Afrika‘nın birçok ülkesi muhteşem bir vahşi yaşama ve olağanüstü doğaya sahip. Ancak gördüğüm kadarıyla bunlardan çok azı çöl ve okyanusun birleştiği sonsuz bir ufuk çizgisine, el değmemiş vahşi yaşama, dünyanın en eski çölüne, vahşi bir kıyı şeridi gibi yerleri bir arada barındırıyor.
Afrika’nın en iyi safari parklarından birini, belki de kıtanın en gelişmiş turistik tesisleri bir arada sunabilmeyi başarmış bir ülke Namibya. Bu güzellikleri keşfetmek istiyorsanız uçmanız gereken yer Namibya’nın başkenti Windhoek.
Windhoek (Winduk diye okunuyor), derli toplu, bir ucundan bir ucuna yürümeniz yarım saat sürmeyen, gezilip görülecek yerleri birbirine yakın şehirlerden biri. Sömürge döneminden kalma hoş mimarisi, nefis kafeleri, alışveriş merkezleri, halkın buluşma noktası olan yemyeşil parkları ile ülkenin diğer güzelliklerini keşfe çıkmadan önce, hiçbir şey yapmasanız bile bir iki gününüzü keyifle geçirebileceğiniz bir kent.
Windhoek’in tarihi yüz yıldan biraz daha fazla olmasına rağmen bölgede bulunan doğal kaynak sularının zenginliği birçok farklı yerleşimin buraya gelmesine sebep olmuş. Günümüzde Klein Windhoek Vadisi olarak adlandırılan bölge Namalar için ‘Ateş suyu’ anlamına gelen Aigams, Hererolar için ‘Duman yeri’ anlamına gelen Otjimuise olarak biliniyor.
1840’lı yıllarda Nama şefi Jonker Afrikaner müritleri ile birlikte bu doğal kaynakların bulunduğu bölgeye yerleşti ve ismini Wind Hoock olarak koydu. İsim zaman içinde değişerek Winterhoek adını aldı ve 1850’de beri bu şekilde bilinir hale geldi. Kentin ‘Rüzgârlı Köşe’ anlamına gelen ismi aslında pek de bu gerçeği yansıtmıyor.
Çok da rüzgârlı olmayan şehir 1,650 metre rakımı sayesinde tüm yıl boyunca kuru ve güzel bir hava sunuyor. Ama yine de ocak-şubat aylarında çok sıcak ve nemli olabiliyor ve sıcaklık 35 dereceye kadar ulaşıyor. Yılın ilk üç ayında şehrin üçte ikisi yoğun yağış alıyor ve kasım – aralık aylarında da nadiren de olsa yağış görülebiliyor.
1890’da Alman sömürgesindeyken kentin merkezine Vali Curt von François tarafından kurulan askeri savunma birliği Nama ve Herero yerlileri arasında bir barış sağlama misyonunu üstlendi.
Günümüzde bu bölge şehrin kalbi konumunda. Windhoek bir zamanlar Almanya’nın Güney Batı Afrika bölgesinin yönetim merkezi halindeyken 1909’da kendi belediyesi ve valisi ile bağımsızlığını ilan etti. O günden bugüne ticari ve finansal bir merkez halini aldı.
Alman ekolünün bıraktığı miras olan mimarinin yanında en güzel şehir manzaraları da şehrin tarihi kalbi olan merkezinde bulunuyor. 1906’da yapılan Putz tarzı tuğla örme subay evi ve hemen biraz daha yukarısında Windhoek’in en eski binası olan bembeyaz Alte Feste, 1890’da Yüzbaşı Von François’nın ana karargâhı olarak inşa edildi ve 1901’de da genişletildi. Günümüzde ise Namibya Ulusal Müzesi olarak kullanılıyor.
Owela Müzesi gibi kültürel yapılar da yine bu bölgede bulunuyor. Owela Müzesi, Namibya Ulusal Müzesi’nin doğal tarih bölümünü de içerisinde bulunduruyor. Namibya’nın zengin yerel kültürleri hakkında yeterli bilgi verse de en etkileyici kısmı kesinlikle çita sergisi.
Ziyaret edilmesi gereken bir diğer müze ise Namibya Ulusal Sanat Galerisi. John Muafagejo’nun olağanüstü linolyum baskıları ve Adolph Jentsch’in eserleri müzenin öne çıkan, en ünlü eserleri arasında.
Hemen Alte Feste’nin kuzeyinde ise 1904’te Herero ve Nama savaşlarında hayatlarını kaybeden Alman askerleri için 1912’de dikilen bir anıt bulunuyor. Anıtın karşısında şehrin sembollerinden sayılan Alman Lutheran Kilisesi ise Gottlieb Redeceker tarafından tasarlandı. Maceraperest neo-Gotiğin Art-Nouveau ile muhteşem bir birleşimi olan tasarım 1909’da 30 km uzaktan getirtilen kum taşları ile yapıldı.
Tepeyi taçlandıran bir başka Redecker tasarımı ise kilisenin arkasında yer alan Parlamento Binası. Etkileyici bir tasarıma sahip olan Parlamento Binası muhteşem bahçeleri ile bir zamanların sömürge yönetimine ev sahipliği yapıyordu. Bahçesinde ders çalışan öğrenciler, ağaçlar altında romantik çiftler görürseniz şaşırmayın.
Windhoek, ilk bakışta bir başkent için biraz küçük görülebilir ama bu görüntü yanıltıcı olabiliyor. Merkezin dışında bulunan birçok kenar mahalle vadiye dağılmış durumda. İnsanların büyük bir kısmı Katutura ilçesinde yaşıyor.
Windhoek’in kuzeybatı kısımlarında yer alan Katutura çok yoğun bir yerleşim bölgesi ve Hereroların deyimiyle ‘Gitmek istemeyeceğiniz yer.’ Bunun anlamı da 1960’da Güney Afrika yönetiminin Windhoek’de yaşayan siyahileri zorla yerlerinden edip buraya gitmek zorunda bırakmalarından kaynaklanıyor.
Katutura, günümüzde Sam Nujoma Stadyumu ve Katutura Devlet Hastanesi gibi önemli yapılara sahip. Eğer vaktiniz olursa birkaç saatinizi Katatura’yı ziyaret etmek için harcayın. Namibyalıların gerçek hayatlarına eşlik edip kültürlerine yakından tanık olmak burada mümkün.
Hochland Park Mezarlığı, eğer biraz dokunaklı bir gezi istiyorsanız gidilmesi gereken bir yer. Güney Afrika polisi tarafından 10 Aralık 1959’da Katutura’ya gitmeyi protesto edenlerin vurulduğu noktada 13 kişinin toplu mezarı bulunuyor. Bu acı olay nedeniyle 10 Aralık ülkede uluslararası insan hakları günü olarak ilan edilmiş ve bu gün resmi tatil olarak kabul ediliyor.
Windhoek aynı zamanda ülkenin bira üretim merkezi konumunda. Alman sömürgesi döneminden kalan bu mirası rehber eşliğinde görmeniz de mümkün. Joe’s Beerhouse yerel bir kuruluş ve çok geniş bir yiyecek menüsüne sahip. Çok eğlenceli ve sıcakkanlı bir ortama sahip ve tabi ki yanında enfes biraları da var. Gidilebilecek bir başka yer de grup halinde gidilmesini tavsiye ettiğim şehrin biraz arka sokaklarında kalan Club Thriller.
Girişte üzerinizde silah kontrolü yapıldıktan sonra içeride Afrika müziğinin en eğlenceli örneklerini ve dost canlısı insanları bulabiliyorsunuz. La Dee Da gece kulübünde Afrika ritmleri ile dans edebilirsiniz. Swakopmund’un gece hayatı ise birkaç gece kulübü ile sınırlı. Eski tren istasyonu şimdilerde bir Casino’ya dönüştürülmüş, eğer canınız para harcamak isterse adresiniz burası.
El yapımı maskeler, Afrika’yı yansıtan heykeller, el yapımı tahta oymacılık işleri, kolyeler, bileklikler ve küpeler evinize götürmek için alabileceğiniz çok orijinal hediyelikler arasında.
Harika bir yazı metini olmuş.Emeğinize sağlık.
Mükemmel bilgiler için teşekkürler.Emeğinize sağlık.