Sveti Naum Manastırı, Makedonya‘nın güneybatısında, Arnavutluk sınırında, Crn Drim Nehrinin Ohrid Gölü ile buluştuğu yemyeşil bir doğanın ortasında yer alan bir Ortodoks manastırı. St. Naum Manastırı, Kiril alfabesinin bölgede yayılmasına öncülük eden ve Hristiyanlığa katkıları olan St. Naum tarafından 905’te yaptırıldı.

Balkanlar’ın en güzel şehirlerinden Ohrid’in 29 km güneyinde yer alan Aziz Naum Manastırı, göle bakan bir uçurumun üzerinde kurulu. Arnavutluk sınırından sadece 1 kilometre uzaklıkta yer alan dini yapı, kurucusu Aziz Naum’un adını taşıyan Sveti Naum Manastırı, UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alıyor.

St. Naum Manastırı, Ohri’nin 29 kilometre güneyinde, Arnavutluk sınırına yakın bir platoda yer alan muazzam büyüklükte bir manastır kompleksi. Makedonya’nın en çekici turistik yerlerinden biri. St. Naum Manastırı, hem doğanın hem de dini mirasın tadını çıkarabileceğiniz popüler bir günübirlik gezi yeri.

Ohri’den Aziz Naum, kiliseyi 900 yılında dikmiş ve onu Kutsal Başmelekler Mikail ve Cebrail’e adamış. 910 yılında, ölümünden sonra Aziz Naum, kilisedeki küçük bir şapele gömülmüş. Şapel, Aziz Naum’un hayatından ve mucizelerinden sahneler içeren güzel fresklerle dolu.

Malta

Serbia

Kilise, otel, mezar odasından oluşan bir kompleks yapı olan St. Naum Manastırında Kutsal Başmelekler Kilisesi, St. Naum’un mezarını ve Tavus kuşlarının dolaştığı yemyeşil bahçeyi gezin. Doğası ise UNESCO tarafından sıkı bir şekilde korunan Ulusal Park Galicica’nın bir parçası.

Sveti Naum Manastırı, Ohrid

St. Naum Manastırı, Ohri Gölünün en güney noktasının kıyısında yüksek kayalık bir uçurumun üzerine inşa edilmiş, Makedonya’nın en güzel manastırlarından biri. Aynı zamanda Ohri bölgesindeki Slav kilise mimarisi ve sanatının ilk anıtlarından birini temsil ediyor. Manastır, 905 yılında Ohrili Aziz Naum tarafından kurulmuş.

Aziz Naum, zengin ve dindar bir anne babadan geliyor. Hıristiyanlığa olan sevgisinden dolayı mirasından vazgeçip keşiş olmuş ve tüm varlığını Slav okuryazarlığının yerleşmesine adamış. Ohrili Aziz Clement ile birlikte, Ohrid’e gelmeden önce Orta Avrupa’da bir Hristiyan misyoner olarak zaman geçirmiş.

Hem Aziz Naum hem de Aziz Clement, Kiril alfabesinin yaratıcısı olan Aziz Kiril ve Metodi’nin öğrencileri. Günümüzde Rusya, Ukrayna, Belarus, Orta Asya ve Balkanlardaki Slav ülkelerinde kullanılan Kiril alfabesini tüm Balkan coğrafyasına tanıtan kişiler Aziz Naum ve Aziz Clement olmuş.

Slav ve Makedon eğitim geleneğinin kurucularından, Orta çağ yazarı ve öğretmeni Naum’un kurduğu St. Naum Manastırı, uzun süre bir eğitim merkezi olarak işlev görmüş. 905 yılı civarında da gidince ziyaret edeceğiniz ve Aziz Naum’un mezarının olduğu Kutsal Başmelekler Kilisesi olarak bilinen bir kiliseyi kurmuş.

SVETİ NAUM NASIL GİDİLİR
Ohri’nin merkezinden Sveti Naum’a otobüs ve özel taksi dahil olmak üzere çeşitli seçenekleriniz var. Açık ara en iyi seçenek feribot. Ohri iskeleden saat 10.00’da kalkan tekneler Sveti Naum’a 90 dakikada gidiyor. Bay of Bones arkeoloji sahasında durup durmadıklarını sorun.
Sol tarafınızda Galičica Ulusal Parkı‘nın enfes ormanları duruyor.

Ohri Gölünde kazıklar üzerinde kurulu köyü gezdikten sonra tekneyle Sveti Naum’a geçiyorsunuz. Araç kiralarsanız varsa Bay of Bones, St. Naum Manastırı, Galicia Ulusal Parkı, Prespa Gölü ve Bitola şehrini günübirlik bir geziyi kendiniz de yapabilirsiniz.

Tekne göl kıyısındaki sevimli köylerin ve sahil tatil yerlerinin yanından geçip öğlene doğru Sv. Naum’a varıyor. Teknenin dönüş saati olan 15.30’a kadar Aziz Naum Manastırını gezmeniz için vaktiniz olacak.

Ohrid Kutsal Başmelekler Kilisesi, manastır kompleksinin merkezi kısmını oluşturuyor. Temeli yonca şeklinde yapılmış. Merkez kilisenin mimarisi, Aziz Yuhanna (Kaneo) ve Plaoshnik’inkine yakın benzerlik gösteriyor. Ancak kuzey Makedonya manastırlarının geri kalanıyla çok az benzerliğe sahip.

Gerçekleştirdiği birçok mucizeyle yaşayan bir aziz olarak tanınan Ohrili Aziz Naum, 910 yılında 80 yaşında ölünce manastırın içine gömülmüş. 11. ve 13. yüzyıllar arasında tamamen yıkılan manastırın yerine 16. yüzyılda inşa edilen Bizans manastırı günümüze kadar ulaşmış.

Manastır yeniden inşa edildiği 16. yüzyıldan itibaren yenilenerek büyütülmüş. Nefin öne çıkan özelliği, 1711’de oluşturulan ayrıntılı ahşap ikonostaz. Bugünkü kilisede 10. yüzyıla ait fresk bezemesi yok. Kilisenin geri kalanını süsleyen mevcut freskler 1806 yılında yapılmış. Bizans Yunancası dilinde yazılmış eski gravürler de halen iyi bir şekilde muhafaza ediliyor.

Kilisedeki diğer yazıtlar, Slav dillerinin en eski örneklerinden. Kilisenin güney tarafında ayrı bir şapelde Aziz Naum’un mezarı bulunuyor. O da bazıları onun cenazesini tasvir ediyormuş gibi görünen canlı fresklerle bezenmiş.

Dilsizleri konuşturması, fiziksel engeli bulunan insanların engellerinin giderilmesi, yürüyemeyenleri yürütmesi gibi iyileştirici gücü olduğu düşünülen St. Naum, farklı dinlerden ziyaretçileri yüzyıllar boyunca kendine çekmiş.

Manastıra Arnavutluk başta olmak üzere çok sayıda Balkan ülkesinden ziyaretçi geliyor. Ziyaretçiler arasında Müslümanlar da var. Mezarın bulunduğu odayı ziyaret edenlerin kulağını mezara yaklaştırdığında St. Naum’un kalp atışlarını duyduğu söyleniyor.

Mezar odasından gelen sesin gerçekte zemindeki kaya oluşumunun altından geçen akıntı olduğu biliniyor. Gerçekten güzel bir kilise ama olağanüstü bir şeyler görmeyi beklemeyin. Önemi güzelliğinden değil tarihsel kökeni ve fonksiyonundan geliyor.

Bu yüzden kilise UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alıyor. Tarihi önemi, çarpıcı freskleri ve Ohri’nin en çekici yerinde kurulmuş olması nedeniyle tüm abartıyı üzerine çekmiş.

Dışarıdaki bir tabela, fotoğraf çekilmesine izin verilmediğini belirtmesine rağmen bilet gişesindeki adama kameramı kullanıp kullanamayacağımı sorduğumda sorun olmayacağını söyledi. Kuzey Makedonya’nın birçok yerinde deneyimlediğim gibi, sadece sorun ve izin alın, sorun olmaz.

Manastır kompleksi, içerisinde derelerin aktığı havuzların olduğu, tavus kuşlarının etrafta dolaştığı yemyeşil ve sakin bir bahçesiyle özenle dizayn edilmiş bir rekreasyon alanını andırıyor. Aziz Naum’um mezarının olduğu Kutsal Başmelekler Kilisesi gerekse de diğer alanlarda serbestçe dolaşan tavus kuşlarını görebilirsiniz.

St. Naum Manastırı’nı keşfetmeyi bitirdiğinizde, kristal berraklığındaki gölette bir tekne gezintisine çıkabilirsiniz. Yarım saatlik tekne turunda Drim Nehri’nin zemindeki zümrüt kaynaklarını görüyorsunuz. Yolculuk tekne başına 600 MKD. Maliyeti diğer turistlerle paylaşıyorsanız mantıklı.

Yarım saatlik bir gezi için bir veya iki kişiyseniz gereksiz bir maliyet olur. Zaten tekne sahiplerinin size söylemeyeceği şey, insanları aynı yerlerin çoğuna götüren ücretsiz bir yürüyüş yolu olduğu. Yürüyüş yolunu takip ederek de aynı kaynakları göl kenarından görebilirsiniz.

Ohri’den feribot turu ile Sveti Naum’a gidecekseniz, yanınıza mayonuzu ve plaj malzemelerinizi de alın. Ayrıca bölge, Ohri Gölü’nün en iyi plajlarından birine de ev sahipliği yapıyor.

Bunaltıcı yaz gününde kıskançlıkla oturup diğer ziyaretçilerin serin suyun tadını çıkarmasını izlemeyin. Çünkü yüzmek için bolca zaman olacak. Sahilde üstünüzü değiştirebileceğiniz küçük ahşap barakalar var.

Sveti Naum’da birkaç restoran var. Tahmin edebileceğiniz gibi, şehirdeki restoranlardan biraz daha pahalılar. Kendi atıştırmalıklarımı getirdiğim için ikisini de denemedim ama zaman öldürmek için ana kiliseye bir ziyaret daha yaptım.

Manastır arazisinin bir bölümü halen otel olarak kullanılıyor. Ohrid Gölü’nün kıyısında yemyeşil bir doğada, bahçe içerisinde yer alan otel huzurlu bir atmosferde vakit geçirmek isteyenlerin gözdesi. Bahçesinde bir yürüyüş yapabilirsiniz.

Hava açıksa gölün karşı kıyısına baktığınızda uzaktan Arnavutluk’un Pogradec kentini net bir şekilde görebiliyorsunuz. Sonunda Aziz Naum Manastırından 15.030’da ayrılıp, Galičica Milli Parkı’nın dağlarının tadını çıkararak Ohri’ye dönüş yapıyorsunuz.

Serbia

5 Yorumlar

  1. Evleri, sokakları, kalesi ile buram buram Osmanlı kokan bir şehir Ohri. Yine cennetten bir köşe St. Naum manastırı da mutlaka görülmeli.

  2. Merhabalar daha yeni geldim Ohrid’den ve her tarafını, Ohrid gölü etrafında patika yollar dahil gezdim. Gerçekten cennetten bir köşe gibi, büyülendim. Tekrar gidiyorum…

Yanıt yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz