Portekiz, Orta Çağ kaleleri, altın renkli plajları, harika kiliselerin süslediği örme taş köyleri ve olağanüsü lezzetler ve zengin kültürler sunan vazgeçilmez şehirleriyle Avrupa’nın görülesi ilginç ülkelerinden biri. Avrupa‘nın güneybatısında, İber Yarımadasında yer alan Portekiz, kuzey ve doğuda İspanya, batıda ise Atlas Okyanusu ile çevrili.
Efsanevi şairi Luis Vaz de Camoes’in 16. yüzyılda dediği gibi ‘Karanın bittiği denizin başladığı yer’ olarak biliniyor. Avrupa’nın denize açılan batı sınırı olan ülkede yaşam modern teknoloji ile geleneksel balıkçılık-çiftçilik tarzı ile iç içe devam ediyor ve dünyayı daha küçük, daha bütünleşmiş ve daha karışık bir hale getiriyor.
Portekiz, Avrupa’nın uzaktan akrabası gibi. Kıtanın güneybatı ucunda, İspanya’nın yanına konumlanmış, yüzünü Atlantik’e dönmüş bir renkler ülkesi. Yeni dünya keşif çağına Portekiz’in katkısı oldukça fazla. Bir zamanların güçlü deniz krallığı olan Portekiz, zamanında Afrika’ya, Güney Amerika’ya ve Doğu’ya doğru yapılan tüm ticaret gemilerini domine ediyordu.
Tarihinde birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış bu deniz kokulu ülke, en parlak dönemlerini 15. ve 16. yüzyıllarda deniz aşırı büyümesi ve sömürgeler elde etmesiyle yaşamış. Coğrafi keşiflerle birlikte dünyanın birçok noktasına kültürünü taşıyan Portekiz, 15. ve 16. yüzyıllar arasında Brezilya’dan Filipinler’e kadar geniş bir coğrafyada etkisini sürdürdü.
Öyle ki imparatorluğun sınırları 16. yüzyıl ortalarına doğru Afrika ve Asya’dan Amerika’ya kadar yayılarak Brezilya’yı da topraklarına katacak kadar genişlemiş. Ancak İspanya Kralı II. Felippe’nin, tahtı ele geçirmesiyle Portekiz, 1690’a kadar İspanya’nın egemenliği altında girmiş; bununla başlayan gerileme 17. ve 18. yüzyıllarda, sömürgelerin kaybedilmesiyle en üst noktaya çıkmış.
Kral II. Manuel’in 1920’de tahttan indirilmesiyle cumhuriyet ilan edilse de 1932’de Antonio de Oliveira Salazar’ın başbakan olmasıyla diktatörlüğe dayanan yeni bir rejim kurulmuş. Karanfil Devrimi olarak da anılan Nisan 1974 Devrimi ile Salazar yönetimi devrilmiş. Portekiz’in ruhunu anlamak için, dünya tarihinde eşine az rastlanır bir şekilde şiddet içermeyen bir devrim yapan bu halkı iyi tanımak gerekiyor.
İşte bu bile her sokağında ağaçların olduğu, şehir duvarlarından yosunların aktığı ve balkonların çiçeklerle donatıldığı bu ülkeye hayran olmak için yeterli. 24 Nisan 1974’te Eurovision Şarkı Yarışmasında Portekiz’i temsil eden Paulo de Carvalho’nun E depoi do adeus isimli parçasının çalınması ile başlayan bu devrimden beri sanki insanlar sokaklarda halen bunun için şarkılar söylüyorlar, sanki o anla birlikte müzik sokakların ruhuna işlemiş gibi.
Bu devrimi anlatan 2000 yapımı Capitães de Abril (Nisan Devrimi) filmi bu ülke ve insanı hakkında çok şey söylüyor. Karanfillerin en güzel açtığı ay Nisan ve devrim sırasında şehir merkezinde yer alan Lizbon Çiçek Pazarı’nda karanfiller silah ve tankların namlularına iliştiriliyor; devrim de ismini buradan alıyor.
Avrupa’nın güneybatısında, İber Yarımadası üzerindeki ülke, Azorlar ve Madeira takımadaları özerk yönetimlerine de sahip.
Portekiz Gezilecek Yerler
İspanya ile Atlantik Okyanusunun arasında sıkışmış Portekiz keşfedilmeyi bekleyen çok etkileyici bir doğaya sahip. Portekiz’in küçük bir ülke olmasına kanmayın. Bu küçük ülke çok canlı ve yaşayan bir kültüre, tarihe, nefis bir doğaya sahip. Çok zengin ve yeniliğe açık olan şehirler, geleneksel köyler, şaşırtıcı güzellikte sahiller, kırsal alanlar ve çok sayıda UNESCO dünya mirası bölgelerine sahip.
Portekiz bir ziyaretçinin isteyebileceği hemen her türlü imkânı sunuyor. Portekiz’in coğrafi özellikleri kuzeyde üzüm bağları ve yemyeşil dağlardan başlayarak ortalarda çiftlik alanları ile Orta Çağ kasabalarına devam ederek güney sahil şeridinde Algarve civarında muhteşem sahiller ile son buluyor.
Coimbra, Guimaraes, Braga ve Evora gibi şehirler de ortaçağ ruhunu korumayı çok iyi başarmış şehirlerden bazıları. Portekiz’e ait olup Atlantik Okyanusunda yer alan Azores ve Madeira takımadaları da çiçek bahçeleri ve yemyeşil doğaları ile biliniyor. Algarve’nin tepe eteklerindeki sahillerinin ötesine baktığımızda Portekiz çobanların koyunlarını otlattığı meraları ve çok zengin kültüre sahip şehirleri görüyoruz.
1. Lizbon
Portekiz’in başkenti Lizbon, ülkenin en büyük şehir olma ünvanını elinde tutuyor. İstanbul gibi Lizbon’da da iki kıyıyı bağlayan büyük köprüler bulunuyor ve şehir yedi tepe üzerine kurulu. Canlı ve enerjik taş örme sokakları, füniküler yolları, dünyaca meşhur müzeleri, efsanevi yemekleri, alışveriş ve gece hayatı ile görülmemesi çok şey kaybettirecek bir şehir.
Atlantik Okyanusu’nun kıyılarında harika bir iklime sahip olan şehrin insanı mutlu eden sokakları, harika dükkânları, Gotik katedralleri, etkileyici köprüleri ve renkli yaşam tarzının yanında ülkenin vazgeçilmez tutkusu olan Fado müziği her yıl yüzbinlerce turisti kendisine çekiyor.
Şehrin en eski yerleşim bölgesi Alfama’da, Fas tarzı mimarinin hâkim olduğu bölgede örme taştan sokaklar ve St. George Kalesi bulunuyor. Lizbon’u tanımak için en iyi yol meşhur 28 Nolu Tramvaya binip şehri keşfetmeye çıkmak.
2. Sintra
Sintra Dağı’nın eteklerine yerleşmiş olan şehir başkentten günübirlik gidip gelinebilecek uzaklıkta ve yemyeşil tepeler, tüm şehire serpiştirilmiş göz alıcı villalar, lüks dinlenme merkezleri, kaleleri ve Pena’s Palace gibi ünlü saraylara sahip. 1800’lü yılların ortalarında yapılmış olan Alman Neuschwanstein’in hatırası fantastik kale Portekiz’in kraliyet ailesine hizmet vermekteydi. Pena’s Sarayı’nı egzotik ağaçlar, bitkiler ve çiçeklerle bezeli bir ormanlık alan çevreliyor.
3. Porto
Arnavut kaldırımlı dar sokaklar, binbir çeşit kokunun yayıldığı geniş meydanlar, seslerin birbirine karıştığı nehir kenarları ve her biri farklı tiplerde bir sürü renkli insanıyla Porto, Portekiz‘in en özgün şehri.
Portekiz’in kuzeyinde Douro nehrine yüksekten bakan tepelerin arasında bulunan Porto dünyaca ünlü şaraplarıyla meşhur. Şehrin tam kalbindeki Ribeira’da sadece yayalara ayrılmış bölgesiyle hem çok büyüleyici hem de canlı müziği, kafeleri, restoranları ve sokak satıcıları ile harika bir atmosfere sahip. Bölgenin en meşhur yeri ise Porto’yu Vila Nova de Gaia’ya bağlayan Ponte Dom Luis adındaki demir köprü.
Porto’nun hemen yanında Portekiz’in en meşhur içkilerinin bulunduğu mağaraları ziyaret edebilir ve muhteşem bir tadım deneyiminden sonra seyahatinizi taçlandırabilirsiniz.
4. Obidos
Çiçekler ve surlarla çevrelenmiş dar sokakları ve vişne likörü ile ün kazanmış olan Obidos; Portekiz’in en büyük üçüncü kenti ve teleferikle ile çıkılan Bom Jesus do Monte Katedrali ile başka bir dinsel merkez olan Braga da Portekiz seyahati boyunca rotaya katılabilecek yerler arasında.
Portekiz’in batısında bir tepeye yerleşmiş Obidos’un görkemli surları, muhteşem ortaçağ kalesi ve tarihi Obidos Meydanıyla karakteristik görülesi bir şehir. Labirenti andıran sokaklarını yürüyerek keşfetmek en güzel seçim. Kalabalık meydanlar, güzel dükkânlar ve camlarında rengârenk çiçekler bulunan beyaz evleri ile ziyaretçileri büyüleyen bir şehir. Kalenin devasa kapısı, kuleleri ve siperleri artık çok lüks bir otele hizmet etse de ihtişamından hiçbir şey kaybetmemiş.
5. Coimbra
Küçük ve çok şirin bir kasaba olan Coimbra, Orta Portekiz’de Mondego Nehri kıyısında birçok tarihi hazineye, muhteşem bahçelere, fado müziğinin en seçkin örneklerine ev sahipliği yapıyor. Coimbra’da yapılabilecek en iyi şey tüm bu tarihi mekânlar, katedraller ve manastırlar arasında kaybolmak. Aralarında Kraliçe Isabel’in lahitinin de bulunduğu manastırların her biri ayrı güzellikte. Coimbra’da Coimbra Üniversitesinin kütüphaneleri ve özellikle de Joanina Kütüphanesi görülmeye değer.
6. Aveiro
Orta Portekiz’in Atlantik Kıyısını kucaklayan Aveiro, harika kanalları ve kanal köprüleriyle “Portekiz’in Venedik’i” olarak da adlandırılıyor. Rengârenk gondollar, botlar kanallar arasında dolaşırken şehrin tarihi bölgelerini ziyaret edebilir ve muhteşem sahillerin tadını çıkartabilirsiniz. Aveiro’nun mutfağı oldukça ünlü, damak zevkinize uygun bir şeyler mutlaka bulacaksınız. Aveiro’da görülecek yerler arasında Aveiro Katedrali, Sao Gonçalinho Şapeli ve Convento de Jesus gibi yerler var.
7. Evora
Portekiz’in en iyi korunmuş ortaçağ kasabalarından biri. Evora duvarlarla çevrili ve kıvrımlı taş yolları ile Roma ve Gotik mimariye sahip. Evora küçük olabilir, ancak Portekiz’in güneyinde turistlerin ilgisini çekmeyi fazlasıyla başarıyor. Nerdeyse 2000 yıllık bir geçmişe sahip olan Evora bir zamanlar Roma İmparatorluğu altında ışıldayan önemli bir şehirdi.
Bugün ise Alentejo bölgesinin başkenti olarak çok iyi korunmuş tarihi şehir merkezi ile bu merkezde 4000 den fazla tarihi yapıya ev sahipliği yapıyor. 13. yüzyıla ait Portekiz’in en önemli Gotik yapılarından biri olan Evora Katedrali görmeye değer. Şehire çok uzak olmayan bir bölgede de Avrupa’nın en büyük tarih öncesi anıtlarının kompleksi bulunuyor.
8. Algarve
Ülkenin en güney kısmında bulunan Algarve, sıcak Akdeniz iklimi, nefis plajları, ilginç kasabaları, tarihi bölgeleri, enfes yemekleriyle Portekiz’in görülebilecek en iyi yerlerinden biri.
Yemyeşil zeytinlikler, geleneksel beyaza boyanmış köyler, tepelerin eteklerine yerleşmiş muhteşem bir sahil ile gözler için bir ziyafet sunuyor. Faro, bu bölgenin başkenti ve Lagos gece hayatı arayanların gitmesi gereken yer. Portakal bahçeleri ve kırmızı kumtaşı kalesiyle meşhur olan yer ise Silves. Rönesans anıtları, köprüleri ve kaleleri ile çok zarif bir kasaba olan Tavira Algarve’de görülecek yerler arasında.
9. Madeira
“Atlantiğin Yüzen Bahçesi” ismiyle anılan Madeira, Atlantik Okyanusu’nda Kuzey Afrika ile Portekiz arasında çok verimli bir vaha. Yemyeşil bitki örtüsü, çiçek bahçeleri ve şaraplarıyla bu görüntünün hakkını da veriyor. Mutlaka görülmesi gereken yerler arasında Orkide Bahçesi ve Laurissilva ormanı bulunuyor.
Madeira’nın başkenti ve en büyük şehri Funchal, tarihi kiliseleri, kaleleri, resortları ve restoranların yanında ağaçlarla bezeli kordonuyla olağanüstü bir okyanus manzarasına sahip.
10. Azores
Lizbon’un 1,500 km kadar açıklarında, dünyaca ünlü balina izleme turları ile meşhur Azores Takımadaları, Atlantik Okyanusundaki 9 volkanik adadan oluşuyor. Adalar, sıcak kaynak suları, sessiz deniz kıyısı kasabaları ve her adanın kendine özel karakteristiği ile de eşsiz bir yaşamın örneklerini sunuyor. Sao Miguel Azores’in en büyük adası ve “Yeşil Ada” olarak da biliniyor. Pico ise Portekiz’in en yüksek dağının bulunduğu yer.
11. Fatima
Portekiz, Katolik bir ülke ve dinlerine oldukça bağlılar. Bu nedenle ülkenin belirli yerlerindeki haç noktaları ve dinsel simgeler oldukça ilgi görüyor. Lizbon’dan Porto’ya gidiş yolu üzerinde yer alan Fatima da Katolikler’in en önemli haç yerlerinden biri. Fatima kenti de 3 çoban çocuğun Meryem Ana’yı gördüğünü iddia etmesini takiben gerçekleştiğine inanılan mucizeler sonrasında, Portekizliler için bir gurur kaynağı haline gelmiş.
Lizbon’dan 1 saat uzaklıkta yer alan Fatima Hristiyan dünyası için çok kutsal sayılan ve her yıl 5 milyon kişiyi ağırlayan bir hac noktası. Fatima’ya çok yakın, ortaçağ mimarisinin en güzel örneği Batalha Sarayının hafızanızda çok derin bir yer bırakacağından emin olabilirsiniz.
Portekiz mutfağı
Portekiz mutfağı ilhamını denizden alıyor; denizden gelen her şeyi pirinç ve ekmekle sofralarına taşıyorlar. En çok tüketilen balık Bacalhau diye adlandırdıkları tuzlanmış morina ve bu balığı Pasteis de Bacalhau (Balıklı Kek) ve Bacalhau a Bras (Izgarada Bacalao Balığı) gibi isimlerle birçok farklı şekilde pişirerek tüketiyorlar.
Okyanus balığı olduğu için bizim bildiklerimize göre çok daha iri olan sardalye de Portekiz’in sofralarının vazgeçilmezi. Patates ve lahana ile yapılan yeşil çorba (caldo verde), balık yahnisi (calderirada de peize), köpekbalığı çorbası (popa de cacao) ve üstüne dökülen erimiş peynir ve özel bir sos ile servis edilen jambon ve sosisli sandviç francesinha da yemeden gelmemeniz gereken lezzetler arasında.
Yemeğe başlamadan önce masaya zeytinyağı ve leziz ekmekler konuluyor; genellikle ekşi maya ile yapılan ekmekler kokusuyla insanın başını döndürüyor. Lokantalar genel olarak küçük aile işletmeleri olarak özgün bir şekilde hizmet veriyor.
Yemek içmek Portekiz’de oldukça ucuz, bir kişi yanında tatlısı ve içkisiyle ortalama 15-20 Euro’ya tıka basa doyabiliyor. Elbette ki birbirinden nefis kokular yayan ve genelde hamur ile yapılan bol kalorili tatlıları da unutmamak gerekiyor.
Bunların en ünlüsü, kökeni Lizbon’nun Belem semtindeki çok eski bir Pastane’ye dayanan milli tatlıları: Pasteis de Belem. Tarihi 1837’ye dayanan Pasteis de Belem Pastanesi ile aynı isimle anılan bu tatlıdan almak istiyorsanız günün her saati metrelerce olan uzun bir sırayı beklemeniz gerekiyor ama o lezzete değiyor doğrusu.
Portekiz denilince akla gelen bir başka tat da elbette ki gücünü Porto’daki Douro Vadisi’nden alan ancak ülkenin hemen her yerindeki üzüm bağları ile kendini gösteren şarap.
Standart şaraplarda alkol oranı %11-12 civarındayken, Porto şarabının alkol oranı genel olarak %20; bu da onu bir sofra şarabından çok, özen gösterilmesi gereken bir içimlik haline getiriyor. Girdiğiniz her lokantada kadeh fiyatları 1 Euro’dan 25 Euro’ya kadar değişen çeşit çeşit leziz şaraplar bulmanız mümkün.
Şarap mantarlarının yapımında kullanılan mantar meşesi ağacı, büyük çoğunlukla Portekiz topraklarında yetişiyor. Dünya üretiminin %55’inin Portekiz tarafından karşılandığı mantar, ülke ekonomisinde de büyük bir paya sahip. Bu pay, hediyelik eşya sektöründe, çantalar, nevaleler, bileklikler ve daha türlü obje ile de kendini gösteriyor.
Ne zaman gidilir
Yıl boyunca güneş olan bir ülke olan Portekiz özellikle yaz aylarında harika oluyor ve Haziran – Eylül ayları arası gidilmek için en güzel zamanlardan biri. Sıcaklık 30 derecenin birkaç derece aşağısında ya da yukarısında oluyor. Temmuz ve özellikle Ağustos ayları Portekiz’in de tatil ayları olmasından dolayı kıyı kısımlarında yoğunluk ve kalabalık çok fazla oluyor. Fiyatların da tavan yaptığı bu en yüksek sezon için rezervasyonunuzu erken yaptırmayı unutmamanız gerekiyor.
Eğer yürüyüş yapmak veya dağları dolaşmak istiyorsanız bu dönem biraz sıcak olabileceğinden dolayı tavsiyemiz Mayıs ya da Ekim gibi aylarda gelmeniz. Şehir içinde dolaşmak, arkeolojik bölgeleri keşfetmek gibi seçenekler için en uygun aylar kış ya da sonbaharın kapısındaki veya çıkışındaki aylar.
En fazla yağmur Kasım-Mart arası kış aylarında yağıyor. Sıcak ve keskin güneş kış aylarında bile sıkça kendini gösterdiğinden Portekiz’in orta kesimleri soğuk aylarda ziyaret için birebir. Özellikle güney kıyılarında yılın tüm zamanı ılıman bir iklim hâkim. Diğer taraftan kuzeyde ise hava oldukça soğuk olabiliyor, özellikle iç kesimlerde dağlık alanlarda kar sıkça görülebiliyor.
Türk Hava Yolları ve Portekiz Hava Yolları ile direkt, diğer hava yollar ile aktarmalı olarak Lizbon’a uçabilirsiniz ancak bilet fiyatları Avrupa’nın diğer şehirlerine olduğu kadar ekonomik olmadığından ucuz uçak bileti için kampanyaları takip ederek fırsat yakalamanız mümkün.