Fiji‘de bir başka adada uyandım bu sabah. Dün Kuata Adası’ndaydım. Bugün ise Fijili yerlilerle birlikte kaldığım Waya Lailai Adası‘nda bulunan Naboro Köyü‘ndeyim. Yağmur yağıyor yine ve dün olduğu gibi bu gece sabah 4 sularında da çok şiddetli bir yağmur vardı. Toprak sıcak ve kumlu olduğundan tüm yağmur suyunu emiyor olmalı. Yoksa o kadar yağmur suyuyla köyün seller altında kalması lazım.
Çocuklar okula gitmek için hazırlanıyorlar, Milie, Vilie, Api. Anneleri Salu ise pankek yapmış ve kahvaltıyı hazırlıyorken yüzlerce karasinek uçuşuyor evin mutfağında. Adada bu kadar sinek olması beni şaşırtıyor doğrusu.
Dün öğleden sonra teknelere doluştuk, denizde yarım saat kadar Awesome Adventures Boat’ın gelmesini bekledik. Güneşin altında parıldayan sarımsı-beyaz saçları ile yüzünde bolca kahverengi çilleri olan albino bir Fijili çocuk motorlu teknemizi kullanıyordu. Büyük tekne geldikten sonra adadan ayrılacaklar büyük tekneye geçtiler, Waya Lailai Resort’a gidecek misafirler de benim tekneye doluştular.
Waya Lailai Resort’a vardığımızda beni, önceki gün Waya Lailai Adası’nda görüştüğüm Sorby karşıladı. Waya Lailai Resort’un restoranında çay ikramı yapıldı. Sonra gelen Sorby’nin babası ve aynı zamanda resortun şef aşçısı olarak çalışan Api ile tanıştırdı. Akşam mesai bitimi sonrasında, 10 dakikalık hızlı bir motorlu tekne yolculuğuyla kalacağım Naboro Köyü‘ne geçtik.
Naboro Köyü
Burada 2 gece kalmayı planlıyorum, ancak belki daha da uzun kalabilirim, ancak yağmurlu hava şartları nedeniyle bu köyde uzun süre kalmam zor görünüyor. Geceliğine 25 FJ$ ödeyeceğim ve 5 gün kalırsam geceliğine 20$ ödemek üzere anlaşmıştım. Ev 3 odadan oluşuyor, Viseisei Köyü’ndeki Ana ve Niko’nun evine benzese de, ona kıyasla oldukça temiz sayılır.
Saclardan yapılmış çok basit bir tuvalet ve duş yeri dışarıda bulunuyor. Eve ilk geldiğimde, gaz lambasıyla aydınlatılan mutfakta, yere kurulmuş sofradaki çocuklar, önlerinde çinko taslardaki çayı kaşıkla içip, yuvarlak halde hazırlanmış ve kokonat sütüne bandırılmış ekmekleri yiyorlardı. Ben de hayatımda ilk defa bir tastan çayımı kaşıkla içmeye ve lezzetli ekmeği yemeye başladım. Hemen yanımızdaki ahşap dolabın açık renkli sevimli bir fare bizi gözetliyordu. Sorby bana konserve tunalı makarna hazırlayacağını söyledi.
Kısacık saçlarıyla cinsiyetini yüzünden ayırt etmeniz zor olan, 12 yaşındaki çok meraklı ve konuşkan Milie’nin çok güzel İngilizcesi var. O kadar çok soru soruyordu ki, bu İngilizcemle hepsine cevap vermekte zorlanıyordum.
Benim kaldığım evde elektrik olmadığından, Milie ile birlikte laptopumu alıp jeneratörü olan bir eve gidip şarj olması için elektrik fişine taktık, zira. Ancak bu eve vardığımızda evdekilerin akşam dua seremonisi olduğundan bir müddet beklememiz gerekti.
Akşam yemeğimdeki tunalı makarna oldukça yavandı. Gaz lambası ışığındaki tanışmalar, sohbet ve köy hayatı hakkında aldığım bilgilerden sonra saat 11.00 gibi yeni bir ada, yeni bir gerçek Fiji köyünde uykuya daldım.
Day 277: Fiji:9, Waya Lailai, Naboro Köyü 2.Gün, 7 Nisan 2011