Isparta, Türkiye’nin gül şehri. Akdeniz Bölgesinde Göller Yöresinde yer alan Isparta burada yetişen güller nedeniyle Türkiye’nin ‘gül bahçesi’ olarak anılıyor. Etrafı dağlarla çevrili şehir, antik kentleri, Davraz Kayak Merkezi ve gölleriyle zengin tarihi ve doğal güzelliklere sahip. Eğirdir Gölü, son yıllarda giderek tanınan Davraz Kayak Merkezi, bakir yaylaları ve doğal güzellikleriyle Isparta, henüz kitle turizmi ile tanışamamış bir kent.

Son yıllarda gül ve lavanta bahçelerine olan ilgi ile iç turizmde hızla yükselen bir trende sahip olan Isparta, Akdeniz, Ege ve İç Anadolu bölgeleri arasında önemli bir geçiş güzergahında yer alıyor. Milli parkları, inanç turizmi merkezleri, doğa yürüyüşü parkurları, zengin fauna ve florasıyla ziyaretçilerini şehir yaşamının karmaşasından uzaklaştıran kent Türkiye’nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in de memleketi.

Isparta Gezilecek Yerler

Mis kokulu lavanta ve gül bahçeleri ile Göller Yöresinin en güzel şehirlerinden Isparta, Torosların muhteşem manzaralarını görebileceğiniz, Akdeniz’in huzur dolu atmosfere sahip bir şehri. Denizi olmasa da bolca gölü var. Mayısta giderseniz Senir’de gül toplayıcılarına karışırsınız.

Isparta Gezi Rehberi

Isparta, Türkiye’de Akdeniz Bölgesinin Antalya Bölümünde, Akdeniz Bölgesi ile Ege ve İç Anadolu bölgeleri arasında bir geçiş güzergahında yer alıyor. Isparta, batıda Burdur, kuzeyde Afyonkarahisar, doğuda Konya, güneyde ise Antalya ile komşu. Göller Yöresinin en büyük şehirlerinden Isparta’nın nüfusu 443 bin, yüzölçümü ise 8.933 km².

Malta

Serbia

Tarihte ilk yerleşimin Paleolitik Çağa uzandığı Isparta, tarih boyunca Pisidyalılar, Luviler ve Arzavalılar, Büyük İskender, Persler, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlıların egemenliğine girmiş. Onlarca höyük, antik kent, kale ve tapınaklar coğrafyanın her yanına serpilmiş. Kazılarda elde edilmiş arkeolojik buluntular için Isparta Müzesine uğramanız gerek.

Batı Torosların uzantısı olan ve yükseliği 3 bin metreyi bulan dağlarla çevrili olan Isparta coğrafyası doğal güzellikler açısından da inanılmaz zengin. Çok sayıda göl, gölet, dağ, yayla, kanyon, mağara, akarsu ve milli park bulunuyor. Bu coğrafyada her şey içiçe. Seyrine doyamayacağınız gölleri ve ormanları izlerken yanıbaşında antik kentte binlerce yıl öncesine gidersiniz.

Akdeniz Bölgesinin saklı kalmış güzelliklerini barındıran Isparta, Göller Yöresinde lavanta ve gül bahçeleriyle tanınıyor. Son yıllarda sosyal medyanın da etkisiyle gül ve lavanta hasat zamanlarında ziyaretçi akınına uğrayan Isparta’nın çekiciliği bu çiçeklerle de sınırlı değil. Isparta hem kent merkezi hem de ilçeleriyle çok sayıda gezilecek görülecek yere sahip bir şehir.

ISPARTA’YA NASIL GİDİLİR
Isparta’ya Akdeniz, Ege ve İç Anadolu bölgeleri arasında ve İzmir-Konya ve Ankara-Antalya hattı üzerindeki konumundan dolayı karayolu ile ulaşım oldukça kolay.

Isparta Süleyman Demirel Havalimanından Isparta şehir merkezine ulaşım: Isparta Süleyman Demirel Havalimanından şehir merkezine ulaşım için ücretli servisler, taksi, araç kiralama ve transfer aracı seçenekleri bulunuyor. Uçakların havalimanına inmesinden 25 dakika sonra hareket eden ücretli servisler en hızlı ve en ekonomik seçenek. Isparta ve Burdur’a ulaşım sağlanıyor.

Isparta’ya kara yoluyla ulaşım: Akdeniz Bölgesi’nde Göller Yöresinde yer alan Isparta, Türkiye’nin kuzeyi ve güneyi arasında önemli bir kavşak noktası. İstanbul-Antalya yönünde ulaşım koridorunda yer alan şehir bu özelliği ile erişilebilir bir konumda.

Türkiye’nin birçok şehrinden direkt otobüs seferlerinin yapıldığı Isparta, Ankara’ya 423 km (5 saat 45 dk), İstanbul’a 573 km (6 saat 40 dk), İzmir’e 412 km (5 saat 45 dk), Antalya’ya 128 km (2 saat 10 dk) uzaklıkta.

Isparta’ya özel araçla ulaşım: Isparta’ya İstanbul’dan özel araçla ulaşım için Bursa, Bozüyük, Afyonkarahisar, Keçiborlu rotasını takip etmek; Ankara’dan ulaşım için ise Polatlı, Sivrihisar, Bolvadin güzergahını kullanmak gerekiyor.

Isparta-Burdur Gezilecek Yerler

Isparta, düz bir alana kurulmuş. Isparta merkezdeki gezilecek yerleri yürüyerek görebilirsiniz. Ancak uzaklara doğru dağlar, kanyonlar, vadiler, yaylalar, milli parklar ve tarihi kentler için elbette araca ihtiyacınız olacak. Çok bereketli bir havzada yer alan şehir gerçekten gezilecek ve görülecek yerler açısından da çok ama çok bereketli.

Isparta gezinizi Burdur ile birleştirin. Türkiye Cumhuriyeti’nin dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in memleketi, mezarının ve müzesinin bulunduğu İslamköy, Davraz Kayak Merkezi, Eğirdir Gölü ve ilçe merkezi, lavanta bahçeleriyle meşhur olan Kuyucak Köyü mutlaka görülmesi gereken yerlerden.

Güneykent’teki gül bahçeleri ve gül müzesi, Kovada Gölü, Yazılı Kanyon Milli Parkı, Melikler Yaylası, Adada Antik Kenti, Gölcük Tabiat Parkı ve Kızıldağ Milli Parkı da listenizde olmalı. Elma üretimi ve enfes manzaralı gölü ile Eğirdir ve bölgenin kış sporları merkezi Davraz Kayak Merkezi de Isparta’da öne çıkan gezilecek yerler arasında.

Türkiye’nin en önemli lavanta üretim merkezi olan Keçiborlu ilçesinin Kuyucak Köyü ve gül üretim merkezi Güneykent gibi muhteşem destinasyonlara sahip olan Isparta, Eğirdir, Kovada ve Gölcük Gölleri, Kovada ve Kızıldağı milli parkları ile zengin fauna ve florasıyla doğa severlerin gözdesi.

1. Isparta Çarşısı

Isparta Çarşısı, Isparta kent merkezinin kalbinde yer alan, şehri ziyaret edenlerin uğrak noktalarından. Şehrin sakin sokaklarında dolaşırsanız Osmanlının izleri çıkıyor karşınıza. Isparta’nın en eski camilerinden Firdevs paşa Camii ve hala aktif olarak kullanılan bedesteni, 1429’da yapılan Kutlubey Camii, 330 yıllık Dalboyunoğlu Hamamı bunlardan bazıları.

Firdevs Bey Bedesteni, Mimar Sinan Camisi’ne gelir sağlamak amacıyla dönemin Isparta Valisi Firdevs Bey tarafından 1561 yılında yaptırılan, Isparta Çarşısının en eski tarihi yapısı. Mimar Sinan üslubunu taşıyan cami, bölgeye has kövke taşlarıyla inşa edilmiş.

Mimar Sinan Camii ile Bedesten arsında içerisinde ikişer katlı 16 dükkan bulunan Eski Üzüm Pazarı Dükkanları da geleneksel dokuyu hissedebileceğiniz yerler arasında. Şehrin en eski tarihi yapılarından bedestene ev sahipliği yapan çarşıda iğneden ipliğe ihtiyaç duyulan her türlü ürünü bulmak mümkün.

Modernleşen Isparta binaları arasında kalmış, sayıları hızla azalsa da kimisi restorasyonla şehre yeniden kazandırılan eski Isparta evleriyle de karşılaşacaksınız.

2. Isparta Müzesi ve Etnografya Müzesi

Isparta Müzesi, Isparta ve çevresinde yapılan arkeolojik kazılarda elde edilen buluntuların sergilendiği, şehrin tarihi geçmişi ile gelenek ve göreneklerine ışık tutan bir müze. 1985 yılında ziyarete açılan müze, 1997’de yenilendikten sonra 2002 yılında teşhir ve düzenleme çalışmalarıyla günümüzdeki haline kavuşmuş.

İki katlı Isparta Müzesi’nde Arkeoloji, Hazine, Etnoğrafya ve Halı Salonu olmak üzere 4 ayrı bölüm bulunuyor. Isparta Müzesi ziyaret saatleri 08.00-17.00. Müze, haftanın 7 günü ziyaret edilebiliyor. Isparta Müzesi’ne giriş ücreti alınmıyor.

Prof. Dr. Turan Yazgan Etnografya Müzesi, 2013 yılında Isparta Belediyesi tarafından açılan, Türkiye’nin ve dünyanın en büyük halı ve kilim müzesi özelliğini taşıyor. Çoğunluğu el dokuması, 3 bin 500’den fazla halı ve kilime ev sahipliği yapan müze, Isparta’nın terası olarak da bilinen Gökçay Mesirelik Alanı’nın girişinde yer alıyor.

Müzenin dış cephesinde 52 ton ağırlığında, dünyanın en büyük 3 gül heykeli bulunuyor. 3 bin 200 metrekarelik sergileme salonuna sahip olan müze hem yatay hem de dikeyde 11 kattan oluşuyor. Müze ziyaret saatleri 08.30-17.00, haftanın 7 günü ziyarete açık. Giriş ücreti alınmıyor.

3. Süleyman Demirel Müzesi

Süleyman Demirel Demokrasi ve Kalkınma Müzesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in doğduğu köy olan İslamköy’de kurulmuş. Külliye şeklinde inşa edilen müze içerisinde cami, müze binası, kütüphane, lojman ve depo binalarından oluşuyor.

Ülkemizde başbakan ve cumhurbaşkanı olarak görev yapan Süleyman Demirel’in yaşamından, deneyimlerinden örnekler, yurt içi ve yurt dışı gezilerinde kendisine verilmiş olan hediyeler, anı, şükran plaketleri ve fotoğrafları, yurt içi mizah yazarları tarafından değişik dönemlere ait karikatürler, Türkiye’nin kalkınmasında çok büyük önemi olan projelerin temel atma ve açılışlarına ait fotoğraflar sergileniyor.

Süleyman Demirel Demokrasi ve Kalkınma Müzesi ziyaret saatleri 08.30-17.30. Müze, haftanın 7 günü ziyarete açık ve ücretsiz ziyaret edilebiliyor.

4. Zindan Mağarası, Isparta

zindan mağarası

Zindan Mağarası, Isparta’nın Aksu ilçesinde, kent merkezinin 65 km doğusunda yer alıyor. Aksu Çayı Boğazı’nın güneye bakan yamacında, deniz seviyesinden bin 300 metre yükseklikte yer alan mağara, 765 metre uzunluğundaki galeriye sahip.

Yatay yönde ilerleyen mağaranın içerisinde yürümek ve dolaşmak doğal yapısı nedeniyle oldukça kolay. Zindan Mağarası’nın damlataş, kenartaş, akmataş oluşumları ve sarkıtları görülmeye değer. Mağara girişinde Eurymedon başı, iki yanında yunus motifi, altta ve üstte kanatlı uçan erkek motifleri olan mozaikler de bulunuyor.

Zindan Mağarası ziyaret saatleri 09.00-18.00. Zindan Mağarası, pazartesi hariç haftanın 6 günü ziyaret edilebiliyor. Zindan Mağarası giriş ücreti 5TL, öğrenci 3TL.

5. Eğirdir, Isparta

Eğirdir, aynı adı taşıyan Eğirdir Gölünün yanı başında kurulmuş, Isparta’nın ilçesi. Artık turistik bir merkez olak kent, hem antik kalıntıları hem gölü hem de doğasıyla insanları kendine çekiyor. Isparta kent merkezinin 36 km kuzeydoğusundaki ilçe, aynı zamanda Türkiye’nin en önemli elma üretim merkezlerinden.

Egridir’deki en büyük cami olan Hızır Bey Camii’Nin hemen yanındaki 1237 tarihli Dündar Bey Medresesi çarşı olarak kullanılıyor. Isparta’nın denizi Eğridir Gölü, uzun bir yürüyüşe çıkılacak kadar huzur verici, keşke daha temiz olsa dedirtse de çok hoş.

Eğirdir Kalesi, Eğirdir’in en önemli tarihi yapılarından. Eğirdir Gölünün kuzey-güney doğrultusunda yer alan bir yarımada boyunca uzanan Bizans Kalesi, iç ve dış kale olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Çeşitli zamanlarda onarılan kale surları bir sıra tuğla ve taş olarak inşa edilmiş. Timur istilasında hasar gören kale, Hamidoğulları ve Osmanlı dönemlerinde onarımdan geçmiş.

Eğirdir Gölü, Isparta’nın olduğu kadar Göller Bölgesinin de en önemli göllerinden biri. Eşi benzeri olmayan turkuz rengi gün içerisinde bambaşka renklere bürünüyor. Göl, sazan balığı ve tatlısu levreği ve kerevit yönünden zengin. İnce kumlu plajları ve sakin suyu denizi aratmıyor.

Türkiye’nin dördüncü büyük gölü olan Eğirdir, Sultan ve Karakuş Dağlarının arasında yer alıyor. İki bölüme ayrılan Eğirdir Gölü, Hoyran Boğazı ile birbirine bağlanıyor. Göl içerisinde ise biri Can Ada diğeri ise Yeşil Ada (Nis) olmak üzere iki küçük ada bulunuyor.

Can Ada, Eğirdir ile Yeşilada arasında yer alan ve 7 bin metrekarelik bir alana sahip olan küçük bir adacık. Yerleşim alanı olmayan ada, çadır ve karavan turizmi ile piknik alanı olarak kullanılıyor. 1933 yılında, Eğirdir’i ziyareti sırasında Atatürk’e armağan edilen ada, daha sonra Atatürk’ün mirasçılarına, onlardan da Eğirdir Belediyesine geçmiş.

Yeşil Ada, Eğirdir’in en gözde turizm bölgesi. Doğa güzelliklerinin yanı sıra Aya Stefanos Kilisesi gibi tarihi zenginliklere de ev sahipliği yapan Yeşil Ada’da pek çok turistik tesis bulunuyor. Bunun dışında Müslahattin Dede ve Eflatun Dede Türbeleri de ziyaretçilerin uğrak yerlerinden bazıları.

Aya Stefanos Kilisesi, Yeşil Ada içerisinde yer alan, 8. yüzyıl tarihli bir yapı olmakla birlikte on dokuzuncu yüzyıl mimarisinin özelliklerini taşıyor. Rum Ortodoksların Kudüs’e gitmeden önce ziyaret ettiği bir kilise olan Aya Stefanos, Hristiyanlar için halen önemli bir hac mekânı. 1993’te restore edilen yapı, moloz taşla inşa edilmiş.

Altınkum Plajı, Eğirdir Gölü’nün yüzmeye en elverişli yerlerinden biri. Etrafında turistik tesislerin bulunduğu Altınkum, Eğirdir Tren İstasyonu’nun hemen altında. Altınkum, ince kumlu, 200 metre ilerlenmesine rağmen, insan boyunu geçmeyen, sığlığı ile güvenli ve tercih edilen bir plaj. Alt yapı ve çevre düzenlemeleriyle Mavi Bayrak ile ödülünü almış.

Eğirdir’de yer alan Eskiciler Konağı, konaklayabileceğiniz nefis bir butik otel. Eğirdir Gölü’ne birkaç adım uzaklıkta yer alan Eskiciler Konağı teraslı ve göl manzaralı Zemin katından halı dokuma odası, ahır, kiler, ambar ve mutfak yer alıyor.

6. Kovada Gölü Milli Parkı, Isparta

ısparta burdur gezilecek yerler

Kovada Gölü Milli Parkı, Eğirdir Gölünün doğal uzantısı olan, gölden taşan suların oluşturduğu bir göl ve çevresindeki koruma alanından oluşuyor. Eğirdir’e yaklaşık 24 kilometre uzaklıkta, Eğirdir ve Sütçüler ilçesi sınırlarında yer alan Kovada Gölü, sahip olduğu zengin bitki örtüsü ve içerisinde barındırdığı yüzlerce çeşit canlıdan dolayı milli park statüsüne sahip, birinci derece doğal sit alanı.

