Pasaportumun süresi hayatımın en büyük streslerinden birini bana yaşatacığını bilmiyordum. Pasaportumun süresi 1 Temmuz 2012’ye kadar. Çoğu ülkeye girişte sizden en az 6 ay süreli pasaport istendiğinden, bu 6 aylık süreye girmeme sadece 47 gün kaldı. Bunun 23 gününü halihazırda Filipinler’de geçireceğim zaten. Ben de şansımı Filipinler’deki konsolosluğumuzda deneyeyim demiştim.

Manila Tür Konsolosluğuna gittim. Görevli Sabri Bey’e pasaportumun süresini uzatmak istediğimi söyledim. Tabi yeni çipli pasaportlarda eski mavi pasaportlarda olduğu gibi süre uzatılması yapılmadığından yeni pasaport veriliyor. Amacım uzun süre kullanabileceğim, ideali 10 yıl, verirlerse 5 yıl, olmadı 2 yıl, hiç olmazsa 6 ay süreli pasaport alabilmek.

6 ay demek en az beni Singapur, Malezya, Tayland, Kamboçya, Vietnam, Laos, Myanmar’a kadar idare edebilir, hatta kendimi Hindistan’a atmamı sağlayabilecek bir süre. Tabi bildiğiniz gibi her şey yolda değişebilir ama kabaca planım bu. Ancak bunu şu haldeki pasaportumla gerçekleştirmem mümkün değil.

Bu arada Sabri Bey’e “yolda olmak hissini sevdiğimden ben geziyorum, ver şuradan bana bir 10 yıllık pasaport” demedim. Güzel bir senaryo ile orada kendimi ifade ettim. Pasaport süresi uzatmanın yurtdışında zor olduğunu, yetkilerinin ancak 2 yıl süre uzatma olduğunu, bunun için de bir dilekçe yazıp sebeplerimi sıralamamı ve bunu Ankara’ya fakslayıp ancak 1-2 ayda cevap alınacağını iletti.

Malta

Serbia

Başta ümitlenen benin başına kaynar sular döküldü tabi. Böyle saçma şey duymayı beklemiyordum. Şu gezide çok maceralar atlattım ama hiçbiri bana konsolosluğun ve şu pasaportumun durumunun verdiği stresi yaşattırmadı. Nedir bu bürokrasi, nedir bu saçmalık! Memlekette 1 bilemediniz 2 günde yaptığınız şey yurt dışında sadece bir işkence. İşkenceye de razıyım ama yapmak mümkün görünmüyor.

Pasaportumu ilk olarak Sidney’de çipliyle değiştireyim demiştim, olmaz demişlerdi sayın konsolosluk görevlilerimiz. Hem nüfus cüzdansız ve askerlik durum belgesiz olmazmış diye 10 gün memleketten gelecek nüfus cüzdanı kargosunu bekledim. Oysa Melbourne’de başvurduğumda nüfus cüzdanımı bile sormadan, 6 ay ek süreli yeni çipli pasaportumu alabilmiştim. Buyurun!

Gezimin bu 467 gününde kendimi hiç de iyi hissetmedim. Zaten dünyanın en pahalı pasaportunu kullanıyoruz. Bunu bile yurtdışında almak deveye hendek atlatmak. Konsolosluk Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına tabiyse, Türkiye’de yapabildiğim şeyi orada da yapabilmem gerek.

Daha çok şey söylenir ama bu sadece beni sinirlendirmek anlamına gelir. Şimdilik ne yapacağımı bilmiyorum. Zamanla karar vereceğim veya konsolosluğumuz benim adıma karar verip beni evime gönderecek ki bu bana göre erken.

Day:466: Philippines:14 Manila, 13 Kasım 2011


Yurtdışında Pasaport Yenileme Hüsranı

Manlia’ya varınca ilk işim Konsolosluktan Sabri Bey’i arayıp durum hakkında bilgi almak oldu. Maalesef herhangi bir haber olmadığını söyledi. Pasaportumun son 6 aylık süresine girmeme az kalmıştı. Geçen ay yeni pasaport almak için Manila Konsolosluğumuza başvurmuştum. Yapamayacaklarını, yine de bir dilekçe yazıp vermemi söylemişlerdi.

Manila konsolosluğundan pek umudum olmadığından Jakarta, Kuala Lumpur, Bangkok ve Singapur elçiliklerimize mail atmıştım. Hepsi de 2 fotoğrafla başvurmam halinde verebileceklerini söylediler, ne ilginç. Bir elçiliğimizin kapısındayım, veremem diyor, diğerleri ise şu kadar para, 2 fotoğraf ve nüfus cüzdanınızla gelin verelim diyor.

Day 491: Filipinler:38, Clark Airport, Angeles, 07 Aralık 2011


44 Gün

Daha önce hiç böyle hissettiğimi hatırlamıyorum. Kendimi kapana kısılmış hissediyorum. Ne yapacağım veya nereye gideceğim hakkında kafamda onlarca düşünceler uçuşuyor. Ne kadar çok düşünce varsa o kadar karmaşıklaşıyor işler. Çok plan demek hiçbir plan anlamına geliyor benim için.

Takvimleri unutup, hatta günlerden hangi gün veya haftanın hangi günü olduğuna bakmadan bir yerden başka bir yere göçebilmek tarzında özgürce seyahat etmeye bu kadar alıştıktan sonra şimdiyse karşımda 44 rakamı var, 44 gün!

Bu rakam belki de bir çok insanın birkaç yıllık tatil rakamından bile fazla olabilir. Ancak 471 gündür yolda olan ben için, deneyimlerimden de yola çıkarak söyleyebilirim ki göz açıp kapayıncaya kadar geçecek kadar kısa bir süre 44 gün.

Konu yolda olmak” olunca 44 rakamı küçücük bir rakam kalıyor. Daha dün Borneo’da 40 gün geçirmiştim ve 40 gün daha orada geçirseydim yetmezdi diye düşünüyorum. Çarçabuk geçivermişti.

Çakılıp kaldım Manila’daki hostelimde.

Hosteli sevmiyorum, Manila’nın da sevilecek pek yanı yok gibi. Her gün yemek yediğim birkaç restorandaki menülerden de yerken de keyif aldığım bir şeyler yok. Her sabah hostelimden ayrılıp tekrar yola düşmeyi düşünüyorum, ancak yine hostelde aylak aylak vakit geçirirken buluyorum kendimi.

Yazmaya çalışıyorum, yazamıyorum bile. Diğer gezi blogları, twitter, Facebook ve ekşi sözlük arasında dolaşıyorum, arada gazeteler, hep kötü haberlerle dolu memlekete haberleri.

Her rotam, bir sonraki rotayı bana gösterirken bu defa Manila’da kaybolmuştum. Rota gözümün önündeydi. 2-3 saat uzaklıktaki Taal Volkanı’nı gidip görecektim, sonrasında ise Coron ve Palawan Adası.

Peki ne yapıyordum ben bu karanlık Manila’da? Ne uyku saatim belliydi, ne de yemek. Hostelleri severim. Öyle ki bazı hostellerde 10 gün öylesine kaldığım zamanlarım da olmuştur, ancak hep bir sebebi vardı. Seçimi ben yapardım. Bu defa sanırım bürokrasiye takılıp savunmasız kalmışlığın travması yaşıyordum.

Elimdeki, üzerinde ancak 44 gün daha gezebileceğimi gösteren pasaportum, bunun sebebiydi. Seyahat özgürlüğü kavramı bizim konsolosluklarımız için bir şey ifade etmiyordu. Pasaport süresini uzatmadıklarından, nen seyahat özgürlüğümü Manila’da kaybetmiştim, sebep buydu. 44 gün sonra, yani yeni yıla girmekle birlikte pasaportumun son 6 ayına girmiş olacağım ve bu artık birçok ülkeden vize alamamak anlamına geliyor.

Bu sanki sevdiğiniz bir işyerinde keyif içerisinde çalışırken artık, size patronunuzun hiçbir geçerli sebep yokken 44 gün sonra işinize son vereceğini söylemesi gibiydi. Aynı zevkle işe gider miydiniz artık?

Eğer bu 44 gün, 500 günlük yolculuğumun son zamanları olacaksa, bu zamanı daha keyifli geçirmeliydim. Ne de olsa bunu yapabilecek fırsatım var. Göz kamaştırıcı beyaz kumsallar, büyüleyeceği türkuaz-mavi denizler, hemen yanı başında gökyüzüne incecik uzanan çok sevdiğim kokonat ağaçları, bu sularda dalmak, yüzmek, bu kıyılarda güneşlenmek, böylesi adalar arasında tekneyle turlamak…

Yoluma devam etmeliyim, yolda olmalıyım.

Day 471: Filipinler:18 Malate, Manila, 17 Kasım 2011


Dönsem mi Acaba?

Pasaport denince artık neredeyse tüylerim diken diken oluyor. Benim için artık bu kavram ciddi bir stres sebebi. Geçen ay yeni pasaport almak için Manila Konsolosluğu’muza başvurmuştum. Bana yeni pasaport veremeyeceklerini, yine de bir dilekçe yazıp şansımı denememi söylemişlerdi. Dilekçenin cevabının gelmesininin 2-3 ayı bulabileceğini de eklemişti.

Manila’dan ayrılmama birkaç gün kalmıştı. Konsolosluktan Sabri Bey’i arayıp durum hakkında bilgi almak istedim. Maalesef herhangi bir haber olmadığını söyledi. 6 ay önce, eski mavi pasaportumu Sidney’de yeni çipli pasaport ile yenilemek için başvurduğumda bazı evraklar istenmiş, evraklar Türkiye’den geldikten sonra başvurduğumda ise, oldukça kaba bir şekilde gezenlere yeni pasaport veremeyecekleri cevabını almıştım.

Sonrasında ise Melbourne’de şansımı denemiştim. Oysa orada hiçbir evrak sorulmadan yeni pasaportumu alabilmiştim, ancak verilen ek süre sadece 6 ay olmuştu.

Hiç düşüncemde yokken artık kendimi, hazır olmayan beynimi, dönmeye alıştırmaya çalıştım. Kendi isteğimle değil de bir dayatma sonucu dönmek düşüncesi oldukça zoruma gidiyordu.

Şu seyahat özgürlüğü meselesi. İlk başta ‘dönmek fikri‘ garip gelse de zaman içerisinde hazmetmeye başladım. Evet, gezimin 500. günlerine yakın dönüş yolu görünüyordu bana. Ne kadar süreceğini bilmesem de, 1-2 yıllık daha gezi planlarım vardı.

Hepsi gözümün önünden akıp gidiyordu, ancak hala birkaç şansım daha vardı. Manila’da pasaportumu değiştiremezsem diye dönüş biletimi daha önce bulunduğum Singapur’a almıştım. Sırf pasaport başvurusu için tekrar gidecektim Singapur’a. Singapur’dan da olumlu yanıt alamazsam sırada Kuala Lumpur konsolosluğumuz, olmazsa yetişebilirsem Bangkok vardı.

Tüm buralardan sonuç alamazsam, planlarım içerisinde Hindistan’a kendimi atmak bile var. Neden olmasın! Eğer pasaportumun son 6 aylık süresine girmeden Hindistan vizemi alabilirsem, orada da tekrar pasaport için başvuru yapabileceğim gibi, oldukça büyük olan ülkede pasaport süremin tamamen bitimine kadar gezip, oradan memlekete dönebilirdim. Tabi ki bu durumdaki pasaportlara bazı ülkeler size hiç vize vermeyebiliyor.

Bu durum gezimde bana çok zaman kaybettirdi. Avustralya’da 15 günden fazla Sidney’de sırf eksik evrakları beklemek zorunda kalmıştım. Manila’da da en az 2 haftaya yakın zaman kaybettim. Hatta yeni rota planlarımı yaparken Borneo Adası’nda bile sırf endişe ve karmaşa yüzünden 1 hafta yine otelde vakit geçirmiştim.

Vaktimi öylesine ya beklemek ya da ne yapacağımı düşünmekle geçiriyordum. Böylesi zamanlarda da olduğum yere saplanıp kalıyorum. Singapur belki de geleceğimi belirleyecek yer olacak. 8 Aralık’ta orda olacağım ve bir gün sonrasında ise karşımda yeni bir cevap olacak. Umarım bu “evet, yapabiliriz” olur.

Day 490: Filipinler:37, Malate, Manila, 06 Aralık 2011


Singapur’da Pasaport Yenileme Hikayem

Okyanusya ve Asya seyahatimde 500 günü doldurdum. Bu kadar uzun süre yolda olunca Avustralya’da çıkardığım ve bana ancak 6 aylık süreli verilen pasaportumun da süresinin bitmesine sayılı günler kaldı. Singapur’da pasaport yenileme işlemleri yapabilmek son umudumdu. Avustralya Sydney’de denedim vermediler, Melbourne’de denedim 6 aylık vertdiler.

Filipinler’de denedim pasaportumu yenilemediler. Son umut olarak Singapur’da denedim ve imkansız bir şekilde başarılı oldum. Daha önceki blog yazılarımda belirttiğim gibi pasaport demek benim için stres demek.

Pasaport yenileme süreci benim için inanılmaz stresli geçti bu seyahatimde. Singapur’a geri gelmemin de sebebi süresinin bitmesine çok az kalmış pasaportumdu.

pasaport yenileme

Yollarda geçirdiğim 500 günden bu yana ilk defa ütü yapmama sebep pasaportumdu. Singapur’da soluğu alır almaz kendimi, 189 m yüksekliğindeki SGX Tower 10. kattaki konsolosluğa atmıştım. Paralı askerlik için başvurusu için bekleyenlerden sonra sıram gelince taşikardim ile birlikte evrakları içeri verip pasaportumun süresinin bitmekte olduğunu ve yenisini istediğimi söylemiştim.

Görevli kadın bana çalışma izni evraklarımı sorunca o an herhalde kalp vuruşlarım tavan yapmıştır. Singapur’da geçici bulunduğumu ve Avustralya’ya geri döneceğimi söyledim. Kadın ilk önce şaşırdı, sonra yapamayacaklarını söyledi. Benimse vazgeçmeye niyetim yoktu. Biraz derdimi usulüne göre anlattıktan, birkaç soru ve cevaptan sonra siz bekleyin diyip içeri geçti.

Kader anı gelip de beni tekrar çağırdıklarında, yapacaklarını ve ödemeyi yapmamı söyleyince seve seve hazırlamış olduğum, dünyanın en pahallı pasaport ücreti olan 370 TL’yi ödedim. Başvurum tamamlanmış ve bana 10 gün kadar sonra pasaportumu alabileceğim söylendi.

Bu bekleme süresini, 2-3 gün gezmenin yeterli olduğu Singapur’da şimdiye kadar ödediğim en yüksek konaklama ücretlerinden birinin olduğu, otelde pinekleyerek geçirdim. Aralık 9’da evrakları içeri verdikten birkaç gün sonra, 12 Aralık’ta Ankara pasaport şubesinden pasaportumun hazırlanıp Singapur Elçiliğimize gönderildiğini içeren bir mail de alınca keyfim iyice yerine geldi.

Artık dışarılara çıkıp Singapur’u biraz daha keşfetmeye başlamıştım. Ne ilginç, haber gelmeden öylesine otel kuşu olmuştum. Pasaportun hazırlanmış olmasının üzerinden 10 güç geçmesine rağmen hala bana haber gelmeyince kalkıp tekrar konsolosluğa gittiğimde bana kendilerinden gelip pasaportu almama dair mail gelip gelmediğini sordular, gelmemişti.

Geri gönderdiler ve maili beklememi söylediler. Posta bu kadar gecikmiş olamazdı, zira Sırtçantalılar grubunun normal postayla gönderdiği tshirt gelmişken pasaportumun gelmemiş olması imkansızdı bana göre.

yurtdışında pasaport yenileme

Bugün telefonla aradığımda, kusura bakmamamı –neden bunu söylediler anlamış değilim- gelip alabileceğimi söylediler. Saat öğleden sonra 4 olmuş, dışarıda korkunç bir yağmur varken ben de hostelimden elçiliğe doğru yola çıktım. Yanlış otobüsle, yanlış yerde inip, diğer otobüse geçtim. Saat 5’te en geç orada olmam gerekirken elçilik kapısından içeri girdiğimde 5.40’tı.

Kapıdaki Hintli görevli herkesin çıktığını ve Christmas tatilinden dolayı haftaya Salı yani 4 gün sonra gelmemi söyleyince ‘bu ne bahtsızlık’ diye ver yansın ettim. Kaç defa metroya otobüse bindim de hiç kaybolmazken o kadar kolay bir yolda, gelen otobüsün üzerindeki yazıdaki Raffles Bulvarı ile Raffles Caddesi arasındaki karışıklığı yaşayıp yanlış yerde inmiş ve yağmur altında oradan oraya koşturmuştum.

Bir an önce Singapur’dan ayrılıp Kuala Lumpur’a geçmem gerekiyordu. Sonrasında ise Malezya’dan ayrılıp Yılbaşı öncesi Tayland’ın Ko Phangan Adası’na kendimi atmak ve yılbaşına orada girmek istiyordum.

Yüzümü dökmüş, ağlak bir suratla neredeyse vazgeçecekken Hintli görevli beklememi söyledi. Telefonu kaldırıp birilerini aradı ve beklememi söyledi. Bir süre sonra kapalı olan ofis ışıkları yeniden yandı ve elçilik memuru Işık Bey ismimi sorup işlemlere başladı. Tekrar şansım dönmüştü.

Yarım saat sonra Işık Bey tekrar gelip değiştireceğim pasaportta TR çıkış mührünü görmediğini ve gerektiğini söyledi. Oysa o şu an süresi biten pasaportumdan önceki eski pasaportumda kalmıştı. Her şey yine ters gidiyordu. Nihayet onu maille gönderebileceğimi söyleyince o sorun da halloldu.

Binadan içeri girip pasaportu elime alıncaya kadar evrak işleri 1 saat sürdü. Kendisi bu işlerden sorumlu olmadığından ve benim için hazırlanmış evraklar yerine kendisi sil baştan bir sürü evrak hazırlamıştı. İşi sağlama almak için de gerekenden fazla evrak işine girdiğine eminim.

Nihayetinde 8 Aralık 2021 tarihine kadar geçerli olan yeni pasaportumu cebime koyup kendimi daha bir özgür hissederek yağmur altında otelime döndüm.

Özgürlüğümü tekrar geri almıştım. Tekrar yolda olmak vaktidir.

Day 507: SIN:16 Little India, 23 Aralık 2011, Cuma

Serbia

45 Yorumlar

  1. Merhaba biz 18-29 Nisan 2019 da vizesiz Arnavutluk Makedonya Kosova Karadağ BosnaHersek sırbıstan olarak Başkan turu yapacağız. Ama pasaportum 15ekim 2019 da süresi doluyor sıkıntı yaşar mıyım?

  2. Yurt dışında Turist vizesi ile Konsolosluktan pasaport yenilemek süremi uzatmak istiyorum. umuma mahsus pasaportum var. iş için buradayım eğer Türkiyeye dönüp halletmem gerekecekse buradaki iş fırsatımı kaybediyorum. Bu fırsatımı kaybetmemek için nasıl pasaport süremi uzatabilirim. pasaport sürem 6 ay kaldı.

  3. Merhaba kızımın pasaport bıtıs tarıhı temmuz 2019,vızesı Nisan ayında bıtıyor (shengen)var ocak veya subat ayında yurtdışına çıkmayı planlıyoruz ıkılem arasında kaldım sızce sorun olurmu.?yoksa vakti varken ocak basında degıstırmelımıyım.?

  4. Merhaba pasportumun suresinin bitmesine 5 ay var ben de Türkiye de sıra beklememek ve zaman kaybetmemek için etiopya addis abana konsolosluğuna başvurdum fakat son aşamada hata verdi bir gün içinde 3 defa denedim ama olmadı.acaba neden kaynaklandi dersiniz

  5. Merhabalar. Acil durum! (:
    Ağustos’un ikinci haftası yaklaşık 10 günlük Balkanlar turu yapmak istiyorum, fakat pasaportumun bitiş süresi 12 şubat. Bu altı aylık süreden ben etkilenir miyim, sıkıntı yaşar mıyım?

  6. Ben de Nisan ayında Filipinler’e gidiyorum, ama pasaport bıtıs tarıhım 10 Aralık, yaklasık 8 aylık bır sürem kalıyor. Acaba ulkeye gırıste bır problem yasar mıyım? 22 Nısan’da giriş yapacağım ve çıkış da 9 Mayıs olacak; gıdıs donus Filipinler uçak bileti var. sımdı uzatmak ıstemıyorum pasaport suresıni.

    • Benim bildiğim kadarı ile nereye giderseniz gidin isterse vize gereken ülkeler olsun, ister vize gerekmeyen ülkeler olsun, ülkeden ayrılmadan önce pasaportun bitiş tarihine kadar en az 3 ay geçerlilik süresi gerekli ve en az 2 sayfası boş olmalı. Bu durumda siz sorun yaşamazsınız, ancak Kemal Bey daha iyi bilir elbette.

  7. Süreç midede derin etkiler yaratıyor. Şansınız yaver gitmiş Allahtan.
    Bazen insan çok emin olduğu anlarda bile başına gelen talihsizlikler kaybolabiliyor. 10 yıllık pasaporta verilen para ise değişmeyen tek gerçeğimiz…

  8. Kıskandım be arkadaş. Ben bir hafta tatili bile çıkamazken, yıldan bahsetmen bende kompleks oluşturdu. Helal olsun sana, yaşa hayatını özgürce çav.

Yanıt yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz