Namibya Gezilecek Yerler

Namibya, kurak ve tezatlıklar ile dolu bir ülke olsa da aynı zamanda çok çekici ve seyahat etmesi nefis bir ülke. Dünyanın en kalabalık ülkelerinden biri olmasa da sokaklarında kaybolmak çok iyi bir fikir. Doğası, göz alıcı manzaraları, müthiş kum tepeleri ve görebileceğiniz en vahşi doğal yaşamı ile seyahat etmek için çok fazla seçenekler sunuyor.

İsmini tüm Atlantik kıyısı boyunca uzanan antik Namib Çölünden alan Namibya, karşısında nutkunuz tutulacak güzelliklere sahip. Afrika’nın birçok ülkesi muhteşem bir vahşi yaşama ve olağanüstü doğaya sahip. Ancak Namibya vahşi yaşamın ötesinde çok farklı gezilecek ve görülecek yerleri sunuyor. Her biri benzersiz ve göz kamaştırıcı.

Namibya, Zambiya, Zimbabwe, Botswana, Lesotho ve Güney Afrika Cumhuriyeti‘ni kapsayan 2 aylık gezime ilk olarak Qatar Airways ile Doha aktarmalı olarak Namibya’nın başkenti Windhoek’e uçarak başlamıştım. Ülkede 3 haftaya yakın vakit geçirdim.

Namibya Turu Rotam: Windhoek> Ketmanshop> Kolmanskop> Lüderitz> Windhoek> Swakopmund> Walwis Bay> Skeleton Coast> Opuwa> Himbalar> Etosha> Windhoek> Sesiriem> Sosslusvle> Deadvlei> Windhoek> Caprivi> Livingstone, Zambiya

Namibya Gezilecek Yerler

Namibya, Afrika’nın güneybatısında yer alan ve hemen her köşesiyle oldukça şaşırtıcı bir ülke. İsmini tüm Atlantik kıyısı boyunca uzanan antik Namib Çölünden alan ülke, karşısında nutkunuz tutulacak güzelliklere sahip.

Kuzeyinde yerel kabilelerin olduğu Kunene, güneyde Turuncu nehir ve Güney Afrika, doğuda dünyanın en sıcak çölü Kalahari, batıda ise alabildiğine uzayan Atlantik Okyanusu ve buna paralel uzanan dünyanın en eski çölleri arasında bambaşka bir dünya burası.

1. Etosha Ulusal Parkı

Etosha Ulusal Parkı, Afrika’nın en büyük üçüncü vahşi yaşam parkı. Ülkenin kuzeyinde, devasa Etosha Tuzlasının tam ortasında bulunuyor. Muazzam büyüklükteki Etosha Tuzlası 22,000 m² büyüklüğünde dev bir çimenlik araziye sahip. Safari parkının bir ucundan diğer ucuna araç sürmeniz nerdeyse 6 saat sürüyor.

Tuzla genellikle kuru oluyor ancak yazları nispeten biraz daha yağış alarak sulak bir bölge haline gelse de yılın tüm zamanı mavi-yeşil renklerde yosunların gelişmesine olanak sağlıyor ve binlerce flamingonun uğrak yeri oluyor.

Etosha Ulusal Parkı sayısız fillere, zebralara, zürafalara, antiloplara ve hatta sırtlan ile diğer büyük kedilere ev sahipliği yapıyor. Çok sayıda vahşi yaşamı gözleme noktasının bulunduğu bölgede, yapılacak en güzel şey arabanızı parktaki su birikintilerinden birinin yanına çekip vahşi yaşamı izlemek.

Fil, aslan, tilki, zürafa, antilop, Afrika antilobu, ceylan, keseli antilop, impala, kaya keçisi ve zebralar hemen her yerde. Etosha çok iyi durumda üç kamptan oluşuyor ve kendi başınıza çıkabileceğiniz safari deneyimleri sunuyor. En az 2-3 gün ayırmanız tavsiyem.

2. Namib Çölü: Namib Naukluft Ulusal Park

Atlas Okyanusu boyunca uzanan dünyanın en eski çölü Namib Çölü, 50.000 km²’lik bir alana yayılıyor. Dünyanın en cimri, en acımasız, en zor iklim ve coğrafyalarından biri olan çölün ismi, yerli dilinde çok büyük anlamına geliyor. Atlas Okyanusunun kıyısında, şaşırtıcı güzelliğiyle kumulların tepesine çıktığınızdan dünyanın en benzersiz manzaralarından biri karşınızda duruyor.

Namib Naukluft Ulusal Parkı, kuzeyde Swakopmund ile güneyde Lüderitz şehirleri arasında, Atlantik Okyanusuna paralele uzanan, devasa kırmızı kum tepeleri, sarp kayalıkları, tozlu savanası ile benzersiz bir milli park. Dünyanın en yaşlı çölü Namib Çölü’nü de içine alan, ülkenin büyük bir bölümünü kapsayan benzersiz bir yer. Her bir köşesinin kendisine münhasır özellikleri var.

Safari yapmak için dört dörtlük bir yer. Afrika antilopları, sırtlanlar ve daha birçok canlı turuncuya dönen kum tepelerinde ve ufuk çizgisine uzanan yemyeşil çimlerde doğal hayatlarını yaşıyorlar. Solitaire, Sesriem Kanyonu, Sossusvlei (Dead Vlei, Dune 45, Big Dady) gibi ülkenin ünlü yerleri bu park içerisinde yer alıyor.

Namibya’nın ünlü kızıl kum tepeleri 400 metre yüksekliklere ulaşarak en çarpıcı görüntülerden birini oluşturuyor. Bunların en ünlüsü ve üzerine tırmanmaya izin verilen en ünlülerinden Dune 45, Sossusvlei’den Deadvlei’ye giderken 40. km’de yer aldığından bu adı almış.

Deniz kumlarından oluşmuş bu sıra dışı tepelerin yakınlarında konaklayarak gizli vahşi yaşamın ve dünyanın başka hiçbir yerinde göremeyeceğiniz güzellikteki manzaraları keşfedin. Çok güçlü çöl rüzgârları sürekli olarak tepelerin şekillerini değiştiriyor ve böylece durmadan değişen bir çöl görüntüsü karşımıza çıkıyor. Yukarıdaki fotoğrafı gün doğumu öncesinde çektim.

3. Sossusvlei

Sossusvlei, Namibya’da gördüğüm en muhteşem yerlerde biri oldu. Issız, tenha ve ulaşılması biraz zor olsa da dünyanın en eski çölünü barındıran bu yere tam bir sessizlik ve huzur hakim. Arada rüzgarın sesi ve sizi uzaktan izleyen antiloplar, oryxler ve deve kuşları…

Namib Naukluft National Park içerisinde, Sesriem’den 65 km uzaklıktaki Sossusvlei, Namibya’nın en benzersiz yerlerinden. Sesriem-Sossusvlei yolu üzerindeki çok sayıda devasa kum tepeleri yükseliyor. Güneşin konumuna rengi değişen bu kumullar yer yüzünün en büyükleri.

Tepesi çok yorucu olabilir ancak göreceğiniz manzara çekilecek tüm işkencelere değecek nitelikte. Hayatınız boyunca belki de bir kere yapacağınız bu aktivite için sabah erken çıkmanız gerekiyor zira gün batımından önce tırmanmanız gereken 61 kum tepesi bulunuyor.

4. Deadvlei

Deadvlei, etrafı kırmızı kum tepeleriyle sarılı devasa bir killi katman bölgesi ve Namib Naukluft Ulusal Park’ta Namib Çölünde yer alıyor. Ne zaman Namibya ilgili bir şey araştırsam karşıma çıkan ilk yer hep burası oluyordu.

Yalnızca Namibya’nın değil dünyanın en çok fotoğraflanan bölgesi ve çevresi devasa kırmızı kum tepeleriyle sarılı benzersiz bir killi katman bölgesi olan Dead Vlei, Namib Naukluft Ulusal Park’ta, Namib Çölü’nde yer alıyor. 1000 yıldan uzun süredir kurumuş ağaçların kızıl kum tepeleri arasında yarattığı siluetliyle olağanüstü bir güzelliğe bürünen bölge, dünyanın görülmeye değer en ilginç yerlerinden biri.

Dünyanın en çok fotoğrafı çekilen yerlerinden biri burası. 1000 yıldan fazladır kurumuş ağaçların kızıl kum tepeleri arasında yarattığı silüet onu eşsiz yapıyor. Burayı görmeden Namibya gezisi eksik kalır.

5. Sesriem Kanyonu

Sesriem Kanyonu denince aklınıza devasa bir kanyon gelmesin. Kurak ve uçsuz bucaksız çöllerden oluşan Namib Naukluft Ulusal Parkı’nda görmeye değer bir yer ama. Tsauchab Nehri çölün tam ortasından geçiyor çok ender de olsa taşan sular killi toprakta yetişen bitki örtüsüne can veriyor.

Gün batımı ve gün doğumunda kum tepelerinin renkleri sürekli değişiyor ve fotoğrafçılar için inanılmaz güzel enstantaneler oluşturuyor. Sossusvlei turları listesinde yer alıyor.

6. Fish River Canyon

Fish River Canyon (Balıklı Nehir Kanyonu), Namibya’nın güneyinde bulunuyor ve Arizona’da ki Büyük Kanyon’dan sonra ki en güzel kanyon. Sınırsızlığı gerçekten nefes kesici güzellikte ve tek kelimeyle olağanüstü bir görüntü oluşturuyor.

160 km uzunluğunda, 27 km genişliğinde ve bazı bölgelerde tam 550 metre derinliğe ulaşıyor. Maalesef artık bir baraj yapıldığından sadece nehir eski haline nazaran çok daha küçüldü.

7. Swakopmund

Namibya’nın en çekici kenti Swakopmund, Namibyalıların deniz tatili için tercih ettikleri yer. Bir sahil kenti olarak, çölde karşınıza çıkan bir vahaya benzeyen şehir, kendine has güneşli ve tatlı atmosferi, palmiyelerin sıralandığı sahili, sömürge döneminden kalma tarihi binalarıyla kendinizi Almanya’da hissettirecek bir kasaba. Duesseldorf’un çöldeki hali değil, aynı zamanda yemeklerinin de aynılarının yapıldığı bir yer.

Alman kökenlerinden dolayı çok güzel eski Alman sömürge dönemi binalarına tüm şehir boyunca rastlamak mümkün ve bu muhteşem mimari şehrin tam köşesinde bulunan Namib Çölünün sert görüntüsüyle harika bir tezatlık oluşturuyor.

Yalnızca 30 dakika uzaklıktaki Walvis beye gittiğinizde ise sizi bekleyen çok şey var. Okyanusla birleşen devasa Namib Kumulları, hemen şehrin kıyılarında gezinen pembe flamingoların ve binlerce fok sürüsünün yanı sıra, pelikanlar, yunuslar, mevsime göre balinaları da unutmamalı.

Hemen çok yakında bulunan kum tepeleri kum sörfü, at binme ve ATV turları gibi eğlence seçeneklerini ziyaretçilerine sunuyor.

8. Walvis Bay

Swakopmund’un 120 km güneyindeki Walvis Bay, Namibya’nın batı kıyılarının en eğlenceli yeri. Pelikan, fok balıkları, yunus ve belki balina görebileceğiniz tekne turlar; kırmızı flamingolar, 4×4 Jeep veya ATV ile çöl turları ve daha tonla aktivitesiyle pek bir eğlenceli yer.

Walvis Bay’in yanı başında yer alan ve ismini 15. yüzyılda Portekizli kâşiflerin diktiği bir haç heykelinden alan Cape Cross, dünyanın en büyük kürklü fok kolonilerinden birine sahip.

Kasabanın kıyılarında ise binlerce pembe flamingo sürüsü şahane fotoğraf için endam ediyor. Daha da ötede dev kum tepeleri, kıyıları döven dalgalarla Sandwich Harbour’da buluşuyor. Safari ve tekne turlarına katılın. Bir tam günde hepsini görmek mümkün.

9. Caprivi Şeridi

Caprivi Şeridi, güneyde Botswana, Kuzeyde Zambiya ve Angola ile batıda Namibya’nın Okavango bölgesi arasında kalıyor. Caprivi, Namibya’nın en çok yağış alan bölgesi ve Okavango, Kwando ve Zambezi gibi birçok nehre de sahip.

Bol yağış alan ve sulak bir bölge olmasından dolayı özellikle fillerin yoğunlukta olduğu çok geniş bir hayvan nüfusu bulunuyor. Dört bölgede vahşi yaşam sürekli koruma altında ancak bölgeler arasında bir çit ya da tel örgü bulunmuyor ve hayvanlar bu ülkeler arası rahatlıkla gezebiliyorlar.

10. Windhoek

Namibya’nın başkenti olan Windhoek, neredeyse ülkenin tam ortasında yer alıyor. Sömürge döneminden kalma Alman ekolünün bıraktığı mimariye sahip şehir, nefis kafeleri, alışveriş merkezleri, halkın rahat rahat kullandığı yeşil parkları ile ülkenin diğer güzelliklerini keşfe çıkmadan önce, hiçbir şey yapmasanız bile bir iki gününüzü keyifle geçirebileceğiniz bir yer.

Çok az kişi Namibya’nın başkenti Windhoek‘i ‘mutlaka görülecekler’ listesine eklemez, ancak Namibya geziniz muhtemelen bu şehirden başlayacak. Birkaç gün için Alman sömürge mimarisi, hoş restoranları ve rahat iklimi ile hoş vakit geçirilebilecek bir yer. Ben seyahatimin başında ve ortasında toplamda 1 hafta kaldım.

Şehir oldukça küçük ve güvenli. Rehberli bisiklet turu ile bölgenin siyahi yerleşim merkezi olan Katutura’yı ziyaret edin. Meşhur kilise Christuskirche ile Alte Feste binasındaki Ulusal Müze’yi listenize ekleyin. Merkezde görebileceğiniz bir meteor sergisi, Gibeon meteor yağmuru zamanında ülkeye isabet edenlerden oluşuyor.

11. Twyfelfontein

Namibya’nın kuzey-batısında kalan Twyfelfontein, Afrika’nın en büyük oyma kaya işçiliklerinden birine ev sahipliği yapıyor. Buşmenler tarafından 6,000 yıl önce oyularak şekil verilen bu kayalar kumtaşı üzerinde işlenmiş gergedan, fil, deve kuşu, zürafa ve bazı insan ve hayvan ayak izleri gibi şekillerden oluşuyor.

12. Skeleton Coast

Skeleton Coast (İskelet Sahili), Namibya’nın Atlantik Okyanusuna bakan kuzey bölümünde bulunuyor. Yoğun sis, şiddetli fırtınalar ve dev dalgalar sayısız gemileri batırdığı için burayı dünyanın bilinen en büyük gemi mezarlığı haline getirdi. Tüyler ürpertici gemi mezarlığı ise tüm sahil boyunca uzanıyor.

İskelet Sahili, kötü ismine rağmen çarpıcı şekilde ilginç ve benzersiz bir yer. Batan gemilerden bir şekilde tüm bu zorlukları aşarak kıyıya gelmeyi başaranları ise susuz ve vahşi bir çöl bekliyordu. Kuzey kıyısındaki körfezde devasa kum tepeleri bulunuyor.

Issızlığı, eşsiz ekolojisi ve korkutucu gemi enkazları ile tüm dünyada bilinen sahilin, bir diğer özelliği de Fria Burnundaki fok kolonileri. İskelet Sahili, ayrıca ilginç coğrafyası sayesinde akik taşı oluşumlarıyla oldukça ilginç bir bölge. Bu oluşumlar Hoarusib Kanyonu’nun karakteristiklerini de taşıyor.

13. Kaokoland – Himbalar

Namibya’nın kuzey batısında bulunan ve Kaokoland olarak da bilinen bölge göçebe hayatı yaşamayı seçmiş ve kendi geleneklerine bağlı olan Himba halkına ev sahipliği yapıyor. Kaokovelders olarak da bilinen halk kuraklığın olmadığı, otların yeşerdiği yerlere doğru sürekli olarak yol alıyor.

Çok nadiren de olsa gittikleri yerlerde kalıp yerleşebilen Himbalar, diğer tüm kültürlerden farklı bir giyim, kuşam, gelenek ve yaşam tarzına sahip. Kadınların güzelliği ve çok ince detaylarla örülmüş saç tarzları ilgi çekici olduğu kadar, bedenlerine sürdükleri kırmızı toprak boyası ve tereyağı karışımı, bu zorlu çöl iklimine karşı koruyor.

14. Spitzkoppe

Spitzkoppe, Namib Çölünde bulunan ve “Namibya’nın Matterhorn’u” olarak da adlandırılan granit tepelerine verilen isim. En yüksek olanı dümdüz bir çölün ortasında 700 metreye kadar yükseliyor. 100 milyon yıl önce patlayan devasa bir volkan tarafından oluşmuştur.

Süregelen erozyon yüzünden volkanik taşlar gün ışığına çıktı ve günümüzdeki halini aldı. Birçok ilginç kaya oluşumunun yanında Buşman resimlerini de çeşitli yerlerde mümkün.

15. Luderitz

Lüderitz, Alman ekolü Art Deco mimarisi tercih edilen tatil şehri. Namibya’nın güneyinde okyanusa doğru uzayan en boş yolunun sonunda yer alan Lüderitz, nefis güzellikte izole edilmiş ve temiz havası, rahat atmosferi ve Bavarya mimarisi ile göz dolduran bir şehir.

Namib Çölü ile Atlantik Denizi arasında kalan Lüderitz, balıkçılık ve doğal gübre üretimi ile gelişen bir ticari merkez olarak kurulmuş. 1909’da Kolmanskop yakınlarında bulunan elmas madeni, şehrin tüm yazgısını değiştirmiş. Elmas madenleriyle ünlü yasaklı bölge olan Sperrgebiet’in de kapısı burası. Lüderitz yolu üzerindeki hayalet kasaba Kolmanskop görülmesi gereken ilginç yerlerden.

16. Kolmanskop

Kolmanskop, Namib Çölünde bulunan bir hayalet şehir ve Lüderitz liman kentinin birkaç kilometre içerisinde yer alıyor. Ketmanshop ile Lüderitz arasında bulunan ilginç atmosferli hayalet şehir Kolmanskop, 1956’ya kadar Namib elmas ticaretinin canlı başkentiydi.

1908’de bulunan bir elmastan dolayı bu bölgeye çok büyük bir Alman akımı başladı. Elmas ticaretini ilk başlatanlar sayesinde şehir tam bir Alman mimarisini yansıtıyor. Hastaneler, dans salonları, okullar, casinolar ve Afrika’daki ilk tramvay gibi birçok imkânlar bu şehirde bulunuyor.

Ancak 1954’te elmas rezervlerinin tükenmesi ve II. Dünya Savaşının başlamasıyla tamamen terk edildi. Görkemli kasaba çöl kumlarına teslim oldu ve geriye günümüzde turistlerin diz boyu kumlarda dolaştığı bir şehir kaldı. Çölün yuttuğu, yıllar sonra turizmle birlikte tekrar ilgi görmeye başlayan Ketmanshop’u her gün rehber eşliğinde düzenlenen turlardan biriyle gezebilirsiniz.

Qatar Airways başkent Windhoek’e tarifeli seferler düzenliyor. İstanbul Atatürk Havalimanı yanında Sabiha Gökçen havalimanından ve ayrıca Ankara’dan Doha aktarmalı uçular var. Her yıl düzenlenen seyahat Festivali ile çok uygun fiyatlı biletler sunuluyor. Aktarmalarda vize istemeyen Katar’ın başkenti Doha‘yı da rotanıza ekleyin. Seyahat etmesi biraz zor ve pahalı olsa da Namibya’yı ben sevdim, eminim siz de seversiniz.