Dünyanın en çok ziyaretçi ağırlayan ülkesi Fransa, bu unvanı fazlasıyla hak ediyor. Tarihî yapıları, dünyanın eşsiz koleksiyonlarını barındıran müzeleri, kültür-sanat etkinlikleri, modanın ve parfümün merkezindeki konumu, kumsalları, kayak merkezleri ile çekici bir coğrafya. Her bölge birbirinden çok farklı gözüküyor ve çok farklı hissettiriyor.
Hem Orta Avrupa hem de klasik bir Akdeniz ülkesi özelliğini gösteren Fransa, müze, sergi salonları ve tarihi yapılarıyla köklü geçmişini yansıtıyor. Ülkenin ‘Aşıklar Şehri’ olarak da anılan başkenti Paris, Alp Dağlarındaki kayak merkezleri, Akdeniz kıyısı boyunca uzanan muhteşem koy ve kumsallar, Orta çağ izlerini taşıyan katedraller ve şatolarıyla Fransa keşfe doyum olmaz bir destinasyon.
Fransa Hakkında Bilgiler
Dünyanın gelişmiş ülkelerinden Fransa, dünya tarihini değiştiren olayların yaşandığı tarihi olaylara sahne olan, Avrupa’nın kaderini değiştiren bir ülke. Fransız Devrimi ile Avrupa’daki sınırların yeniden çizilmesine neden olan Fransa, aynı zamanda dünyanın en çok yabancı turist ağırlayan turizm destinasyonlarından.
‘Aşıklar Şehri’, ‘Işıklar Şehri’ gibi isimlerle anılan başkent Paris olmak üzere Fransa’nın her biri kendi alanında marka kentleri, her yıl milyonlarca turist ağırlıyor. Gastronomi, moda, kültür, sanat ve tarih gibi alanlarda öncü olan Fransa Avrupa’nın en popüler rotalarından.
Fransa, yıllık 89 milyon turist sayısıyla dünyanın en çok yabancı turist ağırlayan ülkesi. Fransa’nın başkenti Paris ise son 20 yılda en fazla turist çeken şehirler arasında ilk ondaki yerini koruyor. Batı Avrupa’nın en büyük ve en zengin ülkesi olan Fransa’nın metropollerinden uzaklaştıkça Fransız kültürü daha kolay hissediliyor.
Yönetimde yarı-başkanlık sisteminin uygulandığı üniter bir devlet olan Fransa, İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi‘nde açıklanan ilkelere göre yönetiliyor. Avrupa ile ekonomik bağları hayli sağlam olan ülke, bir yandan da Avrupa kıta ekonomisinin daha güvenli ve güçlü olması adına mücadele veren ülkelerin en başında geliyor.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin değişmez üyesi olan Fransa, NATO, G-8, G-20, AB ve daha birçok organizasyona da üyeliği bulunuyor. De Gaulle, 1966’da Fransa’yı NATO’dan çıkarmışsa da ülke 2009’da NATO’ya tekrar katıldı.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin beş daimi üyesinden biri olan ülke, yaklaşık altmış nükleer santraliyle de önemli bir nükleer güç. Gayrisafi yurtiçi hasıla ve satın alma gücüne göre ileri bir ekonomiye sahip olan Fransa, gelişmiş ülkeler sınıfında yer alıyor.
Zengin tarihi ve kültürel geçmişinin yanı sıra zengin yemek kültürü ile ünlü bir marka olan Fransa, şarap, ekmek ve peynir çeşitleriyle de dünyaca tanınıyor. Şirin köyleri, dillere destan şarap ve mutfak kültürü, zarafeti ve ağırlığı ile rüyaları süslüyor. Dünya üzerinde yaşayan herkese hitap eden özellikleriyle apayrı bir yere sahip.
Fransa‘nın başkenti Paris, Fransa tarihi için olduğu kadar dünya tarihi için de önemli bir kent. Ülkeyi ziyaret eden yabancı turistlerin önemli bir bölümü başkent Paris’e uğruyor. Fransa turizminin kalbini oluşturan Paris, 2012 yılında 83 milyon yabancı turisti ağırlayarak dünyanın en çok turist çeken şehri unvanını elinde tutuyor.
Paris’e gelen turistlerin en çok ziyaret ettiği yerlerin başında Disneyland gelirken, Paris’in sembolü Eyfel Kulesi ise, Paris’te en çok ziyaret edilen yerler sırasında beşinci sırada. Paris’in en yüksek rakımlı yeri olan Montmartre Tepesi, Paris gezilecek yerler arasında ikinci sırada yer almış, Notre Dame Katedralinin de bulunduğu Saint-Michel bölgesi üçüncü olurken, Paris’te en çok ziyaret edilen yerler listesinde Louvre Müzesi dördüncü sırayı alıyor.
Başkent Paris dışında Fransa’nın güney kıyılarındaki Montpellier, Nice, Cannes gibi şehirler Akdeniz esintisi taşıyor. Yaz aylarında deniz, kum, güneş tatilinin yapıldığı bu kentler Akdeniz Rivierası olarak da adlandırılıyor. Gastronomi başkenti Lyon, kendine özgün mimarisi ile Annecy ve Colmar’ın yanı sıra Strazburg, Nancy gibi şehirler de görülmeye değer.
Ile-de-France bölgesinin merkezi olan Fransa’nın başkenti Paris, sanatın, modanın ve lüksün dünyadaki başkenti olarak kabul ediliyor. Yılda 45 milyon ziyaretçiyle, dünyanın en popüler turistik mekanı olması boşuna değil. Adeta Fransa’ya büyük gelen bir dünya metropolü. Öyle ki güzelliği ve zarafeti bir yana, kültürel yaşamı ve hareketliliği, moda ve lüksün dünya başkenti olan Paris, Işığın ve Aşkın Şehri!
Fransız Devriminin yüzüncü yıl kutlamaları anısına inşa edilen Eyfel Kulesi ve dünyanın en fazla sayıda eser barındıran Louvre Müzesi görmeniz gereken önemli yerler. Gotik mimarinin önemli eserlerinden Notre Dame Katedrali, Seine Nehrindeki Cite Adası üzerinde bulunuyor. Zafer Takı‘ndan Concorde Meydanına kadar uzayan, dünyanın en ünlü bulvarlarından Şanzelize de Paris gezilecek yerler arasında.
Fransa Tarihi
Günümüz Fransa sınırları, Antik Galya sınırlarıyla benzerlik gösteriyor. MÖ 1. yüzyılda Roma İmparatoru Julius Caesar tarafından ele geçirilen bölge topraklarında Roma kültürü ve Roma dilinin yaygınlaşması çağdaş Fransızcanın da temellerini oluşturdu. Hristiyanlığın ilk kabul gördüğü yer olan Ren Nehri kıyısındaki doğu sınırları, Germen boyları tarafından yönetiliyordu.
Bu topluluklar içinde en etkili olanı, Fransa’ya antik Francie adını da veren Franklardı. Günümüzde kullanılan Fransa adıysa Paris dolaylarında bulunan Capet krallarının yönettiği derebeyliğin bulunduğu bölgenin adından geliyor.
Bağımsız bir Fransa devletinin başlangıcı, Karolenj İmparatorluğunun 843 tarihli Verdun Antlaşması ardından Doğu, Batı ve Orta Frank Krallığı olarak üçe ayrılmasıyla başladı. Hemen hemen bugünkü Fransa topraklarını kapsayan Batı Frank Krallığı, çağdaş Fransa’nın temellerini atan krallık oldu.
Fransa Dükü ve Paris Kontunun Fransa Kralı olarak taç giydiği 987’den sonra Fransa Krallığı başladı. Kral XIV. Louis’nin 17. yüzyıldaki döneminde Fransa, Avrupa kıtasının en kalabalık ülkesi haline geldi. Avrupa kültürü, politikaları ve ekonomisi üzerinde en etkili güçlerden biri oldu.Aynı dönemde dünya genelinde diplomasi dili Fransızcaya dönüştü.
Fransız entelektüel çevrede Aydınlanma Çağı gerçekleşince, 18. yüzyılda Fransız bilim insanlarının buluşları yankılandı. Ülke diğer yandan Asya, Amerika ve Afrika’da denizaşırı sömürgeler edindi. Fransız Krallık sistemi, Kıta Avrupasında büyük etkileri olan 1789 Fransız Devrimi’ne dek devam etti.
Fransız Devriminin ardından Fransa’da cumhuriyet yönetimini kontrol altına alan Napolyon Bonapart, Birinci İmparatorluk dönemini başlattı. Bu süreçte ülkede Napolyon ve Waterloo savaşları yaşandı. Krallık yönetimine geri dönen Fransa’da kralın yetkilerine anayasal kısıtlamalar getirilse de 1830 Temmuz Devrimi ile Temmuz Monarşisi, onun ardından da kısa bir süre İkinci Cumhuriyet dönemi yaşandı.
1870’de başlayan Fransa-Prusya Savaşıyla Üçüncü Cumhuriyet kuruldu. 17. yüzyıldan başlayarak 1960’lara dek bir sömürge devleti kimliğiyle var olan ülkenin 19. ve 20. yüzyıllardaki toprakları, ülkeyi İngiltere’den sonra dünyanın ikinci büyük sömürge imparatorluğu haline getirdi.
Her iki dünya savaşından da galip taraf olarak çıkmasına karşın büyük bir insan kaybına ve maddi zarara uğrayan Fransa’nın Avrupa toprakları savaşlar sırasında Alman güçlerince işgal edilmişti. II. Dünya Savaşı ardından Dördüncü Cumhuriyetin kurulduğu Fransa’nın dünya siyasi ve ekonomik politikalarında etkili bir güç olarak kalabilmesi için ülkenin mevcut durumunun korunmasına çalışıldı.
Ancak, sömürge topraklarında sorunlar çıkmaya başladı. 1946’da Birinci Çinhindi Savaşı, 1954’te Dien Bien Phu Çarpışması, birkaç ay sonra çıkan Cezayir’in başlattığı bağımsızlık savaşı, farklı görüşlere sahip Fransızları iç savaşın eşiğine getirdi.1958’de halkın taleplerine yanıt veremeyen, istikrarsız ve zayıf bir görünümde olan cumhuriyetin yerine, Beşinci Cumhuriyet’in kurulması kararına varıldı.
Yeni bir anayasa oluşturulması öngörülerek cumhurbaşkanının yetkilerini artıran ve günümüzde de devam eden bu son cumhuriyetin başkanı olan Charles de Gaulle ile Cezayir arasında yapılan anlaşmayla 1962’de Cezayir bağımsızlığını kazandı.
Geçen yarım yüzyıl içerisinde tüm acı tarihi geçmişe rağmen Fransa’nın Almanya’ya karşı yürüttüğü barışçıl tutum ve işbirliği adımları Avrupa Birliğinin (AB) kıta genelinde bütünleşmesinin temelini oluşturdu. 1999’da Euro, birlik üyesi ülkeler arasında ortak para birimi olarak kabul edildi.
Fransa, tarihi geçmişi boyunca ‘güç’ kelimesini her dönem kendi çıkarları doğrultusunda kullanan bir ülke olarak tanındı. Dünya siyasi tarihinde güçlü ülke konumunu koruyan ve imajın her şey olduğu keşfeden ve buna göre hareket eden Fransızlar, zanaatkarlarını, entelektüellerini ve kısaca yasalara uygun şekilde ülkenin prestijini yükseltebilecek herkesi koruma altına aldılar.
Fransızlar tarafından çok ciddiye alınan bu tarihi doku ve gelenek göreneklerin korunup yeni nesillere aktarılabilmesi için, Fransız devleti belki de dünyadaki tüm ülkelerden daha fazla çalışıyor. Kurulan özel şirketler dahi Fransa’nın bu değerlerini korumak ve yaşatmak için ciddi çaba sarf ediyor.
Geleneksel çömlek yapımı, moda tasarımı ve Fransız mutfağı koruma altına alınan başlıca değerler. Bu uğraşların meyveleri pek çok farklı sanat akımında kendini gösteriyor. Film endüstrisi başta olmak üzere, müze ve galerilerde de bu çabayı görmek mümkün Sömürgecilik tarihinden balıkçılık tekniklerine, uçak tasarımından tekstile kadar sahip olunan kültür ülkenin her noktasına yayılmış.
Sanayileşmenin Fransa’ya göreceli olarak geç gelmesiyle tarım, ülkenin kültürüne önemli şekilde yansımış. Hükümetin yerel lezzetlerin ve tarımsal kaynakların korunması için verdiği yardımlar, devletin bu konuda ne kadar hassas olduğunu gösteriyor.
Ana şehir meydanlarından uzaklaştıkça karşınıza çıkan ve zamana kafa tutan küçük kasabaların bozulmamış organik yapıları, muhteşem bir uyum içinde modern hayat arasındaki geçişi sağlıyor. Bulundukları bölgenin doğal ortamı olan dağlar, nehirler, tepeler ve eski evler tabiatla içe içe geçen, şahane bir bütün oluşturuyor.
Fransa Coğrafyası
Biri Atlas Okyanusu’nun kuzeyinde diğeri de Akdeniz’in batısında olmak üzere iki sahil şeridi bulunan Fransa’nın, toplam sahil uzunluğu 3 bin 427 kilometre. Fransa’nın iç kısımlarının üçte ikisi ovalar ve ufak tepelerden oluşuyor.
