Singapur, çok küçük bir şehir devleti olmasına rağmen gezilecek görülecek onlarca farklı noktası var. Hayranlık uyandırıcı derecede düzenli ve gezilmesi kolay bir ülke üstelik. Şehrin her yerine metro sistemi ile gezilecek yerlere ulaşmak kolay. Metro dışında şehir içi otobüslerle de ulaşmak mümkün.

Şehirde nadiren taksi kullandım ve yine taksiyle ulaşım fiyatları da makul. Yürüyerek gezmek en iyisi. Nadir de olsa kullandığım şehir içi otobüslerden de faydalanabilirsiniz. Tek bir bilet ile aktarmalı olarak her yöne gidilebiliyor ne de olsa. MRT sabah saat altıdan gece yarısına kadar aralıksız çalışıyor.

Saingapur Blog

Singapur metro sistemi (MRT); hızlı, uygun fiyatlı ve Singapur’un her bir köşesine ulaşım sağlayan bir ağ. Toplamda beş hat üzerinde bulunan 100 durak, Changi Havalimanı‘ndan, Singapur’un doğusuna, İş Kuleleri Bölgesinden Orchard Caddesine, Little India Bölgesinden Chinatown’a, Marina Bay’den Bugis ve Kampong Glam’e bağlantı sağlıyor.

Singapur metrosunda geçerli tek seferlik biletler yaklaşık olarak 1-2 Singapur Doları. En ekonomik seçenek, EZ-Link Kart satın almak. EZ-Link Kart, 12 Singapur karşılığında satın alınabiliyor, 5 Singapur Doları ise Singapur’dan geri dönerken kart iade edilince geri alınabiliyor.

Malta

Kart ile metroya binmenin ücreti, gidilecek yerin mesafesine bağlı olarak 60 cent ile 1,50 Singapur Doları arasında değişiyor. Karta dilenildiği miktarda dolum yapılabiliyor.

Singapur, artık sadece bir aktarma noktası değil, aynı zamanda uluslararası bir turist destinasyonu olarak da dünyanın odağında. Bugün bu küçücük ülke Asya’nın en çok turist ziyareti alan ülkesi olarak zirvede.

Singapor Metrosu

Singapur’un en ışıltılı bölgesi Marina Bay, Orchard Yolu, Clarke Quay & Riverside, Chinatown, Sentosa, Bugis ve Kampong Glam ve Little India. Kampong Glam, Chinatown ve Little India ile birlikte üçlü bir mahalle gezisi yapıldığında, tek bir ülke içerisinde farklı farklı kültürleri ve yaşamları gözleme imkanına sahip oluyorsunuz.

Singapur Chinatown, sahip olduğu çok sayıda dükkan, eski ev ve tarihi mekanlarıyla önemli bir Çin Mahallesi. Toplamda 4 ayrı yerden oluşan Chinatown, Singapur’un en eski tapınağı olan Sri Mariamman’a da ev sahipliği yapıyor. Pek çok hediyelik dükkan bulunan yer, turistik açıdan görülecek yerler arasında.

Bugis ve Kampong Glam, Singapur’da pazar ve çarşıların en rahat keşfedilebileceği yerlerden. Arap ve Müslüman toplumların izlerinin hakim olduğu bu iki alan, özellikle kahve ve nargile hayranlarının gözde duraklarından. Çarşıların yanında burada, Hint kültürünü yansıtan etkileyici bir tapınak da görülebiliyor. Singapur çarşı ve bit pazarlarının yoğunlukta olduğu bölgede, elektronik ürün mağazaları, ucuz kıyafetler ve hediyelik eşyalar bulmak mümkün

Little India’ya adımı attığınızda kendinizi Hindistan’da sanırsınız. Hindistan’ın rengarenk kültürünün görülebildiği yerlerden. Singapur’daki Hint kökenli Singapurluların çoğu Güney Hindistan’dan. Civarda çok sayıda Hindu tapınağı yer alıyor. Müslümanlar için yine bir camii de bulunuyor. Alışveriş, yeme içme ve konaklama için uygun fiyatlı bir yer burası. Singapur’da Hint ve Tamillerin bölgesi olarak bilinen Little India’ya ulaşmanın en kolay yolu, Little India metro durağı.

İki Gezginin Singapur’da Buluşması

Singapur Little India bölgesinde yer alan In Crowd Hostelde neredeyse tüm vaktimi geçiriyorum. Kaç gündür hemen her gün yağmur yağıyor. Ne zaman dışarı çıkma palanı yapsam kendimi hostelin lobisinde laptop başında, blogumla deli gibi ilgilenirken buluyordum.

Öyle ki yemek dışında pek dışarı çıktığım bile olmuyordu. Sabah beşte hatta yedide uyuduğum, gün içerisinde saat onda veya öğleden sonra uyandığım zamanlar oluyordu.

Hızlı internet bulmuşken zamanımı internette okuyarak, araştırarak, aylardır dinleyemediğim şarkıları Youtube’den dinleyip nostalji yaşayarak, fotoğrafları düzenleyerek geçiyordu. Tabi en çok blog yazarak vaktimi geçiriyordum.

Singapur’da Little India bölgesindeki hostelimde Türkiye’den gelecek pasaportumu beklerken bu rutin düzenimi bozan bir şey oldu. Yaklaşık iki aydır dünya turuna çıkmış Bekran, hostelin kapısından içeri girdi. İlham verici gezi yazılarını Yol Hiç Bitmez, Uzar Gider adlı blogundan muhakkak okuyun.

Bekran Sarsılmaz
Bekran Sarsılmaz, Kemal Kaya

Onun yollarda olduğunu öğrendiğimden bu yana iletişim halindeyiz. Nepal, Hindistan, Tayland, Myanmar, Japonya, Kamboçya derken yeni adresi Singapur olmuştu. Bekran ile Tayland, Koh Phangan’da buluşacaktık, ancak O planlarını değiştirince kısmet burası oldu.

Kendimizce bu tarihi anı değerlendirip, kendimizi dışarı attık. Kaldığımız hostelden yürüyerek Marina Bay bölgesine geldik. Ne daha önce gördüğüm gece canlılığı, ne de gün içerisinin o cıvıl cıvıl kalabalığı vardı. Saat akşamın sekiziydi ama her yer boş, ölü gibiydi. Pazartesileri galiba böyle olmalı diye düşündük.

Bol bol fotoğraflar çekerek, yol hikayelerimiz hakkında sohbet ederek dolaştık. Kahve içmek için kendimizi Marina Sands Oteli’nin casinosuna attık. Devamında Marina Bay çevresindeki turumuzu tamamlayıp, Clarke Quay bölgesine geçtik. Burası benim Singapur’a aslında ilk adımımı attığım yer sayılır.

Metroyla buraya ilk geldiğimde Marina Bay’in, Sydney Circular Quay’a ne kadar benzediğini hissetmiştim. Lüks, pahalı barlar Dünya Rugby Şampiyonası nedeniyle tıka basa doluydu. Şimdiyse saat gece yarısını geçerken mekanların hepsi kapanmış, açık olanlarda da müşteri yok.

5 saate yakın olmuştu hostelimizden ayrılıp yürüyerek Singapur’u gezmemiz. Gece yarısını geçe hostelimize döndük. Yine fotoğraflar, internet, mailler, mesajlar derken uyuduğumuzda saat sabahın 4’üne geliyordu.

Bu saatler benim için neredeyse rutin uyuma saatleri olmuştu. Bu düzeni kırmalıydım.

Day 503: Singapur:12 Little India, 19 Aralık 2011, Pazartesi


Singapur’da Üç Gezgin

Sumatra’nın Toba Gölü’nde İsviçreli Valentin ile tanışmış, sonra onunla Kuala Lumpur’da yeniden buluşmuş, Tioman Adasında ise tesadüfen karşılaşmıştık. Dün onun Singapur’da olacağını biliyordum ve buluşmaya karar verdik. 6 aylık Asya gezisini bitirmiş ve yarın İsviçre’ye geri dönüyor.

Valentin ve Singapurlu kız arkadaşı Emma ile Sun City alışveriş merkezinde buluştuk. Emma’nın işi olduğundan biz üçümüz, Bekran, Valentin ve ben Marina Bay’e doğru yürümeye başladık. Marina Bay çevresinde gezip bolca fotoğraflar çektik. Marketten sandviç alıp hoş manzaralı bir yerde oturup yedik ve sohbet ettik. Valentin, gece 1-Attitude Bar’ın roofunda buluşmak üzere ayrıldı.

Merak içerisinde olduğum, pasaportumun gelip gelmediği hakkında bana hala ne bir telefon ne bir mesaj atan konsolosluğun yolunu tuttuk. Oraya vardığımda pasaportumun gelmemiş olduğunu ve gelince de bana mail atacaklarını, bu maili aldıktan sonra gelmemi istediler. 8 gün önce Türkiye’de hazırlanmış ve yola çıkmış olan pasaportun hala burada olmadığına inanmak çok zor.

Singapore Blog

Oysa aynı tarihte normal posta ile gönderilen, Sırtçantalılar grubumun elçiliğe benim adıma gönderdikleri t-shirtü aldım. Buna elçilik memurları biraz surat yaptılar ve elçilik dışında gönderilen paketleri olduğu gibi geri gönderdiklerini söylediler. Halbuki benim kargom açılmıştı.

Elçilikten çıktıktan sonra Bekran ile bu defa Çin mahallesini dolaştıktan sonra Metro’ya atlayıp Singapur’un en büyük alışveriş merkezi Vivo City’e geçtik. Önceki günlerde burada gezdiğim National Geographic Shop’a uğradık. Zaten içerisi müze gibi, kıyafetlere baktık, fotoğrafları inceledik.

Buradaki Antarktik iklimi deneyimlemeniz için hazırlanan kabine, bize verilen montları giyinip girdik (1 Singapur Doları). 1 dakika içeride kalıp -15’leri bulan havayı ve fırtınayı deneyimliyorsunuz. Termal kameradan da vücudunuzdaki ısı değişimi görebiliyorsunuz. Şahane bir deneyimdi.

Gözümüze çarpan, merak ettiğimiz ne mağaza bulduysak daldık. Kimisinde laptopları, kameraları inceledik, kimisinde masaj koltuklarında oturup yarım saat kendimize ücretsiz masaj yaptırdık. Artık hava kararıyordu. Dışarıda Santosa Adası’na bakan Vivo City terasına çıktık. Geçen gün yine bu alışveriş merkezinde gösterilerini zilediğim Logos Hope gemisi orada duruyordum. Hemen kendimizi içeri attık.

Logos Hope, dünyanın en büyük gezici kitabevi ve kütüphanesi. İçerisinde 45-500 farklı milletten gönüllü çalışan var. Ülke ülke gezip, sosyal sorumluluk projelerine katılıyor, gönüllü hizmetlerde bulunuyorlar. Bu gemide 9 aydır gönüllü çalışan Kanadalı biri ile biraz sohbet ettim. Bu gemide nasıl gönüllü çalışabileceğimi sorunda, internet üzerinden başvuru yapabileceğimi söyledi.

Little India’daki hostelimize dönüp biraz dinlendikten sonra gece Valentin ve Emma ile buluşmak için, Marina Bay’daki bir gökdelenin 61 katındaki 1-Altitude adındaki bara geçtik. Burası aynı zamanda dünyanın en yüksekte bulunan barı ünvanına sahip. Gökdelenin tüm çatı katı ve terası bu bara ayrılmış. Girişte bir içecek seçip ödeme yapıyorsunuz. Bir bira 18SGD (26 TL).



Singapore Night
1-Attitude Bar, Singapore

Fiyatlar bize göre astronomik, ancak birçok şehirde bulunan, şehri izlemek için çıkılan Sky Tower gibi yerlerin ücreti de bu civarda. 282 m yükseklikte, 360 derecelik bir açıyla tüm Singapur’u, hatta Endonezya adalarını görebiliyorsunuz. Bu arada şort, bermuda ve parmak arası terlikle giriş yapılmasına izin verilmiyor.

Elimizde fotoğraf makinelerimiz çokça fotoğraf çektik tabi. Burada Valentine’in gezisini bitirmesini, bizlerin tekrar karşılaşmasını kutladık ve sonrasında taksiye atlayıp (15 SGD) otelimize döndük.

Bekran ile ertesi sabah vedalaştık. Ben ise, Aralık 8’den bu yana neredeyse 2 haftadır bulunduğum The Incorowd Hostel’i evim gibi benimsemiştim.

Day 504: Singapur:13, Little India, 20 Aralık 2011


Evin Adresini Unutmak!

Seyahat etmek insanı değiştiriyor ve dönüştürüyor. Bunun ancak belli olaylar yaşadığınızda verdiğiniz tepkiler ve hafıza yoklamaları ile ancak fark edebiliyorsunuz.

Alışkanlıklar değişiyor birer birer, edinilmiş alışkanlıkların yerini bir yenisi alıyor.

Hani insan kendi evinin daire numarasını unutur mu?

Her gün kapıyı açarken gözünün önünde olan, her kapıyı açarken, binlerce defa gördüğü, internette formları doldururken yüzlerce defa yazdığı. Unutuyormuş işte.

Site yöneticisi arkadaşımla Facebook’ta konuşurken yaşadığım bir an oldu. Yan bloktan bahsederken verdiği blok numarası sonrasında gelişti komedi. Bakalım neler unutulacak daha yollardayken.

İyisi mi uyuyayım ben, 15 gündür aynı hostelin havasını solumaktır belki beyin hücrelerimi unutkan yapan.



15 gündür gitmeyi düşünüp de gidemediğim şu Santosa Adası’na atmayı umuyorum kendimi yarın, Universal Stüdyoları’nın üzerinde olduğu. Benim için diğer bir fantastik dünyadır Disneyland ve bu tür tematik yerler.

Yağmur yağmasa bari…

Day 504: Singapur:14, Little India, 21 Aralık 2011

8 Yorumlar

  1. Selamlar…Singapur ile ilgili yaznızı okudum ilgimi çekti. Yıllardır konustuğum bildiğim kız arkadasım var, kendisi Filipinli ve singapurda çalışıyor. Acaba onun yardımıyla Singapur’da yaşayabılır mıyım? Çalışma şartları ve asgari olarak verilen ücretler nelerdir? Çalışmak için herhangi bir vize istenıyor mu? Bu konuda bigi veririseniz çok sevinirim.

    • Singapur, klasik Asya ülkelerinden farklı olarak tipik bir Avrupa ülkesi gibidir. Singapur’da çalışmak için elinizde work visa olması gerekir. Bunun için de oldukça uzun prosedürler var. Eüer Singapur’da iş bulabilirseniz size work visa alabilirlerse orada kalabilirsiniz.

Yanıt yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz