Taal Volkanı, Filipinler‘in Luzon Adasında, Manila’nın 60 km güney batısında yer alan Tagatay şehri yakınında bulunuyor. 311 metre yüksekliği ile dünyanın en küçük aktif volkanı olan Taal Volkanı, dünyanın en aktif volkanlarından biri. Bir zamanlar dünyanın en büyük volkanlarından biri olduğuna inanmak çok zor.
Dünyanın en çok tektonik faaliyetlerinin olduğu volkanlarından birisi aynı zamanda. 1572’den şimdiye kadar tutulmuş kayıtlara göre 33 defa püskürmüş, en son faaliyete 1977’de geçmiş, 1991’de de biraz kıpırdanıvermiş. Bir zamanlar binlerce kişilik bir topluluğa ev sahipliği yapan yanardağ adasına erişim, 2020 patlamasından bu yana yasaklandı. Gitmeyi düşünüyorsanız ziyarete açılıp açılmadığını muhakkak araştırın.
Taal Volkanı, Filipinler
Taal Volkanı, Filipinler’in Luzon Adasında, başkent Manila’ya birkaç saat uzaklıkta yer alıyor. Taal Volkanı, 500 milyon yıl önce tektonik hareketlerle oluşmuş, 25×30 km genişliğinde Taal Gölü ile çevrili. Aslında gölün bulunduğu yer de eski, sönmüş bir kraterin ta kendisi (Taal Caldera). Yüksek kükürtlü özelliği ile dikkat çeken göl, birçok tatlı su balığına ve bazı endemik türlere ev sahipliği yapıyor.
Taal Kalderası 20×30 km genişliğinde ve bu alan içerisinde bulunan krater gölünde yoğun balıkçılık faaliyetleri yapılıyor. Her yanda balık havuzları bulunuyor. Nefes kesen kaldera içerisinde yatan volkan, coğrafi özelliği ile de dünyada benzersiz; ada üzerinde krater, krater üzerinde göl, göl içinde ada, ada içerisinde krater ve krater içerisinde göl. Biraz kafa karıştırıcı değil mi?
Gölün üzerinde 23 km kare büyüklüğünde bir ada yükseliyor. Taal Volkanı işte bu adanın üzerinde bulunuyor. Volkanın zirvesinde ise, asitli suya sahip bir krater gölü bulunuyor. Bu ada üzerinde ada, göl içerisinde göl özelliğiyle dikkat eşsiz. Yani Filipinler Luzon Adası >Taal Kalderası >Taal Gölü >Taal Adası >Taal Yanardağı >Taal Krater Gölü!
Üzerinde spesifik çalışmalar yürütülen dünyanın 16 volkanı arasında kendisine yer etmiş Taal Volkanı, 1572 yılından bu yana 33 defa patlamış ve 5,000’den fazla kişinin ölümüne neden olmuş. 1991 yılı başlarında, bir deprem, kraterlerden çıkan dumanlar ve gölün sıcaklığında artışla insanları biraz huzursuz etmiş. 2007 Nisan ayında da krater gölünden baloncukların çıkması benzer bir huzursuzluğa yol açmış.
Manila’nın 60 km güney batısında dünyanın en küçük aktif volkanı olan Taal Volkanına gitmek için sabah bir Koreli Sohye ve Filipinli Romeo ile yola çıktık. Sohye Filipinlerin Baguio şehrinde 2 ay dil eğitimi almış. Dil eğitiminin fiyatları da oldukça uygun. Yeme, içme, konaklama yanında eğitim dahil olmak üzere dil okuluma aylık 1.800 TL ödemiş.
Gayet makul bir rakam. Romeo ise Norveç’de gemide çalışıyormuş ve yıllık iznini geçirmek için memleketine dönmüş. Dün hostelde tanıştık ve onların da gitmek istediğini öğrenince birlikte gidebileceğimiz konusunda anlaştık.
Oysaki son 4 gündür her sabah bu volkana gitmek için plan yapıyordum ama yerimden kımıldamayım tüm zamanımı hostelde geçiriyordum. Taal Volkanına ulaşacağımız Tagatay kasabasına gitmek için Taft Avenue’ye yürüdük. Oraya varmamızla otobüsün kapısından içeri o karmaşık trafikte atlamamız bir oldu (87 Peso). Yoğun trafikten dolayı 2 saatlik yolu 3 saatte gittik.
Otobüs şoförü bizi indirmesi gereken yerde indirmeyi unuttuğundan indiğimiz yerden bir jeepney beklerken gözlerimizi manzaradan da ayıramıyorduk. Manila’nın sıcak ve nemli havasına göre Tagatay serin ve bulutluydu Yoldan geçen bir jeepneyi durdurup şehir içi jeepney terminaline geçtik.
Terminalde bulunan jeepneyler 250P karşılığında sizi Talisay’a ulaştırıyor (200P). Hareket etmeden tamamen dolması bekleniyor. O arada ben de yakınlardaki küçük lokantalardan, içerisinde soya ve sebze olan spring roll denen böreklerinden atıştırırken bir yandan da hemen yanımdaki 3 tekerlekli bisiklet (trycycle) sürücüleriyle konuşmaya daldım.
Talisay’a 150P karşılığında gidebileceğini söyleyince anlaştık, ancak jeepney sahibiyle kavga etmemesi için bizi yol üstünden alacağını söyledi. Atladık trycycla. 3 kişi için biraz küçüktü. Koreli Sohye ve ben içeriye sıkış sıkış yerleştik, Filipinli genç Romeo ise motosiklet sürücüsünün arkasına oturdu.
Tagatay’dan aşağıdaki kasaba olan Talisay’a giden çok virajlı olsa da betondan yapılmış yol ve manzarası şahane. Havada çok güzel toprak ve yosun kokusu var, ormanın kokusu bu. Karşımızdaki volkanik krater gölü üzerindeki adaya bakan manzaralı bir yerde durup fotoğraf çekerken 2 Almanla tanıştım.
Köye inince onlarla karşılaşırsak birlikte gidebileceğimiz konusunda anlaştık. Yarım saat sonra Talisay kasabasına ulaştık. Hafta sonu olması nedeniyle çok kalabalık ve sıkışık bir trafiği vardı. Oysa tek caddeli küçücük bir kasaba. O kalabalıkta Alman çifte göz attım ama bulamadım.
Şimdiki işimiz ise krater gölü üzerindeki adaya geçmek için bot ayarlamak. Önce adam başı 2000P fiyatı verildi, teşekkür edip sırtımı dönmemle fiks fiyat olduğu söylenen 1500P fiyatı bize hemen sunuldu. Saat öğleden sonra 4’e varmaktaydı ve kendimizi bir an önce adaya atmalıydık. Ben Romeo’ya gidip bir çevreyi araştıracağımı söyledim.
Bu yöntem hiçbir şey yapmazsanız da genelde işe yarıyor. O arada geride kalan kişi hizmeti sunacaklarla arkadaşlığı ilerletip indirim için pazarlık yapma fırsatı da buluyor. Alman çifti bulamayıp geri döndüğümde 1200P fiyatı bize veriliyordu. Tamam diyip bota atladığımızda, henüz karşıdan gelen 2 İngiliz kız botu 8000’e kiraladıklarını söylediler. Ada’da da volkana gitmek için at kiralamış ve bunun için 800P ödemişler. Oysaki ben yarım saat sonra bunun için 250P ödeyecektim.
Krater gölünde yarım saatlik tekne yolculuğu ile adaya vardık. Aslında yol hızlı botlar olsa 10 dakika sürmez, normal balıkçı tekneleriyle bu süre uzuyor. Adaya vardığımızda turistler için geçerli olan 30P giriş ücretini turizm ofisine ödedik. Etrafımızda bize at kiralamaya çalışan onlarca kişi vardı.
Ben 2 kilometrelik yolu yürümeye kararlıydım. Sohye ve Romeo ise ata binme taraftarı olunca ben de onlara katıldım. Aslında gezimde birçok ulaşım aracı kullanmıştım. Eksik kalan ise neredeyse bir ata binmekti, ben de bu fırsatı bulunca onlara hayır diyemedim.
Tabi sıkı pazarlık sürüyordu. Sonundan Romeo ve Suhe 300P ödemeye razı olurken ve benim için de 250P fiyatında anlaştık. Her at için bir kılavuz veriliyor. Kılavuz atın ipinden tutup size yürüyerek eşlik ediyor. Her ne kadar kiraladığımıza at dense de bence at denmesi gerçek atlara saygısızlık olurdu.
Yarım saat sonra zirvedeydik. Yol üzerinde yine sülfür dumanının çıktığı yerlerin yakınından hoş manzaralı yoldan tırmanıp zirveye ulaşmıştık. Yürüyerek keyif alınarak tırmanılabilecek güzel bir yolu var. Kuru mevsimde maske takılması uygun olur.
Atın hızlı yürümesinden dolayı kılavuzum ise çok yorulmuştu. Haftada 2-3 defa iş çıkınca bu işi yapan kılavuzum, yürüyüş başına 50P (2 TL) ücret alıyormuş. 24 yaşında ve 2 çocuk annesi.
Zirvede epeyce kalabalık bir öğrenci grubu vardı. Sormadım ama ya Japon veya Çinliydiler sanki. Alında en büyük eski krater alanının içerisinde krater gölü ve onuzun üzerinde volkanı ada ve bu volkanik adanın içerisinde ise yine bir krater gölü var.
Rengi yeşil ve mavi karışımı. Şahane manzarada epeyce fotoğraf çektik. Atla zirveye tırmanırken yolda Alman çifti yürüyorlarken gördüm. Onlar zirvede tekrar buluşunca birlikte, batı yönüne doğru uzanan patikayı takip edip sülfür dumanının çıktığı asıl volkana ulaştık.
Burada asıl volkanın hemen üzerinde duruyorduk. Herhangi bir ciddi volkanik faaliyette kendimizi herhalde onlarca metre aşağıdaki asitli gölde yüzerken bulabilirdik. Heyecan verici olurdu değil mi! Toprak sıcaktı, bazı noktalar ise daha sıcak.
Havada sülfür gazı kokusu var. Kız Jakarta’da çalışıyormuş, oğlansa Almanya’dan tatile gelmiş. Çok tatlıydılar doğrusu. Manila’da zamanımı manasız bir şekilde geçirmektense buraya gelip 2 gün kalsaymışım daha doğru iş yapmış olurdum.
Artık hava kararmaya başlayınca Alman arkadaşlarla vedalaşıp kılavuzumun yanına döndüm. Atıma atlayıp yola düştük. Kalabalıktan kimse kalmamıştı. Gün batımı kızıllığı her yanı kaplamaya başlamıştı. Asıl şimdi zirvede kalıp uzun uzun seyretmek vardı aslında.
Aşağıdaki köye varınca kılavuzuma teşekkür edip bir miktar bahşiş verip teknemize geçtik. Hava iyice serinlemişti. Gökyüzünü muazzam bir kızıllık kaplamıştı. Talisay’a geri döndüğümüzde artık hava tamamen kararmıştı.
Biz kıyıya varmadan yoldayken, bizi buraya getiren trycycle şoförünü Romeo telefonla aramıştı ve vardığımızda bizi bekliyordu. Tekrar trycycle sıkışıp bu defa 40 dakika sonra ana yoldaydık. Tırmanış daha çok vakit alıyordu. Ana yola varmamızla Manila’ya gidecek otobüsün gelmesi arasında 30 ancak geçmişti. Bugünkü gezimizde otobüs bekleyerek hiç zaman kaybetmemiş olduk.
Bazı turizm şirketleri bizim kişi başı 850P (36TL) harcadığımız bu aktiviteyi 11000 (464 TL) fiyatlarında satıyor. Bu fiyatı ödeyip satan alan çok sayıda turist var. Endonezya’nın volkanları kadar heyecan verici olmasa da Taal Volkanı vakti olanlar için görülesi bir yer. Doğa severler için 2 gün konaklamak yeterli olur.
Taal Volkanına nasıl gidilir
Manila’dan otobüsle 3 saat uzaklıkta olan Tagatay şehrine gitmek gerekiyor. Manila merkezde, Taft Avenue caddesinden geçen otobüslerle kolayca gidilebilir. Kalabalık guruplar araba kiralayabilir veya taksi ile gidebilir. Filipinler’de taksi fiyatları oldukça ucuzdur.
Tagatay şehrine ulaştıktan sonra, 20 dakika uzaklıkta yer alan Taal Gölü’nün kıyısındaki Talisay Köyüne gitmek gerekiyor. Bunun için 3 veya 4 kişi taşıyabilen üç tekerlekli bisiklet (Trycycle) kiralamak gerekiyor (150-250 Peso/7-11 TL). Pazarlık şart!
Buradan kiralanacak balıkçı tekneleriyle volkanın olduğu, göl üzerindeki adaya geçiliyor. Tekne ücreti 1,500 Peso olmasına rağmen 10,000 Peso fiyat istenebiliyor. Biz 3 kişi 1,200 Pesoya anlaşmıştık. Pazarlık şart!
Yarım saatlik yolculuk sonrası adaya ulaşılıyor. Buradaki turizm ofisine 30 Peso giriş ücreti ödeniyor. Adadan volkana giden 2 km uzunluğunda, pek de zor olmayan bir patika ile ulaşılıyor. Dileyen turizm ofisinin yakınında kiralanabilecek atlarla da volkana çıkılabilir. Bunun için 500-800 Peso fiyat isteniyor. Ben 250 Peso ödedim. Pazarlık şart!
Konforuna düşkün olanlar Manila’da Taal Volkanı turları satın alabilir. Bunun için istenen ücret 11,000 Peso (500 TL). Oysa aynı turu 1 Filipinli ve 1 Koreli arkadaşımla birlikte, adam başı 39 TL’ye gerçekleştirdik. Pazarlığın gücü!
Tagatay serin bir iklime sahip. Sıcaklık ortalaması 22-25°C arasında seyrediyor. Bölgede hızlı bir hava değişimi görünebiliyor. Güneşli hava yerini bulutlara, sonra yağmura, sonra da şahane kızıllığa sahip bir gün batımına bırakırsa şaşırmayın.
Taal Yanardağı, Manila’ya yolu düşenleri görmesi gereken yerler arasında. Trafiğe bağlı olarak gidişi zahmetli olsa da buna değer.
Day 473: Filipinler:20. Malate, Manila, 19 Kasım 2011
Manila’dan Taal Volkanı gunluk turlari cok pahali, kisi basi 60-100 USD arasi degisiyor. Ben de araba kiralayip gidebilir miyim diye dusunuyorum. Yollar pek iyi gozukmuyor, siz yollari gordunuz ve Istanbul trafigine alisik birisi olarak bu isin altindan kalkabilir miyim ?
Cok tesekurler Kemal Bey, cok faydali bilgiler aldik sayenizde.
Yıl 2017 taal volcano gezimi tamamen bu yazıyı okuyup ona uyarak yaptım. Tek bir noktada bile şaşmadim. Çok keyifli ve heyecanlı bir tur oldu. Yazı sayesinse de çok ekenomik oldu. Bu faydalı yazılar için çok teşekkürler.
Merhabalar.
30 Kasım’da Filipinler’de olacağım. 28 Aralıkta dönüş biletim var. Öncelikle ilk sorum Aralık ayında hava serin oluyormuş sanırım. Filipinliler’e göre mi serin yoksa bize göre mi? Aralık ayında hava şartları seyahatimi olumsuz etkiler mi? Bavuluma koyacağım eşyalarımı belirlememde yardımcı olursanız çok sevinirim 🙂
Filipinler için gezi rotamı belirledim fakat hangi günlerde belirlediğim yerlere gideceğim belli değil. Vize istemeyen komşu ülkeleri de gezmek istiyorum. Komşu ülkelere uçuş durumuma göre Filipinler gezi rotam için günlerimi netleştireceğim. Komşu ülkeler içinde uçak biletimi hesaplı olması için şimdiden almayı planlıyorum. Gideceğim ülkelerde 3-5 gün kalmayı planlıyorum. Türkiye’ye dönüş biletim 28 Aralık olduğu için 2 ya da 3 ülkeye uçabilirim sanırım. Hangi komşu ülkeleri önerirsiniz? Aklımda Endonezya, Malezya, Singapur ve Tayland var. Bu ülkeler içinde fikirlerinizi merak ediyorum.
Son olarak; Uçak biletleri (komşu ülkeler için dahil) hariç 3000 TL seyahat bütçem var. Bu bütçe hakkında da düşüncelerinizi bekliyorum. Filipinler’i ve komşu ülkeleri gezmem için yeterli midir sizce?
Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.
Filipinler’den yazıyorum ve şu an Manila’dayım. Geleceğin sezon yüksek sezon dediğimiz, havanın serin ve güzel, ama fiyatların biraz daha yüksek olduğu bir dönem. Yani serinlik bu ülkede iyi bir şey. Yanına seyahat için en az ve en hafif şeyleri almanı tavsiye ederim. 20 gün için ben öyle yaptım. parmak arası terlik, şort, 4-5 t-shirt.. hepsi bu. Aynı şekilde diğer Asya ülkeleri de çok farklı değil.
Filipinler sonrasında önce 2 gün Singapur, daha sonra Melaka ve Kulala Lumpur yapabilirsin. Devamında Penang ve Langkawi Adası olabilir. Bunlar için 1 hafta yeterli. Oradan da Krabi, Koh Phi Phi ve Phuket yapabilirsin. 1 Hafta da bunlara gerekli. Sonra dönüş. Buna göre plan yapabilirsin.
Çok hareket etmek bütçeyi erkenden bitirmek demektir. Bütçe sıkıntısı varsa Sadece Singapur, Melaka ve Kuala Lumpur’u öneririm.
Bence muhakkak Phuket Adasını da görmelisiniz. Huzur, deniz kum güneş olduğu gibi gece eğlencesi de çok fazla..Otelinizi Patong bölgesin de seçerseniz gece de eğlencelere daha rahat ulaşabilirsiniz. Günlük turlarla Phi Phi Island ve James Bond Island’a muhakkak gidin. Yalnız buralara gitmek için biletleri otelden değil, Patong caddesinde bu biletleri satan küçük kulubeler vardır oralardan alın daha ekonomik.. Biletler hariç 3000 Tl de yeter.. Yemek yerken asla zaten fiyata bakmıyorsunuz.. Otel de 3 yıldızlı seçin. Bizim 5 yıldızlı oteller gibiler..