Kuzeybatıda Seine nehrine bağlı Paris Havzası ve Garonne’e bağlı Aquitaine Havzası olmak üzere iki büyük havzası bulunan ülke, yüksek tepelerin bulunduğu kırsal bölgelere sahip. Bu tepelikler güneyde Fransa ve İspanya arasında doğal bir sınır oluşturan Pyrenees Dağlarına kadar uzanıyor.
İspanya ve Fransa arasında bulunan dağlar üç bin metre yüksekliğe kadar çıkabiliyor. Alplerin içinde bulunan Mont Blanc 4 bin 807 metrelik yüksekliğiyle Fransa’nın en yüksek dağı unvanına sahip. Aynı zamanda Mont Blanc, İtalya’nın da en yüksek tepesi, zira bu ‘Beyaz Dağ’ iki ülkenin tam ortasında bulunuyor.
Ülke sınırları içinde bulunan en uzun nehirler Loire, Seine, Garonne ve Rhone. Rhone Nehri doğuda Almanya ile yüz altmış kilometrelik bir sınır oluşturuyor. Seine ve Garonne nehirleri ise ülkenin ulaşım için kullandığı iki ana nehir.
Fransa Politik Haritası
Fransa, 551 bin 500 km²’lik yüzölçümüyle metropolitan bir yapıya sahip olan ülke, İngiltere’den iki kat daha büyük yüzölçümüne sahip. 2019 verilerine göre yaklaşık 67 milyon kişinin yaşadığı Fransa’nın yurt dışında da yaklaşık 2 milyon vatandaşı bulunuyor. Fransa, toplamda 26 yönetimsel bölgeye ayrılmış durumda.
Bunlardan 22’si metropolitan Fransa olarak anılan Avrupa’da Fransa topraklarında bulunan bölgeleri ifade ediyor. 22 bölgeden ana kara dışındaki tek yer Korsika Adası. Kalan 4 bölge ise Fransa’nın denizaşırı topraklarında yer alıyor. Resmi olarak ülke 22 bölgeye ayrılan Fransa’nın en büyük bölgesi, Paris’in de içinde bulunduğu Ile de France.
Diğerleri ise Alsace, Aquitaine, Auvergne, Brittany (Bretagne), Burgundy (Bourgogne), Centre, Champagne-Ardenne, Corsica (Corse), Franche-Comté, Languedoc-Roussillon, Limousin, Lorraine, Midi-Pyrénées, Nord-Pas-de-Calais, Lower Normandy (Basse Normandie), Pays de la Loire, Picardy (Picardie), Poitou-Charentes, Provence-Alpes-Côte d’Azur, Rhône-Alpes and Upper Normandy (Haute Normandie).
Ülkenin Guyana, Guadeloupe, Martinique, Mayotte ve Reunion olmak üzere beş denizaşırı sömürgesi bulunuyor. İngiltere ile deniz sınırlarını paylaşan ülke, 1994’den bu yana İngiltere ile 51 kilometrekarelik bir denizaltı tüneliyle birbirine bağlı.
Fransa İklimi
Fransa, Avrupa’nın en büyük yüzölçümüne sahip ülkelerinden biri. Büyüklüğü nedeniyle ülkede 3 farklı iklim tipi bir arada görülüyor. Ülkenin batısında okyanusal iklim (ılık, nemli, çoğunlukla bulutlu ve yağışlı), doğusunda kurak ve karasal iklim (kışlar soğuk, yazlar sıcak), ülkenin güneydoğusunda ise Akdeniz iklimi (yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı) görülüyor.
Ülkede en yoğun turist hareketliliği yaz aylarında görülüyor. Temmuz ayının başından ağustos ayının sonuna dek olan dönemde Fransa’nın dört bir yanı turistlerle doluyor. Ülkenin dağlık bölümlerinde ise kayak merkezlerinin varlığı ile kış döneminde de ziyaretçi trafiğinde artış yaşanıyor.
Fransa’ya Nasıl Gidilir ✈️
Fransa’ya Türkiye’den en hızlı ve en kolay ulaşım yöntemi havayolu. Avrupa’da en yoğun hava trafiğine sahip kentlerden biri olan Fransa’nın başkenti Paris’te 3 uluslararası havalimanı bulunuyor. Paris’in havalimanları, Paris-Charles de Gaulle, Paris-Orly ve Beauvais-Tille.
Paris Charles de Gaulle Havalimanı: Paris’in en büyük uluslararası havalimanı Paris-Charles de Gaulle’e İstanbul Havalimanı’ndan Türk Hava Yolları ve Atlasglobal’in haftanın 7 günü direkt uçak seferleri bulunuyor. İstanbul-Paris uçuş süresi 3 saat 45 dakika.
Paris Charles de Gaulle Uluslararası Havalimanından şehir merkezine ulaşım: Paris’in 27 km kuzeyinde bulunan Charles de Gaulle Havalimanı’ndan şehir merkezine ulaşmak için havalimanının içerisinde Terminal 1’in alt katında tren istasyonu bulunuyor. Buradan, her 7-8 dakikada bir Paris şehir merkezi yönüne hareket eden trenlerle yaklaşık 35 dakikada merkezde olabilirsiniz.
Havalimanından taksiye binerek ortalama 55 Euro karşılığında Paris’e 40 dakikada gidebilir ya da Roissy Bus shuttle servisi ile 10 Euro karşılığında, ortalama 1 saatte Opéra İstasyonu’na ulaşabilirsiniz. Dilerseniz, RER B tren hattıyla 10 Euro karşılığında, yarım saatte Gare du Nord veya Châtelet – Les Halles İstasyonuna gitmek mümkün.
Havalimanı terminalleri arası yolculuk için CDGVAL isimli ücretsiz tren kullanılıyor. Toplamda beş duraktan oluşan hat, yaklaşık sekiz dakikada tamamlanıyor. Aktarmalı yolcuların pasaport polisini geçmeden, aprondan 15 dakikada bir hareket eden servislerle de terminal değiştirmesi de mümkün.
Paris Orly Havalimanı: Paris’in en yoğun ikinci havalimanı olan Orly’ye İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan Pegasus Hava Yolları’nın haftanın 7 günü direkt uçak seferi var. İstanbul-Paris uçuş süresi 3 saat 45 dakika.
Paris Orly Havalimanından şehir merkezine ulaşım: Şehrin ikinci havalimanı olan ve Paris’in 16 km güneyinde yer alan Aeroport d’Orly Havalimanı’ndan da tren yoluyla merkeze ulaşım mümkün. Taksi ile şehir merkezine ortalama 30 Euro karşılığında ulaşabilirsiniz. Ayrıca, Orlybus ile 7,5 Euro karşılığında Denfert-Rochereau İstasyonuna yarım saatte ulaşabilirsiniz.
Beauvais Havalimanı: Paris’in üçüncü havalimanı Beauvais Havalimanı’na Türkiye’den direkt uçuş yok. Düşük maliyetli hava yolu şirketlerinin kullandığı bu havalimanına İstanbul’dan Kişinev ya da Viyana aktarmalı olarak gitmek mümkün.
Beauvais Havalimanından şehir merkezine ulaşım: Beauvais Havalimanı’ndan Paris şehir merkezine tren ya da metro hattı yok. Toplu ulaşım açısından tek seçenek otobüsler. Havalimanı otobüslerini kullanarak 80 dakikada merkeze ulaşabilirsiniz.
Fransa’ya trenle ulaşım: Avrupa’nın birçok kentinden Fransa’nın başkenti Paris’e trenle ulaşım sağlanıyor. Şehirde merkez olarak kabul edilen ana tren garı bulunmuyor. Şehrin çevresine dağıtılmış 6 tren istasyonu metro ağıyla birbirine bağlanmış durumda.
Kuzey yönüne giden trenler Gare du Nord’den kalkıyor. Belçika, Hollanda, Köln ve İngiltere trenlerinin varış ve kalkış noktası bu istasyon. Merkez ve güneybatı Fransa’ya giden trenlerin kalktığı Gare d’Austerlitz İspanya ve Portekiz bağlantısını sağlıyor.
Doğu yönüne giden trenlerin kalktığı Gare de l’Est’ten Lüksemburg, Frankfurt, Basel ve Zürih bağlantısı sağlanıyor. Güney ve batı yönüne giden trenlerin kullandığı Gare de Lyon, Cenevre, Lozan, İtalya, Marsilya ve Lyon trenlerinin varış ve kalkış noktası.
Normandiya yönüne giden trenler Gare St Lazare’den, güneybatı Fransa ve İspanya yönüne giden trenler ise Gare Montparnasse’den hareket ediyor. Ülke, büyüklük sırasına göre Marsilya, Le Havre, Dunkirk ve Nantes/Saint-Nazaire deniz limanlarına ve daha pek çok limana sahip.
çok teşekkürler bilgiler için. çok yardımcı oldu.
Bilgiler için çook teşekkürler, çok yardımcı oldu.