Java Adasının doğu ucunda yer alan Ijen Platosu, deniz seviyesinden 3,332 metre yüksekliğe ulaşan üç pürüzlü volkanik tepenin oluşturulduğu alanda 134 kilometrekarelik eski bir krater. Plato, 2.600 metre yükseklikte dünyanın en yüksek asitli (pH<0.5) gölüne ev sahipliği yapıyor. Bölgenin ana cazibe merkezlerinden biri Kawah Ijen Yanardağı ve göz kamaştıran turkuaz mavisi krater gölü.

Kraterin ağzında çıkarılan değerli kükürtler, yerel işçiler tarafından 80 kg ağırlığa kadar sepetlere yüklenerek 4km boyunca aşağıya taşınıyor. Zengin bir ekosisteme sahip plato, bol bitki örtüsünden oluşan yemyeşil ormanlarının dışında kalan verimli volkanik topraklarında uzun süredir kahve yetiştiriliyor.

Ijen Platosu

🧭 Bali’den Java Adası Banyuwangi şehrine yol arkadaşım Farid ile geçerken, feribotta tanıştığımız Javalı Johnny bize adanın az bilinen yerlerini gezdirme teklifini kabul etmiştik. Önce Madura Adası sonra da Surabaya ve Malang gezisi yaptık. Bromo Yanardağı tırmanışı sonrasında rotamızı Ijen Platosunda yer alan Ijen Yanardağına çevirdik. 🏍

Ijen Platosu, Java

Ijen Platosu, Ijen Krateri / Ijen Dağı / Kawah Ijen’in bir başka adı. Yalnızca yanardağı değil, çevresindeki ormanlık alanı ve köyleri de kapsıyor. Doğu Java’da Banyuwangi Kasabası sınırlarındaki plato diğer yanda Probolinggo kentine kadar uzuyor.

Malta

Ijen platosunun en olağanüstü manzarası, Kawah Ijen’in muhteşem turkuaz kükürt gölü. Asitle dolu krater gölü, sadece gece görünen mavi alevi ve muhteşem manzarasıyla dünyanın en sıra dışı yerlerinden biri.

Doğu Java’nın kuzey kıyısındaki Probolinggo şehrinde sabah kahvaltısı yaptıktan sonra Ijen Kraterinin batı kapısı Bondowoso‘ya doğru motosikletlerimizle yola çıktık. Ijen’e giden yol fena bozuk ve virajlı olmasına rağmen hayatımın en güzel yolculuklardan biri olara kayda geçti.

Yer yer yağmur ormanları, muz ve kokonat ağaçları yer yer milyonlarca hektarlık kahve bahçeleri arasından geçtik. Tadına doyulmaz yolların manzarası bana ‘işte yolda olmak budur!‘ dedirtiyordu. Kawah Ijen Yanardağının bulunduğu bu alanda her yer kahve ağaçlarıyla kaplı.

Endonezya, dünyanın dördüncü en büyük kahve üreticisi. Java’da çok kaliteli kahveler üretiyor. Kahve yetiştiriciliği, 1600’lerin sonlarında ve 1700’lerin başlarında, erken Hollanda sömürge döneminde bu kıyılara gelmiş. Batı Java’daki Ijen Platosu ilk kahve tarlalarının kurulduğu bölge olmuş.

Hollandalılar, ilk olarak Arabica, daha sonra espresso ve hazır kahve yapımında tercih edilen Robusta kahve dikimi yapmış. I. Dünya Savaşı sonrası Endonezya bağımsızlığını kazanınca tüm kahve plantasyonları kamulaştırılmış. Java’daki Arabica kahvesinin hemen hemen tamamı devlete ait 5 büyük çiftlikte üretiliyor.

1400 metrede yer alan bu çiftliklerin hepsi de Ijen Platosunda. Mikro iklim, zengin volkanik toprak sayesinde Java’nın toplam kahve üretiminin %85’i bu platoda yapılıyor. Üretimin büyük bir bölümü Robusta kahvesinden oluşuyor.

Ijen Platosu
Ijen Platosu

Bondowoso şehrini geçtikten sonra Kawah Ijen’in bulunduğu park girişine geldik. Kişi başı 5.000 Rp ödedik. Kawah Ijen’e trekin başladığı Pal Tuding’e (korucu karakolu) vardığımızda hava kararmak üzereydi. Geç kaldığımızdan tırmanış için uygun zamanı kaçırmıştık. Sabah erken saatte gelmemiz gerekiyordu.

Kawah Ijen tırmanış noktasına yakın olan otellerin gecelik ücretleri 500.000 Rp’yı geçiyor. Kaldığımız birçok kaliteli otele ödediğinmiz 200.000 Rp fiyatın iki katından da fazla. Yol üstündeki köyleri ziyaret edip kalabileceğimiz uygun bir yer olup olmadığını araştırdık.

Birçok köyde ziyareti sonrası kalabilecek yer bulamadığımızdan Sempol köyüne geçtik. Buranın en büyük otelinde yer bulduk ama Johny yakındaki köyde halasının yaşadığını söyleyince önce onları ziyaret etmeye karar verdik.

Johnny en son 4 yaşındayken buraya annesiyle gelmiş. Sorup soruşturup evi buldu. Bizi güler yüzleriyle karşıladılar ve otelde kalmak yerine bu gece Johny’nin akrabalarının evinde misafir olduk.

Sempol Köyü
Sempol Köyü

Sempol Köyü, Java

Sempol Köyü, Ijen Platosunda milyonlarca dönümlük kahve plantasyonları arasında yer alan bir tarım köyü. Köylülerin tamamı kahve bahçelerinde çalışıyor. Köyün üzerinde bulunduğu alan da dahil olmak üzere 1 milyon hektarlık alan Hollandalı birisine ait olduğu söylendi.

Endonezya’nın Hollanda kolonisi olduğu dönemden bu yana köylüler, yine aynı yoksullukla bu bahçelerde çalışıyorlar. Üretilen kahve dünyanın en kaliteli kahveleri arasında sayılıyor. Bize de köyde üretilen kahvelerden ikram edildi. Çeşit çeşit yemekler hazırlandı.

Tüm yemekler evin arkasındaki mutfakta odun ateşiyle ısıtılan sobadan elde ediliyor. Çoğu kırsal alanda ve köy evlerinde yemek ve su ısıtma işleri için hala basit odun ocakları kullanılıyor. Bazı kasabalarda tüp ocak kullanıldığını görebildim.

Evlerin hiçbirinde tuvalet ve banyo yok. Dağdan gelip de köyün yanıbaşından çağlayarak akan çay doğal tuvalet alanı olarak kullanılıyor. Tuvalet ihtiyacı olan gidip çay kenarında çömelip işini gördükten sonra ayrılıyor.

Sempol Village, Jawa
Sempol Village, Java

Bir kuyu kazıp bir tuvalet yapalım kültürü veya aklı ulaşamamış buralara. Ulaşsa da belki inançlarından dolayı ev yakınlarında tuvalet istemiyorlar belki. Konu temizlik olsa evler pırıl olmalı ama değil mi! Evler de rezalet halde.

Çayın hemen yanına inşa edilmiş iki ayrı kabin ise köy halkının kadın ve erkek ayrı olarak ama birlikte banyo yaptıkları yer olarak ayarlanmış. Kaynak suyu dağdan geliyor, buz gibi. Kapı yok, perde yok, yüksek duvar yok, halka açık halk için yani. Public kelimesi tam olarak burada anlamını bulmuştu.

Yemek sonrası yol arkadaşım Farid, heyecanlı bir şekilde ‘Hadi, hadi çabuk kap fotoğraf makinesini ve hemen benimle gel!‘ sözüyle dinlenmek için uzandığım kanepeden fırladım. ‘Gördüğüne inanamayacaksın diyip!‘ heyecanlı heyecanlı beni çağırdı.

Sandaletleri ayağıma geçirip koşar adımlarla onu takip ettiğimde vardığımız yer işte bu public banyoydu. Kahve bahçelerindeki işlerinden köylerine dönmüş işçiler duş alıyorlardı. Anormal olan ise hepsi de çırılçıplaklardı!

Sempol, Ijen
Sempol Village, Ijen

Ben kendim tek başıma görsem bana ilginç gelmeyebilirdi ama Farid sayesinde ben de garipsedim bunu. Ne de olsa hemen herkesi namazında niyazında olduğu dindar bir Müslüman köyü burası.

Din insan davranışlarının temel noktası olan, dünyanın en büyük Müslüman nüfusuna sahip Endonezya’da İslam geleneği belki ayrı bir makalenin konusu olur.

Yemek sonrası Farid, Johny ve ben, kahvelerimizi içip biz de köylülerin yaptığı gibi bu alanda duşumuzu aldık. Yüzlerce kilometre yolu motosikletle gelmiştik. Yolların çoğu bozuk ve tozlu olduğundan zaten toz toprak içerisindeydik.

Dağdan gelen suya ilk dokunduğunuzda ve su teninize ilk değdiğinde buzluymuş gibi hissediyorsunuz. Ama sonrasında ilginç bir şekilde o soğukluk gidip yerini tatlı bir ılıklılığa bıraktı. Hele kurulandıktan sonra ise hissettiğimiz tüy gibi hafiflemiş olduğumuzdu.

Day 379: ID:36, Sempol Köyü, Java. 18 Ağustos 2011, Perşembe

1 Yorum

  1. Fotoğraflara bakarken yaşadığım hayatı ve yaptığım tercihleri bir kez daha sorgularken buldum kendimi. Dünya güzelliklerle doluyken, küçücük odalarda ömrümüzü tüketmek için bize ne vadettiler acaba düşünmeden edemiyorum. Bütün fotoğraflarda sanat,kültür, doğa, sevgi kısacası hayata dair ne varsa bulabiliyor insan. Bu güzel paylaşımlarınız için bir kez daha teşekkürler.

Yanıt yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz