Yeşillere bürünmüş tepeler arasında sakince akıp giden Neckar Nehri kenarında, ortaçağdan kalma bir masal şehri tadı veren yüksek ve kırmızı kiremitli çatılı binaları, tarihi köprüleri, şehri tepeden izleyen eski kalesi, cıvıl cıvıl sokakları ile Heidelberg, hiç kuşkusuz Almanya’nın en güzel şehirlerinden birisi.
Almanya denince bir çoğumuzun aklına bir sanayi ülkesi gelir. Özellikle altmışlı yıllarda artan işçi ihtiyacını karşılamak için Türkiye’den çok sayıda insanımızın gittiği bu ülke, bazılarımız için gurbet anlamına geliyor. Bu nedenle olmalı ki seyahat acentelerinin rotaların baktığımızda Berlin dışında bir Almanya şehri görmek çok da kolay değil.
Sadece seyahat etmek ve görmek için Almanya’ya gitmek ise kimin aklına gelir ki? Oysa harikulade doğası, biri birinden güzel şirin köyleri, dağlar ve gölleri ile Almanya görülesi bir ülke. Almanya’da ilk görülecek yerlerinde başında benim için Heidelberg geliyor.
Romantik Şehir Heidelberg
Almanya’nın Baden-Württemberg eyaletinin kuzeyinde, tarih ve doğanın iç içe olduğu bir yer olan Heidelberg, Almanya’nın en sevilen ve en çok ziyaretçi çeken şehirlerinden birisi. Frankfurt’tan araba kiralayarak geçtiğim Heidelberg, Frankfurt’a 80 km, Mannheim şehrine ise 20 dakika uzaklıkta bulunuyor.
150 bin nüfuslu bu şehir, Almanya’nın ılıman iklime sahip güney bölgesinde, Ren ve Neckar Nehirlerinin arasında kalan vadide kurulmuş. Adına “Ich hab’ mein Herz in Heidelberg verloren /Kalbim Heidelberg’de kaldı” diye bir şarkı bile yazılmış olan şehir, savaşlardan zarar görmemeyi başarmış nadir Avrupa şehirlerinden bir tanesi.
Heidelberg, aynı zamanda bir üniversite şehri. 1386’da kurulmuş olan Almanya’nın en eski üniversitesi olan Heidelberg Üniversitesi tıp ve eczacılık açısından Avrupa’nın en önemli üniversitelerin biri. Goethe, Georg Willhelm Friedrich Hegel, Robert Bunsen, Max Weber veya Karl Jaspers gibi büyük isimleri kendisine çekmiş şehirde, bugün 30 binin üzerinde üniversite öğrencisi bulunuyor. Şehrin her köşesinde görülen, kitap okuyan, sohbet eden, bisikletle gezen gençler şehrin dinamik enerjisini de yansıtıyor.
Şehrin kalbinin attığı en meşhur caddesi olan Hauptstrasse, Neckar Nehri ile görkemli kalesi arasında kalıyor. 1,5 km’lik bir uzunluğuyla, Avrupa’nın sadece yayalar için ayrılmış olan en uzun caddesi unvanına sahip. Birbirinden güzel dekorasyona ve ilginç ürünlere sahip alışveriş dükkanlarının bulunduğu caddede yürümek keyif verici.
Kafe ve restoranlar, mağazalar, otel ve kitapçılar, oyuncakçılar, hediyelik eşya satan dükkanlar bu capcanlı sokak üzerinde uzanıyor. Sarmaşık ve çiçeklerle süslü binalarının uzandığı romantik sokaklarında sadece alışveriş değil, uzun yürüyüş de yapılabilir.
Ortasında bir Herkül heykeli ve çeşme, bulunan Marktplatz Meydanı çevresinde çok sayıda hediyelik eşya satan dükkanlar ve açık havada masaları bulunan kafe ve restoranlar yer alıyor. 1700’lü yıllarda şehri savunan halkın kahramanlığını simgeleyen anıtın orijinali Kurpfälzisches Müzesi’nde bulunuyor.
1717-19 yıllarında arasında yapılmış ve meydanın kale tarafındaki iki önemli yapısından biri olan Büyük Dük Sarayı, 1805’ten sonra Baden mahkemesi tarafından kullanılmış. 1920’den bu yana ise Heidelberg Bilimler Akademisi olarak kullanılıyor.
Almanya’nın en romantik kenti (Wege der Romantik) olarak anılan Heidelberg, Neckar Nehri tarafından ikiye ayrılmış. Üzerinde bulunan 200 metre uzunluğunda ve 7 metre genişliğindeki Eski Köprü ise burada bulunan ahşap köprünün yerine, yine bu bölgeden çıkan kumtaşı ile 1788’de yapılmış. Şehrin Kalesiyle beraber simgesi olan köprü, II.Dünya Savaşı’nda Alman askerlerince diğer tüm köprüler gibi yıktırılmış. Savaş sonrası halkın topladıkları parayla yaptırılıp 1947’de yeniden açılmış.
Şehrin en turistik ve romantik yerlerden biri olan köprü tablo güzelliğinde bir görünüm sergiliyor. Tarihi köprü üzerinde, köprüyü yapan Karl Theodor ve bir Roma tanrıçasına adanmış iki heykel bulunuyor. Köprünün girişinde yer alan kulelerinin solunda yer alan ve Gernot Rumpf tarafından 1979’da yapılan bronz maymun heykeli ise fotoğraf çektirmek isteyenler için oldukça ilgi görüyor. Heidelberg halkı ve şehri ziyarete gelen turistler nehir kenarında yürümeyi seviyor.
Köprü sonrası ise üniversite profesör ve filozoflarının yürüyüş alanı olarak kullandıklarından dolayı Filozoflar Yolu olarak anılan yol bulunuyor. Theodor Heuss Köprüsüne kadar uzanan bu yol, spor yapan veya yürüyüşe çıkanlar tarafından da kullanılıyor. Meyve bahçeleri arasında uzayan patikadan şehrin en muhteşem görüntülerinden birine sahip Heidelberg Kalesi’ne ulaşmak mümkün. Yürüyerek çıkması pek de kolay olmadığından Bergbahn denilen fünikülerle tepeye çıkılabiliyor. 8 metre uzunluğunda, 50 kişi kapasiteye sahip kabini olan füniküler 1907’de yapılmış.
Yeşil ormana sırtını dayayan Heidelberg Kalesi, bir kartpostal görünümü veriyor. 13. yüzyıldan kalma kırmızı taştan yapılmış kalenin bazı yerleri yıkılmış olsa da görkemli ve görmeye değer bir yapı. Heidelberg Sarayı olarak da adlandırılan kale, 1398-1410 yıllarında, Prens Elector Ruprecht III hanedanlığın ilk rezidansı olarak da kullanılmış. 1764 yılında yıldırım çarpması sonucu zarar gören kalenin taşları bir dönem yöre halkı tarafından ev yapımında da kullanılmışsa da, daha sonradan kale korumaya alınmış.
Girişinde bir saat kulesi bulunan kalede, çeşitli sergilerin düzenlendiği Alman Eczane Müzesi yanı sıra, 1751 yılından kalma, 185 bin 500 litrelik dünyanın en büyük ahşap fıçısı da bulunuyor. Sonradan kaleye eklenen Kral Meydan’ı yaz aylarında yapılan Heidelberg Kalesi festivaline ev sahipliği yaptığı gibi, tiyatro, müzikal, opera ve klasik müzik konserleri için kullanılıyor.
Bir çok otorite tarafından Almanya’nın en güzel şehri olarak kabul edilen Heidelberg, Romantik Yol olarak bilinen, Almanya’nın kuzeyindeki Würzburg ile güneydeki Füssen arasında kalan, Ortaçağdan miras şatolar, kaleler, köprüler gibi kültürel eserlere sahip şehirlerinden bile hareketli ve canlı bir gece hayatına sahip.
Havanın yavaş yavaş kararması ile birlikte meydanlardaki açık hava kafeleri kalabalıklaşmaya başlıyor. Yaşlı Alman nüfusuna karşın bu şehirde öğrenci ve genç bolluğu dikkat çekici. Bu durum eğlenceli bir gece hayatını da beraberinde getiriyor.
Şehrin sokaklarında yerlerini alan genç müzisyenler hünerlerini sergileyip okul harçlıklarını çıkarmanın peşinde. Gece ile birlikte şehrin çekici diğer yüzü daha da canlanmaya başlıyor, restoran ve kafeler dolup taşıyor. Günün yorgunluğunu ünlü şaraplarla dolu kadehler ve keyifli sohbetlerle çıkaran ziyaretçilerden yükselen sesler meydan ve sokaklarda birbirine karışıyor.
Hareketli meydanları, Heidelberg Kalesi, Karl-Theodor Köprüsü, Neckar Nehri, renkli gece hayatı, Hauptstrasse gibi nefissokaklarıyla küçük, ama rengârenk bir şehir Heidelberg, 19. Yüzyılda, “A Tramp Abroad” adlı kitabını yazarken burada kalan Mark Twain’in de övgülerini aldığını hatırlatalım.
Özellikle sezonda, Heidelberg otelleri için mutlaka gelmeden önce rezervasyon yapmak şart. Popüler Heidelberg otelleri çoğunlukla 6 ay öncesinden yapılmış rezervasyonlar nedeniyle dolu olduğundan, bu dönemde uygun otel bulmak pek de mümkün değil. Buna şaşırmayın, zira yılda 3 milyona yaklaşan turist ziyaretçisi ile Heidelberg, sadece Almanya’nın değil, Avrupa‘nın da en gözde yerlerinden biri. Heidelberg gezisi sonrasında, şehirde konaklamayı düşünüyorsanız mutlaka aylar öncesinden yer ayırtın.
Tek günlük bir gezinin yeterli olabileceği Heidelberg’e Stuttgart ve Frankfurt’tan ikişer, Karlsruhe’den ise 1 saatte ulaşabilirsiniz. Almanya turu yapacaksanız; yaşlı nüfusu ile sıkıcı olarak nitelendirilen Almanya’nın çekici ve dinamik bir yüzünü görmek arzusundaysanız yönünüzü mutlaka bu 700 yıllık tarihi şehre, Heidelberg’e çevirin, pişman olmazsınız.
Bu yazı Guest Dergi Ekim ayında yayınlanmıştır.
Güzel bir şehirmiş. Görmem gereken yerler listesine ekledim. 🙂
Almanya, gerek tarihi geçmişi gerekse günümüzde mevcut olan sistemi ile beni etkilemeyi başarabilmiş yaşamak istediğim bir kaç ülkeden biri. 2 yıl önce Almanya’ya yaptığım turistik seyahatte, Hannover, Hamburg, Bremen, Wolfsburg ve bir kaç kasabasını görme şansım olmuştu ve gerçek manada hayran kaldığımı belirtmeliyim. Umarım bir gün Heidelberg’te de bulunabilirim. Özellikle kuşbakışı olarak şehir olağanüstü görünüyor. Fotoğraflar pek iç açıcı, ellerinize sağlık. 😉
Almanya ülkemizde seyahat edilecek turistik ülkeler nezsinde sanki biraz geride kalmış gibi geliyor bana. Herkesin nerdeyse bir yakını o taraflarda yaşıyor. O nedenle sanayi ülkesi gibi algılanıyor ki doğru bu, ama bir o kadar da şehir ve kasabalarıyla görmeye değer güzel bir ülke. Ben çok beğeniyorum Almanya’yı.
Öyle mutlu oldum ki yazıyı görünce. Seneye bir doktora öğrencisi olarak -umarım- yaşayacağım şehir Heidelberg. Tıp ve eczacılık fakültelerinden bahsetmişsiniz, bunlara ben de hukuk fakültesini eklemek isterim. 🙂
Heidelberg! Ya ismi bile çok guzel! 🙂 Yaziyi okuyup orada doğa yürüyüşüne cikasim geldi ya.
Bu yazıyı okurken o kadar heyecanlandım ki anlatamam. 2006 yılında henüz bir lise öğrencisiyken Leonardo da Vinci programıyla Almanya’ya gitmiş 21 gün kadar kalmıştım. Kısa ama etkisi hala süren bir gezi olmuştu. Ludwigshafen’da bir hostelde konaklayıp aynı zamanda Heidelberg’de Hauptstrasse üzerinde bulunan Hıp Hotel’de staj yapmıştım. Fotoğrafladığınız yerleri her gün tekrar tekrar gezmiştim.
Okurken yine kendimi orda sokaklarda gezinirken buldum.Bunun için size teşekkür etmek isterim. Şimdi büyüyen yaşım ve değişen bakış açımla tekrar gitmek ve yeniden keşfetmek istiyorum. Unutmadan, dilerim ki tüm güzellikler sizinle olsun!
Kızımın hayaliydi Almanya’da yaşamak. Bu gezinizdeki fotoğrafları görene kadar anlayamamıştım sebebini. Şimdi onu anlıyor ve hayalini gerçekleştirmesi için destekliyorum. ilk fırsatta gezip görmeyi istediğim bir yer. Bir de Ren Nehri turlarını merak ediyorum. Çok pahalılar ama tur şirketleri bir rüyadan bahsediyorlar. Pazarlama taktiği mi değil mi emin olamıyor tabi insan. Eğer bir fırsatınız olur da Ren Nehri turlarından birine katılırsanız, sayenizde biz de bir fikir sahibi oluruz. 🙂
Geçen yıl aralık ayında gitme fırsatı buldugum ve büyülendigim Heidelberg muhteşem! Her adım tarih kokuyor ve aşk kokuyor. Yalnız gittiğim bu şehir beni büyüledi. En kısa zamanda eşimle gitmeyi planlıyoruz. Ufak bir not sizlere; gitmek için en uygun dönem ilkbahar yaz ayları, aralık ayı ışıl ışıl, tarifi imkansız güzellikte, ama soğuk ve sisli mutlaka görülmeli.
Heidelberg yazınız için teşekkürler. Gelecek seyahatlerinizde Bavyera bölgesine / Nürnberg’e giderseniz aklınızın bir köşesinde olmasını öneririm. Araba ile yaklaşık bir saat uzaklıkta “Bayreuth” harika bir şehir.
Heidelberg in yanısıra çok yakınında bulunan Eberbach kasabasınıda ısrarla tavsiye ederim.
Önümüzdeki hafta bir etkinlik için yine gidiyorum Heidelberg’e. Her gittiğimde daha bir ısınıyor ve daha bir sever oluyorum bu güzel şehri. Yolunuz düşerse sokaklarında gezin, çok güzel köşeleri var.
14-25 Aralık Frankfurt biletim var. Heidelberg’e de mutlaka gideceğim. O bölgede başka önerileriniz varsa ve paylaşırsanız memnun olurum.
Eğer vaktiniz varsa mutlaka heidelberg’de konaklayın derim. Ben hızlıca yapılmış heir turlarının, şehirlerin ruhunu anlamaya yetmeyeceği düşüncesindeyim.
Sokakalrında dolaşın, çok sayıda ilgi şeken dükkanlarına girip çıkın, nefis kahvelerini için, kalye çıkıp tepeden şehri seyredin…
Hani tek tek şunları yapın demek yerine, yukarıda bahsi geçen yerlere vakti ayırmanızı tavsiye ederim.
Mevsim olarak, şehrin renkliliğini görme şansınız pek bulunmasa da Heidelberg benim gönlümde yer etmiş bir şehirdir. Umarım siz de keyif alırsınız.
Gelmek çok ıstıyorum da, ımkanım olsa bır de.
Bayram’da Almanya’daydim. Ne yazik ki bu guzel sehre ancak 4 saat ayirabildik. Tekrar gitmek istiyoruz, ilkbaharda. Tadi damagimizda kaldi.
Bir zamanlar Heidelberg Üniversitesine kayıt olmuştum sonrasında Türkiye’de devam ettim ama en büyük keşkelerimden bir tanesidir. Heidelberg ismi her geçtiğinde oraları özlüyorum.
Benim hayran kaldığım Avrupa şehirlerinden birisi oldu. Almanya şehirlerinde ise tereddütsüz 1 numaraya yerleştirebilirim. Henüz Berlin ve Münih’i görmedim ama Heidelberg, hakikaten beni çok etkiledi.
Kuzenim Manheim’de yaşıyor, yanlış yazmış olabilirim, bilmiyorum, ama o Facebook’ta çok fotoğrafını paylaşıyor, çok güzel bir yer görünüyor. Kurban bayramında kısmetse göreceğim.
Hem yeşil, hem nehir, hem tarih….ne kadar güzel bir şehir.
Heidelberg nefis bir şehir. Aceleye getirilmemesi gereken bir yer. Her bir köşesi keşfedilmeye değer.