Hacı Edhem Bey Camii, Osmanlı İmparatorluğu döneminde, bugünkü Arnavutluk‘un başkenti Tiran‘da inşa edilmiş bir cami. 1793 yılında Hacı Edhem Bey ve babası Petrelalı Molla Bey tarafından inşa edilmeye başlanmış. Molla Bey 1808’de vefat edince oğlu Hacı Edhem Bey 1822-23’de caminin yapımını tamamlamış.
Balkanların en eski milletlerinden Arnavutlar, 1517’den 1912’ye kadar Osmanlı İmparatorluğu himayesi altında yaşamış ve Türkiye ile arasında derin tarihi bağların bulunduğu bir toplum. Hacı Edhem Bey Camii ve 1822 yılında temeli atılan Saat Kulesi şehrin tarihi yapıları içerisinde ayrı bir öneme sahip. İskender Bey Meydanına nazır Hacı Ethem Bey Camii, duvar resimleriyle ünlü.
Arnavutluk’un başkenti Tiran ilginç bir camiye ev sahipliği yapıyor. Arnavutluk gezisini kış mevsiminde yapmama rağmen bu az bilinen ülkeyi beğendim. Her şeyin kolay olduğu ülkelerden değil, bu yüzden seyahat etmesi az biraz zahmetli ama diğer yandan bu da ülkeyi daha çekici yapıyor. Arnavutluk’da birbirinden ilginç gezilmesi ve görülmesi gereken yerler var.
Hacı Ethem Bey Camii, Tiran
Hacı Ethem Bey Camii, süslemeleri ve duvar resimleri açısından Balkanlardaki en önemli Osmanlı eserinden birisi. Tiran’da inşa edilen sekiz büyük camiden günümüze dek sağlam olarak ulaşabilen tek cami olan Ethem Bey Camii, 18 ile 19’uncu yüzyıllarda yapılmış. Sahip olduğu sanat ve mimari değerlerinden dolayı II. Dünya Savaşı sonrasında kültürel anıt ilan edilmiş.
Osmanlı’da minyatür sanatından batı tarzı resme geçiş sürecinde önemli bir yere sahip olan duvar resimleri, 18. yüzyılda Osmanlı saraylarından kısa bir süre sonra İstanbul dışındaki Osmanlı coğrafyasına da yayılarak konak, şadırvan, türbe ve camilerin duvarlarına da uygulanmaya başlanmış.
İnşası ile ilgili bilgilerin duvarlarındaki Osmanlıca dört metinden öğrenildiği caminin, 1793 ile 1794’te Tiran’da yaşayan önemli siyasetçi ve kültür adamı Hacı Ethem Bey tarafından yaptırıldığı görülüyor. Aynı zamanda 1823’te genel bir onarımdan geçirilerek minaresi, son cemaat yeri ve caminin kalem işi süslemeleri tamamlanmış.
İskender Bey Meydanında, doğusundaki Saat Kulesi ile birlikte yükselen Ethem Bey Camii’nin harim içi ve son cemaat yeri süslemelerinin farklı zamanlarda, farklı sanatçılar tarafından yapılmış. (Camide, cemaatin topluca namaz kıldığı yerlere harim ya da sahm denir). Cami mimarisi, Osmanlı-Türk mimarisi özellikleri taşısa da usta sanatkarların elinden çıkan kalem işi renkli bezemeler Balkanlar’ın estetik anlayışının harikulade ürünleri.
Caminin içinde farklı panolar içerisine yerleştirilmiş toplam sekiz adet duvar resmi bulunuyor. Cami içinde kubbeyi taşıyan kemerlerde ve camii dışında son cemaat bölümünde manzara resimleri duvarlara işlenmiş. Duvar resimleri, ön planda çimenlerle kaplı bir alanla başlayıp, dizi halinde selvi ağaçları, bahçe duvarı, mimari tasvirler ve arka plandaki selvi ağaçlarıyla sonlanmış.
Harim bölümünde oldukça eski ve ağaç üzerine bitkisel motiflerle süslenmiş bir minberi bulunan camide harimin kuzeyinde ise, kenarlarda iki yuvarlak taş sütun üzerine ağaçtan yapılmış ve üzeri kalem işleri ile bezenmiş kadınlar mahfili bulunuyor. Tek kubbeli, kare plânlı, iç ölçülerine göre 10.50 x 10.45 m ebatlarında inşa edilen caminin kubbesi, dört trompun oluşturduğu sekizgen bir kaide üzerine yükseliyor.
Mihrap nişi üç sıra bordürle dikdörtgen bir çerçeve içerisine alınmış olan Ethem Bey Camiinin kuzey ve doğu kısımlarındaki revaklı avlulunun bulunduğu son cemaat yeri, kırma çatı ile örtülmüş ve on altı sütun üzerine oturtulmuş.
II. Dünya Savaşı esnasında, minaresinin şerefe kısmı yıkılmış olsa da 1945’te yeniden onarılmış. Arnavutluk’u yöneten Enver Hoca’nın hışmına uğrayan diğer mabetlerin aksine Edhem Bey Camii yerle bir edilmekten son anda kurtulmuş. Enver Hoca yönetimi, dünyanın ilk resmi ateist devleti ideolojisiyle, insanları dinden tamamen soyutlama politikasıyla yüzlerce cami ve mesciti yıktırmış.
Süslemeleri açısından Arnavutluk’taki en dikkate değer eser olan Ethem Bey Camii de bundan nasibini almış olsa da yıkılmaktan kurtulup, 1966’da ibadete kapatılarak müze haline getirilmiş. Ethem Bey Camii, 1990’larda demokrasiye geçildikten sonra yeniden ibadete açılmış. Bu kıymetli caminin restorasyonuna TİKA’nın önemli katkıları olmuş.
Başkent Tiran’da, Osmanlı Dönemi’nden bozulmadan günümüze kadar gelebilen tek eser olan Hacı Ethem Bey cami, ana meydanda altın orana sahip minaresiyle, kubbesi ve son cemaat yeriyle, köfeki taşından örülen duvarlarıyla kıymetli bir mücevher gibi duruyor.
Tek kelimeyle muhteşem!