Darwin 120 binden fazla nüfusuyla, federasyonun diğer başkentleriyle kıyaslandığında en düşük nüfusa sahip olanı. Avustralya’nın kuzey ucundaki bu şehirde yağışlı ve kuru olmak üzere iki mevsim bulunuyor. Şu an kış mevsimindeyiz ve hava gündüzün 30 gece ise 18 dereceler civarında. Kuşadası ve Alsancak karışımı küçük bir şehir. Hemen deniz kenarına kurulmuş ancak deniz kenarı tamamen Bostanlı Sahil gibi yeşil alan olarak ayrılmış. Spor yapan, güneşlenen, öğlen yemeğini gelip burada yiyen insanların yanında, evsiz Aborjinler de bu parklarda yaşıyorlar. Parkta güneşlenen bikinili kızların hemen 20 metre ötesinde evsiz, işsiz, toplumdan soyutlanmış Aborjinler yaşıyor.

Çoğunlukla gündüz vaktimi geçirdiğim Mall olarak adlandırılan yer ise Kıbrıs Şehitleri Sokağı benzeri bir yer. Sağlı sollu alışveriş dükkanları, restoranlar ve alışveriş merkezleri var. Birkaç tane de Türk restoranı gördüm. Vahşi Hayatı Koruma Derneği sokakta kurduğu deskte bukalemun ve kocaman yılanlarla ilgi çekmeye çalışıyordu. Küçük bağışlar karşılığında fotoğraf çektirmek mümkün.

Sokakta neredeyse her zaman yeteneğini sergileyip seyahat masraflarını çıkarmaya çalışan müzisyenleri görebilirsiniz. Şu an bu satırları da, çarşı içerisinde banktan yazıyorum ve hemen yakınımda inanılmaz güzellikte bir müzik ziyafeti sunan bir kız bir şeyler çalıyor. Doğrusu daha önce hiç görmediğim bir enstrüman, otantik sesiyle daha çok Arap enstrümanı diye tahmin ediyorum. Yere bağdaş kurup kucağına aldığı enstrüman kaplumbağa kabuğu tarzında. Üzerinde 6-8 tane bölme olan bu perküsyon enstrümanından inanılmaz güçlü sesler çıkıyor. Bir saat içerisinde gelen geçenin attığı bozukluklarla eminim 100$’dan fazla kazanmıştır. Dünyaya bir daha gelsem üniversiteymiş, mastırmış, profesyonel iş dünyasıymış dinlemem, bir enstrümanın ustası olup onunla para kazanıp hayatımı geçindirmeyi tercih ederdim doğrusu. Hala şansım var sanırım.

Bugün akşam saat 6’dan itibaren gece yarısına kadar tüm şehir hava fişek mekanına büründü. Her yerden patlama sesleri geliyor. Avustralya’da belli özel günlerin dışında hava fişek alınması ve satılması, patlatılması yasak. Bugün bu serbest günlerden biri. Evinin bahçesinde, parkta, yolda çoluk çocuk, gençler, yaşlılar hava fişeklerini patlatıp eğleniyorlar. Arabayla sokakta geçenler bile yol üzerine veya yol kenarlarına hava fişekleri atıp kahkahalar atıp uzaklaşıyorlar.

Malta

Dün akşam gün batımını izlemek için gittiğim Mindil Beach Sunset Market’te bu defa Territory Day kutlamaları yapıldı. Her yıl 1 Temuz’da kutlanan bu federasyon günü, hava fişek kutlamalarının sebebi. Dün otobüsle gittiğim bu alan yakın olduğundan bu defa yürümeyi tercih ettim. Yolda Pascal adlı Güney Afrika’da büyümüş Alman bir gençle sohbet ederek yürüdük. Çok güler yüzlü, eğlenceli genç bir çocuk. İki yıldır Avustralya’da work&travel vizesiyle hem çalışıp para kazanıp, hem gezip hem de İngilizce öğreniyormuş. Geldiğinde İngilizcesi çok kötüymüş. Okula verecek param yoktu, ben de çalışarak öğrendim, hem böylesi daha eğlenceli diyordu. Haklıydı. Bugün bu market dünkünden çok ama çok daha kalabalıktı.

Gün batımı ve sonrasında da hava fişeklerin şovunu izlemek için binlerce kişi olarak plajda toplandık. Müthiş bir organizasyondu. Denizin hemen kıyısındaki kumlara platformlar kurmuşlar, kimisinden hava fişekler fırlatılıyor, kimsinden ise süratle gökyüzüne gönderilen ateş demetleri. Bunu ilk defa burada gördüm, çok ilginçti. Birden bir ateş topu kumların üzerinden beliriyor ve hızlıca birkaç metre yükselip kayboluyor.

Dün markette kendilerine ait stantta didjeridoo performansı sergileyen grup, bu defa plaja kurulmuş stanttan performanslarını sergiliyorlardı. Didjeridoo müziği ile birlikte havai fişeklerin patlayışını izlemek büyüleyici bir şovdu. Arka taraflardan birileri sıklıkla “Happy New Year!” diye bağırıp dalgasını geçiyordu. Yeni yıl kutlamalarından da farkı yoktu hani. Plajın sadece bizim olduğumuz tarafında değil diğer kıyıdan da atılan havai fişekleri de görebiliyorsunuz. Havai fişekler her yerde. Hostelime dönüşte yol üzerinde ve parklarda, her an her yerde havai fişekler patlıyordu. Aynı anda yüzlerce ses, gürültülü. Bu şenlikli ve gürültülü durum gece yarısına kadar devam etti ve sonra yerini sessizliğe bıraktı.

Day 332: Avustralya:77, Darwin, 1 Temmuz 2011

Yanıt yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz