Merak ediyorum finansmanı nasıl sağlıyorsun, sponsor mu buldun?

Bu soru blog iletişim sayfasından bana en sık sorulan soruydu. Tabi bu kadar uzun süre dünya seyahatinde olunca meraklı okurlarımızın aklına bu sorunun gelmesi normal.

Hayalleri olan okurlar, bunu gerçekleştirmek için en büyük engelin finansman olduğunu düşünüyor olsalar gerek ki, aradıkları cevabı bulmanın umuduyla bu soruyu soruyorlardı. Bir gezi planlarken ilk düşünülen şey doğal olarak finansmanının nasıl sağlanacağıdır. Oysaki cebinde yeteri kadar, hatta fazlasıyla parası olmasına rağmen hala bir şeyleri bekleyenler var. Aslında bana göre yola düşmenin birinci gereksinimi ;cesaret.

Hayalinizin peşinde koşacak cesaretiniz varsa, bunun önündeki engelleri de birer birer aşarsınız. Burada gereken tutku biraz, belki biraz da aşk!

Malta

Aşıksanız sizi durdurabilecek bir şey söyleyin bana?

Yeteri kadar cesaretiniz ve tutkunuz varsa yapılması gereken sadece yola düşmek. Bunlar size masal gibi gelmesin, tam da şu anda bunu yapan çok kişi var. Adım Adım Seyahat projesiyle yola çıkan ve şu an itibariyle Cetinje, Karadağ’da olan Güneş‘in hikayesini takip edin. Sorun bakalım 129 gündür ne kadar para harcamış?

Koray ise şu an Güney Amerika yollarında. “Bu blogu hazırlamamın nedeni hayallerimizin peşinden gitmenin hiç de bize anlatıldığı kadar zor olmadığını göstermek” diyen Koray’ın hikayesini yayınladığı yar bana bir yolculuk bloguna göz atın. Soralım bakalım yola çıktığında cebinde ne kadar parası varmış?

Dil mi sorun diye düşünüyorsunuz? İngilizce bilmeden nasıl gezebilirim, insanlarla anlaşabilirim diye mi endişeleniyorsunuz. Daha geçen ay bir gezi blogundan tanıştığımız ve beni Kamboçya‘nın Kep Kasabası‘nda yakalayan Tayfun abimize soralım bunu! Kendisi 50+ yaşlarında ve emekli. Yılın 6 ayını Asya‘da geçiriyor. Biletlerini 1 yıl öncesinden alıyor, belki inanmazsınız ama 20 TL’ye uçak bileti aldığını söyledi! Kendisi İngilizce bilmiyor ama Asya’nın altını üstüne getirdi.

Şimdi sıra geldi bana. Ben nereden buldum bu kadar çok parayı da 650+ gündür böyle orası senin, burası benim, dalış, trekkingler, aktiviteler, tekne turları filan… yapıyorum?

Şimdi buraya uzun bir hayat hikayemi yazım sonuca gelsem daha açıklayıcı olur ama ben kısa yoldan cevap vereyim. Çok çalıştım efendim çok! Öyle zengin çocuğu doğmadım ben, sağdan soldan bir destek de almadım hiç. Çalıştık, kazandık, biriktirdik ve şimdi de bunu dünyayı keşfetmek için kullanıyorum. Hem de son kuruşuna kadar.

14 yıl uluslararası bir ilaç firmasında çalıştım. Kendi evimi aldım, krizle birlikte şirketle yollar ayrılınca, iyi denebilecek bir tazminat aldım ve evimin kredi borcunu ödeyebildim. Yola çıkmadan da evimi, tüm eşyalarıyla olduğu gibi kiraya verdim. Dünya turumu işte az biraz birikmiş paramla ve aylık gelen ev kirasıyla sürdürüyorum.

Emin olun evi olan birçok arkadaşımız, hali hazırda rutin hayatlarında günlük olarak benim dünya turunda harcadığım daha fazla para harcıyor. Siz de harcıyorsunuz! İnanmıyorsanız günlük harcamalarınızı bir not edin bakalım?

Ben güzelim evimin balkonunda, elimde içkimle güzelim İzmir gece manzarası eşliğinde keyif yapabilecekken, bunun yerine çok düşük bir bütçe ile, bazen sizin sefillik diyebileceğiniz bir halde seyahat etmeyi ve yolda olmayı tercih ettim. Yolda öğreniyorum, kendimi ve dünyayı keşfediyorum ve bu her şeye değer.

Para önemli ama her şey para değil, aslolan cesaret, hayal etme ve bunun için heyecan duymak.

Gerisi gelir…

Benimkisi aşk! Size de tavsiye ederim.

54 Yorumlar

  1. Bence biraz cesaret, biraz para ve birazda zamanı olmalı insanın bunları bir araya getirdiğimizde ise zaten yaş geçmiş oluyor. Bir ara bütün turları tek tek inceliyorum. Hadi diyorum git şuraya buraya ama içimden bir ses dur biraz daha para biriktir diyor. (Sanki dünyayı satın alıcam:))

    Bu arada para biriktirmek derken geçen bakiyeme baktın hala sıfırı gösteriyor buda bir tezatlık tabi. Demem o ki cebimde param olamasa da sırt çantama çok şey aldım ve hazırım. Bekle beni uzak doğu ben geliyorum. :):):)

  2. Kemal Bey öncelikle yazılarınızı kıskançlıktan okumak istemeyip yine de bir yerden başlamaya karar verdim ki bu finans kısmı oldu. 🙂 Ben (devlet memuruyum) tek birikimim olan arabamı satıp üstüne de ücretsiz izne ayrılıp yaklaşık 10 ay hem eğitim maksatlı hemde dünyayı keşfetme amacıyla gözümü karartıp yurt dışına çıktım. Kaç şehir gördüm saymadım ama 9 ülkeye giriş yaptığım net. Şimdi yeniden para biriktirme evreme döndüm. 🙁 Dualarım şu yönde Seyahat Ya Resullah! Yollarınızın bitmemesi dileğiyle. 🙂

  3. Aslında yapabileceğimiz bir süre şey varken bir ”Öğrenilmiş Çaresizlik” yaşıyor ve kendi kendimize sınırlar belirliyor ve ötesine geçmiyoruz. Sizin yazınız bunun kırılması için o kadar güzel bir örnek ki! Şimdi ona çok para lazım, yok pasaport lazım, yok vize zor, yok iş, yok aile vs… diye diye kalıyor pek çok insan. Çok iyi geldi bu yazı. 🙂 Teşekkürler.

  4. Tüm hikaye cesaretle başlıyor. Zaman yok denmesi bana biraz bahane gibi geliyor açıkçası. Yola çıkan herkes 3 ay gezecek diye bir şey yok nihayetinde. Senede bir iki defa çıkıp gezilebilse hem diğer sorumlulukları aksatmaya gerek kalmaz hemde iş güç stresi atılır, sağlığa da iyi gelir bence. 🙂

    Eşimle ilk ciddi planı bundan 6 ay önce evlenir evlenmez yaptık ve gitmemize daha hala 2 ay var. Biletleri aylar önceden aldığımız için içerde herhangi bir yere gidiş dönüş bilet almaktan çok daha uygun oldu, keza otel de aynı şekilde. Elinizin altında birkaç uygulama ve biraz cesaretiniz varsa bizim gibi 5 dakikada plan yapmanız gayet mümkün. Özellikle genç okuyucularınız için söylüyorum çok vaktimiz varken güzel değerlendirelim. 🙂

  5. Peki gittiğiniz yerlerde hiç kısa süreli çalışma deneyiminiz oldu mu? Parasız kaldığınız zaman, gördüğüm kadarıyla maddi açıdan da temkinli gidiyorsunuz galiba. Gerçekten özenilecek bir hayat yaşıyorsunuz. Tebrikler 🙂

  6. Bize bilincli veya gizli ogretilen, ogrenmemiz gereken sey kendi gelecegimizi kendimiz guvence altinda tutmak. Yaslandigimizda devletimiz sahip cikmayacak ne de olsa:))
    Ya neden deliler gibi calisiyoruz, maddi birikim kaygilari guduyoruz, har vurup harman bile savurmaktan cekinerek, ne yapabiliriz tum bu calisma, birikimle, ev ? araba? yazlik? tatiller? cocugu, cocuklari ozel kolejlere gonderme?, esyalari yenileme?, teknolojik modayi saniye ile takip etme? liste uzar gider… ve farketmeyiz tum bunlar icin bitmez mesai saatleri,gunleri, yillari harcariz. ( yolda gorsen selam vermeyecegin fakat gunaylastigin mesai arkadaslarini anmiyorum bile:)
    sonra ?
    Sultanlar Sultani Suleyman oldukten sonra bir elinin tabuttundan gorulecek sekilde disari birakilmasini buyurmus, O dahi bu dunyadan gocerken eli bos gitmisligine dair.
    Oysa yasananlar hep seninledir, yasattikleri ile anilir insan.

    Aslinda soylemek istedigim daha basit bir aritmetik idi:))

    Normal sartlarda Turk insanimizin calisma hayati sonucu basini sokabilecegi (eger ciddi iyi kazanmiyor ise -yasamayi degil, parayi biriktirmeyi secenler) emeklilik yasinda (simdiki morgate ile daha erken) bir evin sahibi oluyor ve emeklilik maasi ile gecinmeye calisiyor.Belki cocuklar icin birseyler birakmak ugruna daha da calisiliyor falan.
    Heyy dunya ya geldik bir kez, hem de tahminimizden cok daha buyuk. Ve birak dunyayi, dogdugu sehrin disini gormeden omurleri biten insanlar… Dunya yasamak icin, gormek, bilmek, ogrenmek icin. Tasa duvara para baglamak icin degil. Cocuk sahibimiyiz cocugumuza birakacagimiz en kiymetli sey yasamak, yasamayi bilmek, iyi insan olmak, sevildigini ve onemli oldugunu hissettirmek…Ev araba vs birakmak icin calisirken cocugunun ilklerini kacirmak hic degil!

    • Benim en güzel avantajım zamanında kendime gelir getirecek bir ev sahibi olmuş olmam. Hoş birkaç evi ve yazlığı olup da evinin, ülkesinin uzağındakileri merak etmeyen ve denildiği gibi doğdukları yerde ölenlere diyecek bir şeyimiz yok, ancak halihazırda maddi durumu iyi olup, gelecek endişesi olmayan milyonlarca insanımıza sözümüz:

      Daha çok yolda olmalı, dünya bizim yaşadığımız yerden ibaret değil!

  7. O kadar doğru bir tespit ki CESARET. Arkadaşlarım onlara hep dünyayı ve kendimi keşfetme hayallerimden bahsederken gözlerimin parladığını ve çok farklı göründüğümü söylerler ve neden yapmıyorsun diye sorarlar. Benim cevabım hep aynıdır ”CESARETİM YOK”. Maceracı ruhlu bir insanım değişik heyecanları yaşamak ve bunu film tadında etrafımdakilerle paylaşma arzusu var (dinleyicim çoktur bu arada), ama yetiştirilme tarzım gereği hep savunmadayım etrafa aileme karşı sorumluluklarım var eskiden ya şu doktora tezini vereyim vallahi gezicem durumu şimdi yerini dur şu doçentliğide halledelime bıraktı 🙂 Sizin gibi insanlara hayranlığım ve saygım sonsuz. Belki bir gün cesaretimi toplayıp hayallerimin peşinden koşmaya karar verirsem belli mi olur belki bir yerde yollarımız çakışır. Benim için gezmek keşif, eğlence, macera, yeni şeyler öğrenme arzusu ve fazlasıyla birşeylerden kaçış için olurdu.

    Blogu geç keşfettim ama olsun sizde daha çok yol hikayeleri olacak ve eminim bende keyifle okuyacağım. Sevgiler.

    • Bence toplumsal olarak böylesi hayatı kökünden değiştirecek adımları atmakta risk almakta zorlanıyoruz. bir iş bulduk mu sonuna kadar o işte kalmaya çabalıyoruz. Aslında bu insanı ister istemez bir kısır döngünün içerisine sokuyor. İşimizi sevebiliriz veya hayatımızdan memnun da olabiliriz ama aslında tekdüze bir sitemin parçası olup çıkıyoruz o zaman.

      Oysa ki günümüzde gelişmiş ülkelerde iş değiştirmek, yeteneği ortaya çıkarabilecek işlere girmek, başarısız olmak, yeni arayışlara girmek ve tüm bunlar için risk alıp düzeni değiştirmek taktir ile karşılanıyor. Bunun sonucu bir çok insan keyif alarak yaşayacağı bir zaman dilimi için sevmediği işlerde çalışmıyor, hem sevdiği işi yaparak para kazanıyorlar hem de elde ettikleri kazançla da iş dışındaki yaşam kalitesi çıtasını yükseltebiliyorlar.

      Biz ise her şey bir ileri tarihe erteleyip duruyoruz. Bazen bu ertelemelerin sonunun olmayacağını bile bile sadece kendimizi avutuyoruz. Her şey zamanında güzeldir. Gençlikte peşinde koştuğumuz şeyler gelecekte önümüze konsa belki de elimizin tersiyle iteceğiz. Enerji, tutku varken damarlarımızda bir şeyler yapmalı, ertelememeli.

      • Bu yorumu yazalı aradan 2 yıldan fazla zaman geçmiş ben ise hala aynı yerdeyim maalesef. Yukarıda yazdığınız gibi ”Bazen bu ertelemelerin sonunun olmayacağını bile bile sadece kendimizi avutuyoruz” ben hala bir gün diyerek kendimi avutuyorum. Arada bir kongreye gidiyorum ayağına bir hafta dolaşıp geliyorum. Ama umutluyum bir gün işlerim bitecek :)).

  8. Yollar cagirmasin insani bir kere, duramaz insan oldugu yerde. Cok ozel cok guzel bir kasintidir yolculuk. Kasidikca keyif alir zaman zaman azalir fakat hic kaybolmaz. Kasinmaya gorsun insan bir kere yollarda, duramaz daha.

    Hayalleri gerceklestirenlere ne mutludur ne keyiflidir hayat.

  9. sizi çok takdir ediyorum.hissettiğiniz duyguları çok iyi anlıyorum.bende sizin gibi uzun soluklu geziyi çok istiyorum ama zaman ve işlerim nedeniyle mümkün değil

      • cesaret de tam cesaret olacak. sağlıktı, sigortaydı, emeklilikti, gelecekti, geçimdi, gidip olur da bir gün dönülürse iş durumu vs. o yüzden bir aşk bu, başka tür bir zihin hâli. gözünü kapayıp ortamı ayarlayıp adımı atmak gerekiyor. yoksa sadece yorum yapabiliyoruz işte 🙂

      • cesaret…evet olmali, fakat hersey bir alisveris gibi basit oysa, sadece tercih edersin ve her tercih bir vazgecistir aslinda. ha cesaret iste o zaman gerekir insana vazgecmek, yeni veya diger tercihlerin icin. tipki pazar tartilari gibi bir kefeye koydukca istekleri diger kefeye de ilave etmek lazim vazgecisleri denge ve degis tokus icin.

        • hayalller güzeldiiiR
          Rüyalar tatlidiiiiiR
          aamaa
          daha güzeli ve tatlisi

          Hayalleriii ve Rüyalari yasamaktir.

          KIm var, Hayallerini ve Rüyalarini yasamak isteyen ?
          Ne zaman nereye gidiyoruz:?

Yanıt yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz