Güneydoğu Asya ülkelerinden Tayland, dünyaca ünlü geleneksel Tay masajı, filmlere mekan olmuş bakir tropikal adaları, her yıl milyonlarca turisti ağırlayan 400’den fazla Budist tapınağı, cenneti andıran doğası, doğu ve batıyı sentezleyen çarpıcı şehirleriyle dünyanın en önemli turizm destinasyonlarından.
Resmi adı Tayland Krallığı olan ülke, Hindiçin Yarımadası’nın orta bölümünde yer alıyor. Batıda Myanmar, doğuda Kamboçya, kuzeyde Laos ve güneyde Malezya ile çevrili ülkenin güneyinde Tayland Körfezi, batısında ise Andaman Denizi yer alıyor. Eski adı Siyam olan ülkenin çok zengin bir tarihi geçmişi bulunuyor.
Tayland, Güneydoğu Asya’nın en önemli turizm merkezlerinden. Resmi adı Tayland Krallığı olan ülkenin eski adı ise Siyam. Hindiçin Yarımadası’nın merkezinde yer alan ülkenin başkenti ve an kalabalık melekler şehri olarak da bilinen Bangkok.
Tayland Tarihi
Çok zengin bir tarihi geçmişe sahip olan Tayland’da bilinen en eski insan yerleşimi günümüzden 40 bin yıl önceye uzanıyor. Tayland’da bilinen ilk uygarlıklar ise 6. yüzyılda bölgede hüküm süren Dvaravati Krallığı ile 8. yüzyılda kurulan Sumatra kökenli Srivijaya Krallığı.
Dokuzuncu yüzyıldan itibaren Kamboçya merkezli Khmer İmparatorluğunun kontrolüne giren Tayland’da, Tayların tarihi ise 10. yüzyıldan itibaren Güney Çin’den bölgeye göç etmeleriyle başlıyor. 12. yüzyılda günümüzdeki Tayland topraklarında baskın nüfus olan Taylar, 13. yüzyılda Khmer İmparatorluğunun zayıflamaya başlamasıyla birlikte irili ufaklı şehir devletleri ile ilk yönetimsel birimlerini kurdular.
Tarihte bilinen ilk önemli Tay devleti ise 1238 yılında kurulan Budist Sukhothai Krallığı olarak kabul ediliyor. Chiang Mai merkezli Lanna Krallığı bu dönemde kurulan bir başka Tay şehir devleti olarak biliniyor. Sukhothai ve Lanna krallıklarının bir diğer Siam şehir devleti Ayutthaya Krallığı tarafından işgalinin ardından Siyam’ın yeni başkenti Ayutthaya şehri oldu.
Kısa süre içerisinde coğrafi konumunun da etkisiyle Asya’daki en önemli ticaret merkezlerinden birine dönüşen Ayutthaya şehri, başta Portekiz olmak üzere çok sayıda Avrupa ülkesinin ticaretinde yer edinmiş. 400 yıl boyunca bölgenin yüksek refahlı şehirlerinden biri olan Ayutthaya, Myanmar‘dan gelen istilacılar tarafından işgal edilip yakılıp yıkıldıktan sonra karanlık döneme girmiş.
Ayutthaya’nın işgaliyle birlikte Kral Taksin, başkenti günümüzde Bangkok’a bağlı bir yerleşim olan Thonburi’ye taşıyarak Thonburi Krallığını kurdu. Çhao Phraya Nehrinin batı kıyısındaki Thonburi, Myanmar’dan gelebilecek saldırılara karşı korunmasız olduğundan bir sonraki kral I. Rama tarafından, nehrin doğu yakasındaki Rattanakosin’e taşındı. Krallığın yeni başkentine dönüşen Rattanakosin, doğuya kazılan kanalla ada halini aldı ve Bangkok’un temelleri bu dönemde atıldı.
Avrupa ülkelerinin Güneydoğu Asya’da kolonileştiremedikleri tek ülke unvanını taşıyan Tayland, bu durumu Mongkut olarak da bilinen Kral IV. Rama’nın izlediği denge politikalarına borçlu. Hayatı filmlere de konu olan Kral IV. Rama, Fransa ve İngiltere arasındaki rekabetten yararlanarak Tayland’ın komşuları Burma, Kamboçya, Laos ve Vietnam‘ın aksine asla Avrupa kolonisi olmadı.
Çulalongkorn ismiyle anılan Kral V. Rama Tayland’ı batı standartlarına getirmek için büyük mücadele göstererek, önemli reformlara imza attığından, Tay toplumunda en çok saygı gören yönetici olarak tanınıyor. Yarı tanrılaştırılan Çulalongkorn’un heykelleri Tayland’ın bazı tapınaklarında Buda heykelleri ile yan yana bulunuyor.
Babasının denge politikasını devam ettirmesine rağmen Çulalongkorn döneminde Tayland, toprak kaybederek günümüzdeki topraklarına çekilmiş. Prajadhipok ismiyle anılan Kral VII. Rama, Tayland’ı mutlakiyetle yöneten son kral olarak tarihteki yerini almış. 1932 yılında gerçekleşen kansız devrimle Tayland, mutlak monarşiden parlamanter monarşiye geçilmiş. 1939 yılında ise Siyam ismi değiştirilerek Tayland’a dönüştürülmüş.
Tayland’ın darbe geçmişi
II. Dünya Savaşı sırasında kısa bir dönem Japon İmparatorluğunun işgali altında kalan ülkede 1946 yılında VIII. Rama unvanını kullanan Kral Ananda Mahidol’un yatağında silahla vurulmuş olarak bulunması askeri yönetimin müdahelesini hızlandırmış. 1948 yılında başbakanlık görevine gelen Mareşal Plaek Phibunsongkhram ile birlikte Soğuk Savaş döneminde ABD’nin müttefiki olan Tayland, askeri darbelerin gündemden düşmediği günlere ev sahipliği yapmış.
2004 Hint Okyanusu depremi ve tsunamisi sırasında en çok can kaybı yaşayan ülkelerden biri olan Tayland’da felaket sonrası ülkenin önemli gelir kaynaklarından biri olan turizm endüstrisi büyük zarar gördü. Tayland’da son yaşanan askeri müdahale ise 2006 yılında yaşandı. Başbakan Taksin Şinavatra yurt dışındayken yaşanan darbe, başbakanın üzerine atılı olan yolsuzluk suçlamaları nedeniyle yapılmıştı. Devrik başbakan hala sürgünde yaşıyor.
Son darbenin ardından derin bir şekilde kamplaşmaya başlayan Tay toplumunda Bangkok merkezli orta kesim ve burjuvazi ‘Sarı Gömlekliler’ olarak da bilinen PAD içerisinde, ülkenin kuzey ve kuzeydoğusundaki kırsal kesimlerde yaşayan Taksin yanlıları ve diğer rejim muhalifleri ise Kırmızı Gömlekliler olarak da bilinen UDD içerisinde örgütlendi.
Ülkede hızlanan şiddet olaylarının ardından 2011 genel seçimleri sonrasında devrik lider Taksin Şinavatra’nın kız kardeşi Yingluck Şinavatra 28. Tayland Başbakanı olurken, aynı zamanda ülkenin ilk kadın başbakanı unvanını aldı. 22 Mayıs 2014’te General Prayut Çan-oça’nın askeri müdahalesi ile Şinavatra, başbakanlık görevinden uzaklaştırıldı.
Krala İhanet Kanunu
Tayland Krallığı ve kraliyet ailesinin üyeleri, Krala İhanet Kanunu ile her türlü eleştiriden korunuyor. Tayland, bu kanunu dünyada en sıkı şekilde uygulayan ülke olarak kabul ediliyor. 2007 anayasasına göre, krala en üst düzeyde saygı gösterilmeli ve asla ihanet edilmemesi gerekiyor.
Ceza kanununun 112. maddesine göre, ‘Kral, Kraliçe, veliaht veya vekile iftira atan, aşağılayan, hakaret ya da tehdit eden kişiler 3 ila 15 yıl arası hapis ile cezalandırılacaktır.’ Kanunda yazmayan şey ise ‘aşağılamak’ ya da ‘hakaret’ kelimesinin tam olarak neleri içerebileceği.
Darbeler olmasa Tayland da güzel olur, Allah ülkemizi darbelerden korusun.
Singapur, Tayland ve Pkuket Gezim
2 Mart Çarşamba sabah İzmir’den İstanbula boşluk İstanbuldan Singapur havayollarıyla 9.09 buçuk saatlik yoldan sonra Singapur ulaştık İstanbuldan saat 13:25’te hareket etti Singapura 5:45’te vardık Singapur dan Taylan buket adasına iki saati aşkın bir uçuş daha yaptık pkuket ulaştık tabi
Sabah sekizi geçiyordu dokuzda doğruydu servise topluca bindik aşağı yukarı 40 kişilik bir grup tuk
Tabi o saatte otel olmadığı için biz biraz servisle dolaştık şehir turu yaptık rehberimiz şehire anlattı 10’dan sonra 1:30’a doğru otele geldik ve otele yerleşmiş olduk bu kadar uzun yolculukdan sonra baya bir yorulmuştuk uyuyamadik da uyuduğumuzda ketlarımız oluruz diye uyumamaya çalıştık gece uyuyalım diye gündüz 1 saat kadar uyuduk çünkü uykusuzluğa artık dayanamadım uyuduktan sonra tekrar kalktık biraz havuza girdik 10’dan sonra deniz akşam özel yemek vardı yemekte arkadaşlarla birlikteydik güzel bir konser veren bir ekipte varda müzik çalma tarzları filan çok güzeldi Türk usulüne göre yemek yapmışlardı yemek keyifli ve güzeldi
Gelelim taylant pkuket ne yenir ne içilir
Yeme içme kültürleri tabi bizden çok çok farklı çok farklı
Kilo aldıracak çok yiyecekleri yok genelde deniz mahsülüleri yoğunlukta Buka turistik olduğu için hamburger ve benzeri ürünler de burada satılıyor her tarafta her türlü yiyecek var
Bir Türk olarak yiyeceklerinizi sağlıklı olmasını istiyorsanız aslında aradığınızda bulabilirsiniz bir çok yerde helal gıda helal food diye yazılı yerler var oralardan rahatlıkla yeme içme yapabilirsiniz
Geldiğimizin ertesi gün cuma olduğu için tabi bir Müslüman olarak Cuma’ya gitmek istedik otelden tatong dediğimiz taksilerle zaten tarif ediyorsunuz Cuma’ya oradan bir cami var çok güzel oraya götürdüler Müslim home player veya namazı şeşlinde elinizi kaldırıp bağladığınızda tarif edebilirsiniz bunları görünce anlıyor 200 baht gittik
Çok şükür cuma günü de cuma namazımızı burada eda etme imkanı oldu
Aslında insan düşüncesi neyse neyi arıyorsa her yerde her şeyi bulabilir tekim Uzakdoğu’da da Tayland’da da Asya’nın bu bölgesinde de eğer müslümansan ve cumanı kılmak istiyorsan cumalı kılmak için yer bulursun gidersin
Cuma çıkışı zaten cumanın etrafında helal diye bir çok yer var oradan yemek yiyebilirsiniz rahatlıkla
Burada en çok sevdiğim yiyecek gerçekten tropikal meyveler meyveler çok güzel aynen bizim türkiye’de olduğu gibi böyle buzla karıştırıp mix yapıp güzel bir şekilde içe biliyorsunuz genelde 80 baht veya 60 baht
Ben türkiyeden gelirken yanıma 2.3 paket kuruyemiş almıştım çok iyi oldu böyle akşam üçte dörtte 10’un atıştırıp biliyorsun çayında birlikte otelde çay sallama çay içip gayet güzel oluyor tavsiye ederim yanınıza giderken ambalajlı bir şekilde ve bakımlı atabiliyorsanız vakumlu bir şekilde karışık kuruyemiş alabilirsiniz
Buralar biraz hava şekli olarak ve deniz olarak antalya Saklıkent Ölüdeniz kaş o taraflara benziyor satılana baktığınızda esnafın sattığı şeyler bile bizim Antalya’daki benzer ürünle
Taylant pkuket de gece hayatı ve dikkat etmeniz gerekenler
Tayland’da genel yaşayış ve halkın inanç bakışı Buda öğretisi ve halka yansımaları Buda’nın sekiz ilkesi
Buradaki hayat yapısını ve insanların yaşayışını gece hayatını görünce gerçekten Türk toplumu ahlakına ne kadar güzel ve değer verdiğimiz o zaman daha iyi anlıyoruz
Kendi değerlerimize sahip çıkalım ve evlatlarımızı bu değerlerimize Yetiştirelim
Taylan pkuket özgürlükler adası ama özgürlükten ne anladığımız önemli
Gece kulüplerinin olduğu yerde bir tane polis göremezsiniz bunu burada rehberlerimiz de evin önüne anlatıyorlar
Aslında işin gerçeğini şöyle ibretli bir baktığında tabii ki polis olmaz çünkü polis olabilecek hiçbir mevzu yok insanın hiçbir ahlak değeri hiçbir ilkesi yoksa zaten sorun yok her şey yapılabilir bir ortamda polis ve ne yapacaksınki hiç değeri yok hiçbir namus değeri zaten insanlar buradaki guguk var dedikleri insanın ahlakına değerlerini yok eden yerlere girip her şey yapıyorsa zaten o zaman polislikte bir şey yok o yüzden rehberlerin abart abart anlattıkları aman şöyle aman böyleamam polis yok şey bana zırva ve safsata olarak göründü
Buradaki gece hayatını görünce gerçekten oturup bir 2 saat düşünme ihtiyacı duydum insan nasıl bir hale gelebiliyor insanın hiçbir değeri yoksa alaka değeri yoksa gerçekten nasıl da satırla biliyor nasıl da bedeli kullanılabiliyor kadınları ne hale gelebiliyor basit bir obje gibi basit değersiz bir eşya gibi adeta göz önünde pervane döndürüp duruyorlar
İnsanoğlu gibi bütün yaratılmışların bütün Hayvanatın bitkinin üzerindeki güzel bir varlık gerçekten baktığımda eğer herhangi bir değer taşımıyorsa sıradan basit bir meta gibi insanların önüne konulabiliyor o yüzden değerlerimize ahlakımıza sahip çıkmamız gerekiyor
İnsanın yaratılış itibariyle kullanılıp basit bir meta şeklinde bir köşeye atılacak iyiken güzelken gençken kullanıma tabi yaşlandığında da birini çek saygı duyulmayacak bir varlık değildir insan her yaşta alaka değerleriyle güzellikleriyle onuruyla yaşadığında o onur ve güzellikle her zaman saygı duyulabilir değerlerine sahip çıkılabiliyor yaşanabilir bu bir ortam oluşturur ama hiçbir değeri olmayan insan hiçbir yaşam alanı oluşturamaz 10’un oluşturduğu yaşam alanında da
Dua edin siz ordayken kral ölmesin 🙂 Mahsur kalmanız garanti.
Kralın sağlık durumu hakkında pek bilgi verilmiyor, ancak durumunun iyi olmadığı konusunda bilgiler var. Dediğiniz gibi ölümü halinde Tayland’ın karışacağı, kaos haline gireceği kesin. Akılda tutmakta fayda var.
Ne olursa olsun Kral’a saydı göstermeli. Yoksa sıkıntı yaşanabilir.