Kazdağları’nda Saklı Cennet: Mıhlı Çayı, Altınoluk

Mıhlı Çayı, Çanakkale‘nin Ayvacık ilçesine bağlı Küçükkuyu’ya hayat veren, bölgenin en nadide oluşumlarından biri. İki sırtın birleştiği dar boğazda, kocaman çam ağaçlarının gölgelediği, kayadan kayaya atlayarak köpüren sular, kulakları şenlendiren bir gürültüyle akıyor. Suyun kenarındaki dar yolda yürümek, bir taşın üzerine kurulup anı ve doğayı yaşamak… Ağaçlardan gökyüzünün görünmediği, kuş seslerinin gürül gürül akan çaya karıştığı, yemyeşil örtüsü ve tertemiz havasıyla, Anadolu’da en sevdiğim saklı yerlerinden biri Mıhlı Çayı.

Kaz Dağları‘ndan denize inen sayısız çayadan Mıhlı Çayı, Edremit’ten Assos’a giderken Küçükkuyu’ya gelmeden hemen önce kuzeye doğru sapan yollardan ulaşılıyor. Araçla giderken yolunu bulamadığınızda çevrenize sorun, yol gösteren mutlaka olur.

Mıhlı Çayı, Altınoluk

Mıhlı Çayı, Balıkesir ile Çanakkale il sınırını oluşturan, Altınoluk-Çanakkale Karayolu üzerinde yer alan bir doğa harikası. Kazdağları içerisine saklanmış benzersiz güzelliklerden biri olan Mıhlı Çayı’nın çevresi yemyeşil bir doğayla çevrili. Altınoluk-Küçükkuyu istikametinde, Altınoluk’tan 5 km uzaklıkta yer alan çay etrafında küçük göletler ve şelalaler bulunuyor.

Mıhlı Çayından iç kısımlara gidildiğinde Baş Değirmen Mevkii’ne ulaşılıyor. Baş Değirmen Mevkii, Roma mimarisi ile inşa edilen Başdeğirmen Köprüsü ile ünlü. Eski zamanlarda bölgeden Truva yönüne gidişlerde tek geçiş noktası olan köprü, günümüze dek bozulmadan ulaşmayı başarmış.

Bir patika yolu takip ederek ulaşabileceğiniz Başdeğirmen Mevkiisinde Roma köprüsünün yanı sıra Rumların bölgede yaşadığı dönemde kullanılan bir değirmen bulunuyor. Değirmen taşları ve su yolunun günümüze kadar korunmayı başardığı bölge yemyeşil ağaçlar ve her daim gürüldeyen Mıhlı Çayı ile tam anlamıyla cennetten bir köşe.

Günümüzde doğa sporcuları ve yerel halk tarafından kullanılan köprü, bölgedeki birçok trekking rotasının da merkezinde yer alıyor. Çam, çınar, zeytin, teşbih, defne, incir, ayva, armut, kekik ve böğürtlen ağaçlarıyla bezeli Mıhlı Çayında alabalık üretimi de yapılıyor. Üretim çiftliklerinden getirilen alabalık ve sazan yavruları çay içerisindeki havuzlarda yetiştiriliyor.

Değirmenden itibaren daha ileriye gidilebilecek herhangi bir yol yok. Mıhlı Çayından kuzeye patikalar, kayalıklar ve zaman zaman çayın içerisinden yürüyerek ilerlenebiliyor. Mıhlı Çayı boyunca irili ufaklı birkaç şelale de var. Gölün hemen 15-20 metre arkasında duvarlarla çevrili, derinliği 30 metreye ulaşan bir göl bulunuyor. Su yaz kış hep soğuk. Mıhlı Çayının daha da derinlerine gidebilmek ve trekking parkurlarını takip edebilmek için yerel bir rehberden destek almak şart.

Mıhlı Çayı kamp ve konaklama

Mıhlı Çayı ve çevresi kamp kurulabilecek çok sayıda alana sahip ancak bu alanda duş, tuvalet gibi ihtiyaçları giderebilecek tesis sayısı sınırlı. Başdeğirmen Köprüsüne giden rota üzerinde Mıhlı Şelalesi Şenli Bahçe Piknik Yeri ve Alabalık Tesisi bulunuyor. Bu tesis geçmişte bungalov konaklama imkanı sunsa da bungalov yapılar zamanla deforme olduğundan günümüzde hizmet vermiyor. Tesisin içerisinde çadır başına 50TL ödeyerek çadırla kamp kurabiliyorsunuz.

Mıhlı Çayı nerede 📍

Mıhlı Çayına nasıl gidilir 🚘

Mıhlı Çayı, Altınoluk – Çanakkale yolu üzerinde çevresi ormanlık bir dere kenarı bölgesi. Çay, Akçay’a 25 km mesafede yer alıyor. Selton Tesisleri’nin yanından içeri giren yoldan yaklaşık beş kilometre kadar yolun sonuna vardığınızda sizi enfes bir mesire tesisi bekliyor.

Giriş ücretini ödedikten sonra Mıhlı Çayı’nın yanına vardığınızda, yüzülebilir çap ve derinlikte zümrüt yeşili renginde birçok gölet ile karşılaşıyorsunuz. Hayranlıkla izleyeceğiniz, kulaklarınızı uğuldatarak göle dökülen gümbür gümbür şelale ise tam karşınızda duruyor.

Mesire yerinden çıkınca hemen soldan yine çaya doğru inen patika yolu izleyin. Güvenliğe Başdeğirmen nerede diye sorsanız da size yolu tarif eder. Patika yol Başdeğirmen mıntıkasındaki Rumlar’dan kalma bir değirmene çıkıyor. Oldukça iyi bir şekilde korunmuş olan değirmen taşları ve suyollarının değirmenin tam karşısında Roma döneminden kalma kemerli bir köprü bulunuyor.

Değirmenin karşısındaki Roma döneminden kalan Başdeğirmen Köprüsü, Truva’ya giden antik yolun Mıhlı Çayı üzerindeki tek geçiş noktası. Dere kenarından akış yönünde ilerlediğinizde ise, karşınıza büyüklü küçüklü pek çok şelale çıkıyor.

Mıhlı Çayı, bulunduğu konum ile Kuzey Ege coğrafyasının birçok noktasına oldukça yakın konumda. Mıhlı Çayına gelmişken Kuzey Ege’nin gözde turizm merkezi Ayvalık ve Cunda Adası‘nı da mutlaka rotanıza ekleyin. Çanakkale‘nin Behramkale Köyü’nde, Midilli Adası’nın tam karşısında, eşsiz Ege Denizi manzarasıyla Kuzey Ege’nin özel yerlerinden biri olan Assos Antik Kenti de bölgede mutlaka görülmesi gereken yerler arasında.

Edremit Körfezi’ne bakan bir tepeye kurulmuş çok eski bir köy olan Adatepe ile ülkemizin en güzel yerlerinden Kazdağları‘nın neredeyse göbeğinde, zeytin ve çam ağaçlarıyla kaplı şirin bir köy olan Yeşilyurt Köyü Mıhlı Çayına oldukça yakın konumda. Kazdağı ve yöresi aynı zamanda Troia başta olmak üzere; Parion, Adramitteion, Antandros, Assos, Gargaros, Skepsis gibi çok önemli antik yerleşimlerle çevrili. Antik çağlardan beri bilinen Afrodit Kaplıcalarını da görün.

Mıhlı Çayı, Kazdağları bölgesini ziyaret eden birçok kişinin gözden kaçırdığı ya da zamansızlık nedeniyle rotasından çıkardığı bir yer. Günümüzde, doğa sporu tutkunlarının uğrak yeri olan köprü ve çevresi çam, çınar, zeytin, defne, incir, ayva, armut ağaçları, kekik ve böğürtlenle çevrili olan Mıhlı Çay huzurlu atmosferiyle büyüleyici güzellikte.