Amed Kasabası, Bali’deki en heyecan verici otantik yerlerden biri. Çarpıcı doğ manzarası, sualtı dünyası ve yapılacak bir sürü heyecan verici şeye rağmen, Amed tipik Bali turistlerinin radarından hala uzak duruyor.
Bali’nin Eat, Pray, Love’dan önce nasıl olduğunu deneyimlemek istiyorsanız, bu sizin son şansınız olabilir. Amed, Bali’nin eski halini merak edenler için herhangi bir Bali seyahat planına layık bir adres. Özellikle de Gili Adalarına gitmeyip de scuba diving ve şnorkelle yüzmeyi sevenler için.
Amed Kasabasıdan balığa gitmek
Seyahatim boyunca birçok aktivite yaptım; bungee jumping, skydiving, trekking, dalış, kamp, kano ile dolaşmak… Ancak hiç balığa gitmemiştim. Tazmanya’da helpx işi için evlerinde kaldığım Bruce ile balığa gitmeye niyetlenmiştik, fakat teknesinin bataryası bittiğinden hevesim yarım kalmıştı. Kısmet Bali‘ye oldu.
Bali’nin kuzeydoğusunda yer alan Amed Kasabasına dalış için geldik. Yemem yediğimiz restoranın sahibinin kendi balığını kendisi yakaladığını öğrenince, yol arkadaşım Hollandalı Farid ile birlikte ona katılmaya karar vermiştik. Sabah 6’da balıkçı Wayan ile oltalarımızı denize salmış sessizce balık avlıyorduk.
Wayan ve eşi biri yol üstünde ve biri de bu deniz kıyısındaki küçük restoranı işletiyor. Hava uygun olduğunda keyfi de istiyorsa her sabah 6-11 arası, akşamları da 6-9 arasında balığa gidiyor.
Amed Kasabası’ndaki balıkçı tekneleri, uzun ince kano şeklinde ve kanoyu dengede tutmak için de örümcek ayakları gibi hem sağda hem de solda papaya ağacından yapılmış dengeleyici ağaç var.
Wayan’ın teknesine atlayıp kıyıdan 1 km kadar açıkta balık tutmaya başladık. Henüz başlamıştık ki balıkçı Wayan ilk balığını kahkaha ve şarkı söyleyerek kanoya çekti. Boyu ancak bir karışı bulan küçük balık sonrası sonrasında Wayan 2 adet daha, Farid ise 1 adet küçük balık yakalamıştı.
Neredeyse 3 saat geçmiş olmasına rağmen ben hiç balık tutamamıştım. Topu topu 4 tane küçük balık vardı kovamızda. Denizdeki güçlü akıntı bizi balık tuttuğumuz noktadan uzaklaştırsa da, Wayan her 15 dakikada bir motoru çalıştırıp kıyıya yakın bir motoru çekiyordu.
Tekneye balık çekmede sıra bana gelmişti. Her olta iğnemde bir balık olmak üzere bir defada 3 balık yakaladım. Oldukça renkli olan küçük kıymak benim için zor oldu. Dört saat süren balıkçılık maceramızın sonucunda ancak 7 küçük sevimli balıkla geri döndük.
Kahvaltımızı yapıp, bardaki minderlerde tembelce uyuduk. Akşam yemeği sonrası takıldığımız Pasha Bar’a dönüşte yolda yürüyüşe çıkmış Kanadalı Caroline ile tanışıp birlikte Amed Hindu Tapınağına gittik.
Ganungan Festivali’nin bu altıncı gününde yüzünde maske olan biri müzik eşliğinde kendinden geçmişcesine dans ediyordu. Bali Hinduizm’i kendine münhasır Gerek seremonileri gerekse de içeriği ile çok özgün motifler taşıyor.
Biz de kendimize yer bulup diz çöktük, Wayan adlı 16 yaşında bir kız bize arkadaşlık edip törenler, seremoni ve nasıl ibadet edildiğini gösterdi. Biz de onun yaptıklarını aynısını yaptık.
İki elinizin avuç içleri birbirine bakacak şekilde birleştirip, işaret ve orta parmağınızın arasına, kamışlardan yapılmış küçük basketin içerisindeki çiçekleri alıp alnınızın hizasına kadar havaya kaldırıyorsunuz ve gözlerinizi kapatıp başınızı da öne eğiyorsunuz.
Sonrasında sesli olarak dua okuyan kutsal adamın dediklerine göre, parmakların arasındaki çiçeklerden biraz saçınızın bağlandığı yere, sonra da sol ve sağ kulaklarınızın üzerine koyuyorsunuz.
Bu seremoni sonrası tapınağın arka bahçesinde bize hazırlanmış yiyeceklerden ikram edildi, çıkışta küçük miktarda bağışta bulunduktan sonra oradan ayrıldık. Diğer yandan tapınağın bahçesinde çoluk-çocuk, kadı-erkek oturmuş bir çeşit kumar oynuyorlardı.
Akşam yemeği için balıkçımızın restoranına gidip, sabah avladığımız balıkları yedik. O sevimli balıkların şimdi tabağımızda pişmiş olarak önümüzde olması doğrusu beni biraz huzursuz etti.
Sabah birlikte balığa çıktığımız Wayan ile sohbet edip Bali içkisi arak içtik. Onun balıkçı bir kardeşi daha olduğunu öğrenince aklıma bir fikir geldi. Biraz da çılgınca!
Yarın yelkenli bir balıkçı teknesiyle, Lombok Adasının ünlü yeri Gili Adalarına doğru 40 km uzunluğunda deniz yolunu aşacağımız bir yolculuğa çıkmaya karar verdik. Bu hem riskli hem de heyecan verici bir yolculuk olacak.
Odamıza dönüp henüz uyumuştum ki beni Farid uyandırdı. Farid’in sırt çantasından kemirilme sesleri geliyordu. Örümcekler, hamam böcekleri ve akrepten sonra odamızın bu geceki misafiri bir fareydi. Farid ışığı açıp çantasına dokunmasıyla, farenin zıplayıp kaçıp üst kata çıkması bir oldu.
Bize rahat yok Amed’te bunu anladık, gülüp geçtik. Tekrar uyumaya çalışırken bu defa fare benim çantamın ziyaretçisiydi. Çantamdan ses geliyordu ama kontrol ettiğimde ben bir şeyler bulamadım. Yarın bizi uzun bir macera bekliyor, boş verip uyuduk.
Day 355: Endonezya:13 Amed, Bali, 25 Temmuz 2011
Balık tuttukları çakma tekneler. 🙂 Enteresanmış cidden, İnsan onda kendini güvende hissetmez her şeyden önce, ayaklarının olmasından bahsetmiyorum
Diğer yandan;
Balık avı tutkudur Kemal bey, tabağınızda görünce hüzünlenmenizi duygusallığınıza bağlıyorum. 🙂 Sık sık (Bu ara gidemedim ama) balığa giden biriyim. Gerek tekneden gerekse İstanbul Boğazı’ndan mevsimine göre istavrit, lüfer, kefal, palamut tutar ve bir güzel yeriz. Aslında karıncayı incitemem ama söz konusu balık olunca acıyasım gelmiyor nedense. 🙂