Yemyeşil bir göl kıyısında karavan veya çadır kampı atmak isteyenler oraya gidiyor. İsteyen balık tutuyor, isteyen derin ormanlarda yürüyüşe çıkıyor. Yürüyüş güzergahları belirlenmiş, bilgilendirme tabelaları konmuş.

Kovada Gölü Milli Parkı ziyaret saatleri 08.00-19.00. Milli park, haftanın 7 günü ziyarete açık. Kovada Gölü Milli Parkı giriş ücreti 6 TL, indirimli 3 TL, otomobil 18 TL, bisiklet 6 TL, motosiklet ise 9 TL. Tabiat Parkı statüsünde olduğundan Müze Kart geçerli değil.

7. Yazılı Kanyon, Isparta

Yazılı Kanyon

Yazılı Kanyon, Değirmen Çayı’nın sularının yararak geçtiği, Karacaören Baraj Gölü’ne döküldüğü, Isparta’nın Sütçüler ilçesinin güneybatısında yer alan bir doğa harikası. Çevredeki tarihi kalıntıların Bizans dönemine ait olduğu bilinen kanyon, tarihi ve doğal güzellikler bakımından yörenin eşsiz bir köşesi.

Eğirdir ilçesinden turların düzenlendiği bölgenin bu ismi almasının nedeni ise kanyonda büyük bir kaya üzerinde eski Yunan şairlerinden Epiktetos’un Hür İnsan Üzerine Bir Şiir’inin yer alması. Aziz Paul’ün geçtiği kanyon, Hristiyanlar için de kutsal yerlerden birisi sayılıyor.

Yazılı Kanyon ziyaret saatleri 08.00-19.00. Yazılı Kanyon, haftanın 7 günü ziyarete açık. Yazılı Kanyon giriş ücreti 6TL, indirimli 3TL, otomobil 18TL, bisiklet 6TL, motosiklet ise 9TL. Tabiat Parkı statüsünde olduğundan Müze Kart geçerli değil.

8. Lisinia Doğal Yaşam Köyü, Burdur

Lisinia Doğal Yaşam Köyü, koordinatörlüğünü, veteriner hekim ve aynı zamanda bir doğa gönüllüsü Öztürk Sarıca’nın 2005 yılında hayata geçirdiği bir proje alanı. Muhtemelen Türkiye’nin bu konuda pek bir benzeri de olmayan bir proje alanı. Meslektaşım olan Öztürk, 2005’te aile üyelerini kanserden kaybedince, insanları bilinçlendirmek için böyle bir proje başlatmış.

Türkiye’nin sularının Türkiye’de kalması için yürütülen projeler, sıfır kimyasal ile doğa dostu tarım projeleri, yaban hayatı koruma ve Doğa Okulu projeleri gibi aktif işleyen projeler yürütülüyor. Lisinia Doğa’da gönüllüler önce eğitmen eğitimi alıp sonra Doğa Okulunda eğitmenlik yapma, merkezde organik tarım, yaban hayatı koruma, Kanser Evi çalışmalarına katılıyor.

Zararlı kimyasallar ve kansere karşı bilinçlendirme, sıfır kimyasallı ekolojik üretim ve doğa dostu tarım uygulamaları, ülkemize ait yerli hayvan ve bitki türlerinin üretimi ve gen muhafazası gibi projeler sürdürülüyor. Ayrıca Lisinia’daki yaban hayatı ve rehabilitasyon merkezinde ile hasta ve yaralı yaban hayvanlarını tedavi ve rehabilitasyonları yapılıyor.

9. Salda Gölü, Burdur

Salda Gölü, Türkiye’nin Maldivleri olarak anılıyor. Beyaz kumları, turkuaz suyu ile gerçekten benzersiz. Burdur’un Yeşilova ilçesi sınırlarında yer alan Salda son yıllarda bölgenin en popüler turizm lokasyonu olmayı başardı. Isparta kent merkezinin 107 km batısında konumlanan Salda Gölü, Dünya’da Mars gezegeninin yüzey yapısına benzerlik gösteren iki yerden biri olması nedeniyle yurt içi ve yurt dışından bilim insanlarının da ilgisini çekiyor.

Yeşil tepeler ve alüvyal ovalarla çevrili Salda Gölünün en derin noktasında derinlik 184 metreye ulaşıyor. Göl, bu özelliğiyle Türkiye’nin en derin tatlı su gölleri arasında yer alıyor. Göl içerisinde bulunan magnezyum, gölün çevresindeki kumsalların beyaz olmasını sağlıyor. Göl suları çekildiğinde 7 küçük ada ortaya çıkıyor. Son 25 yılda gölün suları 3-4 metre çekilmiş durumda.

10. Kuyucak Lavanta Tarlaları, Burdur

Kuyucak Lavanta Tarlaları, Isparta’nın Keçiborlu ilçesine bağlı Kuyucak Köyü yakınlarında. Kuyucak Köyü çevresindeki Kuşçular, Çukurören, Yeşilyurt köyleri ve Senir ile Kılıç kasabalarında lavanta üretimi yapılıyor. Günümüzde Türkiye lavanta üretiminin yüzde 90’ı bu bölgeden sağlanıyor. Lavantanın kozmetikten, endüstriye kadar pek çok kullanım alanı var. Parfüm, krem, lavanta demeti, lavanta reçeli dondurması, envai çeşit lavantalı ürünü bulmak mümkün.

Lavantalar Haziran sonu tomurcuklanıp morarmaya başlıyor; Temmuz ayında ise çiçekleri patlayınca mosmor oluyor. Ortaya harikulade bir manzara çıkıyor ve mis gibi lavanta kokusu yayılıyor. Ağustos ayında ise Kuyucak ve çevre köylerde lavanta hasadı başlıyor.

Fotoğrafçıların, gezginlerin iple çektiği Temmuz ayında ortaya çıkan büyüleyici mor renkli tarlalar gerçekten çok güzel. İlgi çok olunca haliyle Kuyucak sezonda çok kalabalık oluyor. Köylüler, tarlaların içine fotoğraf çekilmek isteyenler için salıncak, bisiklet, sandalye, masa gibi eşyalar da koymuşlar.

11. Sagalassos Antik Kenti, Burdur

Sagalassos Antik Kenti, Burdur’un Ağlasun ilçesi sınırlarında yer alıyor. Torosların 1.500-1.700 metre yüksekliğinde konumlanan ve antik dönemde Doğu Akdeniz’in en önemli yerleşim yerlerinden biri olan Sagalassos, Roma İmparatorluğu’nun doğudaki savunma kentlerinden biriydi. Günümüze dek çok iyi korunarak ulaşan antik kentte 1990 yılından bu yana kazı çalışmaları devam ediyor.

Kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan eserlerden Neon Kütüphanesi, Helenistik Çeşme, Heroon ve Antoninler Çeşmesi’nin restorasyonu tamamlanarak ziyarete açılmış durumda. Antik kentte görülebilecek diğer yerler arasında Aşağı ve Yukarı Agoralar, Roma Hamamı, Apollon Klarios ve Antonian Pius Tapınakları, Sütunlu Cadde, Macellum, Kent Villası ve tiyatro var.

Sagalassos Antik Kenti ziyaret saatleri yaz dönemi (1 Nisan – 1 Ekim) 09.00-19.00, kış dönemi (1 Ekim – 1 Nisan) 08.30-17.30. Antik kent, haftanın 7 günü ziyaret edilebiliyor. Sagalassos Antik Kenti giriş ücreti 14TL, Müze Kart geçerli.

12. Kibyra Antik Kenti, Burdur

Kibyra Antik Kenti

Kibyra Antik Kenti, Burdur Gölhisar ilçesi sınırlarında, göl ve ova manzarasına sahip tepeye kurulmuş görkemli bir antik şehir. Gladyatörler Şehri olarak bilinen kent, Burdur il merkezinin 110 km güneybatısında yer alıyor. Lidya ve Roma İmparatorluğunun Batı Anadolu topraklarına egemen olduğu dönemde bu uygarlıkların en önemli askeri garnizon kentlerinden biri olmuş.

Gladyatörlerle özdeşleşmiş şehirde dünyanın en büyük meclis binasını kurmuşlar. Hızlı koşan atlar yetiştirmişler, ağaç oymacılığı, dericilik, seramik ve demir işçiliğinde ustalıklarını göstermişler ve askeri gücüyle nam salmışlar. Köklü bir devlet geleneğine ve bürokrasiye sahip Kibyra, etrafındaki 25 kentin yargı merkezi olmuş.

2 bin 300 yıllık geçmişi olan şehirde yapılan kazı çalışmalarıyla muhteşem görünümde devasa anıtsal yapılar ayağa kaldırılmış. Günümüze kadar ulaşan yapıların büyük çoğunluğu da Roma dönemine ait. 2016’da UNESCO Geçici Listesine dahil olan antik kentin kalıcı listeye dahil edilmesi yönündeki çalışmalar da sürüyor.

13. İnsuyu Mağarası, Burdur

İnsuyu Mağarası

İnsuyu Mağarası, Türkiye’nin turizme açılan ilk mağarası. Burdur’un 10 km güneydoğuda yer alan mağara, 597 metre uzunluğa ve bazı yerleri 80 metreyi bulan bir genişliğe sahip. I. derece Doğal Sit olarak tescil edilmiş mağaranın içindeki karstik yapının erimesi ve aşınması, sarkıtların oluşumuna neden olmuş.

Birbirine bağlı 9 boşluktan oluşan mağaranın boşluk yanaklarında birikmiş sular gölcükler oluşturmuş. Gölcükler, mağara tabanından geçen karstik bir yer altı akarsuyu ile birbirine bağlı. Son yıllarda çevrede sondajlar ile yeraltı suyunun aşırı kullanımı, mağara içindeki gölleri kurumuş. Mağara içinde serin ve temiz bir hava akımı var. Yaz dönemi serinlik rahatsız etse de bana iyi gelmişti doğrusu.

14. Gölcük Krater Gölü Milli Parkı, Isparta

Gölcük Krater Gölü Milli Parkı

Gölcük Krater Gölü Milli Parkı, Isparta’ya 12 km uzaklıkta, sönmüş yanardağ kraterinde yer alıyor. Çevresi sık ağaçlarla kaplı göl, özellikle hafta sonlarında piknik, trekking, jogging ve doğa sporları sevenleri ağırlıyor. Volkanik küllü tepelerle çevrili olan Gölcük Krater Gölü Milli Parkı’nda kızılçam, karaçam, meşe, sedir ve diğer maki türü bitkiler ile tavşan, tilki, sincap, kaplumbağa ve çeşitli kuş türlerini görmek mümkün.

Gölcük Krater Gölü Milli Parkı ziyaret saatleri 08.00-19.00. Milli park, haftanın 7 günü ziyarete açık. Gölcük Krater Gölü Milli Parkı giriş ücreti 6TL, indirimli 3TL, otomobil 18TL, bisiklet 6TL, motosiklet ise 9TL. Tabiat Parkı statüsünde olduğundan Müze Kart geçerli değil.

15. Kızıldağ Milli Parkı, Isparta

Kızıldağ Milli Parkı

Kızıldağ Milli Parkı, Isparta’nın Şarkikaraağaç ilçesine 5 km mesafede yer alıyor. Isparta kent merkezine 120 kilometre mesafede yer alan milli parkın güneyinde Beyşehir Gölü var. Yenişarbademli ilçesinde bulunan Dedegül Dağı ise Orta Torosların en yüksek tepesi olup yılın on bir ayı karlı olan bir bölge.

Dağ yürüyüşü, kamp, tırmanma için uygun yer ve imkanlar var. Dağ evleri ve kamp sahaları bulunan milli parkta Büyüksivri Tepesi’ne tırmanabilir, her yıl temmuz ayında düzenlenen Helva Bayramı’na katılabilirsiniz. Endemik türlerin de bulunduğu çok zengin bir bitki faunasına sahip olan parkta yaban hayvanlarını da görebilirsiniz.

Kızıldağ Milli Parkı ziyaret saatleri 08.00-19.00. Milli park, haftanın 7 günü ziyarete açık. Kızıldağ Milli Parkı giriş ücreti 6TL, indirimli 3TL, otomobil 18TL, bisiklet 6TL, motosiklet ise 9TL. Tabiat Parkı statüsünde olduğundan Müze Kart geçerli değil.

16. Davraz Kayak Merkezi, Burdur

Davraz Kayak Merkezi, Torosların en yüksek zirvelerinden birisinde kurulu, Isparta’da kayak, snowboard, tur kayağı, dağcılık gibi kış sporlarını yapabileceğiniz bir merkez. Davraz, kayak için harika eğimlere, yamaç paraşütü için doğal pistlere ve geniş düzlüklere sahip. Nem yok, havası temiz. Sporcular için nefes açma ve kondisyon tutma yeri.

Isparta’ya 26 km, Eğirdir’e ise yaklaşık 30 km uzaklıkta bulunan Davraz hem ulaşım hem de konaklama açısından oldukça konforlu. Davraz Kayak Merkezi pistleri ise amatör veya profesyonel tüm kayakçılara kuzey disiplini, alp disiplini, tur kayağı ve snowboard yapma imkânı sunuyor.

Kayak sezonu, mevsimsel değişikliklere bağlı olarak aralık ayının sonunda başlayıp mart ayının başına kadar devam ediyor. Kar kalınlığı ortalama 50 ila 250 cm arasında değişiyor. 1.650-2 bin 150 metre arasında uzanan, toplam uzunluğu 23 km’ye ulaşan 13 pist var.

17. Psidia Antiokheia Antik Kenti

Psidia Antiocheia Antik Kenti

Psidia Antiocheia Antik Kenti, antik Pisidia Bölgesinin başkenti. Isparta kent merkezinin 109 km kuzeydoğusunda Yalvaç ilçesi sınırlarında bulunan antik kent, devasa tiyatrosu, Men Tapınağı, su kemerleriyle bölgenin en önemli tarihi yerleşim yerlerinden. Antiokheia’ya ait su kemeri, hamam ve tiyatro gibi kalıntıları görebilirsiniz. Antiocheia Antik Kentinin tarihi geçmişi MÖ 281-261 yıllarına uzanıyor.

Cardo Maximus Caddesiyle, devasa surlarıyla, batı kapısının heybetiyle hafızalarda yer edinen Antiokheia Antik Kentine, Hristiyanlığı Anadolu’ya taşıyan Aziz Paul üç kez uğramış ve burada vaaz vermiş. Azizin vaaz yerde kurulduğuna inanılan Aziz Paulus Kilisesi bugün yabancı turistlerin önemli ziyaretgahlarından biri.

Beş kilometre ötede ise Men Tapınağı ile Beyşehir ve Eğirdir göllerinin enfes manzarası sizi bekliyor. Ay tanrısı Men adına inşa edilen Men Tapınağı, antik kentin en değerli yapılarından biri. Antiocheia Antik Kenti haftanın 7 günü ziyarete açık. Giriş ücreti 10 TL, Müze Kart geçerli.

Cittaslow ünvanlı Yalvaç’a da uğrayın. İki katlıv e bahçeli evlerde yaşayan kentte, Yalvaç usulü muhteşem güllaç yapılıyor.

18. Adada Antik Kenti

Adada Antik Kenti, Isparta’nın Sütçüler ilçesinde, Sağrak köyü yakınlarında, Pisidia bölgesinin antik kentleri arasında yer alıyor. Kentin kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte MÖ 2. yüzyılda Termessos ile la Adada arasında yapılan bir anlaşma metninde geçiyor. Önemli kalıntılardan biri olan antik kent Kovada Gölünün güneydoğusunda, çam ve ardıç ağalarıyla kaplı bir bölgede bulunuyor.

Helenistik dönemde para basan bir yerleşim alanı olan kentte bulunan en eski sikkeler üzerinde tanrı Zeus, Herakles ve Dionysos tasvirleri yer alıyor. Forum yapısı, devlet binaları, Zeus Tapınağı, imparator tapınakları, tiyatro ve Bizans Bazilikası çok kısıtlı restore görmüş bu kentin ayakta kalmış eserleri. Dillere destan St. Paul Yolu güzergahı üzerinde yer alıyor.

Zengin turizm potansiyeli ile daha çok ziyaretçiyi hak eden Isparta, alternatif rota arayışında olanlar için en güzel seçeneklerden. İster şehri ve müzeleri gezmeye gidin, ister antik kentleri keşfetmeye, ister doğaya karışıp kamp yapmaya ister kayağa istersenizde turkuaz sularda yüzmeye gidin. Hepsini Isparta ve Burdur coğrafyasında bulacaksanız.

Serbia

Yanıt yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz