Phonsavan, Laos’un Xieng Khouang eyaletinin başkenti. 1970’lerin sonlarında, II. Indochina Savaşında yok olan eski tarihi başkent Muang Khoun’un yerine kurulmuş. Vietnam sınırındaki Phonsavan, 1100 metre rakımda olduğundan gece oldukça serindi. Hills of Paradise olarak adlandırılan şehir, yıl boyunca serin olan iklimiyle güzel ve serin bir havaya sahip.
Phonsavan’a giden yol, kalbi zayıflar için iyi değil. Yüksek rakımlardaki keskin virajlı yollar dağların arasından saatlerce kıvrılıyor. Yol manzaraları yılın doğru mevsimindeyseniz gayet güzel. Phonsavan’da çekici bir şey varsa o da gizemli kavanozlar Plain of Jars. Burayı ziyaret etmekten başka yapılacak fazla bir şey yok. Ama yine de benim için gitmeye değerdi.
🧭 Nong Khiaw’dan sabah otobüsüyle ayrılıp Phonsavan’a gitmek istemiştim. Ancak yolda gece 10’da bir kasabada aktarma yapmak için diğer yönden gelecek olan otobüsü beklemek bana güvenli gelmediği için Luang Prabang’a geri dönüp oradan (40.000KIP,9TL) Phonsavan’a geçmeye karar verdim.
Bu Ankara’dan Antalya’ya gitmek için önce İzmir’e gitmeniz gibi bir şey yani. Neyse ki yollar beni ben yolları seviyorum. 8 saatlik zorlu bir yolculuk sonrası Luang Prabang’da bir gece kalıp ertesi sabah Phonsavan yoluna düştüm (130000KIP, 30TL). Sabah 8’de başlayan yolculuğumuzdan 10 saat sonra ancak Phonsavan’a varabildik. Yolda minibüsümüz bozuldu, tamiri sonrasında da birkaç yerde mola verdik.
Dolambaçlı bir arazide bir roller-coaster’a binmek gibiydi anca ‘doğa’ kelimesini bu yollarda anlamını buluyordu. Sisler arasında, yemyeşil orman içerisinde uzayıp kıvrılıp giden yollar, yol çevresinde basit ama huzurlu tek tük köyler, arada bulutların arasından sızan ışıklarla fark edilen, uzaklarda yükselen dağlar ve dağlar… Çok bozuk yollarda, konforsuz ve dar koltuklarda oturarak uzun süren ama güzel olan bir yolculuktu.
Day 585: Loas:18 Phonsavan, 10 Mart 2012
Phonsavan Gezi Rehberi
“Haritada Laos’u göster bakayım?” desek belki de birçoğumuz onun nerede olduğunu göstermesi zaman alır muhtemelen. Tayland, Kamboçya ve Vietnam ile Çin arasındaki bu ülke tarihte dünyanın en fazla bombalanan ülkesi unvanını taşıyor. Hâlbuki Laos, Amerika’nın Vietnam’la giriştiği savaşa dâhil bile olmamıştı.
Nong Khiaw kasabasının güneyinde yer alan Phonsavan’a kadar olan bu bölge Vietnamlı gerillaların sığınağıydı. Buradan geçirilen silahlar güneye ulaştırılıp Amerika’yla yürütülen savaşta kullanılıyordu. İşte, ABD 1965’ten 73’lere kadar bu savaşta bu gerillaları durdurmak için bu bölge üzerinde otalama her 8 dakikada bir bomba bırakmış.
Bırakılan bomba miktarı 2 milyon ton! 60 bin sortiyle bombalanan bu topraklardaki kasabalar, tarihi yerler, köyler yok edilmiş, doğa zarar görmüş. Düşünün, Laos savaşta bile değilken ABD ülkenin km karesine ortalama on ton bomba bırakmış! ‘Gizli Savaş’ adıyla tarihte bilinen bu savaşta atılan bombaların üçte birinin hala patlamadığı düşünülüyor.
Dâhil olmadığınız savaşta başınıza bomba yağıyor ve savaş bittikten onlarca yıl bile sonra çocuklarınızın canını almaya devam ediyor. Her savaş çirkindir, ama Laos’un hala etkisini yaşadığı bu savaş savaşların en çirkinlerinden. Savaştan geriye kalan bomba parçalarının kaşık yapımı ve dekorasyonda kullanıldığı Phonsavan köylerinde, Laoslular modern dünyadan uzakta sade yaşamlarını devam ettiriyorlar.
Kasabanın ana caddesinde şöyle bir dolaştığınızda ilginç kafeler görmeniz mümkün. Bunları ilginç kılan ise dekorasyonlarında kullandıkları savaş malzemeleri elbette. Kafelerin duvarlarına serpiştirilmiş bombalar, mayınlar, girişte, kapı önlerinde insan boyunu geçen adına füze mi denir, bomba mı denir her neyse onlar ve fotoğraflar ile dolu.
Phonsavan tatil geçirmek için gidilebilecek güzel bir kasaba değil, ancak kırsal alana dağılmış ahşap evlerden oluşan köyler, etrafta otlayan inekler ve çam ormanları ile güzel bir doğaya sahip. Tarihi geçmişi, gizemi hala şimdilerde bile tam anlaşılmamış küpleri, Plain of Jars sebebiyle benim gibi gezginleri buraya çekiyor.
Phonsavan’da scooter kiralamak basit ve ucuz. Xiangkhoang Platosu’nda görülmesi gereken yerleri keşfetmenin harika bir yolu. Şehrin sadece 8 km güneyinde yer alan dünyanın en büyük gizemlerinden biri olan Plain of Jars’ı görmek için kendiniz gidebilirsiniz ya da benim gibi diğer bir çok yeri de kapsayan bir tura yazılabilirsiniz.
Luang Prabang’dan Laos’a birlikte geldiğim Slovenyalı kızlarla bir tur acentesiyle anlaşıp (11. 0000KIP, 25TL) UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesinde yer alan gizemli Plain of Jars bölgesine doğru yola çıktık. Phonsavan’ın 30 km güneydoğusuna kurulu ve II. Indochina Savaşında yok edilen eski başkent Muang Khoun ilk durağımız oldu.
Muang Khoun
Muang Khoun, Phonsavan’ın 35 km güneydoğusunda, bir zamanlar küçük krallık Xieng Khuang’ın kraliyet merkeziydi. Aynı zamanda bölgenin ekonomik merkezi olan şehirden geriye kalan, şehrin yapılarının arasına sıkışıp kalmış yıkılmış bir tapınak ile bir stupa sadece.
Taylandlı ve Vietnamlı askerlerin yıllarca süren kanlı istilaları, 19. yüzyılda Çinli haydutlar tarafından yağmalanan ve II. Çinhindi Savaşı sırasında yaklaşık on yıl süren Amerika bombaları sonrasında krallığın enfes tapınaklarından geriye hiçbir şey kalmamış ve kasaba tamamen terk edilmiş.
Krallığın eski ihtişamından geriye kalan tek şey Wat Phia Wat ve That Baraj’daki yıkık tuğla sütunların üzerinde yükselen zarif bir Buda heykeli. Xieng Khuang’ın yüzlerce yıllık zengin tarihini sona erdiren olayların izlerini taşıyan kalıntılar günlük gezi ile ziyaret edilmeye değer.
Phonsavan Köyleri
Sonraki durağımız geçimini pirinç yetiştirmek ve onunla ünlü Laos içkisi Lao Lao’nun yapıldığı viski köyüne oldu. Evinin bahçesindeki derme çatma küçük kulübede kadının biri Lao Lao yapıyordu. Odun ateşiyle yanan 220 litrelik dev kazanın yanındaki küçük delikten plastik bir bidona viski akıyordu.
Soğuduktan sonra şişelenen bu içki sert içkiyle boğazınızı yakmak isterseniz litresine ödemeniz gereken fiyat sadece 1 dolar. Çok yüksek alkol oranına sahip olan viskiden tattık. Kılavuzumuz bir kabın içerisine viskiden az miktar boşaltıp, üzerine çakmağı çakınca tutuşan viskiden ispirto kokuları içerisinde yanan alevi izledik.
Fiyata dâhil olan öğlen yemeğimi yol üstündeki bir restoranda aldık. Menüde noodle çorbası vardı. Çevredeki köyler renkli ahşap evlerden yapılmış. Grubumuzdaki bir Slovenyalı kızlardan birinin “Bunlar burada nasıl hayatlarını sürdürebiliyorlar” sorusu ise ilginçti. Köylülerin ihtiyacı olan tek şey, yağmurdan korunacakları basit bir ev karınlarını doyurmak.
Hayvancılık ve tarım başlıca geçim kaynakları. Modern hayata dair beklentileri olmayınca geçinmek kolay. Zaten Laoslular bulabildikleri hemen her canlıyı yiyebilen bir topluluk. Ana gıda maddesi ise pirinci zaten burada yetiştirebiliyorlar. Ancak bu tür hayata uzak şehir hayatıyla yetişmiş birisi için anlaşılması zor olabiliyor.
2000 yıllık geçmişse sahip Kavanozlar Düzlüğü ise sonraki durağımızdı.
Plain of Jars
Plain of Jars (Kavanozlar Düzlüğü), Asya’da gizemli bir yer var mı diye sorarsanız elbette cevabım burası olur. UNESCO Dünya Mirası Listesi geçici adayları listesinde yer alan ilginç kalıntı gizemli küpler, henüz 10 yıldır turistlerin ziyaretine açılmış olan komünist ülke Laos’un kuzeydoğusunda dağlık bir bölgede yer alıyor.
Birkaç kilometre kare alana dağılmış olan bu küçük kavanozların ne sebeple yapıldığı hala gizemini koruyor. Arkeolog ve tarihçiler hala tam emin değil. Hala kavanozların yapıldığı malzemenin nerden getirildiği, nasıl yapıldığı, kaç yaşında olduğu gibi cevaplanmayı bekleyen sorular bulunuyor.
Bu ilginç kavanozlar 160 farklı bölgede dağılmış halde bulunuyorlar. Ovada yayılan bu kavanozların toplandığı ve turistlerce en çok ziyaret edilen 3 farklı site bulunuyor. Şehrin 15 km uzağındaki olan Hai Hin Phu Salato bölgesinde ise 250 kavanoz bulunuyor.
Birinci site ilk durağımız oldu. Kendi başınıza gittiğinizde ziyaret için az bir giriş ücreti talep ediliyor. Park alanında piknik yapılmasının yasak olduğunu gösteren karikatürlerle hazırlanmış kocaman bir tabela var ama biz oradayken yerel halk elindeki sepetiyle gelmeye devam ediyordu. Bazıları çoktan küplerin yanına sofralarını kurmuşlardı.
Taştan yapılmış bu küplerin bazılarının büyüklüğü 3.25 metreyi bulan yüzlerce dev kavanoz plato çevresine yayılmıştı. Bu gizemli taş küplerin geçmişi MÖ 500’lere, Demir Çağına kadar uzanıyor. Ağırlıkları 600 kilodan 6 tona kadar ulaşabilen bu kavanozların bazıları savaşta bombalar nedeniyle zarar görmüş.
Bunların neden yapıldığı konusu hala açıklığa kavuşmamış olsa da tahmin edilen iki teori var. Arkeologlar bunların ölenlerin cenaze törenlerinde ölü bedenleri yerleştirmek için kullanıldığını düşünürken, diğer teoriye göre ise Pakhanh şehri (Khouang Khouang) fethini kutlamak için yapılan partide, ünlü Lao Lao viskisini saklamak için yapılmış olduğu görüşünü savunuyor.
Çevrede hala bombaların yerde açtıkları dev çukurları görebilmeniz mümkün. Tüm site yolları mayından arındırılmış ve sadece işaretli yerlerde yürümenize izin veriliyor. Bu alanın dışına çıktığınızda kendinizi ölümle yüz yüze bulabilmeniz mümkün. Her yıl yüze yakın çocuk kırsal alanda buldukları patlamamış bombalar ve mayınlar nedeniyle ölüyor.
Ziyaret ettiğimiz üç farklı site de birbirinden güzeldi. Şahane bir doğaya sahip. Harmanı yapılmış pirinç tarlaları, çevrede otlayan inekler ve mandalar kırsal alanın güzelliğini gözlerinizin önüne seriyor. Platoyu çevreleyen, sisler ve bulutlar arasındaki dağlar ise ayrı bir güzellik sunuyor.
Phonsavan Pazarı
Phonsavan’ın harika bir pazarı var. Şehrin ana yolunun hemen arkasında yer alan pazar gördüğüm en ilginç pazarlardan biri. Markette her şey var. Et, ürünler, hamur işleri, sepetler, elektronik ürünler, giysiler ve daha fazlası. Tabii ki yerel meyve ve sebzeler ve hatta kaplumbağa kabukları, bolca kök ve bufalo derisi şeritleri gibi bazı garip yerel ürünler var.
Ancak şimdiye kadar bu kadar kötü kokan bir pazara girmemiştim. Benim gibi her şarta dayanıklı birini bile zorluyordu. Hele tezgahların üzerindeki sineklerle dolu etler ve domuz başları fenaydı. Birinin üzerinde yatan derisi yakılmış gelincik manzarasına ise herkesin gönlü dayanmazdı bakmaya.
Laolar çok zorlu bir yüzyıl geçirdiler. Çok zorluklar içinde kaldılar. Dünyanın en çok bombalanan ülkesi oldular. Açlık ve kıtlık çektiler. Yürüyen, uçan, kaçan, koşan, yüzen her şeyi yemelerini yadırgamadım o yüzden.
Ne yazık ki bu yerler, Phonsavan’a çoğu gezgini cezbetmek için yetersiz. Fazladan zamanınızı Vientiane’de dolaşarak, 4000 Ada’da dinlenerek veya Luang Prabang’da fotoğraf çekerek geçirin. Kendini yolda kaybetmiş benim gibi biri için sorun değil ama zamanınız darsa, bütçeniz daha da darsa bu kadar uzaklar keşfedilmek için başka bir zamanı bekleyebilir.
Day 586: Laos:19 Phonsavan, 11 Mart 2012
Çok ilginç bir yermiş anladığım kadarıyla, görmek istedim.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’ni takip eden gezginler vardı. Darısı bizim başımıza.
Yazınızda, küplerle ilgili çok bilgi vermemişsiniz ama bizim ecdadımız gibi hazine gömmek için yapmamışlar değil mi ? 🙂
İçki ya da gıda depolama amaçlı olması daha mantıklı gibi sanki….
Evet katılıyorum, et saklanabilir, mantıklı.
Restaurantı beğendim. Menüde de gelincik varsa değme keyfime 🙂
Manda tendonu, gelincik, fare, sincap, kertenkele, karga, yılan… Çeşit bol burda 🙂
Kardeşim ben 76 yılından beri geziyorum, ama şuan seni kıskanıyorum. İmkan olsaydı da yanında olsaydım. Sindire sindire gez. Yolun açık, şansın bol olsun gezginci kardeşim.
Hasan abicim, senin gibi yılların gezginine imrenmek asıl bizim gibi gezginlerin yapması gereken şey. Sizin deneyimlerinizi ve hol hikayelerinizi dinlemek büyük keyif olurdu. Çok teşekkürler mesajınız için. Umarım gün olurda birlikte yollarda oluruz.
Ne güzel resmedip sözcüklerle de anlatmışsın yüreğine sağlık…