Sırt çantası, bir gezginin üzerinde en çok düşünmesi gerektiği konulardan birisi. Uzun süreli gezi planlayanlar için sırt çantası seçimi aslında sağlık, konfor, güvenlik seçimi yapmak anlamına da geliyor. Uzun süreli seyahat düşünenlerdenseniz, sırt çantasına verdiğiniz paraya asla acımayın. Yeni Zelanda’da aldığım ilk sırt çantası, kalitesi kötü ve kullanımı pratik olmadığından, ağır seyahat şartlarına fazla dayanamamıştı.
Borneo’nun Sabah Eyaletindeki Kota Kinabalu şehrinde artık sırt çantamı yenilemeye karar vermiş ve Arc’teryx Adventure 55+10L ve yanında Karrimor Zodiak 20L günlük sırt çantası almıştım. Her iki çanta da beklentilerimin ötesinde ihtiyaçlarımı karşılamaya yetti. ‘Sırt çantamı açtığım yer evimdir’ cümlesini sık sık kullanırım. Madem öyle buyurun birlikte sırt çantamda neler var bakalım.
Sırt çantamda neler taşıyorum
An itibariyle sırt çantam 20 kg ağırlığında ve oldukça da ağır sayılır. Gezginin sırt çantası mümkün olduğunca hafif olmalıdır temel mantığından çok uzakta. Aslında bazı şeylere yolda veda etmiştim: Yeni Zelanda’da birkaç ay üzerinde uyuduğum Katmandu şişme yatağımı, uyku tulumumu ve büyük havlumu Endonezya Java’da tanıştığım birisine hediye etmiştim. Ayrıca yanımdaki PADI Dalış Kitabını da ona bıraktım. Hem hacimde hem ağırlıkta epeyce rahatlamıştım.
Yolda birinci yılımı doldurunca kendime hediye olarak Samsung Galaxy Tab. 10.1 almıştım. Uzun yolculuklarda kitap okumak, film izlemek ve yazmak düşüncesiyle almıştım. Şu an film izlemenin dışında işe yaramıyor ve yerine Ipad alsaydım kendimi çok daha mutlu edeceğime eminim!
Hollandalı yol arkadaşım Farid ile, Borneo Sarawak Eyaletindeki Marudi kasabasında düzenlenen 100 yıllık kürek yarışları: Baram Regatta’ya katılmaya karar vermiştik. Zaten küçük olan kasabada konaklayacak yer bulamayacağımız söylenince biz de çadır ve mat almıştık. Şimdi çantamda en çok yer kaplayan şeylerden birileri bunlar. Gerçi bu çadırı Borneo’daki tropik adalar olan Mamutik ve Sapi adalarında gece tek başıma kalarak çok keyifli anlar yaşamıştım.
Türkiye’den ayrılırken yanıma almadığım (yaptığım en aptalca davranışlardan biriydi) Canon PowerShot G5 kamerama Filipinler’de erişmiştim. Bir gezi sitesi aracılığıyla tanıştığım, Filipinleri gezmeye gelen Atıf arkadaşım kameramı bana getirmişti. Doğrusu adaptörü ile birlikte ağır sayılabilecek bir kameradır, ancak o sayede Filipinlerde şahane fotoğraflar çekebildim.
Süresi biten pasaportu yenilemem için Singapur’a ikinci gidişim gezimin 500. günlerine denk gelmişti ve kendime yeni bir hediye almayı hak ediyordum. Çokça alışveriş merkezi dolaşmama, pazarlık yapmama rağmen bir türlü sonuca ulaşamamıştım. Kısmet Kuala Lumpur’a oldu. Şimdiye kadar –gecikmiş de olsam- yaptığım en güzel şeylerden birini yaptım ve kendime Canon EOS 60D DSLR kamera aldım.
Sadece kamera değil aynı zamanda Canon EF 50mm f/1.8 II ve Canon EF-S 18-135mm f/3.5-5.6 IS lensleri ile, yanında bir de Western Digital My Passport Essential SE 1TB USB 3.0 HDD aldım. Çekeceğim yüksek kalitedeki RAW fotoğrafları için böylesi bir depolama aracına ihtiyacım vardı.
Tabi memlekette yaklaşık 10TB civarında external hardiskim var onlardan birini yanıma almamış olmak belki de diğer bir pişmanlığım olabilir 🙂 Tabi bunları taşımak için çantası ve bir de Canon’un hediye ettiği tripod var.
Blog yazılarını hazırlamam da ise kullandığım 13.3” ekranlı ve 2,5 kg ağırlığıyla HP Pavilion dv3 marka dizüstü çantamda yer alıyor. Daha hafif bir dizüstü ne iyi olurdu, mesela McBook Air 🙂 Fiji’de gece karanlıkta yağmurdan korunmak için koşarken açılan çantamdan yere düşmüştü, neyse ki çizikler dışında bir zarar görmemişti.
Yalnız bu düşüş bana 30$’a mal olmuştu. Çünkü kablosuz Microsoft Wireless Mouse 4000 USB alıcısı zarar görmüş ve Singapur’da yeni den satın almak zorunda kalmıştım. Bu fare olmadan dizüstünü kullanmak bana çok yorucu ve zor geliyor.
Bir ayakkabımı Yeni Zelanda’da eskitmiştim. Sandaletimi ise Singapur’daki hostelimde bıraktım, ağırdı çünkü ve çok yer kaplıyordu. Yanımda Adidas’ın oldukça hafif bir yürüyüş ayakkabısı ile zamanında İngiltere’de çok ama çok ucuza aldığım Clark marka bir ayakkabım var. Zorlu dağ tırmanışlarında, yürüyüşlerde, trekkinglerde, gece dışarı çıktığımda… her an her yerde çok amaçlı kullanabiliyorum.
Çok ama çok sağlam bir ayakkabı çıktı. Yeni Zelanda’da soğuk bir günde, üzerimde oldukça çok kıyafet varken almış olduğum yağmurluğum bana oldukça büyük geliyor. Şimdiyse Asya sıcağında t-shirtün üzerine giydiğimde çok bol geliyor. Güzel olan, yağmurlu havalarda sırtımda ve göğsümde sırt çantalarım varken üzerine yağmurluğumu giyindiğimde hepsini birden korumaya alabiliyorum 🙂
Yanımda 3 adet pantolonum var, 5-6 adet t-shirt , 2 şort ve 2 adet deniz şortu, 1 kapşonlu sweetshirt ile yine hiç giyinmediğim bir eşofmanın yanında, soğuk/serin havalarda giyindiğim uzun kollu 2 sweet shirtüm, birkaç çorap ile parmak arası terliğim bulunuyor.
Uzun kollu t-shirtler ile eşofmana sadece dağ tırmanışlarında veya yüksek rakımlı yerlere yaptığım gezilerde ihtiyaç duyuyorum. Bu da çok nadir kullandığım anlamına geliyor. Temizlik malzemelerini koyduğum fermuarlı bir çanta yanında 2 adet de sarong var. Çantamda yer alan en kullanışlı malzemelerin başında saronglar geliyor.
Sırt çantamda ayrıca birkaç elektrik adaptörü, sinek ve böcekten korunmak için sprey (çok çektim ısırılmaktan), gerektiğinde kullanacağım ilaçların olduğu bir kutu, iskambil kâğıdı, Tasmania’da HelpX işi yaparken hostum Lalita’nın hediye ettiği su şişem, Doğu Java’da 10 gün birlikte motosikletle gezdiğimiz bir arkadaşın ayrılırken hediye ettiği Jawa kahvem, şişme yastığım, kitaplarım, banka kartları ile kimliklerin yer aldığı kilitli bir torba, kirlileri koymak için ağzı büzülen bir bez torbam ve iç çamaşırlarım bulunuyor.
Seyahat ederken, yanımda taşıdığım en değerli eşya bana göre hiç kuşkusuz iPhone’dur. Yeni Zelanda’da iPhone 4 alıp, daha önce kullandığım iPhone 3GS modelimi memlekete gönderip, donanımhaber.com forumu üzerinden satmıştım. Sahip olduğum bir eşyadan çok vücudumdaki organlardan biri gibidir. Her ne kadar lüks ve pahalı görünse de uzun vadede bana göre bana çok ama çok zaman ve para kazandırmıştır.
Evinizdeki eşyalar gibi sırt çantanızın içeriği de yoldayken değişiyor. Yenileri eklenirken bazı şeylere veda ediyorsunuz. Bazen çantanız gittikçe hafiflerken, bir bakmışsınız ki çantanızda artık yeni bir şeye yer kalmamış, tıka basa dolu. Bu fotoğraflar çekildiği zamanda çantamda yer alan eşyalar ile bundan birkaç ay sonrasında çantamda yer alan eşyalar arasındaki farkı anlatmam için diğer bir yazıda görüşmek dileğiyle.
Sizin çantanızda ne var? Sizin sırt çantanızda yer alan eşyalarınız arasında olmazsa olmazınız nedir?
Google da dolaşırken siteye rastladım. Güncel içerik var mı bilmiyorum ama ben 4 yıl sonra yazan birisi olarak içeriklere baktığımda çok eski heralde bu paylaşım demiştim. Ben 5 yıldır 15.6 inç ve tuğla kadar şarj aleti olan şarj aletiyle beraber 3 kilo olan dizüstü bilgisayar kullanıyorum. Bu bile bana ağırken ve 13 inç alıcam derken sizinkinin ağırlığını görünce kendi bilgisayarımı çok daha sevmeye başladım 🙂
Ben seyahatlerimde artık 4k video çekimi olsun fotoğraf olsun gps olsun not almak olsun internete girmek olsun kısaca tüm işlerim için cep telefonu kullanıyorum. Cep telefonumun şarj aleti ve 1 powerbank yetiyor.
seyahatim şehir içi ve belirli bir süreyi kapsıyorsa, her gün için birer yedekli iç çamaşırı çorap gömlek yada tişört alıyorum yanıma. Yağmur yağma ihtimali varsa yağmurluk yoksa almıyorum bile yanıma. 1 Kot pantolon 1 şort ise yetiyor fazlasıyla. Denize gireceksem de 1 şort tamamdır. Tabi gideceğim yerde yoksa duş malzemeleri. Yurtdışında ise yine her şeyim 1 haftalık oluyor ve yıkayıp devam ediyorum. çok elzem olmadıkça da bilgisayar taşımam.
Benim için bütün bunlar rüya gibi geliyor. 😢
her şey pahalı olmuş, evet her şey rüya gibi maalesef
Kullandığınız kamera (Canon EOS 60D DSLR) çekimler için yeterli midir? Memnun musunuz?
Canon EOS 60D DSLR kamera kullanıyorum. 18-135mm ve 50mm Canon lensleri kullanıyorum. uzun yıllardır fotoğraf makineleriyle aram iyi olmasına rağmen profesyonel olduğumu söyleyemem. Canon 60D den oldukça memnunum, keyifle kullanıyorum. Her türlü ışık ortamında, hareketli, sabit, manzara ve portre çekimlerinde oldukça iyi sonuçlar aldım ki yine de cameranın hala da bir çok özelliğini bilmediğim gibi kullanmıyorum da.
Şu an fotoğrafçılık üzerine bilgilerimi geliştirmek üzere de çalışıyorum. Şu ana kadar söyleyebileceğim tek nagatif yönü ağırlığı ve boyutları. Bu da SLR cameralar için normal. Kaldı ki büyük objektif benim tercihimdi. Fotoğrafa sadece zevk yönünden bakanlar için biraz üst model olduğunu söyleyebilirim.
Neredeyse 10 yıldır kullandığım diğer bir cameram da canon Powershot G5. Bunu büyük cameramı kullanmanının ve taşımanın riskli olduğu yerlerde tercih ediyorum. nispeten compact olamasına rağmen elde ettiğim görüntülerden oldukça memnunum.
Son olarak da Iphone4 gündüz çekimleri yanında video çekimlerinde ve acil çekim yapmam gerektiğinde başımın üstünde tuttuğum bir cihazı. elim, kolum, her şeyim diyebilirim.
Ben (65) ve eşim (62) son üç senedir kışları, özellikle Tayland ağırlıklı olmak üzere 3.5 ay kadar, uzakdoğuda geçirmekteyiz. İkimizinde yanında tamamen yeterli ~7 kg ağırlığında birer kabin çantası yani sadece el bagajı var !
“Osprey 40 Farpoint” adlı havayolu şirketlerinin kabin limitlerine uygun bu 40 litrelik ~1200 gr ağırlığındaki çanta ayni zamanda gerekli özellikleri ile modern bir sırt çantası. Galiba reklam gibi oldu : ) . Bütün ihtiyaçlarımızı karşılayan eşyalarımız böylelikle toplamda ~5-5,5 kg kadar tutmakta, geri kalan küçük bir kısımı ise yollarda aldığımız diğer gereksinimlerimiz oluşturmakta. Bazı havayollarının limiti 8 kg !
Böyle bir düzende:
* Havaalanına araba ile gidiş-dönüş durumunda mont, kaşe ceket v.s. ihtiyacı gereksiz oluyor.
* Kaşe ceket alındı ise daha sonra çantada taşırken hacmi %40-50 kadar azaltabilen ve özellikle diğer tekstiler için de, “vakumlu plastik kompresyon torbası” kullanıyoruz.
* İnce bir kazak ise sadece uçuşlarda değil, genelikle bu bölgelerde gereksiz soğuk klimalı tren ve otobüs yolculuklarının da demirbaşı.
* Tropik bölgeler için uygun olmayan blue-jean yerine, yola çıkarken ve dönüşte gerektiğinde üst üste de giyilebilecek incelikte, pratik cepli iki “kargo pantolon”u, ayni zamanda şort olarak da kullanılabilmekte.
* Ayakkabı olarak, sandalet (uçuşlarda çorapla
giyilebilir) ve parmak arası tekstil olan tokyo sandalet,
* şapka yerine mendil olarak da kullanılabilen 2 bandana,
* pasaport, banknot ve kredi kartları için “pantalon altı taşınan geniş cepli kemer”, devamlı üzerimizde olanlar.
* Haritalar, el feneri, navigasyon cihazı, sözlükler, tercüme aleti, gezi kitapları, fotograf makinası, müzik çalar, radyo, not defteri, kalem, günlük gazete ile dergiler, film çekici, video oynatıcı, fotoģraf albümü, posta kutusu, ciltlerce ansiklopedi, telefon rehberi ve telefonun toplam ağırlığı hepimizin bildiği üzere günümüzde bereket sadece ~100 gr civarında.
Gençliğimizde yukarıda saydıklarımın ceyreğini söylesek, hemen deli gömleği giydirirlerdi, bu kesin. : )
* 150 civarı kitap için eşim de fazladan ~100 gr Iık bir Kindle taşıyor. Bu da başka bir delilik.
* İki kişi için tek 7 inclik tablet yeterli. Bulut varken hafıza kartı gerekli olmuyor.
* Her yerde kilosunu 3 liraya yıkatabileceğimizden yanımızdaki tişört ve iç çamaşır sayısı sadece 1 haftalık ya da en fazla 10 günlük. Ben yola yakası terleme yüzünden oldukça açık 2 tişört ile çıkıyor, genellikle ilk durak olan Bangkok’tan 2-3 adet şile bezine benzer V yaka bol Tayland gömleği alıyorum.
* Kirli torbasının bezden olanını terçih ediyoruz. (Yastık kılıfı olabilir)
* Kaldığımız her yerde banyo havlusu olduğundan, çok amaçlı ince bir peştemal, (saronglar sentetik olabiliyor) ve iki mikro elyaflı antibakteriyel yüz havlusu yeterli. Normal küçük yüz havluları özellikle tropik bölgelerde 3-4 gün içinde koku yapmaya başlıyor. Mikro elyaflı bulaşık yada oto kurulama bezleri alternatif olabilir. Yıkama özelliklerine dikkat edilmeli.
* İki mayo maksimum.
* Yağmurluk, terleme yüzünden tropik bölgeler için uygun değil. Şemsiye orantısız yük. Her zaman sığınacak bir yer bulunuyor. Bu sıcak yağmurlardan kaçmayanların resimleri neden tatlı bir hatıra olmasın ? Pasaport, telefon ve tablet için normal bir poşet, çanta için ise büyük çöp poşeti bize yeterli.
* Sabun, traş köpüğü, şampuan, her çeşit krem, sprey, sinek kovucu, bıçak, makas v.s. ilk günkü alış-veriş listemizde. Çoğu zaten uçak kabinine alınmıyor.
* İlaç olarak sadece 2 yüksek doz olarak, ağrı kesici parasetemol, ishal drajesi ve eloktrolit poşeti haricinde herşey gerektiğinde üstelik eczacının tavsiyesi ile oldukça ucuza temin edilebilir. Devamlı ilaç alımı tabi diğer bir istisna.
* İki kişi için hafif bir omuz çantası yeterli.
* Kahvaltısız gecelemeler için ince bir plastik müsli kasesi ve kaşık bazılarına bol meyveli bu bölgelerde alternatif sunabilir. Tatlı soya sütü unutulmamalı.
Bırakın normal turistleri, sırt çantalıların bile en az %80 inin, 40 litre üzeri ile yolculuğa çıkması bir gerçek. Gerekliliği ise herkesin kendisine diyelim…
Çantayı doldurmayalım derken, sayfayı doldurduk galiba ? ; )
Bu gerçekten efsane bir yorum olmuş. Elinize sağlık. Not alıyorum listeden.
Harikasınız mükemmell. Çantanın Markasını da verseydiniz Reklam tam olsaydı keşke..
Osprey 40 Farpoint
Valla süper helal olsun şahane yazı olmuş
Çantamızın olmazsa olmazlarından bağırsak düzenleyici… Her kültüre ait mutlaka denenmesi gereken yiyecekleri tüketme taraftarıyım. Ama tabi alışkın olmayan bünyede nadir de olsa sıkıntı yaratabiliyor. Dolayısıyla kısıtlı bütçe ve zamanla yarışırken bence her gezginin çantasında olmalı…
Seyahatimde ishal önleyici bir ilaç almıştım ama sonra çöpe attım. Gittiğim her ülkede en ucuz sokak yemekleri yedim ve hiç ishal olmadım. 🙂
Ben sizin gibi uzun seyahatlere çıkamıyorum, arada sırada 1 haftalık ya da 2 haftalık seyahatlere çıkabiliyorum. Benim ayrılmaz parçalarım ise;
-En az 4 tane atlet ve boxer
-3-4 tane tişört
-mayo
-2 pantolon
-parmak arası terlik-özellikle duşa girerken çok işe yarıyor ve hafif
-deri ayakkabı
-yarım litrelik su şişesi)havalimanlarıan girmeden önce boşaltıyorum)
-uçakta ve birçok yerde uyuyabilmek için şişme yastık
-fotoğraf makinem ve polarize filtrem-d7000+18-200mm lens)önceden toplam 24 gblik hafıza kartlarıyla idare ediyorudum ama artık bi taşınabilir harddisk almak lazım
-güneş gözlüğü
-akıllı telefonum olmadığı için gitmeden önce gideceğim yerlerin haritalarını çıktı alıyorum( çok da önemli olduğunu düşünmüyorum akıllı telefona sahip olmanın ama iternete giren bir telefon olursa onunla günlük havadurumuna bakılmalı kesinlikle)
-sağlık sigortam ve çeşitli gereçler için kağıtları koyabileceğim bir poşet dosya
-isic öğrenci kartım(müzelerde çok işe yarıyor :D)
şimdilik bu kadar 😀
iyi yolculuklar
Benim için olmazsa olmazlar:
*fotoğraf mak.ve objektif türleri, filtreler,şarj cihazı,yedek pil ve yedek kartlar
*telefon, netbook ve şarj cihazları
*hardisk ve bağlantı kablosu
*Monopod ( şartlara göre tripod)
*gopro ve aksesuarları
*kremlerim 🙂
*seyahat yöresine uygun bir kitap,
*kıyafet fazla taşımam, böceksavar sprey şart,
*küçük not defteri,kalem
*yedek ayakkabı,terlik
*güneş gözlüğü
*şal ( dini mekanlarda başörtüsü niyetine)
Kemal bey merhaba,
Fotoğraf makinası setinizi hafifletmeniz mümkün, artik aynasiz denilen yeni nesil fotograf makinalari performans olarak dslr makinalari yakaladi. Bir arastirmanizi tavsiye ederim.
Seyahat bavulumdakileri sıralayayım ben de, malum sizin gibi sırt çantalı değilim 🙂
Tablet
Fön ve düzleştirici makinalarım
Güneş gözlüğü
Törpü
Yastığım ( boyun fıtığı sebebiyle otel yastıklarında rahat edemeyişim uykusuzluğa neden oluyor )
Topuklu ve spor ayakkabı+ parmak arası terlik
Gece kıyafeti
Eşofmanlar ( spor için )
Ağrı kesici
Günlük giyebileceğim en az beşer adet alt ve üst giysisi
En az iki adet bikini
Şarj aletleri
Makyaj malzemeleri
Ah biz kadınlar… Her şeyimiz teferruatlı 🙂
Çantanızda seyahat için gerekli her şey mevcut yalnız şarj aletlerinin fazlalığı göze çarpıyor 🙂 Ağrı kesici almaz mısınız yanınıza ? Bence çok önemli.