Namibya’nın Ünlü Safari Parkı: Etosha National Park, Namibya

Etosha Ulusal Parkı, Afrika kıtasının en iyi ve en önemli vahşi yaşam rezervlerinden birisi. Namibya’nın kuzeyinde yer alan ve “Büyük Beyaz Yer” anlamına gelen park, vahşi ve tehlikeli aynı zamanda çok güzel. Etosha Tuzlası’nın oluşumu ile ilgili yerel efsaneye göre, bir kabile istila edilip kadınlar hariç herkes katledilir. Kadınlardan biri ailesinin öldürülmesine çok üzülür ve gözyaşları ile bir göl olana kadar ağlar. Tüm su kuruduktan sonra ise geriye sadece gözyaşlarının tuzları kalır.

Yeşil ve beyaz tonlarının sıcak güneşin altında parıldadığı geniş tuzla Etosha Ulusal Parkı, 1907’den bu yana milli park olarak koruma altına alınmış. 22,270 km² genişliğinde devasa bir alana yayılan park, 114 memeliye, 340 kuşa, 110 sürüngene, hem karada hem denizde yaşayabilen 16 amfibi hayvana ve ilginç bir şekilde 1 tür de balığa ev sahipliği yapıyor.

Etosha Milli Parkı “Seraplar Bölgesi”, “Kuru Su Bölgesi” ya da “Dev Beyaz Yer” gibi farklı isimlerle de biliniyor. Sonsuz uzanan gümüş-beyaz renkteki tuzla, gümüş rengi kumlara ve onu çevreleyen gür çalılıklara sahip.

Etosha, bir zamanlar 100,000 km² büyüklüğüyle dünyanın en büyük rezerviydi ancak 1960’lı yıllardaki politik baskı neticesinde günümüzdeki büyüklüğüne gerilemek zorunda kaldı.

Etosha Ulusal Parkı’nın 100 milyon yıl öncesinde bir göl olduğu düşünülüyor. Tektonik hareketler Kanune Nehri’nin rotasını değiştirince göl kurudu ve ortaya bu harikulade tuzla ortaya çıktı.

Afrika’nın en etkileyici manzaralarından birine sahip Etosha, kuru mevsimde çok büyük hayvan sürülerinin gelmesiyle birlikte, bir Afrika safarisinde görebileceğiniz en muhteşem görüntüleri gözler önüne seriyor.

Etosha’nın güneyindeki köşelerde bulunan su birikintileri, kurak mevsimde zengin canlı yaşamını kendisi çevresinde topluyor. Yapılacak en güzel şey arabanızı bu su birikintilerinden birinin yanına çekmek ve hayvanları burada izlemek. Otçul hayvanlar arasında en sık görülenler arasında fil, zürafa, antilop, Afrika antilobu, ceylan, keseli antilop, impala, kaya keçiciği ve zebralar yer alıyor.

Aralarında en çok denk geleceğiniz ise keseli antiloplar. Hatta bazen binlercesini sürüler halinde de bir arada görebiliyorsunuz. Şanslıysanız antilopları inanılmaz şekilde sekerek zıplama yeteneklerine belki rastlarsınız. Bazen eğlence bazen de yırtıcılardan korunabilmek adına bu yeteneklerini sergiliyorlar.

Genellikle bu yeteneklerini avcı saldırıya geçmeden önce ne kadar çevik ve hızlı olabileceklerini göstermek adına kullanıp baştan bir gövde gösterisi yapıp vazgeçirmeye çalışıyorlar; bunu iyi başaramayanlar ise yırtıcı hayvanların ilk hedefi oluyor.

Hayvanların ritimlerine ayak uydurmaya çalışın; günün ilk ışıklarıyla avlanmalarını izleyin; sıcak gün ortasında yatıp dinlenin ve akşamüstünde tekrar safariye çıkın.

Etosha Ulusal Parkında Safari

Ziyaretçilerin dikkat etmesi gereken bir nokta da parkın sadece gün doğumundan gün batımına kadar açık olduğu. Bu saatler dışında ancak kampta kalıyorsanız girebilirsiniz. İçeride kalırsanız da sivri dişli avcıların olduğu vahşi bir dünyada arabanızın içinde uyumak zorunda kalırsınız. Etosha’ya kendi araçları ile girecek olan ziyaretçilerin kullanması gereken 4 kapı bulunuyor.

Andersson Gate, parkın ana giriş kapısı ve Windhoek’ten gelecekseniz milli parka giriş yapacağınız kapı burası olacak. Parkın güneyinde yer alan Outjo kasabasının kuzeyinde yer alıyor.

Galton Gate, parkın en batısında yer alıyor. Eğer Opuwa ve Eğer Himba Bölgesinden parka giriş yapacaksanız bu kapıdan parka giriş yapacaksınız demektir. Galton Kapısı ile en popüler vahşi yaşam izleme alanı Okaukuejo arası yaklaşık olarak 200 km ve 60 km hız limitini göz önüne alırsanız en az 4 saat sürüyor.

Parka girdiğinizde zaman yönetimini çok iyi yapmanız şart. Su birikintileri çevresindeki vahşi yaşama dalıp gittiğiniz süreyi unutmayın. Bu yüzden keyifli bir gezi içim parka sabahtan giriş yapmak en iyisi veya en geç 13.00’dan önce girmeniz gerekiyor ki Okaukuejo’ya vaktinde varabilin. Dolomite Kampında kalmıyorsanız güvenlik o saatten sonra girmenize zaten izin vermez.

Von Lindequist Gate, doğu girişinde Namutoni’de yer alıyor. Eğer Zambiya veya Namibya’nın Caprivi bölgesinden parka gidecekseniz bu kapıyı kullanmanız gerek.

Nehale Lya Mpingana Gate, kapısı ise 2003’ün başında kuzey batı bölgesinde açıldı. Benim o taraflara henüz yolum düşmese de merak ediyorum doğrusu.

Etosha’nın tasarımı kendi başınıza araçla safari yapabileceğiniz şekilde çok iyi yollar ve işaretler ile hazırlanmış. Bulunan beş kampı da birbirine bağlayan yollar ve su birikintilerine giden patikalar çok düzenli ve başarılı bir şekilde yapılmış.

Geleneksel olarak Etosha’yı ziyaret eden ziyaretçilerin seçebileceği 6 kamp alanı bulunuyor; Dolomite Camp, Halali Camp, Namutoni Camp, Okaukuejo Camp, Olifantsrus Camp ve Onkoshi Camp.

Dolomite ve Olifantsrus kampları şimdilerde pek bir popüler. Hem lüks hem de doğa dostu tasarıma sahip konaklama imkânı sunuyorlar. Her kampta restoran, temel şeylerin satıldığı bir dükkân, benzin ve temel tamirat işleri için bir araba tamircisi, yüzme havuzu ve kalacak yer ile kamp bölgeleri gibi turistik tesisler bulunuyor. 2008’de açılan Onkoshi Kampı kampa yepyeni bir soluk getirdi.

Bu beş kamptan Dolomite ve Onkoshi haricindekileri ışıklandırılmış. Işıklandırma bulunmayanlar ise muhteşem gece gözlemi deneyimi sunuyor. Gergedan ve filler genellikle Okaukuejo’daki su birikintilerinde görülebiliyorlar.

Halali’de ki su birikintisi ise çoğunlukla leoparların uğrak yeri ve tüm geceyi burada geçiren ziyaretçiler muhtemelen en az bir iki tane görebilirler. Onkoshi Kampı yağmurlu dönemde binlerce flamingo ve diğer su kuşlarının göçüne tanık ettiğinden dolayı diğerleriyle kıyaslanmayacak bir özelliğe sahip.

Dolomite Kampı özellikle doğu taraflarında görülemeyen zebraların ve vahşi yaşamın en yoğun olduğu yer konumunda. Etosha’nın içinde olmayıp yakınlarındaki otellerde kalan ziyaretçiler Okaukuejo, Halali, Namutoni, Onkoshi ve Dolomite’yi ziyaret edebiliyor.

Etosha Ulusal Parkında, mayıs – eylül aylarında havalar serinliyor ve safari için en uygun ortam oluşuyor. Bu dönemde ziyaretçiler birçok fil, zürafa, gergedan ve aslan görebilme şansına sahip. Şanslı olanlar oldukça iyi gizlenen çekingen hayvanlardan leopar ve çitayı dahi görebilir. Eğer profesyonel bir safari rehberi ile dolaşmak isterseniz özel kamp ya da lodgelarda kalmanızı tavsiye ederim.

Web sayfası: www.etoshanationalpark.org

Misafirlerin çoğu park içinde kalmak yerinde dışında yakınlarındaki otel ve tatil bölgelerini tercih ediyor. Konaklama kalitesi ve hizmetin içerideki kamplara nazaran çok daha iyi olması bu sebeplerden. Namibya’yı ziyaret edenlerin tercih ettikleri bir başka yöntem de park içindeki özel mülklerin birkaç geceliğine kullanılması ve hem gece hem gündüzün tadının en iyi şekilde çıkartılması. Bu özel mülk sahipleri ya kendi rezervlerinde size özel turlar sunabiliyor ya da Etosha Park içerisinde de gezdirebiliyor.

Qatar Airways ile Doha aktarmalı olarak ilk olarak Namibya’nın başkenti Windhoek’e uçtum. Windhoek, Ketmanshop, Kolmanskop, Lüderitz, Swakopmund, Walwis Bay, Skeleton Coast ve Opuwa şehri yakınlarındaki Himba Kabilesi köyünü gezdim. Oradan Etosha ve üzerinden Windhoek’e geri döndüm. Daha sonra da Sesiriem, Sosslusvle, Deadvlei gezisi yaparak Windhoek’e geri dönüp Caprivi üzerinden Zambiya’nın Livingstone şehrine geçtim.