Kayseri, MÖ 4000’lü yıllara uzanan tarihiyle dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri. İç Anadolu Bölgesi’nde Ankara ve Konya’dan sonra üçüncü en büyük kent unvanını taşıyor. Tuz Gölü’nden Fırat Nehri’ne kadar uzanan Kapadokya bölgesinde yer alan Kayseri, aynı zamanda tarihi İpek Yolu’nun da geçiş yolu üzerinde konumlanıyor.
Latince Caesarea olan şehrin isminin Yunanca karşılığı Kaysaria adı Arapçadan Türkçeleştirilmiş. Selçuklu Dönemi’ni yansıtan çok sayıda tarihi ve kültürel yapıya sahip olan şehir, damak çatlatan lezzetli yemekleriyle de ülkemizin en önemli markalarından. Erciyes Kayak Merkezi ile kış sporları denildiğinde akla ilk gelen yerlerden olan Kayseri, doğal güzellikleriyle de cezbedici bir durak.
Türkiye’nin en önemli kış sporları merkezlerinden Erciyes Dağı’nın eteklerinde yer alan Kayseri, Yozgat, Sivas, Kahramanmaraş, Adana, Niğde ve Nevşehir illeriyle çevrili. Ankara ve Konya’dan sonra İç Anadolu Bölgesi’nin üçüncü büyük şehri ve sanayi merkezi olan Kayseri, bölgenin Orta Kızılırmak Bölümü’nde konumlanıyor. Tipik karasal iklimin hüküm sürdüğü kentte yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlı geçiyor.
Kayseri Gezi Rehberi
Kayseri çevresindeki en eski yerleşim, MÖ 2 bin 800’lerde Asur ticaret kolonileri ve Hititlere ait birçok belgenin bulunduğu şehrin 20 km kuzeyindeki Kaniş Höyüğü. Hititlerden sonra Kaniş ve Mazaka bölgesi öne çıkarken, MÖ 8’lerde Roma İmparatoru Ceasar’a ithafen Ceasarea adını alan kent, MS 4. yüzyılın başında ise Hristiyanlığın dini merkezi haline gelmiş. Roma İmparatorluğu’nun bölünmesinden sonra ise bir Bizans şehri olan Kayseri, Arap ve Pers ordularının İstanbul seferleri sırasında defalarca işgal edilmiş.
Kayseri’nin bir Türk ve Müslüman kenti olarak anıldığı ilk dönem ise 1085’li yıllara denk geliyor. Bir süre Danişmentlerin, ardından da Selçukluların egemen olduğu şehirde pek çok yapı inşa edilmiş. 1867’de bağımsız bir sancak merkezi olarak Osmanlı’ya bağlanan kent, Cumhuriyet döneminde ise il statüsüyle devlet öncülüğünde Sümerbank, Dokuma Fabrikası, Tayyare Fabrikası, Anatamir Bakım Fabrikası ve Askeri Dikimevi gibi kurumlarla sanayileşmenin başladığı, önemli bir merkez konumuna yükselmiş.
Kayseri’de gezilecek yerleri şehir merkezi, şehir merkezinin çevresi ile tarihi kentler (Antik yerleşimler) olarak ayırmak mümkün. Kayseri şehir merkezinde Selçuklu ile Mimar Sinan dönemine ait cami, medrese, kapalı çarşı ile daha eski medeniyetlerden kalan kale ve surları bulunuyor. Kayseri’nin çevresi ise daha çok doğal güzellikleriyle öne çıkıyor. Kış turizminin parlayan yıldızı Erciyes Dağı ve görkemli Kapadokya başta olmak üzere Kapuzbaşı Şelaleleri, Sultansazlığı Milli Parkı Kayseri’nin en önemli doğal güzellikleri arasında.
Kayseri şehir merkezine 30 dakikalık bir mesafede bulunan Mimar Sinan’ın Ağırnas’taki doğup büyüdüğü ev Kayseri’nin en önemli tarihi yapılarından biri. Antik keşifler bakımından da oldukça zengin bir coğrafyada yer alan Kayseri’de Kültepe de mutlaka görülmeli.
Kayseri Gezilecek Yerler
1. Kayseri Kalesi ve Surlar
Kayseri Kalesi, Kayseri kent merkezinde iç kale ve onu çevreleyen surların meydana getirdiği dış kale olmak üzere iki kaleden meydana geliyor. Türkiye’nin en önemli kalelerinden biri olan Kayseri Kalesi’nin, Roma İmparatorluğu döneminde MS 3’üncü yüzyılda yapıldığı tahmin ediliyor.
Kayseri Kalesi’nin şehri güney ve batıdan kuşatarak çevreleyen dış kale, büyük ölçüde yok olmuş. Tarihi dış kale surları, iç kaleden batıya doğru yönelen kuzey surları Kapalı Çarşı’nın girişinden başlayıp Roma mezarını içine alarak Düvenönü’ne ulaşıp buradan da güneye dönüş yaparmış. Surlar üzerinde yer alan ve günümüze dek ulaşan İzzeddin Keykavus tarafından inşa ettirilen Yoğunburç ve Alaeddin Keykubad tarafından yaptırılan Ok Burcu görülebilir.
İç kale ise Selçuklular, Karamanoğulları, Dulkadiroğulları ve Osmanlılar tarafından tamir edilerek günümüze dek ulaşmış. 1916’ya kadar yerleşim yeri olarak kullanılan iç kale, bugün 18 burcuyla şehir merkezinde bulunuyor. Doğuda Dizdar Kapısı, güneyde ise Altın Kapı’nın bulunduğu iç kale, tıpkı dış kale gibi kesme taştan yapılmış.
Kale Camii, iç kalenin içerisinde merkezi tek kubbeli bir yapı. Fatih Sultan Mehmet’in fermanı ile yaptırılan caminin yerinde, Kayseri’nin 1467’de Karamanoğulları’ndan Osmanlılara geçtiği sırada harap bir mescit bulunuyormuş. Kale Camii 1711, 1778, 1886 ve son olarak da 1990’larda onarım görmüş.
Anadolu’nun zengin tarihi geçmişinin kavşak noktalarından biri olan Kayseri ve çevresinden toplanan arkeolojik eserlerin sergilendiği Kayseri Arkeoloji Müzesi, 1930’lu yıllardan itibaren yapılan çalışmalarla bir araya getirilen eserlerin kronolojik bir şekilde düzenlenmesiyle kurulmuş. Kayseri Arkeoloji Müzesi’nde, Hitit Kralı heykeli, hiyeroglif yazılı kayalar ve mezarlar, ziynet eşyalı mezar ve mumyalar dikkat çekici.
2. Cumhuriyet Meydanı ve Saat Kulesi
Kayseri Saat Kulesi, kentin en merkezi noktası ve şehrin kalbinin attığı Cumhuriyet Meydanı’nda yer alıyor. 20. yüzyıl başında Osmanlı Padişahı II. Abdülhamit’in tüm büyük şehirlerde birer saat kulesi yapılması için yayınladığı ferman sonucu, 1906’da Kayseri Saat Kulesi yapılmış. Atatürk’ün 13 Ekim 1924’te Kayseri’ye ikinci gelişinde burada halkın dilek ve şikayetlerini dinlediği Saat Kulesi, kesme taştan inşa edilmiş.
Saat Kulesi’nin 10 metre yüksekliğindeki kulesi kare planlı olan yapının üzeri piramidal çinko külah ile örtülü. Silmelerle üç kata bölünen Saat Kulesi’nin içi silindir şeklinde olup ortadaki helezoni bir merdivenle saatin bulunduğu bölüme çıkılıyor. Mekanizması Almanya’nın Leipzig kentinden getirilen saati, dört yöne bakan kadranlar çalıştırıyor.
Kayserili Mimar Sinan’ın memleketinde inşa ettiği iki camiden biri olan Kurşunlu Camii, klasik dönem Osmanlı mimarisinin Kayseri’deki özgün eserlerinden biri. 1573’te inşa edilen Kurşunlu Camii, tek kubbeli, tek minareli, kalem nakışları ve süslemeleriyle Kayseri camileri içinde benzeri görülmeyen bir güzelliğe sahip. Kubbesinin kurşunla kaplı olmasından dolayı Kurşunlu Camii olarak bilinen yapı, gri renkli kesme taştan yapılmış kare planlı bir yapı. Tüm pencereleri renkli camlarla süslü caminin beyaz mermerden yapılmış mihrap ve minberi oldukça mütevazi çizgiler taşıyor.
3. Kapalıçarşı
Kayseri Kapalıçarşı, Osmanlı döneminde yapılan kapalı çarşılar arasında İstanbul Kapalıçarşı’dan sonra en büyüğü olarak kabul ediliyor. Kayseri Kapalıçarşı, tarihinde birkaç defa yangınlarla büyük zarar görmüşse de 1987-1991 yılları arasında bütünüyle ele alınarak eski Osmanlı mimariyle yeniden yaptırılmış. Kuyumculardan baharatçılara, urgancılardan giyim eşyası satan dükkanlara kadar içinde birçok dükkan bulunan Kapalıçarşı, bugün tüm renkliliğiyle Kayseri ticaretindeki önemini hala koruyor.
Bedesten, Osmanlı döneminde uluslararası ticaret yolları üzerinde olması ve yüksek ticaret hacminden dolayı 1498’de Kayseri Sancakbeyi Mustafa Bey tarafından, kesme taştan inşa edilmiş. Ticaret hacmi yüksek ve ticaret potansiyeli olan merkezlerde kurulan Bedesten, Vezir Hanı, Pamuk Hanı ve Kapalıçarşı’nın Sipahi Pazarı bölümünün arasında bulunan dokuz kubbeli, dört köşe planlı bir yapı. Eski dönemlerde bezzaz, çuhacı, kumaşçı ve abacı gibi esnafın bulunduğu Bedesten’de günümüzde halı ve turistik eşya satan tüccarlar faaliyet gösteriyor.
4. Hunat Hatun Medresesi
Geometrik Selçuklu motifleri ile süslenmiş bir taç kapıdan girilen Hunat Hatun Medresesi, üstü açık kare planlı bir avlunun etrafında sıralanmış öğrenci odaları ve doğuda ana eyvandan oluşuyor. Şehrin tam merkezinde bulunan medresenin içi günümüzde çarşı olarak kullanılıyor. Hunat Hatun Medresesi, Kayseri iç kalesinin doğusunda, eski şehri çeviren surların dışında, cami, hamam ve türbeden oluşuyor.
Selçuklu Hükümdarı I. Alaeddin Keykubat’ın eşi ve Sultan I. Giyaseddin Keyhüsrev’in annesi Mahperi Hunat Hatun tarafından 1237’de yaptırılan medrese, Selçukludan günümüze kadar gelebilmiş en büyük camilerden birisi olan Hunat Hatun Camii’nin kuzey tarafında kalıyor. Selçuklu taş işçiliğinin en güzel örneklerinden olan medrese, uzun yıllar Arkeoloji Müzesi olarak kullanılmış ve 1998’e dek de Etnografya Müzesi olarak hizmet vermiş. Günümüzde ise kentin turistik hediyelik eşya çarşısı olarak en çok ziyaret edilen noktalardan biri.
Mederesinin hemen yakınında ise Kayseri’de İmam Sultan adıyla anılan Zeynel Abidin’in Türbesi yer alıyor. Türbe Sultan II. Abdülhamit zamanında yapılmış. Türbenin ortasında Zeynel Abidin’in sandukası var. Zeynel Abidin Türbesinin yakınında da Ok Burcu var. Anadolu Selçuklu Devleti Sultanı I. Alâeddin Keykubad tarafından yaptırılmış.
5. Selçuklu Uygarlığı Müzesi, Gevhernesibe
Mimar Sinan Parkı’nın yanı başında yer alan Selçuklu Uygarlığı Müzesi, interaktif tasarımıyla Türkiye’nin en yenilikçi müzelerinden biri. Selçuklu tarihini yansıtan görseller ve interaktif haritalarla bezeli olan müzede Selçuklunun Asklepion‘u diyebileceğimiz müzik ve su ile tedavi edilen hasta hücrelerinde dolaşabilirsiniz.
Selçuklu Uygarlığı Müzesi aynı zamanda Gevher Nesibe Şifahanesi olan Tıp Tarihi Müzesi’ne ev sahipliği yapıyor. Çifte Medrese olarak da bilinen Gevher Nesibe Darüşşifası ve Gıyasiye Medresesi, Anadolu’nun ilk tıp merkezi. Çifte Medrese, 1205-1206 yıllarında Selçuklu hükümdarı II. Kılıçarslan’ın kızı Gevher Nesibe Sultan adına, kardeşi I. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından yaptırılmış. Gevher Nesibe Şifahanesinin Türklerin yaptırdığı 11., Anadolu’da ise 5. büyük hastane olduğu biliniyor.
Aynı zamanda içerisinde tıp tahsili yapılanların ilki olan Gevher Nesibe, yapısı ve tıp eğitimi açısından dünyadaki ilk tıp merkezlerinden biri. Günümüzde, Kayseri kent merkezindeki Mimar Sinan Parkı içerisinde yer alan şifahane, 1982’den bu yana Tıp Tarihi Müzesi olarak hizmet veriyor. 2 bin 800 metrekare alanı kaplayan iki bölümden oluşan yapı, tipik Selçuklu plan şemasına sahip. Medrese bölümünün kuzeydoğu bölümünde Gevher Nesibe Sultan’a ait bir türbe ve hamam bulunuyor.
6. Seyit Burhanettin Türbesi
Seyit Burhanettin Türbesi, ömrünün son yıllarını Kayseri’de geçiren Mevlana’nın hocası Seyit Burhanettin’e ait. Kayseri’de en çok ziyaret edilen inanç merkezi olan Seyit Burhanettin Türbesi, Kayseri şehir merkezindeki Talas Caddesi üzerinde kendi adıyla anılan büyük mezarlığın içinde bulunuluyor. Mevlana’nın eğitimden sonra Kayseri’ye dönmüş ve ölümüne kadar 9 yıl burada yaşayan Seyit Burhanettin Türbesi, kare planlı olup kesme taştan yapılmış ve üzeri kubbe ile örtülmüş. 19. yüzyılın sonunda yapılmış olmasına karşın Selçuklu üslubunda inşa edilen yapının kubbe altında yarım silindir şeklinde Seyit Burhanettin’in sandukası bulunuyor.
7. Kayseri Lisesi Milli Mücadele Müzesi
Tarihi Kayseri Lisesi, 1904’te Abdülhamid dönemi Neoklasik mimarlık üslubuna uygun olarak kesme taştan yapılmış. Milli Mücadele döneminde, Millet Meclisi’nin Kayseri’ye taşındığında bir süre Millet Meclisi olarak kullanılmış. Lise aynı zamanda Atatürk’ün harf devrimi ile özdeşleşmiş resminin de çekildiği yer. Günümüzde Kayseri Lisesi Milli Mücadele Müzesi olarak ziyarete açık.
8. Döner Kümbet
Kayseri’deki Selçuklu eserlerinin en güzel örneklerinden biri olan Döner Kümbet (Şah Cihan Hatun Kümbeti), Talas Caddesi üzerinde, Seyit Burhanettin Mezarlığı’nın karşısında konumlanıyor. Şah Cihan Hatun adına yaptırılan kümbetin kare bir kaide üzerine 12 köşeli gövdesi bulunuyor. Tamamı kesme taştan inşa edilen kümbet, kornişler üzerine konik külahla, içten ise silindirik mekan üzerine kubbe ile örtülü.
9. Talas
Kayseri’nin beş metropol ilçesinden biri olan Talas, 2 bin yıllık tarihi geçmişiyle medeniyetlerin buluştuğu bir yerleşim yeri. Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı döneminden izler taşıyan, Ali Dağı’nın eteklerinde kurulu olan ilçede Derevenk Vadisi, Erciyes Dağı’nın eteklerinde 3 tepeden oluşan ve son yıllarda hava sporlarının önemli merkezlerinden biri haline gelen Ali Dağı, geçmişte Rum, Ermeni ve Türklerin bir arada yaşadığı taş evleriyle ünlü Tablakaya, Han, Harman ve Kiçiköy mahalleleri Talas’ta görülecek yerler arasında.
10. Erciyes Dağı
Kayseri şehir merkezine 25 km uzaklıkta yer alan Erciyes Dağı, karlı zirvesi ve ihtişamlı duruşuyla tarih boyunca bölgenin en önemli sembollerinden biri oldu. İlk çağlarda tapınılan bir dağ olan ve yüzyıllar boyunca kutsal bir merkez olarak görülen Erciyes Dağı, püskürttüğü lavlar sonucunda Kapadokya’daki peri bacalarının oluşumuna katkıda bulunmuş. Erciyes, bir dağcılık merkezi olmasının yanı sıra Türkiye’nin önemli bir kış turizm merkezi.
Erciyes Kayak Merkezi, Türkiye’nin en iyi pistlerinden birine sahip. 3bin 916 m yüksekliğindeki Erciyes Dağı’nda kurulu olan Erciyes Kayak Merkezi, Türkiye’de dağcılık ve buzul tırmanışları için profesyonel sporcular tarafından en çok tercih edilen merkez. Erciyes’in sahip olduğu toz kar, zorlu tırmanış rotaları, zengin florası, faunası ve yayları ile kayak meraklıların, sporcuların, doğa aşıklarının ve macera tutkunlarının gözdesi. Erciyes, yüksek kar kalitesine sahip dünyada sayılı yerlerden biri olma özelliği ile de kayak merkeziyle Kayseri’nin simgesi.
11. Ağırnas Köyü
Ağırnas Köyü, Kayseri’de başlı başına ziyaret edilmesi gereken bir yer. Mimar Sinan’ın doğduğu yer olan Ağırnas, yöreye has taş mimarisiyle Kayseri’nin en özgün yerleşim yerlerinden. Ağırnas, Kent Müzesi ve Mimar Sinan Evi’nde Mimar Sinan’ın eserleri ve kent tarihi, şehrin doğasına ilişkin zengin bir koleksiyona ev sahipliği yapıyor. Mimar Sinan Evi’nin bazı bölümleri kayalara oyulmuş. Evin altında bir yeraltı şehrine ait labirentler bulunuyor.
12. Sultansazlığı Milli Parkı
Kayseri’nin 70 km güneyindeki Develi Ovası’nda yer alan Sultansazlığı Milli Parkı, mevsim ve yağış durumuna göre 8 ile 13 hektar genişliğindeki alanı kaplayan sulak bir saha. Milli park alanının kuzeyinde Erciyes Dağı yer alıyor. Develi-Yeşilhisar-Yahyalı üçgeni içerisinde bulunan milli park deniz seviyesinden 1072 metre yükseklikte. 251 kuş türüne ev sahipliği yapan milli parkta Tuzlu Göl, Yay Göl, Çöl Göl ve Söbe Gölü sazlıkları oluşturuyor.
13. Gesi
Gesi Bağları türküsüyle meşhur Gesi, Kayseri şehir merkezine yaklaşık 25 km uzaklıkta bulunuyor. Doğal güzelliği, tarihi yerleri, güvercinlikleri, tarihi taş yapıları ve mağaralarıyla Kayseri’nin güzel bir beldesi. Güvercinlikleriyle öne çıkan Gesi’de, kayalara oyulmuş sayısız yapının yer aldığı Değirmendere Vadisi boyunca, yaklaşık 150 güvercinlik bulunuyor. Bu güvercinlikleri ilginç kılan ise birkaç farklı mimari stilin bir arada bulunması. Bunlara bir de dönemine göre kimi yığma taş ve yarım daire, kimi kesme taş ve dikdörtgen, kimisi de taş mazgallarla süslenmiş sayısız baca katıldığında, vadi ziyaretçilerine alışılmışın dışında, ilk bakışta anlamlandırılamayan bir güzellik sunuyor.
14. Kültepe
Kültepe ya da diğer bilinen isimleriyle Kaniş ve Karum, Kayseri kent merkezine 24 km mesafedeki Kültepe Ören Yeri’nde bulunuyor. Kayseri tarihini 6 bin yıl önceye dayandıran belgelerin gün ışığına çıkarıldığı Kültepe, Hititlerin Anadolu’da kurduğu ilk kentin kalıntısı olan höyük ve etrafında onu saran Karum’dan oluşan bir ören yeri. Kültepe’nin özelliği ise Anadolu’daki ilk yazılı tabletlerin ve dünyanın ilk organize ticaret merkezinin burada bulunmuş olması.
Asurların kurduğu büyük ticaret kolonilerine Karum adı veriliyordu. 4000 yıl önce Asurluların Anadolu’da kurdukları uluslararası ticari ilişkilerinin gün yüzü ne çıkarıldığı Kültepe’deki Karum ise diğerlerinin yönetildiği merkezdi. Stratejik öneme sahip Kültepe bu özelliğini yüzlerce yıl sürdürmüş ve Selçuklu ve Osmanlı Döneminde İpek Yolu’nun bir parçası olan Kayseri’nin günümüzde de Türkiye’nin ticaret alanında en aktif şehirlerinden olmasını sağlamış. Kültepe Höyüğünden çıkarılan eserler Kayseri Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor.
Kayseri yeme ve içme
Kentin en az kendi kadar bilinen pastırma ve sucuğunun yanı sıra, mantısı da çok ünlü. Geleneksel Türk mutfağının dışında Kayseri yöresel yemekleri ile de öne çıkan Kayseri’de yaklaşık 36 çeşit mantı bulunuyor. En yaygın mantı çeşidi et ile yapılmakla birlikte pastırma ve sucuk da adeta Kayseri ile özdeşleşmiş durumda. Aşmakarna ise kentin diğer bir popüler yemeği. Makarnası, eriştesi ve çorbası yapılan aşmakarna, evlerde en çok tüketilen yiyecek türü. Kayseri’nin en gözde yemekleri arasında olan güveç, özellikle yaz aylarında, sebzeden yapılan bir yemek.
Sucuk içi, çemen, fırın ağzı, Kayseri ketesi, pehli, yağlama (şebit mantısı) da çokça tüketiliyor. Açma baklava, oklava baklava, güllü baklava, kamış baklava, fincan ağzı, nevzine, un helvası, telteli, dut pekmezi, aside, incir dolması ise kentin en çok tüketilen tatlıları arasında. Ayrıca üzüm ve dut pekmezi ile incir dolması da yine bilinen tatlı yiyecekler arasında sayılıyor. Su böreği ise, en çok pişirilen börek çeşidi. Develi ilçesine giderseniz cıvıklı pideyi tatmayı ihmal etmeyin.
En güzel yöresel Kayseri lezzetlerini tadabileceğiniz Mix Kayseri Yaşam Merkezi’nde yer alan Çemen’s Gurme, Çemen’s Mutfak, Lunchbox ve Vanilin Chocolate ile yöresel lezzetleri ve çok daha fazlasını tatmanız mümkün. Hacı Steakhouse ise 2 yıldır faaliyet göstermesine rağmen şimdiden Türkiye’nin her yerinden ziyaretçi ağırlıyor. Ünlü Kelleci, yalnızca Kayseri’de tadabileceğiniz en özel lezzetlerden olan pöç için tercih edebileceğiniz bir adres.
Bu mekanların yanı sıra, Kayseri’nin ilk 5 yıldızlı oteli ve Kayseri kent siluetinin bir parçası olan Hilton Kayseri’nin en üst katında yer alan Kervansaray Restaurant bir yine yöresel bir lezzet olan bamya çorbası ile birlikte birbirinden enfes tatlar barındırıyor. Kayseri’den ayrılmadan, şehrin en eski mekanı olan Elmacıoğlu’nun meşhur iskenderini ve kentin nefis yöresel lezzetleri olan mantı, kağıt pastırması, şebit yağlamasını deneyebilirsiniz.
Kayseri denince hediyelik olarak akla ilk pastırma ve sucuk gelse de Yahyalı ve Bünyan halıları da kente özgü önemli hediyelik eşyalardan biri. Modern alışveriş merkezleri Kayseri Park, İpek Saray, Almer ve Kaseria’da birçok ünlü markayı ve kış sporları ile ilgili malzemeleri bulmak mümkün. Diğer yandan kent merkezindeki Kapalıçarşı başta olmak üzere, pek çok yöresel dükkânda, kuyumculardan baharatçılara, urgancılardan giyim eşyasına dek pek çok şey bulabilirsiniz.
Kayseri konaklama
Kayseri gerek Kapadokya bölgesinde bulunması ve gerekse de Erciyes Kayak Merkezi’ne yakınlığından dolayı turizm tesisleri ve otel bakımından çok gelişmiş bir hizmet sektörüne sahip. Kayseri ilinde turizm işletme belgeli 13 otel yer alıyor.
Hilton Kayseri, Kayseri kent merkezinin tam kalbinde, Kayseri Havalimanı’na 10 dakika, Erciyes Dağı’na 30 dakika, Kapadokya’ya ise 1 saat uzaklıkta. Kayseri’nin modern yüzlerinden biri olan Hilton Kayseri, yılın dört mevsimi hem iş hem seyahat amaçlı konaklamalar için Kayseri’nin en çok tercih edilen oteli.
Hilton Kayseri’de 1’i Kral Dairesi, 9’u süit, 5’i teraslı köşe oda, 2’si engelliler için özel oda olmak üzere toplam 212 lüks oda bulunuyor. Kayseri gezilecek yerlere yalnızca yürüme mesafesinde bulunan otel, Kapalı Çarşı’ya 550 m, Kayseri Kalesi’ne 300 m, Atatürk Evi Müzesi’ne 2 km mesafede Erciyes Dağı ve Ali Dağ’ın harika manzarasına sahip.
Kayseri nerede
Kayseri’ye nasıl gidilir
Kayseri şehir merkezine 5 km uzaklıkta bulunan Kayseri Havalimanı’na İstanbul Havalimanı, Sabiha Gökçen Havalimanı, İzmir Adnan Menderes Havalimanı, Diyarbakır Havalimanı, Samsun Havalimanı ve Antalya Havalimanı’ndan direkt uçak seferleri bulunuyor.
Sezona göre bazı dönemlerde ise, Trabzon, Bodrum, Dalaman ve Van’dan da direkt seferler düzenleniyor. Türk Hava Yolları, Pegasus, Onur Air ve Sun Express’in bu güzel şehre direkt seferleri var. Havalimanından şehir merkezine gitmek için HAVAŞ, taksi, araç kiralama ve otobüs seçeneklerinden birini tercih edebilirsiniz.
İç Anadolu Bölgesi’nin görkemli şehri Kayseri, tarihten bu yana ticaret hayatında önemli roller üstlenmesinin yanı sıra günümüzde Türkiye’nin önemli turistik bölgelerine yakınlığı öne çıkıyor. Antik dönemlerde ‘gümüş dağ’ olarak bilinen Erciyes’i, bir saat uzaklıktaki Kapadokya’sı, dünyaca ünlü deha Mimar Sinan’ın Evi, Selçuklu eserleri ve doğal güzellikleriyle Anadolu’nun ziyaret edilmeyi hak eden en nadide kenti.
Kayseri’yi hiç görmedim. Kayseri’ye gitmeden önce tekrar okuyacağım bu yazıyı.
Kayseri güzelliği pek bilinmeyen ama mutlaka görülmesi gereken bir kent.
Kayseri’de bu kadar güzel yemekler ve tarihi yapılar olduğunu bilmiyordum. O da benim ayıbım olsun.