Stupa, Budizmin inancında önemli dini yapıları temsil ediyor. Şekil ve boyut olarak farklı özellikler gösterse de genellikle stupanın yapılış amacına bağlı olarak, tepesine doğru sivrilen koniler şeklinde inşa ediliyor. Sanskritçe dilinde ‘yığın’ anlamına gelen stupa, Hindistan ve Güneydoğu Asya ülkelerinde sıkça görmek mümkün.

Stupa, aydınlanma yolunu, bir dağı ve evreni aynı anda temsil ediyor. Budizm’den önce ortaya çıkmasına rağmen günümüzde Budist mimarisinin önemli bir biçimi olarak yerini almış. Kutsal birilerine adanan stupalar geçen zaman içerisinde çoğunlukla Buda’ya adanmış kutsal yerlere dönüşüyor. Bu kutsal mekanlarda tapınma ve seremoniler stupanın dışında yapılıyor.

Stupa-nedir-Budist-Budizm-Laos
Laos’ta Phonsavan eyaletinde yer alan Eski krallık Xieng Khoung kalıntıları arasında böyle bir stupa görmek mümkün. Bir zamanlar Laos’un doğusunda kurulmuş Phuan Krallığı’nın merkezi olan eski başkent Xieng Khouang, II. Indochina Savaşında yok edilmiş. Bir zamanlar bölgenin ekonomik merkezi olan başkentten geriye, şehrin yapılarının arasına sıkışıp kalmış yıkık bir tapınak ile bir stupa kalmış.

Stupa Nedir

Stupa, en basit haliyle, taşla kaplı toprak bir mezar höyüğüdür. MÖ 5. yüzyıldan önce Hindistan’da ortaya çıkan, kutsal veya aziz bir kişinin kalıntılarını ve/veya bunlarla ilişkili eserleri ve kalıntıları içeren bir rölyef ve türbe olarak görev yapıyor. Genellikle bir mezar anıtı olarak kabul ediliyor.

Budizm’de, en eski stupalar Buda’nın küllerinin bir kısmını içerdiğinden bunun sonucu olarak stupa, Buda’nın bedeniyle ilişkilendirilmeye başlandı. Stupalar, Hindistan’dan Sri Lanka’ya, Nepal’e, Çin’e, Avrupa ülkelerine, Avustralya’ya, Amerika Birleşik Devletleri’ne ve daha fazlasına kadar dünyanın dört bir yanındaki ülkelerde görülebiliyor.

Malta

En eski stupalar, mistiklerin, münzevilerin, öğretmenlerin veya derin ruhsal içgörü sergileyen mezarlarının kalıntıları üzerine dikilmiş tümülüsler olarak görülmeye başlanmış. Günümüzün Budist stupaları, bu inanca sahip olanların çeşitli ritüeller yoluyla ya da sadece enerjilerini yerinde toplayıp odaklayarak kendilerini merkeze almaya ve yükseltmeye davet eden bu anlayışın fiziksel bir tezahürü olmuş.

Bir stupa inşa etmenin kişiye iyi şanslar, sağlık, iyi karma getirdiği ve Hinduizm, Budizm ve Jainizm’in hedefi olan yeniden doğuş ve ölüm döngüsünden (samsara) bir kaçış sağladığı düşünülüyor. Bir stupanın yok edilmesi ise tersine, kötü şans, kötü karma getirir ve kişiyi günahının kefaretini ödemesi için tekrar tekrar yaşam döngüsüne mahkûm ettiğine inanılıyor.

Bu nedenle, Stupalar dünya çapında, özellikle de Güney Doğu Asya ülkelerinde büyük saygı görüyor. Nerede inşa edilirlerse edilsinler hayati derecede önemli kutsal yerler olarak kabul ediliyorlar.

Malta

4 Yorumlar

  1. Çok ilginç, tapınaktan ziyade mağarayı andırıyor. Her ne kadar Budizm dinini beynim kabul etmese de bu dine inanan insanlara saygı duymak zorunda olduğumu da biliyorum.

Yanıt yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz