere sahip mimari yapıları ve dillere destan eğlence hayatıyla yılın dört mevsimi keşfetmeye değer muazzam bir destinasyon.

Serbia

Yanıt yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz