Portekiz’in başkenti ve Batı Avrupa’nın en eski kenti Lizbon, Tagus Nehrinin Atlas Okyanusuna açıldığı geniş bir haliçte, yedi tepe üzerine kurulu. Şehir belki eski ama ruhu capcanlı, geçmişin güçlü zamanlarından bu yana büyüsünü hiç kaybetmemiş.
Portekizli denizcilerin ‘Yeni Dünya’ arayışları için yola çıktığı Belem kıyısında bugün devasa bir anıt yükseliyor; Kâşifler Anıtı. Ülkenin dünya siyasi tarihini değiştiren okyanus ötesi keşiflerini onurlandıran devasa anıt, Yeni Dünya yolculuğuna katılan birçok kâşifin betimlemeriyle süslü.
Lizbon’un asıl hikâyesi Keşifler Çağıyla başlıyorsa, bunu en iyi betimleyen şey Belem Kaşifler Anıtı olsa gerek. Dünyanın en iyi denizcilerinin 15. yüzyılda, bilinmeyene yelken açtıkları Belem’de, Tagus Nehri kıyısında, gemiyi andıran bir görünüme sahip.
Anıtın en üstünde gözünü denize dikmiş Denizci Prens Henry olarak da anılan Infante Dom Henrique anısına yapılan anıtta, tüm kâşiflerin başarıları anlatılıyor.
Belem Kaşifler Anıtı, Lizbon
Kâşifler Anıtı (Padrao dos Descobrimentos), Portekiz’in en önemli keşiflerinin başladığı Tagus Nehri’nde bir gemi gibi yelkenlerini açmış şekilde duruyor. En üstte, en ortada ve önde gözünü denize dikmiş Henrique o Navegador olarak anılan Portekiz Kralı Denizci Henrique yer alıyor.
Kâşifler Anıtı, denizci Prens Henry olarak da bilinen Infante Dom Henrique’nin 500. ölüm yıldönümü anısına yapılmış. Kral hiçbir zaman keşfe çıkmamış olsa da coğrafi keşiflere verdiği destekle tüm denizcilerin önü açılmış. Kâşiflerin sefer yapmalarını teşvik etmiş, onlara maddi destekte bulunmuş.
1960’da ziyarete açılan anıtın üzerinde Portekiz’in altın çağında çok önemli görevler üstlenen 30 kişinin kabartması bulunuyor. Anıta doğu ve batı yönünden baktığınızda kabartmaları farklı biçimlerde algılayabiliyorsunuz. Doğu cephesinden baktığınızda Denizci Henry, elinde bir gemi ve arkasında Kral 5. Alfonso, Pedro Alvares Cabral, Vasco Da Gama ve Ferdinand Magellan bulunuyor.
Vasco Gama Hindistan’ı, Pedro Alvares ise Brezilya’yı keşfeden isimler. Ferdinand Macellan ise dünya etrafını tam tur gezmeyi başaran ilk kâşif olarak biliniyor. Anıtta bu üç ismin dışında dönemin matematikçileri, din adamları ve haritacıları da tasvir ediliyor.
Ülkenin kaderini değiştiren önemli keşiflerinin başladığı yerde, anıtın önünde yere çizilmiş dünya haritasında, Atlas Okyanusundan Hint Okyanusuna temsili Portekiz gemilerinin çizilmiş.
Belem Kâşifler Anıtı’nı ziyaret edenler asansör ile bu tepe noktaya çıkıp muhteşem kent manzarasına tanık oluyor. Toplamda 7 kattan oluşan bir müze, sergi salonları ve çok sayıda galeriye sahip olan anıt şehri izleyebileceğiniz en iyi manzaralı yapılardan biri olduğundan gün boyu ziyaretçi akınına uğruyor.
Anıta çıkmak ücretli. Ücret ödemek istemiyorsanız oldukça yorucu olabilecek yüzlerce basamağı yürüyerek çıkmanız gerekiyor. En üst katın altında bir tuvalet, yine belli katlarda dinlenebileceğiniz oturma yerleri var. Belem’i bir de yukarıdan görmek için çıkmaya değer. İnerken asansörü değil de merdivenleri kullanmak zorundasınız.
08.00-18.00 saatleri arasında ziyarete açık olan anıtın yanı başında Belem Kulesi bulunuyor. Kâşifler Anıtı‘ndaki müzeyi keşfettikten sonra asansörle anıtın tepe noktasına çıkıp 25 Nisan Köprüsü, Belem Kulesi ve Lizbon’un muhteşem manzarasını izlemeyi unutmayın.
Türk Hava Yolları’nın İstanbul Havalimanından direkt seferlerinin bulunduğu Lizbon’a Avrupa’nın farklı kentlerinden aktarmalı uçuşlarla ulaşım sağlanıyor.