Dara Antik Kenti, Mardin’in 30 km güneydoğusundaki Oğuz köyünde yer alan, Mezopotamya’nın Efes’i olarak tanınan eşsiz bir tarihi yerleşim. Doğu Roma İmparatorluğunun doğu sınırını Sasanilere karşı korumak amacıyla askeri amaçlı bir garnizon kenti olarak 505 yılında kurulan kentin çevresi 4 km uzunluğunda 8 metre genişliğinde surlarla çevrili.
Görkemli kent bir dönem 25 bin hatta 40 bin kadar Roma askerin iskan edildiği bir sınır garnizonuydu. Çok sayıda büyük savaşları görmüş geçirmiş bir kent. Persler gelmiş, İskender gelmiş, Romalılar gelmiş geçmiş buradan. Hep istikrarsız, sürekli el değiştirmiş, savaşlara şahit olmuş bir kent olmuş.
Anastasiopolis ismiyle tarihte anılan Dara’da günümüzde görülebilen tüm eserler Romalılar döneminden kalma. Devasa su sarnıçları yapılmış. Öyle ki olası kuşatma halinde askerlerin 1 yıllık su ihtiyacını karşılayacak kadarmış.
En önemli yapısı, 573 yılında yaşanan savaşta ölen Romalı savaşçılara ithafen, 591 yılında sürgünden dönen Romalı askerler tarafından inşa edilen Galeri Mezar. Savaş alanındaki kemiklerin toplanıp getirildiği mezar yapısının dünyada eşi yok. Mardin gezilecek yerler listenizde olması gereken bir yer.
Dara Antik Kenti, Mardin
Dara Antik Kenti, stratejik konumunun yanı sıra taş işçiliği ve mimarisi açısından önemli bir merkez. Kaya içine oyulan yapılarla birlikte 4 km’lik surlarla çevrili antik kent ismini I. Pers Kralı Darius’tan almış.
Tarihte, Yukarı Mezopotamya’nın en önemli yerleşimlerinden biri olarak kabul edilen Dara Antik Kenti, MS 505-507 arasında Doğu Roma İmparatoru Anastasius (491-518) tarafından kurlmuş. Tarihi kaynaklarda su kaynakları ve ekili arazinin bol olduğu küçük bir kasaba olarak geçiyor.
Geç Roma dönemi ile de ilişkilendirilen antik kent, kaya içine oyulan yapılarla birlikte 4 km’lik surlarla çevrili. Bazı tarihçiler, Büyük İskender ve Pers İmparatoru 3. Darius arasında yaşanan İssos savaşının (MÖ 333) ardından, savaş alanından kaçan Darius’un bir askeri üs olan Dara’ya sığındığını ve burada öldüğünü, adının kökeninin buraya dayandığını söylüyor.
Dara’nın tarihi çoğunlukla İmparator I. Anastasius’a dayandırılsa da kazılarda daha erken dönemlere ait kalıntı ve buluntuların ele geçmesi, kentin tarihsel ve kültürel geçmişinin daha eskilere dayandığını kanıtlıyor.
MÖ 1. yüzyıldan itibaren Roma ve Pers devletleri arasında sürekli el değiştiren Dara’nın Doğu Roma İmparatorluğu açısından ne derece önemli olduğu MS 573 yılında yaşanan Sasani kuşatmasında anlaşılmış.
Altı ay süren kuşatmanın ardından şehre giren Sasaniler, yedi günlük kanlı çarpışmaların sonucunda Bizans generali Marcianus’un savunduğu Dara’yı ele geçirerek hayatta kalan şehir halkını sürgüne göndermiş.
Çok geçmeden yeniden Bizans hakimiyetine giren şehir, sürgün edilen halkın dönüşü ile Bizans sınır karakolu görevini sürdürmüş. 606 yılında 18 ay süren kuşatmanın ardından Sasani egemenliğine giren şehir, 13. yüzyıldan sonra önemini kaybederek köye dönüşmüş. 15. yüzyılda ise Osmanlı egemenliğine girmiş.
Dara’ya 1300’lü yıllarda seyahat eden İbn Battuta, şehir ile ilgili tuttuğu notlarında şöyle bahsediyor: “Eski ve büyük bir şehir. Manzarası güzel. Yukarılardan bakan bir kalesi var. Şimdi harap; içinde kimse yaşamıyor. Dışında mâmur bir köy vardı. Orada konakladık.”
Günümüzdeki Dara Antik Kenti kalıntıların çoğu, erken Bizans döneminden kalma. Dara antik kenti arkeolojik kazıları 1986 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Metin Ahunbay’ın bilimsel başkanlığında Mardin Müzesi tarafından başlatılmış.
Şimdiye kadar yapılan kazılarda yalnızca yüzde 30’u gün yüzüne çıkarılan Dara’da, kale, köprü, su kanalları, su sarnıçları, kilise, arasta, saray, çarşı, zindan, tophane, kaya mezarları ve sivil yerleşim yapılarına ait kalıntıların yanı sıra, Oğuz Köyü çevresinde de tarihleri Geç Roma dönemine dek uzanan mağara evleri de görmek mümkün.
Kent Surları
Dara’ya uğrayan seyyahların ilk etapta ilgisini çeken yapılar, Roma döneminden kalan sağlam ve haşmetli surlar olmuş. Dara’nın görkemli sur kalıntıları I. Anastasius ve I. Justinianus dönemlerine ait. Yaklaşık 10 metre yüksekliğindeki surlar, okçu pencereleri ve mazgalların yer aldığı üç katlı kulelere sahipti.
Kentin üzerinde kurulduğu üç büyük tepeyi çevreleyen 4 km uzunluktaki sur duvarları net
olarak takip edilebiliyor. 3 metre kalınlıktaki duvarlar içten ve dıştan düzgün kesme taşlarla örülmüş. Kaynaklarda şehrin birbirinden 50 adım mesafede iki duvara sahip olduğundan bahseder. Seyyahların kayıtlarıyla karşılaştırıldığında, burç ve duvarlardan o gün mevcut olanlar ile bugün kalanlar arasında ciddi bir farklılık göze çarpıyor.
Sütunlu Cadde
Dara Antik Kenti’nin güney kapısından itibaren, kent içinde kuzeye doğru, Dara Deresinin batı kıyısı boyunca uzanan geniş cadde Sütunlu Cadde olarak biliniyor. Yazılı kaynaklarda kentin çarşısı olarak söz edilen bu cadde 10. Yüzyıldan sonra Artuklular döneminde pazar yeri olarak öne çıkmış.
Büyük blok taşlarla döşeli, 5.5 metre genişliğindeki caddenin zeminindeki bazı oyuk ve izler caddenin hem yayaların hem de hayvanların çektiği arabalar tarafından kullanılan işlek bir yer olduğunu kanıtlıyor.
Caddenin doğu kenarı dereye bakarken, batı kenarı boyunca dükkan ve atölyelerin sıralanması caddenin agora yapısı olduğunu gösteriyor. Şehrin kültürel ve siyasi anlamda stratejik bir konumda olması nedeniyle şehre gelen kervanların bu caddeden giriş yaptığı ve mallarını caddede sergilediği düşünülüyor.
Dara Kaya Mezarları
Dara’nın en etkileyici yapı gruplarından biri, taş ocağı vadilerinde, sonraki dönemlerde oluşturulan kaya mezarları. İki yıllık kazı çalışmalarının ardından ortaya çıkarılan Nekropol alanında, Galeri Mezar olarak adlandırılan ve dünyanın hiçbir yerinde benzeri görülmeyen mezar yapısı kentin en önemli keşfi.
573’teki Sasani-Bizans Savaşında ölen Romalı askerlere ithafen, 591 yılında sürgünden dönen Romalı askerler tarafından inşa edilen Galeri Mezar’a savaş alanındaki kemikler toplanıp, biriktirilerek yerleştirilmiş. Mezar alanında yapılan incelemede 27 kadın, 73 erkek, 2 ergen, 32 çocuk, 6 bebek ve 76’sı belirsiz olmak üzere Geç Roma Dönemi’ne ait toplam 216 insanın iskeleti tespit edilmiş.
Dara Antik Su Barajı
Dara’da yapılan arkeolojik kazılarda dünyanın ilk su barajına ait kalıntılara rastlanmış. Oldukça geniş bir alana yayılan kentin kuzeyinde, güneye doğru inen kayalar oyularak görkemli bir su bendi inşa edilmiş. Set duvarının üzerindeki oluklarla suyun hazneye geçişi sağlanmış. Surlar üzerindeki su girişi yoluyla da barajdan getirilen su sarnıçlara dağıtılmış.
Dara Sarnıçları
Dara Antik Kenti, yüksek dağlardan gelerek şehre dağıtılan su sarnıç sistemine sahipti. Doğal su kaynakları açısından çok zengin olmasına rağmen şehirde depolama sisteminin yer alması araştırmacılar tarafından şaşkınlıkla karşılanıyor.
Halk arasında ‘zindan’ olarak da bilinen Batı Sarnıcı, günümüze yakın dönemlerde yerli halk tarafından hayvan barınağı olarak kullanılmak amacıyla toprak, moloz ve kesme taş bloklarıyla doldurularak zemini yükseltilmiş. 18 metre toprak ile doldurulan sarnıcın içerisindeki toprak boşaltıldığında ortaya olağanüstü bir manzaraya sahip sarnıç çıkarılmış.
Sarnıcın, yüksekliği 36 metre, uzunluğu 18 metre, genişliği ise 12 metre olan mahzeninin zemininde ise 4 büyük sütun, kemerli çatı ile süslenmiş ve ana kayayı kesen sekiz büyük ayağı ile mahzenin iki tarafında uzanıyor. İç mekanın aydınlatması ve havalandırması tavandaki açıklıklarla sağlanmış.
En az Efes Antik Kenti kadar etkileyici ve büyük bir yerleşim olan Dara Antik Kenti’nin yüzde 70’i toprak altında. Sürdürülen kazı çalışmalarında kentte her geçen gün yeni keşifler yapılıyor.
Dara Antik Kenti nerede 📍
Dara Antik Kenti, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Mardin kent merkezinin 30 km güneydoğusundaki Oğuz Köyü sınırlarında yer alıyor. Mardin-Nusaybin Karayolu’nun kuzeyindeki antik kent, Mezopotamya Ovası ile Tur-Abdin Dağları’nın kesiştiği noktada konumlanıyor.
Dara Antik Kenti giriş ücreti ve ziyaret bilgileri
Adres: Mardin-Nusaybin Karayolu üzeri, 47100 Oğuz Köyü Artuklu, Mardin
Dara Antik Kenti ziyaret saatleri: Yaz dönemi (1 Nisan – 1 Ekim) 08.30-18.00, kış dönemi (08.00-17.00). Pazartesi günleri ziyarete kapalı.
Dara Antik Kenti giriş ücreti: Dara Antik Kenti’ne giriş ücreti alınmıyor.
Dara Antik Kentine nasıl gidilir 🚘
Dara Antik Kenti’ne en yakın havalimanı Mardin’de. Mardin Havalimanına İstanbul, İzmir ve Ankara’dan direkt uçak seferleri düzenleniyor. Havalimanı, antik kente 40 km mesafede. Havalimanı ile antik kent arasında herhangi bir toplu ulaşım aracı yok.
Havalimanından dolmuş ya da taksiyle Mardin Otogarı’na geçip, Nusaybin dolmuşlarını kullanarak Tilkitepe’de inerek antik kente ulaşabilirsiniz.
Dara Antik Kenti, Mardin’e 30 km, İzmir’e 1.455 km, Ankara’ya 1.040 km, İstanbul’a 1.494 km, Şanlıurfa’ya 201 km uzaklıkta. Dara Antik Kenti’ne Mardin’den arabayla ulaşım için Nusaybin karayolunu kullanmak gerekiyor.
Akıncı Bucağından Dara köy yoluna saparak antik kente ulaşabilirsiniz. Şanlıurfa yönünden gelişlerde ise Nusaybin’e varmadan Tilkitepe’den sola dönerek Dara’ya ulaşılıyor.
Mezoptamya’nın Efes’i olarak anılan Dara Antik Kenti, Taş Diyarı Mardin’in saklı güzelliği. Uzunluğu 4 km’yi bulan surları, benzersiz Galeri Mezar’ı, sarnıçları ve sivil yerleşim birimleriyle Dara, büyüleyici bir güzellik.
Bilgiler için teşekkürler..
Güzel ülkemin eşsiz yerlerinden bazılarını sizin aracılığınız ile öğrendim. En uygun vaktimde gitmediğim bu yerlere de gitmek isterim
Guzelll