Mardin, sonsuza uzanıyor hissi veren Mezopotamya Ovasının kenarında taştan bir anıt edasıyla yükselen benzersiz bir şehir. Anadolu’da yüzyıllardan bu yana dinlerin ve kültürlerin bir arada yaşadığı şehrin insanın ruhuna işleyen cazibesi var. Medeniyetlerin buluşma noktası Mardin, kültür ve tarih meraklıları için benzersiz bir cennet.

Binlerce yılın kültürel değerleri, hoşgörü iklimi, tarihi mimari yapıları ve zengin arkeolojik hazinesi ile ülkemizin büyüleyici seyahat rotalarından. Farklı inançların ve kültürlerin bir arada yaşadığı kent, zengin tarihi geçmişi, bereketli toprakları, hoşgörü atmosferi ve etkileyici taş yapılarıyla Anadolu’nun en görkemli yerlerinden. Şehirde cami, kilise, manastır, türbe gibi pek çok kutsal yapıyı yanyana görmek mümkün.

mardin gezilecek yerler

Mardin, Sümerlerden Osmanlılara çok sayıda medeniyetin izlerini taşıyan, Türkiye‘nin açık hava müzesi görünümündeki kentleri arasında. Hakkında anlatacak ve yazacak çok şey var. Şimdiye kadar 5 defa gittim ve her defasında tadı damağımda kalan bir yer oldu. Mimarisiyle, dokusuyla, karakteriyle, mutfağıyla, inanç zenginliğiyle ve kültürel renkliliğiyle dünyaca ünlü bir cazibe merkezi olması gereken bir yer.

Turizm konusunda öğrenmemiz gereken çok şey var. En azından kafaları değiştirmeliyiz artık. Tek başında turizm bu şehrin insanlarına iyi bir gelir kazandıracak bir potansiyele sahip. Avrupa’daki benzer şehir ve kasabalar kendi nüfuslarının 3-5 katı turist çekiyor. Mardin neden öyle değil? Üzücü. Tek başına Güney Doğu Türkiye’nin aldığı turist ziyaretinden fazlasını almayı hak ediyor.

Malta

Kuzeyde Batman ve Diyarbakır, güneyde Suriye, batıda Şanlıurfa, doğuda ise Şırnak ile komşu olan Mardin, 20. yüzyılda yön değiştiren ticaret yolları yüzünden nüfus ve kültürel anlamda ağır kayıplar yaşamasına rağmen bugün hala bölgenin en önemli yerleşim yerlerinden.

Mardini anlamak ve tanımak için birkaç gün yetmez, haftalar ayırmak lazım. Şimdiye kadar sanırım 4-5 defa gittim ben. Diyarbakır’dan günübirlik turları görmek içimi acıtıyor. Kitlesel turizmin uzak durması gereken, en az 2 gece konaklamanızın şart olduğu bir şehir burası. Doya doya gezmek için zaman ayırarak, araştırarak gidin.

Labirent gibi sokaklarında dolaştığınızda Süryani ustaların dantel gibi işledikleri sanata hayran kalacağınıza eminim. Eşi benzeri olmayan kesme taş işçiliğiyle göz kamaştıran tüm kent merkezi SİT alanı ilan edilmiş. Venedik ve Kudüs’ten sonra dünyanın üçüncü sit alanı Mardin’in, tüm çabalara rağmen halen UNESCO Dünya Kültür Mirası şehri olamaması üzücü.

Mardin Gezi Rehberi

Mardin, muazzam bir geçmişe sahip. MÖ 8000’lere kadar uzayan tarihinde birçok uygarlığın yeşerip solduğu, birbirinden çok farklı kültür ve inançları içinde harmanlamış şiir gibi bir kent. Persliler Marde, Romalılar Maride Bizanslılar Mardia demiş bu topraklara.

Araplar Maridin adını yakıştırmışlar bu coğrafyaya, Süyaniler ise Merdo veya Merdi derdi. Kelime kökeninin Süryanicede kaleler anlamındaki Merdin’den geldiği düşünülüyor. Mardin, dünyadaki pek çok tarihi kaynağa ismini yazdırmış bir şehir.

Bölgede birçok arkaik inanç ve din yaşamış. Şemsilik, Yezidilik, Yahudilik, çeşitli Hıristiyan ve İslam mezhepleri. Bunun yanı sıra Ermeniler, Nasturiler, Keldaniler, Yakubiler, Yahudiler, Süryaniler, Çingeneler, Çeçenler, Mıhellemiler, Araplar ve Kürtler gibi çeşitli etnik gruplar yurt bellemiş.

Coğrafi konumu itibariyle de, tarih boyunca bölge bir ‘savaş alanı’ olmuş, sürekli el değiştirmiş ve çeşitli topluluklar tarafından egemenlik altına alınmış. Asurlar, Persler, Romalılar, Abbasiler, Bizanslılar, Selçuklular, Artuklular, Osmanlılar ve Türkler bunlardan sadece birkaçı.

Ülkemizin ‘kültürel mozaiğinin’ yegâne göstergesi konumunda. Kentte Süryani kiliseleriyle, medreseler, camiler sırt sırta vermiş. Bir zamanlar Kürtler, Hristiyan, Süryaniler, Sünni Araplar, Türkler, Ezidiler ve Ermeniler bir arada burada bir kültür mozaiği olarak kardeşçe yaşamışlar.

Mardin, 1932’ye kadar dünyadaki bütün Hıristiyan Süryanilerinin merkeziydi. Müslüman, Ermeni ve Süryani semavi dinlerinin buluştuğu, mistik kültürel kucaklaşmanın şehri Mardin’in ‘kadim’ tarihinin ruhunu oluşturan Süryaniler, ‘solmaması gereken renkler’. Süryaniler azınlık değil, bu ülkenin sahipleri, Mardin’in ve ülkemizin zenginlikleridir.

mardin nerede

Günümüzde Mardin merkezde yoğunluklu olarak Sünni Arap ve Kürtler ve Hristiyan Süryani Ortodoksları yaşıyor. Ağırlıklı olarak Midyat civarında ve Mardin merkezde yaşayan Süryani Ortodokslar, Sami dil grubuna bağlı yeni Aramicenin Doğu Aramice koluna mensup bir dil olan Tûrôyo dilini konuşuyorlar.

Bölgede şu an en kalabalık etnik grup Sünni Kürtler. Ülkemiz sınırları içindeki en büyük Sünni (Hanefi) Arap topluluğu da bu bölgede yaşıyor. İdil’de, Silopi’de, Midyat merkezde ve Mardin merkezde yaşayan bir diğer Hıristiyan cemaat olan Keldaniler ve kent merkezinde birkaç aileyle temsil edilen Ermeni Katolik ve Protestanlar da var.

Bu kültürel çeşitlilik Mezopotamyanın uçsuz bucaksız topraklarına bakan günümüzün benzersiz kadim şehrini ortaya çıkarmış. Eski Mardin’e girer girmez bu birliktelik atmosfer etrafınızı sarıyor. Süryanice dua eden yaşlı bir teyze, besmeleyle dükkanını açan bir esnaf, kürtçe türkü söyleyen bir genci aynı karede görmek mümkün.

Bu eşsiz mimariye dair daha çok şey görmek isteyenler Mardin sokaklarında uzun bir yürüyüşe çıkmalı. Şehre her gidişimde sarı renkli taşlarla örülmüş evlerin, çarşıların arasında yaptığım yürüyüşler, hiç bilmediğim eski bir zamandaymış hissi veriyor. Bu kenti yaşamanın en güzel yolu da bu sanırım.

Büyükşehir Yasası ile 2014’te büyükşehir statüsüne kavuşan Mardin’in merkez ilçesi Artuklu. Dargeçit, Derik, Kızıltepe, Mazıdağı, Midyat, Nusaybin ve Ömerli Mardin’in diğer ilçeleri. Kentin toplam nüfusu ise 810 bin.

Mardin Gezilecek Yerler

Mardin gezilecek yerler açısından oldukça zengin bir kent. Taşa hükmeden ustaların geride bıraktığı, görülmesi gereken görkemli miraslar şehrin tarihi kent merkezinde yer alıyor. Şehrin içinden geçen U şeklindeki 1. Caddeden birer kök gibi yayılan ara sokaklara araçla girmeniz mümkün değil.

Aracınız varsa uygun bir yere park edip gezmeye başlayın. Eski Mardin’in ana arterin bir ucundan başlayıp yürümeye başladığınızda sağlı sollu dizilmiş tüm tarihi mekanları görebilirsiniz. Gezilecek yerlerin hepsi de yürüme mesafesinde.

Becerikli Artuklu ustaların şekil verdiği kalker taşından yapılmış olağanüstü güzellikte evlerin tamamı bu caddenin aşağısında ve yukarıda kaleye doğru olana yamaca serpilmiş durumda. Hepsi de sonsuza uzuyormuş hissi veren Mezopotamya Ovasına bakıyor. Mazı Dağlarının güney yamaçlarına kurulu kentin taş döşeli sokakları kesme taş evleriyle süslü.

Labirent gibi birbirine geçmiş, araç girmez bu sokaklarda hemen her şey ya insan gücüyle ya da eşek-katır gibi hayvanlarla sağlanıyor. Belediye çöpleri yine görevlendirilmiş eşekli çalışanlarla topluyor.

Başı yıldızlara değen ünlü Mardin Kalesi, 1190 yılında Artuklu Hükümdarı tarafından inşa ettirilen Ulu Cami, bölgeye dair ilginç detaylar saklayan çarşılar değerli yerler. Mardin Müzesi, Meryem Ana Kilisesi, Kırklar Manastırı mutlaka görülmeli. Tellallar, Bezzalar, Sobacılar, Kasaplar, Kazancılar, Bakırcılar, Attarlar kentin en önemli çarşıları.

Süryanilerin önemli dini merkezlerinden biri olan Deyrülzafaran Manastırı da Mardin’e gelenleri kendine hayran bırakan yapılardan. Oğuz köyünde bulunan Dara Tarihi Kenti, oyulmuş kaya mezarlarının oluşturduğu benzersiz bir antik bölge. Mardin’in gümüş işçiliği ile tanınan ilçesi Midyat, tarihi evleri ve daracık sokaklarıyla mutlaka uğranılması gereken bir durak.

Cep telefonuma gidilecek noktaları işaretleyip Kırklar Kilisesinden gezmeye başlamıştım. İşaretlediğim her noktayı bulmak için yürüdüğüm inişli yokuşlu sokaklar ve abbara denilen geçitler bana eski Mardin’in tüm güzelliğini göstermiş oldu. Mardin gezilecek yerleri Google Map’te işaretleyip benzer rotayı siz de izleyebilirsiniz.

Hiç ummadığım rastgele girdiğim bazı sokaklara açılan bir kaç katlı eski Mardin yapıları, beni gökyüzüne açılan teraslı kafelere çıkardı. Mardin’de çay kahve içmek için öyle güzel mekanlar var ki sadece hislerinize güvenip, birkaç basamak çıkmak yeterli oluyor bu süpriz noktaları bulmak için.

1. Tarihi Mardin Evleri

mardin evleri

Tarihi Mardin Evleri, Mardin ile ilgili tüm fotoğraf paylaşımlarında görülen, birçok kişinin hafızalarında kentle ilgili en çok hatırlanan sembol. Yöreye özgü sarı kalker taşından, taş işçiliği ile yapılan ve kente Orta çağ görünümü kazandıran Tarihi Mardin Evleri, geleneksel Artuklu mimariyle inşa edilmiş birer sanat eseri.

Mazı Dağı yamaçlarında teras şeklinde yayılmış evlerin, uzaktan görüntüsü akıllardan çıkmayacak kadar eşsiz. Bulunduğu sokakları birer açık hava müzesine dönüştüren evlerde kullanılan sarı kalker taşının özelliği, dışarının sıcaklığını evin içerisine yansıtmaması. Daracık sokaklarda sıralanan evler arasında yürürken zamanda kaybolmuş hissine kapılıyorsunuz.

Benzerini daha önce hiçbir şehirde görmediğim Abbara denilen geçitler var ki şehre gizem katan en önemli detaylardan biri. Üstü kapalı tünel şeklinde kesme taştan yapılmış bu geçitler aynı ailenin farklı parsellerini ve sokaklarını birbirine bağlıyor.

Kapıları çerçeveleyen taşlara çizilmiş resimler, taşlara işlenmiş hayvan ve meyve kabartmaları, işlemeler kuş gagasını anımsatan kapı tokmakları, kemerli tünel abbaralar insanı düş yolculuğuna çıkaracak kadar merak ettirici detaylar. Gün boyu güneşe teslim kentin, sokakları gölgeli, abbaraları esintili oluyor. Antik dönemleri hatırlatan abbaralardan geçip labirent gibi uzayan sokaklarda dolaşmak heyecan verici.



Kalenin eteğinden bakarsanız Mardin’in en güzel fotoğraflarından biri olan Zinciriye Medresesinin kubbesini, Şehidiye ve Ulu camileri minarelerinin sonsuz bir deniz gibi uzayan Mezopotamya Ovasına bakan panoramasını fotoğraflayabilirsiniz. Sarı rengin hakim olduğu görselde eğer baharda giderseniz karşınızda sonsuzluğu yeşil bir deniz gibi görürsünüz.

Dünyanın dört bir yanından şehre gelen fotoğraf sanatçılarını ve turistleri cezbeden yüksek duvarlı tarihi Mardin Evleri ise gündüz ayrı gece ayrı bir güzelliğe bürünüyor. Gece olduğunda pencerelerinden sızan ışıklarla eşine az rastlanır bir manzara oluşturuyor.

2. Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi

Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi
Mardin’i gezmeye buradan başlayın

Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi ve Dilek Sabancı Sanat Galerisi, Mardin’in tarihsel ve kültürel birikimi ziyaretçilere aktarılıyor. 19. yüzyılın sonlarında Sultan II. Abdülhamit zamanında Hamidiye kışlası olarak kullanılan binada yer alıyor. Cumhuriyet’in ilk yıllarından 2003 yılına kadar vergi dairesi olarak kullanılmış bir bina restore edilerek 2009 yılında müze olarak hizmet vermeye başlamış.

Binanın göz alıcı bir mimarisi var. Müzede Mardin şehrinin kimliğini oluşturan zanaatlar, sosyal yaşam ve kent tarihine dair buluntular sergileniyor. İçerik çok zengin değil ama bilgilendirici. Bilgilendirici görsel ve işitsel araçlara vakit ayırırsanız, Mardinde gördüğünüz yerleri daha iyi anlamanızı sağlar.

Mardin’de modern ve çağdaş sanat platformu oluşturmayı hedefliyor. Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi ziyaret saatleri kış dönemi (1 Kasım – 1 Mayıs) 08.00-17.00, yaz dönemi (2 Mayıs – 31 Ekim) 08.30-17.30. Müze, pazartesi günleri kapalı. Giriş ücreti 5TL, öğrenci 2,50TL.

Müzenin hemen yakınında Mardin’in en sevdiğim meşhur kebapçılardan biri var, Yusuf Usta. Müzeyi gezdikten sonra Yusuf Ustanın kebaplarının tadına da bakın, salataları, kebaptan önce gelen mezeleri de nefis. Soğuk kış günlerinde Mardin’e giderseniz gürül gürül yanan bir sobasının etrafında oturup ısınabilirsiniz.

3. Hatuniye Medresesi

Hatuniye Medresesi

Hatuniye Medresesi, Artuklu Beyliğinin kurucusu Artuk Bey’in oğullarından Necmeddin İlgazi eşi Sitti Raziye tarafından 1176-1184 arasında yaptırılmış. Asıl adı Sıtti Radviyye Medresesi, halk arasında Hatuniye Medresesi olarak anılıyor. Gül Mahallesinde Melik Mahmut Camii’nin sağ arka tarafından yukarı çıkan merdivenlerin yanında yer alıyor.

Mardin’in Ulu Camii’den sonra en önemli yapısı. Eyvanlı medreselerin öncüsü. Zaman içinde büyük değişiklikler geçirmiş, avlulu yapısını kaybetmiş. Günümüzde cami olara kullanılıyor. Mihrap bezemeleri Artuklu Döneminin zengin taş işciliğini gözler önüne seriyor.

Mihrabın yanındaki bir camekân içinde Hz. Muhammed’in olduğu söylenen bir ayak izi görülebilir. Hurafe olduğu kesin. İçeride ayrıca türbe bölümünde Artuklu Sultanı Kutbettin İlgazi ve annesi Sitti Raziye’nin sandukaları yer alıyor.

4. Mardin Ulu Camii

mardin ulu camii

Mardin Ulu Camii, Artukluların kente bıraktığı en önemli miras. Mardin’in bu en eski camisi 12. yüzyılda inşa edilmiş. Anadolu İslam eserlerinin ve bölgenin mimari özelliklerini taşıyan taş işçiliği ile eşsiz. 16 farklı kitabesiyle Mardin’in zengin tarihi geçmişinin yansıması.



Dikdörtgen avlulu caminin, yapıldığı dönemde iki minaresi olmasına rağmen günümüze ancak birisi gelebilmiş. Avlusunun iki taraftaki kapısı ve ortadaki şadırvanı muazzam. Kapının oluşturduğu pencereden görünen minarenin silüeti Mardin fotoğraf noktalarından biri. Cami, ibadet saatleri dışında ücretsiz ziyaret edilebiliyor.

☕️ Marangozlar Kahvesi, Mardin gezisinin soluklanacak en güzel mekanlardan. Ulu Camii’den çıkıp 1. caddeye doğru yürüdüğünüzde yolunuzun üstünde. Çok dar bir sokak arasında, giriş kapısının karşısında mavi renkli boyayla Lübnanlı sanatçı Feyruzun resmi var.

Mimarisinde şehre kişilik kazandıran sarı kesme taşlar kullanılmış ve yemyeşil bitkilerle süslenmiş. Ovaya bakan terası, içeride ağır ağır çalan müzikler zamansızlık hissi veriyor. Mardinli bir arkadaşımın tavsiyesiyle gidip, Süleyman Toparlı’nın demli çayını söyleyip saatlerce oturmuştum.

5. Revaklı Çarşı ve Bedesten

mardin revakli çarşı

Revaklı Çarşı, Ulu Caminin 150 metre doğusunda, tarihi geçmişi 11. yüzyıla uzanan, her sokağı gezilesi bir çarşı. Sipahiler Çarşısı ya da Tellallar Çarşısı çarşısı olarak da biliniyor. Revaklı Çarşının taş duvarları arasındaki dükkanlarından yerel ürünlerin satıldığı alışveriş yapmak, bir Mardin seyahatinin olmazsa olmaz ve en keyif veren aktivitelerinden.

Mardin gümüş ve altın işlemeceliğinde ülke çapında ün yapmış. Bakırcılığı da bundan geri kalır değil. El işi süslemeli bakır eşyalar, küçüklü büyüklü siniler, etnik hediyelik eşyalar, artizan ürünler, şahmeran örtüler, tablolar ve daha pek çok şey satılıyor. Bedesten, asıl adı Kaysariya Bedesteni olan diğer bir çarşı. Ulu Camii’nin kuzeyinde çarşılar içinde yer alıyor.

6. Meryemana Kilisesi ve Patrikhanesi

Meryemana Kilisesi ve Patrikhanesi, Cumhuriyet Meydanında, ana caddeye paralel dar sokaklardan birinde yer alıyor. Süryani Katolik Cemaatine ait kilise 860’ta Antakya Patriği İgnatios Antuhan Semheri tarafından yaptırılmış. 1995’ten bu yana da müze olarak hizmet veriyor.

Kemer, yuvarlak taş sütunlar ve korkulukların bulundu avlusuyla, üzüm salkımlı motiflerinin ahşap el işçiliği ile bambaşka bir görünüme sahip olan yapı, 1988’de Kültür Bakanlığı’na devredildi.

7. Mor Yusuf Kilisesi

Mor Yusuf Kilisesi (Surp Hovsep), Mardin kent merkezinde bulunuyor. Meclis-i Mebusan Üyesi Hovsep Kazasyan’ın öncülüğünde ve Mardin Ermeni Katolik Cemaati katkılarıyla 1864-1894 yılları arasında yapılmış.

Kilisenin yanına ruhbanların ikametine ayrılan bir bina ile ruhban okulu da eklendi. Kesme taştan bazilika planlı olarak tasarlanan yapı içerisinde 21 sütun bulunuyor. Mor Yusuf Kilisesi ziyaret saatleri 09.00-11.30, 13.00-16.30. Kilise haftanın 7 günü ziyaret edilebiliyor. Mor Yusuf Kilisesine giriş ücretsiz.

8. Mor Behnam Kırklar Kilisesi

Mor Behnam Kırklar Kilisesi, Mor Behnam ile kız kardeşi Saro adına 6. yüzyılın ortalarında inşa edilmiş görmeniz gereken bir kilise. 1. caddenin üzerindeki merdivenli, hafif yokuş bir sokaktan gidiliyor. Şar mahallesinde yer alan kilise Yüksek duvarların arkasında kalan dışarıdan pek görülmeyen kiliseye küçük bir kapısı var.



1293’te Mardin Süryani Kadim Patriklik Merkezi olduktan sonra halkın ruhani ve idari işleri buradan idare edilmiş. Kırklar ismini, 1170’te kiliseye getirilen kırk şehide ait kemiklerle alan yapı, Mardin’e özel taş işçiliği, kıymetli ve tarihi eşyaları ve heybetli ahşap kapılarıyla kentin kültürel mücevherlerinden biri konumunda.

Bin beş yüz yıllık kök baskılı perdeleri, geniş avlusundaki çan kulesiyle büyüleyici. Kırklar Kilisesi ziyaret saatleri 09.00-11.30, 13.00-17.00. Kilise haftanın 7 günü ziyaret edilebiliyor. Mardin gezilecek yerler listesine eklemeniz gereken Kırklar Kilisesine giriş ücretsiz.

9. Kasımiye Medresesi

Kasımiye Medresesi

Kasımiye Medresesi, Mardin’in en ikonik yapılarından. Akkoyunlu Sultanı Kasım döneminde yapımına başlanmış. Timur yönetimindeki Moğolların saldırıları nedeniyle yarım kalan Kasımiye Medresesi, 1502’de tamamlanmış. Medrese, cami ve türbeden oluşan bir külliye biçiminde tasarıma sahip yapının mimari özellikleri Zinciriye Medresesine benziyor.

Avlusundaki birbirine küçük kanallara bağlanan havuzları, çeşmesi, kafes şeklindeki büyük pencereleri, sade mimarisi ile büyüleyici. Medrese günümüzde El Cezire Sanat Müzesine ev sahipliği yapıyor.

Medrese eski Mardin’e yürüme mesafesinde, 1. caddenin Kırklar Kilisesi tarafından yokuş aşağıya doğru biraz yürüyünce karşınıza çıkıyor. Kasımiye Medresesi ziyaret saatleri 09.00-18.00. Medrese haftanın 7 günü ziyaret edilebiliyor. Kasımiye Medresesine giriş ise ücretsiz.

10. Mardin Müzesi

Mardin Müzesi, yöre kültürü ve tarihi mirası hakkında bilgi edinebileceğiniz, gezilecek yerler listenizde muhakkak olması gereken bir yer. Mardin Müzesi binası, Antakya Patriği Ignatios Benhan Banni tarafından Meryem Ana Kilisesine bağlı olarak yaptırılan patrikhane binasında hizmet veriyor. İlk yapıldığı yıllarda Katolikler için Patrikhane olarak kullanılmış bina aslına uygun olarak restore edilmiş.

Müzeye 1995’te dönüştürülen üç katlı binanın ilk katında konferans ve sergi salonu, ikinci katında etnografya salonu ve kütüphane yer alıyor. Üçüncü katta ise Gırnavaz höyüğünden çıkarılan eserlerin yanında Asur, Urartu, Roma, Bizans, Zengi, Eyyübi ve Artuklu dönemlerine ait mozaikler, sikkeler, kandiller, mezar taşları, sütun başlıkları gibi arkeolojik kalıntılar sergileniyor.

Mardin Müzesi ziyaret saatleri yaz dönemi (1 Nisan – 1 Ekim) 08.30-18.30, kış dönemi (1 Ekim – 1 Nisan) 08.00-17.00. Müze, pazartesi günleri kapalı. Mardin Müzesi giriş ücreti 10TL. Müze Kart geçerli.

11. Deyrulzafaran Manastırı

Deyrulzafaran Manastırı
Süryani Ortodoks patriklerinin ikametgahı Deyrulzafaran Manastırı

Deyrulzafaran Manastırı, Süryani cemaatinin en önemli dini merkezlerinden biri. Mardin’in 4 km doğusunda, içi zeytin ağaçlarıyla dolu büyük bir bahçe içinde yer alıyor. 5. yüzyılda Süryaniler tarafından kırmızıya çalan taşlardan yapılmış.

Deyrulzafaran Manastırı, çeşitli devirlere ait üç bölümden oluşuyor. 1932’ye kadar Süryani Ortodoks patriklerinin ikametgahı olarak kullanılan manastırın en önemli bölümlerini, Mor Hananyo (Kubbeli), Meryem Ana Kiliseleri ile Azizler Evi ve Güneş Tapınağı oluşturuyor. Manastırda ayrıca 52 Süryani patriğinin mezarı var.

Manastırın giriş kısmında çok hoş bir kafesi var ve içeride soğuk kış günlerinde başında ısınabileceğiniz bir şöminesi. Safranlı çayı ve Mardin’e özgü tarçınlı, karanfilli kurabiyesi çok lezzetli. Eşe dosta hediye götürmek istiyorsanız bu kurabiyeler aklınızda olsun.

Mardin gezilecek yerler listesinin olmazsa olmazı Deyrülzaferan Manastırı ziyaret saatleri yaz dönemi (1 Nisan – 30 Eylül) 08.30-12.00, 13.00-17.00; kış dönemi (1 Ekim- 31 Mart) 08.30-12.00, 13.00-16.30 saatleri arasında ücretsiz ziyaret edilebiliyor. Manastır ibadete açık olduğundan uygun kıyafet giyilmesi gerekiyor.

12. Zinciriye Medresesi

Zinciriye Medresesi, Mardin’de hüküm süren son Artuklu Sultanı Melik Necmettin İsa tarafından 1385’te yaptırılmış. 1. caddenin üst kısmında kalıyor. Mazı dağının tepesine çok yakın bir noktada. Biraz yokuş birkaç basamak merdiven çıktıktan sonra ulaştığım medresenin içine girmeden etrafı izlemek için avlusunda biraz soluklanmıştım.

Zinciriye Medresesi, Sultan İsa Medresesi olarak da biliniyor. Timur, bir dönem Sultan Melik İsa’yı burada hapsetmiş. Taş işlemelerindeki ustalık sebebiyle mimari açıdan örnek gösterilen medrese, dilimli kubbeleriyle iki katlı ve iki avlulu olarak tasarlanmış. Geçmişte rasathane olarak kullanılan tarihi yapının içerisinde Sultan İsa’nın türbesi ve birçok eski kitabe var.

Zinciriye Medresesinin bahçesindeki kemerli taş pencerelerden Mardin manzarası muhteşem. Buradan Mardin’i izlemek büyük bir keyif. Hava açıksa tüm ova ayağınızın altında kalıyor. Sisli kış günlerinde ise eski Mardin’in medreseden çok mistik görünüyor. Zinciriye Medresesi ziyaret saatleri 08.30-18.00. Medrese haftanın 7 günü ziyaret edilebiliyor. Giriş ücretsiz.

13. Mardin Kalesi

Mardin Kalesi

Mardin Kalesi, yerel halk tarafından Kartal Yuvası olarak adlandırılıyor. 10. yüzyılda Hamdaniler tarafından inşa edilen kale, stratejik konumu sayesinde bölgeyi elinde tutmak isteyenlerin kentte ilk hedefi olmuş hep. Kalenin en önemli özelliklerinden biri de doğal kaya yapısının üzerine, çok az ekleme yapılarak inşa edilmiş oluşu.

Güney burcu ve girişi günümüze kadar gelebilmiş. Girişin doğusunda Kale Camii var, 14. yüzyılda yapılmış. Kale günümüzde askeri sınırlar içerisinde kaldığından maalesef gezilemiyor. Bu tarihi bölgenin korunması ya da halka açılması şart. Eski Mardin evlerinin teraslarından kaleyi seyretme fırsatınız olabilir.

14. Melik Mahmud Camii

Melik Mahmud Camii (Babü’s Sür), şehrin doğu tarafında Savur Kapıda yer alan, kitabesinde Artuklu Sultanı Melik Salih tarafından yaptırıldığı anlaşılan görülesi bir cami. Asıl adı Babü’s Sür olan camide Artuklu Hükümdarı Melik Mamud’un kabri olduğundan halk arasında Melik Mahmut Camisi olarak biliniyor. Mihrapönü kubbeli caminin taş işlemeli anan girişi oldukça süslü.

15. Şehidiye Camii ve Medresesi

Şehidiye Camii ve Medresesi, yer aldığı mahallenin adıyla anılan, Artuklu Sultanı Melik Mansur Artuk Aslan tarafından 1201-1239 arasında yaptırılmış. Eyvanlı, revaklı avluya sahip medresenin minaresindeki işçilik görenleri hayran bıraktıracak kadar güzel.

16. Mor Gabriel Manastırı

Mor Gabriel Manastırı

Mor Gabriel Manastırı (Deyrulumur Manastırı), Midyat’ın 18 km doğusunda, Güngören köyünde yer alıyor. Süryanilerin ana yurdu olarak bilinen Tur Abdin Yaylasında 4. yüzyılda inşa edildiği tahmin ediliyor. Mor Samuel ve Mor Şemun tarafından kurulan manastır bugün hala faal durumda.



Süryanicede Dayro d’Umro denilen manastır rahiplerin barınağı anlamına geliyor. Manastırın kapı ve pencere kenarlarındaki kirişlerin taş işçiliği ve süslemeleri göz alıcı. Tarihte bünyesindeki çok kapsamlı kütüphanesi ile de bilinen manastır, tarihte İkinci Kudüs unvanını almış, çok önemli bir yapı.

Kocaman da bir bahçesi var. Deyrulumur Manastırı ziyaret saatleri 09.30-12.00, 13.00-17.00 (Kış döneminde 16.00’da kapanıyor). Deyrulumur Manastırı giriş ücreti 5TL, öğrenci 3TL. Müze Kart geçerli değil.

17. Midyat

Midyat

Midyat, tıpkı Mardin gibi açık hava müzesi görünümünde. Mardin kent merkezine 110 km uzaklıkta, telkari işlemeleri ve gümüş kuyumculuğu ile ünlü. Tarihi evleri, taş konakları, minareyi andıran çan kuleleri, kilise ve camileri ile muhteşem bir görünüme sahip olan ilçe.

Midyat taşından yapılmış görkemli binaların kapıları, pencereleri, saçak altları, içleri ve kemerleri Midyat İşi denilen taş işçiliğiyle göz kamaştırıyor. Taş yumuşak olduğundan işlenmeye çok müsait, Süryani ustalar şaheserler yaratmışlar.

Terasları ve merdivenleriyle zamansızlık hissi veren, birçok dizinin çekildiği Midyat Konağı da görülecek yerler listesinin başına eklenmeli. Kasabada Mor Şabil, Mor Akisnoyo, Mor Barsavmo ve Mor İşmuni kiliseleri gezilebilir. Ama her zaman açık olmayabiliyorlar.

Gümüş işleme, telkâri, el sanatları açısından önemli bir yöre Midyat. Bu sanatın bugün çok az ustası geride kaldı. 22-24 mikron inceliğinde çekilen gümüş tellerden küpe, bileklik, kemer ve hatta tepsi dahi yapılıyor. Midyat şarabı da ünlü, ama çoğu turistik üretim olduğundan fazla bir beklentiniz olmasın.

18. Dara Antik Kenti

mardin dara antik kenti

Dara Antik Kenti, Doğu Roma İmparatorluğunun doğu sınırını Sasanilere karşı korumak için, askeri amaçlı kurulmuş bir garnizon kenti. Yukarı Mezopotamya bölgesinin en önemli yerleşimlerinden biri. 505 yılında Doğu Romanın doğu sınırlarını Sasanilere karşı korumak için kurulmuş.

Dara harabeleri, Nusaybin yolu üzerindeki Oğuz köyünün sınırları içerisinde yer alıyor. Dara’da kilise, saray, çarşı, zindan, tophane ve dünyanın ilk barajının kalıntıları ve su sarnıçlarını görebiliyorsunuz.

Dara Antik Kenti ziyaret saatleri yaz dönemi (1 Nisan – 1 Ekim) 08.30-18.00, kış dönemi (1 Ekim – 1 Nisan) 08.00-17.00. Pazartesi günleri ziyarete kapalı. Araçla Mardin’i gezenlerin Mardin gezilecek yerler listesine mutlaka eklemesi gereken Dara Antik Kentine giriş ise şimdilik ücretsiz.

Mardin kültür ve sanat hayatıyla da öne çıkan bir şehir. Uluslararası Mardin Resim Sempozyumu, Mardin Kiraz Festivali, Sine Mardin Uluslararası Film Festivali, Harire Günleri, Uluslararası Atölyeler Zinciri, Uluslararası Gençlik ve Çocuk Tiyatroları Festivali kente dinamizm kazandıran etkinliklerden.



Mardin’de ne yenir

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en eski yerleşim merkezlerinden biri olan Mardin’in çok kültürlü yapısı yemek kültürüne de yansımış durumda. Ağırlıklı olarak Orta Doğu ve Anadolu mutfağından örneklerin görüldüğü Mardin mutfağı, baharatlı, yağlı ve soslu malzemelerden yapılıyor.

Mardin yemek konusunda bir hazine. Benim gibi yeme-içme işlerine çok dükün olmayanları bile mest edecek kadar lezzetli yöresel yemeklere sahip. Eski Mardin’de yöresel lezzetleri tadacağınız pek çok mekan var. Üstelik gerçek bir Mardin deneyimi sunuyorlar, nefis yemekler, Mardin konukseverliği ve deniz gibi görünen göz alabildiğine uzanan manzara.

Mardin mutfağı et ağırlıklı. Konuk olacağınız her sor-frada baharatlı et ve bulgur birlikte ikram ediliyor. Yörenin en meşhur yemekleri arasında kaburga dolması, işkembe dolması, maldum olarak adlandırılan patlıcan kebabı, mercimekli köfte, şehriyeli bulgur olan bırgıl geliyor.

Kebap ve ızgara çeşitleri, işkembe dolması, çiğ köfte, kelle paça, mırra kahvesi yerel tatlardan. İşkembe dolması Kibbe ki pek sakatatla aram iyi değildir yine de çok sevdim tadını.

Mardin usulü içli köfte İrok, haşlanmış içli köfte ikbebet, ille de soğan olsun diyenler için soğan kebabı, yılbaşı yemeği olmalı dediğim kaburga dolması, et yemekleri denince akla ilk gelenlerden Dobo benim en sevdiklerimden.

Mardin nerede 📍

Türkiye’de Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin Dicle Bölümü’nde yer alan Mardin, kuzeyinde Diyarbakır ve Batman, batısında Şanlıurfa, güneyinde Suriye ile komşu. Mazı Dağları’nın çevrelediği şehir, Suriye sınırına kadar geniş düz ovalara sahip.

mardin nasıl gidilir

Mardin’e nasıl gidilir ✈️

Mardin’in Kızıltepe ilçesinde, kent merkezine 25 km uzaklıkta yer alan Mardin Havalimanı’na İstanbul, Ankara ve İzmir’den direkt uçak seferleri var.

Türk Hava Yolları İstanbul Havalimanından (2 saat 5 dk), Pegasus Hava Yolları İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan (1 saat 55 dk), AnadoluJet Ankara Esenboğa Havalimanından (1 saat 25 dk) SunExpress ise İzmir Adnan Menderes Havalimanından (1 saat 55 dk) Mardin’e direkt uçak seferi düzenliyor.

✈️ Ucuz Uçak Bileti Nasıl Alınır
✈️ Uçak Bileti Kampanyaları Nasıl Bulunur
✈️ Türkiye’nin En İyi Online Uçak Bileti Satış Siteleri
✈️ En Ucuz Uçak Bileti Ne Zaman Alınır

Mardin, şehir merkezine 20 kilometre uzaklıkta bulunan Mardin Havalimanı ile Türkiye’nin pek çok şehrine uzanıyor. 1999 yılında hizmete giren Mardin Havalimanı, uluslararası uçuşlar için uygun olmasına rağmen yalnızca yurtiçi uçuşlar için kullanılıyor.



Şehir merkezinden havalimanına toplu ulaşımdan faydalanarak gitmek için Mardin – Kızıltepe tabelalı dolmuşlara binilebilir. Dolmuşların 2017 tarifesine göre Mardin – Mardin Havalimanı arası 3,5 TL, Kızıltepe – Mardin Havalimanı arası ise 1,5 TL olarak ücretlendiriliyor. Dolmuşla havalimanına gidiş ortalama 30 dakika sürüyor.

Şehir merkezinde ve civar ilçelerde bulunan ticari taksileri kullanarak Mardin Havalimanına ulaşmak için mesafeye göre 25 – 50 TL arasında bir ücret ödeniyor. Araç kiralayarak daha pratik ve hızlı bir yolculuk yapmak isteyenler de araç kiralama şirketleriyle irtibata geçerek kendileri için uygun özelliklere sahip bir araç temin edebilir.

Mardin-Kızıltepe karayolu üzerinde konumlanan Mardin Havalimanı, şehrin önemli ilçelerinden olan Kızıltepe’ye 8 kilometre, Nusaybin’e 66 kilometre, Midyat’a ise 75 kilometre ve uzaklıkta yer alıyor.

Mardin‘e Türkiye’nin dört bir yanından direkt otobüs seferleri bulunuyor. İstanbul, Ankara ve İzmir’den hareket eden otobüslerin tamamı Adana, Gaziantep ve Şanlıurfa güzergahını kullanarak şehre ulaşıyor. Özel aracıyla Mardin’e ulaşmak isteyenler de Şanlıurfa şehir merkezine kadar olan otoyolu takip ederek Viranşehir üzerinden Mardin’e ulaşabiliyor.

Mardin’e Şanlıurfa 190 km (3 saat), Gaziantep 335 km (4,5 saat), İstanbul 1,480 km (17,5 saat), Ankara 1,030 km (13 saat), İzmir 1,470 km (17 saat) mesafede. Mardin’in Kızıltepe ilçesinde, kent merkezine 25 km uzaklıkta yer alan Mardin Havalimanı’na İstanbul, Ankara ve İzmir’den direkt uçak seferleri var.

Türk Hava Yolları İstanbul Havalimanından (2 saat 5 dk), Pegasus Hava Yolları İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanından (1 saat 55 dk), AnadoluJet Ankara Esenboğa Havalimanı’ndan (1 saat 25 dk) SunExpress ise İzmir Adnan Menderes Havalimanı’ndan (1 saat 55 dk) Mardin’e direkt uçak seferi düzenliyor.

Yanıt yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz