Luang Prabang, Fransız kolini mimarisi ve Budizm mirasını bir arada karmasının oluşturduğu, UNESCO Dünya Mirası şehirlerden biri. Mekong Nehri ile Khan Nehri arasındaki tarihi yarım ada üzerinde kurulmuş şehir etkileyici atmosferi, her bütçeye hitap eden guest house ve otelleri, enfes menülere sahip birinci sınıf restoranlarıyla Laos’un en çok ziyaretçi alan yerlerinden.

Fransızlar tarafından kolonyal mimariyle yapılmış 1920’lerde sarı, turuncu, kırmızı, pembe renkli villaları; aydınlatmalar ile geceleri etkileyici bir atmosfer sunuyor. Şehrin her iki yanından nehir aktığında burası bir yarımada görünümünde. Nehir kıyısınca uzanan sokakları süsleyen Bodhi, Hindistan cevizi ve palmiye ağaçları ile şehir yemyeşil.

Luang Prabang Royal Palace
Royal Palace – Haw Kham, Luang Prabang

🧭 İlginç kasaba Vang Vieng’de 3 gece kaldıktan sonra Luang Prabang’a gitmek için gece otobüsüne bilet aldım (130000KIP, 29TL). Yolun bozuk ve virajlı olmasından dolayı, zor ve yorucu bir 8 saatlik yolculuk sonrasında, gece 3 civarlarında Luang Prabang yakınlarında mola verdik.

Şoförümüz bu saate şehre gidersek konaklama bulamayacağımızı istersek mola verdiğimiz yerde otobüste uyuyup günün ilk ışıklarıyla şehre geçebileceğimizi söyleyince kabul ettik. Ben dâhil sadece 3 yolcuyduk zaten.

Malta

Kalabalık olamaması dolayısı ile koltuklara ayaklarımızı uzatıp uyuduk. Hava aydınlanmaya başlayınca otobüs bizi şehir merkezine ulaştırdı. Fransız çiftle birlikte otobüs terminalinden jumboya (3 tekerlekli motorsiklet-tuktuk) atlayıp (15KIP, 3TL) şehirde indik.

Luang Prabang Gezi Rehberi

Luang Prabang, 1975’teki komünist darbeye kadar eski Laos Krallığının başkentiydi. Şehir 2008’de ‘New York Times Gazetesi’ tarafından hazırlanan ‘Görülmesi Gereken Yerler’ listesinde ilk sıraya konmuş. UNESCO Dünya Mirası Listesinde de yer alan şehir, 70’e yakın tapınağa, 2 binden fazla Budist rahibe ev sahipliği yapıyor.

Budizm mirasını en güzel örneklerini taşıyan tapınaklar şehrin her yanına serpilmiş durumda. Fransız kolonial mimarisine sahip iki katlı binaların arasında, sade mimarisi olmasına rağmen etkileyici iç dekorasyona ve süslemelere sahip tapınakları bir arada görebilmek mümkün.

Fil safarileri, ormanda trekkingler, tubing, kano ile nehir turu gibi aktivitelerin yanında fil sürmeyi (mahout) öğrenmek mümkün. Şehirdeki masaj ve SPA kültürü ise başlı başına keşfedilmeye ve 1 günü ayırmaya değer.

Sokakları ekmek ve kahve kokan bu şehir, Güney Asya ülkelerine ziyaret planlayanların listesinde hemen her zaman da ilk sıralarda yer almalı. Şehrin geleneksel Laos yaşam tarzı, mimarisi ve kültürünün Fransız zarafetiyle güzel karışımına vuruldum.

Birkaç guest house ile görüşüp fiyat aldıktan sonra, Mekong Nehrine bakan tarihi yarımada üzerinde bulunan ve içerisinde TV’si, sıcak duşu ve büyük bir yatağı olan birini beğenip yerleştim (100000KIP, 23TL). Bu çevre tamamen daha çok konforlu konaklama imkânı sağlayan çok sayıda otel ve guest houselardan oluşuyor. Konaklamak için en iyi lokasyonlardan biri olduğunu söyleyebilirim.

Biraz dinlendikten sonra bir bisiklet kiralayıp (10000KIP, 2TL) yarımadanın çevresinde dolaşmaya başladım. Her yanda göze çarpan etkileyici ahşap mimarisi ve kocaman ağaçların sıralandığı temiz ve oldukça sakin sokaklarıyla şehir huzurlu bir atmosfer sunuyor. Ahşap oymacılık ürünü hediyelik eşya satan dükkânlar, turizm acenteleri, masaj salonları, kaliteli restoranlar sokaklar boyunca uzanıp gidiyor.

Şehrin iki yanını çevreleyen nehirleriyle harika bir gün batımı manzarasına karşı içkilerinizi yudumlamanız mümkün. Doğrusu Asya’da bulunduğum şehirler içerisinde bu atmosfere sahip sadece bir yer görebilmiştim; Bali’nin Ubud kasabası. Edindiğim bilgilere göre Tayland’ın kuzeyinde yer alan Chiang Mai’nin de benzer bir atmosfere sahip olacağını tahmin ediyorum.

Şehirdeki ulaşım, ağırlıklı olarak bisiklet ve motosikletlerle sağlanıyor. Otomobil kullanımı oldukça az olduğundan trafik sorunu hiç yok. İki nehir arasındaki bu yarımadada kurulmuş bu tarihi şehirde bisikletle gezmek benim de tercih ettiğim bir aktivite oldu. Çünkü burada bisikletle dolaşmak çok kolay. Her an mola vermeniz için karşınıza bir sebep çıkıyor.

Bisiklet kiraladığım yerden çevreyi ziyaret etmek için bir tur satın aldım (30.0000KIP, 68TL). Aslında amacım motosiklet kiralayıp çevreyi keşfetmek ve aktiviteleri tek başına yapmaktı, ancak birkaç acente gezmeme rağmen ellerinde motosiklet kalmamıştı. Fiyatlar ise saçmalık derecesinde yüksekti. Diğer şehirlerdeki ortalama fiyat 7-10$’ı geçmezken, burada bana 50$’a yakın fiyat verildi.

Luang Prabang Gezilecek Yerler 📌

Luang Prabang, sadece etkileyici mimarisi ve huzur veren havasıyla değil aynı zamanda yapılabilecek aktiviteleriyle de gezginlerin uğrak noktası.

1. Alms Seremonisi

Alms Giving Ceremony olarak anılan Alms Seremonisi, her sabah saat 05.30’da Budist keşişlerin Luang Prabang sokaklarında sadaka toplamalarına verilen isim. Tapınaklarda hayat çok erken saatlerde başlıyor. Rahipler her sabah yanlarına aldıkları kaplar ile manastırlarından çıkıp, onları bekleyen halkın önünden geçerek kendilerine ikram edilen yemekleri topluyorlar.

Rahipler, halkı kutsayıp, ellerinden dolu kaplarla manastırlarına geri dönüyorlar. Bu yiyecekler rahiplerin bugünlük sade öğünlerini oluşturacak. Her gün tekrar eden bu seremoniyi izlemek için çok sayıda turist kaldırımda yerlerini almışlardı.

Vang Vieng şehrinden Luang Prabang’a vardığımda otobüsten indiğimiz yerin hemen yanındaki tapınaktan çıkan turuncu giysiler içeresindeki Budist Rahipleri gördüğümde çok şaşırmıştım. Kentte 80 tapınak bulunduğundan, erken kalkarsanız hemen hemen şehrin pek çok yerinde görebilirsiniz. Alms Seremonisi, için en iyi fotoğrafları alabileceğiniz tapınaklar ise Th Kamal ve Th Sakkarin tapınakları.

2. Wat Xieng Thong

Wat Xieng Thong
Altın Şehir Tapınağı

Wat Xieng Thong (Altın Şehir Tapınağı), Mekong ve Nam Khang nehirlerinin oluşturduğu yarımadanın kuzey kesiminde ikinci yüzyılın ortalarında inşa edilmiş. Tarih boyunca Laos’ta göreve gelen kralların taç giydiği kutsal bir mekan olan tapınak, Laos’taki en önemli manastır olarak kabul ediliyor.

Görkeminden dolayı tapınağa başka isimler de vermişler; ‘Altın Şehir’ ve ‘Altın Ağaç Manastırı’ gibi. Tapınak, dini etkinliklere hizmet veren yirmiden fazla tapınak yapısından oluşan büyük bir kompleks. Güzel görünümü ve antik tarihi ile misafirleriniz cezbeden Wat Xieng Thong, alışılmadık derecede huzurlu bir atmosfere sahip.

3. Royal Palace Haw Pha Bang

Luang Prabang Kraliyet Sarayı, Lao kraliyet ailesi için 1904 yılında inşa edilmiş. Şehrin ana caddesi üzerinde bir zamanlar eski kraliyet sarayı olan Haw Pha Bang, yani Kraliyet Sarayı şimdilerde müze olarak kullanılıyor. Komünistler monarşiyi 1975’te devirince sarayı müzeye dönüştürmüş.

Saray, Lao ve Fransız mimari tarzlarının bir karışımı ve dekoru geleneksel Lao tarzında. Bahçesindeki Budist tapınağı oldukça görkemli olsa da sarayın kendisi oldukça sade ve gösterişsiz. Binanın kendisi Fransız mimarisinden etkilenmiş. Tayland ve hatta Kamboçya’daki Kraliyet Saraylarından çok daha küçük.

Kraliyet ailesinden eserler ve eşyalar çoğunlukla mobilya, kıyafet, dini objeler ve diplomatik hediyeler sergileniyor. Saraydaki sergiler Laos’un birkaç yüzyıllık tarihinin izlerini taşıyor. Müzenin en çarpıcı parçası ise 2000 yıllık ve 71 metrelik yükseklikteki Buddha heykeli.

İçeriden görüntü ve video almanın yasak olduğu sarayı (30000KIP, 7TL), terliklerinizi dışarıda bırakıp yalınayak geziyorsunuz. Yine bahçede haftanın birkaç günü akşamları gösteri sunan bir bale salonu bulunuyor.

Wat May Souvannapoumaram ya da sadece Wat Mai, Luang Prabang’daki bir başka önemli tapınak. 19. yüzyılın sonunda Lao Budist inancının başı burada yaşadığından burası Lao Budizmi için önemli bir tapınak. Halk tarafından Vat Mai olarak anılan tapınağın giriş ücreti 10,000 KIP.

4. Mekong Nehri

Mekong Nehri, 4350 km uzunluğuyla dünyanın on ikinci en uzun nehri. Mekong Nehri, Tibet’te yer alan Doğu Himalaya dağlarından doğup Çin, Myanmar, Laos, Tayland, Kamboçya ve Vietnam’da geçtiği yerlere hayat verip, Güney Çin Denizine dökülüyor.

Uygarlıkların tarihlerini incelediğimizde birçoğunun su havzalarının; göllerin, denizlerin ve akarsu kaynaklarının çevresinde kurulduğunu görebiliriz. Nil boyunca Mısır Medeniyetini, Dicle ve Fırat havzalarında Mezopotamya uygarlıklarını, Ganj kenarında Hintlileri ve Mekong çevresinde de Angkor Medeniyetini görebiliriz.

Gün batımının kızıllığını seyretmek için Mekong Nehri kenarındaki restoranlardan birinde oturup akşam yemeğimi alırken oluşan sapsarı ambiyansa sahip manzarayı izlemek keyifli. Güneş ufuktan bir tepsi görüntüsüyle dağların arkasında kaybolurken her yer altın sarısı renge bürünüyor.

Gökyüzü, nehir, ağaçlar ve sokaklar bile! Rolling Stones’un solisti, yetmişli yaşa merdiven dayamış Sir Mick Jagger’ın, meditasyon için geldiği bu güzelim şehirde insan gün bitmesin, gece bitmesin istiyor.

Gece otobüsleriyle yapılan yolculuklar sonrasında şehirleri keşfetmeyi severim. Eğer perişan düzeyde yorulmadıysanız sabahın o erken saatinde başlayan keşif ve gün o kadar uzun geliyor ki sanki şehirde uzun süredir kalıyormuşsunuz hissi uyanıyor. Öyle bir hisle oldukça yorgun bir bedenle, çoktan uykuya dalmış bir kasabada ben de kendimi yatağıma attım.



Day 573: Laos: 6 Luang Prabang, 27 Şubat 2012

5. Phousi Hill

Wat Pahouak
Wat Pahouak

Ertesi gün bisiklet kiraladım ve şehir içerisinde yine turlamaya başladım. İki nehir arasındaki bir yarımadada kurulmuş Luang Prabang’da bisikletle dolaşmak çok kolay ve keyifli. Her an mola vermeniz için karşınıza bir sebep çıkıyor.

Eski bir kitapçı ya da ilginizi çekebilecek oyma ahşaptan yapılma hediyelik eşyalar satan bir dükkân veya bir sanat galerisi, davetkâr bir kahve kokusunun geldiği Fransız stilinde bir cafe sizi yolunuzdan alıkoyabilir.

Kulağıma çalınan sese dikkat kesilince, bir tapınağa yöneldim. Bisikleti tapınağın bahçesine bırakıp tapınakta yerimi aldım. İçeride yirmiye yakın genç Budist rahip dini seremoni yapıyorlardı. Yaşları 15 civarında olan gençlerin kimisi derin bir ilgiyle ilahilere eşlik ederken, kimisi meraklı gözlerler arkada durmadan fotoğraf çeken benimle ilgileniyordu.

Phousi Tepesi olarak da bilinen Phousi Dağı, Luang Prabang’ın kalbinde yer alan yaklaşık 100 metre yüksekliğinde küçük bir tepe. Mekong ve Nam Khan nehirleri arasında yer alan tepenin şahane manzarasını izlemek hem de zirvede yatan Büyük Buddha ve Wat Chomsi ile ünlü Wat Tham Phousi tapınaklarını görmeye gittim.

Yukarı çıkarken ve aşağı inerken farklı patikalar olsa da yolunuz düşerse Sisavangvong Yolu üzerindeki Kraliyet Sarayı Müzesi’nin hemen karşısında girişi kullanın. Tüm şehri ve çevreyi panoramik görme imkânı sunan Mount Phousi’nin giriş ücreti 20.000 KIP, 5 TL. İlk bakınca aklıma Krabi şehrinde yer alan, çıkarken aşırı yoran Tiger Tapınağı merdivenlerini getirse de çıkması gayet kolaydı.

Zirvede şahane bir manzara var. Luang Prabang önünde uzanıp giden Mekong nehrini, şehri diğer bir koldan sarıp Mekong ile birleşen Nam Khan nehrini görüyorsunuz. Altın rengiyle parıldayan tapınaklar ve evler tepenin eteklerine yayılmış. Uzaklarda sisler içerisinde yükselen görkemli dağları, solan güneşin altında parıldayan nehirleri ve şehrin altın tonlarıyla taçlanışını keyifle izledim.

Wat Chom Si, Phousi Dağı’nın tepesinde oturan bir tapınak ve stupa. 20 metre yüksekliğindeki altın stupa, tüm Luang Prabang’ın oldukça inanılmaz 360 derece manzarasına sahip. Ayrıca büyük altın Buda’ya ev sahipliği yapan daha küçük bir mağara da var.

Wat Pahouak, tepeden inince hemen solda yer alan tarihi bir tapınak. Duvarlarını kaplayan resim süslemeleri 1860’ta yapılmış. Sümela Manastırı‘ndaki duvar resimlerini bana anımsatan tapınak, oldukça virane ve bakımsızdı. İçeride bir görevli masasında resimler yapıyordu. Tapınaktan çok bir sanat atölyesi havası vardı, bahçesindeyse oynayan çocuklar.

Her zamanki gibi uzayıp giden günü gece marketinde noktaladım. Yiyecek bölümünde karnımı doyurarak geçirdim. Huzurlu havası, herkese hitap edebilen zenginlikteki stantları, zengin yiyecek ve içecek seçenekleriyle Laos’un en eski şehirlerinden Luang Prabang’daki gece pazarı, Asya’nın en güzel pazarlarından biri.



Day 575: Laos: 8 Luang Prabang, 29 Şubat 2012

6. Pak Ou Cave

Luang Prabang, Laos

Luang Prabang’da gezilecek yerleri görmek için bir tura katılmaya karar verdim. Sabah 08.30’da otelden aldılar. Altı kişilik grup, bir kamyonetle toz toprak içerisinde yol alarak yarım saat uzaklıktaki fil safarisi çiftliğine vardı. Üçer kişilik gruplar halinde 2 fil üzerindeki yerimizi alıp orman içerisindeki yürüyüşümüze başladık.

Fil safarisi sonrası Mekong Nehrine geçip oradan da bir kayığa bindirildik. Bu nehri kendiniz geçmek isterseniz ödemeniz gereken ücret 10.000KIP, 2.5TL). Kayığımız bizi hemen nehrin karşı kıyısındaki Pak Ou Cave’e ulaştırdı. Aynı zamanda eski bir tapınak olan bu mağara ziyaretçilerle dolup taşıyor.

Pak Ou Cave, Mekong Nehri’nde, Luang Prabang’a yaklaşık 24 km uzaklıktaki yer alıyor. Luang Prabang’da en çok ziyaret edilen yerlerden birisi aynı zamanda. Budist mağara sanatı Asya ülkelerinde çok popüler. Çoğunlukla Buda tasvirlerinin yerleştirildiği mağaralar Laos’ta da en çok ziyaretçi çeken noktalar arasında.

Pak Ou Mağaralarında ahşap ya da taş oymacılığı eserleri görülebiliyor. Farklı boyut, şekil, ve kompozisyondan 6 binden fazla Buda Pak Ou Mağaraları’nda yer alıyor. Mağaralar Mağara iki bölümden oluşuyor. İlk önce batı bölümü ziyaret ettik. Büyükçe olan bu mağaradaki, Buda heykelleri yer alıyordu.

Tam Ting olarak adlandırılan diğer mağarada ise binlerce irili ufaklı Budha heykelleri bulunuyor. Bunların birçoğu ağaçtan oyulup daha sonra üzerileri altın lifleriyle kaplanmış. Heykellerin birçoğu 18. yüzyıl sonrasında yapılmış. Eski kadim inançlara sahip yerel kabilelere göre ise, bu mağaraların nehirlerin ruhlarının evi olduğu düşünülüyor.

16. yüzyılda Laoslular henüz Budizme adapte olmadan önce ruhlara inanıyorlardı. Hala Laos’un kuzeyinde birçok kabile Budist olmayıp spiritüal inanca sahiptiler. 1975’lere kadar Luang Prabang halkı ve Kralı her Laos takvimi yeni yılında mağaraya hac ziyaretleri gerçekleştiriyor.

7. Hmong Köyü

Luang Prabang tour

Öğlen yemeğimizi fil safarisi yaptığımız çiftlikte aldıktan sonra tekrar kamyonete doluşup yakındaki, Loas’un kadim kabilelerinden Hmongların bir köyüne geçtik. Pirinçten nasıl viski imal edildiğini izledik, köyü dolaştık. Hediyelik tekstil ürünleri için bazı shopları gezdirdiler.

Köydeki hemen her evin önündeki tezgâhlarda meşhur Laos viskisi satılıyor. Viski şişelerinin içerisinde ise yılan, akrep, çıyan, kırkayak ve tanımlayamadığım sürüngenler yerleştirilmiş. Buradaki stantlardan birinde isteyen bu viskilerden tattı.

Alkol oranı çok yüksek ve tadı daha bir tatlı olan viskilerden ben içerisinde yılan olanı tercih ettim. Luang Prabang’a dönüp kamyonet olan arabamızdan minivana geçtik. Şehrin 29 km güneyinde olan Kuang Si Park’ına geçtik.



8. Kuang Si Fa Waterfalls

Luang-Prabang Bear Rescue Centre
Luang-Prabang Bear Rescue Centre

Kuang Si Fa Waterfalls (Kwang Si), muhtemelen Asya’daki en güzel 10 şelale arasına rahatlıkla girer bana göre. Göz kamaştırıcı güzellikte, yemyeşil ağaçların arasından kıvrılıp gelip, kireçtaşı kayalarının üzerinde büyüleyici görünümüyle ve turkuaz rengiyle akan şelaleleri hem seyretmek hem de yüzmek şahane!

Sadece bir noktada değil, nehrin birkaç noktasında birbirinden güzel şelaleler ve göletler oluşmuş. İlk yüzdüğünüzde sizi ürperten soğukluktaki suya alışmanız kısa sürüyor, sonrasında keyfini çıkarmak kalıyor. Kaygan zemini olsa da tepeye kadar gidebilirsiniz. Şelalenin içerisinde olduğu Kuang Si Park giriş ücreti için 20.000 KIP ödüyorsunuz.

Şelalenin en derin bölümüne ev sahipliği yapan bölümünde çılgın gençlerin çeşitli akrobasi görüntülerine şahit olabilirsiniz. Tarzan gibi iple ağaçtan sarkıp kendini suya takla atarak bırakanlar, şelalenin en yüksek noktasından kendileri 3-4 metre aşağıdaki turkuaz renkteki suya bırakanların sizi de heyecanlandıracağına eminim.

Tat Kuang Si Bear Rescue Centre, tehlike altındaki Asya Siyah Ayıları (Asian Sun Bear) koruma merkezi olarak hizmet veriyor. Kuang Si Parkı girişine yakın yer alan merkez, doğal ortamdan uzaklaştırılmış kaçırılmış veya yaralı ayıları tekrar doğal ortamlarına adapte edilmeye çalışıyor.

9. Living Land Farm

Luang Prabang yapılacak şeyler
Living Land Farm, Luang Prabang

Living Land Farm, Laos’un kalbindeki pastoral kırsalda 2005 yılında kurulmuş bir çiftlik. Bir grup yaratıcı girişimci arazilerini daha iyi kullanmak için birleştirip tamamen organik üretim yapan bir çiftliğe dönüştürmüşler. İlginç olan ise sadece üretim yapmıyor, misafirlerine Laos kırsal hayatına balıklama dalabileceğiniz denetim de sunuyorlar.

Bu başarılı topluluk girişimi, Luang Prabang’ın antik başkentinden çok da uzak değil. Şehir gezilerinden bıkarsanız, belki bir mola verip eğlenceli ve uygulamalı bir deneyim yaşarsınız. Burada Asya’nın telem gıdası olan birincin geçtiği tüm aşamaları deneyimleyerek öğrenme şansınız var.

Tohumları seçmekten, çiftliğin mandasıyla çeltik ekmeye ve hatta sürmeye kadar! Yarım günlük çiftçilik deneyiminde bolca çamura batıp Laoslu çiftçilerin neler çektiğini anlıyorsunuz. Çevredeki çeltik terasları ve dağların muhteşem manzarasına sahip çiftlikte ter dökmek isterseni Luang Prabang gezilecek yerler listenize ekleyin.

10. Geleneksel Sanatlar ve Etnoloji Merkezi

Geleneksel Sanatlar ve Etnoloji Merkezi, geleneksel sanatları icra eden yerel dokuyu görmek ve Laos’ta yaşayan etnik gruplar hakkında daha fazla bilgi edinmek için harika bir yer. Merkezin amacı çeşitli etnik grupların mirasını korumak. Laos’ta tam 49 etnik grup bulunuyor ve bu merkez kültürlerin korunması için çok önemli bir yere sahip.

11. Tad Sae Şelaleleri

Nam Khan Nehri’den 10 dakikalık bir tekne yolculuğu ile ulaşılabilen Tad Sae Şelaleleri, hem yüzülebilir olması hem de fillerle birlikte yüzme deneyimi içerdiğinden oldukça popüler. Luang Prabang’dan 19 km uzakta bulunan Tad Sae Şelaleleri’ni ziyaret için en uygun dönem, suyun yüksek olduğu yağışlı mevsimde, ağustos ve kasım ayları arası.

12. Luang Prabang Night Market

Luang Prabang Night Market
Luang Prabang Night Market

Gün batımı sonrasında şehrin ana caddesi üzerinde kurulan Night Market hiç kuşkusuz Asya’nın en güzel gece pazarlarından biri. El işi ipek tekstil ürünleri, el oyması ahşap heykeller, resimler, sanat eserleri, süs eşyaları, takı ve hediyelik ürünler, yine içerisinde yılan, akrep veya çiyan olan Lao viskileri ve elbette yiyecekler.

Sokakta kurulmuş küçük tezgâhlarda sandviçten, çöp şişe, balıktan, ızgaraya kadar her şeyi bulabiliyorsunuz. Odun ve kömür ateşinde oracıkta yapılan et, tavuk ve balık ızgaraları bulmak mümkün. Açık büfe tarzındaki onlarca çeşit yemekleri çok ucuza (10.000KIP, 2TL) tabağınıza doldurabileceğiniz kadarını alabiliyorsunuz.

Luang Prabang’daki gece pazarını ziyaret ettiğinizde pazarlık yeteneklerinizi iyi konuşturmanız gerekiyor. Gece pazarı, tekstil, seramik, etnik sanatlar, el işi ürünler, ev yapımı viski, el çantaları ve bambu eşyaları gibi çeşitli malları sergiliyor. Şehrin gece pazarı, saat 17.00’den 23.00’e kadar açık.

Aktivitelerle dolu dolu geçen bir bir günün ardında Luang Prabang’a dönüp, elimde Laos birası Mekong nehri kenarındaki masamdan gün batımını izliyordum.

Laos’un bu güzel şehri, muhteşem doğal manzarası, Mekong Nehrinde tekne turları, mağara ve şelaleleri, 20. yüzyıla inatla hala sanki geçmiş yüzyılda yaşıyormuşçasına ayakta olan köyleri ve kabileleriyle ziyaret edilmeyi bekliyor.

Day 576: Laos:9 Luang Prabang, 1 Mart 2012

14 Yorumlar

  1. Kemal bey, yazılarınız için teşekkürler. İnanın o kadar çok işime yaradı ki. Hem cesaretlenme hem de uygulama aşamasında 🙂 Burası gerçekten güzel bir şehir, ama giderek fiyatlar yükselmiş herhalde. Turist sayısının artışı fiyatları da arttırmış. Alışverişlerde pazarlık şart. Bir de geleceklere tavsiyem kozmetik ve kişisel bakım ürünlerini mutlaka getirsinler. Ülke koşullarına göre inanılmaz fiyatlar var. Ama insanlar gerçekten çok güzel, temiz ve sıcak. Her şey için sağolun, bir gün karşılaşmak ümidiyle.

  2. Süperr… Son zamanda yaptığın gezilerin içinde görsel olarak en muhteşemi sanırımm.. Bayıldım… Ben fotğraflara bakakalldım… Sendeki etkiyi ve görsel tatmini düşünemiyorum bile…

  3. Meditasyon yapmaya başladığım zaman hep nerede olmayı tercih ederdim, nasıl bir ortam olmalı diye aklımdan geçirdiğimde senin şu gezindeki o güzellikleri hele ki şelaleden oluşan Kuang Si Fa bölümü beni en çok etkileyen kısmı oldu. Medite eder gibi yaşamaya ve gezmeye bizleri de hayallerimize götürmeye devam Kemal Kaya. Teşekkürler

  4. I like the first photo – it looks like a scene from the Lord of the Rings movies and the woman looks like one of Tolkien’s elves.

  5. Harika resimler ve güzel bir yazi, elinize sağlik. Anladığım kadar en çok Laos’tan zevk aldığınız. Gezdiğiniz her yer güzel fakat Laos biraz daha mı farklı? Çocukça bir soru belki, Şu ana kadar gördüğünüz en güzel yer Laos mu?

    Anlatımlarınızla biz de geziyoruz. Her şey gönlünüzce olsun.

    • Laos hakikaten gezimde benim için yeni deneyimler, yaşadığım bir yer oldu. Trekkingler, lokal kabileler, faklı inançlar, bakir coğrafyalar, huzurlu ve dingin havasi ile çekiciydi. Yine şu ana kadarki gezimde benim en çok yorulduğum yer oldu. Gerek bitmek bilmez bozuk yolları, gerekse katıldığım aktivite ve trekkingler beni çok yordu.

      “En sevdiğim ülke” sorusuna gerçekten cevap vermek zor. Laos’un keyif aldığım bir ülke olduğu kesin. Umarım gelecekte göremediğim güney bölümünü ziyaret etme imkanım olur.

  6. Merhaba,
    Ben de cok yakinda Thailand, Kambocya ve Laos rotali bir Guney Asya turu planliyorum, blog yazilarinizi okumaya da Laos kismindan basladim bu sebeple. Yazilar cok keyifli, fotograflar harika, Laos icin sabirsizlaniyorum ben de artik:)
    Iyi seyahatler..
    Silan

Yanıt yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz