Yumuktepe Höyüğü, Mersin‘in Toroslar ilçesi sınırlarında, tarihi geçmişi MÖ 7 binli yıllara uzanan, Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden. Neolitik Dönemde çiftçiler tarafından kurulan Yumuktepe, Mersin’in geçmişten günümüze tarımsal anlamda bölgeler arasında bir köprü rolü gördüğünün sembolü. Yumuktepe, şehir ve çevresinde yetiştirilen tarım ürünlerini limanı aracılığıyla dünyanın farklı noktalarına gönderiyordu.

Neolitik dönemden Bizans’a kadar kesintisiz yerleşimin devam ettiği Yumuktepe, dünyada bu kadar uzun süreli yerleşim yeri olarak kullanılan tek yer olarak çevre, iklim ve insan yaşamı hakkında benzersiz bilgi kaynağı sunuyor. Höyükteki kazı çalışmaları İtalya’nın Lecce Üniversitesi Arkeoloji Bölümü üyeleri ve yerel çalışanlar tarafından sürdürülüyor.

Yumuktepe Höyüğü
Yumuktepe Höyüğü

Yumuktepe Höyüğü, Mersin

Yumuktepe Höyüğü, Mersin kent merkezinde, Toroslar ilçesine bağlı Demirtaş Mahallesi sınırlarında yer alıyor. Arkeolojik açıdan büyük önem taşıyan höyük farklı kaynaklarda Yümüktepe ismiyle de anılıyor. Höyük, 1936-1938 yılları arasında, Ankara Arkeoloji Enstitüsünün de kurucuları arasında yer alan İngiliz arkeolog John Garstang tarafından ortaya çıkarılmış.

II. Dünya Savaşı sırasında kazı çalışmalarının durduğu höyükle ilgili dökümanların birçoğu üniversite arşivinin bombalanması nedeniyle tahrip olmuş. 1993 yılından itibaren İstanbul ve Roma üniversitelerinin işbirliği ile gerçekleştirilen kazı çalışmaları höyükle ilgili birçok yeni bilginin keşfedilmesini sağlamış.

Malta

Serbia

Yumuktepe’de ilk kazı çalışmaları sırasında kent dışında yer alan höyük, Mersin kent merkezinin genişlemesiyle birlikte günümüzde şehir merkezine çok yakın bir konumda bulunuyor. 7 bin yıllık kesintisiz yaşamın devam ettiği höyükte John Garstang 33 tabakalı yerleşimin izlerini saptamış.

John Garstang’ın Prehistoric Mersin adlı eserinde Yumuktepe’de taş ve seramikten ev aletleri ve üretim amaçlı aletlerin listesi yer alıyor. Anadolu’da tarımın ilk yapıldığı yerlerden biri olan Yumuktepe’de koyun, keçi, domuz ve sığır beslendiği biliniyor. Höyüğün Neolitik döneme denk gelen (MÖ 4 bin 500) tabakasında ise dünya tarihinde kaleye benzeyen ilk yapıya rastlanmış.

Yıllar içerisinde gelen yerleşimler ile 23 metre kadar yükselen tepe üzerinde yollar inşa edilmiş. Höyüğün, tarımsal ürünler ve tekniklerin Anadolu’dan Avrupa’ya yayılmasında kilit bir rol oynadığı düşünülüyor. Teraslı evler ve kalıntılarla birlikte karışık bir tabakalanmanın oluştuğu kent, Orta çağa kadar önemini sürdürmüş. Doğal kaynaklar ve ulaşıma elverişli yapısı ile ticarette avantajlı konuma gelen Yumuktepe, Doğu Akdeniz ve diğer Akdeniz ülkeleriyle sıkı bir ilişki içerisindeydi.

Dünyada tarımın ilk yapıldığı yerler arasına adını yazdırmayı başaran Yumuktepe’de, binlerce yıl öncesine dair buğday ve zeytin yetiştiriciliği ile ekmek üretiminin izlerine rastlanıyor. Günümüzde sadece yaz aylarında sürdürülen kazı çalışmaları ile Anadolu coğrafyasına ait birçok bilinmeyene ışık tutulması amaçlanıyor.

Yumuktepe
Yumuktepe Kazisi
Yumuktepe Kazisi

Tarihi izlerinin milattan önce 7 binli yıllara uzanması ve bu dönemden on dördüncü yüzyıla kadar kesintisiz yerleşim yeri olması nedeniyle Medeniyetler Beşiği adıyla anılan Yumuktepe Höyüğünde, ilk kez 1936-1937 yıllarında İngiliz Arkeolog John Garstang başkanlığındaki kazı heyetinin yaptığı kazı çalışmaları, 1993 senesinden bu yana çalışmalar düzenli olarak sürdürülüyor.

Kazılarda ortaya çıkarılan Neolitik, Kalkolitik ve Ortaçağ dönemlerine tarihlenen çok sayıda eser Mersin Müzesi’nde ziyaretçilere sunuluyor. Bu eserler arasında, kandiller, boncuk dizileri, kemik süs iğneleri, taş ağırşaklar, kemik aletler, testiler, bıçaklar ve kadın heykelleri yer alıyor.

Yumuktepe, Mersin
Binlerce yıllık höyük geçtiğimiz yıllara kadar piknik alanı olarak kullanılıyordu

Tarımsal ürünlerin depolandığı altı siloda dünyanın en eski buğday çeşidinin izlerinin bulunması çok önemli bir gelişme olarak kabul ediliyor. Ayrıca 6 bin 500 yıllık olduğu belirlenen saray kalıntısı tüm arkeoloji dünyasında heyecan yarattı. MÖ 4 bin 500’lü yıllara ait saray, normal evlere göre daha anıtsal ve kaliteli bir şekilde yapılmış. Sarayın dışarısında iyi yapılmış bir kaldırım var.

Roma İmparatorluğunun ilk yıllarında Zephyrium adıyla anılan bir limana dönüşen Yumuktepe’nin ismi, Roma İmparatoru Hadrian zamanında Hadrianapolis olarak değiştirildi. Deniz kıyı çizgisinin güneye kayması ve kentin 10 km güneybatısında yer alan Solipolis’in deniz ticaretini ele geçirmesiyle Yumuktepe liman olarak tüm önemini kaybetmiş. Höyüğün kalesi ise Orta Çağ’a kadar kullanılmış.

Yumuktepe Höyüğü giriş ücreti ve ziyaret bilgileri

🗺 Adres: Demirtaş Mah., Soğuksu Cd. No:40, 33090 Toroslar, Mersin
Yumuktepe Höyüğü ziyaret saatleri: Yumuktepe Höyüğü, yaz dönemi (1 Nisan – 1 Ekim) 09.00–19.00; kış dönemi (1 Ekim – 1 Nisan) 08.00–17.00 saatlerinde ziyarete açık. Höyük, haftanın 7 günü ziyarete açık.
🔐 Yumuktepe Höyüğü giriş ücreti: Yumuktepe Höyüğü girişi için ücret alınmıyor.

Yumuktepe Höyüğü, Mersin’de gezilecek yerler arasında bulunan, Anadolu ve bölge tarihine ışık tutan bir yerleşim yeri. Her ne kadar turizm için henüz yeteri kadar hazırlanamamış olsa da böylesi bir yer görmeye değer. İnsanlık tarihi için çok önemli gelişmelere sahne olan bu yeri Mersin seyahat rotanıza mutlaka ekleyin.

Serbia

Yanıt yaz

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz